CUMHURİYET 17 İkincikâmm 1937 Şehır ve Memleket Haberleri Teşçir faaliyeti Tarihî tefrika : 4 Yazan : M. Turhan Tan Siyasî Fransanın dahilî işleri ve Ispanya ransa parlamentosu tekrar toplandı ve ilk işi Ispanyaya gönüllü gitmesinin men'i için hükumete lüzumu halinde kullanmak üzere salâhiyet vermek için müstacel bir ka nunu müzakere oldu. Vaktile Almanya ile Italya, silâh gibi, ecnebi gönüllülerin de İspanyaya sokulmasının menedilmesini istedikleri zaman Fransa hükumeti sol partilerin tazyikile böyle birşeye kat'iyyen yanaşmamıştı. Şimdi ise her devletten ziyade telâş etmekte ve bunun biran evvel menedilmiş olmasını görmek iste mektedir. Çünkü evvelce İspanya hükumeti Fransadan ve Sovyetlerden gelen gönüllülere dayanarak mukavemet ederken şimdi General Franco Almanya ve İtalyadan gelen gönüllülerin yardımile vaziyete hâkim olmaktadır. Madrid iyice sıkıştırılmıştır. General Franco'nun kuv • vetleri ilk defa olarak Akdeniz sahille rinde de ilerlemeğe başladı. Burada îs panyol hükumetinin başlıca istinadgâhı bulunan Malaga mütemadiyen tazyik olunuyor. Fransız kabinesi gönüllü toplanması ve gönderilmesi için memnuiyet vaz'ında ciddî olduğunu ispat ederek diger dev letlerin biran evvel bu memnuiyete iştirak edeceklerini ümid ediyor. Fakat fa şist devletler ne Fransanın ciddiyetine, ne de komünist âlemin hakikî bitaraflığıtatbik edeceğine inanmıyorlar. Alman matbuatı cenubî Fransanın îspanya hu duduna mücavir olan yerlerinin tamamie komünistlerin hüküm ve nüfuzu altına girdığıni ve Fransız devlet otoritesinin artık bu havalide tesiri kalmayıp adeta bir Sovyet teşekkülünün kurulduğunu iddia ederek Fransız hükumetinin nekadar istemiş bile olsa bitaraflığı tatbik edemiyeceğini iddia etmektedir. Dığer taraftan son zamanlarda Fransadan îspanyaya giden gönüllü muhariblerin pek fazla artması Fransaya karşı itimadsızlığı artırmaktadır. Fransa hüku meti nekadar hüsnüniyet beslese de gene müfrit sol partilerin ve amele teşekküllerinin zoru altında kalarak bitaraflığı tamamile tatbik edemiyeceği kanaati Al manya ile İtalyada iyice yerleşmektedir. Bu kanaat yalnız haricde değil Fran sanın içinde, mutedil ve sağ partiler arasında dahi vardır. Evvelki gün Fransadaki amele sendıkaları birliği reisi M. Jouhaux'nun bir amele heyetinin önünde olduğu halde ansızm Hariciye Nezare tine gelmesi ve devletin haricî politikası üzerinde amirane bir tavırla Hariciye Nazırı M. Delbos ile müzakerede bulunması sağ ve mutedil partileri adeta isyan ettirdi. «Dahilî politikada hâkim olan amele teşekküllerinin şimdi emir ve hükümlerini haricî politika sahasına da teşmil etmeğe ne haklan vardır?» diye sorulmaktadır. Diğer taraftan Fransadaki sağ partiler parlamentoda artık büsbütün hüku meteve müfrit sol partilere karşı boykot, ilân etmek mecburıyetinde kaldılar. Parlamentonun tahsisatına ve maddî idare işlerine bakan üç questeurlük vazifesinin münhasıran sol partilere verilmesi üzerine sağlar meb'usan meclisi riyaset divanı intihabma iştirak etmediler ve sol partilerin kendiliklerinden seçtikleri iki sağ reisi saniyi de geri aldılar. Bu suretle riyaset divanı komünistler ve sosyalistlerin elinde kalmıştır. Hulâsa Fransada parlamentonun ve efkân umumiyenin mühim bir kısmının inanmadığı sol partilerin ve bunların tesiri altında bulunan hükumetin dış politikasına Almanya ile İtalya ve diğer faşist devletler hiç inanmak istemiyorlar. Bu vaziyet üzerinde simdi General Goering ile M. Musolini mühim müzakerelerde bulunmaktadır lar. Karışık bir dava İktısadî teşkilât Yavuz şöyle kökremişti Bu kadar Barutla Rodos abnmaz. Siz ata gemsiz binen ve yola azıksız çıkan gafillersiniz Kiiçüğü korumak için büyüğü a vutmalı, böyle yapmazsak gülü dalmda kurudurlar, yüreğine derd düşürürler. Bu söylenişi müteakıb odaya girmek ten vazgeçti, adımlarını Mahidevranın dairesine çevirdi ve onu küçük şehzade nin yanında buldu Ana, gürbüz yavru sunu dizine yatırmıştı, saçlannı okşuyordu. Karşısmda elpençe divan duran başkalfa da, alıal, morumor bir çehre ile bir şeyler anlatıyordu. Genc hükümdann odaya girmesile beraber kalfanın dili tutuldu, yüzünün rengi değişti, dizlerine titreme geldi. Bayı lacak vc bulunduğu yere düşiip yığılacak gibiydi. Süleyman, cürmümeşhud halin de yakalanmışa benziyen bu kadının acıklı telâşını sezmemiş gibi göründü, yavrusunu kucaklayıp yerinden sıçnyan Hasekinin yanına gitti: Gönlüm, dedi, seni özledi, geldim. Mustafayı validemin yanına yolla, biraz başbaşa kalalım. Ve onun cevabını beklemeden kalfa ya çocuğu gösterdi: Bunu al götür, soframm da bura da kurulmasmı kilerci kadma söyle. Bir lâhza sonra odada yalnız kalmış lardı ve genc hükümdar, on yıllık göz desinin yanıbaşma oturarak tatlı tatlı konuşmıya girişmişti. Daha beş dakika önce, Rusyalı halayık için verilen emri ha ber almış ruhundan yaralanmış olan Haleki, şu ziyaretin kendini avutmak maksadile yapıldığını sezmekle beraber uyuşturucu ilâç almış bir hasta gibi ıstr rabdan sıynlıyor, yavaş yavaş neş'eleniyordu. Milyonlarca insanın hayatına, mukadderatına tasarruf eden, bir tek sözile dilediği adamı alçaltan veya yükselten bu kudretli mahlukun riyalı bir hesaba müstenid de olsa kendi dizinin dibinde sevgiden, vefakârlıktan bahsetmesi hoşuna gidiyor ve bu yalandan bahtiyar oluyordu. Hünkâr da gerçekten canlı ve heye canlı konuşuyordu. Şairlıği feveran ha linde idi, boyuna nükte sıralıyor ve bir biri ardınca kıvrak beyitler okuyordu. Bir aralık bu heyecan son haddi buldu ve genc tacidar, Mahidevranın ellerini ya kaladı, «inan kadın, inan» diye bağırdıktan sonra sesini birden yavaşlattı, dudaklannı onun kulağına yaklaştırdı, bayıltkan bir ahenk ile fısıldadı: Hartmi cenneti hüsniın yeter penâh bana Harâmdır dahi bir gayri secdegâh bana Üsküdarda her tarafa ağac dikiliyor Polislere isnad edilen Iktısad Vekâleti iki mü suç sabit olmadı him lâyiha hazırlıyor Türkiyenin iktısadî teşkilâtını kurmak gayesile İktısad Vekâletince hazırlan makta olan iktısad odalan teşkili ve sanayi teşkilât lâyihalan tekemmül etmiştir. İktısad odalan kanun lâyihasınm son aldığı şekle göre Ankarada bir iktısad odalan merkez ofisi kurulacak ve Tür kiyenin 18 muhtelif yerinde iktısad odaları bulunacaktır. Bu suretle memleketi miz 18 iktısadî mıntakaya ayrılmakta dır. İktısad odalannm mühim şehirlerde de ajanları bulunacaktır. iktısad odalan resmî şahsiyeti haiz olacak, oda umumî kâtibleri İktısad Vekâleti tarafından nasbedilecektir. Umumi kâtiblerle icabında müşavere etmesi için beş kişilik bir heyet bulunacaktır. Bu heyet umumî kâtibler davet ettiği zaman toplanacaktır. Sanayi teşkilât kanunu ile memleket beş sanayi federasyon mıntakasına ayrılacaktır. Ankarada bir sanayi konfede rasyonu merkezi bulunacaktır. Ayrıca sanayi mıntakaları içinde mahallî sanayi birlikleri olacaktır. Sanayi teşkilâtı ka nunu sanayi işlerini tamamile federasyonlara verdiği için iktısad odalannda sanayi şubesi bulunmıyacaktır. Istanbul sanayi birliği bu vesile ile hükumete bir muhtıra vererek bazı dilek lerde bulunacaktır. Mahidevran, iç yaralarından tama mile kurtulmuştu, beyni döne döne ve kalbi eriye eriye efendisine sarıhyordu. Bu, bir yıkılıştı, bir harab oluştu. Fakat onun için bir saadetti ve birkaç saatten beri çektiği ıstırab hep bu saadeti elden kaçırmamak korkusundan doğuyordu. Hünkâr, mühtemel densizliklerinin önüne geçmek için avutmak istediği kadının uzun günler ayılamıyacak kadar sar hoşladığını görünce yavaş yavaş ciddiyeüni ve sertliğini takındı, parmaklarını güzel Hasekinin saçlarından ayırmamakla beraber sesine başka bir ahenk verdi: Mahidevran, dedi, yüreğimin içini görebiliyor musun? Kadın, yanm kalmış tatlı bir rüyanın hasretini taşır gibi şaşkm ve mustarib başını kaldırdı, efendisinin gözlerine baktı. Oradan, o iki sanelâ köşeden yol ve ışık alıp söylenilen yere, Hünkârın kalbine inmek istedi. Fakat umduğu, aradığı yolu ve ışığı bulamadı, sanelâ gözlerde kumral bir çehrenin, beyaz bir endamın yerleştiğini görür gibi oldu, sendeledi ve inledi. tnhisar idaresi memurlarının maaş larmdan, tekaüdlük aidatlarının vergi [*] Kurdoğlu o sırada Donanma Amiralı lere karıştırılması suretile fazla kesil olup Sultan Süleymanm tahta çıkar çık miş olan paralarm iadesi takarrür ettimaz başını kestirttiği Cafer Beyin yerine ğini yazmıştık. Yüreğinde o Rus kızı oturuyor! bu işe tayin olunmuştu. Süleyman, güldü: Maliye Vekâletinden Defterdarlığa emir verilmiş ve her memura iadesi i Demek ki sen bana bakıp onu görüyorsun? Pamuk ipliklerinin gümrük cab eden paralar ayrı ayrı hesab edile»rek kendilerine iade edilmiştir. Ve iki uzun buse arasında ilâve etti: resmi indirilecek Ben sana bakıp onu.unutmak istiDün Ankaradan şehrimize gelen mayorum. Buna inanmalısın!.. . lumata göre Veküler Heyeti iplik buhTam bu sırada kilerci kadın içeri gir ranını önlemek için pamuk ipliklerinin di, sofra kurmaya girişti. Mahidevran, gümrük restmlerinde yeniden tenzilât Adana felâketzedelerine gene fütur ile ümid içindeydi ve yemek yapmağa karar vermiştir. Gümrük tariyardım listesi ten sonra da bu karışık vaziyetten kurtu fesinin 266 A ve B pozisyonlarında bulamamıştı. Çünkü Hünkâr, «işim var, lunan ipliklerden 10 numaraya kadar Adana felâketzedeleri için açtığımız olanlar yüzde 90, 20 numaraya kadar artık ayrılahm» diyip dairesine çekilmişti. olanlar da yüzde 50, 24 numaraya kaiane listesine devam ediyoruz. Bu görüşmenin, bu başbaşa kahşın dar olanlarmda da yüzde 30 tenzilât Esami ^uruş son bir telâki olduğunu acaba tahrhin et yapılmıştır. Eski yekun ^7,817 seler böyle mi ayrılırlardı?.. Kayseri Tayyare fabrikasmın Bu karar piyasayı fevkalâde memnun fedakâr işçileri tarafından 38,820 etmiştir. Ateş hattında aşk!.. (Arİcası var) Otur Lâla, dedi, ayakta durma. Piri Paşa, yere kadar iğildi ve telâş ile cevab verdi: Estağfurullah efendim. Kul haddini bilir. Uzun etme Lâla, otur. Çünkü konuşmamız hayli sürecek. Yorulur, rahatsız olursun. Sadnazam bu sefer, «el'emrü fevkeledeb» dedi, işaret olunan yere oturdu ve Hünkârın yaptığı soru üzerine anlatmı ya koyuldu: Kurdoğlu, Rodos işini dilinden düşürmez oldu, hakkı da yok değil. Mısıra gidip gelecek gemilerimizin emniyeti için Adanm alınması gerek. Hünkâr, Sadrıazamın sözünü kesti: Eski hıncı çıkarmak için de bu işi başarmak lâzım. Doğrudur şevketlu Hünkâr. Hınc meselesi de var. Fakat biz, öc almak için değil, Akdenizi de Türk yapmak için Rodosa el atmak isteriz. Şövalyeler yolkesenlik ediyorlar, şu koyda, bu koyda pusu kurup silâhsız yolculan yakalıyor lar, küreğe koyuyorlar. Hainlerin elinde binden artık tutsak bulunduğunu sanı yorum. Onlar, bizim yarduna koşmamızı bekliyorlar. İyi ya, hemen yürüyelim. Ne bekliyoruz böyle? Kurdoğlu kulun da öyle diyor, vezir Mustafa kölen ise oturamaz oldu, elinden gelse tek başına Rodosa koşa cak. (*) Hünkârın kaşları çatıldı: Ben de telâş içindeyim, bir ayak önce savaşa girişmek istiyorum. Fakat sen, yalnız sen, bıyık falından aynlamı yorsun. Merhamet buyur Hünkârım, ce lâllanma. Maslahat büyüktür, düşünmek ve çok düşünmek ister. Makamı cennet olsun, pederiniz merhum gibi bir sahibkıran Rodos üzerine yurümekte teenni gösterdi, acele eylemedi. Ben kulun o zaman Kurdoğlu gibi, Mustafa Paşa gibi davranıyordum, hemen yürüyelim diyor dum. Merhumdan tekdir işittim. Lâkin o haklı idi, biz kısa düşünüyorduk. Ve mühim bir hatıranın zihninde kı mıldanmasile vecde gelmiş gibi sesi de ğişe değişe anlattı: Rahmetli efendimin emrile yüz elli gemi yapmıya başlamıştık. Yüz kadirga da hazırdı, biz Hünkânn küçük bir işaretini bekliyorduk, kapılarımız halkı nı silâhlandırmıştık, hemen sefere çıka cak hale koymuştuk. Merhum, bu durunr da bir gün bizi huzuruna çağırttı, sordu: Beni Rodosa götürmek istiyor sunuz, değil mi? Ben, sevine sevine cevab verdim: İznin olursa öyle Hünkânm. Peki. Nekadar barutunuz var? Dört ay sürecek bir muhasaraya yeter miktarda! Bu kadar barutla Rodos alınmaz. Siz ata gemsiz binen, yola azıksız çıkan gafillersiniz. Benim de alnıma kir süre ceksiniz. îlkin tedarikinizi görün, sonra orduyu sefere sürün. Piri Paşa Yavuzla yapılan bu muha • vereyi naklettikten sonra " o günün hâlâ yaşıyan hicabını silmek ister gibi elini alnma götürdü: îşte, dedi, bu söz bana ders oldu. Bol gemi, bol barut, bol azık tedarik etmedikçe, Adayı alacağımıza inanc ge tırmedikçe bu yaman işe el vurmayı doğru bulmuyorum. On beş gündenberi Üsküdarda köy ler de dahil olduğu halde geniş mikyasta bir ağac dikme faaliyeti göze çarpmaktadır. Üsküdarda, Bülbülderesinden Bağlarbaşına, Duvardibinden Nuhkuyusuna, Tunus bağından Haydarpaşa geçidine kadar olan mahallerde binlerce çukur açılmış, muhtelif ağaclar dikilmiştir. Paşalimanına ve Sütlüce sahillerine de ağac dikilmeğe başlanmıştır. Karacaah med mezarlığmın boş yerlerine de birçok servi dikilmiştir. Köylerde de köyleri birbirine bağlı yan yolların iki tarafına ve mezarlıklara Polislere cürüm isnad edenler ağac dikilmektedir. Bu suretle Usküdar iki polis memuru rüşvet almaktan suçaz zamanda tamamen ağaclanacaktır. lu olarak Adliyeye verilmiş ve dün muŞEHİR tŞLERt hakemeleri yapılmıştır. îddiaya göre Yedikulede cereyan eden bu rüşvet hâdiseBelediye mahrukat fiatlarını sinin mahiyeti şudur: Havagazi fabrikasmda çalışan Div tetkik edecekmiş! rikli Bekirin kardeşi Şeyhu iki aydanberi Havaların soğuması üzerine bazı odun ve kömürcüler sattıkları. mahru Nadire adında bir kızla metres hayatı kat fiatlarma zam yapmışlardır. Bu hu geçirmekte imiş. Fakat Nadire, Divrikli susta vaki olan şikâyetler üzerine Be Şeyhuya yar olmamış ve vefasız sevgiiı lediye yeniden odun, kömür fiatlarını bir gece Divrikli âşıkın 25 lirasını, bir tetkik etmeğe karar vermiştir. lâciverd elbisesini ve bir altın saatini alarak sıvışmıştır. Et fiatları hayli yükseldi Şeyhu ile kardeşi Bekir, Nadireyi aSon zamanlarda gerek Trakyada, geramışlar ve o civarda ahçılık eden birirekse Anadolunun muhtelif yerlerinde fazla kar yağmış olmasından dolayı şeh nin karısı tarafından kandırılarak Ziver rimize kasablık hayvan gelememekte adında birine verildiğini öğrenmişler ve dir. Bu vaziyet şehirde et fiatlarmm keyfiyetten Yedikule karakolunu haber yükselmesine sebebiyet vermiştir. On dar etmişlerdir. gün evvel 35 kuruşa kadar satılan dağDavacıların iddiasma göre vak'anın lıç ve karamanlar, son günlerde 55, kı tahkikatına memur olan polis Vasfi ile vırcık ise 65 kuruşa kadar çıkmıştır. Et Salih, Nadireyi yakalamakla beraber fiatlarının yükselmesi, mevaşinin gele bir türlü müsbet bir tahkikat yapmamışmemesinden ileri geldiği malum olmaklar ve işi uzatmağa koyularak kendilerinla beraber, Belediye bunda başka amiller mevcud olup olmadığını tetkik ede den rüşvet istemişlerdir. Bekirin iddiasma göre polis Vasfi, kendisini bir kenara çecektir. kerek: ADÜYEDE Davacîsî, maznunu ve şahidi dilsiz olan bir muhakeme Adliyede dün davacîsı dilsiz, suçlusu dilsiz, şahidi dilsiz ve nihayet tercümanı da dilsiz olan garib bir davaya ba kılmıştır. Vak'a şudur: Dilsizler cemiyeti umumî reisi Sü leyman Sırrı geçenlerde Ankara mer kezini teftiş etmek üzere Ankaraya gitmiş ve yapılan iddiaya göre, bu sırada cemiyet kasasmda bulunan 85 lira cemiyetin kâtibi umumisile veznedarı arasmda taksim edilerek harcanmıştır. Bu iki dilsiz emniyeti suiistimal su çundan ikinci asliye ceza mahkemesine verilmişlerdir. Davacîsı, suçlutu, şahidi ve tercümam dilsiz ve sağır olan bu davanm esasını meydana çıkarmak hayli güç olmuş, nihayet dava bitirilmiş ve evrak mütalea edilmek üzere muhakeme başka bir güne bırakılmıştır. Mahmudpaşa hamamı kiraya verilecek îstanbulun zaptmdan sonra ilk yapılan bir Türk binası olmak itibarile Be lediyece istimlâk edilen Mahmudpaşa hamamı tamir edilmektedir. Bu hamamın tamiratı bittikten sonra şimdilik Belediyece hamam olarak kiraya verilmesi kararlaştırılmıştır. Tramvay biletlerinde yapılacak tenzilât Elektrik kilovat fiatlarında yapılan tenzilâtlı tarife Nafıa Vekâletine gön derilmişti. Tarife, Vekâletçe tasdik edilir edilmez Tramvay tarife komisyonu da toplanarak yeni tramvay tarifesini tesbit edecektir. Fakat alâkadarlar, tarifede yapılacak tenzilâtı şimdiden he sab etmiş bulunmaktadırlar. Yapılan tahmine nazaran iki mıntakaya tefrik edilen ikinci mevki tramvaylarımn bir kıt'alık biletlerinde 20 para, iki kıt'alık biletlerinde 40 para, birinci mevki tram vaylarm bir kıt'alık biletlerinde 40 paMahkeme, bu işte kâfi delil bulama ra, iki kıt'alık biletlerinde 60 para ten dığından polislerin ikisinin de beraetine zilât yapılması icab etmektedir. karar vermiştir. « 15 lira verirsen senin işini bir dakikada meydana çıkannm.» Demiştir. Bekir fakir olduğunu, 15 lira veremiyeceğini, isterse bir arkada şından beş lira tedarik ederek verebile ceğini söylemiş ve Nadire tarafından çalınan para ve eşyaların meydana çıkarılmasını rica etmiştir. Ertesi gün üç lira tedarik eden Bekir, parayı polislere verdikten sonra doğruca Fatih kaymakamlığına giderek polisleri şikâyet etmiştir. Bunun üzerine kayma kamlık tarafından bir cürmümeşhud tertib edilmiş ve Bekir geri kalan iki kâğıd lirayı polislere vermek istemişse de kendi iddiasma göre polisler «kâğıd para almayız, gümüş lira getir» demişlerdir. Bekir kâğıd paraları gümüş liraya çevirmiş ve tam polislere vereceği sırada bu sefer de rüşvet aldıkları iddia edilen polisler, Bekir hakkında rüşvet teklif etmek suçundan zabıt tutmuşlardır. Motosikletli bir polisin yaptığı kaza Polis mektebinde okuvan polislerden biri dün motosikletle Fincancılar yo kuşundan geçerken iki kişiye birden çarpmış ve birinin bacağını kırmış, öbürünün de parmaklarını çiğnemiştir. Polis dün geç vakit Adliyeye verilmiş tir. Noter Salâhaddin tahliye edildi îhtilâs cürmünden maznunen Ağır cezada muhakeme edilmekte olan Beyoğlu birinci noteri Salâhaddinin muhakemesine dün de devam edilmiştir. Dün kü <lsede maznur.un 500 lira naktî veya malî kefaletle tahliyesine karar verilmiş ve Noter Salâhaddin tahliye edilmiştir. Muhakemeye şubatın 18 inde devam edilecektir. Ucuz Terkos suyu nasıl verilecek? Belediye Sular idaresi tarafından kazancları az olan kimselere parasız olarak Terkos suyu verileceği yazılmıştı. Kazancları ayda 70 liradan az olan kimseler için evlerinin alt katlarına yalnız kendi ihtiyaçlarında kullanılmak şartile birer musluk konulacak ve bunlar ayda 27 metro mikâbı su kullana bileceklerdir. Bu tesisat, idare tarafından parasız yapılacak, aboneler de üç ayda bir lira su parası vereceklerdir. Bunlardan ayrıca 67 kuruş ta saat kirası almacaktır. MÜTEFERRIK Tahrana giden heyetimiz bugün gelecek Dost İran hükumetile müzakerelerde bulunmak üzere Tahrana gitmiş olan emal Hüsnünün riyasetindeki heyetin bugün Ege vapurile şehrimize dönmesi beklenmektedir. Heyet burada bir iki gün kaldıktan sonra, Ankaraya gidecek ve Tahranda yapılmış olan müzakere ler etrafında hükumete izahat vere cektir. DEMİRYOLLARDA Avrupa hattınm yeni tarifesi Devletin eline geçmiş olan Avrupa hattında yeni tarife mayısın onunda değişecek ve Devlet Demiryolları tarifelerile ahenkli bir şekle sokulacaktır. Edirne hattında da Devlet Demiryollarında olduğu gibi tenzilâtlı bilet ve karneler ihdas edilecektir. Doktor Rüştü hasta Cerrahpaşa hastanesi Sertabibi Rüş tünün zatürrieden rahatsız olduğunu teessürle haber aldık. Kıymetli doktorumuza seri afiyet ve sıhhatler temenni ederiz. tNHÎSARLARDA Inhisar memurlarının paraları verildi Çalışkan talebelere verilen çay ziyafeti Muharrem Feyzi TOGAY Cumhurîyetin Merhum Ziya Molla dün defnedildi Evvelki gece anî olarak vefat ettiğinî teessürle haber verdiğimiz eski Lâzistan meb'usu ve îstanbul Belediye meclisi azasından avukat Ziya «Molla» nın cenazesi dün Ortaköyde Taşmerdivenler deki evinden kaldırılmıştır. Cenazede merhumu seven dostlarından birçok kimseler ve bu meyanda İstanbul avukatla rile Belediye Meclisinin yeni ve eski azalarından bir kısmı hazır bulunmuştur. Cenaze alayı otomobillerle Ortaköyden Fatih camiine getirilmiş ve burada na mazı kılındıktan sonra ayni şekilde Edirnekapıya hareket olunmuştur. Merhumun nâşı Edirnekapı mezarlığında hazırlanan hususî makbereye defnedilmiştir. Merhumun kederli ailesine sabırlar diler ve tekrar taziyetlerimizi beyan ede Sadnazam Piri Paşa, yer öpüp geri çekildi. Hünkârın yüzünü biraz solgun gördüğü için endiselenmişti, önüne bakar gibi davranarak gizlice bu soluk çehrenin sakladığı düşünceleri araştırıyordu. Sü leyman, uzunca bir lâhza sessiz kaldık tan sonra elile, odanm bir yanında serili duran Bursa ihramını gösterdi: Kaza ile ölüm Afyon (Hususî) Şehrimizin Hacıali mahallesinden İbiş Taşlıdere bağlarma avlanmağa gitmiş ve beraberine on altı yaşlarındaki oğlu îbişi de almıştır. Küçük İbiş bir aralık babasının tüfeğini karıştırırken silâh ateş almış ve çıkan kurşun zavallıyı öldürmüştür. Kırklareli Ortamekteb talebeleri tarafından Söke Ismetpaşa mektebi talebeleri tarafından Bucak İlkmekteb talebeleri tarafından Birecik Firat mektebi muallimi Mehmed Eğit 1,440 639 250 100 539,066 Üniversite Rektörü profesör Cemil Bilsel' tarafından talebeye verilmekte olan yıllık çayların dördüncü ve sonun cusu dün Üniversitenin çalışkan talebelerine verilmiştir. Bu toplantıya Üniversitenin her fa kültesinin son sınıf müstesna diğer sınıflannda geçen yıl en iyi not almıs. on be§ talebesi davet edilmiş bulunuyordu. Toplantıda dört fakültenin de dekanlan hazır bulunmuştur. Dünkü toplantı hepsinden daha uzun sürmüş ve Üniversitenin bütün derdleri ortaya dökülerek münakaşa edilmiş ve Rektör tarafından birçokları için tedbir alınrnak üzere not alınmışür. rız.