5 ftrincikânun 1937 CUMHURÎYET 1937 harb yılı mı, sulh senesi mi olacak? «Tehlikeler âşikâr, endişe sebebleri çoktur; fakat işte bu sebeblerden dolayı sulh namına ümidler beslemek doğru olabilir» 5 senelik zîraî kalkınma plânı Her mıntaka icin fennî teşkilât ta yapılacak Türk tababet tarihinden Başvekil İsmet İnönünün beş senelik ziraat kalkınma plânile bizzat meşgul olduğunu ve bunun için Ziraat Vekilinin riyasetinde bir komisyon teşkil e dildiğini, şimdiki halde 1000 grupluk Yazan : Sir Austen Chamerlain teşekküller vücude getirileceğini An lının Avrupa tarihindeki dönüm nokta kara muhabirimizin ifadesine atfen Geçen yıla veda ederken insan has ret duymaktan ziyade ferah bir nefes sını, Habeş harbinde Milletler Cemiye yazmıştık. Bu plân hakkında bazı yeni tinin müessir olamayışı teşkil ettiğini haberler alınmaktadır. alıyor. Esasen bundan bir iki sene evvel AnGerek bizde, gerekse Birleşmiş Ame vazmıyacaklardır. Esas meseleyi Al manyanın Rhin mıntakasını işgal ve kara ve civarı için böyle bir plân ha rika Cumhuriyetlerinde sulh muhafaza zırlanması düşünülmüş ve esasları kaedilmek şartile, salâha ve inkişafa doğ tahkim etmesi teşkil etmektedir. Bu yazıyı yazarken İtalya ile İngil rarlaştınlmıştı. Buna nazaran sekiz on ru gidilmekte olduğuna dair deliller göze çarpıyor. Amerika, İngiltere ve tere arasındaki münasebatı şirazesin köy bir mıntaka addedilecek ve her Fransa arasında gün günden daha ge den çıkaran anlaşamamazlıkların ber mıntakaya lüzumu kadar modern alâtı niş ve şümullü olarak tatbik edilmekte taraf edilmek üzere bulunduğunu ka ziraiye ve harman makinesile bunlan olan serbest mübadele esasları bu hare yid ve bu münasebatın eski haline av idare için makinist ve saire verilecek ye kete iştirakten imtina eden Almanya detini temenni etmekteyim. İngiltere bir mıntaka ziraat müdirile lüzumu kanm da teşriki mesaisine iktiran etse 8e İtalyanın menfaatleri birbirine zıd dar ziraat memuru tayin edilecektir. eminiz ki beynelmilel ticaret âlemin değil, belki bir ve hatta birbirinin mü Köylüler ziraati memurlarm nezareti deki engel ve haillerin ortadan kalk temmimidir. İki memleket arasında altında ve onların talimatına göre ya pacaklardır. masile daha büyük salâh görülecektir. şüphe ve dargınhk olmamalıdır. Bu mmtakaların su ihtiyaclan da Birçok bakımlardan İtalyayı değiş Almanyanın, ekonomik sahada kendi Nafıa mühendisleri tarafından tetkik îhtiyacatını kendi kaynaklanndan te tirmiş olan Sinyor Musolini İtalyasile darik etme siyasetini tercih ve var eski İtalya gibi dost olmalıyız. Bu dost ve ıslah edilecektir. Birkaç grupun birleştirilerek başma kuvvetile bütün sınaî mesaisini millî luk teessüs etmedikçe kaniim ki Av bir şef getirilmesi ve bu mmtakalarm müdafaaya hasredişi; dünyada mevcud rupa işlerinin halline doğru adım at ayrı bir umum müdürlük tarafından ikargaşahklarm başlıca sebeblerinden mak kabil değildir. daresi mutasavverdir. birini teşkil etmekte devam ediyor. Harici siyasetimizi tavzih meselesi Yeni köy kanununa göre köylünün Gözle görünen tehlikeler 1936 yılı hadisatı İngiliz siyaseti üze kendi mıntakasındaki kalkınma faali Bununla beraber 1936 yılında ıktısa rinde izlerini bırakmıştır. Milletler Ceyetine iştiraki mecburî olduğu gibi bactî sahada beş sene evvelkine nazaran miyetinin muvaffakiyetsizliğe uğramazı mmtakalarda amele taburları teşkili görülen* salâh, siyaset âlemine de teş sı ve Almanyanın tercih ettiği hattı haihtimalinden de bahsedilmektedir. mil edilebilmiş olsaydı, elde edilecek reket, İngiltere için haricî siyasetini Zeriyatın kısmı azamını şimdilik paneticenin son derece şayanı memnuni tavzih hususunda büsbütün işe yara muk ve buğday teşkil edecektir. yet olacağından şüphe edilemezdi. mamış addolunamaz. İkinci Umum Müfettişlik Trakyada Halbuki siyasî bakımdan 1936 sene Mr. Eden seri halindeki nutuklarile da büyük bir devlet nümune çiftliği tesindeki değişiklikler, ancak şekil veya bu siyaseti açıktan açığa bildirmiştir. sisini istemektedir. Ziraat Vekâleti Zisebeblere inhisar etmektedir. Avrupa Fransaya daha yaklaşmış bulunuyoruz. raat mektebi mezunlarından olup ta göklerinde belirmekte olan kara bulutHariciye Nazırımız Fransa ve Belçika kendi meslekleri hariclnde çalışanlann lar esas ve mahiyet itibarile değişmiş ya olan muahede bağlılıklarımızı teyid ve bilhassa mekteblerde muallimlik edeğildir. Bunun için de sulh bakımın etmiş, bu memleketlerden herhangi bi denlerin bir listesini istemiştir. Ziraî dan 1936 yılının birçok ümidleri ve harine karşı vaki tecavüzün İngiltereye gruplarm başlanna ecnebi mütehassısyalleri boşa çıkardığını kabul etmek ıskarşı yapılmış bir tecavüz addedilece lar getirilmesi de muhtemeldir. tıranndayız. Maamafih yeni yıla girerğini sarahaten beyan etmiştir. Diğer ken tehlikelerin eski yıldan daha azal taraftan Fransız Hariciye Nazırı da Muamele vergisi alınacak dığına şahid olmamaktayız. memleketi namına İngiltereye ayni gamüesseseler Bu tehlikelerin nerelere kadar gide rantileri tekrarlamıştır. Maliye Vekâleti vilâyetlere gönder ceğini tahmine kalkışmak fazla keha Rhin kıyılarının işgali esnasında netfüruşluk olur. Tehlikeler aşikâr, en kat'î olarak bildirilen bu beyanatta ye diği bir tamimde sınaî müesseselerin dişe sebebleri çoktur, fakat, belki, işte ni birşey olmamakla beraber bu kerte vergiye tabiiyet veya vergiden muafibu sebeblerden dolayı sulh namına ü de tekrarlanması^hususî bir mana ifa yeti bakımından fabrika ve imalâthane midler beslemek ve felâketin önüne ge de etmektedir. Başkalarının da iştiraki diye ikiye ayrılamıyacağını bildirmiş çileceğini ummak doğru olabilir. Va ne açık olan bu anlaşma garbdeki em ve sınaî müessese vasfını haiz bulunan ziyeti, iyilik ve kötülüklerile şöyle bir niyetin en kuvvetli bir zâmamdır ve ipek, ipek mensucat ve ipek çorab imal eden müeseeselerin de muamele vergimukayese edelim: böyle kalacaktır. sine tâbi tutulmasını emretmiştir. Kablelmilâd devirde Türklerde tababet Arkiyolojik, lisanî, dinî, tarihî tetkikler Türklerde tıb ilminin çok eskiden mevcud olduğunu göstermiştir Tarih, yeni şeklini arkeolojik tetkik Iere medyun olmakla beraber onun ka dar da lenguvistik tetkiklere medyundur. Bu ilim, doğduğu ve pek çabuk in kişaf ettiği saha üzerinde tarihi hergün biraz daha tashıh etmiş, onu hergün biraz daha yanlışlıktan doğruluğa doğru çekmiştir. Eski Türklerde tıb bulunup bulun madığı meselesini de gene halle en zi * yade yardım eden bu lenguvistik tetkiklerdir. Biz burada üç dört eski Türk kelimesmin etimolojisini yapacağız. Fakat lengüvist olmamamız, bu ilimle ancak ta rih dolayısile münasebettar olmamız, bu kelimeleri etimolojının istedıği kanun larla halletmeğe imkân vermedi. Herhalde dil encümeninin bunlan, pek kıymetli bir buluş olan Güneş Dil teorisine göre tetkike tâbi tutması, tıb tarihi için büyük bir yardmı teşkil edecektir. Garb türkçesinde Buyu, sihirbazlık, perilerle, cinlerle anlaşıp bir iş yapmakhr. Diriler de, ölüler de memnun! eşrun'yet yıllarmdaydı, DaVudpaşa idadisi hocalanndan biri az aylık aldığı, borc içinde bunaldığı için ölümü hayata tercih etti, bir kiraz ağacı dalında can verdi. Onu yakından tanırdım, engin bilgisine karşı hayraniyet taşırdım. Cenazesinde bulunmak istedim ve gittim. Ne görsem iyi. Ölünün çoluğu çocuğu, cesedi asıldığı yerde bırakmışlar, ağlamayı sızlamayı unutmuşlar, para bulmak derdine düşmüşler. Mahalle bekçisi kefen almak» mahalle imamı ölüyü yıkamak, mahalle hamalları tabutu taşımak kin para istiyorlardı ve bu parayı tedarik etmek müşkül görünüyordu. Milletler Cemiyetinin zafı Ingilizler ve silâhlanma 1936 yılmın ilk aylarında başlıyan Gerek İngilterenin, gerekse cihanın Habeş harbi ve bu memleketin istilâsı selâmetine yardım eden amillerden binın, iktısadî tedbirlerle önüne geçmek ri de İngilterenin silâhlanması olmuş siyasetinin iflâsı, bu hususlarda Millet tur. Bu husustaki inkişaflar nekadar ler Cemiyetinin tereddüdler ve bece şayanı memnuniyet ve Mr. Baldwin'in riksizliklerle tavsif olunabilecek şekil İngiltere halkını silâhlanma hususunda de hareketi, bu müesseseye elim dar daha evvel imtina imkânı olmadığı beler indirmiştir. Bu darbeden sonra hakkındaki beyanatı nekadar bir Baş kendini toparlıyabilmesi için uzun se vekile yakışmaz bir hareketse; o dereneler lâzımdır. ce şüphesizdir ki İngilterenin haksız Milletler Cemiyeti uzlaşmak istiyen lığı, Avrupa keşmekeşinin devam amiltarafları anlaştırmak hususunda iyi bir lerinden biri olmuştur. İngilterenin mutavassıt vazifesi görmektedir. Fakat müdafaa tertibatının kuvvetlenmesi uzlaşmak istemiyenleri de, beşerin ka sulhun idamesi üaerinde şüphesiz ki rakteri değişinciye kadar uzlaştırmak müessirdir. Parlamentodaki münaka imkânlarından mahrum bir mekanizma şalar, bu gibi münakaşalara has görüş halinde kalacaktır. farkı ve mübalâğası istisna edilirse, bir İktısadî zecrî tedbirlerin çok nadir nokta üzerinde birleşmektedir ki o da fırsatlarda müsellâh tedbirlerin yerini silâhlanmamızın sulh üzerinde amil oalabileceği belli olmuştur. Bu itibarla lacağıdır. Şurası da şayanı 4cayiddir ki Milletler Cemiyetinden büyük şeyler M. Edenin siyaseti son senelerde çok umanların daha epey bir zaman bekle nadir görülen bir şekilde umumî tasvib mek mecburiyetinde oldukları da ta ve müzaherete iktiran etmektedir. hakkuk etmiştir, denilebilir. Milletler Yabancı devletler, İngilterenin takib Cemiyeti azasının, bu müesseseyi mü edeceği haricî siyaset üzerinde tama essir kılmak üzere teşriki mesaileri ka mile müttehid olmadığını sanarlarsa bil olmadıkça vaziyet şimdiki şekilini büyük bir hata yapmış olurlar. Bu si muhafaza edecektir. yaset bütün partilerle her sınıf halkm tasvibini kazanmış bulunuyor. İngiltettalya ile daha iyi münasebat Diğer taraftan Milletler Cemiyeti renin millî kudretini de işte bu gibi eprensiplerinin muhafazası hususunda saslı meseleler üzerinde birleşmek teşki mesaimiz esnasında Avrupada hasıl kil etmektedir. olan yeni teşekküller yüzünden İngil Enternasyonalizm tehlikeleri Biz İngilizler, ideoloji adamları de tere bir hayli zarar görmüştür diyebi liriz. İstikbalde tarih yazanlar 1936 yı ğiliz. Bizimkinden nekadar farklı olur Yeni afyon mahsulü Uyuşturucu Maddeler İnhisarı yeni mahsulün mubayaasını ikmal etmiş tir. İdare, 934 ve daha evvelki senelere aid olup idare depolarına teslim edil miş olan mallarm paralarını da yüzde 30 miktarında dünden itibaren tediyeye başlamıştır. İşte bir değil, bin aferine değer b« ması demek değildir. Müterakki, mede ış! M. TURHAN TAN nî, astronomiye, hatta (Kalnederi) de sihirbazlık, diğimiz ilme sahib olan Türk nasıl olur histoire dediğimiz tarihe ilk defa bu isnri da bir tıbba sahib olamazdı? O Türk ki o vermişti. Carra de Vaus Etrusça nam eserinde memelidir! dedi. îmkânı yok, onun im îşimi bilirim! diye sobanm yanına edip, onu memnun edebilmek için ne yap bunu pek güzel izah eder. Lâtince Ca dadma yetişemem. O, ailesim kurtarmak ohjrdu. mak lâzım geldiğini düşünmek kâfi de lendae, arabca Kalenderi, ve lâtince h»istiyor. Bense mabvettim. Ben ona lâyık Hurrem Bey, göğsüne ellerini kavuş ğildi. Fakat ayni zamanda ona katlana torio kelimeleri de Türktür. Ve Türkler değilim. terup bir teviye parmaklarını çeviriyor, cak mizacda olmahydı. Hurrem Bey, tarafından bunlara verilmiştir. Dişlerini sikarak, mektubn asabiyeBe ba garib oyuncağı tetkik eder gibi durur tatlı yüzle onu tedavi etmeği biliyordu. Calendae kelimesinin Türk etknolo Cumhuriyetin içtimaî romanı: 81 Yazan: Hilmi Ziya cebine koydu. Aile meclisine yaptığı ken gözucile gülümsiyerek Demire ba Nitekim, bu dönüşünde Demire karşr da jisinde mevkii basit ve açıktır. Calande Artık talihim ne şekil alırsa alsın, nüyor. Ailesile banştınp onu herhalde boykotu fazla bulmuş olmah ki, birden kıyordu. Bu, uzun boylu tıknaz, saçlan ayni tavn almağa başladı. en eski Türklerde aydan kalan günler îçimden neş'eliyim. Bana siz hâlâ ya çağırtmahsmız. Bu onun sıhhati için lâ salona inmeyi düşündü. İçerde Sabire vaktinden önce ağarmış bir adamdı. Ba İranda uzun müddet sefaret kâtibliği demekti. Batı ve doğu Türklerinde de nımdaymışsınız gibi geliyor. Bir daha zımdır. Yoksa inziva içinde harab olur. Hanım Hurrem Beyle ve kardeşinin o şını çerçeveliyen dalgalı kır saçlarile kırk yaptığı için, ingilizceden başka çok iyi kalmaktan (kalan) birşeyin artıp kalan buraya dönmeniz mümkün olmıyacak. Sizi nekadar sevdiğini tahmin edemez ğullarile konuşuyordu. Demirin girdiğini beşinde göründüğü halde, bir çocuk ka acemce konuşuyor ve şark âdetlerini bi kısmım gösterir. Benimse İstanbula, gezmek için bile gel siniz. Hiçbir insanın, bir dostu için onun farketmemiş görünüyorlar. Bununla be dar temiz re çizgisiz yüzile enikonu yaşını Historio kelimesine gelince, bu kelime liyordu. Yüksek bir sosyetenin inceliklemem kabil değil. Taliim beni ister istemez kadar üzüldüğünü görmedim. Birlikte raber sıkmtıh ve taşmaya hazır bir tavır saklıyordu. Uzak ve yakını ayırd için Etrüsk Türkleri dilinde pandomimacı, rini kavradığı gibi, alaturka meclise de korktuğum yere götürüyor. Buna karşı hapisaneye gittiğimiz gün mektubunuzu lan vardı. ağır ağır gözlüklerini değiştirerek konuş intıbak edıp ağzına baktıracak kadar mu menkıbe nakledenler demekti. Bunlar ekkoymak elimde mi? Hiçbir kuvvet bizi, al'.nca kederinden deli gibi sokaklarda Bir arahk Hurrem Bey sordu: ması ilk bakışta insana sinirsiz, hatta gev hite hâkim olmağa kabiliyetliydi. Ekseri seriyetle Etruride çıkarlardı. Lâtince bir daha birleştiremiyecek. Yalnız hatır dört tarafa koşup beni îstanöula götür Hasta değil miydin? Historia fransızca Histoire, eski Türkleşek bir adam tesiri vermesine rağmen, iiyi yaşamış ve bazı geniş kazanmış oldu rin menkıbe nakleden Historiosıdır. Iadığımız zaman beraber yaşıyacağız. meğe kalkmıştı. Hâlâ, bizim için herşe însan, mazisini sırtında bir yük gîbi çinden güler gibi bakan ufak, kara gözğu halde hâlâ bir dikili ağacı yokhı. En Bir zaman o kadar buhran içindeydim yin kavbolduğunu anlamak istemiyordu. taşır; ve o artık çekilmez hale geldiği zaNereye baksak, herşey Türkün me lerinin canlı hareketile vücudünün bu aki, bu satırları yazarken kendimi nakahet sıkıntılı gününde ye'se kapılmazdı. Bu denî hayattaki varhğını teyid ve tekid eman bu yükün altında ezilir. Nerde o Bana yazmak isterseniz onun adresine ğırlığını tekzib ediyordu. Yüzünde anahalinde hissediyorum. göndermeği unutmayın. Üzerimde kon mes'ud adam ki bunu inkâr ederek her sile müşterek bir çizgi yok denebilirdi. onun tedbirli olmasından ziyade, şarkkâ der. Arkiyolojik, lisanî, dinî, tarihî, tetCemal Beyi eskısi gibi sık sık göremi" trollerini hergün artırıyorlar. İhtimal ya gün yeniden yola çrkan bir gene gibi Sabire Hanım, inadına zayıf, hırçın ve rî bir nevi hikmetle tevil edilen «geniş kikler de bize pek açık bir surette tıbbın bulunduğunu gösterir. yoruz. Bir gün sokakta rasladım: Bir kında sokağa bile çikamıyacağım. Bunun onu silkip atabilsin! ihtimal vehimh' bir kadma benziyor. Pek yürekli» tipine girmesindendi. İnsanlara Şüphesiz temaruz ediyordum! diye Şimdi bunun nasıl olduğu ve nasıl yanereye kadar varacağını düşündükçe ütürla eve gitmek istemiyorum, gene han az konuşması insana sükunet verecek yer dair köklü kanaatleri vardı. Taş çatlasa pıldığı meselesi kalır. Biz tam bir avcl Demir sitemle cevab verdi. odasına taşmacağım diyordu. İstanbul züntüden ölüyorum. Sızi daima arıyamade, her an feveran için fırsat bekliyormuş bunlan değıştirmez, çok defa münakaşavaziyetindeyiz. Arzumuzu temin etmek Ne lüzum var! Rüzgârla yıkılabidanberi kesilen krizlerin yeniden başladı dığım için beni itham etmiyeceğınizden hissini uyandırdı. Denebilir ki yüzünde, lan gülerek dinleyip, hoş bir fıkrayla için evvelâ izi keşfetmek lâzımdı. Asla ğaıı söyledi. Burada hayatı gitgide çekil emiiMm. Muhabbetle gözlerinizden öpe Iirsin. Sakalaştığı meydandaydı. Fakat acı sözlerile etrafını kırdığı halde gene fikrinde nasıl ısrar ettiğini gösterirdi. He nm izini bulduk. İcab eden tedbirleri aDemir bu gece sanki bütün söylediklerini Nur» mez hale geliyor. Kendisini görebilmek rim. kendine hâkim olamadığından şefkat ih le ev halkı ve yakın tanıdıklar hakkında larak onu vurmak, göstereceğimiz gayret ümidi olsa, belki hotkâmca düşünüp, esSon satırlan okumamak için mektuba ciddiye almağa hazırlanmış gibi gerginve cesarete tâbidır. Fakat çok şükür di. Somurtkan ve öfkeli, baktı. Mutlaka tiyacıra duyurmağa imkân bulamamış in düşünceleri onca mütearife gibıydi. ki günlerden bahsedebilmek için aynlma tekrar tekrar başlıyordu: sanlann Bhrabt oJcusuyordu. Bunu fark Türklük zaten bu hasletlere sahibdir. (Arkası var) tnasroı isterdim. Fakat bu imkânsız görii Gebnek ktemiyor, gelemez. Gel çattşmak istediği fafkedüen tonla: sa olsun siyasî sistemlere karşı ehlisalib teşkil etmeyiz. Maamafih dostluk larımıza daima sadık kaldığımız gibi millî idealler arasındaki rekabeti kö rüklemek değil, bilâkis yumuşatmak isteriz. Bunun aksine hareketin nekadar tehlikeli olduğunu İspanyadaki vaziyet çok bariz surette göstermiştir. Normal şartlar altında İspanyollar arasına münhasır kalması icab eden dahilî harb bugün bir beynelmilel muhasama ha lini almak gibi tehdidkâr bir vaziyet almış bulunuyor. Son zamanlarda aşırı milliyetperverliğin tehlikeli birşey ol duğu hakkmda birçok şeyler duyuyo ruz. Fakat bence asıl tehlikenin enternasyonalizmde olduğunu anlamak üzere bulunuyoruz. Fakat gene selâmeti tehlikenin büyüklüğünde ve yaklaş masında aramak kabildir. Çünkü şu anda harb istiyecek bir millet tasav luyoruz. vur edemiyoruz. Acaba bütün milletler Begoe peri, dn. bu harbi bertaraf etmek için lüzumlu Şark türkçesinde Buge olan tedbirlerin alınmasına razı olmı yacaklar mıdır? perilerle konuşabilmek, Bundan başka gene etrüskçeden lâ tinceye geçmiş şu Augure kelimesi de vardır. Etrüskçede augur, falcılıktır, sihir bazlıkhr. Bize en eski menkulât, Etrüsklerin bu gibi işlerde büyük bir behreye sahib ol duklarmı göstermektedir. Demek ki talihsiz muallim, ölümü haDoğu ve batı Türklerinde Ogur ke yata tercih etmekle de hayatın kahnnlimesi, saadet ve bahtiyarhktır. Yani dan kurtulamamıştı. Etrüsk Türklerinde, tıb işi sadece rühbana ve sihirbazhğa aid bir iş olmuş ol Üç yıl önceydi, gene bir muallim arsaydı, Em kelimesinin bulunmaması, ve kadaşm öldüğünü duydum, ona karşı son tıb işinin Beoge ve yahud da Augur ke vazıfemı yapmak için evine gittim. Kapılimelerinden birisile ifade edilmesi icab da yüz elli kadar mekteb çocuğu vardı, ederdi. gamlı bir saygı ve sessiz bir melâl içinde Ag ve tag ashndan olan bu kelime, hocalannm cesedini bekljyorlardı. Bn vazii kanun, ilmi ve san'atlan öğreten necib kütleyi hürmetle selâmladım, içeri allahtır. Şark türkçesinde de ayni keli girdim ve... irkildım. Çünkü orada da, Lâtin lisanında birçok kelimeler var me, ayni manayı ifade eder. Fakat bu vaktile Davudpaşada gördüğüm manzadır ki bunlann ayn etimolojilerini bul Türkler mabede bir isim koymağı dü ranın aynile karşılaşmıştım. Veremden mak mümkün değildir. Bunlar ancak, şündükleri zaman ayn bir kelime koy ölen muallimin gene kansı ve henüz çoTürk kökü ve Türk asıllarile izah edile mamışlar, Tageden müştak olarak cuk denilecek bir yaşta bulunan iki yavbilmektedirler. (Tagze) demişlerdir. Şark Türklerinde rusu acıklı bir telâş ve yürekler paralaBu kelimeler Lâtin lisanına eski Et mabed tangzedir. yıcı bir ihtilâç içinde para arıyorlardı. rüsk Türklerinden geçmiş, ve bu lisan Em kelimesinin ayni zamanda sade Bir aralık sahnede hazır bulunanla*arasında, eski hassiyetini kaybetmiyerek kadına aid hususlan ifade etmesi, bizi dan biri, galiba bekçi, hocalarını mezabugüne kadar yaşamıştır. Bu kelimeler pek haklı bir düşünceye sevkeder. O da ra kadar teşyi için gelen mekteblilerden sırasile şunlardır: en eski Türklerde tıb işlerinin kadınlar «iane» toplanmasını teklif edecek oldu, 1 En, em, am. tarafından tedvir edilmesi meselesidir. matemli dul reddetti ve ölünün yatmak2 Beoge. Tıb işi bizim zannımıza göre, ilk defa ta olduğu karyolayı sattırmağa kalkışb. 3 Augure. lan, tamamile beytî bir iş olarak telâkki Onun, ölü evine yüreklerini getiren çoHer ne suretle tetkik edilirse edilsin, edilmiş ve bununla umumiyetle kadınlar cuklardan belki bomboş olan keseledaima bir Türklük gösteren bu kelime iştigal etmişti. Tıbbın ilâhî ve dinî bir rini de istememesi yerinde bir hareketti. ler, tam bir Türk erimolojisile izah edî şekle girmesinin sebebi de, bir dini beytî Fakat ölünün altından karyolayı alıp lebilınektedirler. Bundan başka en eski olan ilk Türk dininde, tıbbm dinî ve kut o sırada pazara göndermek istemesi anasıllarını da Türk halklan dillerinde, el sî olan evde büyük bir mevki işgal etme cak şaşkınlık eseriydi. Nitekim bu iş yayevm pek az bir farkla da muhafaza et siydi. Bu suretle pek tabiî olarak tıb rş pılmadı, yapılamadı ve uzun didinmeler mektedirler. lerine şemanlar da karıştı. Fakat bu ka sonunda ölü hoşa gitmiyen bir yük gibi Am, Em, En kelimeleri validelik, ka nşmak münhasıran tıb için değildi. Evde kaldırıldı. "t* *t* "t* dın azalan, tatlılık ve müştak manasile her eşyanm sahib olduğu gibi, tıb da hâmi bir nıha sahib oldu. Bu hâmi ruh Son hafta içinde iki muallim arkadaşım de tıbbidir. da evi himaye eden, eve, hastalık ve fe daha öldü. Bunlann da cenazelerile alâ J Çiftayca Ana valide demektir. nalık getiren cinleri kovan ecdad ruhla kadar oldum. Fakat yüreğimde bir korAltayca Ama validedir. Garb türkçesinde Meme bildiğimiz rıydı. Bu suretle bir hasta üzerinde hem ku vardı. Hikâye ettiğim sahnelerle bir fennî, hem de dinî tedbirler ahnmağa daha karşılaşacağımı sanarak üzülüyorkadrn memesi yani kadın azasıdır. başlandı. Harareti azaltmak için verilen dum. Görüşlerim, düşünüşlerimi yalana Uygurcada Emke hasta bedbahtır. nebatî bir ilâcm yanmda, hastanm ba çıkardı ve her iki cenaze, refaha delâlet Garb türkçesinde Emek zahmettir. şındaki cinleri kovmak için Şemanın da eden bir düzen içinde kaldınldı. Ne yaUygurcada Em tıbbî, vulunun gürültüsü lâzım geldi. Emci doktor. lan söyliyeyim?.. Bu hal beni hem sevinEmur sükunet Te rahattır. Bilâhare bahsedeceğimiz birçok mem dirmiş, hem taaccübe düşürmüştü. Bir Etrüskçeden lâtinceye geçen bu ke balar, tıb işinin Türkler arasında evlâd muallimin, baremle vücud bulan nisbî lime, pek az bir telâffuz farkile olduğu dan evlâda intikal eden bir ocak mesle maişet genişliğine rağmen ailesine hatta gibi aslını muhafaza etmiştir. Demek o ği haline girdiğini gösterir. Bunun böyle cenaze masrafına kâfi gelecek miktardaluyor ki etrüskçede de Em kelimesi, tıp olması, tıbbm terakki ve tekâmülü kar para bırakacağını ummuyordum. Bu sekı bugünkü uygurcada olduğu gibi tıbbî şısında, işe erkek zekâsmm da kanşması beble araştırıp soruşturdum, bu aziz ölüIere, henüz yeni kurulmuş olan «İstanbul manasını ifade ediyordu. meselesidir. muallimleri yardım sandığı» tarafından Şu halde tıb mevcuddu ve bu tıbla, Bütün makalelerimizde gösterdiğimiz el uzatıldığını öğrendim ve gerçekten kıgarb âlimlerinin dedikleri gibi sadece ragibi, Türkün tibba sahib olduğu ve bu vanç duydum. hibler iştigal etmiyordu, belki rahiblerle * * * beraber, mütehassıs bir sınıf uğraşıyordu. işin şemanlardan ayn mütehassıslar ta rafmdan ifa edildiği keyfiyeti açık bir Yani sınıf değil, fakat ihtısas sahibi ol Okuyucularımı da memnun etmek için ( mak lâzmıdı. Eğer tıb işlerile rahibler, surette görülmektedir. yazıyorum: Yıllardanberi kurulması gesihirbazlar sadece iştigal etmiş olsalardı, Türklerde nb işinin dinî bir iş oldu rekleşmişken ihmale uğrıyan bu çok öEtrüsk dilinde tıbba mahsus Em kelime ğunu, gene kaydü ihtiyatla söyliyen nemli hayır müessesesi İstanbul Kültür Direktörü Tevfiğin himmetile vücud bulsinin bulunmaması, ve bunun büyücüle (Lönorman), bu düşünceye sebeb ol muştur. Sandık, yalnız muallimlerin 5re, sihirbazlara verilen isknlerle ifade emak üzere, tıbba aid eski yazılarm eli •lüsünü sürünmekten kurtarmakla kalmıdilmesi icab ederdi. mize geçmesini ileriye sürer. yor, dullara ve öksüzlere de yardım ediNitekim biz gene Etrüsklerden lâtin Fakat bu, bunun muhakkak böyle ol yor. ceye geçmiş olan Begoe kelimesini bu îjî SfC SjC adanrt