2 İkincikânun 193V CUMHURİYET SON «Zamanın ne olduğunu herkes bilir.» diyor Saint Augustin; ve ilâve Niçin istiklâl istiyoruz? ediyor: «Fakat hiç kimse onu tarif edemez.» Yazan: ismail Habib ransızlar, sanki babalannm maBenim maksadım zamandan bah likânesiymiş gibi Hatay'lılar setmek değil. Bu fikri bütün mücerYurdunu Suriye Arablarma red mefhumlar için doğru buluyo peşkeş çekivermek istediler. Yalnız b b rum. Meselâ Hayat. Saint Augus şeyi, soydaşlannı esaretten kurtarıp istiktin'in düşüncesini hayata tatbik edelâllerine kavuşturmak için elinden gelenî M. Hitler önümüzdeki sene zarfında Altnan lim: «Hayatın ne olduğunu herkes Yüzbinlerce kantar fındık buradan çıkıp milyon yapacak bir Türk milleti olduğunu unutbilir, fakat hiç kimse onu tarif edelarla servet buradan girer, bu koy ötekine «Seni de, tular. yanın iktısadî sahada müthiş bir cidale mez.» Suriyede Fransız idaresi varken bile Maksadım hayattan bahsetmek te Giresunuda hep ben besliyorum» diye öğünüyor Hatay tazyik, hatta zulüm altında yaşaazmetmiş olduğunu söylüyor değil. Bu yol uzundur ve varhk felmaktadır. Fransızlar bırakıp gittikten sefesine çıkar. Halbuki «varlığın ne Karadenizin Anadolu kıyılan başlan rafını gör; Zonguldak iğribüğrü bir rah sonra o müteassıb Arab idaresinin, oralerden paralannı gayesizce biriktirmeme olduğunu herkes bilir, fakat hiç kimLondra 1 (A.A.) Yılbaşı münasona, hep kabarık, heybetli, hep ayni leye konmuş çapraşık bir kitab gibi, şöy da neler yapacağını tayin etmek güc bir sebetile Kral taarfından millete hitaben lerini, se onu tarif edemez.» coğrafyanın ifadesi gibi görünür. Fakat le böyle dibini ve iki tarafmı görebiliyorneşredilmiş olan bir tebliğde ezcümle de 3 Sermayedarlardan memleketle Demek ki maksadım varlıktan dışa aldanma, bu kıyıların mıntaka mın sun; fakat Giresun; bu, tersine çevnlmiş iş değildir. îskenderun ve Antakyada, niliyor ki: bahsetmek te değil. Her mücerred taka, yekdiğerine hiç benzemiyen, ayrı rahlenin üstüne iki tarafmdan sarkıtıla sözde, hususî bir idare tesis edilecek. tesanüdlerini kaybetmemelerini.» « Tevarüs ettiğim necib vazifenin Başvekil halihazırda iktidar mevkiin mefhuma yaraşan bu bahtiyar for ayrı meziyetleri var; hem bu meziyetler rak abandınlmış bir kitabdır, onun ne ta Orada, Türk kültürüne hürmet olunacaktı, Türk memurlar kullanılacaktı. Bakımes'uliyetini takdir ediyorum. Bütün ha de bulunan hükumetleri takib etmekte ol rnülü ben eğlenceye tatbik etmek isbodur değil, herbiri yüzlerle ve yüzlerle raftan baksan ancak bir tarafmı okuya nız Fransız mandası ve Suriye idaresi yatımda Britanya împaratorluğu millet duğu liberalizm siyasetinin bundan evvel tiyorum: «Herkes eğlenmenin ne kilometro uzunluğundadır: Kömür mm bılırsin! sözlerini ne lcadar tuttular: lerile hükümdar arasmdaki münasebetle ki bütün hükumetlerin siyasetinden daha olduğunu bilir, fakat hiç kimse onu takası, tütün mıntakası, ve şimdi de fın Öteki taraftayız. Meğer asıl şehir o rin esasını teşkil eden itimad ve muhab kuvvetli olduğunu söyle"miştir: 1 Hatay mekteblerinden Türk hotarif edemez.» dık mıntakası. radaymış. On beş binlik Giresun bu sür calannı çıkarıp yerlerine Arab hocalari beti takviye etmeğe çalışacağım.» Eğlenme ne demektir? Ben bunu, M. Blum sözüne devamla demiştir ki: Her mıntakada toprağın bünyesi baş prizli halile insana otuz beş binlik Sara koydoler. Romanya Kralının beyanatı « Hükumet sosyalist değildir. Fa yılbaşı gecesi, küçük bir Beyoğlu lo ka, örtüsü başka, ve rengi başka: Kömür sundan bile büyük görünüyor; bu, ken 2 Hataydaki hükumet memurlaBükreş 1 (A.A.) Yeni yıl müna kat rejimin şimdiki cemiyetin çerçevesi kantasında başlanna renkli kâğıdlarmıntakasında toprak kabarık ve dağlık, dini öyle bir hamlede satmamanın mü rından Türk olanları kapıdışan ettiler, sebetile Kral Carol memlekete hitaben dahilinde azamî miktarda nizam, adalet dan külâhlar geçirmiş, ellerinde, hertütünde tepelik ve satıhlık, fındıkta da kâfatı. Bu taraftaki Giresuna Kalearkası bir beyanname neşrederek Romanyahla ve refah temin etmek gayesinin peşinden biri çirkin ve acayib bir gürültü hasyerlerine Arablan aldılar. her ikisi. Içi kömürlü dağların üstü hep deniyor. Giresunnn resmiyeti, ticareti; nn refahı sulh ve saadet nimetine kavuş koşmaktadır. Ve bunun için de müracaat reti ifade eden püsküllü düdüklerle, 3 Mahkemelerdeki Türk hâkimleorman, tütün ekilen yerlerinki tarla, ve fabrikası, oteli, çarşısı pazarı hep öte yaması hakkındaki temennilerini bildirmiş edeceği usul cumhuriyetçi kanuniyettir. kulak paralayıcı zınltı aletlerile sıç fındık mıtakası da fundalıktır. RenUeri maçta. Fakat evleri bu tarafta. İki koya ri çıkanlıp yerlerine Arab hâkimler kotir. Ve icabında bütün içtimaî tabakalar ara rıyan ve haykıran bir halkın önünde de sıra ile koyu yeşil, hâkı, ve filızi. Bu jakan memleket gündüz batıda çalışıp nuldu. Kral bu nutkunda diyor ki: 4 Vergi usulleri, Türk halki sında dostçasına mesned vücude gelecek kendi kendime sordum: Eğlenme ne üç ayrılığın birleştiği bir nokta var: Üçi> gece doğuda yatıyor. « Bütün iradem, bütün gayretlerim bir itilâftır. Biz millî menfaatin manasmı demektir? Kısa, maruf, umumî ce de vatanımın en mühim zenginlik kay borclandıracak bir şekilde tertib ve tanİskele koyu güzeldi, fakat bu koy da benim için çok aziz Rumen milletini ta anlıyan bütün insanlarla çahşmak arzu • vablar. Meselâ: «Kendini unutmak nağı. zim edildi. Tabiî borclannı veremiyenbaşka güzel. Sümbüllük kayalarından bü mukadderatına ulaştırmak olacaktır.» sundayız. Vatandaşlar arasında husule ihtiyacı»; fakat bu, çahşmanın da, erin malları satıldı, mallan olmıyanlar Sağı kısa, solu uzun, hilâl biçimli bakarken koyun görünüşü çok ömür. DaM. Hitlerin beyannameri gelecek vifak, büyük bir şairizmin dediği gezmenin de, uyuşmanın da bir iza bir koya giriyoruz: Hilâlin solu bizım sa ha ileriden Kalebayırına dolanan belde da hapse tıkıldı. hı olabilir. Yahud «boşalmak ihtiyaBerlin 1 (A.A.) M. Hitler nasyo gibi en büyük emelimizdir.» 5 Türklerin kesif surette meskun cı»; bu, konuşmanın da, güzel san ğımızda ve açığımızda; orada koyun ucu büyük bir kavuğa sarılmış beyaz bir sa olduğu mıntakalarda, sıhhat işleri kasden nal sosyalist partisine yeni sene müna M. Metaksasın sözleri atlann da, mide bozukluğunun da denize güdük bir baş gibi uzanmış; bu rık gibi görünüyor. Hele burada bütün sebetile gönderdiği bir beyannamede ezAtina 1 (Hususî) Başvekil M. bir izahı olabilir. «Mantıktan ve şu başın üstünde insan elile yontulmuş j,ibi endamını gösteren Gedikkayanın, etek hmal edflmektedir. Hedef, çok gayriineümle demiştir ki: Metaksas yılbaşı münasebetile yaptığı urdan kaçmak ihtiyacı»; bu da, bal muntazam bir mahrut yükseliyor; adı erile bütün koyu çizerek, reverans yapar sanidir. Halk hastalıktan kınlmak ve ya« Almanya, her zamankinden fazDikmentepe, yayvan dağ üstünde bu sıv gibi, öyle nazlım nazlım bir duruşu var hud başka taraflara hicret etmek meobeyanatta hükumetin eserine iştirak ettik gibi, deliliğin de bir izahı olabilir. la, beşeriyetin düşmanı olan bolşevizme buriyetinde kalacak, buralardaki Türk; ri tepe bir gergedan boynuzu gibi dur ~ a... Ieri için iş sahiblerile işçilere teşekkür Bir bakıma eğlenme, kendi hüvi karşı Avrupa kültür ve medeniyetlerinin nüfus kesafeti azalacaktır. maktadır. lerini bildirmiştir. Öteki koydan Giresuna bakılırken inyetinden çıkarak başkalaşma ihtiya bir burcu olarak kalacaktır. Almanya bu 6 Ayni maksadla Amîk bataklığı Koyun dibi dalga dalga tepeler ve san Heybeliadayı hatırlıyordu; buradan Bulgar Başvekilinin söylediği cına da benziyor. Herkes, kendi suretle Avrupa sulhunun emin bir zâminı kurutulmıyarak bir sıtma membaı olmak nutuk kendisi olmamak için, deli, çocuk, dağlarla kabarık, hepsi fındık ağaclarile bakarken de Amasrayı hatırladım. V'a üzere bırakılmıştır. olmak istemektedir. 1937 senesi bizi rımada buradan daha uzun göründüğü Sofya 1 (A.A.) Başbakan Köse zirzop ve maskara olmağa razı. In örtülü. Fakat bodur fındık karşıdan ağac iktısadî sahada milletin mevcudiyetini 7 Türk köylerinin yanıbaşında, yegibi değil yassı kadife gibi görünüyor. için mi? Belki de yanmadanın berisinde, temin etmek hususunda müthiş bir cidale îvanof, bugün Kral, elçiler ve hükumet sanın kendi şahsiyetinden bıkkınlı Fındıklar arasmdan yer yer sivri ağac'ar Amasrada olduğu gibi, şirin bir adacık ni köyler kurularak buralara Türk ohmazmetmiş bir halde bulacaktır. Önü * erkânınm da hazır bulunduğu bir ruhanî ğının bir ifadesi. Ciddiyetin hafifliği, yükselmiş; bunlar kızılağac, boylarına olduğu için. Herhalde o adayı biraz da yan anasır iskân ediliyor re bu yeni köymüzdeki dört sene içerisindeki Versailles âyin münasebetile söylediği nutukta, Bul mantığm hezeyanı, şuurun deliliği bakma, birşeye yaramazlar; boysuz, fa ha kale bayırının önüne götürünüz, kaie lerin halkile Türk köyleri arasına nifak muahedesinin zincirlerinden siyaseten a gar milletine saadetli bir yeni sene te •kıskanması ve taklid etmesi. bayırını da biraz daha uzatıp yayınız, ve sokuluyor. Böylece halk arasına kin ve Nitekim çocuklar ve deliler de, kat özlü mahsul veren fındıklara karşı Giresunun bulunduğu bel kısmı daha adavet tohumlan ekiliyor. Yani «Mazade kalmış olan millet iktısadî zincirleri mennisinde bulunmuş ve hükumetin dabeyhude yere kurulup duruyorlar. hilde asayişi ve komşularile iyi münase aksine, eğlenmek istedikleri zaman ni de kıracaktır.» chiavelisme Makyavelizm» in en âlâsı Koyun solu; kabarık sahil buraya ge yassılaşıp öteki koy da görülebilsin, o zabatı idame etmek ve büyük devletlerin şuurun ve zekânm en yüksek şekil M. Blumün nutku man buranın Amasraya benzeyişi tamam yapılıyor. Hedef hükümran olmak için dostluklannı kazanmak için sarfettiği lerini benimsiyorlar: Çocuklar asker ince denize doğru amudî bir saldınş anacak. nifak çıkarmaktır. Paris 1 (A.A.) M. Blum dün akgayretleri ehemmiyetle kaydeyledikten lik, deliler peygamberlik ediyorlar. yapmış, deniz kaypaktır, saldıran kara 8 Türk köylülerinin silâhlan elle şam saat 19,30 da radyo ile neşredilen Giresunun iki tarafını da gördükten Eğlenme, bu karmakanşık ihtiyac, ömülüyor gibi çukurlaşınca bırden davsonra Bulgaristanla Yugoslavya arasmbir nutuk söylemiştir. Bu nutukta ezcümionra memleketin çizgileri iyice aniaşıiı rinden alınırken diğer anasırdan olan^ da bir dostluk paktı imzalanacağını bil bir tarafüe kendi kendimizden u ranarak başmı kaldırıyor. Bir yarıınada le şöyle deniyor: yor. Deniz oraya çeyrek dairelik geniş köylülere silâh veriliyor. Gaye Türkleri dirmiş ve bu paktın 1937 de Balkan sul sanc getirmemizdir. Nefsimizle dar halinde uzanan bu kara yığınının önü « îktısadî teceddüde imkân yoktur. bir kavis resmetmiş; Anadolu kıyısı da gayritürklere ezdirmektir. hu için hayırlı bir alâmet olduğunu söy ğınlığımızın bir neticesi ki banşabü yüksek, gerisi yüksek; sanki ön bir baş, Çünkü işe böyle bir teceddüdün husule tam bu kavsin ortasından denize bir ya Bunlar yapılıp dururken biz, nasıl omemiz için bir müddet kendimizden eri bir sağrıdır, ve ortası bir at sırtı gibi nmada yollayınca; iki tarafta yarımşar lur da kardeşlerimizi Arab idaresine, dalemiştir. gelmesinin imkânile başlanılır. Sulh işinPolonyadaki Türk elçisinin nutku uzaklaşmamızı temin ediyor; ve u belvermiş: Giresun bu belin üstünde tıp dairelik birer koy, kalın bir terazi dilinin ha doğrusu esaretine bırakınz. Hatay de olduğu gibi. Memleket kendisini k u r kı bir eyer gibi duruyor. Varşova 1 (A.A.) Yeni sene mü zaklaşabildiğimiz nisbette sevgi ve yanlarındaki iki kefe gibi işte hpış tıpış Türklerine, kendilerinin ve bizim isteditarabilmek ve halâsa kavuşmak için ev Vapur yaklaşırken gözleri şehirden nasebetile Cumhurreisi elçileri kabul et hasretle kendimize gelebiliyoruz. pınldaşıp durmaktadır! ğimiz istiklâli vermekten başka çare yokvelâ bu işin olacağına iman etmelidir. Asla tam bir tarif olmamakla be önce şehrin arkasındaki fon kendine çekmiştir. Elçilerin en kıdemlisi Türkiye büBugün memleket bu imana sahibdir.» Kefeler ikiz olur, denk olur; Anado tur. Yakınşarkm bu köşesinde emniyet, raber, eğlenme ihtiyacı «nefsimizle mektedir; Gedik kayanın fonu; dağın ta Başvekil bundan sonra bütün içtimaî yük elçisi Ferid söylediği nutukta elçiler ucunda bir kütüğün başından bir budak lunun karası, iki koy birbirini kıskanma sükun ve huzur ancak böyle teessüs ededargmlığımız» gibidir. sınıflann basiret ve kiyasetine müracaat heyetinin Polonya hükumetile çok semeçıkarılmış gibi acayib bir yarık var; o sın diye ikisine de güzel birer tepe hedi bilir. PEYAM1 SAFA reli teşriki mesaide bulunduğunu, çünkü etmiş ve şöyle demiştir: TELEFON HABERLER... TELGRAF ve TELSiZLE Hfidiseler arasında Kendimize darılınca... Yılbaşı münasebetile söylenen nutuklar AZILAR İHEM NALINA MIH1NA Giresun « Tasavvurlarını mevkii tatbika Polonya siyasetinin esaslı bir tarzda sulh«Almanya 5 sene sonra koymakta çok acele edenlerin henüz te çu olduğunu memnuniyetle kaydetmiştir. Cumhurreisi cevabında Polonyanın en 1914 teki kadar kuvvetli essüs etmemiş servetlerden vakti glme müşkül anlarda kurucu ve müsbet neti den hisse aramalan doğru değildir.» olabilir celere varan siyasetinde devam edeceğini Başvekil şu noktalan hatırlatmıştır: Londra 1 (A.A.) Ingiliz British, «1 Amele kitlelerinin içtimaî şuriş ve beynelmilel teşriki mesaide en sağlam Legion teşkilâtı reisi «Frederick Maurice» lerle kendilerinin en başta istifade ede esasm milletlerin mütekabilen şereflerine bugün Saint Michel kilisesinde söylediği ve menfaatlerine riayet etmeleri olduğunu cekleri iş revacına mâni olmamalannı, bir nutukta demiştir ki: 2 Tasarruf yapmakta olan kitle söylemiştir. « Almanyanın Hitler rejiminde büı.mııtiımıffltlllllllllllinilllinilllinnillllflinilHHimHiııı.n»"". yük bir ordu, kuvvetli bir donanma ve muazzam bir hava kuvveti teşkiline b ü tün varlığile çalıştığı doğru bile olsa bir ok kimselerin endişelerine şimdilik may hal yoktur. Almanya her halde hazırlanmaktadır ve beş seneye kadar da 1914 teki kadar kuvvetli olması muhtemeldir. Fakat Almanyanın bu müddetten evvel büyük mikyasta bir sergüzeşte atılabile • Berlin 1 (A.A.) Alman istihba :eŞini hiç zannetmem.» Atina 1 (Hususî) Başvekil Me Ankarada jandarma zabıta taksas dün Başvekil muavini ve Maliye rat bürosu Moskovadan istihbar ediyor: Alman spor profesörü M. Meier, dün Vekilile birlikte saatlerce çalışmıştır. mektebi yapılıyor Bu çalışmalarda Yunanistanın haricî me akşam Leningtadda tevkif edilmiştir. Ankara 1 (Telefonla) Jandarma Gerek kendisi ve gerek Noelden evvel selelerinin fevkalâde iyi gitmekte olduğu Zabıta Meslek mektebi inşaatı tamamkansile birlikte tevkif edilmiş bulunan lanmak üzeredir. Fakat senenin kaybetesbit edilmiştir. Alman mühendis Letzger, Moskovaya dilmemesi için tedrisata ayrı bir daireGazetecilere beyanatta bulunan Ma nakledilmişlerdir. de 29 talebe ile başlanmıştır. liye Vekili parti hükumetlerinin YunaAlman istihbarat bürosu, bütün Rus Ankarada gediklilere mahsus bir nistana miras bıraktıklan bütün fenalıkyada mahpus bulunan Almanlann mik meslek kursu da açılacaktır. ların halihazır hükumeti tarafmdan düİstanbulda Maltepe Atış mektebindetarının 38 e baliğ bulunmakta olduğu zeltilmekte olduğunu ve muvaffakiyetli ki gedikli kursundan bu sene yetişen nu, bunlardan 15 inin Leningradda b neticeler elde edildiğini söyliyerek bun 232 gedikliye muhtelif mıntakalarda lunduğunu tasrilı etmektedir. lann arasında en mühimi olan memlekevazife verilmiştir. Umumî hava vaziyeti tin millî müdafaası işlerinin hükumetin Ankara 1 (Telefonla) Bugün Me Frank, sterlin ve dolar yeniprogramı veçhile temin edilmiş olduğuteorologi Enstitisü cenub mmtakaları den düşürülüyor mu? nu ve bu programın ikmali için sekiz seda dahil olmak üzere bütün Türkiyede Londra 1 (A.A.) Salâhiyettar nede sarfedilmek üzere iki milyar drahsuhunetin sıfırın altında olduğunu bil makamat Fransanm İngiltere ve Amerimi tahsisat konulduğunu ve bu miktarın diriyor. kaya frank, İngiliz lirası ve dolann kıyAlmanya ile yapılan mübadeleden tamaAnkarada derece nakıs 17 ye kadar mile müemmen bulunduğunu bildirmiş düşmüştür. Enststü, Kütahya ve Kırşe metlerini ayni zamanda kıymetten düşütir. hirde nakıs 22, Boluda nakıs 25, İstan rülmesi hakkında bir teklifte bulunmuş bulda nakıs 2 ve A.danada nakıs 1 dere olduğu haberini kat'î surette tekzib etmektedir. ce kaydetmiştir. Hava vaziyetine gelince, değişeceğine ihtimal verilmiyof. Türkiyenin hemen Belgrad 1 (Hususî) Akdeniz hak her tarafma soğut yerleşmiş gibidir. kmda bir anlaşma imzalamak üzere InSuiniyeti anlaşılan bir Tarihçi edibimiz M. Turgiltere ile îtalya arasında cereyan eden müteahhid han Tanın en güzel eseri müzakereler Romadan Londraya nak Ankara 1 (Telefonla) Suiniyetle ledilmiştir. Ahnan malumata göre, anPek yakında laşmanın daha ziyade genişletilmesile hareket ettiği anhşılan bir müteahhidin bazı tadilât ve ilâveler yapılması iste badema devlete aı'J alım işlerine karış nilmektedir. tırılmaması takarrür ettL kadar asabî çizgili bir yarık ki, vapurdan dağın alt gövdesi görünmediği için, Gedikkaya göke ağzını açmış bir kartal kafası gibi duruyor. Duruyor da değil dağ sanki haykırıyor gibi. Herhalde Giresunun çok orijinal bir fonu var. Yeni Yunan rejimi neler yaptı? Rusyada tevkif edilen Almanlar Yunanistanın haricî işleri Alman btihbarat bürosufevkalâde iyi gidiyor na nazaran 38 i bulmuş Akdeniz için imzalanacak anlaşma Hurrem Sultan Cumhuriyette iz*bağınp duruyoruz: Türkiyedeyiz, türkçeye hür"""""' met isteriz. Onların kozmopolit tatlı su frengi ruhu, Fakat ne yapsak nafile, garbdeki ko Türkün gürliyen sesini bir türlü duymuVapur o kadar yakın demirledi ki ök yun üstünlüğü var, değil mi ki iskele bu yor. sürsek kıyıdan işitecekler. Belli, Samsu radadır, vapurlar hep buraya geliyor, Beyoğlunun ortasında yeni bir otel nun denizi nekadar sığsa buranmk; o ka yüz binlerle kantar fındık buradan çıkıp açıyorlar. Kapısmın iki tarafma kocaman dar derin. Yarımadanın kabarık başında milyonlarla servet buradan girer, bu koy levhalar oturtuyorlar: kale var; ve o tepeye Kalebayırı diyor ötekine «seni de, Giresunu da hep ben Beler oteli lar. Gerideki sağrı gibi yere de Saytaş besliyorum» diye öğünüyor. Restaurant deniyor. İkisinin ortasında Giresun, Gi Fakat ötekikoy, ya onun mazhariyeti; Brasserie resunun tam ortasında da tramvayfiz Aksu nereye akıyor, Aksu? Ak pak su, Üstü kaval altı şişhane, üstü sözde Divanyolu gibi uzanan cadde, öte yama civelek su; büğülü ve kerametli su; bekâr türkçe, altı fransızca levhalar. cın dibine kadar, şehrı bir kolan gibi kızlara koca, kısır kadınlara çocuk, kalbi «Beler», fransızca «Belair» yani kırıklara ask, ve derdli olanlara derman «güzel hava» sözünün türkçe imlâ ile kuşarmıştır. Baş, sağn, eyer, kolan... Peki dizgin veren su. yazılmış şeklidir. Yoksa türkçemizin bel İşte «mayıs yedisi» geldi, şimdiki tak ve er kelimelerinden yapılmış yeni bir soy nerede, demeyin; şehri ikiye bölen tertemiz ve parkeli bu ana caddenin sol böğ vimde yirmi mayıs, ırmağın ağzı mahşer adı değildir. Haydi bu ismi Beler diye ründen ayrılmış gene parkeli bir cadde, gibi. Kalabalığın çoğu genc kızlarla genc yazdıklarından dolayı, imlâsının hatm Kalebayınnda üç kath gövdesile kurulup kadınlardır. Bunlar derenin denize ka için türkçe diye kabul edelim. Fakat ismin duran Hükunvet konağma uğradıktan rıştığı yerde soyundular, erkekler gör altındaki «Restaurant» ve «Brasserie» sonra bütün tepeyi çepeçevre dolanıyor. mesin diya kara tarafına peştemallar ge sözlerine ne diyelim? Neden lokanta deAna cadde bir kolansa bu çevreleme cad rildi, hepsinin elinde, içleri oyulmuş ha ğil de Restaurant, neden birahane yahud de de küheylân duruşlu yarımadanın ba fif birer susak kabağı var. Ah dere o ka biraevi değil de Brasseire? dar derin olmasa, hepsi ayakta dikildikşına gçirilmiş bir dizgindir! Bu yeni oteli açanlann fransızcaya leri halde göğüsleri bile görünmüyor. Giresunun binaları hep kârgir, hep üç karşı gösterdikleri bu züppece düşkünlük Yalnız su o kadar berrak ki örttükleri dört kath, belli, varlıkh bir beldedejiz. niçin? örtülmemiş gibi! Şu sağ tarafta bütün fındıkla örtülü te Ah, neredesin, Nevzad Tandoğan? pelere bak, yer yer, küçük küçük kulü Haydi niyetini söyle: beler göreceksin: Giresunun bütün bu çaDağ başlan çiseler lımlı yapılannı o küçük kulübeler yapü. Yârin geliyor deseler , Hükumet konağmın berisinde endaml Lehistanla Litvanyanm arasî Bir kuş kadar canım var bir Muhasebei Hususiye dairesi, ötesinaçılıyor mu? Müjdeciye verseler! de ortamekteb; iki tarafta iki kubbe, biri Varşova 1 (A.A.) Lehistan hü; Sen de söyle: Kapıkahve camisi, öteki Kale camisi; akumeti 1 kânunusani 1937 den itibaren şağıya doğru Belediye dairesi; sahildeki Tam derenin düzünde, Litvanya otomobillerinin Leh arazisin sed üstünde içi öbek öbek tarhedilmiş teYalan var mı sözümde? den geçmesini menetmiş ve bu suretle Litmiz çizgili bir park; tam kıyıda bankaYârim kalkh gidiyor vanyanm garbla olan yol münakalâtını lar, oteller, depolar; sağa doğru KumyaYaşı kaldı gözümde! ilga etmiştir. lı camisi... Dikkat ettim, Giresunun pek Bu tedbirlerin Litvanyadaki Leh ekalçok binaları renkli; halbuki Ordunun evHepsi söyliyecek, hepsi söyledi, her liyetine karşı yapılmakta olan muameleye leri hep beyaz; fakat burada pem'be söyliyen kabağa su doldurup yedi çift bir kurşuni, mavi, kiremidi binalar göze çar tek kere, yani on beş defa, başına su dö bir mukabele olduğu söylenilmektedir. pıyor; Ordu kıyıya gerilmis beyaz bir sa küyor. Kabak suyun akışına bırakıldı ve ten ve Giresun emprime bir kuma$ gi arkasından yedi çift bir tek kere küçük Bu koydan Giresunun ancak yarısı ş küçük taş atıldı: Artık korkma, ya ge rünüyor; diğer yarısı öteki tarafta. Uç lismiş bir bıyık, ya minicik bir bebek; mmtakanın üç merkezi: Samsun, tütün Aksu istedığini verecek! yaprağı gibi apaçık; bir bakışta her ta Garbli şarklı iki koy, garbdekinin is kelesi Giresunun midesini, öteki koyun Aksuyu da Giresunlunun ruhunu doyuruyor: Keselere bereket, ruhlara şetarct, Tanrı ikisini de eksik etmesin. ye etti, öteye Dikmentepeyi, beriye Gedikkayayı vererek. Biri dik, biri yarık; onlara vereceğimiz isimleri de ne güzel seçmişiz; ikisinin ismi de ikisinin cismine uygun. Türkçeye hürmet! tSMAlL HABÎB