25 Aralık 1936 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4

25 Aralık 1936 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURİYET 25 Birincikânun 1936 KUçUk hikfiye Şiir gibi kadın Bibliyoğrafya Türk mimarları Hilmi Kitabevi İstanbul 1936 F. 50 K. îstanbula yaptıkları abidelerle bir Türk damgası vuran mimarlarımızın eserleri karşısında hayran olmıyanımız yoktur. Biz onlarm her fırsat düştükçe ne muazzam bir medeniyet eseri olduğunu öne sürer. onların piri olan Sinan hakkında ihtifaller yapar, mezarı başmda «Bu mezarm önünden ne vakit geçersem, bu mezar sahibinin bir eserile ne vakit karşı karşıya gelirsem bir dakika dur ve düşün ve gönlünde Türk olmanın sevincini bir kere daha duy ve kendi mesleğinde bir Sinan olmıya çalış» tavsiyelerinde bulunuruz. Yalnız bugüne kadar, maatteessüf, Sinanın eserlerinin tahlilini yapacak bir meslektaşı çıkmamıştır. Hatta Si nanın eserlerinin tam ve sahih bir listesi bile yoktur. «Tezkeretülbünyan» ın nüsha farkları bile meydana çıkarılmamıştır. Sinan hakkında, yeni Türk harflerile, Edirnede basılmış küçük bir risale, Kon yada basılmış diğer küçük birer risaleden ve bu eserin de müellifi Ahmed Refiğin «Mimar Sinan» adlı kitabından başka hiçbir eser yoktur. Mevcud mü teferrik makaleler ise hep eski ve perakende malumatı tekrarlamaktadırlar. Ahmed Refik bu kitabına «Türk mimarî san'atmın derece derece nasıl başladığını, nasıl yükseldiğini ve ne suretle düşmiye yüztuttuğunu anlamak için bu mimarların hepsinin hayatım ve eserlerini tanımak ve onları tetkik et mek lâzımdır» mukaddemesini koyduktan sonra. evvelce neşrettiği için olacak, Sinan hakkında kısaca ve pek umumî malumat vererek mimar Davud Ağanın hayatı ve eserlerine geçiyor. Sıra sonra mimar Kasıma ve onu müteakıb da mimar Mustafaya geliyor. Kitabda yapı işlerine aid küçük bir kısımdan sonra yirmi isim taşıyan «Baş Mimarlar» listesi ve bazı malumat var. Kitabın sonunda da mimar Sinan ve mimar Davuda aid hazine vesikaları sıralanmış. Ahmed Refiğin bu eserini takdir etmekle beraber ihtiyacı kâfi derecede karşılamadığım zannediyoruz. Çünkü buradaki malumatm mühim bir kısmı gerek Sinan adlı eserde, gerek Edebi yat Fakültesi mecmuasında, gerek onuncu, on birinci, on ikinci ve on üçüncü asırlarda (îstanbul Hayatı) adlı eserlerinde çıkmıştı. Ahmed Refik «Türk Mimarları> adlı bir kitab ortaya koy dtrğu içîn kendisinden yeni yeni de bir ok malumat beklemek hakkımızdı. Ümid edelim ki yakında bu arzumu zu tatmin edecek ve abidelerimizi mi mar olmıyanlarımıza da tanıtacak, onlarm güzelliklerini bütün manasile mey dana çıkaracak eserler yazılmıya baş lar. «Türk Mimarları» nı böyle bir se rinin fatihası telâkki eder ve bu işin alâkadarlarından arkasmı getirmelerini dileriz. Tekirdağmda Yılmazspor şampiyon oldu RADVO Bu aksamki program J Bekârlık böyledir işte. Akşamlan iş tak odasının arasında idi. Yani iki oda ten çıkınca insanm evde bir bekleyen nın da banyoya kapısı vardı. Ha, ne diyordum? O akşam Sabiha olmazsa vakit geçirmek için kahvelerde sigara dumanları arasında boğula boğula yatak odasında giyinirken ben de salonoturur ve guya vakit öldürür. Herkes te da kahp mektub yazacaktım. Aksi şey Mahmud gibi evlenip üç ay balayı se • tan! Stiloda mürekkeb kalmamış. Onu yahatine Avrupaya gidemez ya! Zaman doldurayım derken mürekkeb şişesini kâda öyle bir zaman ki cebinde para yok ğıdm üzerine devirmiyeyim mi! Fakat yalnız kâğıd değil ellerim de berbad olmu evlenecek kadın da yok demektir. îşte gene bir akşam Taksim abidesi du. Hemen yıkamak için banyoya koş nin karşısındaki kahvelerden birinde otır tum. Tam musluğu açacağım sırada kır rup böyle acı acı düşünerek Mahmuda lağıma karımın sesi geldi: Mari, (Mari oda hizmetçisi) ko gıpta ederken içeri elleri cebinde, omuzcam aşağı indi mi? ları düşük, çenesi göğsünde Mahmud girmez mi? Beni görünce geldi, karşıma o îndi madam. turdu. Ben o kadar şaşırmıştım ki hâlâ Öyle ise Paul'a haber ver, çabuk kendime gelip bir şey soramıyordum. O gelsin. da sesini çıkarmıyordu. Nihayet: Şimdi madam. O anda ne olduğumu tasavvur eder Yahu, dedim, ne için var burada? Gözümün önünde vapura binip gitmemiş siniz. Koca otel başıma yıkılıyor san olsaydm balayı seyahatinden vazgeç dım. Nekadar zaman geçti bilmiyorum. mişler diyecektim. Ne oldu? Neye bu ka Bir aralık karımın oda kapısının vurul dar çabuk döndünüz? Ancak bir ay ol masile tekrar kendime geldim. Kulaklanmı kabarttım. Kapı açıldı. Bir erkek du siz gıdeli. sesi beynimi patlatarak banyonun duvar Mahmud içini çekerek: Dönmedik dedi. Sadece ben dön lanna çarptı. Bonsuvar madam. diim. Karımın yerinden fırladığım ve içeri Karın? gelen adama doğru koştuğunu duydum. Karım Niste. Paul, nerde kaldın? Artık sabreSonra benim bir şey sormama vakit b r rakmadan birdenbire hararetlenrek anlat demiyordum. Çabuk ol, çabuk. Artık bir saniye daha duramazdım. mağa başladı: Dinle, dinle bak, başıma neler gel Odama koşarak tabancamı aldım. İkisidi. Dinle de benim gibi bir gün aklına ni de öldürecektim. Yemin ederim ki ikieserse tanımadığın bir kadınla üç gün içe sinin de beynini paramparça edecektim. Gözlerimi kan bürümüştü. Kapıyı kırarrisinde evleneyim deme. Sabihayı düğünde hepiniz gördünüz. casına iterek odaya girdim. Sonra tabaır Benim için ideal bir zevce. Güzel, ince, ca elimden düştü, ve ben olduğum yer zarif, kibar, şiir gibi bir kadın. Dünya de buz gibi dondum, kaldım. Otelin gar da hantal, kabasaba yapılı, boğazına sonu Paul, içinde bir sürü tabaklar bu lunan bir tepsiyi karımın önünde masaya düşkün kadınlara tahammül edemem. yerleşrirmeğe vakit bulmadan Sabiha, Herkesin aklından bir zoru vardır. Benimki de bu. Fevkalâde güzel bir ka kemiğinden yakaladığı bir tavuk budunu dın tasavvur et. Sonra onu, kanlı bir ayakta ve gözlerinde bir aç kurd parıltısı bifteği şapırdata, şapırdata yerken gözü ile kemiriyordu. nün önüne getir. Allah için söyle, artık Mahmud sustu. Bu hiç beklemediğim o kadının güzelliği zarafeti, inceliği ka netice karşısında ağzım açık kalmıştı. lır mı ya! Fakat onun: Ben Sabihayı dostlardan birinin ver Keşke onu sevgilisi ile yakalasaydiği bir ziyafette tanımıştım. Evvelâ gü dım, demesi üzerine hayretim büsbütün zelliği, sonra inceliği ve zarafeti ile na arttı. zan dikkatimi celbetmişti. Sonrada onu Ne diyorsun? dedim. Karını bir adeta bir göz hapsine aldım ve netice • dostu ile yakalasaydın daha mı iyi olurden memnun oldum. Bu kız senelerce ha du? yalimde yaşattığım ideal kadındı. Âdet Mahmud acı acı gülerek: yerini bulsun diye ev sahibinden tahkik Tabiî ya. dedi. Çünkü mahkemeyc edip te ayni zamanda ıyi ve namuslu bir müracaat ederek hemen aynlırdım. Yok, aile kızı olduğunu da öğrenince fazla te hiddetimi yenemeyip öldürseydim yîizde reddüd etmeğe lüzum görmeden evlen doksan dokuz beraet ederdim. Halbuki miştim. insaf et; hangi mahkeme kansı kocasmMahmudun sözünü kestim: dan gizli yemek yiyormuş diye boşanma Neye âdet yerini bulsun diye? kararı verir? Amma ne yapayım ki ben Tabiî, dedi. Çünkü namus tama artık ona karım diye değil, bir kadın namile talih ve kader işidir. Adeta bir pi zarı ile dahi bakamam. Zorla değil ya, yango. Şansına ne çıkarsa. Ona buna tahammül edemem. Delilik de, ne dersen sorup, tahkrk ettirmekle anlaşılacak şey de. Yapamam. dğildir o. E, şimdi ne olacak? Niste kaldığımız bu bir ay zarfında Mahmud, ne bileyim, der gibi omuznekadar mes'uddum tasavvur edemez • larını kaldırarak: sin. Sabiha hakikaten ideal bir zevce, Ben de onu düşünüyorum ya, de tam manasile şiir gibi bir kadındı. Onun di. Ertesi gün acele bir işim çıktığını söyçok hoşuma giden bir tabiati daha vardı! liyerek Parise gittim. Ordan bir mektub Yemeklere inmeden evvel muhakkak elyazdım. Paristen derhal İstanbula dön • bisesini değiştirir, fakat kat'iyyen benim mem lâzım geldiğini, kendisinin de hemen yanımda soyunup giyinmez, tuvaletini hareket etmesini söyledim. Yarın, öbür benim yanımda yapmazdı. Bu o kadar gün gelir. O zaman ne yapacağım bilmiiyi bir şey mi diyeceksin. Kocasının alâ yorum. Allah nzası için bana bu kadınkasını ve sevgısıni ve onun nazanndaki dan kurtulmanın bir yolunu göster. cazibesini muhafaza etmek istiyen bir kaBEYZA B1RSON dın kocasma daima giyimli ve tuvaletli gözükmelidir. Senin yanmda korsasını çözen yahud jartiyerini takan, senin gö Bir tavzihe cevab zünün önünde yanağma allık, kirpikle Geçenlerde gazetemizde çıkan bir şirine rimel çeken bir kadın tasavvur et. kâyet üzerine İstanbul Maarif müdür Bilmem, benim nazanmda böyle bir ka lüğünden aldığımız bir tavzih mektubudın, oburcasına yemek yiy^n bir kadm nu neşretmiştik. Tavzihte Kadıköyünkadar güzelliğini ve cazibesini kaybeder. de <Kadıköy Kız Koleji> adında bir Yemeklerden yanm saat evvel ben Sabihaya haber verir ve aşağı inerdim. Yarım saat sonra da o giyinmiş, süslen miş, salondan geçerken bütün başlan kendme çevirterek yanıma gelirdi. Onun yürüyüşündeki ahengi ben hiçbir kadında görmedim. Diyebilirim ki otelin en beğenilen kadını Sabiha, en mes'ud erkeği de bendim. Hele sofrada tabağına aldığı iki lokma yemeği bin naz ve eda ile yediğini gördükçe sıhhati için telâşa düşmekle beraber tatlı bir sevinme duymaktan da kendimi alamazdım. « Sabiha derdim, nekadar az yemek yiyorsun.» İnce bir dilim elmayı beyaz dişlerinin arasında ezerek: Bundan daha fazla yemek yenir mi, Mahmud? derdi. Karımın namusundan hiç şüphem yoktu. Talih bana o cihetten de gülmüştü.. Otelin en çok nazarı dikkati celbeden kadını olduğu halde kimseye ehemmiyet vermiyor, yemeklerden evvel giyinmeğe hasrettiği yarımşar saatten maada ya nımdan aynlmıyor, kimse ile konuşmu • yor, ahbablık etmiyordu. Bir akşam ona hazırlanması için ha ber verdikten sonra herzamanki gibi aşağı inmeyip odamda kaldım. Yazacak bir iki mektubum vardı. Size oteldeki dairemizi anlatmadım. Bir yatak odası, bir salon, bir de banyo. Banyo salonla ya . İSTANBUL: 12,30 plâkla Türk musikisi 12,50 havadis 13,05 plâkla hafıf muzık 13,25 muhtelif plâk neşriyatı 17 konferans: Üni versiteden naklen İnkılâb dersleri, Recsb Peker tarafmdan . 18,30 plâkla dans musikisi 19.30 spor musahabeleri: Eşref Şefik tarafmdan 20 Vedia Rıza ve arka daşları tarafmdan Türk musikisi ve halk şarkıları 20,30 Cemal Kâmil ve arkadaslan tarafmdan Turk musikisi ve halk sarkılan 21 (saat ayarı), orkestra 22 a jans ve borsa haberleri ve ertesi günün programı 22,30 plâkla sololar 23 .son. VIY AN A: 18.45 askerî konser 20 havadis 20,10 klâsik musiki 20,45 Genc Dul opereti 23,10 havadis 23,25 dans musikisi. BERLIN: Tekirdağ (Hususî) Şehrimizde Kurulduğundan, yani dört seneden • 17 Toska operası 18 Noel münasebetile temsil 19 şimal şarkılan 20,40 spor haYılmazspor, Halkspor ve Tekirdağspor beri şampıyonluğu kaçırmıyan Yılmaz • vadisleri 21 Noel şarkıları 23,05 konuşkulübleri arasında icra edilip halk tara sporlular atletizm ile denizcilikte de bi ma ve havadis. PEŞTE: fından alâka ile takıb edilen futbol şam rinciliği kazanmaktadırlar. 18 çigan orkestrası 19,30 konser 20,10 üç perdelik Noel temsili . 22 genc çlgan piyonası neticesinde Yılmazsporlular şamGönderdiğim resim Yılmazsporun şamorkestrası 23,05 orkestra piyonluğu kazanmağa muvaffak oldular. piyonu futbol takımına aiddir. BUKREŞ: 17 muhtelif Rumen şarkıları ve musiki 19 kazino musikisi 20 Kabare müzikal. LONDRA: Bakın programa 20.50 havadis 21 Noel hakkında kon ferans 21,50 Noel şarkıları . 23 havadis 23,10 çocuk musikisi 23,20 orkestra 23,50 dans orkestrası. ve bugün matineden itibaren beklediğiniz büyük film PARİS [P. T. T.]: 19 Noel münasebetile yüzme yarışları röKLARK GABLE ve CHARLES LAUGHTON'un 53 portajı 19.15 Noel hikâyeleri 19,30 temsil 20.30 havadis 21,45 opera 22,15 spor haberleri 22.30 edebî müsahabe 24,30 havadis 24,45 dans musikisi. ROMA: Not. Cumartesi, Pazar matineler saat 13 de başlar. 17 havadis 17,15 orkestra konserl 21,10 Noel şarkıları 21,45 Noel münasebetile Pr. ZATi SUNGUR matineye saat 16 da iştirak eder. temsil 24.15 dans musikisi. Pr. ZATİ SUNGUR Korkusuz Kaptan F E R A H Sinemada İGFELD NOBETÇI ECZANELER Bu gece nöbetçi olan eczaneler şunlardır: İstanbul cihetindekiler: Aksarayda (Etem Pertev), Alemdarda (Esad), Bakırköyde (İstepan), Beyazıdda (Belkis), Eminönünde (Beşir Kemal Cevad), Fenerde (Emilyadi), Karagümrükte (Suad). Küçukpazarda (Hasan Hulusi), Samatyada (Erofilos), Şehremininde lA. Hamdi), Şehzadebaşmda (Hamdi). Beyoğlu cihetindekiler: Galatada (Yeniyol), (Mustafa Nail), Hasköyde (Nisim AseoK Kasımpasada (Mü. eyyed), Merkez nahiyede (Matkoviç), (Galatasaray), Şişlide (Asım). Taksimde fKurkciyan). (Zafıropulos), (Ertuğrul). Usküdar, Kadıkoy ve Adalardakiler: Büyükadada (Merkez), Heybelide (Yu suf), Kadıköy Pazaryolunda (Merkez), Modada fAlâeddin), Usküdar Imrahorda (İmrahor). YILDIZLAR 5 \3 w^ E R KRALI Sinemasında Bu hafta DANİELLE DARRİEUX Pek hoş ve Pek mükemmel komedisinde hemeğlenip ıjülüyorlar hemdecan dan .alkışhyorlar. llâveten; FOX JURNAL ve canh resimler OSWALD KU AFÖR, Suvareleriniz için biletlerinizi eevelden aldırımz Teiefon : 42851 Halkımızın pek sevdiği ariistler TATLI BELA Paprikadan daha evvel, daha canh... Ve daima cana yakıo ALbERT PREJEAN ve LUCiEN BARROUX tarafından emsalsiz bir surette yaratılan TAKSİMDE Maksim Varyete Tiyatrosunda HALK OPERETİ BU AKŞAM saat 21 de Zozo Dalmas ve Tomakosla ESKİ HAMAM ESKİ TAS Biletler gişelerde satılmaktadır. TELEFON: 42633 FRANZISKA A L T I N Bu mevsimde çevirdiği yegâne Hlmi olan GA A L K E L E B E K sinemasında Sinemada ( YENİ ESERLER Tularemi Pek yakmda S Ü M E R Bugünden itibaren A S R Î Çorlu hastanesi neşriyatmdan olup doktor operatör Ömer Bican, dahiliye mütehassısı İrfan Titiz, baktriyolog Mustafa Feyzi Kurtaran taraflarından hazırlanan bu tıbbî eser çıkmıştır. Tavsiye ederiz. Büyük hazırhklar ve fedakârlıklarla çıkarılacağı ilân edilen Yeni Nasreddin Hoca gazetesinin ilk sayısı çıkmıştır. Mündericatı çok zengin ve karikatürleri pek güzeldir. Her bayide bulunur. Temiz bir baskı. iki renk, dört sahife ve yalnız yüz paradır. «Yeni Nasreddin Hoca» Yalnız 15 kuruşla 2 emsalsiz tilm birden Güzel ve dehakâr artist SPENCER TRACY ve CLAiRE TREVOR'un MARTHA EGGERTH'i en meşhur eserleri en fazla muvaffak olduğu şaheseri VEFAT Yavrutürk ve Ateşçocuklar Basın ailesinden Muallim Tahsin Demirayın anneannesi vefat etmiş ve cenazesi dün evinden kaldırılarak namazı Yenicamide kılmdıktan sonra Haydarpaşaya geçirilmiş, Karacaahmeddeki kabrine tevdi edilmiştir. Arkadaşımıza sabır, merhumeye Tanrıdan mağfiret dileriz. KASTA DiVA • PFK sineması Dantenin Cehennemi 15 artist 300 dansöz ve 10.000 figüran (çaflrılar, konferanslar, kongreİeP) Gülhane müsameresi Bugün matinelerden başlıyarak f YENİ ÇIKTI IVİKONTUN ÖLÜMÜ Gülhane Tatbikat mektebinin tıbbî müsamerelerinin üçüncüsü bu aym 25 inci cuma günü saat 17,30 da yapılamekteb olmadığı bilfiiriliyordu. Şikâ !aktır. Arzu eden meslektaşlarm teşrifyet sahiblerinden aldığımız ikinci bir leri rica olunur. mektubda bu müessesenin eski Dam Mürettibler Cemiyetinin kongresi İstanbul Türk Mürettibler cemiyeti başDösyon ve yeni adile Moda Kız Ensti kanlığından: tüsü olduğunu öğrendik. Cemiyetimizin senelik kongresi 3/1/93'* ikinci mesele olarak Maarif idaresi tarihine musadif pazar günü saat 1 de Anmevzuubahs Ermeni mektebinin mua kara caddesinde kâin 50 sayılı merkez bi. deleti kabul edilmiş bir mekteb olma nasında icra kılınacağmdan cemiyetimize kayidli bilumum azanın behemehal gel dığını ve binaenaleyh daha yüksek bir meleri rica olunur. mektebe kabul edilebilmeleri için meToplantıya davet zun olmuş talebelerinin resmî ilkmek Güzel San'atlar Birliğl Resim şubesin tebi bitirme imtihamna girmeleri mec den: 29 ikincikânun 936 salı günü saat 15 te buriyetini ileri sürmektedir. Madem ki umumî heyet toplantısma, azanın Alay keyfiyet böyle idi, talebeler mektebe köşküne gelmeleri. ilk kaydolundukları vakit kendilerine ÖLÜM bu hususun söylenmesi lâzım gelmez Sabık Roma müsteşarı Bay Kadri miydi? Sermedin haremi, sabık Lâhey maslahatgüzarı Bay Esad Cemal hemşiresi, l. H. P. Eminönü kazası heyeti idare aasmdan ve Osmanlı Bankası Yenicami şubesi şeflerinden Celâl Moralınm validesi Bayan Hatice vefat etmiştir. CeI Meşhur M. Prust'un çok nazesi bugün Nişantaşında Saadet aI nefis bir hikâyesi partımanından saat on bir buçukta kalI Haydar Rifatın tercümesi dırılarak Teşvikiye camisinde namazı I 30 kuruş kılınıp Şehidliğe defnedilecektir. ı r Eı\ Kahkaha Eğlence Neşe ve Zevk haftası 1 HAROLD LLOYD (LUi) *asS"^SS?2 ÇOCUKLAR TiYATRO OYNUYOR Yalnız çocuklar tarafından oynanılan ŞARKlLl ve MUS1KILI 3 kısımlık komedi Paramount havadis gazetesi filminde yeni Ingiliz Kralının tahta cülusu. M. SiMpSON Fransada gizlice Hlme alınıyor vesaire. DiKKAT:Bu programda çocuklar jçin duhuliye 20, hususî 25 kuruştur ^ ş ^ ^ p ^ g ^ Bugün matinelerden itibaren oksor Sutçu ve Muazzam ve emsalsiz Rus filmi Sovyet filim sanayiinin en güzel eseri olan bu filime Moskova Operet ve Balet tiyatrolarının en güzel artistleri iştirak etmUtir. * TURK R Sinemasında K O R L O V A V O L O D İ N ^ Rusyanın en büyük cambazhanesi, heyecanh sahneler, zengin rövüler, Rus dansları, şarkıları, meraklı aşk macerası. llâveten: Yeni EKLER L I L Â N Osmanlı Bankasmın Galata, Yenicami ve Beyoğlu daireleri, yılbaşı münasebetile 31 ilkkânun (öğleden sonra) ve 1 ikincikânun 1937 tarihinde kapalı bulunacaktır. Osmanlı Bankası MELEK Sinemasında B U G U N 2 BÜYÜK FiL M BİRDEN Fransızca sözlü Çocuklar için dühuliye 20 Hususî 25 kuruştur. ŞİRLEY TEMPLE KÜÇÜK PRENSES ve LOREL HARDi KAN KARDEŞLER Fransızca sözlü

Bu sayıdan diğer sayfalar: