CUMHURİYET S Birincikâmm 1936 GalatasarayÇeki Karlin bugün karşılaşıyorlar Çek millî takımına oyuncu veren bu takım karşısında Galatasarayın alacağı netice merakla bekleniyor Fransız kabinesinin Karşılaştığı Müşkülât IBaşmakaleden devam'i lan Thores'in «Halk cephesi Leon Blum hükumetinin varlığile mukayyed değil dir» diyerek bu hükumet çekildiği tak dirde İspanyaya yardım etmeyi göze alabilecek başka bir hükumetin bulunabileceğini iddia etmesine rağmen böyle birşeyi mümkün farzetmemeliyiz. Çünkü Fransanın İspanyaya resmen yardım etmesi harb demektir. İngiltere ile birlikte bugün Avrupa sulhunun bellibaşlı koruyuculanndan biri olan Fransada ise harbe yol açmak istiyen bir hükumetin başa geçebileceği nasıl tasavvur olunur? Bugün mecliste seksen kadar meb'usları bulunan komünistlerin muhalefeti devam ettiği takdirde Halk cephesi da ğılabilir. Böyle bir ihtimal karşısında en bedbininden en nikbinine kadar bin türlü fikir ileri sürenler var. Fakat Fransa meselelerinde mantıkî ve makul vaziyetleri tahmin etmek doğru olur. Bedbinlerin ileri sürdükleri gibi sağlarla solların birbirlerine girecekleri ni, memlekette diktatörlük ilân edileceğini, îspanyadakine benzer kanşıklıklar çıkacağını muhtemel görmek güçtür. Herşeyden önce Fransız halkının siyasî olgunluk derecesini gözönüne getirmek, bu ihtimalleri çok uzaklara atmağa kâfi bir sebeb değil mi? Komünistlerin muhalefeti karşısında sosyalistlerin radikallerle daha sıkı bir teşriki mesaiye girmeleri beklenebilir. Bu kabil olmaz da Blum hükumeti çe kilmeğe mecbur kalırsa, radikallerin, müfrit olmıyan bloklarla anlaşarak daha kuvvetli, daha dayanıklı bir kabine teşkil etmeğe muvaffak olacaklannı düşünebi LONDRADA NİKBİNLİK ingiltere Kralı, kararını pazartesiye bildirecek (Baştarafı 3 üncü sahifemizde) kezindedir. Eğer Krahn ve nazırların kabul edebilecekleri bir hal sureti bulunabilirse bu hal sureti İngiliz mületi ta rafmdan büyük bir huzurla karşılanacağı şüphesizdir. Temaşa Halk Opereti ve Pipiça temsili m Çeki Karlin takımı futbolcularımn bir arada çekilmif resimleri Istanbul ve Ankarada birkaç maç yapmak üzere davet edilen Çekoslovakyanın Çeki Karli takımı bugün Taksim stad yomunda ilk maçını Galatasaraya karşı oynıyacaktır. Yeni futbol mevsiminin ilk ecnebi teması olan bu karşılaşmanın sık sık tevalisini, futbolumuzun selâmeti namına samimiyetle temenni ederiz. Üç senedenberi Galatasarayla Beşik* taşın, Fenerbahçe ile de Güneşin ayrı ayn kombinezonlar tertib etmek suretile ecnebi takımlannı davet etmekten futbolumuz çok zarar görmüştür. Çünkü iki grupun, birbirlerine rekabeti yüzünden diyeceğiz, çağırdıkları takımlardan bir çoğu burada bizim çocuklara ders verir gibi oyunlar oynıyacaklanna Türk fut bolundan birkaç şey öğrenerek memle ketlerine dönmüşlerdir. Bundan on sene evvel teşkil edilen bir Galatasaray Fener muhtelitinin karşı sında Avrupanın birinci smıf takımlan nın bile dayanamaması sebeblerinin ba • şmda, o vakitler çok çok yapılan ecnebi temaslarında, iyi takımlar davet ederek onlarla çarpışmak keyfiyeti idi. Bugün tekrar eski hale avdet için sar fedilmesi düşünülen gayretlerin ilk adımı atılmış demektir. Çünkü bir taraftan birbirlerine rakib iki grup mevcud olmadıgı gibi diğer taraftan bu iki gruptan meydana gelen çok kuvvetli bir grup ta Çeki Karli gibi Çekoslovakyanın kuvvetli bir takımını davet etmiş bulunmaktadır. Çeki Karli takımının bir zamanlar çok kuvvetli olduğunu duyduk. O derecede kuvvetli ki İspanyol kanşıklıklanndan evvel oraya yaptığı seyahatte önüne çıkarılan bütün takımlan tepelediği gibi nihayet lspanya muhtelitini de yenmeğe muvaffak olmuştur. Diğer taraftan şimdiye kadar yalnız Sparta ve Slâvya oyunculanndan teşkil edilen ve Orta Avrupanın en kuvvetli teşekküllerinden biri olan Çekoslovak millî takımının bu seneki kadrosunda Çeki Karli kulübünün oyunculanna da yer verildiği düşünülürse bugün Galatasarayın karşılaşacağı takımın kuvveti hakkmda azçok bir fikir edinilmiş olur. Galatasaray takımının bugünkü oyunda ne derece alabileceği kestirilemez. Henüz formunu bulmağa çalışan sarıkırmızılıların arasında pek az ecnebi teması yapmış oyuncular vardır. Bu genclerin heyecandan mutad oyunlarını tutturamamalan ihtimal dahilinde ise de iyi bir takıma karşı oyunlarının en iyisini oynamalan da imkân dahilindedir. Merkezî Avrupada kısa ve müselles paslarla oynamakta yegâne ısrar eden Çeklerin oyunlanna kapılmayıp buna karşı mümkün olan bütün bir enerji ile mukabele etmek Galatasarayın yapabileceği en iyi bir hareket olacağına kani bulunuyoruz. Kır koşusu İstanbul Atletizm Ajanlığından: 1 6/12/936 pazar günü saat 10 da Şişlide yapılacak olan birinci kır koşusu hakemleri: 2 Hareket âmiri: Enis Hulusi. 3 KroBöm«tför: Adil Giray, Cezmi Şahingiray, Melih, Ahmed Said. 4 Muvasalat hakemleri TalâJ^jÇçJ^ di, Zekf. " ' ''"" 5 Kontrol: İbrahim Hoy, Receb, Mehmed Nuri Vural, Etem. Hakemlerin saat 9 da Şişli tramvay deposu önünde bulunmaları rica olunur. Portakal tüccarlarının şikâyetleri Antalya, Alâiye, Dörtyol ve Alanyadan şehrimize mandalina ve portakal gönderenler dün Türkofise bir müracaatte bulunmuşlardır. Tüccarlar oradan Denizyolları vapurlarma yükletilen por takal ve mandalinaların sıcak ambarlara konulmasından dolayı bozulduundan şikâyet etmişlerdir. Nitekim dün Gü ney vapurile bu şekilde ambarda gelen mandalinaların yüzde 50 ye kadar bozulduğu görülmüştür. Tüccarlar bu hali Türkofis nezdinde protesto etmişlerdir. Türkofis dün Denizyollarına keyfiyeti bildirmiştir. Ayrıca İktısad Vekâletine de yazılacaktır. Morning Post gazetesi, bütün împaLondra 3 (A.A.) Kralın izdivacı projelerinden bahseden Times gazetesi ratorluğu alâkadar eden bugünkü buhran için ancak üç hal çaresi görmektedir: diyor ki: 1 Kral, evlenme projelerinden vazSekizinci Edvard, herhangi bir Bü geçebilir. yük Britanya vatandaşı gibi, kendisine 2 Kral, parlamentonun dük dö istediği bir hayat arkadaşını seçebilir. FaYork lehine kendisinin tahttan feragalini kat İngiltere Kralı ve Büyük Britanya İmparatoru olmak sıfatile, her istediğini taleb etmek hakkını tanımak suretile evlenme projesinde ısrar edebilir. mevkii file koyamaz. 3 Kral, parlamentonun muvafakaTimes gazetesi, hükumetin bu mesele tini almadan evlenme projesini mevkii fietrafında ancak pazartesi günü beyanatta bulunacağını bildirmekte ve M. Bald* le koyabilir. Bu üçüncü takdirde millî vinin muhalefet şeflerile bugünkü temas hükumet bilmecburiye istifasını vereceklarını, almak mecburiyetinde kalabilece tir. ği tedbirler için bunların muzaheretini elMm. Sempson Fransaya gitti de etmeği şimdilik daha istihdaf etmediDieppe 4 (A.A.) Madam Simp ğini de ilâve eylemektedir. son, Nevhaven vapuru ile gece mütenek«Telegraph» gazetesi, ne partilerin kiren buraya gelmiştir. Kendisinin va ne Dominyonların ve ne de milletin böy purda bulunduğundan yalnız kaptanlarla le bir izdivacı arzu etmediklerini yaz komiser haberdar bulunuyordu. Zannemaktadır. dildiğine göre, Madam Simpson saat Daily Mail ise, Kralın tahttan fera • 2,50 de otomobille Kotdazüre gitmiş gat etmesinin şiddetle aleyhinde buluna tir. Saat 4 te Ruenden geçmiştir. rak diyor ki: Alman gazeteleri mütalea lngilterenin bugün bu derece şiddetle neşrinden menedildiler bir şefe ihtiyacı bulunduğu bir günde, Berlin 4 (A.A.) Havas ajansnr İngiliz milleti Kralından aynlmayı ve yadan: Iiriz. hud onu hususî hayat menfasma yolla • Alman gazeteleri, Ingilteredeki ka Fransanın başına geçecek olan emni mayı arzu etmemektedir. nunu esasî buhranı hakkında mütalealaryet verici ve makul bir hükumet, yalnız Cenubî Afrikada cumhuriyetten da bulunmaktan menedilmiştir. YarıresFransanın değil, ayni zamanda Avrupabahsediliyor mî bir nota, İngiltere Kralı ile İngiltere nın da en şiddetli ihtiyaclarından birinı Pretoria 4 (A.A.) Cenubî Afri hükumeti arasındaki noktai nazar ihtilâkarşılamiş olacaktır. ka birliği muhalefet matbuatı, İngiliz fının pek hususî olduğunu beyan etmekNADİR NAD1 Kralınm izdivacı meselesinden doğan tedir. kanunu esasî buhranı münasebetile cum Amerikada telâkkiler huriyetçi yazılar yazmaktadırlar. Nevyork 4 (A.A.) Nevyork TiHükumet gazetesi olan Rand Daily [Baştarafı 1 inci sahifede] Mail de mevzuubahs izdivacın Cenubî mes gazetesi, bugünkü vaziyette her halta tetkik edildikten sonra çok eski olan Afrika için gayrikabili kabul olduğunu de bir uzlaşma çaresi bulunulacağmı tahmin etmekte ve İngiltere hükumeti ile İnDahiliye Vekâleti teşkilâtının tamamile bildirmektedir. tadil ve ıslah edilerek bugünün ihtiyacını Orange eyaletin.de bulunmakta olan giltere Kralı için saltanattan feragatten karşılıyacak bir hale konulacağı haber General Hertzog, Pretoriaya dönmüştür. başka, birçok yolların açık, bulunduğu nu yazmaktadır. alınmıştır. • Dominyonlar Madam Simpsotv.^' Gazeteler halkın Kralı Bu meyanda umuru mahalliyei vilâ aleyhinde istediğini yaztyorlar yat ve Nüfus umum müdürlüklerinîn «Dayli Telgraf» gazetesi bu mesele mülhak bir bütçe ile idare edilir müdiri etrafında diyor ki: Londra 4 (A.A.) Daily Mail gaumumilikler şekline konulması ve şimdi zetesi, bütün bir sahifeyi işgal eden büîngiliz kabinesinin ve dominyonların merkeze alınmış olan bazı salâhiyetlerin teşebbüslerine rağmen, Kral fikrini de yük harflerle bir «kanunu esasî buhramüfettişi umumilikler uhdesinde toplan ğiştirmemiştir. Bu mesele etrafında hiç nı» nı haber vermektedir. ması ve bazı yerlerin hususî vaziyetleri bir uzlaşma teklifi ileri sürülmemiştir. Bu gazete diyor ki: nin gözönüne alınarak yeni idare teşki Kanada, Avustralya, cenubî Afrika ve Memleketimizde son derecede mühim lâtmın bu suretle tanzim edileceği beyan Yeni Zelanda hükumetleri, Başbakan bir kanunu esasî buhranı zuhur etmiştir. edilmektedir. Bugün Ankarada yapıla ları vasıtasile endişelerini M. Baldvıne Bu buhranm şiddetini hafifce göstermeğe cak olan toplantıya yalnız müfettişi umu bildirmişlerdir. Britanya İmparatorluğu uğraşmakla hiçbir şey kazanılmaz, bu miler iştirak edeceklerinden bu iş için hiç nun hukukan müsavi azası olmak sıfatile buhran, Kralla nazırlar arasında kanunu bir vali davet edilmemiştir. bu hükumetler, İmparatorluk noktai na esasimizin en hassas noktalarından biri lngilterenin Kral Edvarda ihtiyacı vardır partisi icra komitesi dün, hükumetin bu husustaki beyannamesi neşredilmeden evvel işçi partisinin vaziyetini tesbit etmemeğe karar vermiştir. İşçi partisi meb'uslarına, hafta sonu nutuklannda bu meseleye kat'iyyen temas etmemeleri ten bih edilmiştir. Uç hal şekli Kendi kendisini yoktan vareden bîr heyeti temsiliye. Binbir zahmet ve me • şakkate göğüs gererek sırf san'at aşkına herçibadabad bir yola, fakat bir sarb yola tırmanmakta olan hayli genc ve ce* sur erkekler, kadınlar, kızlar!.. İşte Halk Opereti... Tiyatrosuz, de korsuz, himayesiz, kimsesiz sahne âşık" ları!... Evvelâ ve mutlaka tebrike müstahak* tırlar ve mutlaka teşci ve teşvika lâyık tırlar. Taksimde, Maksim tiyatrosu namı al* tındaki bir holda verilen (Pipiça) ope • retini bilhassa gittim gördüm. Bu oyunun livresi ve liriki bizim ve bizim ma • lımız olmadıgı için bu satırlarda onlar dan bahsedecek değılim. Hatta Zozo Dalmas ile Tomakos haklannda da mütalea yürütmiyeceğim. Çünkü onlar birer varlıktan feyiz almışlar, kabiliyeti ve ehliyetlerini san'ata ri" ayetkâr, san'atı müşevvik olarak başka başka diyarın güneşlerile nurlandırmış • lardır. Benim derdim, burada bahsetmek istediğim şey Halk Operetinin kendi elemanı, kendi âlemidir. Pipiça operetinde Celâl Süruriyi, Hulkiyi çok beğendim. Rollerini tabii" likten uzaklaştırmadılar. Nebahet fazla tesannu «affectation» gösterdi. Çirkin bir kadın rolünü oynarken kendisine dü" şen bir vazifede çirkinliğini gören ve o* nunla eğlenenlerle beraber gülüşmesi idi. Ciddî durmalıydı. Piyeste Polidor ismini takınan İbra* himle Mehmedin (Hulki) muhavereleri çok güzel geçti. Lâkin çok uzadı ve sıktı. Ancak piyesin müziği de çok güzeldi. Gerçi melodiler basit idi amma ruh ok" şayıcıydı. Bittabi Zozo ile Tomakostan sonra.. Toto, Lutfullah Süruri, dansör ler, dansözler şarkılarda ve hareketle rinde hayli muvaffak oldular. Neş'ele " rile neş'e verdiler. Birinci perdedeki ilk Duyo (Lutfullah ve Totonun) ikin" U. Müfettişler içtimaı Belediye işleri merkezden sorulmadan müteahhidlere verilmiyecek Muhasebei Hususiye ile Belediyele rin su, ellektrik ve yol inşaatı gibi işlerinin merkezden istizah edilmeden müteahhidlere ihale edilmemesi alâkadarlara tebliğ edilmiştir. betmiş bir halde otomobilden çıkarılarak Fahrinin kucağında motörün salonuna yerleştirilince Omer: Herşey yolunda! dedi. Fahri sordu: Peşimizden gelen olmadı mı? Emin misin? Balodaki cinayet o kadar sessiz oldu ki o kalabalıkta bir kapı perdesinin altında yatan cesed bulununcıya kâdar biz savuşmuştuk. Polisin yapacağı şey, evvelâ kapılan kapamak, kimsenin dışarı çıkmasına meydan vermemektir. Ondan sonra çıkanları, kapmın önünde arabaya binenleri araştıracaklar, şoförlerden tahkikat yapacaklar. Bu tahkikatm önüne geçmek için sen Nermini kucağında ta şırken ben koştum, yoldan bir araba çevirdim, kapı önündekilere sizi bindirdim. Maksad izimizin bulunmasına mâni ol mak değil, geç bulunmasını ve bu izin sonunu kaybetmektir. Fahri, küçük motörün salonunda, başı bir köşe yastığma dayalı yatan Nermine hayran ve âşık bakarak: r Hiçbir şeyin farkında olmadı, dedi. Kenanın nasıl aldandığını sezemedi ve tam istediğimiz gibi... Deli Ömer gözlerile işaret edince Fahri sustu. Eğilerek alçak bir sesle: Uyandı mı acaba? diye sordu. Belli olmaz. Belki tozun tesiri zayıflamıştır. Kontrol edelim. Omer, ortadaki üçük masanın üstüne cebinden çıkardığı bir anahtarla hızlı hızlı vurdu. Nerminde hiçbir hareket yoktu. Omer hafifçe gülerek gözlerini kırptı: Daha vakit var; Pendiğe kadar uyanamaz, sanınm!.. zarından tehlikeli gördükleri bu va7İyete bir nihayet verilmesi hususunda ısrar et mektedirler. Dominyonlar hükumetleri, gerek kraliçe olarak, gerek kralın mor ganatik (hanedan haklarım haiz olma mak şartile evlenme) zevcesi olarak M. Simpson aleyhindedirler. Her yeni teşebbüsten evvel, M. Baldvin bütün domin yonlar şeflerile temasa geçmektedir. Işçi ci ve üçüncü perdede Zozo ile Tomakosun teganni ettiği «Yalelli» şarkısı gerçekten gözleri ve kulakları okşıyan bir haletti. Halk Opereti artistlerini, aralarına bir de ecnebi artistlerinin kabulü husu • sunda gösterdikleri mahviyetten dolayı tebrik etmelidir itikadındayım ve en zi* yade bundan dolayı ümidvarım ve mem" nunum. Zira dünyada hiçbir şeyi gör " meksizin göstermek imkânı yoktur. Halk Operetinin bu tarzı, yani ecnebi artistlerle beraber oynaması, onlan pek yakından görmesi, onlar gibi görüşmeğe heves etmesi ve gözükmesi demektir ki istikbaldeki ikbali için fali hayırdır. Nazar değmesin. Vatandaşlarımdan bu vatandaşlanmın dahi tergib ve teşvik edilmesini rica ve Halk Operetini manen ve maddeten hi* üzerindeki münasebetlere müteallik bu maye edenlere ve edeceklere samimiytle teşekkür ederim. lunmaktadır. Buhrana bais olan meseleler çok na Semih Mümtaz S. ziktir ve hükümdarın evlenmesi projeleriH: Salı günü berberlerin pazar tatili ne aiddir. Bunun için bir hal sureti bul hakkında yazdığımız yazıda.... «İkincisi mak icab ediyor. Böyle bir zamanda Kra pazartesi sabahları öğleden sonra saat i kiye kadar kapalı durur> yazılacak yerde lın tac ve tahtından feragati, hükümdarın sehven «pazar sabahları.... kapalı durur> milyonlarca sadık ve ihlâskâr tebeasını şeklinde yazılmakla maalitizar tashih olunur. S. M. S. derin kederlere garkedecektir. Pendikteki beyaz ev Zabıta romanımız: 97 Size iyiliğim, eğer mesele benim sandığım ve Nerminden işittiğim gibiyse sizi boş ümidlerden kurtarmak olacaktır. Ona iyiliğim de bundan sonra size karşı saadetini korumaktır. Ne istiyorsunuz şimdi benden? Onu söyleyin, ne yapayım? Nermini ge tirmiyecek misiniz? Kenan iki adım atmış ve Fahrinin yanıbaşına gelmişti. Taarruz edecek gibi bir hali vardı. Fahri iri ellerini, Kenanın omzuna dayıyarak: Rahat dur, dedi. Böyle lüzumsuz hareketlerle eline bir şey geçmez. Ne bâna, ne de Nermine zorbalık etmekten bir şey kazanamazsın!.. Kenan geri çekildi. Kanapeye düştü. Başını önüne eğdi. Teslim olmuş gibi zayıf ve ağır bir sesle: Peki, dedi. Getiriniz Nermini. İddianızı onun ağzından işiteyim. Fahri, Kenana bir göz attı ve çekildi, gitti. Kenan, on dakika yerinden kımıldamadı. Gözleri yerdeki halıya takılı, bir heykel gibi bekledi. Dışarıdaki kah kahalar, caz sesleri, çığlıklar bir uğultu gibi kulağına çarpıyor, hiçbir şey işitemiyor, hiçbir şey göremiyor, hiçbir şey düşünemiyordu. Biraz evvel kendisine sarılan Nerminin hayali miydi? Rüya mi görmüştü? Başının ağırlığı çok sar hoş olduğunu gösteriyordu. Fakat?.. Nasıl olur?.. Bir ayak sesi üzerine kapıya baktı. Pembe ipek elbisesile Nermin bir gölge gibi kapıda göründü ve ona bak maksızın içeriye bir adım atü. Gözleri kıpkırmızı, yüzü kireç gibi beyazdı. Arkasında Fahri vardı. Kenan yerinden fırladı, ona doğru yürüdü. Ellerini uzattı. Nermin gözlerini yerden ayırmıyarak kapıya tutundu ve dağınık, perişan bir sesle: Gelmeyiniz, dedi. Sizinle hiçbir alâkam olmadığını söylemeğe geldim. Hemen gideceğim. Benimle boşuna meş gul olmayınız. Ben başkasmı seviyorum. Sizi asla sevmedim ve sevemem. Beni kaçırmadılar, ben kendim kaçtım. Sizinle mes'ud olamıyacağımı anladım, Allaha ısmarladık... Nermin bir adım geriye atarak Fah rinin kolunda dışanya çıkacaktı ki mukabilindeki perdeli kapının arkasından bir ses: Ah Nermin yalan, dedi. Yalan.. Seni aldattılar. Ben senin büyük baban... Ses birden kesildi ve bir vücudün yere yıkıldığı işitildi. Perdenin arkasında ihtiyar Hayrullah meçhul bir yerden atılan sessiz bir kurşunla cansız olarak yere serilmişti. Sabahm saat dört buçuğuna doğru Karaköyden kalkan küçük bir motör iki erkekle hasta bir kadını Marmara açık larına götürüyordu. Bunlar Deli Ömer, Fahri ve Nerminden başkası değildi. Nermin baygm, kendini tamamen kay Dedi. Motör, Marmara açıklarında kendisine gelmemiş gibi gözleri kapalı, pılmış. Hayrullah burada istediği gibi sallanarak suları yanyor, Ada açıklarına başı arkaya dayanmış, heykel gibi duru saklanıp benim elimden kurtulmak için doğru yol alıyordu. Ömer ve Fahri mo yordu. Araba durunce kirpiklerinin ara bunîan hazırlamış. Nermini birkaç gün törün sabit kanapesinde ve Nerminin tam landığını ne Ömer, ne Fahri görmediler. orada muhafaza edeceğiz. Sofadaki minderde uzanan Nermine karşısında paltolarının yakasını kaldıra Nermin nereye geldiklerini anlayınca tekbir kere daha bakarak: rak yarı uzandılar. Ortada sallanan pet rar gözlerini yumdu. Hemen hemen kendine gelecek, derol lâmbasının ziyası altında yüzleri kiHakikatte Nermin, onlann baloda ve reç gibi görünüyordu. Fahri: cinayetten sonra verdikleri suyu içmemiş di. Gidip şu odayı bir gözden geçirelim. îki erkek yürüdü. Kapıyı açarak dar Artık istediğin oldu. Demek hiç ti. Büyük babasının bir perde arkasında bir gayen kalmadı, muradına nail oldun. yere yuvarlanmasile biten o müthiş sahne koridora girdiler. Bir elektrik fenerile Şimdi ne yapacaksın? Nerminin sinirlerini bozacak yerde onda bu aralığı aydınlattılar. Fahri duvarda bir düğme ararken arkalarından yavaş Deli Ömer memnun ve müftehir omuz bir intibaha sebeb olmuştu: Bütün başmdan geçenler gözünün o yavaş gelen ve koridorun karanlık bir kö* larını silkerek: Sözümü yerine getirmek için bu nüne geldi. Bu baloya nasıl, nereden gel şesine gizlenen Nermini görmemişti. Deli hammkızla senin aranı bulacağım. On mişti? Bilmiyordu. Kendisine söylenen Ömer: İşte, dedi. Hayrullah benim ye dan sonra bir kenara çekilerek ömrümün sözler, Kenan hakkındaki iddialar, nihayet Kenana hitaben kendisine söyletilen rime iki polisi bu düğme ile galiba bunun sonuna kadar hacı gibi yaşıyacağım. Fahri sevindi; gözlerinden akan uyku sözler, büyük babasının «yalan! İnan arkasmdaki odaya hapsetti. Ve düğmeye bastı. Kapı kendi ken • uçmuş, gitmişti. Nermine uzun uzun ba ma!» diye haykırmasından sonra bey karak hulyaya daldı. Deli Ömer sordu: ninde müthiş bir şimşek uyandırdı. Hepsi dine açıldı. İçeriye girerek etrafa bakın* Pendik iskelesinde araba bulamaz yalan!.. Peki nasıl?... Bunu anlamak dılar. İki kanapesi, bir yatağı ve bir masak fena. O zamana kadar ortalık açılır, için kendini, muhakemesini muhafazaya sası olan küçük temiz bir oda... Fahri amma aksini de düşünmeli. O takdirde ta azmettj. Evvelâ bütün verilen su, içki ve karşı tarafa kadar yürüyerek: Bir pencere yeri var amma bu naBeyaz Eve kadar Nermini sırtında götü yemeklerden kaçınmağa karar verdi. Uzatılan suyu yavaşça döktü. Sonra ma sıl pencere?. Sanki duvarla kapanmış. rebilir misin? Dedi. Deli Ömer ona cevab verirken Tabiî. Dünyamn öbür ucuna götü sanın başmda bir baygmlık rolü yaptı. arkalarındaki kapı birdenbire kapandı. rürüm. Amma yolda görenler, jandar Onların da bunu beklediklerini anlayınca baygınlığa devam etti. Herşeyi, herşe İkisi birden oldukları yerde mıhlandı " malar filân ne der? lar, kaldılar. Elindeki feneri kapıya çe Köşkte Nermini kendi haline bı yi motörde anladı. Beyaz Eve girip te yukarıya çıktıklan viren Deli Ömer: rakacak mısm? Koş, dedi. Kapıyı açmıya çalış* zaman Nermin henüz kendine gelmiş gö Sen orasını bana bırak. Bağır... Bende hiç kuvvet kalmadı. Daha birkaç gün hapsederîz. Sen rünüp görünmemekte mütereddidken Deİriyarı delikanh bütün vücudile kapıya kendini ona ısındırabilirsen, o da artık li Ömer sofada bir kapı gösterdi: Bu kapının ortasında başka bir ka yüklendi, haykırdı. Nermini uyandırmı ~ teslim olmuş, bizimle anlaşmış bulunursa sana bırakır, giderim. Zaten Beyaz Ev pı ve bir oda var. Az çok dayalı döşe ya ve ondan yardım teminine çalışıyordu. Halbuki Nermin onlan bu odada kilidir. Kapının dışında bir düğme var. O şimdi Nerminin malıdır. Artık Nerminin malı olan Beyar Evin düğme ile açılıyor. Onunla kapanıyor. lidledikten sonra kendini evden dışan kapısı önünde tek atlı talika durduğu za Penceresi filân yok. Tıpkı bizim Boğaz atmış, istasyona doğru koşmıya başla ^ (SON) , man gündüz olmuştu ve Nermin hâlâ kesendeki oda. Amma daha ustahklı ya mı§tı...