CUMHURİYET 12 İkinciteşrin 1936 Ankarada açılan 4 üncü inkılâb resim sergisi Bu hafta yapılacak Otuz üç san'atkârın 67 parça eserini toplıyan resimler arasında çok kıymetli olanlar var Duymadıklarımız ve bilmediklerimiz Bir hilkat garibesi Avustralyalı bir adam, son zaman larda doktorların büyük bir dikkat le tetkikten geçirmeğe başladıkları bir mevzu haline gelmiştir. Stirling Vilkinson admı taşıyan bu adam bir hilkat garibesıdir. Vilkinson, çocukluğunda sol elile yazı yazarmış. Bunu tabiî görebiliriz; zira solaklık, yaradılış kusuru sayılamıyacak kadar çok tesadüf edilen bir haldir. Lâkin, bu çocuğun solaklığı yalnız yazıyı sol elle yazmaktan ibaret değilmiş. Satırları da sağdan başlar, solda bitirirmiş. Onun bu kusurunu düzeltmek için sol kolunu bağlamışlar, sağ elile yazı yazmağa alıştırmışlar. Vilkinsonun bu şekilde başlıyan «ters> liği, sonra sonra bir garibe ha lini almış. Bugün bu zat hem sağ elile, hem sol elile yazı yazabildikten başka ayni zamanda iki elile birden de yazabiliyor. Dehası var. Sağ elile başka bir yazı, sol elile başka bir yazı yazıyor; yahut birisile yazı yazarken öteki ile resim yapıyor; sağ eli hesab yapmakla meşgulken, sol eli meselâ karikatür çiziyor, yahut istida yazıyor. El hareketlerinin ayrı ayrı istikametler takib etmesini bir temrin neticesi diye kabul etsek bile Vilkinsonun bir garibe olduğunu inkâr edemeyiz. Çünkü mesele hareketten ibaret değildir ve Vilkinson iki elini, birbirile hiç münasebeti olmıyan iki ayrı mevzuda yazı yazmakta kullandığma göre ayni za manda iki ayrı şey düşünüyor demek tir ki tabiat kanunlarına aykırı görülen de işte bu noktadır. Bir İtalyan gazetesine göre Şarkî Akdenizde Ingiltere, Fransa ve Italya... «Ârtık Ingiltere hariciyesinin Avrupada istediği zaman yağmur yağdırmak, istediği zaman güneşli günler yaratmak kudreti zeval bulmuştur» îtalyanca haflalık «L' İllustrazione ratmak kudreti zeval bulmuştur. Italiana» gazelesinin Şarkî Akdenizde 2 Ayni zamanda bütün cihan taksiyas't ve askerî vaziyeti tahlil eden ycıztdir etmelidir ki İtalyanın manevî ve madsının ilk ve ikinci kısımlan cumartesi ve dî inkişaf ve tevessüünün önüne geçmek pazartesi günkü sayılanmızda çıkmışh. imkânları tamamile gayrimevcuddur. İnBu yazınm son kısmını da bugün neşre giltere İtalya ile anlaşmak hususunda diyoruz: kıymetli zamanlar kaybetmektedir. 3 Nekadar süratle ve dehşetle si lâhlanırsa silâhlansın İngiltere için, Av Şimdi de Fransamn vaziyetini kısaca rupanın polislik vazifesini ifa edecek ve ayni zamanda haricindeki topraklannı izah edelim: Fransa son zamanlarda muhtelif fır tecavüzden masun bulunduracak kadar satlarla Suriyeyı kendi talihine terket kuvvetli olmak imkânı yoktur. 4 Netice: İngiltere, evvelleri mek niyet ve arzusunu beslemekte olduğunu ilân etmiştir» Bu, Fransamn Şarkî kuvvet esası üzerine istinad eden bir imAkdenız havzasındaki alâkasızlığına bir paratorlukken bugün ancak muvazene edelil addolunabilir. Mesele olsa olsa sası üzerine istinad şartile ayakta dura Fransa için bir prestij meselesidir. Suri bilir. Bu muvazene iyi temin edilmek yeye maskeli bir istiklâl verilmişken hâlâ, şartile umumî muvazene üzerinde mües memleketete bir fırka kadar Fransız as sir olmak yolile devamlı olur. keri bulunmaktadır. Bu fırkaya bir de tngilterenin Yakınşarktaki yerli ve gönüllü efraddan müteşekkil fırkuvvetleri kayı, birkaç tayyare bölüğünü ve limanDevam edelim: İngiltereyi Yakın larda daimî surette bulunan birkaç tor şarkta alâkadar eden yerler Filistin, pitoyu ilâve edersek Fransamn Şarkî AkKıbrıs, Kanal mıntakası ve Mısırdır. Fidenizdeki kuvvetlerinin bir hulâsasını listinde lâfzan manda altında İngiltere yapmış oluruz. nin hakimiyeti hududsuzdur. Buradaki İngilterenin vaziyeti son hâdiseler de malumdur. Arab memîngiltereye gelince; Fransamn aksine nuniyetsizliğinin sebebi Yahudi muhaceolarak İngilterenin Akdenizdeki alâka retidir. Musul petrolları borulannı mu ve menafii çok büyüktür. Bunlardan baş hafaza için ve manda salâhiyetleri harilıcalan Musul petrolları, Arabistan ya cinde olduğu halde İngiltere; Baldvvin rımadası, Süveyş kanalı mıntakası ve hükumetinin 1935 sonbaharında bildir Hindistan yoludur. Bu alâkalardan ikisi diği gibi Hayfada bir deniz üssü yap esasen yeni değildir. Bugün ise Londra maktadır. Ayni zamanda Filistinde el hükumeti muazzam tedbirler alarak bun yevm bir fırka asker bulundurmaktadır. lan tahtı emniyete almak, siyasî ve sevİngiltere, Mısırda bir fırka asker, birkulceyşî bakımdan vaziyetini bir kat dakaç yüz tayyare ve Akdeniz filosunun ha kuvvetlendirmek istiyor. Bunun se büyük bir kısmını bulundurmaktadır. 4 bebleri her zaman için açıktan açığa iti zırhlı, 2 tayyare gemisi, birkaç muhare raf edilmemekle beraber italyan tevesbe kruvazörü, 12 hafif kruvazör, 20 den süü ve Habeşistanın zaptile kendisini fazla muhrib, 10 denizaltı gemisi daimî büsbütün izhar eden İtalyan dinamizmi surette Mısır sularındadır. nirçjbütün cihanı <veı bilhassa, muhalefe Kıbnsla derecei alâka ikinci derecede tine rağmen, bir gün gelip İngiltereyi iken Sir Samuel Hoareun Akdeniz se tehdid eder bir mahiyet almasından korkuluyor. Fakat İngilizlerin bu korkuları yahatihdeh sonra bu alâka birinci dereboştur. Çünkü M. Musolininin beyana ceyi bulmuştur. Burada Malta ve Cebetında görüldüğü gibi İtalyanlar, artık lüttarık ayarında büyük bahrî ve havaî doymuş devletler arasındadırlar. Bu be üsler tesis edilecektir. Müşarünileyhin yanat samimidir. Bunlar herhangi bir beyan ettiği veçhile, Hayfa, Portsaid ve diplomatın sözleri gibi hergün değişen İskenderiyedeki üslerin kıymeti azalmış mahiyette sözlerden değildir. îtalya söz olduğundan Kıbns, Hindistan yolunun selâmet ve muhafazası için en büyük halerine sadıktır. (!) îngiltere için Akdeniz ve sair nokta va ve deniz üssü haline ifrağ olunacak lardaki menafiinin muhafazası yolunda tir. İtalya ile anlaşmak en doğru hareket olur. İngiltere, Negüsün AdisAbabadan firarmı müteakıb, İtalya ile dost olma lıydı. Yahud düşman olacaksa bunu da sarahaten belli etmeliydi. İtalya yanmadası ve gene İtalya tarafından kontrol altında bulundurulan Afrika sahillerinin Akdenizdeki coğrafî vaziyeti, Hindistan yolunu kontrol altında bulundurabileceğinden İngiltere ya rım tedbirlerle iktifa edemez. Mısır ordusu, tam bir fırkaya müsavidir. Ayni zamanda hava üsleri de hep İngilterenin kontrolü altındadır. lik maçları Üç sahada da mühim müsabakalar var Ressam Şerefin sergide teşhir edilen Yeni mekteb tablosu Ankara (Hususî) «Ankara Halkevi» salonlannda bu yıl da dördüncü înkılâb sergisi açıldı. Genc inkılâb sanatkârlarının heyecanlarınm bir yıllık muhassalasını taşıyan bu sergiler dört yıl danberi birbiri ardınca Ankarada memleket efkârı umumiyesine gösterilmektedir. Her yıl büyüklerimizin, devletin ve bütün memleketin ayrı ayrı dikkat ve alâkasını çeken bu sergi üzerinde yazılar çıkar, bu sergiler üzerine umumî ve bazan da hususî mütalealar yürütülür. Bu yılki sergi üzerinde biraz daha fazla durmak bana zarurî göründü. Bu sergide ressamlarımızın birşey bekler, birşey ister, birşey arar gibi tavırları eserlerinin, renginden, ekspoze ediliş tarzından ve nihayet serginin umumî at mosferinden kuvvetle hissolunuyordu. Bu verimin karşısında dikkatle dur mak lâzımdır. Fakat biz îstanbul oku yuculanmızla birlikte önce sergiye bir göz atalım da sonra bu mevzua döne lim. Sergide otuziiç san'atkârın 67 parça eseri vardır. Otuz üç san'at adamımızın bir yıllık eserlerini toplıyan sergideki kemmiyet azlığınan şikâyet edenler de var: Iki salon, diyorlar, iki saloncuk.. Koca bir yılın otuz bu kadar san'atkârı bu kadar mı eser verir. Başka sesler de duyuluyor: Sergi, diyorlar, zayıftır. Az olan nedir? Zayıf olan nerelerdir? Bunu söyliyeni işitmedim. Yalnız his ölçülerile iş ele alınınca belki gönlün inkılâb gibi geniş, canlı hayat ve hareket dolu, aktüel bir mevzua lâyık gördüğü nü bugünkü şartlar ve imkânlar dairesinde istemek ve beklemek te haksız olur zannediyorum. Bu resim sergisinde beğenilecek, hem de çok beğenilecek yerler vardır. Evvelâ ressamlarımızda birer şahsiyet, hususiyet ve benliklerini yaşatmak kudretinin tekâmül ettiğini gösteren izler vardır. Sergiye girince hemen tanıyorsunuz: Bu kompozisyon, diyorsunuz, Şeref Akdikindir. Onun kendisine mahsus ve memleket havasının sıcaklığmı taşıyan renklerini, doğru ve canlı desenini, hâdiseleri doğru nakleden hususiyetini bir anda bütün eserlerinde buluyorsunuz. Bu portre Saibin diyorsunuz. Onun renk karakterlerini, yakın canlılıklannı hemen tanıyorsunuz. Bu resim Hâmid Görelin demekte müşkülât çekmiyorsunuz. Onun bir iki kalem fırçasmda canlandırdığı kuvvetli kalemini pekâlâ diğerlerinden tefrik e diyorsunuz. Refik Epikmanın karakteristik renk buluşlarını, bilhassa Seyfeddin Hüsnü nün bir gün tamamen kendisine mahsus bir ekol olmak ist£jadını gösteren natür mortlannı severek seyrediyorsunuz. Malik Aksel ne güzel ne hususî parçalar yapmış. Bedri Rahmi derin zekâsınm kıymetli fırçasındaki çok orijinal eserlerile temayüz ediyor. Bu sergideki ikinci hususiyet san'at kârlarımızın kompozisyonda gösterdikleri meharetin göze görünür derecede gü zelleşmiş olmasıdır. Şerefin Yeni mekteb, Montrö zaferi kompozisyonlan usta eserleridir. Hânıi din Müzik inkılâbı güzeldir. Eğer sağ kısmını da işleseydi çok güzel olurdu. Güneş Dil teorisini bilhassa bazı şa hısların karakterlerini bir iki kalemde canlandırış itibarile alkışlamak lâzımdır. Cevadın Çanakkalesi de güzel bir eserdir. Ne yazık ki yer az, söylenecek söz çoktur. Çallının üstadane eserlerine böyle bir makale tahsis etmek isterdi. Fakat serginin üzerinde durulacak ve ressamların isteklerini dinliyecek bir yeri vardır ki ondan bunun ardmdafcî yâzıdâ TTan* sedeceğim. Münir Hnyri Manifaturacı ve Terziler cemiyeti mensubları tesçil edilecek mi? Ankara 11 (Telefonla) lstanbul Manifaturacılar ve Terziler cemiyeti mensublarmın belediye kanununun maddei mahsusası mucibince tescili icab edip etmiyeceğinden lstanbul Belediyesi te reddüde düşmüş, keyfiyeti Vekâletten sormuştur. Kanunda yalnız halkla temas eden hizmet erbabının tescile tâbi tutu lacaklan tesrih edilmekte ve ayrı ayrı zikrolunan bu kabil hizmet erbabı ara sında manifaturacı ve terziler bulunma makta olduğundan meselenin ancak tefsir yolile halledilebileceği anlaşılmış ve bu tescil için Meclise müracaat edilmiş tir. Yeni fngiliz Mısır muahedesi Londra 11 (Hususî) Mısır parla mentosu bugün toplanarak yeni İngilizMısır muahedesinin müzakeresine başlamıştır. Hariciye Nazırı beyanatta bulunarak yeni muahede sayesinde 1922 denberi kısmen müstakil olan Mısırın tam istiklâliyete kavuştuğunu şjjyle miştir. T. S. K. îstanbul Bölgesi Futbol Ajanlığından: 14/11/1936 cumartesi günü yapılacak lik maçları: Taksim stadı: Süleymaniye Galatasaray B. takınr ları saat 13,30 da hakem Sedad Ak • çaoğlu, Güneş Vefa B. takımlan saat 15,15 te hakem Feridun Kılıç. Fenerbahçe stadı: Eyüb İstanbulspor B. takımlan saat 13,30 da hakem Müfid, Beykoz Fe nerbahçe B. takımları saat 15,15 te halcem Samim Talu. Şeref stadı: Topkapı Hilâl B. takımlan saal 13,30 da hakem Bürhan, Anadolu Beşiktaş B. takımlan saat 15,15 te hakem Kadri Celâl. 15/11/1936 pazar günü yapılacak lik maçları: Taksim stadı: Alan gözcüsü Saim Turgud. Ortaköy Davudpaşa A takımlan saat 11,30 da hakem Saim Turgud, Galatasaray Süleymaniye A takımlan saat 13,10 da hakem H. G. Ezgü, Gü • neş Vefa A takımlan saat 15 te ha * kem Sadi Karsan. Fenerbahçe stadı: Alan gözcüsü E min Fuad. Karagümrük Doğan A takımları saat 11,30 da hakem Emin Fuad, E yüb İstanbulspor A takımlan saat 13,10 da hakem Sabih, Fenerbahçe * yolda yapılacaktır. Beykoz A takımları saat 15 te hakem Bu müsabakalardan bir tanesini ihmal Adnan Akın. eden mıntaka o mevsim zarfında yapılaŞeref stadı: Alan gözcüsü Şazi Tezcak Türkiye Kros şampiyonasına gire • can. miyecektir. Altınordu Galata Gençler A takımMıntakaların resmî kır koşularından ları saat 11,30 da hakem Basri Bütün, maada diledikleri kadar kır koşulan yapHilâl Topkapı A takımları saat 13,10 mak hakkı kendilerine verilmiştir. da hakem Nuri Bosut, Beşiktaş AnaAtletizm Federasyonunun yapılma dolu A takımlan saat 15 te hakem Şazi smı arzu ettiği bu üç kır koşusu sokak ve Tezcan. şehir içinde yapılmıyacaktır. Atletizm federasyonunun Atletizm Federasyonu bu kır koşuları tertib ettiği kır koşuları haricinde ayrıca bir de gencler faaliyeti Atletizm Federasyonu her spor mın namı altında geniş bir program hazırla takasmda yapılacak olan kır koşuları için maktadır. tarih, mesafe ve arazi şartlarını gösterir Talimatname encümeni bir program hâ'zırlamıştır. Kır koşuları toplanıyor her sene ayni yerde ayni mesafe ve ayni Türk Spor Kurumu nizamnamesi mutarihlerde yapılacaktır. cibince yapılması iktıza eden idarî ve fenBu müsabakalara ve kulüblere kayidli olan sporcularla kulüblerde kayidli bu nî talimatnameler vardır. Bu talimatnalunmıyan amatörler iştirak edebilecek, meler bugüne kadar muhtelif sebeblerle müsabakalann sonunda iki türlü tasnif yapılamamıştır. Umumî Merkez Futbol Federasyonu yapılarak netıce ona göre ılân edılecektır. Müsabakalar sonunda ferd ve takım reisi Hamdi Emin Çapın riyaseti altında İstanbulda bir heyet teşekkül etmiştir. birincileri ayrı ayrı tesbit edilecektir. Bu heyet önümüzdeki cuma günü saat Kulübler kır koşularına üçer kişilik takımlar halinde girecekler ve bu müsa altıda federasyonlar bürosunda toplana bakalara diledikleri kadar takım sokabi rak işe başlıyacaktır. Heyet, Ahmed Fetgeri, Seyfi Cenab, leceklerdir. Birden fazla takımla müsaBürhan Felek, Fethi Başaran, Necmı bakalara girecek olan kulübler her takr ma başka bir isim vermeğe ve bu isim al Ataman, Osman Müeyyed, Adil Giray, tında yarış yapmağa mecbur olacaklardır. Ulvi Ziyadan mürekkebdir. Bu heyetin mesaisini kolaylaştırmak Müsabakalarda en az sayı alan takım üzere teşkilâtça tercümeleri hazırlanmış birinci olacaktır Atletizm Federasyo nunun bütün mıntakalarda yapılmasını Fransız, İtalyan, îngiliz, Avusturya feistediği kır koşularının birincisi birinci • derasyonlarının spor talimatnameleri elde kânunun son pazarı ve mesafesi 5,000 bulunmaktadır. Heyetin, kısa bir zaman içinde memleketin ihtiyaçlanna göre tametro olacaktır. Bu müsabaka nisbeten düz arazide limatnameler hazırlıyacağı ümid edil yapılacaktır. İkinci müsabaka ikincikâ mektedir. nunun son pazan 5,000 metroluk bir mesafe üzerinde yapılacaktır. Bu müsabaka hendekli ve arızalı yolda tertib edilecektir. Uçüncü müsabaka şubatuı üçüncü pazan 7,000 veya 10,000 mgtroluk yol, hendek, iniş, çıkış gibi tam anzalı bir lecektik. Bununla beraber gene istediği oldu. Kadri, derin bir nefes aldı. Gözleri yerde, ustasııu büsbütün müteessir ve müteheyyic etmekten korkarak susuyor, fakat arada bir gıcırdıyan dişleri, ne derin bir kin ve intikam hırsile kaynadığını belli ediyordu. Sonra, Kutsinin gözleri tavanda bir noktaya dikili düşünürken sigara içmek üzere doğrulduğunu görerek: Beni, dedi, asıl üzen ve telâşa düşüren Nermindir. Bu zavallı kızın ne olduğunu, onu ne yaptıklarını bilmek istiyorum. Hatta dün gece Hayıkla karısını tevkif ettirir ettirmez Nermini evin bir tarafmda bulmak ümidile tavanarasından bodruma kadar her tarafı araştırdım. O sırada, eğer şu Hayıkla karısı merkeze sevkedilmemiş olsalardı kızın izini onlardan öğrenmek ümidile kimbilir neler yapacaktım. Kutsi sesini çıkarmıyordu. Kadri de vam etti: Kenan Bey bir taraftan, Hayrul lah bir taraftan saatte bir telefonla bizi arayıp malumat soruyorlar. Kutsi başını çevirdi: Hayrullahla telefonda görüştün mü? Evet. Buraya gelmeden evvel Fransamn Şarkî Akdenizde askerî vaziyeti İtalyanın vaziyeti Pendîkteki beyaz ev Zabıta romanımız: 77 İşte biz buralarda aldandık ve Hayrullah senin beklediğin pansiyo na geldiği zaman ben de ötekini gözden kaybettim. O sırada Deli Ömerle bir lâhza temas etmiş ve çoktan akıllann dan geçen tuzağı kurmak için münasib zamanm geldiğine karar vermiş olacak lar. Tuzak şu idi: Deli Ömer bir gün Tarlabaşı civarında, yahud Yenişehirde kendisi gibi tıknazca, yaşlıca ve çolak birisine rasladı. Onu takib etti. Girdıği evi öğrendi ve takib edıldiği bir gün bizi bu adamla aldatmayı aklına koydu, yaptı da.. Ya kuyumcu Hayıkın evinde Ö markası ne geziyor? Bunu sana bizzat zavallı Hayık anlatmış. Mesele şöyle olmuştur: Ben abani sarıkla senden devir alarak Deli Ömerin arkadaşmı takib ederken o, evvelâ bahçenin tahtahavalesi arkasında kayboldu. Sonra guya yandaki evden, bahçesine çıkmış gibi bana göründü. Bizım baskını gece yapacağımızı pelk iyi biliyorlardı. Daha evvel kuyumcu Hayıka uğrıyarak karısına bir O markası verdiler. Bunu kadının gözönünde bir yere koyması, kocasına göstermesi de mu hakkakh. Bu suretle biz kuyumcu Ha yıkın Deli Ömerin ta kendisi olduğuna hükmedecek, onu tevkife çahşacaktık. Nasıl ki öyle de oldu. Kadri bunları dinlerken hayretten hayrete düşüyor, ne diyeceğini bilmiyordu. Düşünürken: Peki, amma seni elektrikle yere vurmaktan kasdi? Diye sordu. Ha, bunda Deli Ömer yalnız beni istihdaf etmiş değildir. Onun niyeti kuyumcu Hayıkın evine girdiğimizi, herifi tevkif edeceğimizi anladıktan sonra bu kapıdan çıkacak olanları hep birden yere sermekti. Bizim kendi yerine Hayıkı ve karısını çalyaka kapıdan çıkaracağımızı sandı. Bu patırtı sırasında, elleri birer kelepçe ile ellerimize merbut olacak, kapıdan çıkarken hep birlikte yere seri Son olarak İtalyanın vaziyetini tetkik edelim: Bir İngiliz gazetesinin de açıkça yaz dığma göre Akdeniz, İngilterenin Hin distan ve dünyanın başka yerlerile olan muvasala yollarının başlıcalarından bi rini teşkil etmektedir. Halbuki Akdeniz îtalyanın yegâne muvasala yoludur. Bilİngilterenin bilmesi lâzım hassa bu yolun şark ve garb menfezleri nin Süveyş ve Cebelüttankm başka gelen hakikatler Arsenal galib Sırası gelmişken şurada İngilterenin ellerde, daha doğrusu İngilizlerin elinde Ingiltere lik maçlarının on dördüncü şu hakikatleri olduğu gibi görmesi lüzu bulunduğuna göre vaziyet İtalya için son derece mühimdir. haftası maçlarında meşhur Arsenal likte munu da anlatalım: en sonuncu vaziyette olan Leed United 1 Artık Ingiltere Hariciyesinin Bu sebebden dolayı Süveyş kanalı vaile yaptığı maçı 4 1 kazanmıştır. Bu Avrupada istediği zaman yağmur yağ sıtasile İmparatorluğun yeni fetholunan müsabakada 40,000 seyirci bulunmuştur. dırmak, istediği zaman günesli günler va ülkelerini ana vatana bağlıyan Akdeni zin ve bilhassa Şarkî Akdenizin İtalya merkezde görüştüm. Biz Hayrullahtan istifade edece için istisnaî bir ehemmiyeti vardır. Bay Deli Ömer hakkında malumat sor ğiz. Anhyorum ki ancak onun yardımile rağımızın dalgalanmakta olduğu Onikidu mu? Nermini bulabiliriz. Hemen Hayrullahı ada ile Trablusgarb sahillerinin îtalya i Hayır. Ona dair birşey söylemiye bulamaz mısm? çin haiz olduğu ehemmiyet bu seebeblerceğimi biliyordu galiba. Sormadı. Yalnız Kadri başını salladı: den ileri gelmektedir. Bu topraklardan Nermini sordu ve birşey söyledi. Hem de Kabil değil, dedi, biliyorsun ki anherhangi birinin bizim elimizde bulun garib birşey. Ben bu söze inanmadım cak o bize telefon ederse kendisile konuşması İtalyaya iyi imkânlar hazırlamakta ya... mamız, istediği yerde onu bulmamız kaolmasına mukabil diğr milletlerin mena Nedir o? bildir. Yoksa bize en küçük bir iz bile fiini de haleldar etmemektedir. Menafii Hayrullaha göre Nermin, ne Deli göstermeğe razı olmadı. miz tehdid edildiği zaman bunlan mu Ömerin, ne de en yakm yardağı Hak Başka birşey söylemedi mi? Nerhafaza \e müdafaa etmeklik hususundakının eli altında değildir. minin nerde olması ihtimali olduğuna daki çelik azim, ayni zamanda tahrikâta O halde?... Nerde olabilir? Ne ir... da kulak asmamak şeklinde tecelli ede zannediyor acaba?.. Hayır... Yalnız Deli Ömerin met Bu adamın Deli Ömer kadar kur resi Dürdanenin de bir hafta, on günden cektir. Artık vaziyeti daha soğukkanlılıkla naz, atik, hilelerin hepsini bilen bir eski beri ortada olmadığını, Nerminin onun mütalea zamanınin gelmiş olduğuna kakurd olduğuna şüphe yok. Fakat ben o himayesine tevdi edilmiş olması mümkün niiz ki bu; aklıselimle tev'emdir. Biraz nun tahminlerine pek te itimad edemiyo olduğunu söyledi; telefonu kapadı. rum. Kutsi sigarasını söndürerek bir lâhza daha bekliyelim mi, yoksa büsbütün işler Bahsettiğin iddiadır, bir tahmin düşündü. Sonra birdenbire yatağında bozulsun mu? den ibaret değildir. Hayrullah Nermi doğrularak: Bunlara başkaları cevab vermelidir. nin Deli Ömer veya yardağı elinde ol Çabuk, dedi, beni muayene eden Çünkü biz tuttuğumuz siyaset ve onun madığını iddia ediyor. Demek ki birşey doktoru gör. Hemen çıkmıya mecbur ol tatbikatında kristal gibi şeffaf ve vuzuhler öğrenmiş. Hayrullahm, Deli Ömer duğumu söyle. Hiç birşeyim yok ve bir la hareket ettik. Bilhassa Cenevrenin son çetesine dahil müthiş, görmüş geçirmiş bir dakika bile yatakta kalamam... tahkirâmiz ve isyan ettirici karan karşıçeteci olduğunu anladıktan sonra onun Kadri hayret içinde, iskemlesinden sındaki mutedil tarzı hareketimiz her yersabık çeteci arkadaşlan arasında elleri doğruldu. Ustasına baktı. Ondaki cid de ve herkese bir hüsnü misal ve ihtar teve yardımcıları olacağına da inanmak diyet ve kat'iyete karşı başka türlü ha lâkki edilmelidir. Gene tekrarhyoruz, lâzımdır. bunlara cevab vermek başkalarına ve bireket edemezdi; kapıdan dışan çıktı. tahsis îngiltereye düşer. Son. Doğru... lArkası var]