7 Birinciteşrin 1936 CUMHURIYET Türk Antakyadan görünüşler Viyanada toplanan Uroloğ kongresi Vıyana, son iki ay içinde birbirini takıb eden enternasyonal diş tababeti ve urologi kongrelerile röntgenologi kon gresini sinesinde topladı. Viyana bu suretle bir tarftan dünya tıb ilim adamlarını ve mesailerinı yakından görmek ve takib etmek bahtiyarlığını duymakla beraber diğer taraftan gene enternas yonal sonbahar sana'tlar sergisini de dünya ticaret âlemine arzetmiş bulunmakta idı. Serginin güzelliğini ve yüksekliğini ifade edebılmek için iştirak eden memleketler arasında ta garbî Afrıkanın ve Avustralyanın paviyonları nın ihtişamını söylemek yetişır sanırım. Kongrelerden şahıd olduğumuz Röntgenologi ve iştirak ettiğımız urologı kongrelerinden kısaca bahsetmek isterim. Her iki kongreye iştirak eden mü tehassıs doktorlar arasında hakkile beynelmilel şohreti haiz simalar vardı. Hususıle Röntgenologi kongresinde teblığlerile nazarı dikkati celbeden Üni versitemizden Prof. Dessaverle Erlangen Üniversıtesinden Prof. Winsin mühım ve hararetli münakaşaları ilmî bir emosyon taratmıştır. Prof. Dessaver ve mesai arkadaşları doçent Dr. Tevfık ve Dr. Muhteremin teblığlerı bu defa da ılım adamlannın haklı olarak takdir ve alkışlarına mazhar olmuştur. Urologi kongresine gelınce; dünya urologi âlimlerıni altıncı defadır ki bir araya toplıyan bu enternasyonal kon greye iştirak edenler meyanmda, Prof. Leugueu, Blum, Chevassu, Pasteau, Rmglep, Keeys, Heisboyer, Lichtesh tern, İlyesh, Tompson, Alexandr, Lichtenberg ve daha birçok dünyaca tanınmış alımler vardır. Prof. Leugeunun riyasetı altmda Künstlerhauseda toplanan bu kongreyi Avusturya Cumhur Baş kanı Herrn Wılhelm Mıklas hararetli ve samımî bir söylevile açtı. Burada ancak dıkkate şayan olan cihet Cumhur Başkanının bu söylevinde urologinin şimdıye kadar msanlığa yaptığı kıy metlı yardımlan bırer birer butün teferruatıle izah etmesi ve onun daha zıyade yükselmesı içın besledıği ümıdleri açıkça ifade etmesi idi. Ondan sonra Kultür ve Sıhhat Bakanları da bırer nutuk söyledıler. Müteakiben enternasyonal kongre umumî kâtıbi Pasteau ve kongre reısı Prof. Blum kongreye iştirak eden milletlerın dıllerıle hitab etmek suretile verdıklerı söylevlerde kendılerinden evvel soz, alan hatiblere ve kongreyi şe reflendıren azaya teşekkürlerini bildırdıler. Bu arada Türk Urologi cemiyetinin altıncı enternasyonal urologi kongresine ithaf ettıği mecmuayı, cemiyetimi zin fahrî reisı ve Üniversitemizin kon gredeki delegesi Prof Behçet Sabit tarafından takdım edıldığini söyliyerek bılhassa teşekkür ettı. Bu teşekküre kongre azası hararetli alkışlarile iştirak ettiler. Leugueunün vakur söylevinden sonra artık ılmî mevzulara geçilmiş bulu nuyordu. Mevzular prostat kanseri tedavısi, kilye parankıminin süpürasyonları, kılye ıfrazmm fisyologi ve patologisi idi. Bunlar üzerinde çok hararetli ve faydalı munakaşalar yapıldı. Dördüncü gunü yapılan umumî toplantıda Bruxelli Dr. Stobbaertsin kontrastla dolu mesanenm tebevvul ederken ekran arkasında müta leası çok enteresandı. Haddı zatinde basıt ve fakat çok faydalı olan bu gü zel buluşun ılk defa sinematoğrafık ıraesi aza üzerinde iyi bir tesır bıraktı. Celse reisi Prof. Leugueu doktorun al nından öpmek suretile kendısını tebrık etti. Ayni seansta Heısboyerin fevkalânî mesane tümörlerinde thermo cauagulatıon suretile müdahalesile Lich teschternin bir seansta fevkalânî prostatek tomide ihlilin mesaneye raptı şekillerinin sinematoğrafık göstermeleri ilmî ziyafetin sonunu teşkil ediyordu. Bu son umumî toplantıda verüen mühim kararlar arasında Prof. Leugueunün enternasyonal kongrenin daimî reislığile, gelecek kongrenm üç sene sonra Amerikada toplanması ekseriyetle kabul edildi. İstanbul da votede kazanmışsa da Amerikanm kongresistlere vasıta temmi suretile ve bazı müsaid şartlarla vaki davetleri reyde tefevvük göstermiştir. Urolog Istanbulun bayramı Kurtuluş günü dün büyük tezahüratla kutlulandı [Baştarafı 1 inci sahıfede] tramvay yolu, Köprü, Şişhane, İstiklâl caddesi tarikile Taksime gelinmiştir. Taksimde hazırlanan bir tribünde ordu kumandanı Orgeneral Said; Yiiksek Erkânıharbiye mektebi müdürii Korgeenral Fuad; İstanbulda bulunan meb'uslar, şehir meclisi azaları ve davetliler yerlerini almışlardır. Bu sırada bir taraftan Vali ve Belediye reisi Muhiddin Üstündağın, dığer taraftan da Beyoğlu kaymakamı Danişin tuttuğu büyük ve güzel bir çelenk şehir namma Cumhuriyet abide sine konmuştur. Daha sonra mızıka istiklâl marşını çalmağa başlamış ve bu marş çahnırken şanlı Türk bayrağı direğe yükselmiştir. Bu merasim bitince Edebiyat fakültesin den Bahadır niversite namına çok alkış • lanan şu nutku söylemiştir: « Kurtaran kuvvet; kurtulan İstanbul ve kavuşan mıllet; bugün on üç yıllık hatırasını şu anda tufanlaştırıyor. Bayramınız kutlu olsun! Üç buçuk yıüık acı hasretten sonra, Türk kuvveti; Türk süngüsü İstanbuluna kavuştu. 6 teşrinı evvel 1923 İstanbul kurtuluşunun yıldönümü; zaferlerle taşan Türk tarihinin unutulmaz günlerinden biridir. 6 teşrin bir kuvvet; 6 teşrin bir azim; 6 teşrin bir hayat günüdür. 6 teşrini Türk ülkesinde; hür Türk havasıle yaşıyan her Türk kalbinde kutlu bir and olarak taşıyor.. Bu büyük günün büyük heyecanı içinde 6 teşrini yaratan yakın mazimize bakalım. Büyük Harb.. Yedi yüz bin kişisini seferber eden Osmanlı İmparatorluğu. Acı mağlubiyet. Nihayet Mondros mütarekesi. Ve bu mütarekeye dayanarak Türk şehirlerinin birer birer haksızca işgali. Ve bütün bunlara karşı çöken im paratorluğun korkan sükutu. Bunlar a rasında 19 mart 1920 de de îstanbulu muza İtilâf kuvvetlerinin çıkısı. Fakat istanbul 16 martta kuvvetle, süngü ile zaptedilmedi. Eğer düşmanlar îstanbulu süngü ile, kuvvetle, harble zaptetmeğe teşebbüs etselerdif Anafarta ve Arıburnu şehidlerinin babaları, Anafarta ve Arıburnu şehidlerinin çocuklan; son damla kanlarına kadar onlarla çar pışacaklardı. Düşmanlar bunu yapamadılar. Zaten yapamıyacaklannı anladıkları içindir ki Mondros mütarekesini can vermekte olan Osmanlı İmparatorluğu nun ürkek devlet adamlanna kabul ettirdiler.» Hatib; bundan sonra ordunun ne büyük bir feragatle çalıştığına temas ederek sözlerini şöyle bitirmiştir. « Türk ordusunun 6 teşrinievvel 1923 te îstanbula girişi; İstanbula Türkten başka hiçbir milletin yerleşemîyece ğinin son defa olarak bütün cihana tekrarıdır. İstanbul Türkten; Türk İstan * buldan ayrılmadı; aynlmaz ve ayrılmı • yacaktır. Müsterih ol yirminci asrın erişilmez insanı Atatürk; Türk çocuğu, Türk gencliği kanınm son damlasına kadar Atasının emanetini koruyacak ve o nun bekçisi kalacaktır.» Antakyada Ası nehri ve Ulu cami Geçid resmi Bundan sonra Şehir Meclisi azasın • dan Refik Ahmed de şehir namına bir nutuk söylemiş; İstanbul halkımn Türk ordusuna karşı minnet hislerini ifade etmıştir. Nutuklar bitince geçid resmi başla mış ve askerî kıtaat önde piyade, daha sonra sırasıle Bahriye, ihtiyat zabit mektebi, askerî liseler, makinelitüfek, süvari, topçu, piyade ve süvari polis müfrezeleri, itfaiye, izciler, Üniversite, kız ve erkek li?elerile Darüşşafaka talebesi, esnaf te * şekkülleri büyük bir intizam ile geçmiştir. Halkevlerindeki masamereler İstanbulun kurtuluşu Halkevlerinde büyük tezahüratla kutlulanmışür. Beyoğlu Halkevindeki müsamereye saat 21 de İstiklâl marşile başlanmıştır. Bundan sonra Halkevinin idare azalanndan Turhan Tansel tarafından (Çanakkaleye seyahat intıbalan) mevzulu bir konferans verilmiş, müteakiben Beyoğlu Halkevi Temsil şubesi tarafından 4 perdelik Belkis piyesi temsil edilmiştir. Diğer taraftan Eminönü Halkevinin Temsil şubesi olan Alayköşkünde de Molyerin bir komedisi oynanmış, müzik kolu tarafından millî havalar çalınmış, İstanbulun kurtuluşu mevzulu bir kon ferans verilmiştir. u ,, Kadıköy, Şişli ve Şehremini şubelerinde de müsamereler verilmiştir. Antakyalt Türk îzciler Burdur Baladiz hattı işletmiye açıldı 'Ası kenarından bir parça Burdur istasyonunun görünüşü Şehri ikiye bölen Ası nehri ve hıyılarına yukarıdan bir bakış Burdur (Hususî) Burdur toprakları yıllardır hasret çektiği medeniyet damarlarına dün kavuştu. Nafıa Vekâleti bütün işleri biterek işlemeye hazır bulunan Burdur Baladiz kısmımn, merasim sonra yapılmak üzere, işletmeğe açılmasr nı emretmişti. Bu büyük günün şerefine Burdurdan hareket edecek ilk katarla biı Dinar gezintisi tertıb edildi. Bunu duyan binlerce halk sabah erkenden istas yon meydan ve civarını doldurmuş ulu büyüklerimizin bir sene gıbi kısa bir zamanda meydana getirdiği bu manzarayı, azametli eseri heyecan ve zevkle seyre • diyordu. Bayrak ve çiçeklerle süslenen trene ilk yolcular binmiş, kalblerde tarif edilmez hisler arasında yavaşça harekel başlamıştı. Katar, hayranlık, sevinc ve gözyaşları, sallanan mendiller, alkışlar aasında Baladize doğru yollandı. Tren Baladize 45 dakikada ulaştı. Bu istasyondan Afyon katanna bağlanan vagonlarla yolumuzda devam ettik. İkinci istasyon Keçiburlu. Gene Cumhunyetin büyük ellerile az zamanda kurulan bir nahiye; sonra Karakuyu ve Dinara vardık. Birkaç saat gezintiden sonra ayni yol ile saat 24 te istasyonumuza döndük. Adana Halkevinde Musiki grupu Uroloğ Dr. Saim Ahmed Erkun Tanassur eden Hind müslümanları değil Hindulardır Geçenlerde bir ecnebi gazeteden naklcdilen havadiste Hind Müslümanları arasında tanassurun çoğaldığından balr sediliyordu. Halbuki hakikatte hıristiyan o'anlar Hind Müslümanlan değil, Me cusı Hindulardır. Riket şehrimizde Tanınmış ış adamı M. Riket berabeAdana Halkevi Musiki şubesine kayidli gencler bir arada rinde Afrikalı sermayedar M. Şmıdt olAdana (Hususî) Halkevinde mu de oldukça muvaffakiyet gösteren bu duğu halde dun tayyare ile Hindistan dan şehrimize donmüştür. M. Riket siki şubesine kayidli gencler arasında bir gencler, dığer musiki heveskârlanna da transıt suretile İstanbuldan geçmekte grup, muallimlerin nezareti altında mu örnek olduklan için musiki öğrenmek isolduğunu söylemiştır. siki dersi görmektedirler. Az zaman için tiyenlerin sayısı gittikçe artmaktadır. Antakyanın dağa doğru yayılışt