CUMHURÎYE1 7 Birinciteşrin 1938 Küçük hlkâye Tesadüf MELEK Sineması ^ ^ S ^ S S ı S ? " RADVO sinema filimlerinin hakikî bir incisi : Sevinc sevincinden yerinde zıplıyordu. evvel ölüverir de ben siyahlar giyerek Onu Venediğe götürecek vapuru karşı ağlarım diye düşündüm. Aynldım. üç senedir de böyle zıpzıp zıplıyorum. da görünce genc kadın: Ah amca kurtuluyorum, bu kü Fakat üç saattir yerinden kımı! Baş rollerde : jjeçen sene takdirlerle ve alkışlarla kardamadm Sevinc? çük şehirden kurtuluyorum. diyordu. şılanan, (UNUTMA BENi) filrninin unutulmaz yaratıcısı Sahi Orhan, neden acaba? Amcası onu Patrasa davet etmişli. Deniz kenan olan bu güzel yerde o yir Kamaraları yanyana idi. Kapılarını mi günü ne iç sıkmtılarile geçirmişti. Am açınca ikisinin gözleri de birbirlerinin kacası yaramaz yeğeninin sevincini görii marasına ilişti. Sevincin başucunda, yakışıklı bir yor ve şöyle söylüyordu: Ayrıca ; PARAV1OUNT dunya haberleri jrazetesinin büyük muvaffakiyeti: lspanya vakayii : Aikazar ateşler Sevinc sen Patrastan değil; Pat bahriyelinin resmine Orhan hayretle bakıyordu. Sevinc de, Orhanın başucun^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ M içinde vesaire ... DIKKA.T : Numaralı biıetlerinizi bugünden aldırn. Telffon : 40868 j g | ^ ^ rashlar senden kurtuluyorlar... Yirrai gündür buranm kadmlannı, hatta erkek daki kadın resmine bakmaktan kendini lerini adeta taciz ettin. Senin güzelligin alamadı. Şündi dönmüşler, birbirlerine bakıyorlardı. Her ikisinin de kalblerinin küçük şehre fazladır. Vapurda amca yeğen ayrılırken, Se boş olmadığını bakışlarile anlatmışlardı. ^*% ^ ^ C" I LJİ A F^ r ^ • Baştan nihayete kadar Ertesi gün Orhan kamarasından çıkvinc: tı. Güverteye yaklaşmca, kahkahalar, el Ah*amca, ben iki gün bu vapurda çırpmalan, vapuru altüst ediyordu. Sa nasıl vakit geçireceğim? diyordu. Zıpzıp zıplıyordu. Vapunın kalkma lonun kapısından baktı. Bütün vapur sına on dakika kalmıştı. Patrası gezmeğe halkını Sevinc başına toplamıştı. Kücük giden yolcular gelmeğe başladılar. Se bir yavruyu omzuna almış, vapurun bir vincin rçi biraz rahatlaşmıştı. Vapurda ucundan öbür ucuna koşuyordu. Arka çok kalabalık vardı. îyi vakit geçirebi lanndan çocuğun büyük babası onlara lecekti. Sofrada yanında oturan çok ya yetişmeğe çalışıyordu. Çocuğun annesi Curoa Cumariesi ve Pazar günleri için numaralı biletler şimdiden sablıyor. kışıklı bir gencle hemen ahbab oluver babası, bu manzaraya gülüyorlar, vapurHERKES1 mişti. Fransızca konuşuyorlardı. Genc a daki bütün gencler de koşan, uçan mah Sevenlere ... Sevmiş olanlara... Seveceklere !... luka hayran hayran bakıyorlar, ve al dam: ittihaf edümiş yegâne şaheser ve sinemanın zaferi olan film: Madam, siz bu küçük şehirde mi kışlıyorlardı. Orhan kızdı. Güvertede yaşıyorsunuz? Hiç te buraya lâyık de koşan Sevince yetişti ve: Sevinc nedir bu halin? ğilsiniz. dedi. Sevinc Orhanın sert, âmirane sesini Yeni ... Görültnemiş ... Sevinc, gencin her erkek gibi ezberlenmiş sözlerle kura hazırlandığını düşündü. duyunca, küçüğün ellerini tuttu, ve yere Fransızca sözlü emsalsiz eser, ÖLÜM Genc adam, Sevince uzun uzun baktı, indirdi. Yann akşam, gala müsameresi olarak Merhum ressam Hasan Rıza Bey eşi, Orhan: ve: mütekaid süvari kaymakamı Filibeli Fransız mısınız, yoksa Rus mu? Sevinc çocuk degilsin! diyordu. Sevincin aklına birşey gelivermişti. Reşad Aymanın kızkardeşi Bayan Sa diye sordu. Sevinc gülerek: niye müptelâ olduğu hastalıktan kurtugösterilecektir. Baş rollerde : Garsonlarla rumca konuştuğumu Kaşının ucunu kaldırarak, güzlerile aşalamıyarak dün Bakırköy Zeytinlik maduyduğunuz halde, niçin beni Yunanlı ğı kamarayı işaret etti ve: hallesindeki hanesinde vefat etmiştir. O uslu mu? dedi. zannetmediniz? dedi. Cenazesi bugün öğle vakti hanesinden Ilâveten : Sonbahar zaratetleri, Montrö konferansı, Frangın Hayır Yunanlı değilsiniz, Avus Evet, o uslu, yavaş yürür, az gü kaldırılarak Bakırköy mezarlığına defsukutu, MADRiD'e doğru vesaire ... turyalı mısınız? ler! nedilecektir. Biletler şimdiden alınabilir. Kendinizi yormayınız. Bu saydı Sevinc kaşlannı çattı, somurtarak: ÖLÜM ğınız milletlerin hiçbirinden değilim. Siz Ben aşağı iniyorum diyerek gitti. Merhum General Ramiz hafidesi, nesiniz? Orhan bir sigara yaktı. Düşünüyordu: Şehremaneti Meclis reisi Mehmed Ali Hatınnıza gelmiyecek bir millet «Yazık bu güzel kadın çocuk kalraış» nin gelini Üsküdar ve Kadıköy arazi ten, yorulmayınız, bulamazsınız. diyordu. Yemek çanı çalınmıştı. Yerin tahrir komisyonu reisi Selim Büyük Yorulmak mı? Yok canım sizde; den kalktı. Mütalea odasından geçerken Çamhcanın birader zadesi salihatı nisben böyle şeyler için hiç kendimi üzer mi Sevinci yazıhanenin önünde başını av vandan Sakine vefat etmiştir. Yarın ceyim? cuna almış düşünüyor gördü. Yavaşça nazesi Beylerbeyindeki hanesinden kalYemekten sonra genc adam güvertede yaklaştı: dırılarak Beylerbeyi camisinde öğle naoturmayı teklif etti, Sevinc: Ne okuyorsun Sevinc? mazı kılındıktan sonra Küplücede ihzar Ben hiç oturmayı sevmem, bir yer Amcama mektub yazdım, seni şî edilen makberine defnedilecektir. de duramam dedi, ve küpeştenin kena kâyet ediyorum. Al oku... dedi. Orhan rına zıplayıp oturdu. Genc adam, Se şu satırları okuyor ve gülüyordu: «Amyavaş yavaş yanına yaklaşrığmı görmevincin nereli olduğunu bu hareketinden cacığım, nekadar bedbahtım bilsen! Keşmişti. Sevinc bitk'n bir sesle: anlamış gibi bir emniyetle: ke yanında kalaydım da bu vapurda se Orhan.... dedi. Böyük filminde gbrüneceklerdir. LiLiAN HARVEY, bu filmdy bir yıldız Anladım siz Amerikalısınız, dedi. yahat etmiyeydim. Sefaret kâtiblerimizOrhan başını çevirince karşısında SeM gibi dans ediyor. Ve bir trajediyen gibi ovnvuor. Sevinc bu sefer dayanamadı: den birisi beni çıldırtacak. Gülmeğe bıvinci gördü. Titredi. Her ikisi de çok ye Fazla üzülüyorsunuz, Türküm, rakmıyor... Koşmama ayıb diyor. Ve isliydi. Birşey söylemek istiyorlardı, fadedi. nedikten evvel vapur başka bir yere uğ Bu defa genc adam yerinden fırladı: ramış olsaydı, hemen bu kötü adamdan kat dudakları titriyordu. Sevinc: rî Artık Venediğe geldik! dedi. DürIstanbulun güzel türkçesile «Türk mü kaçacaktım. Ne dese iyi amca? Vene Türk mü?... Ben de Türkümî» diyerek dikli bir sevgilisi varmış... Uslu imiş... bünle telâşlı telâşlı Sen Mark meyda Sevinci kucaklayıp yere indirdi, küçük Koşmazmış... Az gülermiş. Bana bunu nındaki kahvelere bakıyordu. Şimdi, yankanapeye oturttu; o da yanma oturdu. da söyledi amca, beni tahkir etti. Yeğe yana, ikisi de dürbünlerile Sen Mark Sevinc söz dinlemiş, uslu oturmuştu. 1 nin hayatta ilk gözyaşlarını, bu mektubu meydanını gözlerile eliyorlardı. Sevinc, yice anlaşmak için birbirlerine durma yazarken, döküyor ve ağlıyorum amca. Orhana daha fazla yaklaşmıştı. Nefesi dan soruyorlardı: Yarın olsun, bu fena adamdan bir kur tıkanır gibi boğuk bir sesle: Orhan, sol taraftaki kahvede otu Nereye gidiyorsunuz hanımefendi? tulayım. Bu adamdan nefret ediyorum.» rn genci görüyor musun? dedi. Ben hanımefendi değilim. Bana Orhan, mektubu cebine yerleştirirken: öyle hitab edenlerden nefret ederim. îs Sevinc, bu mektubu yann ben posOrhan dürbününü Sevincin gösterdiği mim Sevincdir.' tarafa çevirdi, ve birdenbire gülmeğe taya atanm. Sen onu görünce beni u Öyle ise nereye gidiyorsunuz Se nutursun, dedi. başladı: vinc Hanım? Sevinc, genc bir erkekle genc bir Yemekte pek az konuştular. Güverte Hanım, hanımefendi denildi mi de yanyana şezlonglara uzandılar. Biraz kadın görüyorum... dedi. ismimi şaşırıyorum. Bana kısaca Sevinc Sevinci bekliyen gencle Venedikli kız sonra herkes kamaralarına inmişti. Sevinc derseniz cevab alabilirsiniz. kahvede yanyana oturmuşlar, vapura birdenbire: Musiki.. Öyle ise nereye gidiyorsun Sevinc? Onu mu düşünüyorsun Orhan? d* bakmıyorlardı bile. Şimdi birbirlerinin Aşk... H a . . . Şimdi oldu. Venediğe. îs gözüne daldılar. Bu bakışlar kalblerinin ye sordu. Oynıyanlar: minizi sorabilir miyim? Hayır Sevinc onu değil, senü... birbirleri için dolmuş olduğunu anladı Çiganlar kralı ALFRED RODE Orhan. Kalktılar kamaralanna indiler... Ka lar. Sen nereye gidiyorsun Orhan? MİREİLLE BERREY RAYMOND CORDY Orhan, Sevinci göğsüne çekerek: pılan açıhnca her ikisinin gözleri de baş îsviçreye, sefaret kâtibiyim. AL1CE T1SSOT BERLEY MILLY MATHİS Ben kâtib filân değiîim... Dur uclannda duran resimleri aradı ve bu Sevinc! Canım Sevinc, söyle İsviçLtEZT'in 2 No.lı MACAR RASPODİ'si rede mi evleneceğiz? diye söylendi. madan seyahat eden bir mahlukum. Dü lamadı. FOX JURNAL'de: Montrö konferaiısı ve Boğazlar mukavele*** Hayır Orhan, İstanbulda ailemizin şün, beni evlendirdiler, ancak bir sene namesinin imzası merasimi vesaire... kocamla yaşıyabildim... Benden yirmi Venedik görünmüştü. Orhan dürbün yanında... Biletler şimdiden alınabilir. Telefon: 42851 v yaş büyüktü, diye korktum... Benden le bakıyordu. Çok sinirliydi. Sevincin. SENİHA DİNO AVE YARIN AKŞAM BAŞLIYOR. ARİA D E N A Bu aksamki program J İSTANBTJL: 12,30 plâkla Türk musikisi 12,50 havadis 13,05 plâkla hafif müzik . 13,25 muhtelif plâk neşriyatı 18,30 çay saat., dans musikisi 19,30 Monolog, Pişkinteyze ta rafından 20 Müzeyyen ve arkadaşlarınm iştiraküe Türk musikisi 20,30 Münir Nu. reddin ve arkadasları tarafından Türk musikisi 21 plâkla sololar 21,30 orkestra 22,30 ajans haberleri 23 son. VİYANA: 18,15 musiki, konuşmalar . 20,25 saat, haberler, hava raporu, konuşma 20,40 konser 23 eğlenceli yay:n 23,15 haberler, hava raporu 23,25 gramofon 24,15 konuşma . 24.30 dans musikisi. BERIİN: 18,35 konuşma 1905 konser 20,05 eğlenceli musiki 20,50 günün aklslerl, h a berler 21,20 genc milletlerin zamanı 21,50 orkestra konseri 23,05 hava raporu, havadis, spor 23,35 gece musikisi ?e dans havalan. BUDAPEŞTE: 18 35 orkestra konseri 19,50 iki hikâye 20,20 şan konseri. konferans 21 25 orkestra konseri 22 55 haberler 23,20 piyano konseri, fransızca konferans 24,05 çlngene musikisi 1,10 son haberler. BÜKREŞ: 18,05 konser. havadis 19,20 konserin devamı, konferans 20,45 gramofon, korferans 21,40 piyano konseri, şan 22,35 haberler, spor 22,50 orkestra konseri . 23,50 fransızca ve almanca haberler 24 son haberler. LONDRA: 18,05 eğlenceli musiki, gramofon 19,20 çocuklann zamanı 20,05 orkestra kon seri, havadis 21,35 eğlenceli musiki 22,05 musiki 22,35 hal tercümeleri 23,05 operet yayını, havadis 54,30 dans musikisi, havadis 1,45 piyano musikisi. PARİS [P. T. T.l: 20.35 havadis 21,35 orkestra konseri 22,05 turizm haberleri, gramofon 22,35 eğlenceli şarkılar 23,20 konser • 24,35 havadis 1,05 Amerika haberleri. ROMA: 19,25 yabancı dlllerde konuşma, turizm haberleri . 20,25 eğlenceli musiki, fransızca haberler 20.55 Yunanistan için yayın, havadis. gramofon 21,35 devlet yayını 21,45 muhtelif sahneler 22,10 konuşma 22,20 orkestra ve keman konseri . 23,05 inşad 23,20 operet parcaları ve şarkılar, sonra dans musikisi, istirahat esnasında havadis 24,20 ingilizce haberler. BENJAMiNO QiGLi K A T E G Y Sinemanın sesli ve sessiz devirlerde yarattığı en büyük komedi filmi LUKtLn 2 saat durmadan, dinlenmeden kahkaha H i N D î S TA N D A nden bahsedecektir. AKUI T R Ç S ZÜ U K E ÖL sinemasında ;PE K Kadınlar Kulübü SARAY SiNEMASINDA FREDERİCH MARC MERLE OBERON HERBFRT MARSHALL EHLİSALİB MUHAREBELERi ÎLERTI Pek yakında T Ü R K Sinemasında FRiTSCH LİLÎAN HARVEY v e WİLLY KARA GüLLER NÖBETÇİ ECZANELER Bu gece nöbetçl olan eczaneler şunlar • dır: İstanbul cihetindekller: Aksarayda (Ziya Nuri), Alemdarda (Abdulkadir*, Bakırköyde fMerkez), Beyaııdda (Haydar), Eminönünde (Hüsnü. Hay « dar), Fenerde (Arif), Karagümrukte (A rif), Küçukpazarda (Hikmet Cemil), Samatya Kocamustafapaşada (Rıdvan), Şehreminmde (Nazım), Şehzadebaşında (Ha Yarın akşam S Ü M E R Sinemasında BÜY K MUSİKİ GALASI nn. • Beyoglu cihetindekiler: Galatada (Hidayet), Hasköyde (Nisim Aseu), Kasımpasada (Müeyyed), Merkez nahiyede 'Galatasaray), (Garih), Şislide (Maçka), Taksimde (Kemal Rebül), (Kur. tuluş). Üsküdar, Kadıköy ve Adalardakiler: Büjiıkadada fMerkez), Heybelide (Yu suf), Kadıköy Pazaryolunda fMerkez), Modada (Paik İskender), Üsküdar Ahmediyede (Ahmediye). KADIKÖY SÜREYYA Çarşamba, perşembe, cuma ÖMRÜMCE SENİNİM Elisabeth Bergner Fransızca Bugün matine ve her akşam ilâveten, (Elektrikli Kukla) yeni program. Her gün matinelerde ilâveten (Magda Schneider), Bir aşk hikâyesi. Alenî teşekkür Çok kıymetli zevcim ve sevgili babamız reisülvaizin Bay Mustafa Kızıltaşın vefatı hasebile gerek cenaze merasi minde bulunmak suretile ve gerek tahriren teessürümüze iştirak eden zevatı kirama ayrı ayrı teşekküre teessürümüz mâni bulunduğundan derin saygıları mızla arzı teşekkür ederiz. Ailesi namına oğlu îrfan Kızaltaş Pendikteki beyaz ev Zabıta romanımız: 47 Kenan bu düşüncede ıken Mustafa çavuş yüzükoyun yatan cesedi çevirdi. Alnınm ortasında iri bir yaradan akan kanlar yüzünün her tarafmı kapamıştı. Suyun içinde bu kan pıhtıları kurumuş, siyah birer leke halinde kalmıştı. Fakat elindeki derin yara çamurlara rağmen pek belli idi. Hepsi hayret ve dehşetle bu biçarenin yüzüne dikkat ederken arabacı Adil haykırdı: • Eğer bu Salih değilse şuradan şuraya sağ gitmiyeyim!.. Hepsi Adile dönüp baktılar, çavuş: Hangi Salih be arabacı? Diye sordu. Adil, çavuşun arkasından elini uzatarak: Yahu bizim Salih. Arabacı işte... Diyince çavuş cesede iğildi, daha büyük bir dikkatle baktı: Sahi be... Şimdi anladım. Dedi; ayağa kalktı. Neferlerinden birine: Ahmed, diye seslendi. Sen Salihin arabasmı nerede buldundu? Jandarma Ahmed ileriledi ve: Ben bulmadım, dedi. Kahveci Muradm çırağı geldi, haber verdi. îstav yona yakın, yolun üstünde hayvan başı boş arabayı sürüp duruyormuş. Azkal mış, araba da devriliyormuş. Bağlamış lar, gelip bize haber verdiler. Istasyona yakın değil mi? Öyle ya, iki adım ötede. Demek, biz boşuna Salihin günahına girdik. Herifin sâbıkası var. Yenj bir haltetti, kaçtı sandık. Hatta şu iki kurşunla öteki dünyaya gonderilen ihtiyar kanyı da o öldürmüş olacak, dedik. Meğer Salih burada, şu bayırdan yuvarlanmış, beyni bir taşın sivrisine çarpmış, göçüp gitmiş. Arabacı Salihin ölümü bir kazaya hamlolunarak, cesedi buradan kaldırılıp evine taşınmak kararile orada bulunanlar aynlmak üzere idiler ki jandarma nefer lerinden biri'yerden parlak birşey aldı; alışık adamların pişkinliğile elini mermer geçmiş bulunuyor. vurdu ve iskemleye kendini attı. Bir saçavuşuna uzattı. Bu bir Ö markasıydı. Çok bedbinsin hocam... masaya vurdu: niye hiç birşey söylemedi. Kutsi onun Çavuş hayretle markaya baktı, birşey Kutsi kaşlannı çattı, başını salladı: Kadri, dedi. Şu üç beş gün içinde halinde gene bir fevkalâdelik sezmişti. anlıyamıyarak Kenan Beye uzattı: Hayır, hiç bedbin değilim. Çok şügözümüzün önünde bir düzine adam öl Sen daha iyi okursun. Şu ne ki dürüldü, hem de kimisınin öleceğini, vu kür bedbin olmam da, Hatta bütün bu Fakat daha ziyade tahrik etmemek için bey? rulacağını evvelden haber vererek yani saydıklanrmn çok kısa zamanda olması kendi kendine açılmasını bekliyor, hiç bu Kenan O markasını görünce sarsıldı. bizimle alay ederek vurdular. Hâlâ bo beni bir derece mazur da gösterebilir. şey söylemiyordu. Kadri: Beti, benzi attı. Dudaklarını ısırarak he şuna dolaşıyoruz. Bizim burada işimiz ne Hele bir iki gün daha geçsin... Bekliyo Mustafa çavuş telefon ediyor! rum. Fakat şiddetle canım sıkılıyor, neyahu?.. yecanını gizlemiye çalıştı: Diyince Kutsi sakin ve yavaş bir sesden elimize geçen izleri bir iki saat evvel Kadri sigarasmdan bir nefes alarak: Bilmem; dedi. Ö işareti... le: Burada kabahat benim. Ne bile yakahyamamış bulunuyoruz, diye üzülüÇavuş güldü: Ne var? diye sordu. yim ben hocam?.. Ben dealdandım, se yorum da. Ben de öyle anladım, dedi. Amraa 0 mel'ununun yeni bir marifeti. ni de aldattım. Kabahat bende. PendikKadri, derin bir nefes aldı; gozlerini biraz şüphelendim de sana uzattım. Alteki arabacılardan biri sakat bir adamı bu uzaklara dikerek: Bu sefer bir arabacınm canına okumuş. lah, Allah... Evvelki gün hat boyunda tarafa koşturmuş, diye öğrenince muhak Ben, dedi, bugün akşama kadar e Tanıyorlar mı arabacıyı? ölüsünü bulduğumuz karınin yanından da böyle bir işaret çıkmış. Biz onu Istan kak odur, diye attık kapağı trene. Çlka limize birçok ipuclan geçeceğine kailim. Evet... Pendıkte çahşıyormuş. SaÇünkü... buldan gelen başkomisere verdikti. Bu çıka, karşımıza bir malul gazi çıktı. bıkalı birisiymiş. Fakat uzun zamandan Kadri sözü bitirmiye vakit bulamadı. Haydi, bu da cabası. Ya ondan nu da ona* gösterelim; bakalım ne dıyeberi sakin bir hayat sürüyormuş. Evvelki evvelkiler? Sirkecideki otelde öldürülen Siyah elbiseli bir adam yanma gelerek cek!.. gündenberi kaybolmuş, hayvanını ve araihtiyardan tut ta Tarlabaşmdaki apartı kulağına iğildi; birşey sordu. Kadri: Uzayıp giden bir liste manm ihtiyar zamparasma, Pendikteki Evet biz.... basmı istasyon civannda başıboş bulmuşAynı sabah, Pendikten biraz ileride, ihtiyar kadına kadar bu seri hakkmda Cevabını verdi. Ayni adam: lar. Halbuki cesedi Dolayoba köyü yolu Kartalda başka bir zabıta memuru, kah ne öğrendik? Hiç... Bunları yapan bir Sizi telefondan istiyorlar; Pendik üstünde bir çukurdan, bir su birikintisi venin hasır iskemlelerine oturmuş; yanın çete ve beş on kişi değildir. Ya bir kişi, jandarması... içinden çıkarılmış. daki adamla konuşuyordu. Bu, komiser ya iki... Bu iblis veya iblisler bizim yaDiyince fırladı. Kutsiye baktı; baş Marka da yanında bulunmuş öyle di. On bir buçukluk paketinden arkada nıbaşımızda dolaşıyor, karşımıza çıkıyor komiser başını bir tarafa sallıyarak şına bir sigara uzatarak bir tanesini de lar; gözümüzün önünde istedıklerini öl «haydi, çabuk!» dedi. mi? kendisi yaktı. Geceyi uykusuz geçirmiş dürüyorlar ve biz neden sonra peşlerine Yirmi dakika geçti; Kadri soluksolu Evet olmasına rağmen vücud yorgunluğuna düşüyoruz. Amma atı alan Üsküdarı ğa gelerek mermer masaya bir yumruk lArkast var\