CUMHURtYET 22 Âfustos 1936 VIYANA OONUŞU Tarihî tefrika: 131 M. TURHANTAN { Şehir ve Memleket Haberleri j Siyasî îcmal Bir kadın yüzünden Meşhud suçların muhakemesi yapılan cinayet Uç kişi birbirine girdi, ikisi yaralandı Evvelki gece Şehremininde kadın yü zünden bir cinayet olmuş, iki kişi yara lanmıştır. Şehremininde, Uzunyusuf mahallesin de oturan kunduracı Halidin tabak Muzaffer ve bahriyeli Ali isminde iki samımî arkadaşı vardır. Fakat, Fethiye adında bir kadın yüzünden bu üç arkadaşın arası adamakıllı açılmıştır. Evvelki gece saat yirmi raddelerinde Halid evine giderken Muzaffer ve bah riyeli Ali ile karşılaşmıştır. Kapı önünde «merhaba» dan sonra söz gene üçünürı de münasebette bulunduğu kadına ge lince üç arkadaş derhal kavga etmeğe başlamışlardır. Kavganın sonunda Halıd üstünde bulunan bıçağını çıkarmış ve Muzafferi böğründen tehhkeli surette yaralamıştır. Bahriyeli Ali bu anî hücum karşısmda Halıdın üzerıne atılmıssa da o da kolundan yaralanarak yere yuvarlanmıstır. Muzafferin varası ağır oldugundan Gureba hastanesine kaldırılmıştır. Suçlu da bır^ğıle yakalanmıştır. İpekli kumaşlarm standardizasyonu Yeni kararnamenin tatbikına başlanıyor İpekli kumaşların standardize edilmesi hakkmdaki kararname Vekiller Heyetinden çıkmıştır. Bu yeni kararname ile ipekli kumaşların çözgü, atkı, bir santı metre murabbaındaki asgarî tel adedı, genişlikleri ve asgarî sıkletleri tayin ve tesbit edilmiştir. Kararname hükümleri ne giren ipekli kumaşlar şunlardır: Krepdöşin, Bursa krepdöşini, krep birman, krep jorjet, krep damur, krep maruken krep saten. Kumaşlar eğer emprime olursa gene ayni şeraite tâbi olacaktır. Kumaşların her üç metrosunda bir müessesenın mühürü ve kumaşın mahiyetine göre (ipek), (sun'î ipek) veya (karışık) ibarelen bulunacaktır. Fabrikalar bir ay zarfında bu şekilde imalâta başlıyacağı gibi haricden gelecek kumaşlar da bu şekilde olacaktır. Altı ay sonra piyasada bu şekilde yapılmamış kumas kalmıyacaktır. Orta Avrupada yeni vaziyet vusturyanın Almanya ile an laşması, orta Avrupadaki eski vaziyeti altüst etmistir. Daha evvel Küçük İtilâf ve îtalya kendi araîannda şiddetli ihtılâf ve rekabet bulunmasına rağmen, küçük bir Alman devletı olan Avusturyanın, büyük Almanya ile herhangi suretle anlaşmasına ve birleş mesine muhalefette müttehiddirler. İtalya, Habeş seferinden dolayı Avrupadaki askerî ve siyasî mevki ve kudreti zâfa uğradığından Almanya ile bir cephede yürü » mek zarureti karjısında kalmış, iki AI man devletinin anlaşmalarma muhalefetten vazgeçerek bilâkis bu anlaşmayı Al man Italyan münasebetlerinin kuvvet lendirilmesine vesile ve fırsat saymıştı. Bu suretle Avusturya meselesinde Küçük Itılâf yalnız başına kalmış ve Fran sadan da fazla teşvik ve cesaret görme diğinden ileri gitmekten çekinmişti. Sovyet Rusyayı orta Avrupaya sokmak suretile Küçük İtilâfın mevkiini tekrar kuvvetlendirmek için yapılan teşebbüsler dahi akim kalmıştır. Çekoslovakya Sovyet karşılıklı yardım muahedesile Küçük itilâf devletlerinden biri Moskovaya bağlıdır. Romanya ile Sovyetler arasm da dahi böyle bir muahede akdedilerek hem Rusya ile Çekoslovakya arasında doğrudan doğruya karadan ve havadan muvasala yolu açılması, hem de üç dev letin bir blok teşkil eylemesi için ciddî teşebbüsler yapılmışsa da bunlardan müspet netice hasıl olmamıştır. Çünkü Ro • manyanm askerî müttefiki Lehistan, kendisinin en ziyade itimadsızlık gösterdiği Sovyet Rusya ve Çekoslovakya devletlerile Romanyanın bir blok teşkil etmesine razı olamıyacağmı Bükreş kabinesine açık olarak anlatmıştır, Yugoslavya dahi henüz resmen tanımadığı ve diplomasi münasebetleri tesis eylemediği Sovyet Rusya ile Romanyanın bir nevi ittifak akdetmesini hoş göremiyeceğini ihsas eylediğınden Romanya Sovyetlerle birleşmek tasavvururjdan vazgeçmiştir. Kara Mehmed Hünkâra şu acı sözleri söylemekten çekinmedi: «Av ve kadın sevgisi seni bir gün tahtından düşiirecektir» İlkin şu bizim harem takımmı görüp görmediğini söyle. Sonra bıldıklenni anlatl Küçük Sipahi için taşı tam gediğe koymak sırası gelmişti. Bu zevkin şerefine Hünkârın arzusunu yerine getirdi, iki araba ile bir sürü atlıya rasgeldiğini ve bunların nasıl olsa Burgaza ulaşacaklarını söyîedi, üstelik bir de teselli verdi: Yolda, dedi, kurt yok, çakal yok, senin hatun kişilere kimse ilişik edecek değil. Boş yere tasalanma. Ve hemen kendi tasarladığı bahse geçti: Ben Budinden gelirken Filibede Erdel Kralının elçisine rasladım, dost oldum. Herif bana bütün armaganları gösterdi. O arada bu yüzüğü gördüm, tanı dım. Gene çerez yemeğe koyulan Hünkâr, alık alık sordu: Tanıdın mı? Tanımaz olur muyum, elbet tanı dım. Sen de dikkat etseydin şu taşın ni düğünü anlardın. Çuk tuhaf konuşuyorsun çocuk. Erdel Kralının hazinesinden çıkan bir taşı sen, ben nice tanınz. Nasıl tanımayız şevketlu Hünkâr. Bu taşı o kral on beş yıl önce Serçeşme Deli Murada vermişti. Sen o yiğit adamı öldürttün, yüzüğü benimsedin. Sonra gözdelerinden Gülbeyaza verdin.. Avcı Mehmedin gözleri gibi hafızası da açılmıştı, deminden çözemediği dü ğümün zihninde birden yayılıverdiğini görüyordu. Bu açılış ona şu genc irisinin kime benzediğini öğretmekle beraber izi, izeri kalmamış birçok vakıalan da ha tırlahyordu. Bu meyanda yüzüğü de artık tanımıştı. Fakat taşa ve kafasında canlanıveren hatıralara değil, şu çocukla Gülbeyaz arasındaki benzeyişe değer veriyordu ve bunun sırrını anlamağa savaşıyordu. Içini boşaltmak ihtiyacile kavrulan küçük Sipahi, bu sırrı daha fazla kapalı bırakmadı, heyecanlı bir dille izah etti: Deli Muradın öldürüldüğü gün senin gözdelerinden Gülnüş kadın kötü bir iş ışledı, yoldaşlarından Gülbeyazı denize attı. Rahmetli babam o sırada derdli idi, kayıkla dolaşıp yüreğini avutmaya çalışıyordu. Gülbeyazın suya düşürül düğünü gördü, hemen kayıktan atıldı, kadıncağızı kurtardı, ertesi gün de kendine nikâhladı. Avcı Mehmed, şuursuz bir hareketle, elini cebine daldırdı, bir avuç yemiş alıp ağzına doldurdu ve yanaklarını şişire şişire homurdandı: Demek sen Gülbeyazın oğlusun. Onun oğluyum. Bu yüzük anamdan babama, babamdan bana geçti. Ben de geçen yıl Erdel Kralına geri verdim. Fakat Tanrınm işine akıl ermez. Işte dönüp dolaşıp gene senin eline geldi. Avcı Mehmed, ruhî bir bunalış içinde boyuna yemiş atıştırıyor ve sersem düşünceler geçirip duruyordu. Küçük Sipahi onun bu alık durumunu bir müddet gözden geçirdikten sonra bir iki adım attı, nefesini Hünkârın yüzüne hissettire ettire şu sözleri sö'yledi. İsler kötü gidiyor. Av sevgisi, kadın sevgisi seni bir gün tahtından düşürecektir. Koca bir yurd çöküp giderken sen gülüp oynryamazsın şevketlu Hünkâr, bir gün bu dediklerimin doğru çıktığını göreceksin. Lâkin işişten geçmiş olacak. Hoş, ok ta yaydan çıkmışa benziyor. Bundan sonra ne yapsan boştur. Avcı Mehmed, boğulacak kadar bol yemişle avurdlarını şişirirken o, «Allaha ısmarladık, bir gün gene görüşürüz» dedi, odadan çıktı, hızlı hızlı yürüyerek sokağı buldu, küçük İmrahorun bir başka usağa devrettiği atına atladı, îstanbula doğru yollandı. Tipi dinmişti, yıldızlar o tipiden artakalmış ve yere düşemiyerek göke mıhlanmış birer kar tanesi gibi donuk bir beyazlıkla parlıyordu. Her yer, şu zemheri gecesinin üşütücü kucağında donmuşa benziyordu, derin bir sessizlik içinde uyuyordu. Uyuyamıyan ve uyuyamıyacak olan yalnız Hünkârdı. O, karışık bir rüyadan kurtulup karısık bir hulyaya dalmıştı, parmağındakı elmas yyzüğü evirip çevirerek ve boyuna çerez yiyerek Gülbeyazı, Deli Muradı ve Deli Hüseyne ben zettiği Küçük Mehmedi düsünüyordu. Bu düşünüş acaba bir uyanıklıkla mı bitecekti, Küçük Kara Mehmedin sözleri şu uyuşuk ruhlu Hünkâr üzerinde bir mürşid tesiri mi yapacaktı? Yoksa dalâlet hidayete, gaflet intibaha gene galebe mi edecekti?.. Zannetmeyiz ki bu soruya menfi cevab vermekte tereddüd eden bulunsun. Çünkü Deli îbrahimin oğlu Avcı Mehmed elbette babasına yakışır bir adam olduğunu isbat etmekten geri kalmıyacaktı. Hayat, kana bağlıdır ve herkes, babadan anadan kendine geçen kana mağlubdur. Yeni kanun teşrinievvelden itibaren mer'iyele girecektir Teşrinievvelin bi" rinden itibaren me riyete girecek olan, ağır cezalı olmıyan meşhud suçların muhakemesi usulüne dair kanun hakkın da îstanbul Cum ~ huriyet Müddeiu mumisi Hikmet dün bir muharririmize şunları söylemiştir: « Bu kanun; Cumhuriyet Müddei. ı ı umumisi Hikmet agır cezalı olmıyan meşhuden vuku bulacak suçların; kabahatlerden bir kısmı da dahil olduğu halde heyeti umumiyesi hakkında tatbik edilecektir. Böyle bir suç vuku bulduğu zaman zabıta derhal işe el koyacak. Eğer varsa şikâyetçisinin; şahidlerinin ve suçlunun hüviyetini tesbit edici bir zabıt varakası yapacak; suçluyu derhal yakalıyacak, başka bir tahkikat yapmaksızm suçluyu evrakile birlıkte Müddeiumumiye gönderecek; Müddeiumumî sorguya çekecek; lüzum görürse derhal suçluyu tevkif edecek; yani hakkında tevkif müzekkeresi verecektir. Bazı cihetlerin incelenmesine lüzum görürse bunlan da en seri vasıta ile bitirecek; yani her ne şekilde olursa olsun suçluyu nihayet yaka landığının ertesi günü iddianame ile bir likte mahkemeye verecektir. Hâdise mahkemelerin tatil saatlerine tesadüf ederse icabı halinde Müddeiumumî mahkemeyi derhal vaziîeye davet edecek ve mah keme kendisıne verilen suçluyu muhakeme ederek duruşmasını bir celsede bitirecektir. Şayed bazı cihetlerin incelenme sine lüzum görülür ve yahud suçlu müdafaa için mühlet isterse üç günü geçmemek ve bir defaya mahsus olmak üzere duruşma ikinci bir celseye bırakılabile cektir. Takıbı şahsî istıdaname veya şikâyetname verilmesine bağlı olan suçlarda davacının veyahud şıkâyetçinin zabıtaya ağızdan yapacağı şıkâyet; şahsî dava ve şikâyetname hükmünde olacaktır. Neti ce; zabıta bu meşhud suçlarda ne tarafların ifadelerini, ne suçlunun sorgu sunu, ne de şahidlerin şehadetlerini dinlemek salâhiyetini haiz değildir. Bu suçlulann evrakı istintak dairelerine uğramadan mahkemeye gidecektir. Bu kanuna göre verilen tevkif kararlarına itiraz edilemiyecektir.» *** VÎLÂYETTE Defterdarlık kadrosu îstanbul Defterdarlığının malî teşkilât kadrosu Maliye Vekâletinden îstanbul Vilâyetine gönderilmiştir. Bu kadronun yüksek dereceli memurları Vekâletçe tayin edilmiştir. Tâli derecedeki memur lann tayini burada vilâyetçe yapılacaktır. MÜTEFERRİK Havacılık haftasmda yapılacak teberrular 30 ağustostan 5 eylule kadar devam edecek olan havacılık haftasmın ilk gününde bütün ticarethaneler kazanclarını Hava kurumuna teberru edeceklerdir. Posta müteahhidlerinin kefaleti Posta müteahhidlerinden alınacak idarî kefalet miktarının mutedil bir nisbet dahilinde takdiri Dahiliye Vekâletince alâkadarlara tebliğ edilmiştir. * Küçük Kara Mehmed Istanbula büyük bir ümid ve büyük bir sevinde girdi. Umid, nefsine itimaddan doğuyordu ve paşa babalığının kendine sağlık verdiği hocalarla çarçabuk uyuşup medreseleri, tekkeleri padişah aleyhine ayaklandıra cağını umuyordu. Bütün orta çağda olduğu gibi, Onyedinci, hatta Ondokuzuncu asırda da mesçid ve kilise, sahlanmış ihtirasların dili idi. Kin, hırs, ikbal ve servet istihası ayaklanınca din ağzile konuşuyordu. Yumruk, pençe, tırnak ve kılıç, ancak bu dilin konuşmaya baslamasından sonra harekete geçerdi. Bizans tarihinin her sahifesini siyahlaştıran isyanlarda olduğu gibi Osmanlı tarihini karartan ayaklanmalarda da kılavuzların hep din adamları olduğu görülür. Bizans Imparatorlarını sık sık ölüme mahkum eden patrikler ve papazlardır. Osmanlı padisahlarının katline, hal'ine ve hapsine fetva verenler de hocalardır. Festival heyetleri Balkan festivaline iştirak edecek Ru men heyeti Prenses Mari vapurile 28 ağustos cuma günü şehrimize gelecektir. Yirmi kişiden mürekkeb olan Rumen heyeti profesör Dubreskonun reisliği altındadır. Festival için şehrimize gelmiş olan Artvin musiki ve dans heyeti, dün sabah yanlarında mihmandarları olduğu halde Konservatuara giderek Konservatuar müdürü Yusuf Ziyanın nezareti altında ilk provalarını yapmı«lardır. Memurların harcırah işleri Vekiller Dolmabahçe sarayında Başbakan General İsmet Inönü dün Heybeliden îstanbula inerek Dolmabahçe sarayına gitmiş ve Atatürke mülâki olmuştur. Dahiliye Vekili Şükrü Kaya, Hari ciye Vekili Tevfik Rüştü, Maarif Vekili Saffet. Nafıa Vekili Ali Çetinkaya da dün Dolmabahçe sarayına gelmişler Küçük Kara Mehmed de bu an'aneye dır. saygı göstermek ve paşa babalığından alTarihî eserlerin bakımı için dığı öğüde göre davranıp hocaları ayakTarihî bakımdan büyük değeri olan landırmak istiyordu. Fakat o güne kadar her türlü antikaların ve tarihî eserlerin «ülema» takımından tek bir adamla te korunması işlerinde vazife alacaklara mas etmemişti. Sarık ona, tutsaklık alâkılavuzluk etmek üzere Kültür Bakanlımeti olan ip veya zincir gibi soğuk geliğınca bir kitab hazırlanmış ve alâkadar yordu. Hocaların kudretini hissetmiyor lara gönderılmıştır. değildi. Lâkin bu duyus ve seziş, onda Prag elçimiz geldi beyaz bir kâbus tesiri yapıyordu. Çünkü Prağ elçimiz Yakub Kadri mezunen düşmanla çarpışan yiğitler arasında hoca şehrimize gelmiştir. görmemişti ve koca Türk ilini binbir savaşla kuranlar içinde bir tek hoca bulunBir otomobil kazası duğunu da görmemişti, öyle iken onlar, Osmanbeyde Nışastaciyan apartımam o hocalar vezirlere el öptürüyorlardı, kapıcısı Antranik dün sabah Osmanbeyen ünlü savaş erlerinin önünde yürüyor den geçerken 2371 numaralı otomobilin lardı ve hele sofralarda "kimseye kaşık altında kalarak ağır surette yaralanmışhakkı vermiyorlardı. tır. Şoför kazayı yaptıktan sonra süratle Hocalara gösterilen saygınm onlardaki yüksek bilgiden ileri geldiğini duyu vak'a yerinden kaçmıştır. Yaralı kanlar yordu. Fakat bu bilginin ne olduğuna içinde Sişli hastanesine kaJdırılmıstır. akıl erdiremiyordu. Düşman orduları CiKÜLTÜR tŞLERl ğerdelende babasını yakarken, Usturgon Yüksek Tedrisat müdürünün kalesini bedava alırken, Budini zelzelemeşguliyeti ye verirken bilgilerini ortaya döküp te Maarif Vekâleti Yüksek Tedrisat Türke yâr ve hizmetkâr olmıyan hocalamüdür vekili Cevad, dün Güzel San'at rın hangi işte ve ne bicimde işe yarıyacaklar Akademisine giderek orada bir müdlarını bi» türlü kestiremiyordu. \Arkası var\ det meşgul olmuştur. Orta mekteb müdürleri Çekoslovakyalı izcilerden bir kafile şehrimizde Yeni açılan ortamekteblerin müdür lüklerine tayin edilenlerin isimleri dün, îstanbul Maarif Müdürlüğüne bildiril miştir. Süleymaniye ortamektebi müdürlüğü ne ve ilâveten tabiiye muallımliğinc Da vudpaşa ortamekteb müdürü Adnan, Bakırköy ortamektebi müdürlügüne İstan bul kız ortamektebi müdürü Nazım, Beykoz ortamektebi müdürlügüne Diyarbe kır lisesi tabiiye muallimi Ekrem tayin edilmişlerdir. Haydarpaşa lisesi müdür muavini Halid de, Ada erkek lisesi müdürlügüne tayin edilmiştır. Harcırah tahsisatının bütçede az ol ması itibarile kat'î zaruret hasıl olmadıkço tali memurların nakıl ve tahvıüeri ciAvusturyadan sonra şimdi Macaristahetıne gidılmemesı Dahiliye Vekâletin nın dahi yeni bir vaziyet almakta olduğdden alâkadarlara bıldırılmiştir. nu görüyoruz. Avusturya gibi şimdiye ŞEHİR tŞLERÎ kadar siyasî emellerini ve mukaddera tını İtalyanın yardımına bağlamış olan Nafıa Vekili Belediyede Macaristan, İtalyanın orta Avrupada Nafıa Vekili Ali Çetinkaya dün Be Almanyaya meydanı serbest bırakması lediyeye gelerek Vali ve Belediye reisi üzerıne yeni bir hattı hareket tayin et Muhiddin Ustündağla Istanbulun nafıa mek zarureti karşısmda kalmıştı. Fakat Macaristanda hükumet partileri arasında işleri üzerinde görüşmüştür. şiddetli tefrika ve zıddiyet bulunduğun Lise tahsili olmıyan Beledi dan bunların birleşip yeni bir politika tayeye alınmıyacak kib etmeleri kolay değil ve zamana muhLise mezunu olmıyanların Belediye tac bir iş idi. merkez bürolarına, Belediyeye bağlı Son gelen telgraflar Macaristandaki müesseselerde memuriyete tayin edilme partilerin yeni politika üzerinde anlaştıkmesi ve vuku bulacak münhallere mün lannı bildiriyor. Bunlar tarafmdan neşhasıran lise veya yüksek mekteb mezun rolunan müsterek bir beyanamede yeni larının tayin edilmesi Belediye şube politikanın esaslarj. şu suretle izah edil Diğer kanunlar lerine tamim edilmiştir. miştir: «Avrupa faşist ve faşizm aleyhDiğer taraftan gene teşrinievvelin bi tan diye iki tarafa aynldığı zaman Marinden itibaren iki kanun daha mevkii Kasablar arasındaki rekabet Belediye, serbest iş yapan kasablarla, caristan faşistler tarafında bulunacaktır. meriyete girecektir. Bunlardan biri 3006 Macaristan, Trianon sulh muahedesini numaralı kanundur. Bu kanun; ceza u Kasablar şirketine dahil olanlar arasında değiştirmek için Almanya, İtalya, Avussulü muhakemeleri kanununun 1 16 mad mevcud rekabet hakkındaki tahkikata devam etmektedir. Tahkikatın hukukî cep turya, Macaristan ve Lehistan arasında desini tadil etmektedir. bir blok ve teşriki mesai tesisine çalışma Ikincisi de; ceza kanununun 143 hesi ikmal edılmiş ve gayrımeşru bir nok lıdır.» maddesini tadil eden 3038 numaralı ka ta bulunamamıştır. Bugün naklıyat taraBu beyanname, Macaristanın Avus nundur. Heyeti umumiyesi itibarile bu fı tahkik edilecektir. Maamafih Belediturya gibi tamamile Almanyaya itimad kanunda cezalar fazlalaştırılmıştır. Bil yece, nakliyat içinde gayrimeşru bır nokeylediğine ve bu devletin rejimleri birbihassa katil suçlarının cezaları artmıştır. tanın bulunacağma ihtimal verilmemek rine yakın devletlerle birlikte çalışaca^ına Meselâ; evvelce kasden katillerde 15 se tedir. Fotograf sergisi kapandı şüphe bırakmıyor. Macaristanda artık neden 18 seneye kadar ceza verilirken yalnız Başvekil General Gömböşün de yeni kanunda bu ceza 21 seneye çıkarılTaksimdeki fotograf sergisi dün ak ğil, şimdiye kadar kendisine muhalif ve mıştır. Hapisanedeki mahkumlann mah şam kapanmıştır. Büyük bir muvaffaki hasım bir vaziyet alan sağ partilerin ve kumiyet müddetlerini ne şekilde geçire yet kazanan bu sergiyi binlerce kişi görliderlerin dahi Almanya blokile birlikte cekleri hakkında da yeni kanunda tadil müştür. Sah günü saat dörtte gene ayni hareket etmeğe ve Macaristanın mukadedılmiş bazı ahkâm vardır. Her üç kanu binada karikatür, eski ve yeni mizah gaderatını bu zümreye bağlamağa karar nun da 1 teşrinievvelden tatbikını temin zeteleri sergisi açılacaktır. verdikleri anlaşılıyor. edecek tedbirler alınmıştır. Münhal Belediye Orta Avrupadaki vaziyetin değişmesi müdürlükleri Çekoslovakyanın politikasına tesirini gös' CEMİYETLERDE Münhal bulunan Belediye levazım ve termekten hâJi kalmadı. Avrupanın en Otelciler idare heyeti siçimi muvazene şubeleri müdürlüklerine D a büyük diplomatlanndan biri olan Cum Otelciler ve Hancılar cemiyetinin yeni hiliye Vekâletince Ankara merkez teş hurreisi M. Benes son beyanatmda Çe * idare heyeti için yapılan seçimde ekseri kilâtından, biri de kaymakamlardan ol koslovakyanın Moskovaya çok bağlan yet olmamıştır. Bunun üzerine seçimin mak üzere iki kişinin tayin edilmesi te dığı haberlerini tekzib etmiş ve en ziya28 ağustosta tekrarına karar verilmiştir. karrür etmistir. de ehemmiyet verdiği mesele, Almanya Çek münasebatı olduğunu söylem'f, Fransanın Almanya ile anlaşması Çe koslovakya için hayatî bir ehemmiyeti haiz olacağmı kaydetmiştir. Bu sözîer Çekoslovakyanın uzlaşma ve anlaşma taraftan olduğunu göstermektedir. Hulâsa orta Avrupa ahvali dikkate şayan bir inkişaf arzetmektedir. Hava tehlikesine karsı korunma Muharrem Feyzi Togay Cumhuriyet Nüthası 5 Kuniftnr Dünkü toplantıda bulunanlar Dün, Vilâyette îstanbul Vilâyeti dahilindeki kaymakamlar Dahiliye Vekâ leti Seferberlik şubesi müdürü Hüsameddinin iştirakile ve Vali muavini Hudainin riyasetinde bir toplantı yapmışlar ve hava tehlikesine karşı korunma işini konuşmuşlardır. Hüsameddin, Vekâletin noktai nazarını izah etmi§ ve bir mesai programı hazırlanmıştır. Akşehir mektebi sergisi Akşehir ortamektebi talebelerinin bir sene zarfında vücude getırdikleri resim ve el işleri, Eminönü Halkevinde bir ser gi halinde teşhir edilmektedir. Sergide bilhassa talebelerden Mahmudun yap tığı Atatürk ve sporcu kız tabloları be ğenilmiştir. Şimdiye kadar sergiyi ikı bin kişi gezmiştir. şeraiti i {va Senelik 1400 Kt. tTOO Kr. Altı aylık 750 1450 Üç ayhk 400 800 Bir ayhk 1SO yoktur Dün fehrimize gelen Çekoslovakyalı izciler Dün, Prençipeza Maria vapurile şehrimize Çekoslovakyalı kız ve erkek izcilerden mürekkeb bir kafile gelmiştir. Çekoslovakyalı izciler şehrimizde birkaç gün kalacaklardır.