15 Ağustos 1936 CUMHURİYE1 Çocuk Masalları ÎÎH3iîJJÎÎ0Ylîu»îJîîö3îuîîîlMJ&^ \ • (;>; Nes'eli olun! Ruhu tazelerse sevinc, Kalbin zehiri keder!.. Ey çocuk!.. Ağlama hiç, Ağlamak hasta eder!.. * Gece, gündüz her zaman Eğlenmeli, gülmeli!.. Neş'esiz bir çocuktan Daha dincdir neş'eli!.. Somurtanlar her vakit Ya yoksul, ya sinsidir!.. Yahud da zekâsı kıt, Ahmağın birisidir!.. * Eğer çok özlediğin Bir dilek olmuyorsa; «Olacak..» diye sevin, Sakın hiç etme tasa!.. tTAHATlEİGMg Cehennemler içinde buz dağları FAYDAll BİLGİLER | Kahve sarfiyatı Dünya yüzünde kahvenin en çok çıktığı yer bilirsiniz ki Brezilyadır. Fakat buhran yüzünden diğer birçok eşya ve mahsuller gibi o da satılamıyor. Brezilyalılar, kahvelerinin sürümünü temin için cihanın dört bir köşesinde muhtelif memleketlerdeki insanların nekadar kahve içtıklerini inceliyen bir hesab meydana çıkarmışlardır. Bu hesaba göre senede, adam başma Felemenkliler 7 kilo 700 gram, İsveçliler 5 kilo 400 gram, Belçikalılar 4 kilo 300 gram, şi malî Amerikalılar 4 kilo, İsviçreliler 3 kilo, Fransızlar 2 kilo 800 gram, İtal yanlar, İngilizler bir buçuk kilogram, Türkler ise 300 gram kahve sarfetmek DEVLER MEMLEKETİNDE Turgud, Emel, Sinan ve Meral çok tanberi devler memIeketine bir seyahal yapmak istiyorlardı. Bir gün nihayet Turgud bu gezinti '/ı nın bir yolunu bul du. Arkadaşlarını toplayıp yakınlar daki sık ormanin i çerisine daldı. Az gittiler, üz gittiler, dere tepe, düz gittiler, birçok memleketler aştık tan sonra gayet geniş bir meydanın or* « ! : « , tasında boş ve kocaman bir ev bulduklarından çok mem nun oldular. Çünkü yorgunluktan halleri kalmamış, açlıktan mideleri harab olmuştu. Oraya girip biraz dinlenmek, azık torbalanndaki kumanyadan yemek pek hoşlarına gidecekti. kaldılar. Dün gece ev diye girip rahat raKeder eden boş yere hat uyudukları yer meğer, devin eldiveni Üzüntüden yorulur!.. değil miymiş. Gün gelir, birdenbire Neyse, Elkıran başkesen biraz kendini Çünkü dileği olur)!.. topladıktan ve uyku sersemhğini geçir dikten sonra: Fakat evin inşa tarzı çok garibdi. Ka Mademki, dedi, bizim diyara miSomurtan çocuk kış, yaz pısı binanın kendisinden daha genişti. î safir geldiniz, gelin size yurdumuzu gez 11 Çirkin bir yüzle gezer!.. çeride beş tane uzun koridordan maada, direyim. Hem kendisi tad duymaz, ne oda, ne sofa, ne de salon, hiçbir şey Hepsinin küçiiğü Sinanı alıp başmın Hem bafkasım üzer!., yoktu amma, onlarm böyle ince nokta üstüne koydu. Emeli sağ omzuna, Me * lara dıkkat edecek vakitleri ve kudretleri rah sol omzuna oturttu. En büyükleri Hiç dolaşmayın küskün, olmadığı için karınlarını tıkabasa do Turgudu da kucağına aldı. yurduktan sonra hemen yatıp uyudular. Duyun herşeyden sevinc!. Bu suretle eğlenceli bir yolculuktan Geceyarısı müthiş bir zelzele gürültü sonra devler diyarına vardılar. Burada Şarkı »öyleyin hergün, sü gibi birşey koptu. Dört seyyahın dör herşey bizim memleketımızle ölçülemiyeOlursunuz daha dinc!.. dü birden neye uğradıklarını bilmiyerek cek bir azamet ve dehşette idi. Orada gündüz girmiş oldukları binadan dışarı kendilerini nezaket gösterip te huzurla fırladılar. Turgud elinde her zaman ta rına kabul eden büvük adamlarla görüşşıdığı büyük sopa ile kendilerine karşı mek ve ellerini sıkmak için daima Elkı yapılacak herhangi bir hücumu defede ran başkesenden istifade ediyorlar, her Bu ne sürat! bilecek şekilde kahramanane bir vaziyet biri onun kucağına çıkmadıkça berikile Amerikada Kanadamn Toronto eyaalmıştı. Küçük maceraperestler bir müd rin ne sözlerini işitebiliyorlar, ne de kol letinde bir mühendis 100 metrp murabdet o halde kaldıktan sonra ortada bir lanna yetışebılıyorlardı. baı genişliğinde bir arazi üzerinde yeşey göremeyince tekrar yerlerine girip udi odalı, potrelleri çelık, direkleri si Çeşmelerinden su içmek için mutlaka manarme, duvarları, tavanları diğer evzandılar. Heyhat, uyumak ne mümkün.. duvara bir merdiven dayıyorlar, köprü ler gibi muntazam bir bina vücude geKuvvetli bir gürültü onları sabaha ka lerini, sokaklarını ancak birkaç ay yürü tirmiştir. Getirir ya, bunda şaşacak ne dar rahatsız etti durdu. dükten sonra baştanbaşa katedebiliyor var, diyeceksiniz. Her gün bu şekilde Turgud, Sinan, Emel ve Meral çok lar, sofranm üzerine çıkıp çorba kâsesinin dünya üzerinde binlerce inşaat yapılı fena geçirdikleri bu gecenin ruhlarına ve yahud kayık tabağm dibine kendileriverdiği asabiyet ve kızgınlıkla kalkıp yone mahsus olarak yaptırılan iskemlelere la düzüldüler. Bir ağacın dıbinde ken oturmadan bir lokma yemek yiyemiyor dilerinin beş on misli kocaman bir gövlardı. deye sahib birinin horuldıya horuldıya Yatarken bir baş yastığının üzerine uyumakta olduğunu gördüler. dördü de sıra ile dizilip uzandıklan halAnladılar ki kendilerini bir gökgürülde gene geri tarafta boş yer kalıyordu. tüsü gibi bütün gece rahatsız eden bu aHele mobilyalann, çamaşır dolablarıdamın hırıltısıdır. Turgud elindeki sopa nın içinde bir karınca gibi vıcır vıcır do ile hızlı hızlı bu nezaketsiz uykucunun kafasına beş on darbe indırdi. Uyuyan laşabiliyorlar, saklambac oynuyorlardı. adam güç halle gözlerini açarak şaşkın Devlerin hamamlarındaki kurnalar on lara bir deniz, taslar birer yüzme havuzu şaşkın etrafa baktı. gibi geliyordu. Oralarda bol bol müsa Turgud sordu: bakalar yapıyorlardı. Kimsin sen? Amerika kıt'asının şimalindeki Alaska yarımadası vaktile Ruslarındı. 1867 senesinde Amerikalılar bunu satın aldılar. Bu yarımada bizim Türkiyenin arazisi nin iki mislinden fazla bir büyüklükte olduğu halde ancak 55 bin nüfusa sahıb • dir. Çünkü iklımı hem fazla sıcak, hem fazla soğuk, hem de berbaddır. Üzeri yüksek, siyah, çıplak, buzlu ve ateşli dağlarla kaplıdır. Bunların içerisinde MakKinley tepesi gibi yüksekliği 6237 metroya baliğ olanları da vardır. Bu ya r nmadada 1912 senesinde müthiş zelzele hararet derecesi (100) e kadar çıkıyorler oldu, yeniden bir takım yanardağlar du. Halbuki o noktalardan uzaktaki buz meydana çıktı. Müthiş çukurlar, tüneller dağları da pek güzel seçilebiliyordu. Buaçıldı. Oralara da gayet büyük buz küt nun için hava boğucu bir rutubetle yüklü leleri doldu. Yanardağlardan fışkıran idi. küller, lâvlar aylarca bir yağmur halinde Âlimlerin anlattıklarına göre o civarın etrafa yağdı. Buzdağlarının erimesinden manzarası cidden bir cehennemi andırı hasıl olan nehirlerin üstünü kaplıyan bu yormuş. Her taraf, duman, sıcak, kükürd küller onlarm uzun müddet simsiyah ak kokuları içinde.. Her dakika müthiş gü tedirler. Fakat bu istatistik acaba malanna sebebiyet verdi. Bu kıyamet va rültülerle şiddetli zelzeleler oluyor, dağ ru mu? ziyetine rağmen oralara bir takım âlim Iar yıkılıyor, topraklar yanlıyormuş! î Niyagarada fazla ışık kafileleri giderek tetkikatta bulundular. lim adamları ne fedakâr insanlar ki, ba Amerıkadaki meşhur Niyagara şelâle Sade 200 kilometroluk bir saha dahilin zan böyle ölümü, hatta ölümden beter lerinin seyyahlar ve ziyaretçiler tara de tam 10,000 küçük yanardağ pence zahmetleri göze alarak medeniyete hiz fından iyı görünebilmesi için etrafma konan büyük projektörlerin kuvvetli resi meydana çıkardılar. Bazı yerlerin met için çalışıyorlar. ziyaları son zamanlarda azaltılmıya baş lanmıştır. Çünkü orada vaktile 1,530,000 mum kuvvetinde olarak termn p<nr> Bilmeceyi çözenler X v. ı \\ Ijnerakh V.U,I i olan ÜÜ ışık birçok seyyahlarm gozie" rmde hastalıklar olmasma sebebiyet verdiği gibi geceleri ziyaretçi taşıyan bazı küçük vapurlara da yollarını kay bettirip onları tehlıkeye uğratmıştır. Bu dünya ne garibdir, bazan medeni yetin bizi götürdüğü noktayı fazla ıleri bularak. geri dönmeğe mecbur kalı voruz!! Çocuk portreleri •»* H* *î* Ben mi?., Ben bir devim. Günler, aylar, seneler geçti. Dördü de yor. Fakat mesele öyle basit d*ğıl, mü Dev olduğun zaten boyundan bodevler memleketine pek ziyade alışmış hendis bu binayı üç buçuk saat içinde sundan belli idi.. Adın ne? Adım, Elkıran başkesen.. Peki siz lardı. Kendilerinin daima küçüklükleri kurup bitirmiş. Yalmz ne var ki, her ni, acizlerini hissetmekle beraber oradan türlü levazımatını ölçüp biçip ona göre ler kimlersiniz.. hazır etmiş. Ne olsa gene bir rökor. Biz, sizin memleketinizi ziyaret et bir türlü aynlmak istemiyorlardı. Lâkin Hem de bina yağmura, rüzgâra karşı mek istiyen bir seyyah kahlesiyiz.. Be bu dünyada iyi veya fena herhangi bir gayet dayanıklı imiş. nim ismim, Turgud.. Müsaadenle öteki şeyin ebedî olarak devam etmesi kabil Boynuz madeni leri de takdim edeyim.. Emel, Meral, Si mi? Rusyanın ^imalinde Siberyada yeni nan.. Turgud bu sıcak yaz gününde uzan döşenen bir demiryolu için icab eden Elkıran başkesen, kalkıp gerinince or mış olduğu divanin üstünde dalmış ol kazılar yapılırken yiizlerce metro ge taya Galata kulesinden daha geniş bir duğu tatlı rüyadan, denizden acı acı ak niş ve yüzlerce metro derin bir saha vücud çıktı. Dev sağına soluna göz gez seden vapur düdüğünün sesile birdenbire dahilinde müthiş bir boynuz madeni dirdikten sonra kenarda dün gece bizim uyandı. Hemen koşup arkadaşlan Sinan, keşfedılmiştir. Şimdi siz gözlerinizi aseyyahların konaklamış olduklan binayı Meral, Emele bu macerayı anlattı. On çacak ve yün tarlası gibi, boynuz ma avuçhyarak: lar da bu seyahati hakikaten yapmışlar Hay Allah müstahakımzı versin, kadar büyük bir sevincle el çırpıp, hora teptiler ve üç defa Turgudun şerefine dedi, eldivenimi berbad etmişsiniz.. Turgudla arkadaşları hayretten dona «Şa!. Şa! Şa!» diye haykırdılar. Bilmeceyi doğru çözenlerden bize fo han 5 Dimitraki Rosopulo. toğraf gönderenlerm resimlerini bas 8 Bursa erkek orta okul 99 Lutfı mıya devam ediyoruz. Fakat burada Özcan. resmi çıkmak mutlaka hediye kazan 9 Kayseri dördüncü işletme kalemi mış olmaklığa delâlet etmez. Soldan memurlarmdan Nacinin oğlu Ayhan sağa sıra ile: Akıncı. 1 Çorum Kültüf Direktörünün oğ 10 Erenköy dördüncü ilk okul 87 lu Muzaffer Kucaak. Nusrat. 2 Kayseri Camiicedid mahallesi 11 İstanbul İthalât gümrüğü mu Alâeddin Kösekuday. hasebe şefi Vehbinin oğlu Adil Tonak. 3 Adana Erkek lisesi 210 Ahmed 12 Beyazıd beşinci ilk okul 346 Kılıçlı. Umran. 4 Trakya Saray ilk okulu Sara 13 Burdur Sıhhat müdürü oğlu SüMalkoç. ha Göksu. 5 Gemlik Osmaniye Demirsubaşı 14 Mersin Çankaya okulu 266 Selmahallesi Ömerin oğlu Utkan Merâl. ma. 6 Konya Askerî orta okul 4636 Or15 Bursa debağ Ahmed kızı Meliha han. 7 Beyoğlu Aynalıçeşme Reşad Paşa Heper. Kuzguncukta Muallâ Uzkınay YAZISIZ HiKAYE 1 | 3 5 4 6 (Saç lı la ma ma ma) Şu altı heceden her birini üstteki cetvelin altı gözüne o suretle yerleştiriniz ki birinci gözden altmcı göze doğru o kunduğu zaman söylenmesi güç bir fiilin menfi emri meydana çıksm. Bilmeceyi doğru halledenlerden bi rinciye beş lira, ikinciye iki lira, üçün , cüye münasib bir hediye takdim olunacak ve ayrıca diğer yüz kişiye muhte lif mükâfatlar verilecektir. Cevabların yukarıki cetvelin üzerine „ yazılarak ağustosun sonuncu gününe ( kadar «Cumhuriyet Çocuk Sahifesi» adresine gönderilmesı şarttır. Bu şart ' lara riayet etmiyenler hediye kazana ! mazlar. Bilmeceyi doğru çözenlerden bize fotoğraf gönderenlerin resimlerf de gazeteye basılır. 1936 aenesi yeni model otomobillerden biri deni olur mu? diyeceksiniz. Olur ya.. Sizin maden, daha doğrusu maden kuyusu ismini verdığiniz nedir. Vaktile her ne şekilde olursa olsun, toprağın altma karışıp orada gizli kalmış ve sonradan çıkarılmış şey değil mi? İşte bu boynuzlar da orada asırlarca evvel bir zelzele neticesi yarılan toprağın içine girip mahvolan ve şimdi yeryüzünde nesillerine tesadüf olunmıyan bir takım hayvan sürülerine aidmiş. Nasıl, bu işe boynuz madeni demekte haklı mıymısız! Baba oğul Olimpiyadlarda