CUMHURİYET 24 Temmuz 1936 [ Şehlr ve Memleket Haberleri 1 Boğaz Komisyonu Tarihî tefrika: 102 M. TURHAN TAN Siyasî icmal 6 * Gimeş, ricat yolunun^ fecaatini tüyler ürpertici bîr vuzuhla aydınlatıyordu! Yakında tasfiye işine başlanıyor Montrö muahedesile ilga edilen Bo ğazlar komisyonu reisi Amiral Mehmed Alinin istifa ettiği teeyyüd etmiştir. Amiral Mehmed Ali dün bir muhar rırimıze şunları söylemıştır: « Yeni Boğazlar mukavelesile Boğazlar komisyonu ilga edildi. Ben de buradaki vazifemden istifa ettim. Bununla L^raber komisyon işleri tasfiye edilinciye kadar orada vazifeme devam ede ceğim.» Esrar satan Hamur ekmekler arabacı yakalandı Fena ekmek çıkaran fıArabanın döşemeleri arasmda 6 kilo esrar bulundu Kadıköyünde Kurbağalıderede Hürriyet sokağında oturan ve arabacılık eden Cevadın esrar satıcılığı yaptığı hakkında polise bir ihbar vuku bulmuştur. Bunun üzerine memurlar cevadı takibe başla mışlar... Cevad, dün arabasile Göztepe Is tasyon caddesine bir müşteri götürmüş ve Kadıköyüne dönmüştür. Yolda polısler arabayı durdurmuşlar ve üzerini arama* ğa başlamışlardır. Cevadın üzerinde bir şey bulamıyan polisler, bunun üzerine arabanın içini aramışlar ve müşterilerin oturmasma mahsus yerin altında 6 kilo 500 gram esrar bulmuşlardır. Arabacı ve esrarcı Cevad esrarlarile birlikte emniyet kaçakçılık bürosuna teslim edilmiştir. Hakkında tahkikata de \am edilmektedir. Londrada Uçler konferansı endeki gayriaskerî mmtakanın, Alman ordusu tarafından işgal ve tahkimi üzerine bozulan Lokarno muahedesinde imzası bulunan devletlerden İngiltere, Fransa ve Belçika, dün Londrada bir konferans akdettiler. Esasen bu konferansm Brükselde akdi Milletler Cemiyeti meclisinin son toplantısı münasebetile kararlaştırılmıştı. Bu iç* timaa İtalya dahi davet edilmişti. Brüksel' konferansında dört devlet, Almanyaya karşı takib edilecek hattı hareket üzerinde uzlaşüklan takdirde bu konferansa Almanya dahi davet edilecekti. Fakat İtalya, Boğazlar konferansîna iştirak etmediği gibi, Brüksel konferansîna da iştirak etmiyeceğini resmen haber verdi. İştirak ermemesine başlıca sebcb olarak Almanyanm bidayette davet dilmemesi ve Almanyanm gıyabında en ziyade bu devletin alâkadar bulunduğu bir mesele üzerinde görüşemiyeceğini bildirdi. îtalyamn imtinaı üzerine, ingiltere dahi Brüksel konferansının toplanmasında bir mana ve fayda olamıyacağı mütaleasında bulunmuştu. Belçika dahi Ingiltereain bu fikrine iltihak etmişti. Lâkin Fransa, Ren mıntakasının işgali üzerine Almanyaya karşı alınacak tedbirierin müzakeresinin mütemadiyen tehir edildiğini ve Almanyanm evvelki konferans larda kararlaştınlan ve İngiltere tarafından sorulan suallere hâlâ cevab vermediğini ileri sürerek konferansın, İtalya iştirak etmese bile toplanmasında ısrar eylemişti. Bu ısrar karşısında, îngiltere evvelki fikrinden ayrılmağa mecbur kalmıştır. Bununla beraber İngiltere, konferan sm Almanya ve îtalya aleyhinde hasmane bir maksadla toplanmadığmı ihsas etmek üzere, konferansın Brüksel yerine Londrada toplanmasına Fransa ile Belçikayı ikna ermiştir. Bundan başka kon * feransm toplanacağını ve buna aid tebliğini, İngiltere hükumeti, Almanya ile îtalyanın Londradaki sefaretlerine resmen bildirmiştir. Bu suretle hareket etmekle ingiltere, Londra konferansında, Almanya ile Italyanın aleyhinde ve zaranna bir karar verilmiyeceğini ve müzakerenin cereyanından haberdar edileceklerini iki büyük devlete anlatmış oluyor. Konferansın toplanacağına aid tebliğde, Avrupa sulhunu umumî bir tesvıye suretile kuvvetlendirmek maksadile bu günkü vaziyetin tetkik edıleceği bildirilmiştir. Bu tebliğin umumî cümlelerle ifadesinden maksad, gene, Almanya ile Italyaya karşı sarih bir husumet fikri olmadığını anlatmaktır. İngilizlerin telâkkisine göre, Londrada üç devlet mümessilleri nın toplanması, ileride, Almanya ve îtalyanın iştirakile toplanacak büyük Lokarno konferansı için, zemin hazırlamak maksadını gütmektedir. Belçika dahi bir derece İngiltere ile bir fikirdedir. Fakat, Fransa, Londra konferansîna,, büsbütün başka maksadlarla gelmiştir. Bu devlet herşeyden evvel ingiltere, Fransa ve Belçika arasında askerî bir blok istiyor. Almanyanm kendisinden sorulan suallere cevab vermemesi üzerine, bu üç devletin askerî ittifak yapmaları Fransanın telâkkisine göre, artık bir za rurettir. Fransa, Londrada, üç devletin evvelâ kendi aralarında yeni Lokarno anlaşmasının esasları kararlaştırılmasını ve bu anlaşmanın eski Lokarno misakı gibi dar bir sahaya münhasır kalmayıp bilâkis bütün Avrupada sulhu sağlamlaştıracak surette şümullü ve umumî olmasmı istiyor ve bunun için gelecek eylulde toplanacak büyük konferansa Sovyet Rusyanın da davet edılmesi lüzumunu telkin ediyor. Almanya, Londra konferansını mem nuniyetsizlikle karşılamıştır. Böyle bir konferansın kendisinin ve İtalyanm iştiraki vaki olmaksızın toplanmasile gene Almanya^ı emrivakiler ve hazir kararlar karşısında bırakmak gayesinin güdüldüğü kanaatindedır. İlerideki büyük konferansa, Sovyet Rusyanın daveti tasavvuru ise Almanyada gayet derin bir infial uyandırmıştır. Londra konferansı İtalyada dahi iyi karşılanmadı. İtalya, böyle bir konfe ranstan müspet bir netice olacağına inanmıyor. Müşterek emniyet esası üzerinde İtalyanın hiçbir plân hazırlamadığı da bu münasebetle ilân ^dilmiştir. Londra konferansı, Montrö konferansîna benze miyor. îçindeki ve etrafındaki hava hiç te müsaid değildir. îngilterenin bütün emeli, Fransa ile Almanyayı uzlaştırmaktır. Bu iki büyük devletin menfaatleri Ren hu dudlarına münhasır olsaydı mesele, ko • layca halledilebilirdi. Fakat, Fransa, Orta Avrupadaki müttefiklerini ve yeni müttefiki Sovyet Rusyayı da korumak iste diğinden ve Almanya ise Orta Avrupada ve Şarkî Avrupada serbestisini tahdid etmeğe hiç yanaşmadığından İngilterenin tavassut rolünden büyük bir netice bekle rıncılar tecziye edilecek İyi pişmemiş, kalitesi fena ekmek çı kardıklarından dolayı haklarında zabıt tutulan on fırıncı Belediye tarafından mahkemelere verilmişti. Sulh mahkemeleri, ekmeklerin hamur çıkmasından fırıncıların mes'ul olamıyacağına hükmederek bu zabıtları iptal etmiş vc bu yüzden Belediyenin Temyiz mahkemesine müra caatine mecburiyet hasıl olmuştu. Temyiz mahkemesi, kimyahaneden aldığı rapor üzerine, ekmeklerin hamur çıkmasından dolayı münhasıran fınncılann mes'ul olduğunu kabul etmiş ve sulh mahkemele rinin bunlar hakkında tutulan zabıt va rakalarının iptaline dair verdikleri ka rarlan toptan nakzederek geri çevirmiştir. Nakız kararına göre ekmeklerin ha mur halinde ve gayrisıhhî surette imal edilmelerinden fınncılar mes'ul tutulacaklar ve para cezasına çarpılacaklardır. Fınncılann bu suçları üç defa tekerrür ederse fırıncılık yapmaktan menedile ceklerdir. Belediye Temyiz mahkemesinin bu karannı, dün bütün şubelere tamim et miştir. P Kara Mustafa Paşa, yolunu da kaybetmişti. Karanlıkta atm başını nereye ''> çevireceğini kestiremiyerck acıklı bir a varelikle dönüp duruyordu. Vaktile Sultan Süleymanın otağ kurduğu Simering köyünden sonra bu avarelik paşa döküntülcrine de bulaşb, yol üzerinde bir körebe oyunu başladı. Kâhya Bey ta kımı Viyana istikametinde yürüyorsa Hazinedar Ağa takımı onun tersine doğru gidiyordu. Düşman, kolay kazanılmış bir zaferin sevincile iktifa ederek kaçaklan kovalamıyordu. Bunda, bu harekette Türklerin ileride toplanıp yeni bir taarruza geçmelerini düşünmekten doğan korkunun da tesiri vardı. Jan Sobyeski, tesadüfün başına koyduğu şeref tacını bir gece yürüyüşile karanlığa kaptırmak istemiyordu. Yoksa Kara Mustafa Paşanm hali gerçekten harab olurdu ve Viyana döniişü, gene Viyananın önünde son bulurdu. Bununla beraber mağrur vezirin vaziyeti çok kötüydü, girdiği yeri bulamıyarak oradan buraya koşan ve yakalan mak endişesile kan ter içinde kalan hırsızlara benziyordu. Onun altmış gün önce Simering köyünden geçişindeki a zametle şimdi ayni köyde sürünüşü ib retle mukayese edilecek tezadlardandı. Köprülü vezirin damadı Simeringdeki Türk köşkünde ne neş'eli geceler geçirmiş, ne mağrur hulyalar işlemişti? Bu firar gecesinde ise yalnız can korkusu taşıyordu, bir ayak önce oradan savuşmak kaygusile dörtyana başvuruyordu. Fakat dediğimiz gibi yol bulamıyordu, ona ve arkadaşlarına sağlannı sollannı gösterecek tek bir mum, bir çıra yoktu. Gittikçe koyulaşan karanlıkta her taş bir düşman topu gibi korkunc görünüyordu, her çukur içinde bir alay Nemseli saklanan derin bir istihkâm hissi veriyordu. Gaflet kurbanı vezire yalnız kara bir kuruntu kılavuzluk ediyor gibiydi \e bu kılavuzun gösterdiği yol ise ancak korkuncdu. Bu avare dakikaların sonu belki düşman kucağına düşmek olacaktı. Fakat paşa döküntülerine de yaya olarak dümdarlık eden Kara Mehmed oğlıle ve nikâhlısı Bülbül Hatunla beraber Simering köyüne gelince bir Hızır rolü oynadı, korkudan körlesmis ve dılsizleşmiş olan Reisülküttab Mustafanm a damlarından birinde ateslenmemis ve daha doğrusu ateşlenmesi fazla telaşa kapılmak yüzünden hatıra getirilmemiş bir meşale bularak yaktırdı, Sadırazamla yoldaslarına önlerini secmek imkânını verdi. ( l ) Muhtesem bir tarihin aydınlattığı yolda ülkeler asan ve eski nesillerin ayak atamadığı ülkelere de ulaşmak hırsile kıt'alar dolaşan heybetli bir ordu ku mandanının canını kurtarmak için cılız bir meşalenin ölgün ısığma muhtac oluşu ne acıklı bir sukuttur?.. Kara Mustafa Pasa da iliğıne kadar perişan olmasına rağmen bu sukutun ağırlığını seziyor ve boyuna ağlıyordu. Kafile işte böyle bir yürüyüşle Viyana suyunu aştı, sabaha doğru Yanık yolunu buldu ve kısa bir dinlenmeden sonra gene yürümeğe koyuldu. Güneş, ricat yolunun fecaatini tüyler ürpertici bir vuzuhla aydınlatıyordu. Hemen her adımda bir cesed göze çarpıyordu. Mal kaçırmak kaygusile düşman önünden kaçan çapulcular, birbirlerini soymak için yolda sık sık pusular kurmuslar ve düşmana çevirmedikleri silâhı kendi yol daşlarının boğazında sınamıslardı. ÖlüIer işte bu pusu kurbanlarıydı. Fakat burada bir yoldaşını soyan katil, biraz ileride başka bir yoldasın hücumuna uğradığından gasbolunmak istenilen paralar, ekseriya yollara dökülmüs bulunuyordu. Cesedlerden çoğunun yanında, yöresin de kese kese altın görünüyordu. Metrislerden aman ve zaman bulup kaçan hastalarla dilenci takımın vaziyetleri de birer fecaat nümunesiydi. Bir deri bir kemık kalmış yarahlar, muhasara günlerinde iftarsız bir oruca mahkum kalmış dilenciler, bakımsızhktan ve yorgunluktan lâgarlaşmış askerler, değnekere dayanarak, ikide bir düşüp kalkarak hedefsiz yolculuğu can sağlığile bitir meğe çalışıyorlardı. Bunların bir kısmı düştüğü yerden kalkamıyor, bir lokma ekmek ve bir yudum su sayıklıyarak ö lüyordu. (2) Boğazlar komisyonu haziran başındanberi yaz tatili yapmakta olduğundan ilga keyfiyetine resmen muttali olmuş değil dir. Bununla beraber bugünlerde hüku metimizin muahedenin bu ise taalluk eden hükmünü usulen komısyona teblığ etmesı Kara Mustafa Paşa, kendi gafletine beklenmektedir. lânet okuduklannı sezinsediği bu perişan Boiazlar komisyonu eylul içinde bir kümelerin, bu sürü sürü kurbanların a toplanh yaparak tasfiye işlerme başlıyarasından geçerek nihayet Raycevrab caktır. Komisyonun tasfiyesi bir iki ay sulan kıyılarına erişti. Artık düşmandan kadar sürecektir. Tasfiye işi bittikten uzaklaşmış, ölümden uzaklaşmış ve beş sonra komisyon reisi Amiral Mehmed Ali aylık bir maceranın gömüldüğü sahadan baska bir vazifeye tayin edilecektir. Kouzaklaşmış demekti. Bir gün sonra Yanık misyon umumî kâtıbi Salıh te tekaüdlük kalesine varacak ve oradaki fırka ka vaziyetini muhafaza edecektir. rargâhında geniş bir nefes almak imkânını bulacaktı. MÜTEFERRtK Bu da başka bir esrarci Meşhur esrar satıcılarından sabıkalı Rasimin Galata ve civannda esrar sat mağa başladığı haber alınmış ve kaçakçı bir kahvede esrar satarken suç üstünde yakalanmıştır. Yanık, malum olduğu üzere, Avus turyalıların elindeydi. Fakat köprii başları Türklerin işgali altındaydı. Silistre Beylerbeyisi Vezir Mustafa Paşa ku mandasında dinc bir fırka, kaledeki Nemse askerini dışarı çıkmaktan alıko yuyordu. Erdel Kralı Apafi Mihal da kendi küçük ordusile orada oyalanıyor du. Sadırazam, suyu geçer geçmez korkuyu, endişeyi ve sersemliği bir yana bıraktı, ruhunda tekâsüf eden ıstırabları a vutmak için yaman bir faaliyete girişti, Silistre Beylerbeyisinin çadırında ağız tadile içtiği kahvenin son cür'ası henüz c'udaklarında titrerken gürledi: Genel Kurmay başkam Genel Kjurmay Başkanı Mareşal Fevzi Çakmak bir iki gündenberi şehrimizde bulunmaktadır. Dün bir refıkimiz Ma resal Fevzi Çakmağın Kavaklara gide rek Karadeniz Boğazında işgal edilen gayriaskerî mıntakayı teftiş ettiğini yaz mıştı. Yaptığımız tahkikat bu haberin doğru olmadığını göstermiştir. Mareşal, henüz teftişlerde bulunmamıştır. Kavaklarda teftişte bulunan Istanbul kumandanı Korgeneral Halistir. KÜLTÜR tŞLERl Kıbrısh talebe geldi Dün, Fransız Bandıralı Lâmartin vapurile 70 Kıbnslı talebe gezmek mak sadile şehrimize gelmişlerdir. Kıbnslı talebeler Istanbulda tetkikatta bulunacakIardır. ŞEHtR ÎŞLERİ Unkapanı köprüsü Unkapanı köprüsünün sökülmesi işi devam etmektedir. Dün köprünün orta dubalarından biri sökülerek Halice ta şınmışhr. iki sahilde kalan birer duba da bu hafta içinde çekilecek ve Gazi köprüsü için bu saha tamamen açılmış ola caktır. Bundan sonra iki sahilde montaj işlerine bilfiil başlanacaktır. Köy mekteblerinin kitablari Millî Müdafaa Vekili geldi Köy mekteblerinde okutulacak kitabKavun, karpuz nakli lan hazırlıyan komisyon vazifesini ik Belediye el arabalarile sokak ve cadmal etmek üzeredir. Komisyon, bu mek delerde, kavun, karpuz taşınmasmın metebler için bir kıraat bir de hesab kitabı nedilmesine karar vermiştir. hazırlamıştır. Millî Müdafaa Vekili General Kâzım Evvelki gün Izmirden şehrimize gelen Ozalp dün sabah Ankaradan İstanbula Benden önce ordudan buraya kim gelmiştir. General Kâzım öğleden sonra Kültür Bakanlığı Müsteşarı Rıdvan Nageldi? fiz, dün akşam Ankaraya gitmiştir. Tokatlıyan otelinde istirahat etmiştir. muallimler arasmVe «Budin Valisi İbrahim Paşa» ceMısırlı talebelerin zîyafeti da Söylendiğine göre, uyandıran son immemnuniyetsizlik vabını alınca mücessem gazab kesildi: Misafir Mısır talebeleri dün akşam tihan talimatnamesinin yeniden tetkiki için Ayağına, dedi, yüğrük kişi imiş, Park otelinde Türk dostları şerefine bir Bakanlıkta bir komisyon teşekkül et Becden Yanığa kuş gibi ağmış. Çağırın ziyafet vermişlerdir. Çok samimî bir ha miştir. Komisyon, talimatnamenin tetki la. kendini kutlulayım. va içinde geçen ziyafette Üniversite, Be katını bir teşrinievvele kadar bıtirecek ve Ulaklardan Çelebi Ahmed, bu emir lediye erkânı ve gazeteciler bulunmuş tahmatname derhal tatbık edilecektir. üzerine İbrahim Pasanın çadırına gitmiş îardır. Muallimler Birliğinin ve «buyurun, Vezir sizi ister» diyerek Viyana dönüşünde başlaması mukadder Kahraman Itfaiyecinin ailevaziyeti olan sayısız facialarm ilkine ebelik et sine yardım Muallimler Birliği idare heyetinden iki mişti* Geçenlerde Tepebaşındaki bir yan kisi istifa etmiştir. Maanf idaresi, tevalı ibrahim Paşa gün görmüş, birçok gında enkaz altında kalarak ölen it eden bu istıfalardan sonra birlığin faa tecrübeler edinmiş vezirlerdendi. Yaşı faıye çavuşu Şükrünün ailesme Istanbul liyetine devam edip edemiyeceğini tetkik seksenden artıktı. Viyana bozgunluğu belediyesi 1,000 lira vermek suretile yar etmektedir. gibi Osmanlı tarihinde eşi olmıyan bir dım edilecektir. Bundan başka sigorta llkmekteblere kabul edilecek hailenin üzerinden kolayca sünger ge kumpanyaları da Şükrü çavuşun ailesme talebeler çirilemiyeceğini ve bu haileden birinci nakden yardım edeceklerdır. Ilkmekteb başmuallimlerile maarif cerecede mes'ul olan Kara Mustafa PaMuhtelit hakem mahkeme memurlan, dün Maarif Müdürünün ya şanın nefsini kurtarmak için hayli canleri taşındı nında toplanarak bu sene ilkmekteblerin lara kıyacağını takdir ediyordu. Kendisi vaktile Viyanaya taarruz aleyhinde buMuhtelit hakem mahkemeleri, Şişli birinci smıflanna kabul edilecek talebe işi lunmuştu. Hâdiseler, o mülâhazanın i de Çankaya apartımanının üçüncü katına ni konuşmuslardır. Verilen karara göre, başmuallimlerle abetini ispat etmiş olmakla beraber Ka nakledilmiştir. maarif memurlan mıntakalarında topla lenberg harbinde ilkin kendi kolordusu Almanyada tıbbî etüd narak her mektebe, çocuklan kabul c bozulduğu için Sadırazamın bunu ba Mersin doktorlarından Nisaiye mütedılecek mahalleleri tesbit edeceklerdir. hane yaparak eski hıncını tatmin etmek hassısı Yakub Aslan etüd yapmak üzere istiyeceğini de anlıyordu. Bu sebeble birkaç ay için Almanyaya gitmiştir. yapılan davete icabet etmemek ve kabil Şehrimizde yapılacak at olursa uşakları, Levendleri arasmda kalıp canını korumak istedi. Çelebi Ahmede yarışları şu cevabı verdi: Islah encümeni tarafından hazırlanan Ihtiyarım, hastayım. Kımıldıyacak at koşularına 26 temmuz pazar günü sahalim yok. Devletlu Vezir beni mazur at 13 te Veliefendi koşu yerinde başlanacaktır. Koşu yerinde yapılması icab görsün, huzuruna gelmekten affetsin. İArkast var] eden noksanlar ikmal edilmiştir. Islah en(1) «Suleyman Han otağı yerinde olan cümeni tarafından yapılacak olan bu komahud bahçeye geldikte yolu azıtup bir şular 6 hafta devam edecektir. Bu yanşsaat miktarı zaman anda dahı mutehay ların beşinci ve altıncı haftalarında vi yır ve serkerdan kâh ılerı kâh geri gıdıldı, bılâhare Reis Efendi adamlarında bir lâyet tarafmdan Florya koşu yerinde meşale bulunmakla anınla yol teşhis o . vilâyet koşulan yapılacaktır. lundu > Silâhtar Tarıhi C 2. S. 88 (2 ı Felâket Seneleri Ahmed Refık S 41 Yeni imtihan talimatnamesi Kasımpaşa deresinin temizlenmesi Kasımpaşa deresinin temizlenmesi işine devam edilmektedir. Yenişehire ka dar olan kısmı temizlenmiştir. Gazi köprüsünün beton temelleri Gazi köprüsünün temel işlerinde kul lanılacak beton kazıklann tecrübeleri yapılmış, muvafık neticeler alınmıştır. Yeni köprünün genişliği 26 metro olacaktır. ADÜYEDE Yeni saray için hazırlıklar Yeni yapılacak Adliye Sarayı binası etrafındaki hazırlıklar ilerlemektedir. İlk iş; eski Tomruk binasınm bulunduğu sahanın istimlâkine inhisar ettiği için alâ kadarlardan mürekkeb bir istimlâk ko misyonu teşekkül etmişti. Bu komisyon dün toplanarak istimlâk yapılacak sahadaki bına sahıblenni davet etmiş; istimlâk bedeli üzerinde kendılerıle temas yapmıştır. Esasen komisyon heyeti tarafından daha evvel bu binalara kıymet takdir edilmiş olduğundan istimlâk işi kısa bir zamanda ıkmal edılerek binalarm yıkılmasına başlanacaktır. Adliye Sarayı binasınm inşaatına da mümkün olan süratle başlanılabilmesi için tedbirler alınmıştır. Malive Meslek mektebini bitirenler DENtZ tŞLERl Bartın vapuru karaya oturdu Denizyollan İdaresinin Bartın vapuru evvelki akşam Karadeniz postasını yap mak üzere Galatadan hareket etmiş Arnavudköy önüne geldiği zaman vapurun burnu akıntıya kapılmış ve karaya doğru sürüklenmiştir. Vapurun dümen zinciri işlemediğinden gemi Arnavudköy önünde karaya oturmuştur. Hâdise üzerine vak'a mahalline giden Hizmet romorkörü iki saat uğraştıktan sonra gemiyi çekmiştir. Bartın vapuru yaralanmadığından seferine devam et miştir. Orduda zehirli gaz kursu r™. &** Ankaradaki Maliye Meslek mektebinden Ankara 23 (Hususî) Maliye Mes lek mektebinin 1935 36 on birinci devresmden bu sene 68 talebe mezun oldu. Bu mekteb, tahsil devresi bir sene ol mak üzere 924 te ve «Maliye Tatbikat Mektebi» adile açılmıştı. Her sene ar tan rağbet karsısında meslekî tedrisatı daha geniş ölçüde ve daha esaslı yap mak lüzumu hâsıl olmuş, tahsil devresi iki yıla çıkarılmış, adı da «Maliye Meslek Mektebi> ne çevrilmiştir. Mektebin ilk devresinde 52, 926 se nesinde 48. 927 senesinde 40, 28 de 58, 29 da 78, 930 da 71, 931 de 78, 933 te 56, 934 te 39, 935 te 51 talebe diploma al miştir. Bu suretle mektebin yetiştirdiğı genclerin sayısı 648 i bulmuştu. Mektebden bu sene mezun olan gencler şun ba yıl diploma alan gencler BORSALARDA Türk eshamı yükseliyor Kursta ders verilirken Ordu (Hususî) Şehrimizdeki doktor, eczacı, dişçi, sağlık memuru ve muallimlere mahsus açılan zehirli gaz kursu iki ay devam ettikten sonra sona ermiştir. îmtihan neticesinde iyi not alanlara talimatnamesi mucibince birer ehliyetname verilecektir. Son bir hafta içinde Borsa Unitürk fr atlannda mahsus bir yükselme kaydedilmeğe başlanmıştır. Türk eshamının bu yükselişi Montrö mukavelesinden mütevellid siyasî muvaffakiyetimizin bir tesiri addedilmektedir. lardır: Merkez talebelerinden Kerim, Fuad, Hayri, Kadri, Melek, Mustafa Nuri, Hâmid. Siret, Fevzi, Rıza, H. Sadi Özbek, Fahri, Cemil, Tahsin, Remzi, Niyazi, Mahmud, Recai. Tahsin, Rahmi, Şükrü, Mustafa, Akif, Kudsi, Ramiz, Fevzi, Talât, Abdullah, Memduh, Saıd, Raşid. Fethi, Akif, Muzaffer Özel, Mehmed Ali, Orhan. Ragıb ve taşra talebelerinden Nedim, Ziya, A. Ziya, İbrahim, Ratib, Şükrü, Raşid, İrfan, Salâhaddin, Halid, Fahri, Hamdi, Kâmil, Avni, Meh med, Osman, Şükrü, Rıdvan, Avni, Hilmi, Hakkı, Fuad, Hulusi, Nureddin, Fazıl. Celâl, Nevzad, Hasan, Emin, İzzet. Maliye teşkilât kadrosu, peyderpey, böyle meslekten yetişmiş genclerle dol nemez. durulmaktadır. Maharrem Feyzi Togay