CUMHTJRİYET I I Temmuz 1936 Dost memleketin sporcular ı dün geldiler Muhterem misafirlerimiz tezahüratla karşılandı, bugün ilk müsabaka Taksim Stadında yapılacak tş pazarlığa mı dökülecek? İtalyanın yeni yeni metalibde bulunacağı anlaşılmaktadır Temps gazetesinin bildiriyor: Roma muhabiri Tanzim komitesinîn, zecrî tedbirlerin 15 temmuzda ilga edileceğini bildiren tebliği, İtalyan matbuatı tarafından, hiçbir mütalea ilâve edilmeden neşrolun muştur. Bu vaziyet, havadisin sevinc ve memnuniyet uyandırmadığmı göstermektedir. İtalyan efkârı umumiyesi, bu ka rann haftalardanberi esasen hazırlanmış birşey olduğunu ve sebeb olduğu birçok münakaşalardan ve mukavemetlerden sonra değerini kaybettiğini söylemekte dir. Binaenaleyh, bu karar burada tam bir lâkaydi ile karşılanmıştır. Hâdise e hemmiyetten âri, daha doğrusu, umumî vaziyette büyük bir tebeddül yapmıya cak mahiyette telâkki edilmektedir. Zecrî tedbirciliğin bu netıceleri devam ettiği müddetçe, Romanın, Avrupada herhangi hakıkî bir elbirliği yapmaktan imtina edeceği söyleniyor. Şimdiki halde, İtalyan siyasetinin mıhveri budur. İtalyan zimamdarları mehafilini bil hassa hayrete düsüren şey, ekonomik ve malî zecrî tedbirlerin yakında kalkacağı kararına rağmen Akdeniz paktlarının uzamaeıdır. Bu paktların, İngiltere, Fransa, Yugoslavya, Yunanıstan ve Türkiye arasında akdedildiği ve İtalyanın, zecrî tedbirlerin tatbikı neticesinde, Akdenizde bir tecavüze teşebbüs etmesi halinde meriyete girecek karşılıkh yardım anlaşmalan teşkil ettiği söyleniyor. İtalyan tezine göre, bu paktlar, bizzat zecrî tedbirler den doğmuştur; binaenaleyh, zecrî ted birler kaldırılınca o paktların da hikmeti vücudü kalmaz. Yani, İtalyan noktai nazan, zecrî tedbirlerin ilgasının, îtalyaya karşı Akdenizde teşekkül eden tedafüî zümrenin de ilgasını hukukan intac et mesi lâzım geldiği merkezindedir. Bu muhakemeye istinaden, îtalya hükumeti, Montrö konferansı hakkında mühim bir karar ittihaz etmiştir. Matbu at Nezaretinin yabancı muhabirlere vaki olan beyanatına nazaran, İtalya, «hiç olmazsa zâhiren kendisi aleyhine müteveccih bulunan» Akdeniz anlaşmaları baki kaldıkça Montröye bir murahhas heyeti göndermekten imtina edecektir. Hulâsa, İtalya, Lozan muahedesini imzahyan ve şarkta deniz ticareti hare ketinin basında bulunan bir devlet ol makla beraber, Cenevrede zecrî tedbir lere dair cereyan eden müzakerelerdn kâfi derecede memnun olmadığı için Montrö konferansına iştirak etmiyor. îngiltere, Türkiyeye, hususî bir protokol mucibince Boğazlan tahkim müsaadesi verilmesine muvafakat etmişse de, Romanın mütaleası, eski mukavele mümzilerinin hepsınm muvafakati olmaksızın Boğazlar tahkim edildiği takdirde, bu mukavelenin ihlâl edilmiş olacağı merkezindedir. Maamafih, bu mesele, esaslı bir itiraz mevzuu mahiyetinde görülmemek tedir. İtalyayı Montröden uzaklaştıran yeşâne nokta Akdeniz anlasmalarıdır. İntransigeant gazetesinin Montrö muhabiri de sunu yazıyor: «Devletlerin İtalya ile olan münase betlerinin tekrar normal hale gelmesi, Streza cephesinin tekrar kurulması ve Lokarno devletleri arasında vukuu temenni edilen iştiraki mesainin tahakkuku için, zecrî tedbirlerin ilgası kâfi olduğu zannediliyordu. Bundan iki ay evvele gelinciye kadar bu zan doğru idi, fakat bugün değildir. Geçen mayısta, İtalyanlar henüz AdisAbabaya gitme mişlerdi ve zecrî tedbirler, Afrikadaki askerî harekâtı hissedilecek derecede müşkülâta uğratıyordu. Binaenaleyh, o tarihte, İtalyanlar, zecrî tedbirlerin il gası mukabilinde istenilecek bütün taahhüdlere girişmeğe amade idiler. M. Aloisi, Konseyin bundan evvelki celsesinde, bunu, M. Paul Boncoura Musolini na mına kat'î surette söylemişti. Cenevrenin kurtancı kararı pek geç ve tesirsiz kalmıştır. Hatta o derecede ki, İtalyanlar, tazyikı altında kaldıkları zecrî tedbirlerden kurtuldukları halde şim di bunu kendi hesablarına olarak kulla oacaklarını ve evvelce zecrî tedbirleri mer'ıyej mevkiine koyan memleketler hakkında şimdi kendilerinin ayni şeyi tatbik edeceklerini söylüyorlar. İtalyanlar, dahilî ekonomilerini yeni esaslar üzerine tekrar tanzim ettiklerini ve zecrî tedbirci memleketlerle, yeniden ticarî münasebet tesis etmiyeceklerini söylemektedirler. Şüphe yok ki, İtalyan siyasetinin bu sertliği Roma hükumetinin güttüğü haricî siyasetin başka bir istikamete sevkedileceğinin kat'î delili telâkki edilemez; ancak, pazarlık devrinin henüz kapanmadığı ve î talyanın, Avrupa manzumesine avdet mukabilinde yeni yeni metalibde bulunacağı anlaşılmaktadır.» Meşhur "Louvre,, müzesini yakmalı mı? Andre Lhote'ım bîr konferansı San'ata dair OKUYUCULARIMIZ Kömür depoları nerede yapılmalı? Korvet kaptanlığmdan mutekaid Kös • • tenceli Mehmed Şükru imzasüe aldığımız mektubda deniliyor ki: «Komürün tahmU ve tahliyesi dolayısile iktısadı, tozu ve toprağı dolayısile de nezafet ve sıhhati alâ • kadar ettiği şuphesizdir. Her yerden kovulan depolar bugün ade« ta mevkisiz bir haldedirler. Yer intiha bmda da vazifedar olanların acizlerini gö« ruyorum. 1900 senesinde Asarıtevfikle Almanyanıa Kiel limanma giderken Cebelitarıkta bir çok eski gemilerin komür deposu olarak kullanıldıklarını gördüm. Istanbul için de esaslı bir kömur deposu mıntakası seçilip yapılıncıya kadar bu usulün burada da tatbikında hiçbir mahzur yoktur fikrin • deyim. Halicde bir hayli kohne gemi yat« maktadır. Bunlarm oradan çıkarılıp me • < selâ Haydarpasa önüne sıralandınlm&sı eıi muvafık bir iş olur. Karadenızden A'cdenize ve oradan da Karadenıze gelıp geçecek gemilerin kö mür, gaz, mazut, su ve sair ihtiyaclannı karsılıyacak esaslı ve daimî depolar da Haydarpasa dalgakıranı civarında olmalıdır. Haydarpasa, Boğazdan geîip giden se • * fainin yolu üzerinde bulunması, fırtıı a. lara karsı mendirekîe muhafaza edümesi, Anadolu simendıferlermin istasyonu ol « nıası hasebıle de Ereğli hattınm kömftr nakliyatınm depolara çabuk aktarma edilebilmesi ve hernevi gemi kazanları için mallub derecede iyi bir suyun Anadolu ya. kasında bulunması hasebile, depo olmağa elverişli en iyi mıntakadır. Kostence lımanmda deniz altında on üç metro derinlikte ve yuz metro murabbaı sahada errun bir tarzda iş gorecek hertürlü tertibatı haiz bir dubanın ikmali kuvvei karibeye geldigini mevsukan haber aldım. Haydarpasa dalgakıranınm onunde bu tarzda yapılacak bir tesisatla Istanbul kömür depoları meselesinin esaslı bir surette halledilmiş bulunacağına kaniim.> ki zamana aid en yanlış bir vesika koleksiyonunu bulacaksınız. Bunu bilin ve çürük tahtaya basmayın!> Bu sözlerde tenkid edilecek bir yer yoktur sanırım. Evet, müzenin iyi ta tafları da vardır. Fakat onu gezdikten sonra doğru ve sağlam bir hüküm ve rememek tehlikesi karşısmda kalırız. Zira bir müzeye yalnız en iyi, en seçme şeyler, istisnalar konulur. Bunların yanıbaşında orta halli ve az kötüler elekten geçirilir. Meselâ içinde yaşadı ğımız asra aid eserlerden şimdiden bir müze yapmak lâzım gelirse oraya yalnız elektrık ampulü, telsiz telgraf, si nema şeridi, radyo, televizyon girecektir. Bunlarm yanıbaşma bir gece lâzımlığını, deli gömleğini, veremlinin te davi edilememiş ciğerlerini ve kokaini koymak kimsenin hatırma gelmiyecektir ve ilerilde bu medeniyet panayırını gezen bir insan da. 20 nci asır hakkında yanlış bir fikir edinecektir. Bunun gibi, bir devrin san'atını ta « nımak. tetkik etmek için yalnız en mükemmelleri görmek kâfi gelmez. On larla bir arada, bu ustaların yetişmesine yardım eden, onlara basamak vazifesi gören san'atkârları ve eserlerini de tanımak lâzımdır. Bu tıpkı size Mısır Ehramlarmı anlatmak istiyen bir kimsenin, Ehramm en tepesindeki taşı kaldırıp sizin ayağımza getirmesine ben zer. Şimdi o taşı görmekle bir Ehramın ne demek olduğunu anlamağa imkân var mıdır? O taş belki çok kıymetlidir. Çünkü büyük bir emek mukabili ola rak yontulmuş ve o kadar yükseğe çıkanlmış, yerleştirilmiştir. Ve sonra onu oradan kaldırıp size getirmek için ne zahmetlere katlanmışlardır. Amma bu iş güç yapılmıştır diye o taşı bugünkü abide yapıcısı bir san'atkârm eline verip; «bundan örnek al> demek kadar manasız bir hareket olamaz. Onun için. bir artistin müze gezmesi, hele oradaki eserlerden ibret alması, onlarm tesiri altında kalması pek bü yük bir hatadır. Eğer oradakiler çok yüksek birer san'atkâr eseri ise, unut mıyalım ki onların yetiştiği devirde henüz müze yoktu. Ve eğer onlardan sonra dünyaya o kadar iyi artistler gelmedi ise, bunun sebebini, sonradan gelenlerin daima eskileri takdir etmesinde ve müzelerdeki eserleri taklid et • » mesinde aramalıdır. Gene Le Corburiernin başka taraf * ta dediği gibi; «genc ve modern san'atkâr çıplak bir adama benzer. Çınlçıp lak adamın sırmalı çepkene, sahte yaldıza ihtiyacı yoktur. O yalnızca bir insan, yani düşünen, düşündüğünü söy * liyen ve ne yapacağını bilen bir hay vandır. Hâdiselerin niçinini anlamasını sever ve bu niçini sorarak tenevvür eder. Evvelden verilmiş hükümlerin te siri altında değildir. Muska ve uğura inanmaz. Antika koleksiyoncusu ve mü ze faresi değildir. Eğer okumağı sevi •> yorsa bu daha iyi silâhlanmak içindir. Ancak kendi zekâsmm yarattığı eser onu harekete getirir, cesaretlendirir, yükseltir ve ona hayatta destek vazifesini görür.> Memleketimizin henüz bir Louvre müzesi yok diye ve şimdiye kadar isimlerini tarih abidesi üzerine kazdırmış san'atkârlarımız yetişmedi diye üzül miyelim. Gözlerimizi teessürle geriye değil, ümidle ileri çevirelim. Diyor ki Dost Yugoslavyamn kıymetli futbolcvlan Sırkecî gannda böyle karştiandilar Dost ve müttefik Yugoslavyamn kıy ve Hâşimin yerinde de îzmirli Fuadın metli futbolculan dün sabahki konvansi oynatılması muhtemeldir. Fakat Izmırli yonel trenile gelmişler ve Sirkeci istasyo Fuad, burada birkaç defa tecrübe edilnunda spor teşkilâtı erkânı ve çok kala diği ve bu tecrübeler muvaffakiyetli nebalık bir sporcu kafilesi tarafından hara ticeler vermediği için herhalde Hâşimin retle karşılanmışlardır. oynatılması iyi olacaktır. Akşamüstüne kadar kendilerine tahsis Bugünkü maçı, dün misafirlerimizle edilen Beyoğlunda Kontinantal otelinde beraber şehrimize gelen Macar federas istirahat eden misafirlerimiz, saat 5,30 da yonuna mensub hakem M. Klayn idare Taksime giderek Atatürk abidesine çok edecektir. güzel bir çelenk koymuşlardır. Bilâhare Dost ve müttefik memleketin futbol bir motörleBoğaziçinde gezmeğe götü cularile yapılacak bu maçlar, bizim için riilmüşlerdir. çok kıymetlidir. Futbolculanmıza güzel Bu arada dost memleketin kafile reisi, ve canlı bir oyun oynamağı, halkımıza da Tiirk Spor Kurumu Istanbul merkezine dost futbolculara karşı azamî bir misa gitmiş ve orada Spor Kurumu ikinci reisi firperverlik göstermelerini tavsiye ederiz. Beyazıd saylavı Halid Bayrak tarafından istikbal edilmiştir. Misafirlerimiz bugün Taksim stadyo munda futbolcularımızla ilk karşılaşmayı yapacaklardır. Bu temas, Sovyet Rusya ziyaret ve iadei ziyaretlerinde yapılan karşılaşmalar haric, Türk futbolunun çoktandır elini eteğini çektiği temsilî ve resmî maçların ikinci bir başlangıcı mahiyetmdedir. İki sene evvel Sofyada yapılan ve Türkiyenin de iştirak ettiği Balkan fut Istanbul ve Türkiye kürek, su topu bol şampiyonasından sonra Balkan mil şampiyonu Galatasaray kulübünün de letlerile olduğu gibi diğer Avrupa millet nizcileri senelık bayramlannı bugün kuleri futbollarıle hiçbir temsilî temasta lübün Bebekteki lokalinde merasimle kutbulunmadık. Bu yüzden Balkanlardaki lulıyacaklardır. futbol seviyesini bilemediğimiz gibi Türk Saat dörtte başhyacak olan bayramın futbolu hakkında da, elimizde Sovyet birinci safhasını muhtelif deniz sporları temaslfljının neticelerile kulüblerimizin teşkil edecektir. getirdikleri Drofesyonel ecnebi takım Şarpi, kürek, yüzme yarışlarile su tolara kırsı alınan derecelerden başka bir pu müsabakalarından sonra saat 19 da $ey olmadığı için, esaslı ve ciddî bir mi mükâfatlar dağıtılacak bilâhare lokalin yannuz voktur. yanındaki Bebek bahçesinde sabaha kaBu itibarla bugünkü muhtelit takımla dar sürecek olan bir gardenparti verile rın yapacağı karşılaşma üzerinde doğru cektir. ve kat'î bir mütalea yürütüp bir netice Gardenparti esnasında denizde de çıkarmak hayli zor bir iştir. muhteşem bir fener alayı tertib edilecek Bugün yapılacak dostluk maçı, pazar kulübün bütün fıtaları ve sair deniz va günü yapılacak milli maçın neticesi hak sıtaları fenerlerle süslenip bir donanma kında aşağı yukarı bir fikir verebilecek şenliği yapacaklardır. tîr. Bugünkü maça nasıl bir takım çıka Olimpiyada gidecek Fransız nlacağını kat'î olarak bilmiyoruz. Yalnız kampta bulunan ve Futbol Federasyonu sporcularına verilen tahsisat Paris 10 (A.A.) Meb'usan mectarafından dün yeniden çağırılan oyun cuları gözönüne getirmek ve arka arkaya lisi Berlin Olimpiyadlarına iştirak ede iki maç yapılacağını da hesab etmek şar bilmesi maksadile Fransız Olimpiyad kotile bugünkü takımımızın şöyle olabile mitesine bir milyon Frank yardımda bulunulmasını iki reye karşı 528 reyle kaceğini tahmin ediyoruz: bul etmiştir. Mehmed Ali veya Avni Bundan sonra meclis, Barcelone OlimFaruk Faııl Adil nizmir* Lutfi veya Hakkı Esad piyad oyunlarına iştirak için altı yüz bin Necdet Nacı Ali Rıza Hâşim Eşref frank yardımda bulunulmasını müzake Maamafih Eşrefin yerinde Rebiinin resiz kabul etmiştir. Galatasaray denizcilerinin bayramı Bugün ve bu gece Bebekte yarışlar ve eğlenceler yapılacak Muhterem misafirlerimiz Taksim abidesine çelenk koyduktan sonra Fransızlarm bize verdiği kontenjan Türk Fransız muvakkat ticaret mukaİktısad Vekâleti Denizyollan idarelevelesi mucibince üçüncü üç ayhk kontenrinin muhasebe işlerini esaslı bir şekilde jan hissesi Fransa hükumeti tarafından ıslaha lüzum görmüştür. İşletme ve diğer verilmiştir. Bu kontenjan dün alâkadar teknik hususatta yapıldığı gibi muhasebe lara tebli edilmiştir. işleri için de Avrupadan bir hesab mü Balkan îktısad konferansı tehassısı getirilecektir. Atina 10 (Hususî) Belgradda topGetirilecek mütehassıs, Denizyollan lanacak dördüncü Balkan İktısad konidaresinden başlıyarak Akay ve Havuzferansına iştirak eden Yunan heyeti dün buradan hareket etmiştir. Yunan lar idaresinde münavebe ile düzeltilmesiheyetine Koronis, Zolotas, Haritakis ve ni lüzumlu gördüğü noktalar üzerinde Hacıvasiliu dahil bulunmaktadır. çalışacaktır. Muhasebe işleri için bir mütehassıs getiriliyor Louvre müzesi galerilerinden "biri.... Paris, haziran 1936 , şıkliği ve bakımsızlık yüzünden aşm Birinci arkadaş Sen iki seneden dığı, çatladığı veya karardığı zaman fazla oldu Fransadasın da, hâlâ Louvre, müzeler idaresi onları, ucuz olsun diye, bir badanacı kadar kötü bir takım müzesini gezmedin mi? İkinci arkadaş Bir de artist olmak ressamlara verip yeniden boyatmış, sözistiyorsun. Bunun herkesten evvel se de temizlettirmiştir. Bu iş yirmi, otuz senede bir ni alâkadar etmesi lâzım!. I Üçüncü arkadaş Bu dünyanın şim tekrar edildikten sonra bir gün gelmiş diye kadar yetiştirdiği en büyük san'at artık o tablolarla eserin aslı arasında kârları; RaphaeeüeTİn, Michel Ange hiçbir benzerlik kalmamıştır. Şimdi her ların, Rembrandtların eserlerini gör kesm, sırf meşhur denildiği için tak dirle seyrettiği tablo Rubens veya Leomeden insan nasıl ressam olabilir? Dördüncü arkadaş Bence insanlar nard de Virtcinin değil, bu*derme çat dünyam« öbür ucundan, Amerika ve ma sokak ressamlarının eseridir. İşin Japonyadan kalkıp bu müzeyi görmeğe içyüzünü biliniz ve tekrar oraya gitti geliyorlar. Halbuki sen, bu kadar za ğiniz zaman boş yere aldanmayınız. O halde sorarım size! Bu zavallı mümandır onun burnunun dibinde, on dakıka mesafede bir mahallede oturu zeyi içine battığı gaflet ve pislikten yorsun ve bir defa merak edip gitmi kurtarmak için kundak sokup yakmakyorsun. Doğrusu bu işe aklım ermedü. tan başka çare var mıdır?> Konferanstan çıkarken arkadaşlarım Bu arkadaşlara teker teker cevab ver mek zordu. Bu münakaşalardan bir soruyorlar: müddet sonra tesadüfen Fransanın mo Peki sen bunları evvelden biliyor dern ressamlan içinde en fazla sevilen. muydun? en çok talebe yetiştiren meşhur Andre Tamamen değil.. Amma müze gezLhote isimli san'atkâr Sale Pleyelde bir menin, eskiden yapılmış eserlerden örkonferans verdi. Mevzuu: Fransa mü nek almanm pek lüzumlu bir şey ol zelerinin kıymet ve medeniyete hizme madığı kanaatinde idim. ti.. Konferansm ismi de: Louvre müzeOnlarm dudaklarında müstehzi bir sini yakmalı mı? Bizim genc ressamlarımız Lhoteu çok iyi tanırlar. Fransada tahsil etmiş olanlarının hemen hepsi bir defa onun atelyesinden geçmiştir. Zaten bu ressamın şöhret ve itibarı bugün Fransa hududlarmı çoktan taşmış bulunuyor. Benim için bundan mükemmel bir fırsat olamazdı. Bana itiraz eden bütün bu arkadaşları toplayıp konferansa götürdüm. Bu tam bir saatlik konferan sm içinde onlar benden bekledikleri cevabları fazlasıle buldular ve meraklarını giderdiler. O gün Andre Lhoteun ağzmdan bü tün Fransız modern sat'atkârlarının düşünce ve prensiplerini dinliyor ve öğreniyorduk. Salon tıkabasa çok seçme bir halkla dolu.. En ucuz yer bizim para ile bir liraya.. Çok tanınmış ar tistler ve okumuş insanların arasında Louvre müzesinde Mars köşesi genc ressamın hayranı, yüksek tabakagülümsemenin hafifçe gezdiğini farkedan güzel kadınlar göze çarpıyor. Bu diyordum. Fakat gene bir müddet sontoplantıda, pek çok kimselerin henüz ra onlara asrımızın en yüksek mimarî bilmedikleri hakikatleri ve sırları bize ve modern san'atm bayraktarı Le Coröğreten modern ressamın sözlerini şu busiemin «Bugünün San'atı> adlı kitacümlelerle hulâsa edebiliriz: bmda müzelere ve ne derece lüzumlu «Louvre müzesinde eserlerini gör olduklarına dair yazdığı satırları okutdüğümüz, tarihin malı olmuş büyük ar tum. Eminim, o zaman bana hak ver tistlerin san'at kıymetlerini burada mü diler. nakaşa edecek değilim. Allahm bu ta Le Corbusier şöyle düsünüvor: lihli kullarmm isimleri büyük bir ek <Müze, insanlık tarihindeki hüküm seriyet tarafından hâlâ takdir ve hay ranhkla anılıyor. Hatta birçokları, on lerimizde bizi aldatmak için kurulmuş ları yalnız kendi devirlerinin san'at an bir müessesedir. Müzenin yaşı; en fazlayışı ve usulleri içinde görmek lüzu la 100 sene.. İnsaniyetin doğum tarihi munu hissetmiyerek, onlarm dünyaya nin ise 400,000 sene kadar evvel olduğu gelrriiş ve bir daha gelmiyecek olan söfcdenir. O halde müzelerin ekmek, fevkalbeşer insanlar olduklarını söy su, yazı ve din gibi insanlık için esas oliyecek kadar ileri varıyorlar. Benim lan ihtiyaclardan biri olmadığını kabul de ne bu kimseler gibi şakşakçı, ne de edebiliriz. Zaten geçmiş şeyler bugün ilerısi için bezgin olacağımı sanmaym. bizim hiç işimize yaramaz. Çünkü dünBen burada yalnızca kıymetli veya ya yüzündeki hayat bir daha geri dönkıymetsiz bu şaheserleri bugünkü hal miyen bir yoldan ibarettir. Bir müze; modellerinden, ilham kaylerile bir müzeye koymanın doğru olup olmadığmı münakaşa etmek istiyorum. naklarmdan ayrı düşmüş bir sürü eseri Hele o tablolar Louvre gibi bakımsız ve aralarmda hiç bir bağlılık, hiçbir alâ pis bir yere bırakılırsa, bu halde onları ka olmadan yanyana dizmekle meydasaklamamn pek saçma bir hareket ol na getirilir. Bu eserlerin doğduğu devduğunu söyliyeceğim. Belki şu hakikati re aid bir fikir edinmek istiyen kimsehepiniz bilmiyorsunuz: Louvre müze ye bunlarm hiçbir yararlığı dokuna sinin binası ve salonları İç Bakanlığa a maz. Ancak çok okumuş, başka vasıta iddir, içindeki tablo ve eserler ise Kül larla o devri, o tarihi inceden inceye tür Bakanlığmın malıdır. Bu vaziyette tanımış bir insan belki o müzeden bir zaman zaman müzeyi temizletmeğe parça istifade eder. kalkışanlar bile İç Bakanlığı; «neme Hakıkî müze iyi, kötü her şeyi ihtiva lâzım, içindeki eserlerden ben mes'ul edeni ve asırlar geçtikten sonra da bideğilim ya!> der, işi diğer Bakana yük ze her şeyi öğretebilecek olanıdır. Böyler... Kültür Bakanı ise; «bina bana a le sadık ve namuslu bir müzede istediid değil ki ben temizleteyim» diyerek ğimizi, işimize yarayanı seçer, onları kabahati İç Bakanmın üstüne atar ve tasdik veya inkâr edebiliriz. Ancak bu bu hercümerç içinde yarım asır, bir müze bize hâdiselerin esasını ve sebe asır geçer, müze temizletilmez.. Bugün bini kavramamıza ve daha mükemme müzenin içerisi, hele tabloların altı kat lini yapmamıza müsaade edecektir. Makat toz doludur. Pislik içinde yüzen alesef böyle bir müze henüz mevcud şaheserler güve ve diğer böcekler, kurt değildir. Yalnız bir mucize eseri olarak lar tarafından yenmiş, harab edilmiştir. olduğu gibi kalmak ve saklanmak bahBundan başka orada gördüğünüz bu tiyarlığma erişen Pompe'i harabeleri tablolarla, imzasım taşıdıkları meşhur hakikî bir müzeye yaklaşmaktadır. Disan'atkârm hakikî eserleri arasında hiç ğer bütün müzelerin kapılarına şöyle bir münasebet yoktur. O şaheserler; bir levha asmak lâzım: Burada en koyu her şeyi kemiren. zaman, hararet deği tarafgirlikle yapılmış bir seçimi ve es MUVAFFAK TOYAR