CtMHURİYET 15 Haziran 1936 Melih Yugoslav boksörünü sayı hesabile yendf [Baş taraft l inci sahtfede] desizliğinden düne bırakılmış ve müsabaka mahalli olarak ta Tepebaşmdaki Asrî sinema seçilmişti. Saat dokuza doğru sinema salonunda bir tek boş yer kalmamış ve çoktandıı yapılamıyan bu sporun hâlâ seyircisi bulunduğu görülmüştür. Gecenin ilk karşılaşmasını, Galatasaraydan Mehmedle Güneşten Nihad ikişel dakikadan dört ravund üzerine yaptılar. Mehmedin Nihada nazaran çok zayıf olduğu maçın başlamasile görüldü. îlk devreyi çok üstün bitiren Nihad ikini ravundda şiddetle hücuma geçerek hasmını birkaç defa nakavud etti. Bu vaziyette hakem müsabakanın devamını mahzurlu gördüğünden Nihadı hükmen galib ilân ederek oyunu tatil etti. Ikinci karşılaşmayı Güneşten Coşkunla Avadis yaptılar. îlk anlardan itıbaren Coşkun büyük bir üstünlük göstererek dövüştü. Ikinci ravund bittiği zaman orta hakemi maçın devamını mahzurlu görerek Coşkunun galibiyetine karar verdi ve bu maç ta bu suretle bitmiş oldu. Üçüncü karşılaşma Güneşten Ali ile Galatasaraydan Levent arasında ikişer dakikadan dört ravund üzerine yapıldı. Bu müsabakanın birinci ravundu bittiği zaman müsabaka sonuna kadar devam edeceğe benziyordu. Bu ravund hissedilecek derecede teknik oynıyan Levendin üstünlüğile geçti. Ali ravund başlarında dinlenmiş vaziyette bütün şiddetile hü cum ediyor, fakat çabuk yorularak ra vund sonlarında pek bitkin düşüyordu. Dört ravund neticesinde maç berabere ilân edildi. Çocuk hırsızı Çengelköyünde bir çocuğu kaçıran adam yakalandı Dün, Çengelkö yünde bir çocuk kaçırma hâdısesi ol muştur. Çengelkö yünde aşağı camının meyzini Rifatın 4 yasındaki çocuğu Salıh ablasıle so kakta oynarken yanlanna meçhul bir adam yaklaşmıştır. 0 71 Bir müddet çocuk " Çepgelkoyün. i ı .. de kaçınlmak isteların oyunlannı gu n e n Rifatin ç0 leryüzle seyreden cuğu Salih bu adam biraz sonra yanlanna yaklaşmış ve evvelâ Salihin ablasmı okşamış sonra da Salihe yaklaşmış, onu da severek kucağına almıştır. Meçhul adam bundan sonra Sa lıh kucağında olduğu halde koşarak kaçmağa başlamıştır. Kardeşinin böyle kaçırıldığını gören Salihin ablası bağı rarak etraftan imdad istemiştir. Kızın sesini duyanlar adamın peşine düşmüşlerdir. Meçhul şahıs takib edildiğini görünce süratini artırmışsa da yakalanacağını anlayınca Salihi yere bırakıp kaçmak istemiştir. Buna rağmen Çengelköyünün ayağına çabuk gencleri ve hamalları bu çocuk hırsızını biraz sonra yakalamış lardır. Poliste isminin Koço olduğunu, bir filim şirketinde kâtib olarak çalıştığını söyliyen bu şahıs Salihi kaçırmak istemediğini, yere düştüğü için kaldırarak sevdi ğini, fakat, halkın müdahalesi üzerine şaşırdığını söylemiştir. Vaziyeti şüpheli görülen bu şahıs dün akşam Emniyet Müdürlüğüne getirilmistir. P O L t S T E Ercişin karlı tepelerinde... Tekiryaylâsı, temiz havası ve suyu ile meşhurdur İnsana dehşet veren hasmetile kurumlu ve ünlü bir irtifa olan Ercişin ne müdhiş bir duruşu var! Etrafını saran küçük dağlara bakışı, tahtında oturan bir tacıdarın etrafındakilere olan hor bakışına ne kadar benziyor Galatasaraylı Melih ile Yugoslav şampiyonunur karsılasmasından bir gö'rünüs karşısındakine açık vermemeğe dikkat e derek çekingen davranıyorlardı. Dördüncü ravundda Melihin hâki miyeti tamamile tebellür etti. Yugoslav yalı hücumdan vazgeçerek tamamile te dafüî bir vaziyet takındı ve tabiatile Sü tün müdafaa kabiliyetine rağmen hayli hırpalandı. Beşinci ravund Yugoslavın Melihe mütemadiyen asılmasile geçti. Maçın son ravundu olduğu için Melih de nisbeten yorulmuş vaziyette olduğundan kendisi bu asılmalardan geri çekilerek sıynlma larda hayli geç davrandı ve bu suretle çok kıymetli anlar kaybederek hasmmı yere seremedi. Neticede Melih sayı hesabile galib i lân edildi. Kendi sıkletindeki Yugos lavya şampiyonunu yenip Olimpiyadlara giderek yurdunu temsil etmeğe hak kazanan boksörümüzü tebrik ederiz. sizliği üzerinde büyük bir tesır yapıyordu. Devre ortalanna doğru Gündüzden Haşime, Haşimden Bülende giden top Galatasaraya ikinci golü kazandırdı. Necdetin ortaladığı topu Gündüz hıç beklenmedik bir anda 26 ncı dakikada kafa ile Vefa kalesine sokarak üçüncü golü yaptı. Bu sayıdan sonra Vefa takımı birkaç hücum yaptıysa da Galatasaray müda faasında çok güzel oynıyan Reşad ve Salim her tehlikeyi kolayca atlattılar. Oyun, sonlara doğru tamamile Galatasarayın hakimiyeti altında geçti ve maç 30 sarı kırmızılılann galibiyetile bitti. Kayseriden Ercişe bir bakış Kayseri (Hususî muhabirimizden) Gittiğimiz otomobil, Ercişe çıkacak olan kafilemizi iki saat süren bir yoku şun ve yılan gibi kıvrıla kıvrıla yükselen berbad bir yolun sonundaki Tekir yaylasına boşaltıverdi. Bu yol, bir ucu Kayseriye ilmikli, öbürü 2390 râkımh şu bulunduğumuz Tekir yaylasına bağlı, gelişigüzel ma karasından boşanıvermiş kalınca urgan gibi bir şey!. Şimdi Kayseride bulunanlar; sıcaktan terleyip tozdan bonaldığı ve her birisi kırmızı ve iri arılara rah met okutan besili kara sineklerin ço rab üstünden bile ısıran acılarile çırpındığı halde, Tekirde biz, zümrüd gibi yemyeşil ve geniş çayırlığın üstünde ciğerlerimize kadar Ercişin ince ve so ğukla karışık esen rüzgârlarından ür periyoruz!. Uzak ve sıcak köylerden gelen sürü sürü Türkmenler, Afşarlar burada ö bek öbek çadırlar kurmuş yayla hayatı geçırıyorlar. Belli ki, burası Ercişin havası temiz, suyu meşhur yaylasıdır. Çadırlarm önünde ve çayırlar üstünde üç köşe taşlardan yapılmış ocaklar dan çıkan buram buram duman, kay nıyan kazanlatdan fışkıran tereyağı kokulu yemek buğuları insanın içini kıvrandırıp, iştihasmı şahlandırıyor. Misafiri olduğumuz obanm ileri ge lenlerinden iri yapılı esmer ve tunç çehreli Türkmen Ömerin çadırı önünde, yufka saç ekmeğile taze tereyağı kokulu bulgur pilâvmı, köylü kilimi üstünde bağdaş kurup bol ayranla atıştırırken. tabiate yaklaşmaktaki zevkin içimize doldurduğu hududsuz sevincden sarhoş gibiyiz!. Bu sarhoşluk, midemizi çalkalıyor ve bir türlü doymak bilmiyoruz!. * * * Şehirde raslansa, bir dilim zehirli ekmekle gebertilmesi Belediyeciler için mühim bir vazife olan iri yapılı bir çoban köpeği yanıbaşımızda, atıştırdığı mız dumanı üstünde bulgur pilâvına ağzını sulandıra sulandıra bakıyor, arasıra attığımız ekmek lokmalarını yere düşmeden havadan kapıyor. Otomobil den inip te çadırlara yöneldiğimiz sı rada, çılgın bir hız ve şimşekleme bir çeviklikle havhyarak üstümüze atılan yeleleri ürpermiş bu yayla ve oba as lanları biraz sonra karşımızda birer kedi kadar munisleştiler... Ona bol bol ikramımızdan memnun olan Türkmen Ömer, saf ve temiz dilile: Karabaş ve arkadaşları, diyor; yadillerde bizim ve sürülerimizin bekçisi dir. Bunların obamıza emeği, emin olunuz şu gördüğünüz çocuklarmkinden çok değerli.. Köpeğine çocuğu kadar ehemmiyet veren ve çocuğunu canı kadar seven Ömer, tenbih et Karabaş, sakm aşağıya inip Belediye hududlarına girmesin!. Sonra bir lokmacık zehire kurban o lur!.. Aşağıda zehirleyip geberttiklerimizi burada bir oba halkı göğsüne basıyor ve sofrasmda ona yer ve mevki veriyor. * * * Tıkalı burunlarını bir karışhk yeşil çayırlara gömüp homurdana homurda na şu gördüğüm geniş yaylada otlıyan ağır tekerlek kuyruklu zavallı koyun sürüleri, burada besi tadını aldıktan sonra kimbilir aşağıdaki kaç midenın iştihasmı söndurecek ve kimbilir kaç kilometroluk ince damarlarda kıpkızıl bir kana istihale edip zayıflara kuvvet verecektir?.. Ve çok değil, hemen he men on beş gün önce bu yaylada be silenen ve şu çayırlardan kuvvet alan kaç koyun, bugün kasab dükkânlarının telli ve siislü camekânlarında çengellere asılı sallanıp duruyor. Yaylanm koyu nuna menfaatimiz namına midemizden iştahla yer verirız, obanın Karabaşını medeniyet namına sokaklarımızda ze hirleriz!.. Birisi yenildiği öbüründen iğrenildiği için!.. Bu yaylada akşamı geçirip, sabahın saat dördünde gözümüzü karartan kardan beyaz sorguçlu şu muhteşem 3980 metroluk sivriliğe yükseleceğiz. Başımı kaldırıp bu yalçın sivriliğe baktığım zaman tabiatin azamet ve kudretile içim ürperiyor. Anadolunun göbeğinde yüksekliğile insana dehşet veren hasmetile kurumlu ve ünlü bir irtıfa olan Ercişin ne müthiş bir duruşu var?. Etrafını saran kendinden küçük dağlara bakışı, tahtında oturan bir tacidarın etrafındakilere olan hor bakışına nekadar benzer, ne onurlu? Binlerce asır evvel şu Erciş ; daha şişman, daha yüksek, daha gencmiş. Onun yaradana yan bakan, hilkatine dirsek gösteren azameth tabiatm gücüne gelmiş, Ona habersizken karnından bir derd, arzın bağrmdan bir damarlık ateş vermiş. Zavallı Erciş köpüre köpüre, asırlarca ağzmdan ateş kusmuş. Kustukça zayıflamış, zayıfladıkça da kusmuş ve en nihayet büyük kuvvete: Pes!.. dedikten sonra, tabiat mer hamete gelmiş, bu bir damarlık ateşini kesmiş. Kesmiş ama,Erciş te hem çö küp zayıflamış, hem eski azamet ve diriliğini kaybetmiş!.. Bugün Ligos, Kar tin, Kızıltepe, Taşiçi, Yılanlı dağ, Erenlertepesi adlarile anılan küçüklü bü yüklü türedi dağlar, işte hep Ercişin o ateş ve lâv kusuntusundan harmanlanmış çepçevre taş ve kaya kümeleridir. Yaradana yan bakanm çektiği ceza mahsulüdür bunlar!.. Gece karanhk örtüsünü yavaş yavaş Tekir yaylasının geniş ufuklarına ger meğe ve yaymağa başladı. Karanhk ve derinliğin yalnızlığma haykıran çakal ların ince ve ahenkli sesleri gittikçe bize yaklaşıyor. Onlar uludukça, Karabaş ve arkadaşları da: Yaklaşmaym, bizler buradayız!.. der gibi vahşi vahşi havlıyor ve haykırıyorlar. Batıdan akm akın gelip karşı tepelerin göbekli sırtlarını yalıyarak geçen ve sonra Ercişin sert ve yalçın yüksekliğine hızla çarpınca parçalanıp fırtına halinde etrafa dağılan rüzgârların derinden gelen iniltileri ufukları çın latıyor ve karanlıktan gelen bu inilti insana korkudan ürperti veriyor. Yainız insana mı? Bakmız, şu koyunlar bile bu korkunun dehşetinden ürkerek birbirine sokulmuş, burunlarını çeke çeke karanhklar içinde geviş getiriyor ve kıpırdanamıyorlar bile!.. Yainız Karabaşla arkadaşları, kuduz bir kudurganhkla yaylayı inletiyorlar. Obamızı ve obalarımızın sürülerini korumak için tabiî... Obamızm kâhyası Ömer, hakhsın, Karabaşın hizmeti çok büyükmüş! Dördüncü karşılaşma Galatasaraydan Fahri ile Güneşten Hiristo arasında iki şer dakikadan dört ravund üzerine ya pıldı. Birinci ravundun sonunda Hiristo köşede fena halde sıkıştı ve Fahriden mükemmel bir seri yedi. Fakat gong imdadına yetişti. Birinci ravund bu suretle Fahrinin lehine neticelendi. Ikinci, üçüncü ve dördüncü ravundlar da pek çetin Galatasaray 3 Vefa 0 bir surette geçti. Hiristo Fahrinin hücumİstanbul lık şampiyonluğunun geri kalanna büyük bir dayanıklık gösterdi. Falan maçlarına dün de devam edildi. kat neticede sayı hesabile Fahri galib Galatasaray Vefa arasındaki müsailân edildi. baka dün Taksim stadyomunda Bey Sıra son maça gelmişti. Herkes Melikozlu Şazinin hakemliğile yapıldı. hin bu imtihan neticesinde muvaffak oGalatasaray takımı: Sacid Reşad, lup olmıyacağını merak ederek maçın Salim Kadri, Hüseyin, Süavi Necdet, ^aşlamasım sabırsızlıkla bekliyordu. Bülend, Gündüz Kılıc, Haşim ve DanNihayet iki boksör de ringe çıktılar ve yal. 'alonu dolduran seyirciler tarafından uVefa takımı: Muvahhid Vahid, Sa7 un uzun alkışlandılar. Takdim merasi im Yahya, Süleyman, Mustafa Mehninden sonra para atıldı, suanyörler el med, Lâtif, Gazi, Muhteşem, Adnan. 'ivenleri seçtiler. Oyun Galatasarayın hücumıle başlaMelih daha uzun boylu ve daha ada dı. îlk dakikalarda karşıhklı hücumlarla leli, Yugoslav şampiyonu ise Melihe nis geçen oyun tedricen Galatasarayın hakibetle biraz kısa görünüyordu. îkisinin miyeti altına girdi. Vefa kalesine sık sık Je hayli sinirli oldukları yüzlerinden ve hücumıar yapıdıysa da Danyal, Nec Hareketlerinden belliydi. det ve Gündüz üstüste gol fırsatlarını ikişer dakikadan beş ravund üzerine kaçırdılar. Bu fırsat kaçırışta en mühimmi tertib edilen bu maçı eski boks şampiyon 35 inci dakikada oldu. Vefa müdafaasile K anmızdan Galatasaraylı Küçük Kemal karşı karşıya kalan Danyal tereddüdü 'dare etti. yüzünden büyük bir gol fırsatı kaçırdı. Birinci ravund başladığı zaman iki Bundan sonra Vefa takımı hücuma geç boksöriin birbirlerini deneyerek gaye/ ti. Galatasaray müdafaasının sıkıştığı ihtiyatla hareket ettikleri görülüyordu. bir anda Salim güzel bir kurtarış yaptı. Bu tarzı hareket ravundun ortalanna ka Galatasaray takımı devrenin sonlanna dar uzadı. Bundan sonra bilhassa Melih doğru biri soldan, ikisi sağdan iki korneri parlayarak hücuma geçti. Bununla bera iyi kullanamıyarak kaçırdığı fırsatlara ber ravund bittiği zaman üstünlüğü hiçbir yenlerini ilâve etti. Bu sırada Danyalin e bir hücumu penaltı ile kesildi. 41 inci daaraf elde edememişti. Ikinci ravundda Melihin daha ziyade kikada Necdetin çektiği penaltı da hafif faaliyette olduğu ve bilhassa hasmının bir plâse ile, dışarı gitti. Son dakikada midesi üzerinde çalışmağa dikkat ettiği Danyalin çektiği bir korneri de kaleci göriilüyordu. Yugoslavyalı şampiyon ise kurtardı ve uzaklara attı. Güneş 0, Beykoz 0 Taksim stadyomunda oynanan GüneşBeykoz maçı sıfır sıfıra beraberlikle bitti. Bu maçın hakemi Sadi idı. İlk devre mütevazin bir oyunla geçti. îkinci devrede Güneş takımı kısmen hakimiyeti elde etti ve Rebii vasıtasile birkaç tehlıkeli hücum yaptı. Fakat Beykoz müdafaası büyük bir gayret sarfetmek suretile bu hücumların netice vermesine müsaade etmedi. iki tarafın fazla gayretine rağmen maç sıfır sıfıra berabere bitti. Dün vanılan Ük macları Fenerbahçe 8, Anadolu 0 Fenerbahçe ve Anadolu birinci takımları arasındaki lik maçı da dün Kadıköy stadyomunda Ahmed Ademin hakemliği altında yapıldı. Fenerbahçe takımı bu maça, Necdet, Fazıl, Yaşar, Cevad, Ali Rıza, Mehmed Reşad, Niyazi, Namık, Esad, Naci, Fikret şeklinde çıkmıştı. Sahanm ıslak ve çamurlu olmasına rağmen Fenerliler ilk devrede beş, ikinci devrede üç sayı yaparak macı 80 kazandılar. Eyüp 3, Topkapı 1 Taksim stadında ilk birinci küme maçı Eyüb Topkapı takımlan arasında oynandı. Maçm birinci devresini 10 galib bitiren Topkapı ikinci devrede Eyüblülerin mütemadi tazyikı neticesinde üç gol yedi ve Eyüblüler 31 galib geldiler. A. Hisarı 11, Beylerbeyi 1 Ikinci kümenin en kuvvetli rakibleri olan Anadoluhisan ile Beylerbeyi ikincilik için karşılaşıyorlardı. İki takım da bu maçı kazanmak için hazırlanmıştı. Oyunun başlama düdüğile harekete geçen Hisarhlar ilk dakikalardan itiba ren hasımlarına karşı ezici bir faikiyet tesis ederek oyunun sonuna kadar bu vaziyeti devam ettirmek suretile hasımla nna on bir gol attılar. Hisarlıların bu oyunda gösterdikleri gayret ve muvaffakiyet takdire değer. Hisar takımında istisnasız her oyuncu vazifesini lâyıkile yaptılar. bu tarza gayet açık oynıyarak mukabele ediyor ve iyi bir boksör olduğunu tatbik ettiği müteaddid ayak oyunlarile gösteriyordu. Bu ravundda hakimiyet, yaptığı müteaddid hücumlarla Melihe geçmiş bu'unuyordu. Üçüncü ravundda Melih faaliyetini artırdı. Yugoslavyalı şampiyon da boş durmuyor ve mukabeleye çalışıyordu. Bu nunla beraber her ikisi de hücumlannda kat'î neticeyi alacak vaziyete girerken 44 üncü dakika topu uzaklarda yakalıyan Haşim hafif bir vuruşla Galatasarayın ilk golünü yaptı. Birinci devre 10 Galatasarayın lehine bitti. İkinci devre başladığı zaman Galatasaray kolayca hakimiyeti elde etti, fakat Gayrimüttefik kulübler ilk devredeki dağınık oyun devam ettiğinturnuvası den bir türlü sayı yapılamıyordu. Mevsimin çok ilerlemiş olması, lik Eminönü Halkevi spor şubesi tarafınmaçlanmn inkıtaa uğraması oyunun zevk dan gayrimüttefik takımlar arasında tertib edilen futbol turnuvası maçlarına ha vanın vağmurlu ve sahanın çok camurlu o!rpa<M vüzünden rlevam edi'eır>°rni?tir. Babaeskide bir futbol maçı Babaeski (Hususî) Geçenlerde buraya tâbi Pehlivanköy genclerinin teşkil ettikleri spor kulübü futbolcularile Babaeskililer bir maç yaptılar. 00 beraberlikle neticelenen birinci devreden sonra oyun çok zevklendi. Babaeskililer bir gol atarak vaziyeti 10 j lehlerine çevirdikten sonra kendilerinde yorgunluk alâmetleri başgösterdi. Bun dan istifade eden Pehlivanköylüler üst üste iki gol atıp maçı 21 kazanmağa muvaffak oldular. Davis kupasında Yugoslavlar Avusturyahları yendi Salatasaray • Vefa maçtnda Haşimin Vefa müdafilerile Viyana 14 (A.A.) Davis kupası müsabakasında, Yugoslavya takımı A çarpışması vusturya takımını 20 yenmiştir. TABANCA İLE OYNIYAN ÇOCUK YARALANDI Yenişehirde Çalgıcı sokağında 2 numarah evde oturan Novbar isminde küçük bir çocuk evde kimse yokken dolabdaki tabancayı almış ve karıştırırken tabanca birden ateş almıştır. Çıkan kurşun Novbarın karnından girmiş ve vücudünü delerek arkadan çıkmıştır. Çocuk, ağır yaralı bir halde Şişli hastanesine kaldırılmıştır. DEMİR HIRSIZLARI YAKALAN DI Şark Demiryolları kumpanyasına aid malzemeyi çalan iki hırsız yaka lanmıştır. Gazlıçeşmede Demirhane caddesinde 111 numarah evde oturan îzzet ve arkadaşı Ismail Fatihte Halife mahallesinde Nuribaba sokağında oturan Tahirin arabasını kiralamışlar ve Bakırköyüne geçerek cimento fabrikası civannda şimendifer kumpanyasına aid bulunan 14 parça demiri çalarak ara baya yüklemişlerdir. Hırsızlar Yedikule kapısmda bu demirlere de kanmamışlar, orada Corciyc aid demir tekerlekleri de çalmışlardır. Fakat tam bu sırada zabıta me murları yetişmiş ve hırsızları yakalamıstır. HEM EVİNE, HEM KAHVESİNE TAARRUZ ETMİŞ Kumusyoncu Vahdeddin isminde birisi kahveci Haşimin evine ve kahvesine taarruz ederek kendisine ve karısma hakarette bulunmuş ve şikâyet üzerine yakalanmıştır. KAÇAKÇILIK EDERKEN YAKA LANDI Küçükpazarda Velinin kahvesinde oturan sabıkahlardan Muhid din Beykozda vapur iskelesinde kaçak sigara kâğıdı satarken yakalanmıştır. Kaçakçınm üzerinde 200 paket kaçak kâğıd bulunmuştur. DÜŞEREK YARALANAN KIZ LAR Dün Üsküdarda Ahçıbaşı yo kuşunda 71 numarah evde oturan yüzbaşı Yusufun biri 12, diğeri 13 yaşında olan Nebahatle Sabahat admdaki kız ları pencereden sokağa bakarlarken muvazenelerini kaybederek sokağa düşmüş ve yaralanmışlardır. Şişli Nüfus memurluğu binasında da Ohanes kızı Filofer ayağı kayarak merdivenden düşmüş ve kolundan yaralanmıştır. Yaralı, Şişli Çocuk hastanesine kaldırılmıştır. SALEBDEN ZEHİRLENEN BİLET Çİ Son günlerde şehrimizde zehir lenme vak'aları nazarı dikkati celbedecek derecede çoğalmıştır. Dün de bir zehirlenme vak'ası olmuştur. Üsküdarda Tabaklar mahallesinde oturan 25 yaşında tramvay biletçisi Ah med sabah erkenden depo önündeki seyyar salebciden bir saleb içmiş ve biraz sonra kıvranarak yere yuvarlanmıştır. Doktor tarafından yapılan mu ayenede Ahmedin zehirlendiği anlaşı larak hastaneye kaldırılmıştır. BALATTA BİR ESRARHANE BA SILDI Zabıta dün bir esrarhane daha meydana çıkarmıştır. Bu esrarhane Balatta Salmatomrukta Sütlüaş soka ğındadır. Burada esrar içen aktar îs hak, Ismail ve kulübenin sahibi Remzi yakalanmışlardır. SAHİR ÜZEL Ercisten bir yamac