5 Haziran 1936 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

5 Haziran 1936 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURİYET 5 Haziran 1936 VIYANA OONUŞU Tarihî tefrika: 53 M. TURHAN TAN ( Şehir ve Memleket Haberleri } Siyasî icmal 1 urk 1 utun Limited Sirketi Hazırlığını bitirerek faaliyete geçti Türk tütününe mamul veya yaprak olarak memleket haricmde mahrecler bulmak üzere teşkıl olunan şirket son gün lerde faaliyete başlamış bulunuyor. Yeni şirketin teşkili sebebi malumdur: Tütün tıcaretınde husule gelen büyük tebeddüller neticesinde Türk piyasasının en kuvvetli müessesesi olarak ortada kendi Tütün İnhisar İdaremiz kaldı. Muamelelerinde manevî şahsiyeti haiz bir müessese olmasına rağmen nihayet resmî bir idare olan Tütün İnhisar İdaremizin hareketlerinde ticaretin istediği bütün bir serbestlıkle yürüyemediği görülmüştür. Halbuki bu idaremizin harice karşı diğer hususî müesseselere nisbetle büyük emniyet ve itimad şartlarını haiz bulunduğu malumdu, ve bu idaremizin müstesna vaziyetinden hakkile istifade olunmaması bir ziyandı. İşte başlıca müştereklerinden biri İnhisar îdaremiz olan yeni teşekkül, ticarî sahada tam bir serbestlikle hareket etmek suretile ortadaki noksanı bertaraf etmeği istihdaf etmiş bulunuyor. Millî malî müesseselerimizin de alâkadar olduğu yeni müessesenin idaresi kifayetli ellere tevdi olunmuştur. İdare meclisi reisi Nemlizade Mithat büyük haysiyetile taarüf etmiş kıymetli bir tütün tacirimizdir. Şirketin müdürlüğüne getirilen Ahmed Naci Turac ise memleketimizin ihtiyac ve icablarını olduğu kadar; Avrupa ticaret âlemini ve o âlemle temasın inceliklerini pek iyi bilen ve bunu fliyatile ispat etmiş bulunan çok kıymetli diğer bir vatandaşımızdır. Şirketin faaliyetlerinde rol alan diğer elemanlar da derece derece meziyet sahibi zatlardır. Bu şartlar içinde yeni şirketin hayırlı muvaffakiyetlere namzed bulunduğunda süphe edilemez. Bizden sonsuz temenniler. Ş. Şimendiferleri Gümrük ambarlaŞirket hesablarmda rında hırsızlık oldu hileler mi yapmış? Şark Demiryollarında 935 senesi hesabları üzerinde yapılan tetkikata aid rapor Nafıa Vekâletine verilmiştir. Tetkikatı yapan heyet; kumpanyanın hükumet tarafından satın alınma teklifi üzerine yaptığı bazı hesab hilelerini ve doğru olmıyan hareketleri meydana çıkarmış ve bunları da raporuna eklemiştir. Kumpanya demirbaş eşya değerini, hükumetin satın alınma teklifini yaptık tan sonra hiç te sebeb yokken altm esasını ileri sürerek eşya bedelini dokuz misli artırmak suretile bilânçoya 300,000 küsur lira bir fark ilâve etmiştir. Kum panya bunu Paristeki merkez bürosun dan alınan bir emir üzerine yapmıştır. Kumpanya direktörü ve ecnebi şeflerin sigorta primleri kumpanya tarafından ödenmekte ve kumpanya binalarile sair tesisat frank esasile bir sigorta kumpan yasına sigortalı bulunmaktadır ki bunlann ikisi de yolsuz harekettir. Kumpan yanın hiçbir işinde münakasa şartlarına riayet etmediği, eşya ve malzeme ihalelerini muayyen eşhasa yaptığı görülmüştür. Hiç lüzum yokken Sofyada bulundurulan bir muhabire mütemadiyen para gönderilmesi de nazan dikkati celbet miştir. Fransız sosyalistlerinin politikası ne olacak? ransada iş başına sosyalistlej geldi. Yeni kabinedeki en mü» him nezaretleri sosyalistlerle ra* dikal sosyalistler paylaştılar. Komünist* ler yeni hükumete iştirak etmediler; lâkia muzaheret etmeği vadettiler. Şu kadaj var ki komünistler Blum kabinesinin dü « şündüğünü ve yaptığmı ne zaman beğeni miyecek olurlarsa kabine ekalliyette ka« larak düşeceğinden sol cenahm münteha* sındaki bu parti daima dileklerini hüku « mete iştirak etmeksizin yaptıracak vazi • yette bulunacaktır. Bu vaziyeti sosyalistler iyi bildikle • rinden son kongrelerinde liderleri M, Blume kabinesinin azalarını dılediği gibi seçmeğe salâhiyet verirken komünistlerle esaslarda pek ayrı olmadıklarım ispat eden kararlar verdiler. Bu kararların başında Fransa dahilinde faşizmi yani sa§ partıleri kırıp yıkmak, bankaları ve sanayii inhisar altma alan patronlar züm « resine karşı savaş yapmak ve askerlik' müddetini indirmek vardır. Sosyalist partisinin inkılâbcı gayesinin Fransada sermayedarlık rejimini tama * mıle ve kökünden yıkmak ve yeni içti « maî binayı bundan sonra kurmak olduğu da tasrih edildi. Fransanın dahilî rejimi değişiyor dei mektir. Acaba Fransanın müstemleke ve dış politikaları da değişecek midir? Sosyalistler kongresinde dış politika öze « rinde görüşüldüğü vakit, 1918 senesindenberi yani Versay muahedesinden iti" baren başhyan Fransız haricî politkiasile lâka ve münasebetin kesilmesi ittifakla kabul edilmiştir ve Hariciye Nezaretine de Lavali düşüren, Milletler Cemiyetini ve zecrî tedbirleri şiddetle iltizam eden M. Delbos gelmekte olduğuna göre Fransanın yeni dış politikası İngiltere ile sıkı mesai birliğine ve Milletler Cemiyetinin müdafaası esaslanna dayanacaktır. Fransanın müstemleke politikasının da esasından değişeceği anlaşılıyor. Fransanın himayesi altında bulunan Tunus Beyliği nezdinde Fransız fevkalâde komiseri iken Fas Sultanlığı fevkalâde komiserliğine tayin olunan M. Peyrou tona kongrede çok şiddetle hücum edil miş ve ittifakla aleyhine bir karar suretl kabul edilmiştir. Mumaüeyhin Fasta • ki sosyalistlerin, Paris kongresine mu • rahhas göndermelerine mâni olması, bu hücuma sebeb gösterilmişse de gerek Tunusta, gerek Fasta yerli politikacılara karşı gösterdiği şiddet, bu hücumlarda en büyük amil olmuştur. îngiltereden sonra dünyanın en büyük müstemleke imparatorluğu Fransadır. Müstemlekelerin en zengin ve mühim kısmı şimalî Afrikadadır. 1870 Fransız Alman harbindenberi nefsi Fransanın müdafaasında, şimalî Afrikadaki yerle « rin muharib ve cesur halkından alman askerlerin mühim hissesi vardır. Buna rağ» men bu müstemlekelerin yerli ahalisi meb'us ve belediye azası seçemedikleri gibi mahkemelerde örfî kanunlarla idara olunurlar. Zaman ilerledikçe şimalî Afrika müslümanlannın gözü açılmıştır. Medenî haklardan ve Fransadaki adilâne kanun* ardan mahrum edilmiş olmalan münev * ver ve genc Cezayirli, Tunuslu ve Fasli müslümanlar tarafından millî bir haka " ret gibi telâkki edilmiştir. Bu yüzden bunların arasında millî hareketler çok kuvvet bulmuştur. Şimdiye kadar Fran • sadaki hükumetler bu hareketleri kılıc v« ateşle yatıştırmak istemişlerdir. Sosyalistler ise başka türlü düşünüyon» lar. Bunlyr, kongrelerindeki temayüller • den anlaşıldığı veçhile, şimalî Afrika müslümanlarını Fransızlarla müsavi hak sahibi görmek istiyorlar. Eğer bu *rzulan Blum kabinesi tahakkuk ettirecek CH lursa Fransa ile müstemleke imparatorliM ğu arasındaki münasebetler büsbütün de» ğişecektir. Sosyalistler kougresinde Fran« sa ile Suriye arasında dostluk ve muhab* bet tesisi ve iki memleketin bundan son«* raki münasebetlerinin bir ittifaka dayanması ve Suriyenin de Irak gibi Milletle* Cemyetine aza olması için de bir kara# sureti kabul edilmiştir. Suriyedeki Vata* nilerin bütün ümidi Fransız sosyalistle • rindedir. Bu ümidledir ki şimdilik Filis • tindeki ırktaşlannm mücadelesini yeni b i | örnek tutmuyorlar. Tezer sarayı ateşe vermiş, fakat iş anlaşılmış, bunun üzerine Edirnede boğdurulup kardeşi Yusufun sırtma yükletilerek Tuncaya atılmıştı Fakat Tezer, öbür kızlar gibi nefesini kısmış ve köşesine sinmiş değildi. Padışahın geldiğini duyar duymaz mecnun bir fikrin tazyıkı altma düşmüştü, ay lardanberi sürüp giden tereddüdlerden, endişelerden, sıkıntılardan kurtulmayı tasarlamıştı. Omzuna aldığı vazifeyi o gece yapmak istiyordu. Elinde zehir yoktu, silâh yoktu. Olsa da bunları kullanmak mümkün değildi. Fakat ateş vardı. Sa rayı, herkes uykuda iken, tutuşturursa padişahm yanacağını umuyordu. îşte bu deli düşünce Tezeri şuurundan ayırdı, iradesini mahmuzladı ve kadıncağız, bütün sarayın bir yalana aldanıp ıssızlığa büründüğü bir demde odasından çıktı, duvarlara sürünerek padişahın ya tak odasına kadar gitti, elindeki yağlı çırayı bir köşe kandilinden tutuşturdu ve onunla perdeyi ateşledi. llkin küçük bir cızırtı ile perde üzerinde kızıl münhaniler çizen ateş, bir lâhza sonra parlak bir alev oldu ve ahşab kapıyı ısırmağa koyuldu. Tezer, hiç şaşırmadan, telâş göstermeden alevin yük selişini seyrediyordu. Kapının tutuştuğu nu, padişahın içeriden kolayhkla çıka mıyacağını görünce hızh hızlı yürüdü, Valide Sultan dairesine ulaştı, orada da bir perde tutuşturdu. Artık vazifesini yaptığma kanaat ge irmişti, Kara Mehmedın hayalini selâmlıyarak odasına dönüyordu. Fakat çıralaşmış ahşab duvarları çarçabuk saran alevler bütün sarayı ışık içinde bıraktığından odalarına kapanmış olan kızlar, haremağalan hayret ve telâş içinde kori dorlara dökülüyorlardı. Bunlardan bir kısmı, iki taraftan yükselen dumanlı ışık arasında Tezerin odasına doğru gittiğinı görmüşlerdi. Avcı Sultan Mehmed, Sadırazam Kaymakamı Süleyman Paşanın takririnı Edirnede aldı. Sarayın Tezer adlı kadın elile tutuşturulan perdeler yüzünden yandığını anlayınca küçük bir hiddet gös termedı: Emir, dedi, Allahın. Bilâli Habeşî hazretleri bu kızı şu iş için saraya göndermiş demek. Onun dileği yerini buldu. Şimdi ben de padişahlığımı gösteririm. Ve Tezerin hemen Edirneye yollan masını Süleyman Paşaya yazdı. Ayni zamanda İstanbula bir memur göndere rek yangın yerinde yeni bir saray kur durmağa başladı. Tezer, on beş gün sonra Edirneye varmıştı, kısa bir sorgudan sonra Bostancıbaşıya verilip boğdurtulmuştu. Padişah, bu yangın işinde kendıne bir suikasd bulunduğunu düşünmüş değildi. Sarayın yanmasına Bilâli Habeşinin lüzum gördüğüne inanıyordu ve bu inancla tees süre lüzum görmüyordu. Fakat ileride bir başka halayığm veya kölenin böyle bir harekete kalkışmasımn önünü almak için de Tezeri öldürtmeği gerekli buluyordu. Bilâli Habeşinin maksadı sarayın yanması ise bu maksad hasıl olmuştu, kızın hayatile onun alâkalanmasına sebeb yoktu. Cahil hünkâr işte böyle düşün müş ve zavalh Tezeri öldürtmüştü. (1) tı. Bostancıbaşı bu işi kendi neferlerin den birine gördürmedi, ahır uşaklanndan birine yükletti. Tesadüf, onun karşısma Yusufu çıkartmıştı ve bedbaht ölüyü Tuncaya atmak vazifesi öz kardeşine gördürülüyordu. Ne İstanbuldaki yangını duymuş, ne de ablasının Edirneye getirilip boğulduğunu işitmiş olan Yusuf, omzuna atılan ,çuvah Tunca kıyısına kadar kayidsizce taşıdı. Ölünün boğazına bir taş bağla mak emrini aldığından su kenanna ge lince irice bir taş buldu, çuvalın ağzını açıp taşı yerleştirmek istedi ve belinledi. Gözlerine inanmıyordu, inanamıyor du. Bir suçlunun cesedi diye kayidsizce taşıdığı, boğazma taş asıp suya atmağa hazırlandığı şu ölü, kendinin canı ciğeri ve öz kardeşi miydi?.. Yusuf, hayretten teessüre ve teessürden tecennüne geçi yordu. Çılgın bir buhran içinde ölüye sanlıp gözyaşı döküyordu. Fakat ağlamaktan ne çıkardı? Işte Tezer ölmüştü. Hayır. Ölmüş değildi, öldürülmüştü. Ne gözyaşı, ne dövünmek onu yeniden diriltemezdi. Bir emel ardına düşüp yurdundan ayrılan ve o emele ermek hulyasile cürmünden çok büyük işler ba|armayı gözüne alan güzel kadın artık bir hayal olmuştu. Hakikatken yurdsuz, yuvasız yaşadığı gibi şimdi de mezarsız sürünecekti. Yusuf, elinde taş, uzun uzun ağladı. Gencliğine doymadan, ardında koştuğu bahtiyarlık çiçeğinin kokusunu duyma dan sönüp giden güzel kardeşini sık sık kucaklayıp öptü, okşadı, sonra ne yapabileceğini düşünmeğe daldı. Önünde bir ölü vardı, beyninde de ölünün kara ha yaleti dolaşıyordu. Ne ölüden gözünü ayırabiliyordu, ne o hayaleti kafasından kovmak kudretini buluyordu. Bununla beraber birşey yapmak ge rekti. Bir saraylınm kendi bulunduğu yere gelmesi ve bu vaziyeti görmesi iyi bir netice vermezdi. Bu sebeble ciğeri yana yana, yüreği kanaya kanaya kaderin omzuna yüklettiği ağır vazifeyi yaptı, ölüyü bir kere daha öpüp koçtuktan sonra çuvala yerleştirdi, taşı da yamna koydu ve ruhunu suya bırakıyormuş gibi her ya nında ateşli sızılar duya duya cesedi Tuncaya bıraktı. Su, köpüklü tebessümlerle açılan bir ağız gibi mahzuz bir inkişafla çuvala sarılı Tezeri karşılamış ve onu görünmez derinliklerinde oyutmak üzere hareli bir kucaklayışla içine çekip gö türmüştü!... [Arkası var] Suçlular Adliyeye verilerek tevkif edildiler Gümrük ambarlarmda bir senedenberi yapılmakta olan bir hırsızlık meydana cıkarılmış ve bu işin suçlusu olarak am barda hamallık ve ahçılık yapan İbra him ile Sıddık Adliyeye verilmişlerdir. Yapılan tahkikatta bir senedir zaman, zaman birçok sandıklann bazan kısmen ve bazan da tamamen kırılarak içlerinden külliyetli miktarda eşya çahndığı meydana cıkarılmış ve suçlulann evlerinde yapılan araştırmada da bu eşyalardan bir çoğu bulunmuştur. Sıddık ile İbrahimin dün Sultanah med birinci sulh ceza mahkemesinde duruşmalan yapılmıştır. Bunlardan Sıddık, hâkimin sorduğu suallere karşı ezcümle: «Ali, Murad, Musa ve diğer bazı ha mallar tarafından bir senedir bu kabil hırsızlıklar yapıldığını biliyordum. Fa kat isbat edemem diye ihbar etmedim.» demiştir. Sorgu sonunda her iki suçlunun da tevkifine karar verilmiştir. ADLİYEDE Ayağı kesilen çocukcağız KÜLTÜR ÎŞLERİ llk mekteb tatilleri Resmî ilkmekteblerde, 12 haziranda imtihanlara nihayet verilecektir, Ma* mafıh tatilde her hafta çarşamba günleri öğleden sonra, cumartesi de öğleden evvel mektebler açık bulunacak, başmuallim ler vaki olacak müracaatlere cevab vereceklerdir. Muallimler ise, adreslerini mekteb müdürlüğünde bırakmak şartile tatili istedıkleri yerde geçirebileceklerdir. Türk muallimlerinin Almanya seyahati Alman Muallimler Biriliği, îstanbul Alman mektebi vasıtasile temmuz ayı i çinde Türk muallimlerini Almanyaya davet etmiştir. Alman Muallimler Birliği, Almanyaya gidecek muallimlerin gezecekleri ve meslekî tetkikat yapacakları şehirlerin isimlerini ve muallimlerin ne suretle mi safir edileceğini gösteren bir program hazırlıyarak Istanbul Alman mektebine göndermiştir. Bu programa göre her Türk mualli minin iştirak edebileceği bu seyahatte muallimler 28 gün Alman muallimlerinin misafiri olarak Almanyada kalacak ve Breslav, Dresden, Berlin, Hamburg, Bremen, Ror, Kolonya, Ren, Frankfort, îmmayin, Haydelberg, Karmiş Partenkirşe ile Münihte tetkikat yapacaklardır. Avusturya Muallimler Birliğile Ma car Muallimler Birliği de Türk mual limlerini davet etmiş olduklarından seyahate iştirak edenler Viyanada ve Peş tede de kalacaklardır. Tetkik seyahati 38 gün devam edecek (1) Saray yangınmı tarih şöyle anlatı . yor: «Sarayı cedidi padisahinin Haremi has sma bir cariye mubaşeretile ateş isabet eyledi. Umumen Haremi şerif ve Adil koşku ve dıvan olan Kubab ve tasra haziııe ve defterhanelerin balâsı ve Darüssaade kapısı ve Karaağalar odaları ve Valide SuL tan yeri ve iç mutfak mulhakatıle muh terik olup cümle harem halkı Çayır kaş . küne kaçıp andan Eskisaraya naklolun duklarm Müşir Istanbul Muhafızı Vezir Süleyman Paşanın arzı Edirnede rikâbı hümayuna gelip mefhumu malumları olıcak asla beserei mubarekei afitab misallerine zerre kadar tegayyur ve infial ârız olmayup emir Allahın demeden gayri nesne buyurmayıp kasde mukarin ihraka se. beb olan cariye Edirneye getirilip BostanKara Mehmedin tenbihine aykırı ha cıbasıya teslim ve mahnuk kılınıp boğazıreket eden ve kendini göz göre göre teh na bir taş bağlayup Tuncaya attılar. Silâhtar Tarihi C: 1. S. 384 likeye atan Tezerin cesedi suya atılacak Evvelki gün Gülhane parkı önünde bir tramvay kazası olmuş; tramvay al tında kalan Orhan Rüştü isminde bir çocuğun iki ayağı birden kesilmişti. Bu hâdise hakkında Müddeiumumî muavin lerinden Hikmet tahkikata devam etmektedir. Gülhanede tedavi altma alman çocuğun muayenesine lüzum görülmüş ve Bundan iki sene evvel efkân umumiye tabibi adlî Enver dün hastaneye giderek yi çok meşgul eden büyük takas yolsuz muayeneyi yapmıştır. luğuna aid tahkikat mahkemeye intikal Bir ciirüm eşyası ortada yok edeceği sırada müfettişler bu tahkıkata Eğirdir Müddeiumumiliğinden Istan yeniden el koymuşlardı. bul Müddeiumumiliğine gönderilen bir Takas tahkikatını yapan muhtelif paket içindeki eşyayı cürmiye kaybol Vekâletlerin müfettişlerinden mürekkeb duğu için tahkikat yapılmaktadır. Söylendiğine göre Tıbbı Adli mües karışık heyet uzunboylu tahkikat yaparak sesesinde muayene edilmek üzere göndeve o esnada takas heyetinde bulunan ve heyet haricinde eksperlık yapan zevatı rilen bu paketin içinde bir cinayet sıra ticaret müdürlüğü ve oda memurlarile sında kanlanan bir pantalon vardır. Posgümrük memurlarını dinliyerek büyük bir ta idaresinden Adliye levazımına teslim rapor hazırlamıştı. Sonra görülen lüzum edildiği söylenmekte ise de paket meyüzerine müfettişler tekrar tahkikat yap danda yoktur. Tahkikat neticesinde ne mışlar ve raporlarını aid olduğu Vekâ' o'duğu aniaşılacaktır. letlere vermişlerdi. Bu raporlara göre ta Bir katil 15 seneye mahkum kas suiistimalinin yapıldığı anlaşılıyor ve oldu bu geniş suiistimalden dolayı içlerinde saIstinyede çilekçilik yapan Hüsnü ile bık ticaret müdür, bir ticaret komiseri, oDursun arasında bundan bir müddet evda idare heyeti azaları ve birçok memurlar, eksperler olmak üzere 43 kişi suçlu vel bir kavga olmuş Hüsnü tabanca ile olarak gösteriliyordu. Bu meyanda sui Dursunu öldürmüştü. Sebebine gelince, istimale önayak olan bazı kimselerin de Dursun çilek parasmdan Hüsnüde olan memleket haricine kaçtıklan anlaşılmak alacağını alamaması üzerine icraya müracaat etmiş Hüsnü de bundan muğber taydı. Suçlulardan memur olanların evrakı olmuştu. Bu yüzden açılan ve Ağırceza Vilâyet idare heyetine verilmiş, lüzumu mahkemesinde bakılmakta olan dava nemuhakemelerine karar verilmesi üzerine tıcelenmiş suçlunun on beş sene hapse bu memurlar derhal Devlet Şurasına mü konmasına karar verilmiştir. Takas suiistimali Müfettişler yeniden tahkikata lüzum gördüler racaat ederek Vilâyet idare heyetinin kararına itiraz etmişlerdi, diğer taraftan memur olmıyan suçlulann 36 kilo 300 gram tutan tahkikat evrakı da sekizinci ihtısas mahkemesine verilmişti. Şimdi görülen lüzum üzerine bu bü yük ve şümullü işe müfettişler yeniden el koymuşlardır. Evvelce bu tahkikatı yapmış olan gümrük müfettişlerinden eski İstanbul Gümrükleri Başmüdürü Ali Kemal dün Gümrüğe gelerek tahkikata başlamıştır. Ali Kemal eski tahkikat evrakının suretini de çıkartmağa başla mıştır. MÜTEFERRİK Devlet tiyatrosu hakkında yapılan tetkikat Galata Ermeni kilisesine mütevelli heyeti seçildi Bakırköyde yardım edilen çocuklar CEMİYETLERDE Kızılay Üsküdar şubesinin verdiği müsamere Kızılay haftası münasebetile evvelki gün Üsküdar kaza şubesi tarafından Doğancılar parkında bir eğlence tertib edilmiştir. Park baştanaşağı küçük büyük bayraklarla süslenmişti. Binlerce halk parkta toplanmış ve geç vakte kadar bir koro heyeti tarafından müteaddid müzik parçaları çalınmış ve Kızılay hakkında birçok söylevler verilmiştir. Bugün Üsküdar şubesi tarafından gene daha büyük programlı bir merasim ve bir eğlenCe yapılacaktır. Ambarlı köyünde sevindirilen yavrular Cumhuriyet Halk Partisi Bakırköy kaza heyeti tarafından üç sene evvel teşkil edilmiş olan Bakırköy MektebL'leri Koruma Cemiyeti içinde bulunduğumuz ders senesinin başlangıcındanberi haftada beş gün 24 çocuğa sıcak yemek tevzi etmiştir. Çok muntazam bir teşkilâtla iş gören cemiyet bu çocuklara aynca d;rs Ievazrmı ile giyecek te tevzi etmiştir. Ders senesinin sona ermesi münasebetile cemiyet idare heyeti kazanın köyle rini dolaşarak bütün mekteb talebel»rine peynirlipide, lokum ve ders levazımm^an mürekkeb birer hediye dağıtmıştır. Bu arada köylerde de mevziî teşkilât yapılmasma karar verilmiştir. Resmimiz cemiyet idare heyetini Ambarlı köyündeki mektebin yavrularile birlıkte gösteriyor. Garsonların bahşişi meselesi Garsonlar Cemiyeti heyeti umumiyesi bu ayın 19 unda Bursa sokağında musiki san'atkârlan cemiyetinde bir toplanh yapacaklardır. Bu toplantıda garsonların ötedenberi sızlandığı garson bahşişi meselesi görüşülecektir. Garsonlar bahşiş lerin ve yüzde 10 garson hakkmın da patronlar tarafından alınmasına itiraz etmektedirler. Memleketimizde kurulacak devlet tiyatrosu hakkında tetkiklerde bulunmak üzere evvelce şehrimize gelmiş bulunan Karl Ebert, tetkiklerini bitirerek raporunu Maarif Vekâletine vermiştir. Karl Ebertin en fazla üzerinde durduğu mesele, dram ve operet artisti yetiştirmektir. Devlet tiyatrosunda kurulacak orkestrada çalışmak üzere de müstaid zekâlar tesbit edilmektedir. Oskestrada çalışmak için şimdiye kadar 25 genc tesbit edil miştir. Karl Ebertin fikrine göre, Musiki Muallim mektebinin, bugünkü mektebcilik îstanbul Vilâyetinin kararile Galata ruhuna dokunulmadan yavaş yavaş bir daki Ermeni kilisesi mütevelli heyeti reisi konservatuar haline getirilmesi muva Ohanes Keşişyanın vazifesine niha fıktır. yet verilmiştir. Vilâyetin bu kararı GalaBugün 600 göçmen geliyor ta nahiye müdürü Talât tarafından ONâzım vapurile bugün Köstenceden hanes Keşişyana tebliğ edilmiş ve evvel 600 göçmen gelecektir. Bunlar Tuzlada ce çekilen mütevelli heyeti azalannın da sıhhî tathirata tâbi tutulduktan sonra bundan sonra idare işlerine iştirak ede Anadolu dahiline sevkedileceklerdir. cekleri bildirilmiştir. Keşişyana şımdiye VİLÂYETTE kadar olduğu gibi yalnızbaşına hareket edemyeceği anlatılarak derhal intihabat Tahrir komisyonları işe yapılması tebliğ olunmuştur. başladı Bunun üzerine yapılan intihab neticeArazi tahririne memur edilen komis sinde yeni mütevelli heyeti riyasetine yonlar mıntakalarında işe başlamışlardır. Dandinyan, veznedarlığa da Hanımyan Komisyonlara lüzumu kadar kâtib de seçilmiştir. verilmiştir. Son zamanlarda birçok hâdiselere sahne olan Galata kilisesi bu suretle ka Emniyet müdürlüğü kadrosu geldi nunî bir heyet tarafından idare edilmeğe başlanmıştır. Yeni mütevelli heyeti, Istanbul Emniyet Müdürlüğü kadrosu Keşişyanın iki senedenberi yalnızbaşına dün Vilâyete tebliğ edilmiştir. Yeni kadyaptığı işlerin tetkikine başlamıştır. Diğer roda değişiklik yoktur. taraftan Evkaf Müdiriyeti de Keşişyamn ECNEBİ MEHAFlLDE tuttuğu defterleri tetkik etmek lüzumunu hissetmiştir. Bundan başka polis müdiriYugoslavya Nazırı geliyor yeti de yapılan bazı şikâyetlerle bomba Yugoslavya kabinesinde sandalyasız hâdisesi etrafında ayrıca tahkikat yap Nazır doktor Şevki Behmen bu sabahki maktadjr. Trenle Belgraddan şehrimize gelecek Diğer taraftan aylardanberi maaş a buradan Ankaraya gidecektir. Şevki lamıyan papazlar da Keşişyan aleyhine Behmen Yugoslavya Başvekilinin çok ikamei dava etmişlerdır. yakın dostlanndandır. Muharrem Feyzî Togaf, Cumhuriyet Nushaıı S Kunıştnr7 Senelik 1400 Kr. 1700 Kr. Altı aylık 750 1450 Ûç ayUk 400 800 Bir aylık 1SO yoktnr şeraiti i w° 1 Türkiye Hariç W°

Bu sayıdan diğer sayfalar: