24 Mayıs 1936 CUMHUBtYET Kültür ve terbiye Terbiyede esas Nazariyede vahdete mukabil tatbikat zaman ve hayata göre değişir Yazan : Profesör Salih Murad 25 yıl haksız yere hapiste yattı Şimdi 65 bin lira mükâfat alıyor Balkan Antantının Avrupaya verdiği ders Belgradda cereyan eden hâdiseler çok eski ve temelli olan Türk Yugoslav dosluğunu bir kere daha tebarüz ettirmiştir Belgrad mektubları Balahu Badoglio smanlı tarihinde iki sefer vardır ki hatırıma geldikçe beni derin derin düşündürür. Bunlardan biri Dördüncü Mehmedin Sadrazamlanndan Kara Muradın ünlü haydudlardan Katırcıoğlunu «bu boya kıyılmaz» diye hünkâra affettirmesidir. Katırcıoğluna haydud diyişim vak'anüvislere uyugumdandır. Yoksa o adamın zulme silâh çekmiş bir yiğit olduğu paşalıkla Giride gittikten sonra gösterdiği bahadırlıklarla sabittir. Fakat ne olursa olsun Istanbula getirilişinde kanı heder sayılan bir suçlu idi. Kara Murad Paşa onun boyuna bosuna acıdı, canını bağışlattı. Ikinci fıkra, Yeniçeriliği kaldıran Sultan Mahmudun, en kuvvetli nedimleri tarafından öldürülmesine lüzum gösterilen Sadrazam Rauf Paşayı: «Kallâvî ka vuk onun başma çok iyi yakışıyor» diye koruması ve ölümden azad etmesidir. Hünkâr, vezirine isnad olunan suçun doğru olup olmadığına değer vermemiş ve öldürtülmek istenilen adamm başmdaki tenasübe, daha doğrusu o başa vezir kavuğunun çok iyi yakıştığına bakarak merhametli davranmıştır. Ne Dördüncü Mehmed, ne Ikinci Mahmud adam öldürmekte imsak göstermemişlerdir. Fakat birinin Katırcıoğlunu, öbürünün Rauf Paşayı korumalannda biran için âdil olmak kaygusuna kapılmadıklan nasıl iddia olunabilir?.. [Her yerde olduğu gibi bizde de zayük terbiyecilerin bu vadide birçok nazaman zaman bu mevzulara dair yazılar riyeler güttükleri muhakkak ise de terbigörülüyor. Profesör Salih Murad da bu yede başlıca gayenin insana iyi bir şekil vadide arasıra yazanlardandır. Cumhu vermekten ibaret olduğu muhakkaktır. riyct sütunlarında geçen sene (Kültür ve Terbiyenin, terbiye edicilerin tecrübele sınamalar) ve ıki üç ay evvel de (Kültür rinden müteessir olması muhakkak olmakkaynağı) başlıklı yazıları çıkmıştı. Bun la beraber bütün tecrübelerin de (terbilarda umumî kültür meseleleri ve bilhassa yevî) olması icab etmez. Terbiye iyi ve lise programlan hakkında birkaç makale fena olabilir; bu işte iyilikle fenahk teryazacağını vadetmişti. Bu makalelerin biyecinin fazilet, akıl ve zekâsına bağlıbirinci serisi liselere ve ikincisi yüksek dır. Eğer bu terbiye doğru mahsul ye Joseph Wendling tahsil ile teknik terbiyeye aid olacaktır. tiştiriyorsa, kullanılan vasıtalar matlub Evvelki yazılarında olduğu gibi bu yazı neticeyi verebilecek kabiliyette ise ve u Amerika hükumeti nahak yere 25 selann da mihrak noktasında riyaziye ve suller dirayetli, kıvamlı ve sebatlı bir su ne hapsettiği bir Fransıza altmış beş bin müspet ilimler bulunacaktır. Bu yazılar rette tatbık edilırse bu terbiye iyidir. lira tazminat vermeğe karar vermiştir. da terbiyenin ana hatlarile bizdeki sekilJoseph Wendlig adındaki Fransız Bu halde terbiye meselesi şahsî bir meleri gözden geçirılecek ve garb memle sele olup müessirliği ve kıymeti, herhan 1909 da Amerikaya hicret ederek Ken ketlerindeki programlar üzerinde muka gi bir cemiyette, büyük gayeler arasında tuchyde bir bira fabrikasında amele o yeseli araştırmalar yapıhp müspet bir değişir. Çünkü her yerde ve her zaman larak çalışmağa başlamıştır. Birkaç zanetice çıkanlmağa çalışılacaktır. ellerıne çocuklar teslim edilen terbiyeci man sonra fabrika müdürü Mr. Kellerin * ** Belgradda toplanan dört Balkan devleti nazırının samimi hasbihali ler zekâ, fazilet ve akıl itibarile birbirin çocuğunu kaçırmakla maznun olarak Belgrad (Hususî muhabirimizden) lar ve orta Avrupa devletleri, kat'î bir: Yüksek Mühendis mektebinde fizik den çok farklıdır. Çocuğun terbiyecinin mahkemeye verilen Wendling bu suçtan bir hayalı gıbı olmasma bakılırsa terbiye dolayı kürek cezasına mahkum edilmiş Balkan Antantı devletleri mümessille «Olamaz» cevabı verdiler. Bundan başprofesörlüğü yapan bir şahsın kültür ve rinin Belgradda yaptıkları toplantıdan ka, küçük Balkan milletleri, Avrupanın terbiye meseleleri hakkında umumî mahi mahsullerınin de pek farklı olacağı der ve hapse atılmıştır. Gecen haziran çocuğu kaçıran asıl ca ve bu siyasî zümrenin resanetini teyid e ve cihanın büyük milletlerine dediler ki: yette yazı yazması Salih Muradı tanımı hal anlaşılır. Maamafih, bu farklara rağyanlara belki garib görünür. Onları tat men, her hoca devrinin ve memleketinin ni, ölüm döşeğinde iken cinayetini itiraf den mühim kararlardan bir hafta sonra, «Gene, Milletler Cemiyeti taraftarı kamin için baştan bir kaç söz söylemeği mefhum ve görüşlerini talebeye telkin et etmiş ve bunun üzerine yirmi beş senedir bugün, Belgrad konferansının neticele lıyoruz, kuvvetin hakka galebe etmesini münasib görüyoruz. Salih Murad belki mesı itibarile hedefte birleşirler. Bu hal masum olduğu halde hapiste yatan rinı soğukkanlıhkla muhakeme etmenin istemiyoruz, fakat sulhu, haricden gele kelimenin tam manasile, bir pedagog de de, bir cemiyette terbiye işlerinin muvaf Wendling serbest bırakılmıştır. Artık A zamanı gelmiş bulunuyor. cek hertürlü tehdidlere karşı müdafaaya ğildir. Fakat yirmi üç sene yani ömrü fakiyetle başarılabilmesi için cemiyetin, merikadan ümidi kesen bicare Fransız, Filhakika, Balkan devletlerinin Bel hazırız ve bilhassa .kendi yurdumuza sanün yansından biraz uzun süren hocalık kül halınde, terbiyenin kıymet ve mahiye Fransaya dönmüs ve Strasbourgda yer gradda yaptıkları toplanünın tam arife hib kalmak istiyoruz. Hiç kimse, bize müddetinin 2 senesini ilk, 3 senesini lise, tine lâyıkı veçhile ehemmiyet vermesi lesmiştir. Amerikadaki avukatı ise hü sinde, bazı ecnebi matbuatta bol bol gökarşı bildiği gibi harekete kalkışmasın, Zehirli gazlerin açtığı mezarlardan 10 senesini Deniz mektebi ve deniz inşa icab eder. Hatta bu bile kâfi değil. Ef kumetten tazminat talebinde bulunmuş rülen nahoş entrikalar ve mütalealar haçünkü, karşısında Balkanları, ecdadımı tanklarını atlatarak Adis Ababaya giren iye ve makine mühendisliği mektebleri, lâtunun (Terbiyeden maksad vücud ve tur. tıra getirilecek olursa, Belgrad konfe zm topraklarını çiğnemeğe teşebbüs e Mareşal Badoglionun orada yaptığı iş18 senesini Yüksek Mühendis mektebi, ruha istidadı nisbetinde güzellik ve ke Wendling çarsamba günü ayukatından ransınm, Balkan Antantının, hatta Kü decek herhangi kimseye, kendi fikrini lerin biri ve belki birincisi Balahuyu kur1 senesini Robert Kollej (Kollej, mü mal vermek) sözü doğru olsa bile ferdî Amerika âli mahkemesinin 65 bin lira çük Antantın ölüm çanını çalacağını ü zorla kabul ettirmek için hazır ve müt suna dizdirmek oldu. Habeşistanın en hendis ve sanayi kısımlan), 3 senesini Is güzellik ve kemalde bilfiil hayata tatbikî Iık tazminat itasına hükmettiğine dair bir mid eden bu ecnebi siyasî mahfillerin uğuzun boylu adamı olan Balahu, vaktile tehid bulacaklardır.» tanbul Sanayi mektebi ve 5 senesini de bakımmdan düşünülür. Bilfiil hayat ise, teleraf alarak sevinmistir. Ayni zamanda radıklan sukutu hayal kolayca tahmin eaşkta kendine rakib kesilen bir yurddaşıBunlar, hiç şüphesiz enerjik sözlerdir muhtelif askerî ihtısas mekteblerinde ge maddî şeraite tahakküm kabiliyeti, za:a miid"'HJ K*M**r ailesi de Wend dilebilir. Bu hususta neler söylenmedi ve nı öldürmüş ve muhakeme sırasında Neçirerek kendisini amatör bir pedagog man, mekân, kültür, millî emeller ve din üc bin İne;ilizlik bir mükâfat veri neler yazılmadı ki? Bu uydurma haber ve sükunet ve ölçü ile söylendikleri için, caşinin dikkatini celbederek affolunmus. addetmeğe hak kazanmıştır. Yukarıdaki gibi bir takım şartlara göre değişir. Ef yorlarmıs. lere nazaran, Yunanistan Balkan mena mülhem olduklan manevî ve askerî kuv imiş. Mühim nokta, Necaşini»ı bu affı rakamlann mecmuu olan 48 sene profe lâtun zamanındaki Atina ile bugünkü 25 sene b'oTmaK olarak haDÎste vat fiini temsil eden gruptan ayrılmak için vetle son derece büyük bir ehemmiyet ik müstebidce vermeyişi ve maktulün diyesörün yaşını geçer. Bir sene içinde bazan Paris, Londra ve Nevyork arasında bü ılr'gn sonra 7080 bin liralık mükâfat bahane bekliyor; Türkiyenin, Boğazlar tisab etmektedirler. Balkan memleket tini ödemesidir. Hayatın para ile ölçüliki, bazan üç ve bazan da dört mektebde yük fark bulunduğu gibi Büyük Harbmeselesinden dolayı, bütün Balkanlılar lerinin vaziyeti nihayet Avrupada anla düğü yerlerde böyle bir davranış tam bir olc df^üse bile herkaM» V,]T tesellidir. ders verdiği gözönünde tutulursa 48 aka den evvelki Türkiyedeki hayat şeraiti, la ve bilhassa Romanya ile bozuşması i şılmış olduğu ve fikirlerini pek sık tek adalet sayılır. demik seneyi 23 malî (veya güneş) se siyasî ve içtimaî düşünüşler bugünkünden Şair Ziya Paşanın 56 ncı ölüm cab ediyor; Yugoslavya ise, Avrupada rar etmek mecburiyetinde kalmıyacaklatşte Mareşal Badoglio o ayarda bir anesine sıkıştırmak zor değildir. Bu müd çok farklı idi. Bu halde terbiyenin ana ki vaziyetile meşgul olduğu için, Balkan n zannedilebilir. damı, tabiatin nadir yetiştirdiği bir kameyıldönümü det zarfında binlerce talebe ve birçok ho hedefi sabit olsa bile tatbikatta stk sık deFakat, Belgradda cereyan eden hâ ti kurşuna dizdirmiştir. Gazetelerin yazlar üzerindeki nüfuzunu muhafaza edeAdana (Hususî) : J calarla temasa geldiği gibi Balkanlar ve ğişiklikler görülür. • . » 18Ö0 tarihinde veremden ölen ve Uluca miyecek vaziyette bulunuyordu. Halbu diseler, başka bir meseleyi daha tebel dığına bakılırsa îtalyan divanıharbi BaAvrupanın muhtelif memleketlerindeki SALİH MURAD i hususî mezarlığına gömülımıy^ff Jci, Belgradda toplanan Balkanlılar, Av lür ettirmiştir. Bu da, Türk Yugoslav lahuyu casuslukla ve yağmacılıkla itham y lise ve yüksek mektebleri gezmiş, diğer lan Şair Ziya Paşanın 56 ncı ölüm yıl rupaya, tam muhtac olduğu sırada bir dostluğu ve yakınhğıdır. Yugoslavya, ediyor. Bir Habeşlinin kendi yurdu lehimemleketlerdeki mektebler ve maarif sisders verdiler. Garb Avrupahlannın en Kamalist tecrübeyi bidayetindenberi alâ ne haber aşırması casusluk yapması veya temleri hakkında fikir edinmiştir. 1914 te Adanada teftiş yapan Maarif dönümü, Halkevinin önayak olmasile özlü bir ihtifal halinde anıldı. Çok sade o trikaları yüzünden çapraşıklaşan, biriken ka ile takib etmiştir. Büyük inkılâbcı yurdunun düşmanlanndan birşeyler aşırLondradan döndüğü tarihtenberi boş zamüfettişleri lan ihtifal programına göre mektebliler ve Balkan devletleri arasında bir mania Atatürk, Türkiyeyi, maddî ve manevî ması yağmacılık mıdır?.. manlannın bir kısmını bu meseleleri tetAdana (Hususî) Maarif Vekâleti halinde yükselir gibi görünen bütün me kuvveti gittikçe artan modern bir devlet Ben bu sebeblerin gelişigüzel uydurulkik ve münakaşa etmekle geçirdiği için umumî müfettişlerinden Reşad Nuri, ve münevverler Halkevinde toplanıp şaselelerin halli için, üç gün kâfi geldi. haline getirdikten sonra, bu alâka sem duğunu sanıyorum. Balahuyu ölüme kabu makaleler uzun bir tecrübenin mahsu Hilmi, Nesim, Necmeddin, Ekrem, Re irin hayat ve edebî şahsiyeti üzerine hasbıhal yaptılar ve oradan kalkarak büyük Dost olan ve dost kalacak olan dört Bal patiye inkılâb etmiştir. Ve bizzat bu vuşturan zannımca uzun ve pek uzun lüdür, demek doğru olur.] fik şehrimize gelmişler ve orta tahsil ölünün mezarına gidip mezar taşına gü kan devleti arasında en küçük bir şüphe sempati de derin ve sağlam bir dostluğa, boylu oluşudur. Mareşal Badoglio, HaEvvelki yazılarımda ve bu satırlarda mekteblerinde teftişlerine başlamışlardır. zel bir çelenk koydular. idame edecek kadar bile sağlam herhangi hertürlü sarsmhya mukavemet kudretini beşistana zehirli gazlere sanlı yeni bir megörüleceği gibi terbiye meselesi ve bil Böyle altı umumî müfettişin birlikte şehMünevverlerimizin ve mekteblilerimi bir manianın vücud bulmasma artık ih haiz ve Balkan Antantı içinde büyüye deniyet getiren kendi ordusuna bir Hahassa müfredat programlan hakkında rimize gelişleri muhitte bazı tahminlere zin bu duygulu alâkasına, halkımızdan dmal verilemez. Balkan devletlerinin bü cek olan bir ittifaka müncer olmuştur. beşlinin yüksekten bakmasına tahammül kat'î bir hüküm çıkarmak kolay değildir. ve tefsirlere yol açmış olmakla beraber da katışanlar olmuştur. Şehrimizde çıkan tün yakin tarihi, müttefikleıi, milletleri Atatürkün sağ kolu mesabesinde olan etmemiş olsa gerek!.. İyi nazariyeler yürüten bir takım büyük sanılıyor ki ders vaziyetleri, idare ve he Türk Sözü gazetesinde şair Ziya Paşa arasında doğan mütekabil sempati, on Türkiye Hariciye Vekili Rüştü Aras, M. TURHAN TAN terbiyecilerin işbaşına geldikleri zaman sab işleri ve bir de bilhassa lise binasının nın Adana valiliği zamanına aid hatıra ların birleşmelerini âmirdir. Dışandaki sulh mübeşşiri sıfatile Belgrada yaptığı bazan muvaffak olamadıklan görülüyor. kifayetsizliği gözönüne alınarak gelecek lar ve vesikalar bir seri halinde neşredil entrikacılann, bu neticeye varmak için, müteaddid seyahatler esnasında, YugosNitekim bambaşka iki maksadla memle ders yıh için şimdiden tedbir almak ihti mek suretile bu vatanperver şairimizin lavyada çok sevilen bir şahsiyet olmuş; ketimize (biri beynelmilel terbiye âle yacları; umumî müfetti;lerin buradaki hayat ve hususiyeti bugünkü nesle tanı dillerinde tüy bitirmelerine, bu kadar kâğıd ve mürekkeb sarfetmelerine hiç te mehareti, dürüstlüğü ve Balkan memleminde tatbikî terbiyeci olarak şöhret ka meşguliyetlerine mevzu olacaktır. Gene tılmış oldu. ketlerinin ittihadı hususunda beslediği lüzum yoktu. zanmış olan) iki terbiyecinin burada ya gelecek ders yıh başlangıcında şehrimizKonyada et fiatları Hakikaten, çevrilen bütün entrikalann derin emel, kendisine birçek dost ve takUsküdar kaymakamlığı dahilinde mldıklannı gördük. Bu yazıların ruhu de yeniden bir erkek, bir de kız ortamekKonya (Hususi) Yurdun birçok neticesi, Balkan ittifakının, yarınki ihti dirkâr kazandırmıştır. Bundan başka, tebinin açılması zarureti vardır. Bu iti birçok köylerde halkevi kollan teşkil e nazarî olmaktan ziyade tatbikî mahiyette yerlerinde pahalı olan et, Konyada bilâolup memleketimizde kendi tecrübeleri barla Maarif Vekâletinin böyle altı u kis çok ucuz olur ve rrrarttan fıatlar maller karşısında, fevkalâde sıkı bir te Sırbların, Osmanlı İmparatorluğuna kar dilmiş, yeniden birçok yollann inşasına miz daima gözönünde tutulacaktır. Ma mumî müfettişi birden Adanaya gönder yükselmeğe başlıyarak koyun etinin ki sanüd vücude getirmesi olmuştur, bu inşı giriştikleri asırlık mücadelelere rağmen başlanmıştır. Kaza dahilindeki sokaklara amafih büyük terbiyecilerin fikir ve namesi, bütün bu düşüncelere Bakanhğın losu 40 kuruşa kadar çıkar. İki, iki bu kâr edilemez. Belgradda harbden bahse Türkler hakkında besledikleri muhabbe 400 elektrik lâmbası konacaktır. Üskü zariyelerini de bilmek faydah olacağın alâkasını göstermesi bakımından bizce se çuk ay devam eden bu nisbî pahalılık dilmiş fakat bu, sırf, harbi bertaraf et tin de, bunda amil olduğu görülmekte dar kazası dahilinde, beş, on nahiyede nihayet gene düşer ve et fiatlannda u mek ve Balkanlıların, tehlikenin karşı dir. Balkanlıların ve hususile Türklerle Atatürkün büstü dikilmiştir. Bu meyan dan dolayı bu nazariyeler makalelerin ilk Mnilecek bir hâ^'sedir. Konyada et fiat kısmmı teskil edecektir. tneboludan ihrac edilen yumur cuzluk görülür. Şimdi rayice göre erkek sma ancak birleşmiş olarak çıkmalarun Yugoslavlann bu yakınhk hareketinde da bugün Üsküdann Alemdar köyünde lan düştü. Bugünkü temin etmek maksadile yapılmıştır. Ba! yan yolda kalmamalan ve ekonomik el Atatürk büstünün açıhş töreni yapıla ta ve kendir Terbiye nazariyeleri koyun ve kuzu etinin kilosu 25, sığır ve kanlılar, ittifaklarını takviye etmekle, birliği için daha geniş esaslar aramalan caktır. İnebolu (Hususî) Buradan İspanya dana etinin kilosu 15, erkek tiftik ve dişi Avrupaya büyük bir hizmette bulunmuş lüzumu aşikârdır. Bu sahada yapılacak Terbiye kelimesine aid muhtelif tarifkoyun etinin kilosu da 20 kuruştur. lardır. Küçük Antant tarafından takib elbirliği, malum olduğu üzere, daha büler yapılmakta ise de hepsi şu mefhumda ya yapılan yumurta ihracatı günden güKonya (Hususî) Konyanın her tane artmaktadır. Limanımıza gelen Ka Bu sene havalar yağışlı gitmekte ol edilen Balkan Antantı konferansı, eşya yük mikyasta mübadelelere zemin açabirleşiyor: rafında hayvan sayımı işlerine başlan duğundan ve kış ta ehemmiyetli bir so mefhumunun bile kaybedilmek üzere Terbiyeden maksadımız cemiyeti teş pafaro vapurile Barslona (2000) san ğuk yapmadan geçmiş bulunduğundan cak mahiyette olduğu gibi, devamlı ve mış ve birçok kazalarda bu iş bitiril bulunduğu bu müşterek cinnet devrinde kil eden kâhıllenn sonraki nesli kendi dık yumurta ihrac edildi. hayvanlar çok semiz ve sıhhatlidir. mütekabil kültür teatileri bahsinde de miştir. Şimdiye kadar alınan neticelere Kendir ihracatı da çoğalmıştır. Bir Yayım yerlerindeki ot bolluğu bu yıl gerçekten bir kalb kuvveti olmuştur. Kargöre bu yılın hayvan sayısmda geçen ideallerine göre yetiştirmeleri yoludur. başlıca amildir. hafta içinde Hamburga ihrac edilen Konyanın koyuncularmı çok sevindire gasalığın bir daha ayrılmamak üzere biryıllara nisbetle fazlalık olduğu anla Gerçi terbiye kelimesi bundan daha leşmeğe hazırlandığı noktada, BalkanlıJIKA RANKOV1Ç şılmıştır. cektir. şümullü manalarda kullanılmakta ve bü kendir 50 tondur. Üsküdar nahiyelerinde Atatürkün büstleri dikiliyor Konyada hayvan sayımı falın yetmiş çeşidini birden uydururum burada görmesin. Sizin falınıza bakılamaz! dedi. bu iş kârlı olsa gerek. Beyoğlunda bir ya... Kitabları da vardır bu işin. Dur Doktoru filân defet. Anlatacağım Neden ?diye sordu Şadi. sürü gizli falcılar var. Allah enayılere şeye bayılacaksm. Hem dün akşam ben şimdi hemen Suzana damlıyayım.» Bakılamaz. Çünkü sizin ruhunuz zeval vermesin. En bol müşteri onlar. Bir otomobile atladı ve taşkm bir neş'e enfes bir av yakaladım. Ben de gizliden gizliye şu işe başlasam saf değil. Ne avıdır? Kandır? Hakkın var: Saf, yani enayi de, içinde Suzanı buldu. Kadınlara tesir nasıl olur? Yarı karanlık bir odada, bir Canım, haydi çıkalım. Merak et yapmak için ister keder, ister sevinc, ister Hindli kıyafetine girerim; bir sedirin ğilim. öfke, fakat mutlaka halecanh bir giriş biraz be! Hindli cevab vermemiş ve tehlikeli bir üstüne otururum; bir sakal takarım; yaYazan: Server Bedl nıma bir sürü acayib aletler alırım; falın düşman kazanmaktan korkarak bahsi tat lâzım olduğunu zannederdi. Bunun için Merak etmişim ne olacak ki? Doktor gelecek şimdi. hertürlüsüne bakarim, gaibden haber ve lıya bağlamak istemişti. Arkadaşı o za kadının iki elini birden yakaladı: Kendinde ilk defa farkma vardığı bu baş ra büyük. bir neş'e içinde sokağa çıktı. Haydi, gelmeden çıkalım. ririm. Ne numara be!.. Kimbilir ne par man Şadiye bu herifin çok para kırdığını Yahu! Gayet parlak bir fikrim kalığın hayreti içinde geri döndü ve cad Tıraş oldu. Hindli falcı rolünü yapabi Olamaz böyle. Sen git buradan, lak karılar, zengin dudular, enayiler dü söylüyordu. Fakat büsbütün başka da var, para kıracağız... Hem o kadar nadede bir kaç adım yürüdü. întihar onda leceği bir oda aramak için Tarlabaşı taşer. Amman be yahu... Bu parlak bir lavereler peşinde koşan Şadi falcılık yap mussuzca bir iş te değil. Dünyanın her beni köşedeki pastacı dükkânında bekle. hem cesareti, hem de korkuyu artırmışü. raflarına doğru yürüdü. Fikir eğlenceli Doktor gelsin, izin alayım... dalga işte... Dur şunu Suzana açayım. mayı aklından geçirmemişti. Fakat şim tarafında açıkça yapılan bir iş. Onun için Açık tehlikelere karşı cesur, gizli tehli olduğu kadar, bu vesile ile bir sürü Be Kuzum Suzan, akşam içm de izin Yoksa hiç açmıyayım mı?» akşama kadar sabredemedim, geldim, di? kelere karşı korkaktı. Bann içindeki ca yoğlu evlerine girip çıkmak ta bayıldığı al. «Vallah billâh parlak fikir bu... Elde haydi gene sokağa çıkalım, beraber öğŞadiye bu fikri, bu arzuyu ve bu cezibede nev'ini tayin edemediği bir çok şeydi. Üstünde «Kiralık oda» levhası ası Hele gündüzü kurtaralım da... ı sareti veren şey, birkaç sene evvel, Bey bir müşteri de var. Sabahat benim şöh le yemeği yiyelim, sana anlatayım. Hiztehlikeler seziyordu. Çünkü bar, onun lı ilk evin çıngırağını çekti. Haydi benim Hayganuşçugum, hayatmda, daima bir «vak'a mahalli» Fakat orada ve ondan sonra gezdiği oğlunda, Sakızağacında (zaten Sabahate retimi bütün mahalleye yayar. Hele o metçiye de haber bırak, belki akşama haydi... olmuştu, kavgalarının çoğunu orada yap bütün evlerde, plânını tatbika müsaid bir o yalanı kıvırmasına bu hatırası yardım nun zaten benim elimde olan çantasını gelmezsin. Peki... Sen git beni orada bekle. Suzan Şadinin bu neş'esine şüphe ile Çabuk çık. Doktor neredeyse gelecek b. Nedense orada, nedense değil, ka oda bulamadı. Bu işi de Suzana danış etmişti) gizli bir falcı vardı. Herif Hind bulursam şaşıp kalacaktır. Sabahat İs dınlar olduğu için kendini göstermenin mıya mecbur olacağını biliyordu. Kan li olduğunu iddia ediyor, gelenlere san tanbul tarafını, Suzan da Harbiyedeki bakıyordu. Onun ekseriya çok sıkıntıh Şadi pastacıda bekledi. Suzan ikJ »a«t her numarasma başvurmak âdeti idi. Feriköydeki evinin bir odasmı yarım sa renkli birşey içiriyor (esrar mıdır, ne Ermeni mahallelerini ayaklandırır, ta zamanlannda sahte bir neş'e ile hem baş sonra gelebilmişti. Dükkândan içeri glr • • at için verse, 5 a di Sabahate kancayı tak dir?), siyah, parlak bir madene bakarak mamdır. Bu işte Suzanın yardımı şart. kalannı, hem de kendini aldatmağa medi, camdan işaret vererek Şadiy* Vazgeçti ve dosdoğru otele gitti. Yatağa girince uykusu da gelmişti. mak için yapacağı numaraya başlıyabi istikbalden, gaibden haber veriyordu. Kan böyle işlere bayılır da. Kahve fa çalıştığını bilen kadın, ellerini çekerek: disini takib etmesini anlarb. He dur bakayım, dedi, çıldırmış Bir otomobile atladılar. Ertesi sabah çok erken uyandı ve daha lirdi. Fkat birdenbire sokağın ortasında Şadiyi oraya bir arkadaşı götürmüştü. hna, iskambil falına bakmasını da bilir. Lâkırdılannı bana biraz oğretir. Hoş ben sın, nedir? Şimdi doktor gelecek, seni diri kalktı. Bir de banyo yaptıktan son durarak, kendi kendine: «Ulan! dedi, Falcı ona bir bakışta: Cumhuriyetin tefrikası = 13 SERSERI