14 Birincikânım 1935 CÜMHÜRtYET JFAYDALtI BÎLGİLERJ HiKAYE. TARLADAKI DEFINE Hayvanların tabiî ömürleri^ Almanlar istatistik yapmayı çok se verler. Herhangi bir mevzu üzerine senelik, aylık, haftahk rakamlar toplarlar. Bazan acayib şeyler üzerine de istatistik yaparlar. Söz gelimi: Büyük adamlann gözlerinin rengi veya boylannın uzun luğu hakkmda.. Son defa Hamburg şehri âlimlerinden Ugo Münsterberg bazı hayvanlar üzerinde incelemeler yapmış MCMLCkCTL»»C ÇOCUKLAR. |merakh şeyler] Elektrikli salatalar Günler geçtikçe ne tuhaf şeyler gS rüp işitiyoruz. Ingiliz bahçıvanlan sala talan elektrikle yetiştiriyorlarmış. Salata bostanlannın bir çoğunda elektrik ter tibatı yapılmış. Salatalar filizlenmeğe başladılar mı, elektrik tertibatile onlara muayyen zamanlarda değişik kuvvette elektrik cereyanlan veriliyormuş. Bu sayede salatalar, hem çabuk, hem fazla büyüyorlar, hem de diğer salatalardan daha lezzetli oluyorlarmış. Bir kere elektrikli salatayı yemeğe alışanlar arbk bir daha ötekileri yiyemiyorlarmış. Yalnız bu türlü yetişen salatalann bir kusuru var.. Çok pahalıya sabyorlarmış. Zaten dünyada her lezzetli şey pahalı değil mi? Kayaklı tayyareler Altlanndaki teçhizatlan itibarile şim diye kadar iki cins tayyare mevcud ol duğunu biliyorduk. Bir kısmı altlan te • kerlekli tayyareler ki, bunlar karada havalanırlar ve karda yere inerlerdi. Diğerleri deniz tayyareleri ki suyun üzerinden havalanırlar ve hususî tertibatlan sayc Bir baba şoyle demiş Çağırarak oğlanu: «Hastayım, b'leceğim; nSıva artık kolunu!.. Manzum hikâye Kazmif koca tarlayt Tamam bir tene yaz, kış!.. Babatımn gömdüğü Parayı bulamamış!., Bir gün bir kuta bulmaş, Demiş: «Acab nedir bu?..% Hemen açmif içini, Okumaf fu mektubu: «Tarlayı iyi kazdtn, «Defineyi balursun: «Topraklarü buğday ek, «Artık zengin olursan!..» Çocuk ekmif toprağı, Bu işi de bitirmiş!.. O yu otmttf çok bugday, Fazla para getirmiş!.. I «Bir define bıraktım «Sana miras olarak: «Köydeki tarlamızı aDurmadan kazmaya bak!.. «Sen zengin olacaksın «Bu emeğinle ancak: «.Toprağın bir yamndan «O define çtkacak!..» Adam öldükten sonra, Oğlu koyulmuf işe; Kazmayı ele almış, Taktntş canınt dişe: ve bunlann tabiî ömürlerine dair bazı rakamlar neşretmiştir. Bu âlimin kitabına göre filler 200, kaplumbağalar 300, şahin 160, kartal 110 sene yaşıyorlannış. Eşek, at, deve nadiren elli yaşlanna kadar ölmezlermiş. Gergedan, su aygın ve ayının tabiî ömürleri 40 seneymiş. Timsah, kurbağa da 4050 sene kadar hayatta kahrlarmış. Aslan 25, kaplan 20 yaşına güç vanrlarmış. Ördek, karga, papağamn üç asırlık, kanncalardan ba zılannm 25 senelik ömürleri varmış. Fakat eninde sonunda hepsi tabiatin değişmez kanunu önünde baş iğip ölüyorlar. Tatlı zamanlar DUNYA SPOR ALEMİNDE.. Cüce şampiyon.. da topunu öyle isabetle fırlauyormuş ki hemen her müsabakaya memnuniyetle kabul olunuyormuş. Yanında eşyalannı taşıyan çocuğa topun bulunduğu ve ablması lâzım gelen yeri iyice tayin ettiri yor, sonra değneğini emniyetle savuru yormuş. Son müsabakalarda iki yüz metro mesafede rökor kırarak gözlü insanlardan bile üstün gelmiş. Zavallı kör, hiç ol mazsa bu suretle hayattan zevk almak sinde gene suyun üzerine inip batmadan tan geri kalmamış oluyor. yüzebilirlerdi. Son zamanlarda bir ü • » Jack Delaney çüncü çeşid tayyareler icad edildi. On • Dünya orta siklet boks şampiyonu Ka lar da kayaklı tayyareler. Kayaklı tay nadalı Jack Delaney, şampiyonluğu kay yareler bilhassa kışı uzun ve soğuğu şidbetmeden ringden çekilmiş ve bu durum detli olan şimal memleketlerinde kulla • boks meraklılannı hayrete düşürmüştü. nılmaktadırlar. Söz gelimi îsveç bunlariki senedenbeıi ortada gözükmüyor, kim dan biridir. Alelâde kara tayyarelerinin se ne olduğunu bilmiyordu. Meğer, za buz ve kar üstünden ne kalkmalan, ne de vallı boksör sağ kolunda müthiş bir ra onların üzerine inmeleri miimkün olamahatsızlık hissediyor, fakat hiçbir doktor maktadır. Bunun için kayaklı tayyareler bu rahatsızhğın sebebini meydana çıka yapılmıya ihtiyac görülmüştür. Kayak ramıyormuş. Son defa kendisini muaye lann evvelâ yere tekerlekler kadar yumune eden bir uzman o kolda bir felc baş şak temas etmiyecekleri zannedilmişse de langıcı keşfetmiş. Bunun üzerine ya bu tahminde aldanıldığı görülmüştür.. bokstan vaz geçmesi, yahud ileride ma Gerek tayyareciler, gerekse tayyare yollul olmaktan birini seçmesi lâzım geldi culan kayaklı tayyarelerden çok memnun ğini söyleyince Jack Delaney tabiatile olduklannı söylemektedirler. Japonlar kısa boyludurlar, bunu pe âlâ bilirsiniz.. Fakat onlann içinde de cüce sayılanlar va%. Söz gelimi bilârdo şampiyonu Matsuyama.. Bu adamın boyu ancak 67 santimetredir. Kollan da alelâde insanlann kollanndan otuz santim kısadır. Böyle iken Amerikada ya pılan bilârdo müsabakasında dünya şampiyonu olmuş. Nasıl? yerden 80 santi metre yüksekliğindeki masanın kena nna çıkıyor ve ıstakalan oradan idare ederek yuvarlaklan fınl fırıl döndürü yormuş. Memleketine döndüğü zaman Matbaa icad olunduğu Japon sporculan kendisini fevkalâde megündenberi.. rasimle karşılamışlar. Bindiği vapur lşte size, gene Almanlann müthiş îsta memlekete varmazdan evvel onu bir zıfhtistîklerinden biri.. Gutenbergin matbaayı lıya 'alîp o suretle limana getirmek istemışler. Matsnyama gülmüş: Benim için küçük bir sandal kâ fidir, demiş, boyuma bosuma daha iyi uyar!.. Kör golfçü CTAHATLCP Yılanlara tapan Makiler Şu dünyada ne tuhaf insanlar var.. Bunlardan bir kısmı da hiç şüphesiz Amerika kıt'asında Birleşik Cumhuriyetler hükumetile Meksika arasında Kolorado ve Grande kıyılannda yaşıyan Makiler dir. Vaktile bilmem hangi filozof muhakkak ki içinde yaşadığı zamanı gözünün önüne getirerek «korkutmak, sevdirmek ten iyidir» demişti. Makiler de galiba bu esası güderek tıpkı tarihten evvelki insanlar gibi korktuklan herşeyi Allah diye tanıyorlar. Yeryüzünde onlardan daha ziyade uğursuzluğa inananlara şimdiye kadar tesadüf edilmemiştir. Yüzlerce ilâhlan içinde bilhassa yılanlar en yüksek mertebeyi kazanmışlardır. Markiler güneşte kurutulmuş, çamurdan yapılmış, kartal yuvalannı andıran aca yib kulübelerde yaşarlar. Her sene ağustos ayında süslenip püslenip mabed diye tanıdıkları büyük mağaraya gelirler. Dokuz gün dokuz gece o mağaradan hiç çıkmadan yaglı meşalelerin ışığında yerler, içerler, sarhoş olurlar. Onuncu gü nü dinî tören başlar. icad ettiği 1436 senesindenberi, yani tam beş asırda bütün dünyada kaç kitab basılmış. Almanyanın Lâypzig şehrindek âlimlerden George Köchler bu mesele üzerinde incelemeler yapmış ve §u netıceleri elde etmiştir. Bu beş yüz sene zarfında basılan kitabların sayısı 14,700,000 dir. Tabiî b sayı senelere ve asırlara müsa vi olmak üzere taksim edilmemiştir, Gutenbergin icadmı ilk takib eden senele pek az kitab basılmış. Faraza, senede 12001300. Fakat On altmcı asırdan itibaren çok fazlalaşmış, 18 inci asırda se Halk eğlenirken, sihirbazlar dağlarda, nede 10 bine kadar çıkmıştır. 1887 de is ormanlarda topladıklan Kobra cinsin senede 100 bine ve harbden evvelki za den yılanlan küplere koyup mağaraya manlarda senede 170 bine çıkmıştır. getirirler. Gürültülü patırtılı bir duadan İçinde yaşadığımız devirde ise günde sonra yılanlar küplerden çıkarılır ve yı lik, haftahk. aylık gazeteler ve mecmu kamlmak üzere leğenlere ablır. Makiler alar hesaba katılmadan her sene 300 bin o zaman mukaddes dansı oynamağa başkitab basılmaktadır. Yalnız bu milyon larlar. Bütün yılanlar bu suretle yıkanıp larca kitabın içerisinden hangilerinin o mihraba dizilir, sonra sihirbazlardan her kunmıya lâyık olduklannı Alman âlim biri bir yüanı, hayvanın başı yanağına kaydetmeği unutmuş! birkaç santimetro yakmlıkta olmak üzere dişleri arasına sıkıştınr, onlar da o şekılde mukaddes dansa iştirak ederler. En nihayet yılanlar yerlere bırakılır, halk etrafında halka olur, allahlanndan merhamet ve şefkat dilenirler. Sabaha karşı bütün sihirbazlar kollanna birer yılan sararak onlan tekrar götürüp dağ ve orman kenarlarına bırakırlar. O vakit te halk hep bir ağızdan veda ilâhileri okur ve köylerine dönerler. Bir Amerikalı muharrir, Makilerin bu âyinlerinde hazır bulunmuş ve yılanların niçin bu insanlan sokmadıklanna şaşmış kalmışbr. Makiler, yılanlan allah tanı dıklarına göre onların dişlerini sökmüş olmalanna böyle bir hürmetsizliği kabil değil yapmıyacaklan cihetle ihtimal verilemiyor. Yoksa, acaba Makilerin fevkalâde bir meharetle hareket etmeleri mi, yahud vücudlerinde yılan sokmas'nkarşı doğuştan bir panzehir mevcud ol duğundan mı, hayvanlar buna cesaret eMardin Hüsnü Aykut kızı demiyorlar. Bu iş henüz çözülmemiş bir Nedret Aykut sır, bir düğümdür, yavrular! Bir Fransız zabiti, yüzbaşı Gerard Lowry harbde gözlerini kaybetmiş. Fakat bu haline rağmen bir türlü spor yapmak merakından vaz geçememiş. Golf kulüblerine devam etmiş. Bugün çok iyi oynıyan golfçilerden biri sayıhyormuş. Her gün idman yapıyor ve oyunlar bokstan vaz geçmeği tercih etmiş. ( 1 Blrincikânun bilmecesi 2 3 ) 5 Bilmeceyi çözenler 6 7 8 9 Yukanki cetvelde rakamlann bulun duğu haneler de dahil olmak üzere her göze öyle harfler koyunuz ki şu manalar meydana çıksın: 1 Soldan sağa: Cenub vilâyetleri « mizden biri. 1 Yukandan aşağı: Ayni cenub vilâyebmiz. 2 Yukandan aşağı: Bir adamın kızinın kocası. 3 Yukandan aşağı: Emeller. Takunye 4 » Isim, bir so5 » Bilmeceyi çözenlerden bize fotoğraf gönderenlerin resimlerini basmıya devam ediyoruz. Fakat burada resmi çıkmak mutlaka hediye kazanmış olmak lığa delâlet etmez. Mükâfat kazanan lann isimleri her ayın ilk haftasmda neşrolunan büyük listeye dercolunur. Soldan sağa sıra ile: 1 Keşan Hersek caddesi No. 18 Osman Çetintaş. 2 Bursa îsmetpaşa caddesi No. 22 Güner Sojıkan. 3 Galata Yemeniciler caddesi terzi Hüseyin kızı Nuran. 4 Bahkesir İnhisarlar satış âmiri Hilmi kızı Turkân Aytâ. 5 Bolu Raif kızı Muazzez. 6 Bolu, Eşref Talu. 7 Çorlu Sıhhat memuru Cemalin oğlu Yusuf. 8 Develi orta okul No. 11 Şeref Gürsoy. 9 Alman lisesi talebesinden Cavi Yolaç. 10 tzmit Güzeliş terzihanesi Haydar Kıray. 11 Adapazan orta okul 123 Nerim Özkan. 12 Bulgaristan Provadi Söbütay Rifat. 13 Çankırı Teftiş komisyonunda Necatinin yeğeni Mediha. 14 Elâziz orta okul 435 Nevzad Erol 15 Ömer oğlu Sabri Gündüz oğlu Halid Gündüz. Babası oğluna nasihat veriyor: îstanbula geldiğim zaman ayağımda yartık bir pantalon vardı. Çalıştım, çabaladım, adam oldum. Babacığım, benim dünyaya geldiğim zamanki halim seninkinden besbeterdi zannederim, ayağımda yırtık pantalon bile yoktu. Çırıl çıplaktım. Öylî değil mi? dan ru edab. 6 Soldan sağa: Bir adamın kızının kocası. Emeller. 7 » Takunye. 9 » îsim, bir soru edab. Bu bilmeceyi doğru çözenlerden bi * rinciye beş lira, ikinciye iki lira, üçün * cüye münasib bir hediye takdim oluna cak, diğer yüz kişiye muhtelif mükâfatlar verilecektir. Bilmeceyi çözenlerden bize fotoğraf gönderenlerin resimleri de gazeteye basıhr. Cevablar gazetede çı kan cetvelin üzerine yazılarak birincikâ» nunun son gününe kadar «Cumhuriye Çocuk Sahifesi» adresine yollanmalıdırJ Bu şartlara riayet etmiyenler ve geç kalanlar mükâfat kazanamazlar. y• • Çocuk portreleri Ben senden beter! Şu gördüğünüz bir Alman çocuğudur. Adı Albert Schirghoferdir. Üç yaşmda otomobil idaresini öğrenmiştir. Bu gün beş yaşmdadır. Sade otomobil yürütmek değil, ayni zamanda bütün ma kine aksamının tamiri de elinden gelmektedir.