7 Birinciteşrin 1935 CUMHURİYET Güzel Istanbul dün coşkun bir Habeş harbi, kısa mı, sevincle kurtuluşunu kutluladıyoksa uzun mu sürecek? SKERLİK BAMİSLERİ Sabahleyin Taksimde büyük tören ve parlak bir geçid resmi yapıldı, gece kahraman ordu mümessillerine şölen verildi, miisamerler tertib edildi İtalyanlar, yıldınm gibi, bir taarruzla Habeşlileri aman dilemeğe mecbur etmekten ziyade ağır ve emin hamlelerle Habeşistanı istilâya çalışacaklardır 41] BÎDflkCA Ondan böyle oldu, ya! Sığırtmacm biri, hayvanlannı otlatırken, bir kurt gelip öküzün birini yaralar, yer, yalnız kuyruğunu bırakır. Çoban bu kuyruğu beline sarar. Akşam olup köye geldiğinde, öküzün sahibi hayvanını sürünün içinde göremeyince ne olduğunu sorar. Sığırtmaç der ki: Şanlı piyaâelerimiz geçerken.» Dün güzel Istanbulumuzun kurtul 3uğu gündü ve bu bayram büyük törenle kutlulandı. Şehrin her tarafı şanlı bayraklanmızla süslenmişti. Hava sabahle yin bulutluydu; fakat saat dokuza doğru açü ve güzel bir bahar manzarası ço ]uk çocuk, büyük, küçük herkesi güler yüzlerle sokaklara döküldüler. Halkın büyük bir kısmı alayın hareket edeceği Sultanahmed meydanında toplanmıştı. Tramvay caddesinin iki tarafı da ta Takîime kadar halkla tuhılmuştu. Kahraman ordumuzun Istanbula gireîiği saat tam 10 da 21 parça top atıla rak bu mutlu dakika kutlulandı. Bu sırada Sultanahmed alanında toplanan halk, tören alayı ve kıtaat selâm durumu aldılar ve vatan uğnında şehid olan kahTakaimde törenle bayrak çekilirken gene Harbiyelilerimiz ramanlann hatırasına hürmeten bir da tstiklâl marsı töylüyorlar kika «ustular. Onu beş geçe, en önde motosikletli bir polis müfrezesi ol sinde bütün dünyaya bağırdık: kat kısa bir söylevle îstanbulun bugünkü iduğu halde alay hareket etti ve tramvay Bil ve inan ki: Sönmez bu şafak sevincini anlatmış, Atatürke ve şanlı orduya Istanbulluların duyduğu minnet ve larda güzel al sancak.. Kaleyi içinden fethettiklerini zanne şükran duygularına tercüman olmuştur. den yabanlar, sütü bozuk sultanı elde etBundan sonra Orgeneral Fahreddinle mekle yurdu da ele geçirdiklerıni sanı Istanbul Komutanı Halisin bulunduklan yorlardı. 26 ağustosta gürlüyen Atatürk tribünlerin önünden geçid resmi başla • buyruğuna ve eylulde (Düşman vatanın mıştır. En önde Harbiye talebeleri çelik harim ismetinde bogulmuştur) karşılığmi adımlarla geçtiler. Onlan bahriyelileri duyunca aldandıklannı anladıfar. Has miz, süel okullar, piyadeler, topçular, süta adam, dedikleri Osmanlı ülkesinin mi variler, itfaiye bölüğü, izciler ve liseler rasını paylaşmağa yeltenenler emelleri • takib etti ve halk tarafından alkışlandı. nin ebediyen sulara gömüldüğünü gö Düngece Belediye Perapalasta kahriince inanmışlardı ki hasta olan yurd'deraman ordu mümessillerine bir şölen verğil, onu idare edenlerdir. 16 martta su'tan Istanbulu basanlar 6 teşrinde ve en miş, bütün Halkevlerinde müsamereler, büyük hasta, mütereddi sultanı da gemı konserler verilmiş ve geç vakte kadar bu lerine alıp gitmişlerdi. Böylece temizle mutlu gün lâyık bir şekilde kutlulanmış' nen Istanbul suları, artık kıyılara titriye tır. titriye, ürke ürke değıl yurd şarkılan gıbi Bir iki bozuk nokta köpüre köpüre çarpıyordu. îstanbulun kurtuluş bayramı müna Gün büyüktür, sevinelim yurddaşlar! 6 teşrin, Çanakkalenin ve Istiklâl Sa vaşının mubarek şehidlerine yurd eğe menliğini de müjdeledi. 6 teşrin lstan bulu, devrimin sıcak iş ve bilgi yuvası oîdu. Bu yuvada yürüyen bir bilgi yolcusu sıfatıle ve Türk cocuklan adına haykınsebetile dünkü Sultanahmed ve Taksim toplantılarında ve geçid resminde birçok noksanlar ve tashihi lâzım hatalar olmuştur. Sırasile yazıyoruz: Taksimde meydanın etrafına seyyar parmakhklar konmuş, bu suretle halkın birbirini itmesine mâni olunmuştur. Sı<l Aman ağa! Bugün senin öküze bir hal oldu. Ne oldu? ! Sürüye bir kurt gelmişti. Oküz j bunu görünce kudurdu. O kadar kızdı, ! öyle hiddet etti ki bir türlü zaptetmesi | kabil olmadı. İ Mal sahibi: Eh, bıraka idin.. Diyince. herif, kuyruğu Minden çö, züp uzatarak: ( Bıraktım da, isc böyle oldu ya! 'der. j ÖTÜKÇÜ Yugoslavyadaki Müslüman azlık îtalyanların tırmandıkları ve tırmanacakları Habeş dağları işte bunBelgrad (özel) Stoyadinoviç kalardır. Resimde görülen yılankavi beyaz çizgiler hududa giden binesinin iş başına geçmesinden sonra dağlarda ttalyanların yaptıkları yollardır Bundan evvelki üç yazımızda, Italyan ve Habeş ordulannı silâh, teşkilât bakımından tetkik ettik. Çok arızalı bir memleket olan Habeşistanın tabiî bir kale olduğunu, Îtalyanların, yalnız Habeşlilerle değil, arazinin sarplığı ve iklimin kötülüğile de mücadeleye mecbur kalacaklannı söyledik. îtalyan harekâtınm sevkulceyşî hedef ve manevralannın ne olabileceğini, Habeşlilerin, düşmanlarına nasıl mukabele edebileceklerini anlattık. Bugün de harbin kısa mı, uzun mu süreceğıni tetkik edeceğiz. Bazı Avrupa süel muharrirleri, îtalyan harekâtı için, iki şık tasavvur ediyorlar: 1 Yıldırım gibi yıldıncı bir taar ruzla Habeşlilere maddî ve manevî bir baskın yaparak harbi kısa bir zamanda bitirmek, 2 Ağır, fakat emin hamlelerle tedricî surette Habeşistanı istilâ etmek. Bu iki hareketi ayn ayn tetkik ede lim, bakalım, hangisi ahval ve şeraite uygun ve yapılması kabıldır. şistan dediğimiz tabiî kalenin etrafındaki susuz çölleri ve sonra da kalenin eteklerinden itibaren yükselmeğe başlıyan ve vasatî 4000 metroya kadar çıkan sarp ve yolsuz dağları, modern bir Avrupa ordusunun, Avrupa memleketlerinde oldıığu gibi, süratle geçmesi mümkün değildir. Ne zırhlı otomobiller, ne tanklar, ne de piyade bütün ağırlıklarile bu kayalıklar arasında hızlı bir yüryüş yapamaz. Nitekim en az sarp ve îtalyan üslerine en yakın yerlerde bile îtalyan kıt'alan güclükle ilerilemektedirler. Onun için en makul ve mantıkî tahminler ve dört beş günlük harb hareketleri, îtalyanların Habeşlileri kolayca yıldıramıyacakları ve dağlarda çetin bir mukavemet görecekleri merkezindedir. Sözün kısası, Îtalyan ordüsu, modern harb vasıtalarile müthiş bir baskın yapabilir; fakat bu baskınla kısa bir zamanda Habeşistanın bütün maddî ve manevî kuvvetlerini kınp Habeşlileri aman dile meğe mecbur etmesi hemen hemen imkânsızdır. Özgürlük ve yurddaşlık haklarını istiyorlar Yudmm gibi taarruz mümkün mü? 1 Birinci şıkka göre Italya, Eritre ve Somaliye yığdığı, bütün modern harb vasıtalarile (tayyareleri, zırhlı otomobılleri, tanklan, alev saçıcı makineleri, zehirli gazleri, dağ obüsleri, ağır ve hafif seri ateşli toplan, uzun menzilli topları, piyade topları, ağır ve hafif makinelitüfekleri, her çeşid bombalarile) Habeşlilere karşı bir baskın yapacaktır. Bu baskınla üzerlerine demir, ateş ve zehir kasırgalan yağdırarak zavallı Habeşlilerin bütün maddî ve manevî kuvvetlerini kıracak, memleketin ta içerilerine, Adisababaya kadar yapacağı uçak hücumlarile onlan öldürecek, yıldıracak, ve aman dilemeğe mecbur edecektir. Bu dehşetli ve güzel bir harb tablo sudur ama o nisbette de hayalidir. Çünkü böyle bir taarruz, modern vasıtalar ve bilhassa tayyare ile harbin ne olduğunu bilmiyen Habeşlileri azçok yıldırsa bile, Habeş memleketi, böyle korkunc bir taarruzun azamî verimle yapılmasına mü said değıldir. Italyanın dört misline yakın bir büyüklükte, takriben 1 milyon murabba kilometro genişliğinde olan bu koca man dağlık, taşlık memleketin her tarafını tayyare ile dövmek kabil değildir. Sonra, Habeşistanda, uçak hücumlarile altını üstüne getirip memleketin hayatını durduracak büyük şehirler ve medenî mer kezler yoktur. Kalabahk ve medenî bir Avrupa memleketine karşı çok müessir olan uçak bombardımanları, bu memle kette, 60,000, 50,000 ve 30,000 nüfuslu yalnız üç şehir bulabilir. Ondan sonraki büyük kasabaların nüfusu 2000 ile 5000 arasındadır. 1012 milyon tahmin edilen halkının mütebakisi, ottan ve ağacdan yapılmış kulübelerden mürekkeb köylerde oturur. Onun içindir ki Habeşistanın bombalanması, meselâ Italyanın bombalanması gibi, müthiş bir sonuc veremez. Tayyarelerin arkasından kara ordusu gelmedikçe, hava hücumları halkı öl dürmekten, dağıtmaktan, köyleri yakmaktan başka fayda temin etmez. Nihayet sevki tabiî ile Habeşlilerin tayyare hücumundan saklanmağı, öle öle ölmemeği öğreneceklerini de hesaba katmak lâzımdır. Hava hücumlannın arkasından hemen ordu gelmelidir ki memleketi filen işgal kabil olsun. İşte o zaman, yıldırım gibi seri bir taarruz yapmanın imkânsıziığı büsbütün meydana çıkar. Çünkü, Habe Ağır ve emin hamlelerle taarruz görülen en önemli hâdise Yugoslavyayı teşkil eden muhtelif ulusların özgürlük ve yurddaşlık haklarını aramalan olmuş tur. Bu cümleden olarak son zamanlar da da Genel Savaştan sonra Yugoslavyaya katılan Kosova ve Makedonya müslümanlan da kanun dairesinde faa* liyete başlamışlardır. Münakalât Bakanı Mehmed îspaho ve Bakanlar heyetine memur Bakan doktor Şevki, Kosova \ç Makedonya müslümanlan namına hareket eden he yetle Yugoslavya hükumeti arasında tavassutta bulunmuşlardır. Bu heyet hükumetten müslümanlann da diğer uluslann mazhar olduğu hak lara kavuşturulmalannı istemiştir. Son üç ay zarfında diğer uluslar ta rafından gaspedilen müslümanlara aid toprakların hemen iadesi, bu tarihten ev\el alman topraklara aid durumun gözden geçirilmesi, Agrar mahkemelerinin lâğvedilmesi, belediye ve saylav seçiminde de müslüman nüfusu nisbetinde say lav ve belediye azalıklarının kendılerine tahsisi meseleleri de heyetin istekleri a rasında bulunmaktadır. Bütün bu havali müslümanlan namı na hareket eden heyetin bu isteklerinin hükumetçe kabul edileceği muhakkak nazarile bakılmaktadır. Talebe kızlarımız Taksim meydanında taddesini takib ederek Köprüye, oradan Istiklâl caddesi yolile Taksime çıktı. Alay Taksime gelince bando tarafınHan îstiklâl marşı çalınırken ş«efli bayrağımız bayrak direğine çekildi ve Z a fer anıtına Vali Muhıttin Üstündağ ta rafından şehir namına bir, Parti merkezi ve Istanbul Halkevi adına da bir çe lenk konuldu. Söylevler Çelenklerden sonra Universite ve yükrek okullar gencliği adına Millî Türk Talebe Birliği başkanı Rükneddin Fethi Olcaytu çok heyecanlı bir söylev vere rek ezcümle şunlan söyledi: « Değerli generaller, saym büyükJer, sevgili yurddaşlar, 6 teşrin kurtuluş günün kutlu ol run. 6 teşrin Türk tarihinin zafer dolu yapraklarından biridir. Çünkü 6 teşrin, acı günlerin, karanlık gecelerin, baykuş seslerinin dindiği gündür. 16 martta, sabahm alaca karanlığına sinerek medeniyet imzalarını kanlı süngülerile, uyuyan merd ve babayiğit Türk erlerinin göğsüne saplıyan mağrur işgal ordulan, 6 teşrin sabahı Türk varlığının ve nazlı bayrağımın önünde iğilerek bu güzel şehri terkettiler. O gün bu bayrağın şerefli gölge Güzide bahriyelilerimiz demir adımlarla geçid resmınae yorum ki: Türk gencliği yurdun ve devrimin titiz bir bekçisidir! Bunun biricik ülküsü Türk onurunu, Türk varhğını, Türk bilgisini ve Türk sancağını en üst görmektir. Atatürk devriminin gencliği bu ülkü yü kanında eritmiştir. Genclik adına sana sonsuz saygı fedakâr ve kahraman ordu..» Rükneddin Fethiden sonra şehir adına söz alan Şehir Meclisi üyelerinden avukat Cemaleddin Fazıl Erten özlü fa tanahmed meydanında böyle birşey oî madığı için halk birbirine girmiş, kalabalık itişip kakışan bir izdiham halini al mıştır. Bittabi hemen intizam kaybedil mi?, hem polisin vazifesi güçleşmiş, hen? <le halk rahatsız olmuştur. Süel kıt'alar mızıkalarile geçtiği hal de izcilerimiz ve mekteblilerimiz t r i bünlerin önünden tempo tutacak bir vasıta bulunmadığından karmakarışık geçmiştir. Bu işe bir bando tavzif edilemez ve geçişin bütün güzelliğini gideren bu nizamsızlığa mâni olunamaz mıyd V Halk teşekkülleri geçid resminde 2 îtalyanların gaynmümkunü mümkün yapabıleceklerine inanmak ve bunun üstüne tahminler yürütmekten ise taarruzun ikinci şeklini ve şıkkını mütalea etmek, daha doğru olur. Îtalyan ordusu, cebrî hücum ve ve elçabukluğile zaptedilemiyen müstahkem mevkilere karşı yapılması mutad olan harb tarzını, bu kocaman Habesistan kalesine karşı kullanmağa mecburdur. Baskının ilk tesiri geçtikten sonra, Itaîyanlar muntazam ve emin hamlelerle tedricen ilerilemeğe çalışmak mecburiyetinde kalacaklar, Habeşlıler de, münferid baskınlar ve hücumlar, şiddetli müdafaahula Italyanlan yormağa, yıpratmağa ve üslerinden uzaklaşan kolları mağlub etmeğe uğraşacaklardır. Italya Habeş harbi, çok geniş mik yasta, bir kale muharebe ve muhasarası olacak gibi göriinüyor; bu bir milyon murabba kilometro genişliğindeki kocaman kaleyi muhasara ve fethetmek ise hayli güc iştir. Çünkü bir nevi yıpratma harbi şeklini alacak olan mücadelede, îtalyanların silâh ve teşkilât üstünlüğüne karşı Habeşlilerin tabiî üstünlükleri vardır. En başta, arazinin sarplığı, iklim farkı ol mak üzere, bir Habeş nefer ve zabitimn ihtiyaclarile bir îtalyan nefer ve zabiti nin ihtiyacları arasındaki farklardan do ğan geri hizmetleri meselesi vardır. Ek serisi, Avrupalılardan mürekkeb olan 1talyan ordusunun bmbir ihtiyacı vardır. îtalyan askerleri şarab, silâhları bol cepane, bütün motörlü vasıtaları, benzin, kamyonları, zırhlı otomobilleri hatta tanklan bile yol ister. Buna mukabil Habeşliler bir avuc mısır, Sorgho denilen Hind darısı ile geçinirler. Fisekliklerindeki cepane ile carpısırlar, ne küçük, ne büyük ağırlıkları vardır. Habeşli iklime alışıktır, f»ündüzün sıcağı, gecenin soğuğu, susuzluk, yağmurlar. ceşıd çesid sıtmalar, hasta lıklar, sarp ve çorak kayalıklar Avrupahvı bitirirken Habeşliye fazla tesir et mez. Bütün bu sebebler Habeşîilere çabukluk, îtalyanlara ağırhk verir. îtalyanlar, Eritre, ve Somalide hududlara kadar. demiryolları, şoseler, patikalar yapmıslarsa da hududdan ötede yol denilen şey v gibidir. Modern bir ordunun candamarı ise yoldur. Yol olmadı mı akan sular durur. İşte, Habeşistandaki bu yolsuzluk, Çankırıda zelzele Çankırı 6 (A.A.) Bugün saat 9 da bir yer deprentisi oldu. 10 saniye kadar süren bu deprenmede zarar yoktur. Îtalyan ordusunu, muhakkak, ağır ağır harekete mecbur edecektir. Onun için îtalyanların yıldınm gibi seri bir taarruzla değil; fakat yollar yaparak, menzilleri ve geri hizmetlerini tanzim ederek kesik kesik hamlelerle ilerliyeceklerini fakat gene işi mümkün mertebe çabuk bitirmeğe çahşacaklannı hesablamak daha doğru dur. Bu takdirde de, Italya Habeş harbinin çok uzun sürmesi beklenir. Avrupalı bir süel muharrir, harb başIamadan evvel yazdığı yazıda şöyle di yordu: « Bu sefer, ya gayet kısa, ya çok uzun sürecektir; ikisi ortası olamaz, yani vasatî bir zamanda bitemez. Harbin kısa mı, yoksa uzun mu süreceği, daha harbin başlangıcında ve ilk muharebelerde belü olacaknr. İtalyanlar, yıldınm gibi bir baskm ve taarruzla Habeşlilere aman dedirtemezlerse artık bu harbde, silâh üs tünlüğü ve tabiye yüksekliği yerine, geri hizmetleri teşkilâtının intizamı, ttalyan kıt'alannın iaşe, ikmal ve sıhhat bakımlanndan iyi idaresi, muvaffakiyetin amili olacaktır.» Harb başlıyalı henüz, dört beş gün olmuştur ve bu kadar zaman, bir sömürge (müstemleke) seferinde pek kısadır ama, bize, bu işin elcabukluğu ile az zamanda bitirilemiyeceğini gösteriyor. Hele, birkaç gün daha bekliyelim; görürüz. *** Bu dört makaleyi hulâsa edersek neticeye vannz: şu îtalyanlar, Habeşlileri biran evvel tepeleyip harbi çabuk bitirmek için ellerinden geleni yapacaklardır. Habeşliler ise mücadeleyi uzatarak düşmanlarmı yormae:a, yıpratmağa ve bozmağa uğraşa caklardır. ABtDlN DAVER [*] Bırıncı, ıkınci ve üçüncü makaleler 3, 4 ve 5 bırinciteşrin tarihU sayx • larımızdadır.