CUMHURÎYET 12 Temmuz 1935 Türklerle Süngü Süngüye No. 243 A. DAVER Çanakkalede ^ Dikkatler Devlet Demiryollarının calısması Devlet Demiryolları diğer çalışmalara örnek olacak kadar yurd • daşın alışveriş kabiliyetini öğrendi ve kazancı az olanlartn da cebine indi. Demiryollarının istatistikleri de ucuzluğun alışverişi artırdığını ve iyi bir sona varıldığım gösteri yor. Bu sade ve açık hakikati ne ye diğer kurumlar ve sosyeteler görmezler? Yurddaşların orta ve yüksek kazanclıları çok az ka zanclı olan köylü veya şehirlinin sayısı yanında ufak bir sayı kalır. Biz bütün yurd Ve yurddaşlar için çalıştığtmızı söylemek istersek bütün yurddaşların kazancmt düşünmeli ve ona göre hayatı, yaşayışı düzenlemeliyîz. Nasıl ki devlet, tuzda iyi bir örnek oldu. Şekerde epeyce ufak kazanchlara yahlaştı. Diğer kurumlar ve kazanc evlerî böyle temelli bir kımıldamş yap madtlar. Eğer alışverişin canlan masını, paranın elden ele hızlı dönmesini îstiyorsak yalnız Devlet Demiryollartnda değil, bütün ha • yata dokunan işlerde ve çalışma larda bu ucuzluğu bir prensip olarak gütmek ve güttürmek ge rektir. Devlet bunu da yapar ve yaptırırsa yurddaşları ucuzluğa ve beklediği genişçe hayata kavuş • turur. Bu kolay bir adım olmıya bilir. Ancak zor da olsa bu adımm çağı gelmiştir sanıyorum. V. Ö. Tayyare Piyankosu RADYO Keşide dün başladı, 50,000 liralık büyük ikramiye ile mükâfatlar bugüne kaldı 16458 17511 18899 19895 20737 21961 22678 23554 23958 24488 25456 26301 27876 28150 29824 17128 17662 19288 19925 20966 22010 22734 23639 24092 24545 25715 26791 27913 28371 29890 230 2381 3123 4036 4806 5535 6062 6980 7632 8567 9568 10319 11525 12169 13052 14136 14504 15106 15933 17268 17934 18496 19643 20030 20780 21244 21740 22288 23351 24403 25646 26620 27199 27855 29740 17156 17887 19369 20289 21445 22130 23267 23668 24164 24683 25944 26801 27942 28455 29982 17316 18171 19399 20325 21671 22217 23318 23706 24290 24806 25951 27235 27969 28952 30000 722 2623 3411 4235 5070 5652 6493 7221 7949 8733 9648 10835 11677 12510 13732 14245 14657 15729 16176 17625 18044 18828 19656 20251 20938 21441 21804 22723 24110 25367 26099 26888 27401 28443 29755 17387 18575 19811 20405 21706 22345 23322 23831 24303 25162 26037 27546 27998 29399 Bu akşamki program j VÎYANA: 17,20 gramofon 18,05 konuşma 18,15 şan konseri 18,50 konuşma 20,05 haberler ve hava raporu 20,15 ulusal yayın 20,35 konuşmalar 21,10 iki perdelik halk piyesi «Ruhlar kralımn elması» 23.25 konser 24,35 konuşma 24,50 gramofonla dans musikisi, BERLİN: 17,05 masal 17.35 kadınlarm zamanı18,05 Hamburgdan nakil 19,35 piyes 20,05 Breslavdan nakil 20,45 günün akisleri 21.20 Alman merkez istasyonu22 piyes 23,05 haberler 23.25 spor yayını 23,35 kitablara dair 24,05 Ştut garttan nakil. BUDAPEŞTE: 18.35 piyano konseri 19,20 Çingene orkestrası 20,50 gramofon ve saire 20,35 armonik konseri 21,35 opera or kestrası 22,50 haberler 23,10 gramofon 24,05 cazband takımı 1,10 haberler. BÜKREŞ: 18,05 radyo orkes+rası 20,25 gramofon 21,20 piyano konseri 21,50 san konseri 22,10 piyano ve keman konseri 22.35 haberler 22,50 gece konseri23.20 yabancı dillerde haberler 23,40 gece konserinin devamı. PRAG: 16.05 salon orkestrası 17.35 Presburgdan nakil 19.25 almanca yayın 20,05 almanca haberler 20,30 Brünodan nakil 21,30 şarkılar 21,50 facia: Mari Antuvanet 23,20 haberler 23,35 gramofon 23,50 rusça haberler TULUZ: 20,05 şarkılar 20,25 halk musikisi 20,55 operet şarkıları 21,10 küçük or ki^tra 21,20 opera parçalan 21,35 türlü sololar 22,40 operet orkestrası 22,50 halk orkestrası 23,15 filim musikisi 23,25 cazband takımı 23,50 şarkılar 24,05 havaiyen gitare 24,50 senfonik orkestra 1,05 radyo fantezisi 1,25 Viyana orkestrası. Öliime bu kadar yaklaştıktan sonra, hayatta kaldığını anlamak ne büyük saadetti! Fransız fepçu zabitinin hatıraîarında' Deniz yüzbaşısı Brun dö Kustun ile maiyetindeki deniz neferleri, benim topçularım kazma güreğe sanlmışIarJı. Evvelâ, benim sağımda bulunan ve batarya dürbününde çalışan gözcüyü (rasıdı) enkaz arasmdan çıkardılar. Zavallı ölmüştü. Bir gayret daha ederek benim üstüme yuvarlanmış olan telefoncu neferimi de çektiler ve sonra, sıra bana geldi. Beni de ademden çıkardılar. O korkunc endişe ye azabdan sonra derin bir nefes aldım. Ölümün gölgesine bu kaidar yakından süründükten sonra, hayatta kaldığını anlamak ne büyük saadetti. Fakat etrafımda herşey dönüyor ve başım müdıiş surette zonkluyor, beynimin içi, bir an kovanı gibi vızıldıyordu. Sol kolumla sol bacağımm yerinde olup olmadığını bir türlü anlıyamıyordum; bun Hatırattn »ahibi yüzbaşı Föy, Boğazda tuttuğu levrek bahklarile ların var olup olmadığını duymuyordum. Bana gelince, sol kolum, dirseğimin Ceketimin sol kolu, bana boş gibi geliyakininde iki yerinden kınlmıştı. Sol kalyordu. Ayakta duramıyordum. Beni bir teskere üstüne yatırdılar, he çama bir mermi parcası girmişti. Başımmen en yakın sargı yerine götürerek te da müteaddid yaralar vardı ama beretanos aşısı yaptılar. Sonra, batarya mev ket versin ki bunlar bana büyük endjşeZİimin önünden geçen dönemeçli bir pa ler verecek kadar vahim değildi. Hulâsa tikadan aşağı indirdiler. Toplanmm ya kendimi tehlikeden kurtulmuş sayabilirnmdan geçerken çok şiddetli bir teessür dim. Gözetleme yerimizdeki üç kisiden yalnız ben sağ kalmıştım. Mukadderat Ve heyecan duydum. Bana karşı büyük sevgi ve saygı duy böyle imiş! J 21 birincikânun günü, şiddetli bir fırgulan besliyen küçük zabitlerimle neferlerim teskereyi durdurdular ve hepsi ay tına çıktığı için, karadan gemilere hiç Üç yıldanberi çekmekte olduğum n ayn gelerek beni öptüler. Onlann bir bir şey bindirilemedi. Fakat bu fırtına, çok acı bir derdi ilk görüş ve mua çoğunun tunç yüzlerinden aşağı sızan Türklerin Seddilbahri bombardıman etyenesinde muvaffakiyetli operasyonmelerine mâni olmamıştı. Mermiler, yagözyaşlan gördüm. la beni ölümden kurtaran yrrrdumu Babamız gidiyor! Sözlerini duy rahlann üstüste yığıldığı ahşab baraka zun yüce değerli doktorlarından Zeyîdum. Bu yürekten gelen, heyecanlı ve lann birkaç metro üstünden ölüm ıslık neb Kâmil hastanesi Başhekimi Ahdalaşma, yaralanma merhem olmuşru. ları çalarak geçiyor ve bizden çok u med Eyübe bilhassa ve beraber ça • Mütevazı bir surette beraberce, yanyana zakta olmıyan ordugâhın îçinde patlı lıştığı değerli arkadaşı doktor Zekiyapılan vazifenin son mükâfatı idi, bu! yordu. Nihayet rüzgâr kesildi, deniz bi ye ve hastanenin hemşire ve ebelerinBen, bataryadan ayrıhr aynlmaz, as raz sakinleşti ve 22 birincikânunda, a den göeduğüm iyi bakımdan ötiirü k«rlerim, hemen dört topumuzla birden çıkta yatan Duguay Trouin (DügeTru bitimsiz saygı ve teşekkürlerimi yurdbenim şerefime bir salvo yaptılar. Bu en) hastane gemisine nakledildim. Tam daşlarıma açık bildiriyorum. yaylım ateş, onların yüreğini yakan ke za'manında gemiye götürülmüşüm. ÇünNüzhet Aydın der ve matemin bir tezahürü idi ve as kü ben gittikten birkaç saat sonra, hastakerlerimin duygularını uzun mermiler nenin benim yattığım kısmma bir Türk halinde, düşmana, Türklere götürüyor mermisi düşerek orada patlamıştı. Tayyare piyangosunun on dokuzuncu tertib üçüncü keşidesi dün Beyoğlunda Asrî sinemada çekilmeğe başlamıştır. Bu keşidenin en büyük ikramiyesi 50 bin İiradır. Fakat ne bu, ne de öteki büyük ikramiyeler dün çıkmamıştır. Keşideye bugün de devam olunacaktır. Dünkü keşidede ikramiye kazanan numaralar sıra tertibile aşağıdadır: 1000 lira kazananlar 18274 500 lira kazananlat 18 3706 3746 4210 4915 17526 17687 18945 20449 22504 23135 24031 25562 25605 27186 174C5 18783 19815 20422 21893 22513 23449 23915 24352 25389 26247 27371 28038 29743 40 lira kazananlar 129 .1695 3041 3903 4755 5478 6035 6934 7563 8469 9373 10177 11157 12101 13021 13959 14447 14887 15916 17105 17883 18365 19550 19919 20541 21194 21637 22247 23345 24335 25474 26458 27185 27753 29377 29896 325 2485 3228 4197 4919 5632 6206 7213 7644 8637 9620 10815 11624 12349 13626 14182 14548 15215 16060 17581 18011 18728 19646 20053 20840 21385 21785 22590 23638 24881 25740 26638 27311 27892 29746 1251 2627 3574 4375 5240 5872 6766 7284 8041 9194 9894 11027 11814 12745 13837 14319 14800 15740 16194 17707 18096 19210 19803 20322 21023 21458 22137 22906 24121 25390 26225 27111 27453 28625 29823 1550 2844 3730 4744 5324 5920 6832 7292 8197 9215 9972 11199 11933 12976 13911 14393 14856 15764 17041 17812 18192 19383 19837 20423 21083 21507 22161 23015 24331 25460 26330 27127 27721 28708 29826 200 lira kazananlar 1918 8528 17762 22195 340 2505 5990 10129 14888 17024 23967 25725 27604 45 1011 1960 2326 3919 5111 6016 7114 8495 9084 9610 10461 11523 13156 13697 14151 15095 15694 2011 3900 10146 12972 18146 18412 22851 23585 1092 2590 6080 11542 15094 17345 24673 25811 28744 128 1095 2075 2427 4089 5317 6028 7515 8548 9138 9616 10594 11755 13190 13728 14269 15230 15884 4573 5067 5383 13167 17264 17400 18618 21497 21965 25925 26729 27950 1920 4699 9377 13800 16145 21046 25128 26608 1984 5951 9746 13864 16161 22605 25495 26962 100 lira kazananlar 1169 1207 3715 4644 9250 9273 12311 12765 15628 15643 18703 20700 24682 25075 26427 26471 28863 28921 210 1351 2104 2845 4127 5664 6815 7569 8552 9203 9826 10853 12045 13282 13782 14427 15257 15963 228 1480 2128 3026 4372 5679 6865 8131 8608 9262 10110 10966 12335 13388 13904 14610 15342 15987 Teşekkür 50 lira kazananlar 270 1631 2189 3146 4883 5979 6878 8283 8803 9453 10206 11240 12543 13496 14052 14692 15369 16115 685 1750 2204 3614 5096 5998 6380 8458 8345 9528 10419 11481 12923 13642 14073 15046 15515 16207 • SİNEMA ARTiSTi\ Nöbetçi eczaneler Bu gece nöbetçi olan eczaneler şunlardır: Mehmed (Büyükada), Yusuf (Hey beli), Agob Manakyan (Eminönü), E sad (Divanyolu), Belkis (Kumkapı), Ahmcd ITtvatl \'chUdll}, " ÎSİuaıl " HdRiU du. tstimbotun feci akıbett Seddilbahirden hastane .gemisine giDört beygirin çektiği bir hasta nakliye dişim çok meşakkatli oldu. Deniz hâlâ arabası, mermilerle delik deşik olmuş, dalgalı olduğu için, yattığım sedıyenm berbad bir yolun üstünde beni, ağır ağır, vapura çıkanlması da pek güç oldu. SeSeddilbahir kalesi civarındaki hastaneye diyeyi vinçle yukan çekerlerken geminin götürüyordu. Arabanın her şiddetli sar yalpa etmesi yüzünden ben de iki tarafa smtısında vücudüm dağılıyor sanıyordum. adamakıllı sallandım, az kalsın denize Arabanın dibinde bir teskere üstünde yuvarlanıyordum. Nihayet, teskerenin uzanmış yatıyordum. Yanımda yatan geminin güvertesine indiğini anladım ve komşumun kim olduğunu anlamağa ça derin bir nefes aldım. Sanki Fransız tophşıyordum. Şimdiden sararmış yüzüne rağına ayak basmış gıbıydım. Beni, hasvuran güneş ışığından onu tanıyabildim: tane gemisine getiren istimbot geri dönerBu, telefon neferim Döşambu idi. O da, ken feci bir âkıbete uğramıştı. istimbot, beni görmüştü. Zayıf bir ses duydum: Seddilbahir koyunda, River Klayd va Kumandanım, ıstırab çekiyor purunun yanına yaklaşırken Türkler tarafından bir şarapnel yağmuruna tutulmusunuz? muş, mürettebattan iki nefer ölmüş, biri Ya sen, diye sordum; senin nen de ağır surette yaralanmıştı. İstimbot, var? Karnım yanyarıya parçalanmış. geri gelerek bu yaralıyı hastane gemisine Çok kan kaybettim. Oleceğimi anlıyo getirdi. Zavallıya hemen ameliyat yapılarak bir bacağı kalçasmdan kesildi. rum. O zaman, enkaz altındaki taş ve topBugün, az kalsın beni öteki dünyaya rak mezarda çektiğim endişe ve azabı götürecek olan hâdiselerin üstünden altı hatırladım: Akan kanlar ve hırıltılar, gün geçtiği halde, kulaklarım gene vızılgözetleme yerimiz yıkıldığı zaman üstü dıyor; şaka değil, bu kulaklar, bir metme düşmüş olan telefoncu neferimden ro ötede, 20 kilogram melinit barutunun geliyormuş. Zavalh delikanlı! korkunç patlayışını duydular. Şimdi bir îkimizi de Seddilbahir hastanesine ya hamakta yatıyorum. Vapur sallandıkça, lirdılar. Burası bizim Avrupa şatosu de hamak ta sallanıyor ve bazan, hastane diğimiz Eskihisarra dibinde idi ve yüzü gemisinin bembeyaz kamara bölmelerine çarpıyor. Çok geçmeden uzaklardaki yurKumkaleye bakıyordu. Geceleyin, bizden birkaç metro ötede da doğru gideceğimi, sevdiklerimi göreakıp giden Boğaz sularının şırıltısını du ceğimi, Mundrostan telgrafla yakında yuyorduk. Geceyarısına doğru, telefon geleceğini haber veren izinli askerin avcn neferim ölmüş. Hastabakıcılar, onun detini sakin bir sabırsızlıkla bekliyen kabeni çağıra çağıra, ismimi söyliye söyli rımla oğlumu öpeceğimi düşünüyorum. ye can verdiğini anlathlar. (Arkast var) dedi. Verdiğim kâğıdlardaki talimah hepiniz kendi lisanınızla başka kâğıdlara kopye edin ve asıllannı bana geri verin. Miralay Vestanjer sordu* Bu da niçin? Çünkü ben bu odadan çıkmadan önce bütün kâğıdları yakacağım. Benim el yazımla yazılmış bir tek satır kalmı yacak. Fakat.., Ben böyle istiyorum. Miralay homurdandı. Diğerleri itiraza cesaret edemediler. Hepsi kâğıd kalem çıkararak talimatı kendi lisanlarile tercümeye başladılar. Yazılarını bitiren oldukça Kat kendi kâğıdlarını topluyor, şömineye götürüp yakıyor, yandıktan sonra da küllerini ayaklarile çiğniyor du. Miralay müstehzi bir eda ile sordu: Siz bugün biraz sinirli görünüyorsunuz. Tercüme eden. Yazan: L Siz de benden aşağı kalmıyorsu ömer Fehmi Başkut Edgar Vallas nuz. Genc k:z: Tam bu sırada aşağıda bir gürültü Eğer degişnu's olsaydı bilirdim, "Cuhumriyet,, in bölemi: 2 8 Telefoncu neferin ölümii Türk Film Stüdyosu Direktörlüğünden: OLMAK ISTEYENLERE : j Eskişehir Halkevinin açtığı dikis kursu Sinema artisti olarak çalışmak isteyen Bayan ve Bayların herjjün saat 17 den 19 a kadar, Şişlide son tramvay durağında suvari karakolu aıkasındaki Stüdyomuza müracaatları. Aileler ve çocuklar için Hususî filimler almağa ve evlerde sinema göstermeğe mahsus Fırsat (Şehzadebaşı), Pertev (Aksaray), Teofilos (Samatya), Nazım (Topkapı), Suad (Karagümrük), Merkez (Bakır köy), Vitali (Fener), Yeni Türkiye (Hasköy), Yeni Turan (Kasımpaşa), Rıza (Beşiktaş), Mişel Sofronyadis (Galata. Mahmudiye caddesi), Halk (Şışli, Hamam), Taksim (Taksim), Beyoğlu (Kalyoncukulluk), Sıhhat (Mo da), Rifat (Kadıköy, Pazaryolu), Merkez (Üsküdar, îskelebaşı). Halkevinde bir knoferans Eskişehir (Özel) Bura Halkevi'bu yıl elişlerî, dikiş, biçki ve şapkacılık kursu açtı. Birinci devre bitirilerek ikincisine başlandı. Gönderdiğim resim kurslara gelenlerden bir kısmmı göstermektedir. Lâik Türk Hıristiyanlan Cemyeti namına 14 temmuz pazar günü saat 14 te Istanbul Halkevinde bir konferans verilecektir. PATE BYBi markalı çok az kullanılmıs iki mükemmel makine ve teferruatı uzuntemm on beşinci pazartesi günü öğleden sonra Sandal Bedestanında satılacaktır. Zührevi ve cilt hastahkları mütehasssı| Köy muhtarları için açılan kurs MEVLÜD Heybeliadada ölen Bayan Resmîye Talâtla bütün şüheda ruhlarma it haf olunmak üzere bugünkü cuma günü cuma namazını müteakib Beyoğ • lunda Ağa camisinde Mevlidi Nebevî okunacaktır. Dr. Hayri Ömer Oğleden sonra Beyoğlu Ağacaml karşısında 133 No. Tel. 43586 llsküdar Hâle Sinemasında Hayatını aşka feda eden kadın Mümessili: Silvia Sidney Zayi Yüksek îktısad ve Ticaret mektebinden aldığım 14/8/933 tarih ve 849 numarah tasdiknamemi zayi etmiştim. Yenisini alacağımdan eslrisinin Jıükmü olmadığını alenî bild'iriKemalpaşa (özel) Köy muhtarlarile kâtibleri açılan bir kursa çağırıl rim. mış ve köy yasasmın tatbikatı üzerine dersler verilmistir. Resmimiz kursa İzmir Tecim Okulu öğretmeni gelenlerle öğretmenlerini gösteriyor. Nüzhet işitildi. Odada bulunanların hepsi yer den sorabiliı; miyim? Parsons heriflerden birini yanına a Miralay, çok tuhaf konu§uyorsu< lerinden fırladılar. Avam buna «baskın» der, mira Iarak dışarı çıktı. Madam Gray da Ka nuz. Genc kız seslendi: lay! Kimse yerinden kımıldamasın. ü götürmek üzere işaret etti. Niçin? Masalan ayırınız! Parsons, bunları birer birer yandaki o Mike: Çünkü siz anadan doğma blr KayEtFafında oturduklan masa üç küçük daya götürerek üstlerini arayınız! Bu hiç te hoşa giden birşey değil dudsunuz. Şimdi bana marifetlerinizi parçadan müteşekkildi. Bunlar birbir Mıke polisler arasında bulunan elli ama ne yapalım mesleğimiz bizi bazan saydırs^anın sırası değil. Katı kim bü lerinden ayrılınca başlıbaşma birer ma lik bir kadma dönerek ilâve etti: böyle teessür verici işler yapmıya sev yüttü? sa oluyorlardı. Miralay yaşından umul Madam Gray, siz de Mis Kata kediyor, dedi. Miralay siz hapiste de Miralay güldü: mıyan bir çeviklikle her masanın üstüne ayni muameleyi tatbık edin. ğil miydiniz? Kat, bu hususta bana epey Eorcbir örtü örttü. Birisine bir çiçek saksısı, Kat bağırdı: Görüyorsunuz ya, değilim. ludur. Onun asıl babası benim. Yani ona ötekine çerçeveli bir resim koydu. Üçün Affedersiniz. Yanlış haber almı babasından fazla babalık ettim. Mister Ya ben üstümü aratmazsam?.. cüsüne de bezik oynıyanlar yerleştiler. O zaman sizi bir polis karakolu şım. Sizinle biraz hususî görüşmek isti Mike sizi temin ederim ki onun bir hırKat piyanonun başına geçti ve Rigolet na gönderirim. Bilirsiniz ya orada üst yorum. Şuraya kadar gelir misiniz? sız olduğu hakkındaki fikrinizde yanılı toyu çalmıya başladı. Ayni zamanda baş aramak için ne müsaade isterler, ne Mike miralayı odanın bir köşesine yorsunuz. Hem bunu bana niçin soru * Molberiye bağırdı: de şekle riayet ederler. götürdü. Sesindeki tatlılık birdenbire yorsunuz? Şarkı söyleyiniz! kaybolmuştu. Miralay Vestanjer atıldı: Mike onun gözlerinin îçine bakarak Molberinin güzel sesi vardı. Tegan Herhalde sizde buraya girmek i Vestanjer, dedi, bu genc kızı kim cevab verdi: niye başladı. çin verilmiş bir müzekkere falan olacak. büyüttü? Çünkü siz bu çocuğun Allah verNihayet kapı açıldı ve Mike eşik üs Aziz miralay, ben buraya bu for Ne demek istediğinizi anlamıyo gisi olan büyük zekâsını fenalık yoluntünde göründü: maliteyi ihmal ederek mi geldim, zan rum. da istismar ediyorsunuz. Benim zannı * Konserinizi yanda bıraktığım i nediyorsunuz? İşte buyurun. Ona hırsızlığı kim öğretti, diyo ma göre siz, evet yalnız siz onun eşyayi çin çok müteessifım baylar! Müzekkereyi gösterdi. Sonra: ve hâdiseleri görme şeklini bile değiş rum. Şimdi anladınız mı? gözlerinizle İki büyük memur tarafından im Eğer bir hırsızsa bu huy onda ya tirmişsiniz. Hayata sizin Mikenin arkasmdan odayı yanm dübakmağa alışmış. Bundan henüz emin zine polis memurunun istilâ ettiğinı gö zalanmıştır, dedı. Parsons bulduğunuz ratıhştan var demektir. Fakat ben bunu bütün kâğıdları toplayın. inkâr ederim. O ye biz namuskâr insan değilim. Fakat emin olduğum zaman.., ren miralay hiddetle homurdandı: (Arkan var) Bu acaib ziyaretin manasını siz Başüstünel larız.