Cumhuriyet Dünya buğday vazigeti Eğer her memleket var kuvvetile istihsali arttırmağa devam ederse... Buhranın en müthişile karşılaşacağız Büyük Muharebcnin devam ettiği müddetçe buğday çıkaran memleket ler istihsal bakımından anorma! bir vaZjyette bulunmakta kfiler. Yalnız şi roalî Amerika ve Avusturya bir dereceye kadar »orma! vaziyelferi muhafaza edebilmişlerdi. Bilhassa Birleşik Amerika hükumetleri muharebenio uzayıp gibnesinden dotayı fiatleria Usavvur edilemiyecek bir yüksekHğe yebşmesinden bütün kuvvetlerini istihsallerirıi arbrmağa hasretmişlerdi. Muharebema son seneleriode buğdaym beher kilo sunun fiati mahallinde bir alnn franga kadar fırlamıştı. Muharebe bittikten sonra boyle yüksek fiatlerden isbfade emelile arazisi bol olan memle • ketler zeriyan artırdılar. 1919 da sarfedilen mesaiye rağmen buğday istihsalâb hiç iyi çıkmadı. Bütün dünyada 82 milyon ton istihsal idrak edilmişti. Sonralan istihsalât düzelmeğe başlıyarak 191926 senelerinin rasıta ntihsalâta 90,5 milyon tonu buldu. Bu senelerdeki buğday fiatleri tnüstahsiller için pek müsaiddi. Bunun için her yerde ve başlıca Amerika Birleşik nukumetlerile Kanadada her türlü fennî vesaite müracaatle adeta buğday seferberliği yapıldı. Yeni yeni traktör, ziraat makineleri, gübre fabrikalan tem edildi. 1921 senesinde Müttehid Amerika hükumetlerinde ziraatte kullanılan traktörün adedi 80 bin iken 1929 da 790 bini buldu. Amerikaya muvazi olarak Rusya ve bütün Avrupa tnemleketleri de zeri yatlannın artınlması için ayni nisbettt fâaliyeti genişlettiler. , . Bu çalışmalar ve ugraşmalar dünya buğday ıstihsalâtını tabiatile artırdj. Hem de ihtiyacdan çok fazla bir dereCede.. 1932 senesinde rekoltey 127,7 milyon tona kadar çıkardı. Son beş «enelik 1930 1934 »enelerinin vasarisi 123 milyon tonduT. Bu miktar muharebeden beş sene evvelki beş senenin Tasatisinden 32,5 milyon ton fazladır. Elbette bu müddet zarfında dünya nüfusu da artmıştır. Dünya sekenesi nin senede yüzde 0,6 nisbetinde artnğmı hesab edersek istihlâk edilemiyerek artan buğdayın nisbeti yüzde 1,6 yı bulmaktadır. Ve dünya sekenesinin yüzde 30 nisbetindeki insanlann mınr buğdayi, yerelması ve saire de yediğini gözönüne getirirsek istihlâk edilemiyen bu miktar daha da ziyadele»ir. Son yapılan hesablara göre muharebeden sonra buğday müstehlikleri yüzde 9 nisbetinde arttıği halde buğdayın istihsalâb yüzde 36 nisbetinde artmtş br. Bunun ndticesi olarak milyonlarca ton bağdayın ambarlarda toplanraasına mecburiyet hasıl olmuş ve 1932 senesinde bu miktar 18,8 milyon tona çıkmışbr. Bu kadar büyük mikUrda buğdayın artması tabii olarak fiatleri dü§ürmüştür. Bu tukut korkunc bir şekil aimış, Amenkada Utihıal yerleriadeki fiat 0,07 altm franga kadar inmif ti. Yani elH sene zarfmdaki en adi neriden bugdaym fiatinden yüzde 30 daha aşağı düşmüştür. U ç sene evvel tahaddüs edea bu ciddî buhrana çare olmak üzere hükumetler fazla malısulü en iyi fiatlerle köylüden alarak piyatayı düzelttneğe teşebbüs ettilerse de bu da esash bir çare olamadı. Müstahsilleri muvakkaten hafifletti. Fakat ayni mahsul gene bü • yük fazlahklarla idrak edilmişti. H ü kumetlerin ellerinde toplanan bu buğdaylar ne vakte kadar toplanabilhrdi? Piyasaya da çıkanlamazdı. Çünkü o vakit fiatler tam manastle bir paniğe rutulmuş oluverirdi. Bunun üzerine btihsallrj ençok olan memleketlerin teşvikfle iki sene evvel Londrada bir buğday kongresi toplandı. Fakat bir neta'ce alınamadı. Kongrenin zeriyabn tahdidi hakkında verdiği karan kiHnen şjmalî Amerika hükumetleri tatbik ederek ekilen tohumu ancak yüzde 1015 nisbetinde azaltblar. Avrupa hükumetleri ise hiç bir tahdide yanaşmadılar. Son iki senede mahsulün bir miktar azalması ne bu kongrenin ne de düşünülen baska çarelerin neticesi değildir. Her iki krt'ada bilhassa şimalî Amerika ile Avustralya ve Rusyada havalann fena pitmesinin neticesidir. 1932 deki 127,7 ve 1934 te 114,9 milyon tona düşmüştür. 193435 ziraî sene K>nunda (ziraî senenin sonu 31 tem muzdur) dokuz milyon ton kadar noksan olacağı tahmin edilmektedir. Fakat bu da istihsalle istihlâk arasmda esaslı bir muvazene tesisine kâfi gel miyecektir. Zeriyatta hiçbir tahdid yapılmayıp ta alabildiğine bütün memle ketler fazla »rihsale uğraşbkça hava lann yardım edip te mahsulün bol olduğu seneler ayni fiat düşkünlüğü ve b'earette de ayni buhran hissedilecekb'r. Her memleket kendi ihtiyacını kendi temin için istihsali mütemadiyen arbrmaktadır. Dünyanın buğday istihsalfib hak • kında diyebiliriz ki müstahsil memleketlerle müstehlik memleketler arasm Yeni rıhtımlara daîr hazırlıklar Proieler Vekiller Heyetine gönderikli Istanbul limanmm genişleuhnesi ve yeni nhbmlar inşast için aylardanberi devam ede» hazırlıklar sona ermiştir. Halicdeki Havuzlar ve Fabrikalar idaresinde raütehassıjlar tarafından hazırlanan nhbm projeleri Ekonomi Bakanlığına gönderilmişar. Bu plânlar üzerine Ekonomi Ba kanlığı tarafından rnufassal bir pro je hazulanarak Vekiller Heyetine verihniştir. Projeye gore tstanbul lîmanmda yapılacak yeni inşaat ve tesisat muayyen devrelere aynlmıştır. Evvelâ FCöprü Sarayburnu arasındaki nhtım taroir ve noksan kısımlan inşa edilecekbr. Ba arada Calata Fmdıkh arasındaki nhbmlar da inşa edilecektir. Projede Iimana gelecek vapurîann yanaşma, yük ve yolcu işleri de yeni baştan tesbit edilmişbr. Tophanedea Fındıkhya kadar olan sahadaki binalar tamamen anbrepo haline ifrağ edilecektir. Bu binalar arasmda şjmdi Ford atelyeleri olarak kullanıiaa binalarl* Kolordu ve Güzel San'atlar Akade misi binalan vardır. Ford kumpanyasmın mukavelesi bitince bu antrepolar da Bakanlıga devredilecekbr. Şileplcr Tophaneden Salıpazarına kadar olan kısma yanaşa • caklardır. Yalnız lodoslu havalarda buraya yanaşacak gemileri emniyete almak için bu tarafta bazı fennî tesisat vücude getirilecektir. Avrupadan gele cek posta vapurlan Tophane yolcu salonile Calata yolcu salonunun önü ne, kabotaj hattmda çalışan vapurlar da Galatadaki 1, 2, 3 numarah nh tunlara ve Sirkeciye yanaşacaklardır. Limanda bütün şamandıralar kal dınlacaktır. Yalnız büyük transatlantikler için açıklarda birkaç büyük şamandıra bırakılacaktır. Limanın bu yeni vaziyetine aid gümrük muameleleri ile emniyet ve muhafaza tedbirleri de tetkik edilmetedir. Bu işler hakkında Gümrükler idaresinin, muhafaza teş • kilâtının ve emniyet müdürlüğünün düşünceleri sorulmaktadır. da ciddî bir anlaşma yapılarak Amerika memleketlerinde ekim tahdid edil mez ve Avrupa da fazla istihsalâttan vaz geçmezse buğday işleri arabacısız sürüklenen arabanın halini andıracak br. Ve bir gün gene bilhassa Ameri ka buğday müstahsilleri fiatlerin fazla düşkünlüğünde tarlalan mahsulâtmı ya toplamıyarak bırakıp kaçacaklar ve yahud daha fazla para edecek olan kömür yerine mahrukat diye yakmağa mecbur kalacaklardır. Parti programı heyeti umumiyesile kabul edildi Kral Karol dün murah» Balkan antantı isini bitîrdi hasları kabul etti (Baş taratı birimci tahifede) dan dolayı Parti» bütün doktrin ve prensjplerinde, baştan bugüne kadar kurduğu v* kovaladı^ı yoUan heı hangi bir nazariyecınkteıı dtığıl, ha yattan hayatın kendisinden ve bori etraflayıp kuşatan, kaphyan, özei ve genel şartlann heyeti umumîyesînden alıp teıbit etmiştır. Şimdi konuşul mak içjn vüce WafaniTa sunulan Parti programı taslağı, geçirdiğinriz dört yılın görğülerinden ve tecrübelerin deu faydalanarak, günümüze ve ile rimize uygun bütün imkân ve şartlar gözönünde tutularak, hazırlanmış ve yüce Kurultay tarafından konusulabilecek değerde olduğıma inanla konuşmamıza incelememize, çabşmanuza verümiştir. Bu hazırladığımız, yalnız kendimi ze, kendi yaşayış şartlanmıza göre de yapılmamıştır. Büyük bir ilgi ile dünyanın füür, kültür, politika ve eko • nomi âlemi içinde gidişi göz önünde tutularak kendi yollanmızı kendimize göre çizmiştir. Bu eser Partimiz gibi yüce ve ulusal bir varbk için dört yıllık hareket düsturu olacak kıymete getirümek üzere bütün ıç ve dıs cereyanlar, ve gidişler kar • şısmdaki şartlara göre kendi halimize en uyan birşey olduğu kanaatıle Kurultaya gönderümiştir. Arkadaşlar, Bunu Partinin yüce varhğı olan Kurultayda iyıden iyiye inceleyip görüşebilmek ve Uerideki dört yıbn düsturlannı kuvvetçe ve değerce üstün kıymette tesbit edebilmek için, arkadaslanmın daha önden hazırlığa esas olan ana fikirleri anlayıp kavramalannda faydalar vardır. Bunu ben yeni program encümeninde konuşulurken tecrübe ettim. Oradaki izahlanm maddeleri, kısımlan müzakerede kolay anlaşmaya yardım etmiş oldu. Bu aebeble ayni vazifeyi, ayni güdüşle katınızda da yapacağım. Arkadaşlar, Yeni taslakta da Partinin ilk gün lerindenberi bize değişmez yol olarak çizilmiş olan devrimcilik ana yolu dur. Partinin ana prensiplerıne sa dakatimizi daha kuvvetle tekrarlıyo ruz. Parti programunıza, sosyal ba kımdan ekonomik bakımdan, herhangi sağ ve sol telâkkilere imkân bırakmıyacak bir açıklık vermek için, yeni taslağm hazırlanmasında bilhassa dikkat gösterilmistir. Yeni taslak. Uerideki dört yıi içinde Partmin bir temel progamı halini aldıktan aonra öyle sanıyoruz ki bu Partiye bağlı olan her yurddaş kendisi için çizilmiş olan yolu, sağa sola ayrılık imkâninı bula maksızın, prensiplerimizi dümduz yoldan kovahyacaktır. Ondan başka bizden olmıyanlar da bizi daha iyi anlıyacaklar, bizi bizden başkalarına benzetis yolunda söylenmiş, yazılmıs yanlış fikirlerin tekrarlanmasına yeni programımız kabul olunduktan sonra hiç meydan kalmıyacaktır. Bizi bizden başkalarına benzetis yolundald herhangi bir söz ve yazı karşısında, biz de onlara daha açık ve aydm lık yolda cevab vermek için hazır bulunacağız. (Alkıslar). Arkadaşlanm, Yeni programın göze çarpan ve kendini duyuran başlıca farikası yeni Türkiyed zaten baştanberi devletle bir ve beraber çalışan Cumhuriyet Halk Partisinin varlığı, devlet var • lığile birbirlerine daha sıkı bir surette yaklaşıyor. Esasen partinin ana vasıflan olan cumhuriyetçüik, ulusçuluk, halkçı lık, devrimcilik, devletçilik ve lâiklik yeni program onaylandıktan sonra yeni Türkiye devletinin de vasıflan halini alıyor. Kendi üzerinde derin konuşmalara mevzu olacak kadar ehemmiyetli görülmesi tabiî olan bu noktayı, bu kürsü konuşusunun müsaid buluna cağı çizgiler içinde aydınlatmak için mümkün olduğu kadar kısaca fikir • lerimizi soylemeği faydalı bulmak tayız. Arkadaşlar, biz cumhuriyetçiyiz, bugünkü Türk devleti bir cumhuri yettir. Bunun üzerinde parti ve devletin yakınlaşması bakımından bir yenilik mevzuu bahis değildir. Çünkü Türk Teşkilâtı Esasiye kanunun da «Türkiye devleti bu cumhuriyet • tir> denmektedir ve bu kanunun bu hükmünden başka hükümleri malum olan usullerle, prosedurlerle değı şebildiği halde, bu vasıf kanunda değişmez bir nokta olarak yazüıdır. Fakat kültürde, siyasada, ekonomide, bütün anlavış ve ileri gidişlerde, yeni Türkiye devletinin filî bir hal o larak esas tuttugu diğer beş vasıf bu güne kadar devletin mevcudiyetin • de bir kayıdla ifade edilmiş değildir. Arkadaşlar, ulusçuluk bir parti vasfı olarak kalsın, devlet kanunun • da, devlet vasıflan içinde yer almasın. Bu, ne doğru, ne hakikate ve ne de devletin varhğını müeyyedesile ana fikirleri ve ihtiyadarına uyar bir fıkir değildir. Türkiye cumhurijretçi olacak, fa kat milliyetçi olmıyabilir, yani araulusal cereyanlar* Türkiyenin kafa sı ve kapısı açık bulunabüir. Bu fikrin doğruluğunu kim kabul eder. UHım 1°35 (Baş tarafı btrinei tahifede) Çinde 57 çift ayni saatte hep birden evlendiler Son zamanlarda Çinde izdivac çok artmıştır. fı'er şehirde bir giinde yözlerce evlenme vuko bnlmaktadır. Fakat geçende Şanghay beledi?e dairesinde avni saatte 57 çiftin birden evlenmesi diğerlerinin hepsini gölgede bırakmıg ve bütün rekorlan kırmıştır. Rcsmimız 57 çifti hep bir afada toplu olarak gösteriyor. temin edılebileceğinı tesiim hususunda müttefık kalmışlardır. Daımi konsey Doğu Avrupa e n • niyetmin müstakbel teşkilâtmın bir esas olarak telâkki ettiği Pransız Sovyet karşılıklı yardım muahede sini sevincle selâmlar. Roma uzlaşmalarına gelince Balkan Antantı kendi meşru menfaatleri g5zetildiği takdirde 7/1/935 LavalMu• solıni protokolunda istihciaf edilen bütün memleketlerin teşrüd mesamle bu eserin gerçekleştirilmeân* yardım edecektir. Bu menfaatler sun ve etrafb bir tetkLka tâbi tutulmuş ve bu tetkik bütün meselelerde yalnız tam bir görüş mutabakatini müşahede imkâ nını vermekle kalmamış, fakat ayni zamanda Balkan Antantı devletleri arasında öyle bir tesanüd ve aynla • mamazhk göstermiştir ki daimî konsey bunu bırinci siyasal direktivi o • larak ilân etmeği ödev bilir. Ekonomik meselelere gelince daf • mi konsey Balkan Antantı ekonomik konseyinin 9/1/935 te Atinada ve 25/ 4/935 te Ankarada tanzim ettiği protokol ve raporlan hükumetlerden her biri tarafından tasdik edilmek kaydile tasvib eylemiştir. Daimi konsey, gayretleri mütera • fık kılmak, mübadeleleri inkişaf et • tırmek ve binaenaleyh şartlan ıslah etmek için icab eden şeraitııi mevcud olduğunu müşahede eder. Binaena leyh daımî konsey şuna karar vermiştir: A Balkan antantı içinde ve ahar devletlerle olan ticaret mübadelelerinin tesisL B Münakalâtın inkişaf ve ıslahı. C Turistlik münasebetlerinin teksifi. D Banka meselelerinin tetkiki. Daimî konsey, ticaret hususunda daha açık ve daha basit kaideler oyarak daha genış bir serbestliğe doğ • ru ve tedricen gidilmesi, ihracat kurumlarının teşriki mesaısi, ve daimî mahiyette sergi, panayır ve saire yardımile karşılıklı istihsalâtm daha iyi tanmmnsı suretlerile Balkan antantı memleketleri arasındaki mübadele • leri inkisaf ettirmege matuf bir ta kun tedbirler almıqtır. Daimi konsey, ödeme vasıtalan mttaemlâtuıa mütealhk ve ahare karşı danışıklı harekette bulunmak hususundaki teklifleri de onaylamıştır. Münakalât alanında daimî konsey, münakalâtın kolaylaştınlması ve inkisaf ettirilmesi için alâkadar ida relerre alınacak bir takım tedbirler tavsive etmiştır. Hexnen meriyete konulabilecek bir posta mukavelesi projesine hususî bir özpn gösterilmiştir ki bu suretle çok müsaid posta telgraf ve telefon münasebatı Fransa, Almanya, îtal ya. tsviçre ve Avusturyanın mecmu ara.tisine müsavi bir toprak üzerin de yakında tesis olunacaktır. Paimî konsey, muntazam hava hatlarının ve hava türizminin tesis ve inkişafını kolaylaştırmak, ve ticaret tayyarecilikleri arasmda bir teşriki mesai yaratmak lüzumuna cevab vercn bir hava mukavelesi projesini de bazı zeyillerle tasvib etmistir. Turizm sahasında, müsbet teklif ler kabul olunmuştur. Turizm ha reketini inkişaf ettirmeğe matuf bir takım teknik tedbirler de ileri sürülmüştür. Ekonomik konseyin gelecek top lantısında bu hususta bir mukave • leye ilisilebilmek üzere icab eden tetkikata devam olunacaktır. Bir Balkan bankısı kurulması meselesi hakkında, Türk heyetl murah • hasasmın tevdi ettiği proje taslağı ihrac bankalarmın tetkikine vazolunmuştur. Bu bankalann müdürlerin • den hiç olmazsa senede bir defa toplanmalan rica edilecektir. Keza, dört memleketin hususi kredi mümessilleri de her sene toplan • mağa davet olunacaklardır. Daimi konsey, ittihaz olunan tedbirlerin, ekonomik şartların hissolu nacak derecede iyileşmesini temin den hâli kalmıyaeağı neticesine varmıştır. Balkan Antantı devletlerinin dört Bakanı bugün saat altıda S. M. Kral îkinci Karol tarafından toplu olarak kabul edilmişlerdir. Balkan Antantı konseyinin müzakere ettiği bütün meseleler ve bu müzakerelerin verdiği butün müsbet neticeler Krala etrafile anlatümıştır. Romanya Başbakanı bu kabulde hazır bulunmuştur. S. M. Kral tkinci Karol Balkan Antantı memleketleri Bakanlarına memnuniyetini beyan etmek lutfunda bulunmuştur. Cumrmrryetçi eirmyan \it Türkiye « rrin varlığı nasıl tasavr«r edilemez bir hal ise cumhuriyetçi de olsa mil liyetçi clmıyaa bir Türkiyeoin şan ve şerefle ayni zamanda zoıiuklarla dolu istikbal yoluna gidişi de o ka dar zanf ve topol kahnağs raahkumdur. CoBihtırivetsrz fakat miüiyetçilik iddiasındaki bir Türkiye ne ise milliyetçi otnıyan bir cumhuriyetçi Türkiye zihniyetini de onun gibi görmek en dogru bir düşünüş. olur. tleri yaşavısımızın emniyeti için ulus culuk vasfımız o kadar mühim ve o kadar üstündür. (Alkıslar) Cografya bakımından Türkiye öyle bir vaziyettedir ki şimdiden cenubdan, doğudan, batıdan her taraftan, her çeşid rüzgârlar bizim üze rimizden geçer. Yurdumuz için coğrafî bakımdan bu her cereyana ma ruz kauş hali, fikir, politika propa • gandaları bakımından da aymdır. Anarşist, maksist, faşist, hılâfetçilik ve bevnelmilelcilik propagandalan ve buna benzer birçok propagandalar hep üstümüzden geçer. Bütün bunlar karşısında Türkiye ancak sıkı bir ulusçuluk imanına sarıhnıs olmakladır ki biri ötekıni besliyen zehirli cereyanlara karsı ken • dini koruvabilsin. Bu cereyanlar karşısında Türkiye halkını korumak için şündive kadar partinin ana vasıfla nndan biri olarak sanlan ulusçuluk kilıdile Türkiyenin kapısıru sımsıkı kapamak için bu vasıf da devlete mal olacaktır. (Bravo sesleri) Biz halkçıyız, Bızün halkçılığımu, bizim anladığımız manadadır. Baş ka bircok yerlerde de populer, populist gibi adlar taşıyan halkçılık da vasında birçok pertiler vardır. Fa kat bizim önemli bir vasfımız olan halkçılık onlannki gibi bir kıliseden ibaret değildir. Biz her yurddaşın elini yurddaş olarak sıkarken, bera • ber çalışırken, onda savgı ile tam mağa değer vasıflar görür ve her vatandaşı müsavi hakh, müsavi şerefli, insan olarak tanır ve imtiyaz dava • smda bulunmıyan yurddaslar küt lesini halktan ve halkçı olarak tanınz. (Alkıslar) Biliyorsunuz eski programımızda haîkçıhk vasfı gavet enemmiyet verdiğimiz bir noktadır. Bugünkü pro gramımızda da yer alan bu nokta devletin vasıflan arasmda yer ala TurHvede nnıf yoktur. Ctas yoktur. imtiyaz yoktur. Mıntaka menfaati, derebeylik, aga • lık, aile, cemaat imtiyazı fikirleri yoktur. Türkiyede değer ancak bılgi üs tünlüğü kapasite ve çalışma ile yükselebilir. Bir taraftan işçilerin çok luğu ve Parti kuvvetine dayanan kuvvetle ulusal çahşmanın ahengini bo zacak zorlu hareketlerine ve öte taraftan sermaye sahiblerinin, büyük iç sahiblerinin para ve varlık gücüne dayanarak işçılenn haklarını çiğnemesine yol bırakmıyoruz. Binaenaleyh sınıf kavgası, tahakküm, imtiyaz zih niyetlerini kökünden silen bir zihniyet, memleketin zihniyetini tamamlıyacaktır. Ancak bizim istediğımiz ve anladığımız manada halkçı olmahdır ki milliyetçiliğin en temiz ve saf bir değere çıkanr. Sade milliyetçilik Türk vatanının sınırı içinde, dil birliği, kültür birliğüe mazi hatıra larına ve gelecek zamanın emellerine bağlüıkla birleşme yapar. Fakat bu anlayışta birleşmemiş olsa, daha içinde, smıf, imtiyaz çarpışmalan kop mayan yanl halka bir duygu ile birleşememiş olan bir ulus yığını hak ve şerefte müsavi teklerden kurulmuş bir ulusal birlik kütlesi vücude ge • tiremez. Ulus yığını bu saf duygularla halkçı olmalıdır ki halk yığuılan uluscu luğun yaptığı büyük kuvvetle birbi rini seven, birbirine bağlanan büyük bir varbk teşkil edebilsin. (Barvo sesleri). Ondan sonra arkadaşlar, biz dev • letçiyiz, filiğ olarak hükumetçe de, Partice de devletciyiz. Buna karşı olanlar liberallik te serbest olsun diyorlar. Arkadaşlar, bunun ne de mek olduğunu, davanm ehemmiyet ve değerini hepiniz anlarsınız. Liberal sistem demek bugün bu ulusun var hŞmda gozlerimizi kamaştıran, en büyük muvaffakiyet yollannı kapamak demektir. Biz devletçi olmasaydık paramı • zın bugünkü kıymetı temin edilebi lir miydi? Dış ücareti ve ödeme denkliğimiz iç sanayiin koruma altında doğması ve yaşaması mümkün olur muydu? Biz devletçi olmasaydık memleket evlâdlarının akıtılmış olan yü ce kanlan pahasma elde edilen Türk vatanında memleket malı yerine ecnebi malmm serbestçe satışına yurd kapılan açık kalır, ecnebi mallan Türk pazarlannı istilâ ederdi. Bir devletin tam manasile müstakil sa yıhnası için sınırlannın düşman si lâhından ve ordusundan mahfuz ol ması kâfi değildir. Ayni zamanda mil11 pazarlan ecnebi manifaktürün is tilâsından da mahfuz kılmak lâzımdır. [Natkun arkan son iakUtaya kadar ajanstan alınamamiftir.]