Cumhuriyet Jörklerle Süngü Süngüye No. 167 A. DAVER Çanakkalede Dikkatler Değerlî ve tath emekler Beyoğla Akşam Kız San'mt mektebi tergisini gezditn. Ayları ve emeklerini bir avuç yere nğdırtp göttermisler, bu teasiz ve reklâmstz çaltsmalar, beni daha çok bü~ yüledi. Sade bir dekor içinde, şöyle btraktttaermif, iliştirilivermif gibi goze çok tabii gelen ornek • lerde, ince birer emek gizliydi. tyice bakttm, iyice dinledim. Yüzlerce Türk ktztnt, evli barkl/ kadınlart kueaklıyan bu tan'at yu van, iki yılda bir, mlttn bilezikler dmğtttyornra». Türk ktzt ve kadın* baraya dolu bir gönül ve boş bir elle giriyor. İki yıl manra, bu eller r*b dikiyor, sapka yaptyor, ptuta yetiftiriyor ve yolile yemek pişiri yor, yürüdükleri, gezdikleri, çahş~ tıklart yerlerde temiz Ve değerlt »an'atlerimn aemle, en canlı ve Mvimli bir reklâm •luyorlar. Başka bir U yerini gezıeydlm, harcmnan parayt da »orardım. Burmda, hmrcanan değil, odenen bir petra, haytr küçültmiyeyim, değeri picilmex bir değer gordüm. Baaka mekteblerin çoğu, çocuğu yalmz okvrtar, kafaant aydmlattr. Hemen hemen tokumak, ekumak içindiry prentipine bağhdtr; ço cafm bir »an'mt mşlmmaT. Çocağtt kmztme votana itmez. Daha tuhafı çoeuk, bu okama çagının içinde, hayatm dışmda kmlmış gibi hayale bile düçer ve 0 hmyali yıllar, onun kafanndmn çok güç siler. Bu • ran ise, Türk ktztna, Türk kmdınına hayat yoluna aydınlmtan bir ıftk kaynmgtdtr. Ellere »an'mt tm • kan, yuvalara »an'atli ana yetiştiren bu ocağt, beni yetiştirmiş gibi »evdim. Karmnlmra, bastnda bulunanlarm, ey degerli Tür kadınt aona da tonauz taygtlar!.. Yeni bir halk lideri 28 NİMn I QC 5 Taarruzun, endahtta selâmeti temin etmesi bakımından güneş doğarken yapılması lehimize idi Saat 2 ye doğru 7 n a fırka kumandanı Halil ve 12 nci hrka kumandanı Salâhattin Adil Beyler, Çamlıtekeye, Vilmer Beyin karargâhma geldi ler ve Grup kumandanı, erkânıharbiye reisile, fırka kumandanlarile erkânı harb rcisleri toplandılar. Feyzi Bey Liman fon Sandersin bugün taarruz edilmesini emretüğini söyledi. Düşmanın vaziyeti, bizim vaziyetimizi, fırkalara vcrilen mıntakalan, taarruz hedeflerini izah etti. Sonra kıtaatın ahva lini, alaylann ne halde gcldiklerini sordu. Fırka kumandanlannın ikisi de askerin gayet yorgun olduğunu, çoktanberi yürüyüş idmanlannı kaybet miş olan kıt'alarm pek çok döküntü verdiklerini, taburlann hemen hemen nısıf mevcudla geldiklerini söylediler. Bugün gündüzün açık arazide yapılacak taarruzu başaracak halde olmac'îklannı, hatta taarruzun mutlaka yapıl ması emredilirse bir felâkete uğranıl ması muhakkak olduğunu da ilâve ettiler. 7 nci fırka kumandanı Halil Bey, bu mütaleasını tahriren de bildirdi. Grup kumandanı Feyzi Bey, vaziyeti uzunuzadıya düşündü, erkânıharbive reisile beraber muhakcme, mü nakaşa etti. Sonra taarruzun bugün ( 8 ağustos) değil, yann yapılması miina sib olacağma karar verdi. Filhakika gündüzün düşman gemilerinin ateşi alhnda sahile doğru düz ve açık arazide dört beş kilometTo yaklaşma yürüyüşü, sonra da taarruz yapılması pek çok telefatı mucib ola cakb. Asker yorgundu. Muvaffakiyettizlik ihtimali fazla idi. Bu takdirde, belki de düşmana muka'oil taarruz yapmak için cesaret ve rilmiş olacaku. Ordunun elinde, • ge ride başka ihtiyat kıt'ası yoktu. Vaziyette bir fenalık hâsıl olursa bunun ıslahı imkânı da yoktu. Sonra, düşmanda ilerlemiyordu. Vaziyette, hiçbir mütaleayı nazandikkate almaksızın hemen ve müstacelen taarruz edilmesini icab ettirecek bir vehamet görülmüyordu. Taarruz emirlerinin kıtaata tebliği ve harekâta başlanması için lâzım olan zaman da geçiyordu. Saat 15 e gelmisti. Işte bütün bu sebeblerden miraîay Feyzi Bey taarruzun bugün yapılma sından vazgeçti. Fırkalann taarruz i çin, bugün akşama kadar iyice keçif yaptırmalannı, grceleyin karanhkta düşman mevzilerine takarrüb etmeleri ni ve fecirle beraber taarruza başlamalannı hrka kumanjanna şifahen emretti. Taarruzun gündüz yapılmamasını icab ettiren mühim bir sebeb daha vardı: Oğleden sonra, bilhassa gurup zamanı, güneş, düşman cihetini loş bırakıyor, şark cihetini yani bizim mevzi • lerimizi gayet parlak surette aydınlabyordu. Efradımızın batan günese karşı nişan almalan, gözleri kamaştığı için, müşkül oluyordu. Sabahleyin güneş, doğarken ise vaziyet tamamen aksi idi. Biz karanhkta kalıyorduk. Arkamızı doğan güneşe dönüyorduk. Düşman ise güneşin adeta ufkî vaziyette gelen keskin ışığına karşı harbetmek mecburiyetinde kalıyordu. Bu ın'barla taar ruzun güneş doğarken yapılması bizim lehimize, öğleden sonra yapılması ise düşmanm lehine idi. General Liman Fon Sandersin sinirli, aceleci, yanlış, hatta muzır emrine karşı bir Türk kumandanı soğukkanlı müteenni, doğru ve faydalı bir karar almıştı. Ordu karargâhından istenilen hari talar da bu esnada gelmiş. fakat her fırkaya ancak beş aln tane venlebil mişti. Haritamız bile yoktu ve düşman buralara çıkalı beş aya yakm olduğu halde hâlâ kâfi miktarda harita bastı nlmamıştı. Anafarta mmtakası, gerek kumandanlarca, gerek kıtaat ve grup kararkâhlannca tamamen meçhuldü. Fırka kumandanlan Feyzi Beyin yanmdan ayrıldıktan sonra Liman Fon Sandersin yaverlerinden binbaşı Penke ile mülâzim Tolf karargiha gelerek taarruz hakkındaki mukarreraa aniamak istediler. Bir taraftan da Anafartalar mmtakası kumandanı binbaşı Vilmer, Liman Fon Sanderse grup kumandanının ıcraan hakkmda ihbaratta bulunuyordu. Hatta bir aralık grup kuman danına Liman Fon Sandcrsm, kendi taaamız tertibatmı beğenmedigini bile söylemışti. Grup kumandanı Feyzi Bey Vilmenn verdiği bu haber üzerine derhal telefonla 5 inci ordu erkânıharbiye reisi kaymakam Kâzım Beyle görüş müş, General Limanın, grupun taar ruz tertibatına müdahale etmek iste mediği, ancak taarruzun bugün yapü masını arzu etriği anlaşılmıştı. Liman Fon Sandersin yaverleri, Feyzi Beyin mukarreratmı öğrenip gittikten sonra, Feyzi Bey, ordu kumandanının musırrane devam eden taarruz arzusile kendi şahsî kanaati arasında bir müddet daha tereddüd ve kararsıziık geçirdikten sonra taarruzun bugün yapılmasmdan kat'ayyen vazgeçti. Mısırda 300 bin amelenin Bir kuyu çöktü amele başına geçen genc prens Bir kalaraktoprak altında can verdi Abbas Halim, amelelik muhabbetini Prenslik unvanına tercih ettiğinden Kral ailesinde çıkanldı Feyzi Bey, böyle yapmakla da çok iyi hareket etmiş ve ertesi gün Mustafa Kemal Bey tarafından kazanılacak V. muvaffakiyeu' hazırlamıştı. Grup ku mandanı kat'î karannı verdikten sonra, taarruzun tehiri hakkındaki fikrini ve bunun sebeblerini telefonla orduya bildirdi. Adamcağız iki gündür uykusuz ve zaten hasta idi. 4 0 derece hararetle çalışıyordu. Hastalığı yüzünden taar(Baitarafı birinci sahifede) ruzun 9 ağustos sabahına tehiri hak • hedesine yeni bir darbe vurmakla bekındaki mütaleasını, ordu kumandanına kâfi derecede kuvvet ve kat'iyetle raber, devletler arasında bahrî rekaanlatamamıştı. Ordu kumandanı, o betin yeniden başlamasmı intac ede nun fırka kumandanlarile görüşmü; ol cektir. masmı, herb meclni akdetuği suretinde Paris 27 ( A . A . ) Echo de Patefsir etmiştL ri» gazetesinin Londra muhabirinin Feyzi Bey, o akşam saat 19 a ka bildirdiğine gore, tngiliz deciz bakandar lâzım gelen emirleri verdikten sonlığı, Almanyanın, her biri bin tonilâra, Gümberdekbayın cenubu şarkisin • todan fazla 12 denizaltı gemisini tezdeki yeni karargâhma gitti. Uyumak gâha koymak hususundaki karanndan ve hasta vücudünü dinlendirmek, er mütevellid memnunyetsizliğini gizle tesi günkü büyük imtihana bütün bedenî kuvvetini toplayıp öyle çıkmak tsti memektedir. yordu. Almanya Versay tnuahed^sinin hükümlerini bir daha çiğnedi Minrda bir pamuk tarlmnnda çalışan ameleler Kahire (Hususî muhabirimizden) ı bas Halim artık Vefdin elinde bir o Son zamanlarda Mısırda calibi dikkat yuncaktır diyorlardL Vefd matbuah ise bu müdahalenin amele grupu nabir ehemmiyet alan hâdiselerin göze mına hayırh bir teşebbüs teşkil edebatanı Prens Abbas Halim meselesi ceğini iddia ediyordu. dir. Abbas Halim gün geçtikçe aded leri artan ve (300) bine yaklaşan a Münakaşanm şu sırada dahi şiddetmele kütlesini toplayıp başlarına geçle devam ettiğini söyliyebiliriz. Ab miştir. Bu kuvveti mütemadiyen teşbas Halim ise pışkin bir diplomat rokilâtlandırmaktadır. Prens olduğu lünü mükemmelen ifa ederek müna halde, amelenin. başına geçivermesi kaşalardan istifade etmek için iyi bır muvafık görülmemiş ve bu işten vaz fırsat kollamaktadır. Herhalde ame geçmesi kendisine tavsiye olunmuş le hareketi îngilizler tarafından hoş tur. Tavsiye, ihtar ve tevkife aldırış bir nazarla karşılanmamıştır. Bunun etmiyen Prens Abbas Halim ailei en mühim delili Deyli Telgraf gaze kraliden ihrac olunmuşsa da o bilditesinde Sir Percival Philips tarafm ğinden şaşmıyarak, hanl hanl amedan neşredilen makaledir. Bu yazı leler arasında dolaşarak teşkilâtını nın intişar ettiği bir sırada Mısır hügenişletmektedir. Genc, boylu boslu, kumetinin dahi amele meselesile cidyumruğu okkalı, atılgan, cesur bir şediyetle alâkadar olması müessir bir fi amelenin sevmemesi kabil midir?... müdahale vuku bulduğunu ihsas et Her geçen gün zarfında amelenin mektedir. genc lidere itımad ve muhabbeti artKomünizm mikrobunun en az yaşı maktadır. Prenslik unvanuıın istir yabileceği bu memlekette amele dad edilmesine mukabil amele Abbas hareketinin adım adım takib edildi Halime (Şerif) lâkabım verdi. Şerif ğmi söylemek zaiddir. Maamafih Abaşağı, Şerif yukan. Cesaretli liderin bas Halim dahi bolşeviklikle alışve her yerde sempati kazanması ve hatırişi olmadığmı her fırsatta söylemekrı sayılır bir kuvvete tesahüb etmesi, tedir. Kendisinin fikri sorulduğu za birçok menfaatleri ihlâl edeceği en man bir amele şefi tavrile demiştir dişesini uyandırdı. ki: Herkesten evvel Vefd fırkası Ab Bırakın bu lâfları. Bizim bolşe bas Halimin parlamasından kuşku viklikle bir alâkamız yoktur. Mağdur landı. Doğrudan doğruya halka isti nad eden Vefd fırkası, Mısırm uya bir sınıfın haklarım müdafaa ediyo ruz. nık bir sınıfuıı teşkil eden Mısır amelelerini genc ve dinc bir a d a m m e ' Abbas Halim meselesüıin ne renk mir ve irşadma âmade bulundurmağa ve netice vereceği henüz kestirile müsamaha edemezdi. Nihayet Vefd mezse de. bir taraftan amele lide fırkası bir kolayını buldu ve kendi rinin fazla baş kaldırmamasına dik fırkasınm ileri gelenlerini amele senkat edildiği de muhakkaktır. Ancak dikası heyeti idaresine intihab et Abbas Halimin can sıkıcı mücadele tirdi. Bu müdahale Vefdin amele teşsinin de birçok mehafilin keyfini iyikilâtma dahi el atması demekti. Bıt den iyiye kaçırdığı dahi muhakkak tabi gazeteler kıyameti kopardı. Abtır. Zavallı kuyueuyu kurtarmak için uğrastltrken Dün Fatihte gene bir kuyu çökmüş, genc bir amele topraklar altında kal • mışnr. Fatihte Haraccımuhittin mahallesinde 2 numaralı evde oturan T e v fik isminde birisi, bundan bir ay evvel 150 metro murabbaı büyüklüğünde bir arsa almış ve buraya bir ev yapbrmak içn dün ilk iş olarak arsadaki kuyuyu temizletmek istemiştir. Bu iş için de înebolulu Kara Mehmed isminde 3 1 8 doğumlu bir genci bulmuştur. Dün sabah arsa sahibi Tevfik Kara Mehmedle arsanm bulunduğu yere gelmişler ve işe başla mışlardır. Kara Mehmed 14 metro derinliğindeki kuyuya girmiş ve yavaj yavaş aşağı inmeğe başlamışbr. T a ş kısımlar bitip te toprak kıtunlara basnğı zaman büyük bir gürültü ile ku » yu çökmüş ve zavalh adam topraklar albnda kalmıştır. Polis ve itfaiye hâdise mahalline gelerek kuyuyu temizlemek istemişlerse de înebolulu Kara Mehmedin cesedini çıkaramamışlardır. Kara Mahmed topraklar alunda ölüp eitmistir. , „ ,, Nöbetçi eczaneler jiu gece nöbetçi olan eczaneler şunlardır: Şinasi (Büyükada), Yusuf (Heybeli), Salih Necati (Bahçekapı), Übeyd (CağaloSlu), Sıtkı (Lâleli), Hikmet Cemil (Küçükpazar), îsmail Hakkj (Şehzadebaşı), Nuri (Aksaray), E rofilos (Samatya), Nâzım (Şehremi ni), Merkez (Bakırköy), Emilyadi (Fener), Yeni Türkiye (Hasköy), Yeni Turan (Kasımpaşa), Rıza (Beşik taş), Kapıiçi (Galata), Galatasaray (Taksim), Vinikopulo (Yüksekkaldı nm), ŞiMi (Şişli), Faik İskender (Mo da), Mahmud (Altıyol), Ahmediyf (Üsküdar). OSMANU BANKASI Esnaf federasyonu Ekonomi Bakanlığı memleketin mühim bir sınıfmı teşkil eden esnaf küt lelerinin tâbi olduğu cemiyetlerin beklenilen faideyi verecek şekilde çalışamadıklannı da gözönünde tutarak esnaf işlerinin tanzimi için bir kanun projesi vücude getirmişîir. Bu projeye bü yük bir ehemmiyet verilmektedir. Yeni proje esnaf cemiyetleri teş kilâtını bir federasyon haline koymaktadır. Bütün cemiyetler bu federas • yona bağlı olacaktır. Cemyetlerin va ziyetlerinde de değişiklikler yapılmaktadır. Bu federasyonun merkezinin nerede olacağı sonra taayyün edecektır. Yalnız teşkilâta evvelâ Istanbuldan başlanması muhtemeldir. Istanbulda 36 esnaf cemiyeti ve bunlara kayidlı ve kayıdsız 2 5 0 bin kadar esnaf vardır. gazetesinin bir muhbiri bizi müddeiumuminin makamında bekliyordu. Geldiğimizi görünce Markama heyecanlı bir sesle: Sizi ve Mister Han görmek istiyordum, dedi. Bana arasıra iyi haberler vermek şaru'le ben de size bir haber vereceğim. Con Sipirig işine Mister Hatı memur etmisîer. Onu görmek isteyişimden maksad budur. Cazeteci ccbini kanştırarak bir kâğıd parçası çıkardı. Bu mcktub Nevyorkun en büyük gazetesi olan bizim gazeteye gönderilmiştir. Sekraterden alır almaz si • ze getirdim. Malum ya hizmetler karşılıkh olur. Kâğıd yazı makinelerinde kullanılan adi bir kâğıddı. Üzerine mahud:: Minimini bir adamtn Variı küçük bir »lâht Kurşun kondu tepesine Con Sipirig yaralandı. Mısralan yazılmışh. En altında «Şatranc taşı» imzası vardı. Cazeteci:, îşte zarfı da burada? dedi. Zarfın üstündeki damgadan mek % 5 FAİZLÎ, 1918 TARÎHLi DAHÎLÎ İSTİKRAZ TAHVtL LERÎ HÂMÎkLERÎNE 1 mayıs 1935 vadeli ve 35 sayılı kupon parasının 1 mayıs 1935 ten başlıyarak, Osmanlı Bankasının Galata ve Ankara idarelerile vilâyet merkezlerindeki bütün şubeleri gişelerinden ödeneceği ilân olunur. 20 Türk lirası itibari kıymetli her tahvil kuponuna karşı kâğıd para olarak 50 kuruş verilecektir. Parana sağlam gelır temin etmek istiyorsan V i K i N O m rVati Millî Sinemada Bütün Istanbul halkının nazarı dikkatine KARYOKA Bu film bu s»n» Istanbulda b«şl.a hiçbir sin«m«d« «esterilmiycc*ginden görmiyenler iç n sen fırsat. Y«rın«l«n >libar*n f*ni »ragram. Şcn v* ««krak macar yıldızı FRANSIZKA GAAL'ın en y«ni «• son ftlmi 13 gündprjbpri bü)ök muvaffakiy^ tlerJe gösteriltn fılmin bufün s«n flünüdür. ( YEWİ ESEBLER Salambo ) S O R A K Ç i Ç E G i Floberin dunya edeblyatına ebedlyet İçin mal olmn? emsalslz romanıdır. Allşanzade tarafından lâyık olduğu ltlna ile tercüme edilmlştlr. Tavsiye ederiz. Ayrıca t TARZANIN Olimpiyat yiismc şampiyonu BUSTER GRABB tarafından Fiaticrd* büyük tonzilâL Umumi duhuliy* 20 kuruş MACERASI SUT MAKİNASI al m satım' yap yanı'mazsın |Cahid Ccvat Emrel 0 Sinir Doktoru. Kiralık Tnrbede. Belediye karşısm da Sinanağa daireleri adlı ve 1719 numaralı apartmanda 2 numaralı daire kirahktır. Kalorifer • elektrik gaz su kadar adam öldürmesi mümkün mü • dür? Sebeb mevcuddur. Katilin kor kunc, müthiş öldürmek arzusu... Buna belki diğer muayyen sebebler de inzimam etmektedir. Yapılan içtima neticesinde Şatranc taşı imzalı mektublann ehli vukufa muayene ettirilmesine ve bunlann yazıldığı yazı makinesinin araştınlmasına karar verildi. Aynca saat yedi ile sekiz arasında parkta yapılan taarruzu görenlerin tahkiki de kararlaşünldı. Sipirigin âdetleri ve münasebatı da öğdenilecekti. Mektubları ilk alan posta memurunun da isticvab olunması lâ zımdı. Müfettişlerden birinin teklifi üzerine cinayetlerin irtikâb olunduğu mahaller civarına nöbetçiler ikamesi muvafık görüldü. • ** Ertesi sabah Markam, ref>k;>Hnde Hat olduğu halde saat ondan biraz evvel Vansm evine geldi. Ellerimizi sıkhktan sonra: Bu hal böyle devam edemezl dedi. 1 PATRGN 0L8AYDIM 2 G>ZLENEN İZTlRABLAR Kay Krancis W illıara l t»wel ttnsaisız h «sî şjheser. Suvarede 8 15 de iki film brden J İki film birdan SİNEMASINDA Fernünd Gravev • .Viireille Balin tnev«invn en büvük muvatfakıveti LTD. $TÎ. İSTANBUl. OALATâ, PEftŞEMSE PAZANI «I L Birinci »ınıf sinir ve ruh mü I tehassısı. Lâleli Cumhuriyet I caddesi Galib B. Apartımanı ™ **, Cumuriyet,, in tafrikaıı : 33 tubun sabahın saat 9 unda posta kutusuna atıldığı ve profesör Dillardın evi civanndaki postaneden geçtiği anla şılıyordu. 12Bir gece ziy&retçisi 12 nisan salt sabah saat 10 Ertesi günkü gazeteler ilk sahifelerini tamamen Con Sipirig meselesine tahsis etmiş olarak çıktılar. Bu hal bittabi müddeiumumiyi fena halde sinirlendirdi. Gazeteciler Markam ve Hatı adeta abloka etmişlerdi. Maamafih yeni hiçbir malumat mevcud değildi. Bereket versin profesör Dillardın hanesine verdiğimiz ehemmiyeti ve 3 2 çapındaki rovelver meselesini bilmiyorlar Gazeteler hâlâ mevkuf bulunan Sperlinge acryorlar, ona bir yanlışhğa kurban olmuş bir zavallı nazarile bakıyorlardı. Binnetice iş kendisini hâlâ tahliye etmiyen müddeiumumiye çatmağa dayanıyordu. Markam kulübde büyük bir heyet topladı. Bu heyete bizden başka zabı ta erkânından birçoklan da dahildi Ier. tki cinayet gözden geçirildi. Vans bu cinayetlerin birbirile münasebeti olduğu ve muammanın anahtannın profesör Dillardın hanesinde bulunduğu yolundaki iddialannı ortaya koydu. Nihayet sözlerini: Maktulleri tanıyan üç kişi ile mühim temaslar yaptık. Bu itibarla tahkikatımıza bundan sonra hedef olacak noktalan şimdiden tcsbit edebiliriz! diyerek bitirdi. Polis müdür: Doğru düşünüyorsunuz, dedi. Yalnız kablin kan dökmekten hoşlanan bir manyak olduğunu teslim edemem. Vans izahat vermeğe mecbur ol du: Katil tamamen bizim bildiği miz manada bir manyak değil dir. Onda evvelâ harikulâde inkişaf etmiş bir dimağ vardır. O kadar inkişaf etmiş ki bize gayritabiî hükmünü verdirebiUr. Bu canavann hiç sebebsiz bu Yazan: Tereume eden. 8 S. Van Dine ömer Fehmi BajJttıt Hat teklif etti: Müdiriyete telefon edeyim. Garetelere sorup aniasınlar. Fakat Hatm bu teklifini mevkii tatbika koymağa luzum kalmadu Vorld Hat ta ilâve etti: tnkârda ısrar edenleri sıkışbr • mak lâzımdır. Vansm cesareti kınlmış görünüyordu. Siz ne isterseniz onu yapınızl Ben doktor Berştada telefon ettim. Bu sabah Madam Drukeri görebile cesimi söyledi. Fakat ben evvelâ doktorla gorüşmek istiyorum. Ben Dru kerlerin sıhhî vaziyetlerini bilmek n tiyorum. Biraz daha otuTduktan sonra hep beraber sokağa çıktık ve kapınm ö nünde onlardan aynldık. Madam Drukerin doktoru bizi derhal kabul etti: Vans hiçbir mukaddemeye lüzum görmeden maksada girişti: Doktor gerek Madam Druke • » rin, gerekse oğlunun Mister Robinin katli hâdisesine uzaktan kanşmış ol duklan hakkmda bazı deliller elde ettiğimizden kendilerile konuşmadan evvel asabî vaziyetlerine dair sizden malumat almağı münasib bulduk. Affedersiniz, fikrinizi iyi anlvyamadım. lArkan var}