14 Mart l*.5 Cumhuriyet '• TELGRAF HABERLERI Grip salgını devam ediyor Hastalık bazı vilâyetlerde hafifledi, on üç vilâyette de salgin şeklini aldı Ankara 13 (A.A.) Sıhhat ve tçEskisebir, Kars, Kirsehir, Kütahya, Sittmai Maavenet vekilliğinden budirfl • nob, Niğde, Ordu, Samsun, Tokad, miştir: Van vilâyetlerinde salgin halini almıtŞababn ilk haftasindan 10 mart tatir. Beyazid, Gümüfane, Kocaeli, Trab» rihine kadar yurdumuzun grip hastalığı zon ve Urfa vüâyeüerinde hastalık gövazîyeti soyledir: rü'memiştir. Diğer vilâyetlerde hastalık Birinci tebliğde hastalığin salgin yaptektük vak'alar seklmde çikroaktadir. tığı bildirilen Afyon, Antalya, Diyar • Hastalığin salgin balinde bulundu • bekir vüayetlermde salgin hafîflemij ğu vüâyetlerimizin bazilarinda akciğer •e diğer Aydm, Balıkesir, Burdur, Bur ve kulak ihtüâtlari görülmekte ise de bunlarin miktari pek azdir. Valüere vesa, tsparta, tstanbul, îzmir, Konya, Marflen taliroat maciTt'ace K'talığın ih • latya, Manisa, Mardin, Seyban, Sörd, bari mecburi kılinan Kastamonu, BalıSlvas, Tekirdağ vilayetlerimizde eski kesir, Bursa, Niğde, Mara», KBtahya, fiddette ohnamakla beraber devam etKars, Kirklareli, Kirşehir, tzm'r, Kaymekte bulunmastur. Bunlardan baska seri, tsparta, Smob, Tekirdağ, Tokad hastalık Çanakkale, Çorum, Denizli, vüayetleridir. Avrupa yolundan notlar Bir fıkra^Birhâdise.. ayyum dikkat etmiş: Caminin kandiline heı akçam, muntazaman yağ doldurduğu halde, ertesi sabah, bu vağın yerinde yeller esiyor. «Acaba bir tarafından sızjyor mu?» diye, evirmiş, çevirmiş, kandili muayene etmiş, iğilmiş, yerdeki hasırlan yoklamış; böyle bir kanaat verecek hiçbir iz bulamamış.. Zavalh kayyum delirecek, ba • husus, Evkaftan, cami için verüen muayyen miktar zeytinyağı da tükenmeğe yüz tutmuş. Sonra, adamcağızdan hesab soracaklar. Düçünmüş. Bu yağa musailat olan biri var ama, kim? Karar vermiş: Bekliyecek ve yakahyacak. Akşam, namazdan sonra cemaat dağıhnca, eline kalın bir sopa almıa ve mimberin arkasına gizlenmi». Derken, aradan epey bir zaman geçtikten sonra, usulcacık araia • nan cami kapısmdan içeriye, p«jmürde kıhklı, akelli, kefiyeli bir kör arab girmiç; doğru gelmi?, kandilin hizasına. Ve cübbesinin altından çıkardığı fodlayı, yağın içerlsine banarak: Beyte beytallah.. zeyte zeytallah.. faddal. ya Haci Abduliah!. Diyip, baalamıs göçermeğe. Tam bu sırada, gizlendiği yerden fırlıyan kayyum da, elindeki sopayı olanca hızile arabın başma indirib: Ve hâzâ min tarafillâh! Diye .herifin sözünu de, kârile bir likte tamamlayıvermiş.. Gülen Paris j Meğer bu şarkıcı kızlar işsiz kalmış tiyatro\ cularmış. Dilenişleri bile ruhlara bayramdır. \ Sadaka şetarete bürülü. Yoksulluğu, bir alev• de kaynatır gibi kahkahayla fıkırdatıyorlar! \ Istnail Habib S«vttk nın aynalı salonunda Fransamn en büvük («oh» unu imzaladı! Paristeki bu güleçlik yenişten, Fransızdaki bu sakraklık zenginlikten, ve hepsindeki bu iç ferahhğı taaasızbktan mı? Şanzelizeden bes on adım içerlek bir yan sokağın otelindeyim. Bir ikindi vakti, ince bir tel ahengile karışık birkaç kadın sesinin fıkırdak nağmelerini işitince pencereye kostum: Sokağın yayakaldırımında. üç genc kız, ortadakinin elinde bir kitar, yanındakilerin birer kolu bunun birer omzuna uzanmıs, üçü birden tek bir saatin rakkasesi gibi sağa sola tempoyla sallanarak, ve üçünün sesi de tek bir pınardan fifkırıyormuç gibi uygun bir ahenk içinde keyifli keyifli şakıyorlarl Sokak birdenbire bir san'at sahnesine dönüverdi. Birer loca gibi açılan pencerelerden başlar sarkı • yor; gelip geçmek için yapılan sokak gelip geçeni mıhlamaktadır. Kızlardaki tazelikten hava baharlastı ve seslerin serin körpeliği karsısında kulaklar kabarmıs birer çiçek gibi. Meğer bu kızlar içsiz kalmı» tiyatrocularmıs. Dileniçleri bile ruhlara bayramdır. Sadaka şetarete bürülü. Yoksulluğu, bir alevde kaynatır gibi, kahkahayla fıkırdatıyorlar ! Gülmek yalnız dıştan gelmiyor, milyonlannın üstünde eomurtan lar var. Gülmek, sadece içten de gelmiyor, milyonun da olaa tasalı kalabalıkta gülemezsin. Sevindiriş yoksa seviniş te yok. Tekin tasası da kendinin sevinci de, eğlence kalabalığındır. Tekler degil hep • ler gülecek. Bırak; ablak gülüf aptalm, sıntan gülüş şeytanın olsun; fakat hayata kanad olan gülüş... Biz ki ne kaynar cezve suyu gibi hafif bir mületiz; ne mistik düşüncelere diz çökmüş gibi karanlık. Bizden ne iarfara bir kahraman yetişir, ne de bir Gandi. Biz bütün insaniığa en derind*n güleni verdik. Nasraddin Hoca uzun yüzyıllar üstünden sonsuz yüzyıllan kahkahalandınyor. Hepimizde ba somurtmak neye> Bükreşten Parise kadar, bak tım ki, Avrupanın en ucuz sattığı şey eğlencedir; bizim en pahalıya bile kolay alamadığimız şey. Onlar kazancı eğlenceden değil eğlenenden bekliyor, biz en ağır kân eğ lenceye yükletirken eğleneni kaybediyoruz. Meyva daldan ahnır. gövdeden değil I Güluşten kazamş yaşayışı budayış gibi birşey; yaşamak gülmektir. Onlann yaslılannda bile çocuk olan bir taraf var. bizim çocuklanmızda bile yaşlı bir taraf olduğu gibi. Gülecek insan için güldürecek muhit gerek: Yağan karı bile açan bahar yapışlan bundan! Hep biliriz, trenlerde üç dört mevki vardır; kadifeden kumasa, muşambadan tahtaya kadar; fakat yolcuîann hepsi vanlacak yere beraber çıkar. Onlarda her sınıfın zevke gidişi de tren yolculuğu gibi. Aynlık eğlencenin özünde değil kılığında. Yemek ayni tabak lar ayn. Bizde eğleniş darlığının bir sebebi de galiba trenin tek mevkili oluşundan geliyor. Onlarda çöken devletlerin beldeieri bile gülerken çöktüren bizde eğlenememek, yazık' tsmail Habib SEVÜK İHEM NALINA MIHINA İhanetten sonra zillet! I enizelos... Ne yapalım, gene ondan bahsedeceğiz, günün kah * ramanı o! Venizelos, kendi generallerin • den olan isyan arkadaşı Plastıran atlatayım derken asıl kendisi atladı ve bir Italyan adasına kapağı attı! Hani, şu sekiz on sene evvel. Arnavudluk hududunda bir hâdise üzerine hemen Korfuyu işgal edi» veren İtalyaya iltica etti. Bu da, tam Venizelosça bir iş oldu. Venizelos bir daha da Yunanistana gelmiyecekmiş! Işit te inanma! O, sıkıyı görünce, bir daha gelmiyeceğini ve asla siyasetle meşgul olmıyacağını söyîiyerek hemen Avrupaya kapağı atar, sonra da gizlice ortalığı kanştırarak ilk fırsatta gene Atinaya dü • şer. Eğer, Yunan milleti, bütün bu yaptıklanndan sonra, bir daha onun dirisini değil; ölüsünü bile Yunanistana sokarsa, şaşanm akıllarına! Mütareke yıllannda, KlemansoLoyid Corc Vilson sacayağının şark işlerinde akıl hocası olan Kirye Venizelos şimdi tekrar Londra» ya gitsin ve eğer Loyid Corc «kılavuzu karga olanın....» sözundei bir ibret almadıysa, kendini 1922 de yuvarlamış hem de bir daha iktıdar koltuğuna çıkamıyacak ra • rette yuvarlamış olan Giridliyi gene kılavuz olarak kullansm. Belki beraberce gene bir zafer(!) kazamrlarl Venizelosun ilk fırsatta Yuna • nistanın başına belâ olmak istiyeceğine en büyük delil, hempalarm* dan 4 üncü kolordu kumandanı General Kamenosun, utanmadan «açtığımız mücadele bitmemiştir» gibi palavralar savurmasıaır. Fakat, Kamenos, ismi gibi ya» nık olan Kamenos rumca yamk demekmiş bu sozieri, iltica ettiği Bulgar süngüleri altında değil* Kondilisin süngüleri karştnnda söylemeliydi... Yunan asileri içinde bir tek merd adam varmış. O da, eğer doğru ise, 4 üncü kolordunun intihar eden erkânıharbiye reisi... ö tekiler, başta Venizelos olmak üzere, Yunanistam 46 milyon Türk lirası maddî zarara soktuktan, bir sürü para vurduktan, bir hayli vatandaşı, gene kendi vatandaşlanna öldürttükten, Yunanistanın mil • letler arasındaki mevküni zayıf • lattıktan sonra, kepazece ve kah* pece kaçtılar. Bu, yetişmiyormuf gibi, üstelik Yunanistanın dostu olmıyan milletlere iltica etmek gibi bir zillete de boyun iğdilerl YuK onlara!... Ingiliz muharririn Fransız donanması başma gelenler... kuvvetlendîrilîyor Komünist olduğunu söy Bin 35, diğeri 36 bin tonIeyince tevkif edildi Iuk iki zırhlı yapılacak Şikago 13 (A.A.) tngflterenm sabık meb'uslartadan ve tanınmiş sosyalist maharrirlerden Con Strasey, komSnist oldoğuna bfldirdiginden tev kif edflmistir. Bazı kimseler, bunan nlaslararasi bir hâdiseye sebeb olacağinı zannetraek tedirler. Şikagodaki tngiltere ba?kon • solosa, Londradan ba tevkif hâdüesi hakkmda taEmat almadan hiçbtr harekette bulunmiyacağini söylemistir. Paris 13 (A.A.) Bahriye programtnın 1935 senesine aid kumma ratKecIlik olup meb'usan raecHstne verilen kanon lâyihası 35 bin ton hae • minde bir hattı harb gemisinia tnsan kararma esbabi mucibe olarak deniz muahedelerine imzslarını koymoş olan diğer devletlerin bu hacimde gemReri daha şundiden loziğa indirmif veya ba kabfl gemOer inşası tasavvurunda olduklarmı btldirmü bulundaklaruu hatırlatmaktadır. Bashca deniz dev leüerinin ba azamî hacmi mdirmek hosusunda anlaşmalan temenniye **• yan olurda. Fakat deniz inşaatmra lıa» lihazırdaki beynelraflel vaziyeti Fransayt nagön için haeim Hibarfle tn»a edeceği gemüerde tahdidat yapmamağa meebur etmiftir. Çünku boyle bir tahdid ancak ba ise mustereken ma • vafakat edOdiği takdhde bir kıymeti h?iz olabflirdi. Yüksek bahriye mec • lisinin mütaleasına tevfikan projede parlamentodan 1 ürincâcânun 1937 den sonra 36 bin tonluk ikind bir batta harb gemismin tezgâha konalmasina prensip itibarile karar v«rm«i tafeb olımmaktadn. Yeni barem Kanuna gore dereceler 19 dan 16 ya indirildi Ankarm 12 1935 batçesfle bîr likte tatbik edîlecek olan yeni barem kanon layibası hazirlanmıstir. BngünIerde Maliye Bakanltgı tarafmdan Meclise •erCecektir. Lâyihanm bcIE ba*h hükümleri sunlardır: Terfi dereceleri 19 dereceden 16 dereceye mdirilmistir. 19 unco dereceden maas alarihtr 16 nci dereceden maa* alacaklardtf. Iki sene olan terfi miiddeti üç «eneye çikarilmiftir. 12, 14, 16, 17. 22, 55 Iiralık dereceler kalduilroif, bunUrm yerine 10, 15, 20, 25, 30, 35, 40, 45, 50, 60, 70, 80, 90, 100, 125, 150 Iiralık 16 de • rece konmuftar. Baremin ne«rinden beri 6 sene zam görmiyen memurlar bir derece yüksek memuriyet maaşi a • lacaldardtr. Kaldınlacak derecelerde bulunan memurlar yeni cetvelde bir derece yüksek menrariyet maasi ala • eaklardır. Tekaüdlük utemiyen me • murlann alacaklan ikramiye, vefat larinda miraseilarina verilecektir. As • kerf memurlarta barem derecelerinde de değisiklik yapümasi rauhtemeldir. Eğer ba kanon lâyihası da kabal oltmursa küçüft zabitler bir derece terfi edeceklerdir. Maksimosun Yenizelos ve son maceraları hakkında beyanalı Ingiliz Başbakanı çekilecek m'? Londa 13 (A.A.) M. Makdo nald, odasmdan çıkmamıstır. Dok» tor, sihhatinde büyük bir iyilik görmekle beraber, kendisine çok dikkatli davranmasmi tavsiye etmiştir. Basbakanın sihhati, parlamento mehafiiînde endi'eler uyandrrmaktadır. Ba münasebetle tvning Niyüz diyor ki: «Dostian, kabioede daha az yorucu bir vazife almak üzere M. Makdonaldın hükumet idaresini bırakacağına kanidirler. Zannedildi • ğine göre, M. Makdocald, bugün M. Stanley BaldVinin yapmakta oi» duğu medisi has reisliği lordlnğa* nu üzerine alacak ve Başbakanlığı Stanley BaMvfne bnekacaktır.» Atatürkle M. Mazarik arasında Ankara 13 (Teîefonla) Çekos • lovakya Reisicumharu M. Mazarikin yıldonumu miinasebetile Reisicumhur Ataturkle müsarünileyh arasinda teb * rik telrraflan teati edilmistir. Çanakkale zaferinin yıldönümü Adana 13 (A.A.) 18 mart 935 ; Çanakkale zaferinin yıldönümü, j sehrimizde merasimle amlacaktır, Bunan için Halkevimiz güzel bir program hazirlantfftir. O gün zarer* aid hatıralar canlandınlacakttr. Akşam, Halkevi Temsil şubesi tararmdan «Mete» piyesi oynanacaktır. Kamutay dağıldı Ankara 13 (Telefonla) Kamntay bugün Hasan Sakanin riyasetinde top» landı. Dabfli nizamnamenin tadüinî ko • Buftv, Refet (Bursa) izahat verdi. Ziya Gevber kanundaki movazzaf kâ • tiblere aîd cümlenin çıkanlmasini i» « Ankara 13 (A.A.) tcra VekÜle. tadi, kabul edüroedi. ri Heyeti bugün Basvekil tsmet tnonüKastaraomı meb'um Nori (Kiitah nön reisliği altında toplanarak muhtelif ym) ömer Davodun saylavlıklan hakişler üzerinde görij^melerde balanmuş ktadald sikayetlerin kanunî olmadıği ve bu işlere aid kararlar verümistir. gorüidu. Nisanm ilk haftasmda tstaobulda Sofya 13 (A.A.) Dı? tsleri Ba. toplanacak uloslararası kadinlar kon • kanlığı siyasi işler müdürü ve Bulgarisgresi îçîn batira puln Ub'ı lâySıasi katanm eski Ankara sefiri M Teodor bul edfldikten sonra 27 mart çar^am Pavlof, Bolgaristanin münhal olan Anba günü saat 14 te içthnaa karar ve kara elçfliğme tayin edimuştir. rilerek toplanbya aon verildi. Heyeti Vekile toplandı Bulgaristanın yeni Ankara sefiri Istanbula gelenler Anlura 13 (Telefonla) Bayram dolayisüe tstanbul trenleri hincabmc doludur. Yeniden vagonlar UAve edilım^ür. Karaman elektrige kavuştu Yeniden bulunan arazi ^OsJo 13 (A.A.) Torsb«n adlı petrol gemisi taraftndan keffedilen yeni arazi 80,45 farki tnl mevceHnm 67,50 cenabî a n derecesradedir. Ba zi, Kra) Leopold arazîsOe Kraliçe arazMİ arasmdadir ve »mi la • frid KrUten»en koımlmaftur. Karaman (Hususî) Karaman kasabasımn elektırikle aydmlahl • raası işi bitirilmi* ve ba hususa aid denemeler iyi netice verdiğinden Vali Cemal Bardakçı tarafından açılma resmi yapılmiştir. Halk, elektriğe kavustuğundan dolayı adeta bayram yapıyor. . , [ , Toprak kanunu Ankara 12 Devlet Şurası toprak kanun lâyibasmı Ziraat Bakanhğm • dan bir roüdör de bazır bulnnduğu hald« müzakereye devam etmiştir. Büyük şehirler yazın durgun laşıyor. Kaynaşış plâjlarda ve serinleyiş sayfiyelerdedir. Öyleyken Parisin her eğlence yeri R<ne dopdoluydu: Foli Berjer, periler ve hayaletler âleminin renk .enk cümbüşlerini gösteriyor. Tabarenin küçük sahnesi. bir eihirbaz kutusundan çıkıyor gibi, akia gel mez hünerleri geniş salonun ortasına kadar pınl pırıl serpip durdu. Şimdiki tek sesli Almanyada çıplaklık fazilete aykırı gibi. Paris revülerindeyse herşey çırçıplak. Fakat san'at güzelliği öyle bir ortü ki bütün teni ve eti gördüğün halde çıplakhğı göremiyorsun! Lunapark ayıbsız her eglencenin sporlastınlarak her çesid sporun komprimeleatirildiği bir yer. Binicilikten atıcılığa, otodan mo • torbota, patende kayıstan ayda kosuşa kadar yerin, suyun ve havanın çesid çesid eğlencesi bilginin tekniğile birleşmis; bedene güclülük, içe kabankhk; fayda kahkahanın koynundadır! Eyfel bile gündüz gösteren; gece görünen bir eğlence. Gündüz asansörün bol pencereli odası tçinde çıkıp inerken. gözünü uzaklara dikince sanıyorsun ki asansör durnıos, çevredeki demir Srgüler inip çıkıyor ve Paris keyifli bir yalpalamayla yerden kalkarak dört taraftan ufuklann çemberine doğru, Yuuan tayyareleri, uilerin i« • aydmlık ve neşeli, tasıp gittnektegali altında bulunan bilmem handir! jfi sehri bombardîman ederlerken, Ve «ece... Karanlık ki gökün savurduklan bombalardan biri, oyüksekliğini yutar ve bir tümsekradaki bir ecnebi konsoloshanesine teki ışık bile bir yıldızdır, Eyfelin düsmüş.. üç yüz metrosuna gerilen elektrik Bu konsoloshanenin temsil ettireklâmlan, tannlara uzatılmak için ği devletin adı, son Yunan vakaayağa kaldınlmış kıvrak bir satır yii miinasebetile sıkça geçtiği için süzülüşile, yerle gökü birleştiriyoTolacak, birdenbire yukanki hkramuş gibi, pırpır gülup duruyor! yı hatırladım.. Dışardan da, içerden de pek büErcumend Ehrem TALV yük değil gibi göründüğü halde, yalnız localanna bin bes yüz kisi sığdrran Operamn; gözden daha çok kulagın eğlencesi için yapıldığı şundan belli ki en uzakta otu [Başmakaleden mabaid\ . : ran da sahnedeki öpüçüşün bile ra, bütün Balkan uluslarınm mü • sesini işitebiliyor. Yapıdaki öîçülü messillei, aralarındaki geçim hofkuruluş kulaklan mikrofonlamıs. luğunu derinlestirmek ve müfterek Hoparlör biri yüz yaparak sişirir, menfaatlerİAİn alanını genisletraek orada bir lâf bir naradır, fakat buüzere gene Atinada bulu»acaklardı» Eğer Venizelo* ikt:dar mevkiin radar sahneden dökülen bir fıstltı de olsaydı, acaba, bütün yeryüzüaen uzağa da bir fısıltı olarak gidideki mü;te ilerimizi, behemehal yor. Ses, götürdükçe eriten havasatmak istediğimiz metalarımızı alnın degil taşıdıkça esirgeyen hen* maga icbar edebilir miydi? Metelâ desenin sırtında! tütünümüzü ele alalım. Bu, hiç süp« Versay, taclı tarihin kahkahası. hesiz nefutir. Fakat, heyhat! Te • On dördüncü Lui sa çılgın fısktyediye kabfliyetini haiz mü>terileri li havuzlann şınltısmı dinliyerek, mrzin sayısı mütemadiyen eksiliyor. «benden sonra tufan!» deyip, etBütün bir yıl ioerisind'e ihrac ettiğirafında gevrek cıvılüh bir «ürü dilmiz tütünün tutarı üç milyon tngiber, şu resimli Goblen haklarile geIit lirM.dtr. Hatbuki 1933 te, herilmiş yaldızh salonlar içinde, haçnüz zengin olan memleketler ba kıymetli metaımtzdan dort misT! metli göbeğini oynata oynata, fazlasut Utihlâk etmişlerdi. Dünya kimbilir nekadar güldü. Onun binbvhramnm Ytmanutana verdigi ibbir zevke rağmen hergün «ööf, ret dersi i?te budur.> sıkmtıdan patlıyorum!» dedigine Bauca uludararast isler müzakebakma: Bu, eglenemediginden dere etmiş olan sayın maliyeci bir lâhğil eğlenmenin sonuna eremedi za dcrdu, sustu. Venizelos muam ğindendi! masntda tamamile caniyane bir Ahlardan sonra gelen ohların nokta kalıyor. Ihtiras «ahibleri kozdeğeri daha büyüktür. 871 de delarım oynamıçlardır. Venizelîstlerm likanh Hindenburg bu Versay bahhezimetinden birkac ay sonra, tam çesinde, miğferine çarpan bir 3e1933 haziranmda idi ki Atina zabırapnel parçasile yaralandığı za tasının başı Polibronopnlos, birkaç fedai arkadasile beraber, meshor man, hiç aldınç etmiyerek, kıhcım Giridliye kaırsı bir suikasdde k.uluTi j çekip büyük Almanyayı selâmlamuşlardı. O vakittenberi sorgu hâmıştı. Yanm asırlık hınc ve dört kimi boç durmadı. Bu suikasdi ya* yıllık boğuşuştan sonra ihtiyar panlann muhakemesine ba ayba • Klemanso, dağ gibi zaferler kazafinda başlaaacaktı. thtilâl patlak narak yenilen ihtiyar HindenburTerince, tizamî mahkemeler, övfî ga karşı, gene bu Versay sarayıdivaniharblere inkılâb etti. Bu vakayii acı acı yadeden M. aınafih eski devirlerdelri facialar* MaksimcfS sözlerine çöyle devam dan hiç te geri kalmıyan bu modern etti: faciayı dikkatle takib eden, sabık < Bunun, üyasal »ebeblerden nazır M. Maksimos, General Plas • ötürü işlenmis bir cinayet olduğu tt>.asa bu oyucıda verilen rolü ikmci na pek güc ihtimal veririro. Veui derecede addediyor. Plastıra* dik» zelosun pek çok düsmanları olduğu tatöclük tasîamış olmakla beraber, tnalum. Lâkin, zavahir öyle gösteliberal Venizelosa da baaamaklık riyor ki ba dava sahsî, bü »bütün etmistir. 1933 intihabatında, büyük şahsf bir dava, bir nevi kan güt dostunun yanıcdan hemen hiç ay • medir. rılmamifti. Reylo in neticesi anlasu Imea da, o kadar itimad ettiti, ü Fırka kini mi derskıiz? midler bağladığı bn evden biran ev Hayır, daha ziyade romantik, vel uzaklaşm'itı. Bugün de, elde edaha iptidaî bir me»eledir. Venizedecekleri zaferden birçok {eyler los iki yüzlü bir adamdur. Onun tebekliyenlerin, omduğu hüsnü kababessümü, münhasıran vük»ek tabalü gösterip göstermiyeceklerini bilkaya, diplomasinin inceliklerine, miyerek, hadisatm kapısında nöbet tantaaaiı, aluslararuı konferans • bekliyor. lara müteveccihtir. Onan difer cephesine gelince, M. Maksimos, General Plastıras unutmamalıdır kî o, cür'etkâr ve hakkmdaki kanaatmi pek kısaca iasi bir trk» evlâdıdir. Macera in fade ediyor. Sadece: sanlan çeker, sevki tabii.. Ştrurun General Plastırms kıymeUiz dürmanı olan esrarengiz serki ta bir askerdâr, diyor. bii de onlan »ücükler.» Ve sonra, omuzlanni cükip, ratsthahat halinde bniunan ve ma. toyor. O kadar! Yugoslavya memleketimize bir matbuat mümessili çönderdi Yugoslavya nın Ankara sefa retinde bir matbuat mümessflltği ihdas edilmiş ve ba vazifeye Hıfzı Biyelevatz tayin edilmistir. Hıfzı Biyelevatz Bosnaaarayluhr. Tahsilmi Gala tasaray Iisestn de yapmiîtıc. Türkçeyi g a Hıfzı Biyelevaiz yet güzel konoşan Hıfzı Biyelevat*, bir iki güne kadar Ankaraya gide • rek yeni vazifesme başlıyacaktır. Dost Yugoslavyanın memleke timize, memleketimizi tamyan bir matbuat mümessili tayin etmesi iki dost roemleket matbuatı arasında srkı bir temas ve yakmhk husole getkreceği için çok faydah olaeaktır. Heyetimiz Berline gitti Almanya Oe akdedilecek yeni ticaret muahedesi müzakerelerine giriş mek üzere Dış tfleri genel kâtibi Na • man Rifatm ba*kanlığında Dış tfleri Bakanufi menmrlarmdan Vedad U • şaklt«flt tş Bankast genel möfettifi Sami ve Merkez Bankanndan Kamflden mürekkeb heyet dün aksam ekspresle Berline hareket etroistir. Ttihaî Mütekaid miraJay Halil dün vef at etmiştir. Merhumon cenazesi bugün Cerrahpaşada Kürkçübaşı Ahmedşemsettin mah^llesinde Bostan sokağında 36 numaralı evinden kal« dınlarak namazı Kocamustafapa;a camisinde kılınacak ve Seyidnizam» daki aile kabristanına defnedile cektir. Merhum kırk beş sene Harbiye mektebinde ve Erkâcıiharb mekte • binde topoğrafya nraallimliği etmiş yüksek bir maallim ve askerdi. Mahum cenazesme gelecek zevatm çelenk getirmemelerini ve bu nun için yapacakları masarifi Hi lâliahmere vermeleriai vaaiyet eî miştir. Melez insaniarın çooalmaması için tedbir! Pert AvustrAİya 13 (A.A.)Avustralymtım garbinde «yerli meselesit> hakkında tahkikat yapan krallık kotnisyonu reisi M. Mosoley, melezlerin çoğalmasınm onüne geçmek üzere yerli kadınlarla miina •ebette balunaa beyaz insanlara ve yerli erkekîerle münasebette bulunan beyaz kadmlara şiddetli cezalar verilmesmi tavsiye etmistir.