.trm/untv» Türldye, Yunanistan ve Bulgaristan Bir Italyan gazetesî neler yazıyor? Giiniin bulmaeası 1 1 Yeni soy adları 12 8 5 Ayancık beiediyesinin bir mektubu Ayancık Beledlye Ba^kanlı&ından şu mektubu aldık: Ineboluda rakı fabrikası sahibi İmam oğlu İbrahlnün müracaatl üzerine Iskelemlze sevkclunan rakılardan kanunsuz resim almdığı hakkındaki şlkâyetl gazetenlzde okuduk. K&sabamızda Beledlyeye aid bir iakete vardır. Gelen ve glden motör ve kayıklar havasına gdre yüklerinl alıp verirler. Kasabamız açık denlz bu lundugundan Te liman, nhtıın olmadı ğından gelen motör ve kayıklar çekek mahallerine yanaşarak zaruri yüklerinl bosaltmaktadırlar. Tatosü olunan verglnln Belcdlye vergi ve reslmlerl kanununun 26 ncı maddeslndeki sarahat dalreslnde almdıgının dairenlade saklı buluna» Im. za aahiblnin gözüne çarpmak İçin ga zetenlzle llan edilmesinl dllerlm. 1 2 2 4 5 6 ', f !• • 1 • « 7 10 11 • • •1 1 B 1 •1 • taraft birtnci sahifede\ Avrupanm cenubu sarkisinde verilea konserlerin en ziyade sayanı <likkat olan numarası idare eden • lerin nevmid olmasına rağmen bir Türkiye • Bulgar • Yunan <ter çeto> sudur. Nücbinlik zamanlannda, yani üç »ene evvel Muşanof Ankaraya gi • derek Türklerle Bulgarlar arasın • da büyük bir karakter uygunluğu olduğunu, Bulgarların Türklere $ev gi ve hürmetle bağlı bulunduklannı söyledi. Artık Türk • Bulgar dostIugu bir emri vâki olmus gibi gö • rünüyordu. Atlna ile Sofya arasındaki münasebetlerin iyilesmesi d© bu z u n u a tesadüf ettiginden bir Türk • Bulgar Yunan misakı akdi ihtimali hakkmda mübahaseler başladı. Biz o vakit bunlarla istigal etmedik. Bizce resmî ziyafetlerde soylenen sözlerin kıymeti onu söy liyealerin arkasmdaki milletlerin mefaat re hislerinin olgımluğile ölçiilür. Bugün artık Türk Bulgar iti lâfı hakkında konusulmadıgı gibi variyet, büsbütün baska bir şekil de almıshr. Şimdi ortada bir Türk Yunan bir de Balkan andlaştnası •ardır. Bunlann ikUi de Bulgaris tana müteveccihtir. Bu ar&da Yu • nanlılarla Bulgarlar saçsaça gel mişlerdir. Türkiye Te Yunanistan, Bulgaristanı da Balkan misakına girmiş görmeği arzu ediyorlardı. Bu arzu tahakkuk etmedikten baska Bulga • riatana karsı düsmanlık, Yunanis • tanda oldugu kadar, Türkiyede de gittikçe artmaktadır. Vaziyet pek açıktrr. Çünkü Yunanistanla Tür kiye müttefiktirler. 1933 senesinde Venizelosla Istanbula gelen Yunan gazetecilerine Türkiye Başbakaıu Imet İnönii <Türkiye • Yunan dostlugu asırlardanberi süren ve iki milleti biribirindea ayıran ihtilâflarm tafiyesine istinad ediyor» detnemis miydi? Türkiye Yunan dostluğu o kadar ileri gitti ki birisinin inki aafı diğeritun de inkisafı demek oldu. Fakat Anadoludan Yunaniıtana dogru esen rüzgâr kanadlan üzerinde baska haberler de getiriyor: «Türklerle Yunanlılar hakikî ve aamimî dost olamazlar. Bazı ufak meseleler bile aralarmdaki dost luğu bozmağa kâfidir. Asırlardan • beri muhafaza edilmis olan ırk, âdet, mezheb ve anlayı» farklan alelâde protokollann teatisile or • tadan kaldmlamaz> deniliyor. Fakat, dfismanlannm tam bir ahenk içinde bulunmamalan Bulgaristam sevindiremez. Çünkü Atina ile Ankara lüzumlu bir dakikada hemen Bulgaristan aleyhine birlesebilirler. Diğer taraftan Türkiye ile Yu nanistan, Bulgaristanm Yugoslav yaya yaklasmasım büyük bir Yu goslavya yaratılmasmdan korka • rak iyî görmüyorlar. Bu yaklaşmak Balkan yanmadasının muvazenesi için de zararlıdır. Bulgaristanda Trakyanın tekrar ele geçoıesi içkı bugün sarfedilen faaliyet ber za mankinden fazladır. Sofya hüku • meti Yugoslavyaya yaklaşmak hareketlerine basladığındaufreri Belgradm teveccühünü celb için Yu goslavyada bulunan yanm milyon Bulgarın istikbalile uğraşmaktan uzak duruyor. Bulgaristanda Makedonya komitasına muvazi olmak Uzere daima bir de Trakya ihtilâl kotnitesi bu lunur. Bu kotnite diğerinden küçük olmakla beraber pek çok teskilât tarafından himaye edilmektedir. Yunan istihbaratına göre bu tesekküllerin mecmuu 260 tır. Efradı etuz bine baliğ olur. Bunlardan toplanan paralar hu"Cumhuriyet,, in tefrikası: 18 • • •• 1 • • İBı • 9 10 U u ~ I 1 • II •• • • •J 1 1 •• B B !• • Bir maliye memurunun şikâyeti Hocapasa Maliye subesl 2 munaralı kaaane kâtibl Azladen aldığımız bir mek . tubda denlUy&r ki: < 8/3/932 tarlblnde benl Vekalet emrlne aldılar. Bana lsnad edilen suç bals&m da o vaklttenbsrl muhakemem devam ediyor, bana da sülfls maaa verillyordo. Evrakl tahklkiye Adllye yangımnda yandı, yenlleme yapıldı, fakat bâlâ bir ne. tlce alınamadı. Fakat sündi de bu sülüs maaşım kesildt Mahkeme karan veril • meden aülüs maasımm da kesllmesl benl çok perişan etmlstlr. Alakadar makamm nazarl dlkkatinl celbetmenlzi rica ede rlm> Bir buçuk senede bitmiyen bir nüfus işi Kütahya llsesl tarlh mualllm vekill Hakkı Baykurddan bir mektub aldık. Bunîfcı denlllyor ki: «Nufus kaydlm Üsküdara t&bi Kandü. lldedlr. Bunun İçin çocuklarıma doğum llmübaberl Kütahya Nüfus memurluğu vastuile Beylerbeyi Nufus memurluğuna gönderilmistL Aradan bir buçuk yıl geçü. Bu müddet lçlnde üç defa tekld edildl. Buna ragmen sükuttan baska bir cevab alınamadı. Soy adunızuı tescül için yaptıgımız teşebbüsler de aynl hazln akibete ugradı. Çocugum kütükçe kayidslz, blz de soy adnz yasıyoruz ve başka lslerimlzde de güclüklere ugruyoruz. Bu bususta alakadar ır^iraTniTi nazarl dlkkatinl cel betmenlzl dllerim> ausi bir «Trakya» andifma veril • mektedtr. Propaganda için dört milyon leva tahsis edilmistir. Bunlann muhtelif liderleri, Mibailofun tat • bik ettiği «iyaaete muhalif olduk • larını söylerler. Zaten Bulgaristanda Protoferof taraftarlarmın kuv • vetli oldugu bu zamanda bundan baska türlü hareket ediletnez de... Bunlar, pek hararetli Yugoslav tataraftandırlar, Bulgaristanm Ege denizine inraesi içkı bundan baska çare olmadığına kanidirler. Bu li • derlerden biri diyor ki: < Bulgaristana, Türkiye, Kırklarelinden bir parça yer, Yunanis • tan da Dedeağacdan mahrec ver • melidir. Bu iki devletin bu talebinaizi reddederek ittifak etmeleri bi zim mefkuremiz için bir darbedir. tste bunun için Yugoslavyaya yak • lasmak ve onunla beraber çalifmak yolunu tuttuk.» Bu gibi beyanat ve bu mealdeki nesriyat'Türk gazetelerinin siddetli mukabelelerini davet ediyor. Yunan Bulgar ihtiliflanna ge • lince bunlardan baztlan halledil mistir. Fakat geride kalan bütün iktisadi ve idarî meseleler dahi kalledilse Bulgaristanm Yugoslavya • nın yardımile Akdenize çıkmak is • temesi meselesi Yunan • Bulgar bansına hiçbir vakit meydan vermi yecektir.> geldi. Yolcuların birçoğu, sepetlerini dizlerinin üzerinde açmıs, kahvaltı ediyorlardı. Bu manzara karnını acıktırdı. Oradan doğruca restorana gitti. İçeriye girer girmez nazarlanna en önce çarpan, Yanuşla o mahud genc kız oldu.. Ta dibde, dört kişilik masalardan birine oturmuşlardı. Cemil, hiç tereddüd etmeden, karşılarına geçti, yerleşti. Kız, Yanuça birşeyler anlatıyordu. Lâkırdıyı kesmeksizin, bir müddet Cemili baştan aşağı süzdü, ve sonra başını çevirdi. Siması genc ve güzeldi. Guneşten yanmış ve hiç boyanmamıştı. Koyu san gözbebeklerinin ici gülüyordu. Pek te muntazam olma makla beraber temiz ve beyaz dişlerini ikide bir meydana koyan tatlı bir tebessümü vardı. Korsajının siyahhğı gerdanının akhğını bir kat daha tebarüz ettiriyordu. Cemil, bu simayı bir yerde görmüştü ama nerede? Hatırlamıyordu. Restoran dolmustu. Garsonlar Soldan sağa: 1 Cökte yaşayan yemez içmez mah lfe, insanlan dalma fenalıga sevkeden yaratık. 2 ıstırab, almaktan eznir, telefonda llk söylenen soz. 3 Eski hanım mukabül, lçlne birşey konan sey. 4 Tarlaya ekümis olan, çağ. 5 Arkasından gitmek, kıymet. 8 Birşeye renk veren madde, zaman. 7 Elbise, bazan <lste> makamında kullanılan tabir. 8 Arabca vukua getirmek, meydan, eski Mısırlüarın en büyük mabudu. 9 Fransızca serid, İtalyanın Trlnl yen denizi kenarında meshur bir sehrl. 10 İnsanlan idare eden kuvvet, a. rabca İs. 11 Aptal, Avrupaya bltlçik kıt'a, 12 Yunanistanda ilk medeniyeti kuran Türklerden bir ferd, Iran diUnde iyl Yukandan asağı: 1 İbadet edilen yer, hırtstlyanlann mabedl. 2 Cereyan eden, dünyanm toprak kısunlan. J Dlnle alâkası olmıyan, nlneleri mizin çocuklara anlattığı hikâye, 4 Arabca ecnebller, tavur. 5 Kıhcın mahfazası, fırtına, birseye sonradan yamanmış kısım. e Üzerlnde onunla yürürüz. 7 Lâtife, üzerlne çullanmak. 8 Vaktlle Mezopotamyada Sümer lilerle blrllkte hüküm süren Türk dev . letlerlnden biri, blzl doguran, <se> sart edatırun kalmı. 9 Annemlzln kocası, hlsse. 10 Üzakta olan blrseyl tarlf için kullanılan tabirlerden blrl, Iran dilinde ekmek, uzun hikâye. 11 Muhammedln dort arkadaşmdan blrl, feryad. 12 Fransızca «hayır>, çalun, düğ . menin girdigi yer. Evvelhi bulmacamn halledilmif şehli 6 ? maüye subeai tahsil Başmemur Fuad (Sınasan), memur U mail (Engin\ icra memuru Davud (Gündüz), veznedar Şeref (Etabek), kâttb Hayrl fökten), kâtib Hulusi (Kızıltan), kâtıb Rîceb (Güloğlu), kâtib Yusuf (Ceyhan), kâtib Orhan (Dinç), kâtib Meliha (Akslın), tebliğ memuru Hüsam (Ceyhan), tebliğ memuru Refik (Köken), tebliğ memuru Mehmed (Kuzey), daktilo Zafer fAlp>, gece bskçisi Huseyin (Koca), hademe Mehmed (Baysak), Asmaaltmda Aii zade kardeşler muhaslbi Mustaia İbra. him ve ailesi efradı (Erözden), doktor binbaşı Necmi ve oğlu ve refakisı (Tul. gar), Sokullu Mehmed Pasa camial İmam ve hatibi Omer Fehmi İle karısı Kadrlye ve çocuklan Mukaddes, Salme, Munev ver ve Muallâ (Aydın), 81rkecide Yenl handa kumusyoncu Takfur (Tayyar), Çorluda kolordu levazım subesi memurlarından Hamdl ve ailosi efradı (Tan Er), Kadıköy Yoğurdcu İlyas sokağında denlz blnbasılığından mütekald Cevad ve ailesi (Tözün), Terailer cemlyeti muha sebeclsl Ragıb (Timoçin), Defterdarlık sabık muhasebe mümeyyizlerinden Rasid (Dlnçer) soy adım almıslardır. c Çubal Yeni eserSer Kafta Bu hafta Arsen Lüpen tstanbulda Cln. göz Recai ile beraber rcmanım ayn bir forma halinde ve ilâve olarak veren bu zengin gazetenin Ağaoğlu Ahmed, Suad Dervlş, Peyami Safa, NuruUah AUnın yazılarır.dan başka «Cepheden cephey» başlıklı harb hatıraları son derece mü hlmdir. Bu hatırada Büyük HarbdeM muhtelif cephelerimize aid acı ve tatlı safhalan oradan alınmış resimlerile görüyoruz. Hafta, Arsen Lüpen, İstanbulda for ması üâ\esile beraber gene 7,5 kuruştur. On bes günde bir çıkacai olan bu güzel mecmuanın lik sayısı lntişar etmiştlr. Bu «ayı 3« sahifedir. Her sahifesi'renkli resimler, güzel yazılar, hikâyeler, romanlar, röpcrtajlarla doludur. Tavsiye ederlz. Doktor Mllâslı İsmail Hakkı tarafın dan bu namla gayet mühim bir kitab nesredilmiştlr. Müelllfln şimdiye kadar nesrettlği tıbbi ve ilmî eserlerin nekadar derin vukufla yazılmış oldu':lan ma lumdur. Hakikati lslâm, lslâm dininde etlerln tezkiesl, Kur'ana göre Hazreti Isanın babası ve emsali eşsiz eserleT etbl bu < Hıristiyanlık ve Müslümanlık» kitabı da pek yenl ve pek makul ve son derece Istifadeli bahisleri havidir. Ba husus herkesin anlıyabileceği gibi yazılmış olup, lstifadell oldugu kadar lezzetle okunur bir eserdir. Bu kıymetli eseri ehemmiyetle tavsiye ederlz. Öksürük Pastilleri Oksürük, Nezle, Bronşit, Boğaz ve Göğüs hastalıklarile Sesi kısılanlara Şifaî tesirleri çoktur. 30 kuruştur. HASAN EGZA DEPOSÜ HASAN Yanm Ay Hıristiyanlık ve Rüüslümanlık HASAN Kuvvet Surubu 2^aafı Umumî Kansızlık ve kemik hastalıklarına şifaî tesirleri çoktur. Çocuklar, gencler, genc kızlar ve ihtiyar!ar her yaşta istimal edebilirle HASAN EGZA DEPOSU Cumhuriy et Müesseseleri tarafından çıkarılan çocuk kitabları OSMANU BANKASI İLAN % 3 faizli, 1886 ve 1903 tarihli Mısir Credit Foncier tahvillerinin, 1 mart 1935 te yapüacak amorti çekilitinde basabaş ödenmesi tehlikesine karşı Otnuinlı Bankasi Galita merkezile Yeni • cami ve Beyoğlu subeleri tarafmdan pek iyi fartlarla sigorta edHeceği, mezkür tahvfl hâmillerinin malumu olmak üzere ilân olunur. Parmak izi Bu heyecanlı zabıta ve cinayet vak'aları ve maceralar mecmuasının iklnci sayısı da üç renkll bir kapakla çıktı. Mündericatı arasmda «kardeş katlli Hasan», <Hrl santos dört polisimizl nasıl öldürdü?», «mahkumlar cendere ile nasıl idam olunurlar?>, «Peşte polis müdürünün 'rarmak izi) muharririne bevanatı> «tstanbul kumarhaneleri», «Yunanistanda iki ca . navar kardes öz hemşirelerinl nasıl kur. suna d'.zdller», mevzuîan ve da*ıa blrçok vak'alar ve hikâyeler vardır. (16) sahıfe (5) kuruştur. KÜLTÜR DERLEMELERİ... Toplıyan: Ahmed Hilmi Yvcebaşoğlu Fiati: 30 Kr. Yeni çıktı. Okuyunuz... Trakya köylerinde Istanbul Millî Emlâk Müdürlüğünden: KÜÇÜKPAZAR KAMERHATUN F E N E R Degeri Lira Kuruş Tahtakale Uzunçarçi caddesi eski 101 yeni 30 numaralı dükkâmn 19760/291840 payı. Kurtulus Fınn sokak eski yeni 20 numaralı ev Abdisubaşt Şerbethane sokak eski 10 yeni 12 s&gılı evin 1 payı Kâtibkasım Yenikapı harici ve Hisardibf yeni 18, 6/1 sayıh er ve dükkânın 4 payı. Hocahayreddin Küçükkaraman caddesi eski 25 yeni 33 sayılı diikk&n ve üstünde odalar. Büyükdere caddesi eski 198/200 yeni 209 numaralı dükkân Küçük hikâyeîer 75 kuruş 120 864 400 50 00 00 Bir varmış, bir yokmuş 75 lcuruf A KSAR A Y Amerikada bir Türk çocuğu Her te 150 kuruş kitabcıdan v« hmr gazesatılan yerden arayınız » 10 11 12 702 00 TlEİLIllFlBlKI t | T | A | B B E K|l;M •ISHıM'AİBİAlZ RİO.M A'NİB.BİAİKUİLİI F A T î H 2214 00 BÜYÜKDERE Ü •'NMNrtlYlE|T|alAlS IİLİA1Fİ IİEİS |A|N CIBİA'Nİ ANIE|B|A|SİK| I N|Â|B|B|E|NiBjZ|B|E|N|İ EİKİB!A!»)EİHBİE|TİBİA 972 00 Yukanda yazılı mal'ar 24/2/935 pazar zünü saat on dörtte pesin para ve acık arttırma ile satılacaktır. tsteklilerin yüzde yedi buçuk pey akçelerile gelmelerî. «F» (751) ^••^•^•^ Yeni çıktı i^^*"S* \ Ş'lAmRlİlM|BlR|A[k|llB TİMİLİAİBİAİKİBİRİBİLİA T'lLLll I E|LİB|ŞİE|K|EİR RİEI •] AINİBİBİ AİTltlBlB Mühendis Mektebi Arttırma ve Eksiltme Komisyonuncan: Tarihi Saati Tahmin bedel? Lîra 120 M<?trok?re 18/2/93514, Cini döşemesî 300 10,500 J> mikâbı » 14 30 Kereste 34 Sentirifüi motörile tahrik 475 2 Aded 15 edilecek iki tulumba Mekteb için lüzumu olup talib zuhur etmiyen ve yukanda cins ve miktarı yazılı madrMer hiz??anndn gösterilen gün ve saatl°rde pazarlıkla alınacakhr. tsteklilerin belli vakitte Komisyona gelme Ieri. Hayalî Sosyalizim ilmî Sosyalizim Bu bahae dair en mükemmel Engcls eserdir Haydar Riiat 50 kuruf Ege gecesi Universîtede okuyan tzmirlî gencler tarafından bir propaganda gecesi hazırlandıgını yamıştık. On bes gündenberi Şehadebasında tmir Hsesinden yetisenler yurdund'a devam eden hazn'hjdar bitmiştir. Bu iş için hazırlanan Maksim salonlarmın tertibatı da ikmal edilmistir. tzmirin birçok mahsulleri reklâm edilecek olan bu baloda Izmirli gencler ulusal oyunlar oynıyacaklardır. Bun dan başka bir^ok sürprizler de hazırlanmışttr. Balo bu aksam saat 9 da bashyacak ve aabaha kadar de I vam edecektir. yemek dağıtmağa başladılar. Ce mil, önündeki listeden hiçbirşey anlıyamıyordu. İmlâsı acayib bir takım yemek isimleri karşısmda şaşırmış kalmıştı. Garson da inadına gibi tepesine dikilmiş, lehçe, boyuna birşeyler soruyordu. Onun sıkıntısını gören genc kız bakıslarile Yanuşun muvafakatini diledikten sonra, pürüzsüz bir fransızca ile: Mösyö, dedi, size yardım edebilir miyim? Çok teşekkür ederim, mat mazel, garsonun söylediklerinden hiçbirini anlıyamıyorum. Kızcağız güldü: Şarab mı, yoksa bira mı içeceginizi soruyor.. dedi. Madensuyu varsa, tercih ederim.. Söyleyiniz lutfen, matmaze!. Kız, ne de güzel fransızca konuşuyordu. Acaba bu memleketin kızlan da, Türk hemcinsleri gibi lisan öğrenmek hususunda pek mi kabiliyetli idiler> Cemil, ne yediğinin farkında Kirahk apartıman karakol karşıs nda Narlıvan apartımanının No. 5 dairesi kira , lıktır. Kaloriter, gicak su, havagszi, tevkaiâde deniz ınsnzarast. Narljyaıı ma£azasım nr r caaf. Fıncsneılar No. '•'• Telefenı 2 2 4 9 6 | ÜŞUTUPTE ARKALARI AğrıyanEara PiMANOL emsalsiz ilâcdır. Vücudü kızdınr, soÇueun ci^erlere tesirine, zatüîcenb ve zatürreeye mâni olur. değildi. Buraya gelip oturmakla kendini ele vermiş olmaktan korkmağa başlamıştı. Şimdi herif lâkırdı açarsa, ne diyecek, işin içinden nasıl sıyrılacaktı? Akıbet korktuğuna da ugradı. Yanuş, önündeki kadehten bir yudum bira aldıktan sonra, Cemile tevcihi kelâm ederek sordu: Affedersiniz, mösyö.. Al danmıyorsam, geçen akşam sizi İstanbulda, «Sarıgüh) barında gördüm, değil mi? Bir aralık, mühendis Yahya Kerim ve matmazel Vanda ile de konuşuyordunuz.. Cemil, kendi kendine atıldıpı bu uçurumun içinden nasıl çıkacağını zihninde tayine çalışırken, öteden, genc kız atıldı: Ay, siz Vandayı tanıyor musunuz? Yalnız o gece rasladım, matmazel. Zaran yok. Vanda o kadar güzel, o kadar bambaşka bir kızdır ki, onu bir defa gören, ömrünün sonuna kadar unutamaz! Gerçek öyle. Çok doğru söy ! lüyorsunuz, matmazel. Lâkin dünya ne küçük! Hayatta da ne tuhaf tesadüfler oluyor. Bakmız, şurada sizinle buluştuk ve derhal, amcamın kızile aşina çıktımz. Zira, biliyor musunuz: Vanda ile amca çocuklarıyız. Gülümsüyordu. Ve Cemil şimdi bu güzel tebessümü nerede gördüğünü hatırlamıştı. Yahya Kerimin evindeki o küçük fotoğrafinin ü zerinde.. Bu sefer kendi de gülerek: Ben sizi de tanıyorum, matmazel! dedi. Beni de mi? Nereden? Dostum Yahya Kerimde. sizin güzel gülüşünüzü tesbit eden bir resim vardır. Siz o tarihte kaç yaşında idiniz, acaba? Ha, evet! Hatırladım. On dört yaşında idim. Vandanm Tarhomindeki bahçesinde çekilmişti o resim. Siz de vardınız, değil mi, Yaruş? Birdenbire gözleri sislenmişti. Başını sallıyarak, ilâve etti: Geçmiş zaman.. Ne de mesud V günlermiş! O ana kadar lâkırdıya kansmamız olan Yanuş, kızm bu sözlerini teyid etti: Hakikaten de çok mes'ud zamanlarmış, onlar! Kısa bir sükut fasılası oldu. Fakat Cemil, lâkırdıya ara verilmeaini hernedense istemiyordu. Doğrudan doğruya Yanuşa hitab ederek: Dünya, gerçekten de darmıs. Matmazelin hakkı var; dedi. İki ge ce evvel, matmazel Vandayı alma5a geldiğinizde ben de Sangülde idim. Bugün de, Istanbuldan bir iki bin kilometro uzakta, karşı karşıya yemek yiyoruz Gülerek ilâve etti: Biribiri ardınca ne çok ve ne garib tesadüfler, degil mi? Yanuş hiçbir fevkalâdelik gos termeden Cemilin yüzüne bakı yordu. Son derece sükunla: Evet; dedi. Çok tuhaf, ger • çekl lAtkan var) Sana soylüyorum: Gelsen e!. Sizi selâmlarım, möayö! Allahaısmarladık!. ••• Vakit öğle olmustu. Cemil, treni bir ucdan öbur uca bir daha dolasmağa karar verdi. İki tane ve ikisi de bomboş ikin<i mevki vagondan geçti, hıncahıac dolu olan üçüncü mevkilers