10 Şubat 1935 Jürklerle Süngu Süngüye N o 9 ? Çanakkalede Beşinci Kurultaya hazırlık Yeni saylavlarımızın mazbataları yapılıyor İktisat fşleri Demiryollarımız Umum gelir bu sene 2,5 milyon lirayı buldu Ankaradan verilen bir habere g» re Devlet Demiryollannın geliri heı yıl muntazaman artmaktadır. Yalnız ikincitesrin ayı îçinde trenlerimizin 440,809 lira geliri olmustur. Geçen sene ayni ay îçindeki gelir is« 385,337 liradan ibaretti. Bundan başka mesajeri veya gax nakliyatında yükselme vardır. Haydarpasa ve Derince limanlannın varidatile idarenin bu seneki geliri iki buçuk milyon liraya yaklasmıs • tır. Geçen sene ayni ay zarfındaki genel varidat ise bir buçuk milyon lira idi. Bu da Devlet Demiryollan idaresf gelirinin inkisafa doğcu gittiğini gö» termektedh*. öğrendiğimize göre yeni denrir • yollarımızin insaatı da mükemmel bir çekilde îlerlemektedir. Fevzipasa • Diyarbekir hattmın 408 metrosu bitmistir. Hattm bft mesine 98 kilometro kalmiftır. Bu da bu yıl içinde bitecektir. Iırmak • Filyos hattında 42 kilometroluk bir yer kalmıstır. Bu da 936 senesinde bitmiş olacaktır. Afyon • Karakuyu hattı da 935 yılı içinde bitmij olacaktır. NakUi: A. DAVER Paraların istikrarı Büyük İngiliz bankalarının heyeti umumiye ictimalarında ileri sürülen fikir ve mütalealar Dünyanın en büyük bankalan u • mumî toplantılarını birer birer yapıyorlar. tngilterenin belli başlı malî müesseselerinden olan Mid lamf Bank, Westminister Bank, National Provincial Bank ta heyeti umumiye içtimalannı geçen hafta Londrada akdettiler. Diinya para meseleleri üzerinde büyük nüfuzları olan bu bankalan idare edenlerin, toplantılarda söyledikleri mühim nutuklan kısaca tahlil ederek bu salâhiyetli mehafilin diinya nakid istikrarı etrafında ne düşündüklerini anlatmak istîyoruz. İngiliz lirasına diğer dünya pa ralarına göre sabit bir kıymet koyma zamanmin henüz gelmediği anlaşılıyor. Midland Bankin reisi Mokenna, tngilterenin altın etasınd'an aynlmış olmasını, geçen seneler toplantılarında olduğu gibi, bu sene de iyi bir hareket olarak tavsif etmekte, ve bu hareketin yeryüzü ekonomisinde bir düzelme husule gelme dikçe tngilterenin İÇ iktısadiyatının ferahlamasına yaramakta devam edeceğini izah eylemektedir. Banka erkânmdan M. Tuke ise, tngilterenin altın esasına dönmesinin prensib itibarile muvafık ola cağını, fakat, belli başh müşküller ortadan kaldıtihp altın esası mekanizmasmın bütün dünyada iyi iş > letnesi temin edİlmedikçe, bu avdetin tngiltere için malî ve iktısadî pek büyük bir hata olacağım söylemektedir. Westminister Bank reisi M. Beckett dünya iktısadjyatını felâketten korumak için iki şeye şiddetle ihtiyac olduğunu bildirmektedir. Birincisi; milletler arasında kıymeti değişmiyen sabit bir para esasının kujrulması, ikincîsi de ticaret yolları önüne dikilen sun'î manialann kaldırılması... M. Beckett birbirine bağlı olan bu iki meselenin tngiliz parasına tâbi bütün mületlerin renberi olmak itibarile tngiltere için mühim ve karışık bir iş olduğunu söylemiştir. Bu maliyecinin kanaati şudur: Bellibaşlı memleketler parala rının vaziyetlerind'eki meşkukiyet devam edip gittikçe, İngiliz liranni sabit bir kıymete sokmağa çalışmak tehlikeli sularda demklemek ka • bilinden birşeydir. Dünya ticaretine istikrar verebilmek için her neka • dar altın esasına avdetten başka çare yoksa da şeraiti hazıra henüz bu çareye başvurulmasmı muhik götterecek kadar tekemmül ve inkişaf etmiş değildir. National Provincial Bank dahi ayni endişeyi göstererek eşya kıy metlerinde frank ve doları birbî • rine yaklaştıracak bir değişiklik görülünciye kadar beklemek lâzım geldiğini iddia etmektedir. Bu banka, bilâhare nedameti mucib olması ihtimalleri tamamen zail olmadıkça Utikrara teşebbüs et menin doğru olmıyacağını bildire rek ecnçbi sarmayelerile memle ketlerin dahilî ticaretleri ve işçiliği arasındaki sıkı bağlıhğa temas et mekte, çok geçmeden bugünkü tahdidat ve takyidatın bizzarure hafiflettirileceği ümidini izhar eylemekte ve bilhassa ru noktalara işaret et • mektedlr: «Almanya ve ltalyada ticareti kendi haline serbest bırakacak yerde yeniden alınan bir takım tahdid tedbirleri, resmî salahiyetlere <iayanarak ticareti organiz« etmeği ga • ye edinenlerin beyhude olan gay • retlerini tasvir eden yeni bir misaldir. Bir memlekette dikte edilen iktısadiyatin o memleketin hududlan haricine de dikte edilemiyeceği artık sabit olmus bir hakikattir. Ge • çârdiğimiz tecrübelerden öğrenmemiz lâzımdır ki, dünya ticaretinin seriülhareke cereyanlan içinde yürüyebilmek için şahsî teşebbüslerin elâstikiyeti kadar emin ve salim bir rehber mevcud değildir.» FERlD Şehzade^aşı T U R A N tiyatrosunda (Eski Millefı Bu akşam Çukurlarla kesik mestur bir yol inliyen yaralı zencilerle dolu... Bunlar Senegalli askerlerdi! Bu mestur yolun yanında ikinci bir tahliye mestur yolu olmadığı için ordugâhla ileri hatlar arasındaki bütün nak liyat, bütün gidip gelmeler bu biricik dolambaçlı yoldan yapılıyor. Çok geçmeden dizlerimize kadar çamurlu bir su içinde yüriimeğe başladık. Bu sular, mestur yolun içinde patlak veren bir kaynaktan çıkıyor ve orada kahyordu. Gece olur olmaz, Türkler tüfek ateşine başladılar. Evvelâ, üç dört tek silâh patladı, sonra, ateş, birdenbire sarî ve müstevlî bir çekil alarak umumileşti. Top mermisi ya hiç atmıyorlar, yahud da pek az atıyorlar. Türk topçusu gurub zamanında atış yapmaktan hoşlanmıyor galiba (hoşlanmıyor değil; mermi yok ta ondan A. D.) kü tüklerden yapılmış bir köprünün altından geçiyoruz. Rüzgânn getirdiği hava, çürümüs. cesedlerin buğusunu ve kokusunu yüzümüze savuruyor. Bizden evvel buralarda hücuma kalkmış olan eski arkadaşlann çalılıklar arasında uzanmış yattıklarını görmeden anlıyoruz. Yan taraflardaki mestur yollarda teskerecilerle hastabakı cıların karanlık birer grup teşkil ettikleri görülüyor. Yemek taelarımızın sinirlendirici şarkısı, sallana sallana yürüyüşümüze uygun bir ahenk teşkil ediyor. Mestur yolun üst kenarlannda, rüzgâr sağanakları, inliyen fidanlann dallannı birbirine karıçtırıyor. Bazan ayaklarımız, yıvışık birşeye baaarak çamura gömülür gibi oluyordu. Tabanlarımıza yapışan şey nedir? Ya balçıklar arasından sızan bir kaynak, yahud da toprağın ancak örttüğü ve bizim çiğnediğimiz bir ölünün ağır ağır tefessuh eden cesedinin şiçmiş etleri... Mestur yolu tırmanmamız bitip tükenmek bilmiyor. Omzumu e zen ve yoran çanta kayışlanmm arasına parmaklarımı sokuyorum. Güçlükle ilerliyoruz. Ikide birde, ansızın duruyoruz. Onümüzde birdenbire duruveren neferin ye mek kabına burnumuzu vuruyo ruz. (Fransız karavanaları bir kişiliktir ve arka çantalannın orta sında bağlıdır). O vakit dönüyor, geriliyor, sonra tekrar yürüyo ruz. Gündüzün aydınlığı içinde şaşınp kalan bir gece ku?u gibi beceriksiz, iki tarafa, öne arkaya yalpa ederek tekrar yürüyoruz. Mestur yolda S şeklinde yürüme insanı harab eden bir bas, dönmesi veriyor. Saat takriben 10. Tüfek ateşjnin adeta ahenkli ıshklan yavaç yavaç kesiliyor. Ateş hatlarına yaklaştık. Kurşunlar kuru, sert, hızh vuruşlarla siperlerin tepesini yalıyıp geçiyor. Halbuki biz ilerledikçe mestur yol daha derinleşiyor. Tebeşir gibi beyaz topraklar içinde uzanıyor. Yol o kadar dar ki dirseklerimiz iki taraftan rutubetli topraklara çarpıyor. En öndeki adamın birdenbire durduğunu anhyor, biz de duruyoruz. Gene ne var? Arkaya söyle dursunlar! Hemen dizlerimi büküp, mes tur yolun duvarı boyunca, çamurlu yere çöktüm. Kaputumun etekleri üstüne oturur oturmaz, önümdeki nefer, bir tavşan gibi fırladı. Boğuk bir sesle bağırdı: ileri yürüyüş, şimdi bir yanş İleri, marş! şeklini aldı. İşte nihayet, meçhul Tekrar yollandık. On metro gebir tarafta alevlenen meçhul mu ri kalmıştım. Adımlanmı açıp tam harebeye daha yakın bir yerdeyiz. açığı kapattığım zaman, birdenbiOnümde gene bir adam var mı, re yan mestur yollarından birine bilmiyorum. İnad ediyorum. Ödöndük. Butada karanlık çukurlar nümde kimse varsa onu kaybetaçılmıştı. miyeceğim. Artık önündeki antre Geriye söyle, istirahat! nöre yapışan bir koşucu gibi, mü Galiba, burada ihtiyatta katemadiyen koşuyor, önümdekinin lacağız. peşini bırakmak istemiyorum. Ne Ne ihtiyatı? redeyiz? Nereye gidiyoruz? Bir Bilmem ki... makinelitüfek burnumuzun dibinÇantamı sırtımdan çıkardım, de takırdıyor. Uç makineli tüfek rüfeğimi yanıma koydum. Bulunneferi, göze görünmiyen bir düşduğumuz yer bir «zaviyei meyyimanı gözlüyorlar. Çukurlarla ke te» olacak. Çünkü şimdi kurşunlar, I sik bir mestur yol inliyen, bağıran başımızın arkasında çaCırdıyor. yaralı zencilerle dolu. Bunlar, kaMevki ve istikamet tayini imkânra yanaklarında ayın akisleri yeşil sız, yakın mesafede, sağır bombagölgeler hasıl eden Senegalli askerlar atıldığını işitiyoruz. Yeşil bir lerdir. Başka yarahlar, teskerelerin tenvir fişeği, gecenin siyah perdeüstüne yatmışlar, üzerlerinden atsi üstünde ince uzun bir fidan Iayıp geçerken bile kımıldamıyorgibi yükseldi. Tıtriyerek, meslar. tur yolun kenan gerisine dü (Arkan var) şüp kayboldu. Bir saniye tam bir taraîi ovinct $.aKifede) Müstakil ftrkaldar sükunet içinde geçti. Herkes önüBazı firkalılar bu seçimde müstakO nü görmeğe çahşıyordu. Tenvir fisaylavlığa namzedliklerini koyrouşlar dı. Aldığimiz malumata göre bu fir . şeğinin ışığı sönünce tekrar kurkalılarin firka nizamnamesine aykiri şun yağmağa başladı. Telepatiyi olan bu hareketleri tetkik ediimekte • inkâr etmek kabil değildir. Kableldir. Istanbuldan da bu şekilde namzedvuku hislerin, endişelerin azim ve liğini koyan dört firkalı olduğu tesbit iradeyi kırdığı böyle zamanlarda, edilmiştir. ateş hattında ve ateşin daha yakıYeni gaylavlarımız ne diyorlar? nında, insan yüreğinin ağzına gelDün bir yazicUniz yeni seçimden diğini hisseder, zihin baş döndürüsonra yeniden büyük kurultaya seçilen cü seyahatlere çıkar, sevdiği maheski ve yeni tstanbul saylavlarile gö lukları arayıp bulur, onların bii riişmüş ve ihtisaslarim sormuştur. tün hareketlerini bilir, onların sizin Yazicimizm ilk görüftüğü saylavimiz Dr. General Hakkı Şinasi olmuş ve Dr. ıstırablarınızı bilmiyen, fakat duyan ve bir üzüntü hisseden müte demiftir ki: « Bu defa ile dördüncü sefer Bükabil faaliyetlerini, muayyen bir zayük Millet Meclisine aza seçiliyorum. man ve mesafe içinde tesbit eder. Yani İkinci Büyük Millet Meclisinden • Çünkü kalbden kalbe yol vardır beri meb'usum. Bu devrede de geçen ve bu yolda görüşme başlamıştır. devrelerdeki yolda ve ayni şekilde çaIişacağim. Bu yol Cumhuriyet Halk Ne yazık ki bir kâğıdın üstüne Firkasinin programinda tesbit edilen meselâ şunlan yazmağa vakit ve yoldur.» fırsat bulamayız: «Şu anda, gözleYeni saylavlarimizdan mütekaid Gerimi kapayınca onu grördüm. Benneral Şükrü Naili de hislerini söyle ifaligimin üstüne çıkan bir varlıkla de etmiştir. ayni zamanda benim sefkatim ve « Evvelce de Birinci Büyük Mfl onun çefkati bu harikulâde his i?let Meclisinde saylav olarak bulunu tirakini doğurdu.» yordum. Askerlikten sonra yeni bir hayata daha giriyorum. Ben askerim; yeEndişeli yürekler, sevgilerinin ni vazifemi de bu ruh ile yapacağim.» bağı ucunda çarpan bütün varlıkYeniden saylav seçilen Halil Etem ları, berrak ve doğru bir görüşle de hastalığına rağmen yazicimizla göyaşadıklan muhit içinde canlandırriismüf ve demistir ki: mak kabiliyetine sahib midirler? « Yeniden Beşinci Büyük Millet Meclisine de giriyorum. Şimdiye ka llk hatlara darki çahşma yolumda devam edece • Yüzbaşının nerede olduğunu ğim. Halk Firkasinin programı bu yolu kimse bilmiyor. Hiç şüphesiz, bibize apaçik gösteriyor.» rinci takımın başında ve uzakta tstanbulun kadin saylavı Fakihe Burolsa gerek. Kimse, konuşmuyor sa Kiz Lisesi Müdürlüğünden ütifa etve mestur yol o kadar alçak ki kurmiştir. Fakihenin bugün şehrimize gelmesi beklenmektedir. şunlar üstümüze topraklar fırlatıAnkara 9 (Telefonla) Yeni meb'yor ve bunlar ensemizden içeri uslardan bazilari simdiden Ankaraya kayıyor. Kimse, siperin şivine burgelmeğe başladılar. Meclis salonuna nunu uzatmıyor. Soğuk çukurlayeni siralar konmuştur. Salon esasen nn içinde efrad toparlanıyor, arka 400 kişiyi alabilecek büyüklüktedir. ayaklannın üstüne oturmuş köpekler gibi yere çökmüşler, burunları SAGLIK ÎŞLERİ dizlerinin arasında uyukluyor ve gürültüye rağmen horluyorlar. AToplattırılan pamuklar rasıra tenvir fişeklerinin akisleri Son günlerde şehrin muhtelif bizi aydınlatıyor. ' " . mtntakalarında bilhassa pazarlarında çift paketi, bes kuruşa kadar Birbirimize dayanmış hafif sesgazli pamuk satılmaktadır. Belediye le konuşuyoruz. Soğuk rüzgâr, bu pamuklar hakkinda tahkikat yap . mestur yolun içinde bir boruda tarmıştır. Neticede bu pamukların imiş gibi dolaşıyor, soğuktan çe motörle kabartılmış gayrisıhhî pamuklar olduğu ve hiçbir sıhhî amenelerimiz birbirine vuruyor. So liyede kullanılamfjyacağı anlasıl ğuk kumlar yüzümüzü kamçılı mıstır. Belediye pamukları toplat yor, söylediklerimizi işitemiyoruz. tırmıştır. Ayaklanmız soğuktan dondu ama AMAYEOE ısınmak için kımıldamanın imkânı yok. Nihayet yorgunluk hakkı mızdan geldi, hepimizi uyuşturdu, M. Hanses aleyhine açılan dava Bundan bir müddet evvel Elek • uyuttu. Saat üçte, ay mestur yolu trik sirketi; Şirketi Hayriye elek • aydınlatıyor. Birdenbire hareket trikçilerinden Hasan aleyhine bir emri verildi. Alelâcele ayağa kalkdava açmış; Hasanın elektrik çaltık. Çozülen palaskalarımızı tekrar dığını iddia eylemisti. Dava Hasatokaladık. tekrar omuzlanmıza tak nın lehine neticelenmesi ve hükütn mahkemei temyizce de tasdik olunmaya vakit bulamadığımız çantaması üzerine bu kez de Hasan; Elan yüklendik, tüfekler bacaklan lektrik sirketi tnüdürü M. Hanses mızm arasında hem yürüyor, hem aleyhine Fatib. sulh ceza mahkemede çantalanmızı omuzlanmıza takinde bir hakaret davası açmıstır. mağa çalışıyoruz. Ben Lebelimi Dün bu davaya bakılmıs; Hansesin (Fransız tüfeğinin ismi Löbel dir) vekili bu hususta mes'ul tutulma • namlısının ağzından yakaladım, ları lâzim gelen olsa bile bunların sürükliyerek yürüyorum. Kütükler ancak zabıt varakasını imzalıyan • deki fişekler dansediyor. Uyku ser lar olaceğını söylemiştir. Mahkemece karar verilmek üzere dava su • semi, karmakarışık siperlerde kaybatın on sekizine bırakılmıstır. bolduk. Her an, efradın teşkil ettiği yürüyüş kolunda aralıklar haKırbaç Osmanın muhakemesi sıl oluyor. Eksik takımlar, yanlışKaracaahmed mezarlığmda n • lıkla çıkmazlara sapıyorlar. Buravacı Hasanı başmı kesmek suretile larda döküntü efrad ayakta uyu öldürmekle suçlu Kırbaç Osmanın muhakemesine dün de Ağırceza yor. Öğledenberi hiçbirşey yeme miş olan askerler yıkılıp kalıyorlar. mahkemesinde devam olunmuştur. Bir kısım şahidler çağınlmak üzere Şafak vakti birbirlerini bulurlar. dava başka güne bırakılmıstır. «İleri, ileri!.. » Merbum General Şevkinin refikasi Seviye, mahdumu Nafia baş fen nte • murlarindan Sabri, kerimesi Vesime, diğer mahdumu belediye yol islerinde Esref (ölçer) soy admı almişlardir. Buğday tahkikatı son. safhada {Baj tarafı btrinct sahifedel lerî için Iiizum gösterdikleri bazı hesabları çıkarttırmaktadır. Silolarda ölçü ve tartı isile mef • gul bulunan müfettisler h«yeti de henüz isini bitirememistir. Bu he yetle eksperlerin tetkiklerine verilen ifler hakkındaki kat'î rapor • ları bu hafta içinde ahnacaktır. Heyet bu raporlan aldıktan sonra Ankaraya dönecek ve orada tahkikat fezlekesini hazarlıyacaktır. Bu tahkikat yüzünden vazifele rine nihayet verilen üç kisiden, yal nız Ztraat Bankası müdürü Ahsen isten el çektirilmis vaziyettedır. Satıs komUyonu âmiri Abidinle komdsyondan Vehbinin islerine nihayet verilmiştkr. Ziraat Müstcşan Atıf dün bir yazıcunıza bu isler hakkinda sunları söylemiştir: < tsimizi bitirmek üzereyiz. Eksperler kendilerinden istediğimiz raporu hazırhyorlar. Silolarda çalısan konîisyonun raporunu da he • nüz almadık. Hafta îçinde bunları alarak Ankaraya döneceğiz. Evvelce çıkanlanlardan başka i>ine nihayet verilmiş kims eyoktur.» Bu gece nöbetçi olan eczaneler sunlardlr: Şinasi (Büyükada), Yusuf (Heybeli), Salih Necati (Bahçekapl). Esad (Divanyolu), Belkis (Kumkapl), Hu luai (Zeyrek), Hamdi (Şehzadebaşl), Pertev (Aksaray), Teofilos (Samat ya), Nâzlm (Şehremini), Suad (Ka ragümriik), lstefan (Bakîrköy), Vi tali (Fener), Yeni Türkiye (Hasköy), Yeni Turan (Kasimpaşa), Rlza (Be siktas), Hilâl (Flndlkll), Galata, Ga latasaray), (Taksim), Vinikopulo (Yüksekkaldirim), ŞişU (Şişli). Slh hat (Moda). Rifat (Pazaryolu). Halkevlnden: 1 Sömestr tatlll münasebetile kapanan koro kursumuz 10/2/935 tarihlnde açılacaktır. Kayldll talebenln bu tarihte dersleıine gelmelerl rica olunur. 2 11/2/935 pazartesl günü saat 20 de Gülhane parkı İçinde A]aykö§künde temsil şubemlz tarafından (İklzler) ve (Mürebblye) plyeslerl oynanacak ve Selâmî Izaet tarafmcten (Tiyatro) mevzulu bir konferans verllecektlr. Temsil davetlyelerl her gün saat 17 den aonra Alayköşkü çevlrgenllğlnden alınabUlr. Moda sekizinci mekteb basmaalli • mi Zahidenin anasi, eski saylavlardan Kasim Zeynel üe arkadaşimiz M. Turhanin kaymanasi Hatice vefat etmiş • tir. Hayirsever ve çok iyi bir kadta olan merhume dün defnedilmiştir. Allah rahmet eyliye. Sevgili valldemln ölümü münasebetile gerek blzzat cenaze merasünlne lştlrak eden ve gerek şlfahen veya tahrlren beyanl tazlyet lutfunda bulunarak acılan mıza lştlrak eyliyen bütün dostlanmıza ayrı ayrı tesekküre lmkân bulamadıgı . mızdan samlml gükranlarımın muhterern gazetenlzle lblâğnu rica eylerlm. Bakîrköy C. H. F. kaza İ. H. rttel Sakızlı Selim Bilol Beşiktaş SUAD PARK sinfmasınrla SANA Bu scnenin en çok beğenilen •n giizcl opereti TAPIYORUM ve Büyük (ilimlerini gösteriyor | NERON Yıdızîarın Yı'ılızı MARLENE D ETRICH Petersburg 4 gUnde 12000 kişi lîale heveti Yeni dekorlar KostümV (OekoteKız'ar) Cr Geceleri OPhRET heyeti Büyük oıkestra ve 30 kiji sahnede NAŞİD Temsilleri CEMAL SAHİR 5 l Nöbetçi eczaneler KIZIL tarafından yaratılan ÇARiÇE Fransızca eozlü paramount fılmini severek görmüştür. PAUL HORBİGER ELİSA İLLİARD Bugün Halkevinin temsilleri T Ü R K SİNEMASINDA ALPHDNSE D\UDET'nin saheseri Üsküdar Hâle Sinemasında Işıklar Sönünce llâveten Dünva havadis'eri. Gelecek program NANA MARY MARQUET JEAN MAX • François Rozet tarahndan temsil edilmig bir Path6 Natan filmi. SAFO Soyadı Bîitün îstanbul halkı 5 \J W^ E K sinemasında Büyük horb filîmini görmek üzere koşuyor. 1914 • 1918 karbinden e»vel v« harbi •snasındaki büyük hâdiseler* aid tam ve hakikı bir vesika Vefat KIYAMET GUNLERi ilâveten: FOXJURNAL ve MİKE MAVS İstanbul mıntakası voleybol, basketbol ve tenis heyetinden: Basketbol mmtaka blrlncülkleri 15/2/ 935 cuma günü başlıyacağından mezkür birinclllklere lştlrak edeeek kulüblerin 11/2'935 pazartesl günü saat 17 de heyetimlze salâhlyetnameli blrer murahhas göndermelerl, aksl takdirde haklarını feaybedeceklerl tebliğ olunur. Voleybol müsabakasına girecek kuiliplere AJNN HARD1JNG ve CUVE BROOK tarafından temsil edilmig muhteşem bir filim. Aynca: NUHUN GEMtSI renkli ve şavam havret SiLLY SNEFOıNi ve FOX JURNAL. HAYAT KURBANLARI Btttun istanbul h a l k m a Mttjde !.M Müjde . . . • • .. • • Bu hafta S A R A Y Sinemasında Teşekkür ŞOPEN'in AŞKI <» • YILDIZ Senenin en güzpl ve en hissî 2 filmi bir kaç gün daha temdid edıldi. . . . a EKMEKÇVKAD 1 . • . • İNazarı dikkate „ Tek bir pözi bu fılımleri çörmiyenJer görenlere danışsın •