KlfA Gokkan aüesi hep sevinc içinde idfler. Ankaradaki amcazadeleri Me • lâhat yazi geçir mek için köfke geliyordu. Gök kan afloi diyip te geçmiyelim. Hiz • metçiyi, uşağı bir kenara biraktık • tan sonra bile gene yedi kijî idi • ler. Babaları Bay Nuri.. Anneleri Bayan Şükufe.. On üçle sekiz a • rasında üç k u : Güner, Ayten, Aysel.. On dörtle yedi arasında iki oğlan: Tekin, Beytur, bepn bir den Haydarpaşa isfasyonuna me ceklerM Melâhati arabaya alip ko • ye dönecekler • di. Şu tren Pen • dikte durduğu gi • bi Erenkoyünde de biraz mola veneydi ne olurdu? Melâhati karşilamak daha kolay olacaktı. Fakat çocuklar M • yahatin uramaıindan daha menmun • dular. Kendilerine bedavadan bir ge • zinti çikıyordu. Giderken husust arabalart onlara yelti. Yedi kifi Ukabasa için* doldu lar. Fakat dönerken iskeleden başka bir araba daha ldralamak gerek oldu. Melâhati bavullari, çantalarüe biriik • te ona sigişhramazlardı ya.. Melâhati csld bir baba dosta mB • hendis Bay Ali getirraiş, amcasile yen» gesi ve amcazadelerine teslfrn ettikten •onra hepsine veda «dip ayrtlmişb. Istasyonda oğlanlar, lralar Urden Melâhatin boynona atılmitlar, dört senedenberi görmedikleri amcazadeleri ni kncaklamak için birbirlerile yanş «baişlerdi. Lakin Melâbat onlarin bu «evinçlerine karşilık hiç te fazla mem • nuniyet r e kivanç göttennemişti. Bay Narfle Bayan Şâkufenin ciddî cidd! ellerini optiik n tonra: Aman, demişti, her tarafimdan oyl* çelriştirmeyin.. Yorgtm, bitkin bir haldeyim, Herşeyden evvel dinlenmeğe ihtiyacım var.. Ba vaziyet tabH ortaya bir fimal kutbu soğukhıgu saçmiş, kular da, oğlanlar da kütüp soraurtmağa mecbur olmuşlardı. * • Melâbat o gün akşama kadar oda • Hndan çikmadu Yemekten «onra da erkenden yatfc. Çocuklar aralarinda toplandıklan vakit hep bir agızdan: | Melâhat amma da sînirli olmufl f Dedfler. tçlerinden bir bölümü bu • nım belki seyahat yorgunluğundan doğduğunu, birkaç gün içinde geçeceğini fleri surdü. Fakat giinler birbirini takib etti. Meâhatin çekîngenliği, huysuzluğu de •ara etti. Çocuklarla hemen hemen hiç oynamıyor, pek az konuşuyor, tozün kisası iki taraf birbirine bir Hirlü kay naşamiyordu. Çocuklar bir akşam gene araların • da toplandıkları zaman Güner, Melâhat ıçint Soğukneva ne olacak.. Ben bu kizı hiç te böyle zannetmezdim. Dedi. Içlerinden çoğu bu miitaleaya başlartni sallar gibi göründüler. Fakat en buyükleri Tekin herşeye daha fazla aklı erdigi için: • Melâhat hakkında, dcdi, soğukneva tabiri biraz fazla olur.. «Taşbe • bek» gibi birşey.. Oynamak, koşraak, •evinmek, haykirmak nedir bilmiyor.. Kızda hiç hareket yok.. I Iste o günden itibaren Melâhatin adı «Taşbebek» kaldı. Hatta bunu onun yüzüne karşi bile söylemekten çekin • medüer. Aysel, Beytur gibi küçiikler bazan onu «Melâhat abla!..» yerine cTaşbebek!» diye çağiriyorlardu f Melâhat bundan ahnmış gibi göriinmemekle hafiften hafife içienmiyordu da değil.. Annesine gönderdiği mek • tubda amcazadeleri hakkında şöyle kalem yurutiîyordu ı | «Anneciğim, buradaki amcamin ço« cuklarinm meğerse beşi de oğlanmiş.. Çünku üç kız da iki oğlan gibi beni kizdirıyorlar. Güner geçen gün saçimi çekti.. Ayten azkaldı havuza düsüru yordu. Küçük Aysel bile baktim haberim olmadan enseme uirgan sürmeğe çalifiyor.. Bu yaramazlıklarinda onlarla biriik olmadığım için beni soğuk buluyorlar Hatta adımı «Tasbebek» koydular.. Anneciğim, artık ben bu r Marifetler H i K AYB Bir iskambil kâğıdile su dolu bardağı kaldırmak Masanın uzerine «u dolu bir bardakla, bir iskambil kâgıdı koyunuz. Arkadaslanmzı etrafını • za toplayınız. Onlara: Şu Ukambİl kâğıdile bu «u dolu bardağı kaldırabilir mi • siniz? Deyiniz. Tabiî hiç.birisi «evct» cevabını veremiyecektir. i sov MCMLCKETLEIIM |merakh Bilgî seven atmaca Birçok kişiler soylerler: Ko«ko ca koyunları, hatta bazı küçük çocuklan kaldırıp götüren kar tallar varmış. Buna benzer bir •ak'a da Avusturyanın Tirol çevresinde Hall köyünde olmus. Iri yan bir atmaca bir gün köy mektebinin penceresinden içeri girmiç, çocuklar korkmuşlar, v.?rlerinden fırlayıp kaçmak i'in kapıya doğru koşmuşlar hcca cetveli eline almış. kocaman ku*u korkutmaya, kovmaya çalı sıyormuş. ^u kadar telâsa sebeb nlan atmaca sanki Jena bir oyla gel • rada duramaro.. Beni aldır!..» Bereketversin Bayan Şükufe !şm farkma varmiş, Melâhatin annesine o da bir mektub yazmiş, orada şöyle de • miftiı « Melâhatin yazdıklarmdan dolayi merak etme.. llk temas biraz luhaf ol • du. Bizimküer fazla serbest alişhklart, seninki ise biraz mahçub, çekingen yetistigi için anlaşamadılar. Fakat bir • birlerinin üzerinde iyi testrler yaparak her iki tarafin da bundan utifade edecegini ve yakinda uyufacaklannı ümid ediyonım.» • • • •/ "<•• • ledikten tonra iskambil kâğidınî resimde' gördüğünüz gibi bükü • nüz. Avucunuzun içinde sıkıca tutunuz. Bardağı da kaldırıp o • zenle tistüne koyunuz. Dikkatli bir şekilde muvazeneyi bozma • dan tutarsımz, bardak bu vazi yette dakikalarca kalabilir. Ar kadaşlarınız da sasırırlar ve si si överler. Talihliler Birıncikânur bulmacasın* doğru halle denlerden bi rinci mükâfat 5 lirayı kaza nan Çanakkale orta mektebi 2 inci sınıf birinci şube talebe sinden 849 Hâ mid Erden fle Hâmid Erden gene ayni bulmacajn doğru halledenlerden ikinci mükâfat mürekkebli kaleTti kazanan Üskfldar Tabaklar mahallesi Se Hmpafa caddesi 55 numara da Cemile Muzaf ferin bize Sfondermtş ol dukları resim lerini baııyo v Cemile Mazaffer ruz.. Kendiierinin Kayatta da b5yle talihli olmalanni dileriz. Küçük Amerikalı sînema yıldızlanndan Norma Taurog, Ann B>eery7 Te Jackie Coaper bir arada. Jackienin rol icabı üstü başı yırtıktır.. ri" Eğlenceli oyunlar Haldkaten Bayan Şükufenra tahmt ni boşa çtkmamiftı. Melâhat gitgide beş azadan mârekkeb kumpanyaya yaklaşmağa başlamiş, hele en büyük leri Tekinle sıkıfıkı do»t bile olmuştu. Bir gün Bayan Şükufe Tekine: Kuzum yavrum, dedi, tçeren köyfine kadar uzan da şu bizim çamaaircı kadın ne oldu, bir bak, bu bafta içinde mutlaka gelecektL Görünmedi.. Hasta mı oldu acaba? Tekin hazirianirken Melâhat yavaş yavaş yanma yaklaştıt Ben de beraber gelebüir miyim? Diye sordu. Hay hay, memnuniyetle.. İki yavru yola düsüldüler. Teldn artık Melâhate eskisi gibi takılmiyor, onu kizdirmryordu. Melâhat te çok »eTİnçli ve kıvançlı görünüyordu. İki tarafı çayiriık yollarda bir çag yüru • dükten »onra bir aralık bir taşin üze • rine oturup dinlendiler. O sirada kar • fidaki kulübeden çıkan duman Melft • hattn dikkatini çektL Tekin, dedi, acaba kulübe yanı • yor mu? Galiba.. Hem içeriden, çocuk bagrifmalan da geliyor.. Bir kez gidip baksak.. Kulübeye yaklastıkça bir bü • yükçe, bir de çok küçük iki çpcugun feryadlan kulaklarinı brmalamağa basIadı. Kapiyi zorlayip arkasına kadar açıverdiler. Bir de ne görsünler. Biri be • çikte, öteki yerde iki çocuk dumanla • Hn arasinda çabalayıp dunıyorlardı. Bunlann anneleri hiç şüphesiz, kendi lerinin aramağa gittikleri çamaşirci gibi ötedeberide çahşan bir kadındı. Çocuklarinı bırakmij, küçüğünü, biiyü • ğüne îsmarlamı^tı. Büyük yaramaz ya kibritle oynarken, yahud da atesi ka riftirırken yangin çikarmıştı. Bu dü «ünceler bir fimşek hizile Tekin ve Melâhatin kafalarndan bir anda geçmiş • ti. Fakat kaybedüccek zaman yoktu. Tekin hemen dumanlann, alevlerin iResmini gördüğünüz şu acapiu çerisine abldı. Büyük çocuğu kucakla yaratık henüz sekiz yaşmda bir y>p dışari çikardı.. Melâhat; Ya öteki.. Asıl küçüğii kurtarmak Japon pehlivanıdır. Kendisinin lâzım! iki misli yaşında çocuklan bile Diye bağıriyordu. Fakat Tekin şa yenebilecek bir kuvvete sahib çirmijtı. Kucağindaki çocuğu nereye dir. Fakat vücudü garib olduğu bırakacağım bümiyormus gibi dolayj yordu. O zaman bilinmez hangi kuv • kadar da korkunç değil mi? vet Melâhati de alevlerin, dumanla • nutmuşlar, orada geçen bir arabaya rin içine sürükledi. Boğuluyor gibiy • çocuklarla beraber binip eve dönmüf di, vücudüne kızgin alevler yapistığı • ni duydu. Fakat buna rağmen üerle lerdL Anneleri yavrularini biraz son • mekten çekinmedi. Beçiğin içinde yaçı ra gelip köşkten alırken scvinç ve te • henüz biri ya geçmis ya geçmemis, kor «ekkürle iki kahramanin ellerini, yüzkudan ağlayıp haykiran yavruyu kollanlerini öpüyordu. nin arasina alıp gene alev ve düman Tekin ve Melâhat yanıklar yüzün örgülerinden geçerek kendismi sokakden tam bir hafta elleri ve yüzleri sata buldu. Gelen geçenler, etraftan yanrüı yatakta kaldılar. KalkUklan za • ginı görenler ancak bu ijler olup bit • man Melâhat beş amcazadesini etrafı • tikten sonra kulübenin etrafuıda top • na topladi: lanmağa başladılar. Artık, dedi, beni «Tasbebek» Tekin de Melâhat te çamaslrcîyı udiye çağirm«yacaksinız, değil mi?. mediğini anlatmak için doğru hocanm kürsüsüne konmuj, pek özenli davranamadığı için hok kayı devirmis, mürekkebleri yere dökmüs. Sonra da orada duran sözlük kitabını kaptığı gibi içeri girdifi pencereden dışarı çıkıp gitmiş. Atmaca bu işi acaba yavru'arına nasıl olursa olsun bir yem bulmak için mi yaptı? Yoksa di! öçreniyordu da bir lusrat kitab?"a ihtivacı mı vardı? Orasını tabiîkesdiremeyiz. Bunu bir masal zannetmeyin. Avusturyanın îsviçre hududun daki lnsbruk sehrinde çıkan ga • zeteler yazıyor. Ç 2 incikânun bulmacası rer sayıdır. Dışanya düsenler ise kaybedilmif bir sayıdır. Ne • ticede en çok sayı yapanlar oyu • nu kazanmıs, en sona kalan da yenilmiş olur. Hosunuza. gidecek bu oyunu bıkıncıya dek istediğiniz ka • dar tekrar edebilirsiniz. Yeni lenlere ya bir ceza •erilir. Yahud da çikolata, seker gibi seyler aldırılır, hep birden yenilir. Acayib yaratıklar,. Resimde gordüğünfiz gibi masanın bir ucuna dört kitabı yer • leştirerek üstü açık bir kutu sekli vücude getiriniz. Sonra iskam • bil destesinin içinden on tane kâğıd alınız. Bundan sonra ar • kadaşlanmzı masa basına çağınnız. Herkes sıra ile bu on kâ ğıdı masanın Sbür ucundan ki • tablara doğru atacaktır. Kitablann yaptığı üstü açık bölüme düsen kâeıdlar kazanılmış bi • Bilmeceyi çözenleır Soldan sağa: 1 Bizi doğuran, 2 Bir dost memleketin merkezi, 3 • Yurdumuzun Asyadaki bölümü, 4 • Arabca düzgünlük, 5 Nasihatler, 6 • Geç degil, 7 Bir yaratığm vücudünde dolaşan sula kereç (madde). Bu kelimeler yerliyerine konduktan sonra soldan üçüncü sira yukandan aşağı okunduğu vakît en büyüğümü zün soy adı meydana çiksm. Doğru karşdık yazanlardan birinci • ye S lira, ikinciye bir mürekkebli ka • lem, üçüncüye Foto Etemde resim çı karmak hakkı takdim olunacaktir. Dördüncüden yüzüncüye kadar muhtrlif hediyeler. Bilmeceyi doğru hal ledip te bize fotoğraf göndercnlerin resimleri de gazeteye basihr. ^nıımıııııııııııııııııııııııııııııııııııııııınıııuıııııııııııniMiiııııtıııııa^ = | Cumhuriyet çocuğunun kitablarından: | | Bir Yarmış, Bir Yokmuş İ Çocuk Masallart | İ Uç renkli güzel bir tablodan ka* | İ pak içinde cildli ve resimli masallar| i 75 kuruş. | = Çıkaran: Cumhuriyet müetaeseti: B = Her kitabctda bulabilirsiniz! i Blimeceyl dcgru çozenlerdcn bize fotograf gönderenlerln reshnlerinl bas maya devam ediyoruz. Fakat burada resml çıkmafc mutlaka hediye kazanmıs olmak demek deglldlr. Hediye Xazananlann isimlerl her aybaçı buyük Usteye basıllr. Soldan aaga sıra İle: 1 Kadıköy Altıyolagn 147 numarada İrfan. 2 Samsun ortamekteb C Şevki Ali. 5 3 Maraş çeltlk fabrikası müdüıunün yeğeni Farulc. 4 Çapa 31 lnd llkmekteb Necdet 5 Kadıköy mülklye kaymakam mu. tekaidl Vasıfın oğlu Fikret. « v e n ı^5y 302 numarada Behzad. 7 Bakırköy Bezazyan lisesı Garbls Nazaretyan. 8 İglrdlr Belediye tahslldarı oğlu Rafi. S Gönen birlöcl ilkmekteb 311 Adnan. 10 Bolu maliye birüıcl dalre tah . Wllllllllllllllllltllllllllllllllllllllllllllll1IIIIIIIIIMIIIIIIIimiMIIIIIIIIV ... | slldarı Hikmetin oğlu Cemal. 11 Vezırkopru ziraat memuru Ibrahinün oğlu Muzaffer. 12 Bandınna Tekelioğlu Fahrinln kardeşi Sevgl. 13 Kadıköy Soğüdlüçeşme 3 numarada Güzıde Tal&t. 14 İznlkte bakkal İsmall Hakkı cglu Nuri. 15 Darende HacıveU o«uiUrujdan Osman oglu Muatala»