2?Ikincİkânunl935 ınsan once Maymun muidi? Şadi Be» sözünü tutan adam laraanım.. Verdiğim vadenin tam bitkininde öldüreceğim.. Öbür gün bu vakitleri yani kırk sekiz saat sonra. Bak artık hesabla işte bu kadar ömrün kaldı. Haydud yaratıljşlı bir mahluktan aman oilemefc artık Filozofun ilmî ve insanî vicdamna ağır basmağa başladı. O da başını ve sözünü dikleştirerek: Ben bu menhus evden sağ çıkamıyacağımı zaten biliyorum. Terkibi yapmağa muvaffak olay îdım sanki beni öldürmiyecek miydin?. öldürüp oldürmiyeceğim o zaman anlaşıhrdı. Filozofluğunun üzerine bana bir de peygamberlik satmağa kalkışma.. Ciddî olduğu kadar müthi? bütün tehdidlerime rağmen şu saatte bile bana karşı bir ilmi simya komedyası oyna maktan geri durmuyorsun.. Iktisat Işleri Güfte neşri bitti Musiki müsabakamizın ilk kısmı olan güfte müsabakasina gönderilen sürler, gazetemizde Ercümend Ekrem Talu • nun reisliğindeki »alâhiyettar heyet tarafından tasnif ve seçilenler nesredil • mistir. Heyetçe ayrilan güftelerin neş ri yann bitecektir. Diğerleri mars ve dans havalari haricinde yapümasi matIub olan evsafta olmadıklan için kıymetlerine rağmen müsabakaya dahil edilememiştir. Yarindan ay so nuna kadar, Konservatuar Müdürü Yusuf Ziyanm Anadoluda topladığı halk siirlerinin nesrine başlıyacağiz. Bunlar da ay sonunda bitecektir. O tarihten 10 şubata kadar karüeri mizin, gazetede çikan sürlerden beğendiklerini seçmek için bize yollıyacaklan reyler kabul edilecektir. En çok rey alanlar sırasile birinci, ikinci, üçüncü olacakJar ve 2 5 , 15, 10 lira mü kâfat a'acaklardır. Reye istirak eden karilerimizden de 200 kisiye «Cum huriyet mSesseseleri» nesriyatindan muhtelif eserler ve gazete aboneleri, 200 kisiye muhtelif hediyeler, 100 kisiye de, nisan iptidalarinda, müsaba kamizm neticesini almak üzere vereceğimiz büvük konsere serbest duhuliye kartı verilecektir. Bunlardan kitablann isımlerfle di ğer hediyelerin cins ve miktarlari ya • kında nesredeceğı'z. Yazan: FTtseyin Rahmi Gürpınar 103 raktı, çıktı. Filozof içine gelen şüphe üzerine şöyle düşünüyordu: Bu cani herifin belki tecrübe edeceği bir zehir vardır. Bu ye meklerle onu bende deniyecek.. Zaten midesi bir lokma kabul edecek bir halde değildi. Yemeklerin hiçbirine el sürmedi. Yavaş yavaş odaya karanlık çökmeğe başladı. Gece gündüzü boğuyor, bütün eşyayı yutuyor, gözleri bakar kör yapıyordu. Kürenin güneşe arkasını dönüp te yan dünyanın karardığı bu saatlerde hastalar ağırlaşır. Elemli yüreklerin vesveseleri artar. Bütün derdliler sabahm aydınlık yüzüne hasret çekerler.. Fakat Filozof için sabahm yüzü geceden daha karanlık olacaktı. Çünkü ölüm heyulâsı onunla hayat arasına siyah kanadlarını germiş bekliyordu. Artık onun için hiç, hiç gündüz olmıyacaktı. Gece koyulaştı. Odanın ampulü yanmadı. Onu karanlığa ezdirte rek ölüme alıştırmak istiyorlardı. Dünyadan ahiret sınırına geçmek için,bir buçuk gün yani otuz altı saat kalmıştı. Bu kısa müddet zarfında hangi mucize onu bu kanlı pençeden kurtarabilirdi? Encre sympathiquele Antuvana yazdığı iatimdad satırlarından ümidini kesti. Depoda, o uğursuz reçete, zarfı bile açılmadan bir tarafa atılmışb. Zaten o reçete vakit kazanmak hilekârlığile yazılmış bu hakikati de cani herif anlamıştı. Otuz altı saatten sonra zarf açılırsa herşey olup bitmiş bulunacaktı. Oğullan onu ölümden kurtaramıyacaklar, yalnız nerede ve hangi caninin elinde can vermiş olduğunu anlıyacaklardı. Bu siyah fikirlerle karanlık odanın içini bir duvardan bir duvara adımlayıp duruyor.. Taş bölmeleri delemez, pencereden uçamaz. Sanki demir kafesin içinde saatini bekliyen kasablık bir hayvan... Bu ürpertici düşüncelerle beyni kanncalandı. Odanın mahdud sahası içinde kendini duvardan du vara çarparcasına dolaşmaktan dizleri kesildi. Manevî, maddî ıstırab biribirine karıştı. Koltuğun üzerine yığıldı. Çocuklarını karısını göreceği gelmişti. Onlann kendisi için çok sempatik, çok vefakâr, çok sevimli yüzlerini şefkatli çizgilerile karanlığın içinde yaratarak, belirterek bulmağa uğraşıyordu. Gözlerinden iki üç damla aktı. Onlara hasret gidiş bu ölümün en acı tarafı idi. Karanlığm içinde bir ejder gibi hücum eden bu tasavvurlara beyni tahammül edemedi. Şadinin bilettiği bıçak gırtlağına sürtülmezden önce o bitecekti. Karanlığm içinde dimağma fos forlar dolmuş gibi evini, kütübhanesini, ailesini ayan beyan görmeğe başladı. Ne oluyordu? Çıldırıyor muydu? Gözlerini bu sinemaya kapamak için döşeğe girdi. Yorganı başma çekti.. Odanın karanlığından yorgan altı karanlığa sığınarak hiçbir şey görmemek, ölüm saatine kadar hiç birşey hissetmiyerek baygın kalmak istiyordu. Birkaç dakika sonra bu vaziyetten de sıkıldı. Saat kaç vardı? Mutlak gece yarıyı geçmiş olacaktı. Belki bir buçuk, belki iki.. Yorgan altında nefesi tıkanır gibi oldu. Başını tekrar dışan çıkardı. Döşekten büsbütün kalkmağa davranırken odanın karanhğı içinde birşey tak dedi. İki demir biribirine çarpar gi bi kuvvetli bir takırdı lArkası vari ilk kâğıd fabrikamız j RADYO Bu aksamki program J lSTANBULt 18 almanca ders I8,S0 Azad« Tarcao, JimnasUk 18,50 dans musikisl piâk . 19,30 haberler 19,40 Şehlr Tlyatrosu ar tlstlerlnden Semlha tarafından şan 20,lf Maliye Vekftletl namına konferans 20,4( Jüllde şan: Piyano Ue 21 şilr «.15 son haberler, borsalar 21,30 radyo or kestrası 22 radyo caz ve tango or • k&stralaru VİYANA: 17,15 gramofonla opera parçalan 19,0f konuşma . 19,30 fransızca ders . 19,55 konuşma 20,05 haberler ve hava raporu20,15 ulusal neşriyat 21,06 Çlfte piyano Ue konser 22,30 orkestra kcnserl 23 konuşma . 23,35 gramofonla nesli flllm parçaları . 23,55 konuşma . 24,05 sesli fillm parçalarımn devamı. BERLİN: 17,05 Hamburgdan nakil 18,45 şarkı lar 19,10 gençlerln zamam 19.35 agız. dan üfleme aletler orkestrısının k'm serl . 20,35 konuşma 20,45 günün akls leri . 21,05 haberler 21,15 konuşma 21,50 musikill facia: Kalb . 23,05 haberler 23.25 Münihden nakil. BUDAPEŞTE: 18,50 gramofon . 19,20 ders 19,50 keman konserl . 20,35 konuşma, haberler 22,25 orkestra konserl . 23,05 opera orkestrası tarafından konser 24,05 Çttıgene takımı 1.10 son haberler. BELGRAD: 18,20 gramofon, konuşma, ders . 30,05 reklâmlar 20,15 gramofon . 20,20 ha berler . 20,35 ulusal neşriyat 21.05 orkestra lle birlikte şarkılar 21.35 filârmoniklerin senfonlk koaseri . 23,35 gramofon. BÜKREŞ: 18,05 gramofon 19,05 haberler 19,20 gramofcn . 20,05 ders 20,25 gramofonla operet muslkisi . 20,50 konferans 21,05 senfonlk konser, konuşma . 22,15 senfonik konserin devamı 22,55 haberler 23,15 kafekonser havalan. VARŞOVA: 18,05 senfonik konser 18,40 piyano Il« birlikte şarkılar 18,55 konuşma 19.20 hafif musiki konserl . 19,50 konuşma . 20,05 şarkılar, zamane neşdyatı 20,35 gramofonla Çlngene şarküarı, konuşma21,05 salon crkestrası, haberler 23.20 gramofon, konuşma 24,10 dans havaları Sanayi sahasındaki büyük muvaffakiyetlerimizden biri olan Izmit fabrikası parlak ve emin bir istikbale namzed bulunmaktadır ı t l Sümer Bank tarafından tzmitte kurulmakta olan ilk kâğıd fabrikaımzın alacağt şekl'ı gösterir resim Sümer Bank, Izmitte Türkiyenin ilk kâğıd fabrikasimn temellerini attı. Bu fabrika yakmda bitecek ve mamulâtı m piyasamiza çikaracaktir. Ne mutlu netice: Kitablanmızın, gazetelerimi • zin, elimizde hergün hepimizin taşıdığı paketlerin sarüdığı bütün kâğıdlar yavaş yavas öz yurdumuzda kendi isçi • lerimizin emeğile, bilgisile meydana gelmesi temin olunuyor. tste yüce Cumhuriyet idaresinin yüksek muvaffaki yetlerinden biri daha. Bu muvaffakiyetin mânasmı iyi an lamamiz için 1930 yilından 1932 yilı sonuna kadar 3 sene içinde dısarıdan, yani yaband diyarlardan yurdumuzun smırlari içine giren kâğıd ve kâğıddan yapilmis esyanut miktar ve kiymetle rine bir göz*atmak kâfidir. 1930 1932 kâğıd ve mamulâtı ithalâtımızin mik tarı 63,300 ton, kıymeti de 12 milyon lîraya yakındir. Demek oluyor ki: Senede yuvarlak hesabla 21 mil yon kilo kâğıd ve kâğıd mamulâtı sarfediyoruz. şafile mütenasiben artan kâğıd tarfi • yatımn büyümesi süphe yoktur ki; bu medenî ihtiyaç maddesinin bizde de kullanılmasmı önürr.üzdeki senelerde gitgide artiracak ve diğer medeni memleketler seviyesine çikaracaktir. Şimdiki halde yukarida bahsettiğî • miz seneler vasatisine göre bizde adam başina senevî kâğıd sarflyatı 1 kilo 4 0 0 gram kadar birşey tutar. En son hesablara nazaran Amerikada adam basina 82 kilo; tngilterede 5 2 ; Kanadada 3 7 ; İsve'çte 36,5; Almanyada 2 8 ; Dani • markada 26,5 kilodur. Diğer memle • ketlerde de aşağı yukan bu miktarlar etrafmda olan kâğıd sarflyatı her sene artmakta ve daimi bîr inkisafa doğru gitmektedir. Bu itibarla kâğıd sanayü ilerisi emin ve parlak addedilen sanayi şubelerintn başta gelenlerindendir. Bu kadar muharebelere ve ikhsadî darlıklara rağmen kâğıd istimali dünyanin her tarafinda büyümekte ve bu hal zamanimiza «kâğıd devri» dedir • tecek bir mahiyet almis bulunmak • tadır. Mütehassislarca yapilan arastirma • lar neticesinde kâğıd fabrikasmin ku • rulmasma en müsaid bir yer olduğu anlasilan tzmitte yakın zamanda ça • lismağa basliyacak olan kâğıd fabri • kamizın parlak istikbalini bu münase • betle okurlarimiza öğünerek bildirmeği bir vazife saydık. Bu fabrikanin kurulmasi ve isletil • mesi isinin sanayümizin bihakkın anahtarı olmakta bulunan Sümer Bank tarafından deruhde edilmis bulunmasi da işaret ettiğimiz parlak istikbalin en büyük zamânlarindan biridir. Ne komedyası oynuyorum. m zalim adam? Temelleri kubbelerini tutmı yan yalanlarla hâlâ beni oyala • mağa uğrasıyorsun.. Ne yalanı? Bekir depoda zarfı açmadıklannı söylüyor. Sen ise reçetede tertibi çok sürecek ince kompozisyon bulunduğu mavalini okuyor eun. Reçeteyi açmadan kapalı zarfın içindeki kompozisyonu nasıl okumuşlar) Bana anlatır mısın> Ben reçetede yapılması uzun feürecek bir terkib bulunduğu iddiasında gene sabitim. Zarf açılmıs veya açılmamıa olsun bu hakikat değişmez.. Sen îstediğin kadar söylen. artık bak zirva tevil götürürsc. Benim katlim senin ilk cinayetin olmadığını ben de anlıyorum artık. Abdülhamid zamanınm u muma mahus kanunlanndan muafiyetle yaçadığm bir devirde içlediğin cinayetler güme gitmiş olacak.. Fakat dikkat et bu sefer.. Şadi Filozofun başladığı sözü bitirmesine meydan bırakmadan yerinden bir metro sıçradı ve bağîTth: Vay Abdülhamid zamani benim mukarrebinden olduğumu ne biliyorsun? Bunu sana Cevher mi söyledi? Böyle efendinin boyle olur uşağı misli kabilinden o da size benziyor. Bu hususta bana hiç ağız açmadı. Ya sen neden anladın? ft İşte boş attım dolu tuttum.. Ben bir Ganinin, bir Fehim Paşanın ağına düşmüç olduğumun çoktan farkmdayım. Bu son sualinle ide işte sen kendi kendini tasdik ettin.. Bu sözlere ne lüzum görüyorsun. Aramızda verilmiş bir karar var, mühlet bitsin ne yapacaksan yap... Pekâlâ... Benim kim olduğumu biraz anlamışsın. Evet keşfin : doğru, ölümüne karar verdikleri kimseyi sağ bırakmıyan bir devrin merd adamlanndanım. Ona göre akıbetini düşün.. •** Akşam oldu. Arab tepsi içinde iki türlü yemek getirdi. Filozofa doğru acayib bir bakışla iğilerek: Bu yemekleri mutlaka ye melisin e mi? dedi. Bu mutlaka teyidinden şüphelenen Filozof sordu: Niçin mutlaka yemeliyim? Pek güzel pişmiş te ağzına lâyık.. Şimdi iştahım yok bırak oraya sonra yerım. Cevljer teosivi masa üzerine bı 33 Gülüm Kaptırma gönîünü bir derde sakln, Aciya irak ol sevince yakin! Bir kendi kendine bir bana bakln, Boş yere üzülme, yanma be gülüm!.. Bağlıylm yürekten, candan bil sana, Kendini talihsiz gösterme bana! Sevin, gül, içlenme bu derdden yana, Ferah ol adyı annva be gülüm!. Vehbi Cem. Afkun 34 Çağla Tunca!.. Çagla tunca, çağla; gönül sen olsuı, Güzel, yesil Edirne gülsün, sen olsun Gümü» ayın koynunda geçen gün olsun Bülbüllerin saklsm yasin son olsun Şimdiye kadar kâğıd için her sene harice verdiğimiz 4 milyon liranm bundan sonra gitgide azalarak bu paranin anayurdda kabnası ve Türk isçilerile Çağ'a tunca, çağla: Gönül sen olsun kâğıd imaline yariyan iptidaî madde • Güzel, yeşil Eilırne gülsün, şen olsun yi verecek Türk müstahsfllerine dağıl • Geyvede: M. Turan ması millî uyams ve millî kalkıniş ba 35 kımindan ne öğünülecek bir varistır. Şunu da hatirda tutmak gerektir ki, İ..V T ü r k o ğ l u ' io. Türldyemizde kâğıd sarfiyab diğer Ben ünlerin otağlylm; "'*"' memleketlerle ölçülürse pek azdir. Ben yiğidlik yatağıyim; •* 1>4'2 .<•• Adeta hiç denecek kadar azdır. Bir Yücelikler kaynağıyım taraftan kültiir bakimindan halkimizin Beni yerler, gökler bilir. daima yükselmeğe giden yüriiyüsü, diğer taraftan medenî seviyemizm inki • Acunlarl parlatan ben; Sevgileri kaynatan ben; Devrimleri yaşatan ben; Beni coşkun seller bilir. Nöbetçi eczaneler Bu gece nöbetçi olan eczaneler çunlardlr: Şinasi (Büyükada), Yuswf (Heybeh'), Besir Kemal (Sirkeci), H. Hüsnü (KüçttpazaT). Übeyd (Cağaloğlu). Sıtkl (Lâleli), Emilyadi (Fener). C Nuri (Aksaray), Teofiloa (Samatya), Arif (Karagümrük), A. Hamdi (Şeh remini), tbrahim Halil (Saraçhaneba sl). Merkez (Bakırköy), Nail (Be«ik ta«), Yeni Türkiye (Hasköy), Yeni Turan (Kaslmpasa), Hidayet (Gala ta), Kanzuk (Taksim), Karakin Kiirkçüyan (Pangaltı), Güneç (Taksim), Necdet Ekrem (Kurtulus), Faik lsken der (Moda), Merkez (Altlyol). RAFT Benim iılküm erginliktir Uygurluklar; bilginliktir ölüm bilmez dirimliktir Beni bütün eller bilir. Ben güneşler toyundayım; Doğuîarln boyundanım; Ben güneşler toyundamm; Onu yerler, gökler bilir. Hayrettin llhan MELEK BOLERO SiNEMASINDA hlmini zcvkle görebilmek için yerlerinizi temin ettinız mi? Fransızca sözlii Paramount filmi. Oynıyanlar: Yann akşam Bir kadın yandı Bursa (Hususi) M. Kemelpasanın Süğüdalanı köyünden 40 yaslartnda Fatma isminde fakir ve kim sesiz bir kadın ocak yanma serdiği bir yatakta uyurken yorgan ateş almıs ve yorganla birlikte kadın da yanmıştır. Gureba hastanesinde Dr. Süleyman Etem köşesi Yentbahçe Gureba hastanesi Bastabibliğinden: Olümile hepimize sonsuz acılar vecen sevgili arkadanmız hastanemiz dahilî hastalıklar sefi Dr. Süleyman Etem uzun ytllardanberi büyük emeklerle yaptığı kıymetli kütüphanesindeki bütün tıb ve ilim kitablarını, mecmualarını, gazetelerini, bir Zais mikroskopunu, pnömotraks aletini, tazyik ve yazı makinelerini çok sevdiği hastanesi» ne bağıslamış ve bunlar aziz kardesimizin babası tstanbul saylavı Halil Etem tarafından gönderil • mistir. Acısını unutamadığraıız arkadasımızın aziz hatırasını taziz için kütüpanemizde Süleyman Etem köşesini kurduk ve 944 cild ve paketten ibaret olan eserlerini mes • Iektaslarımızın istifadesine arzet • tik. JORJ RAFT KAROL LOMBARD Ayrıca: Pararaount dunya haberleri: Lindbergm çocuğunun katlı bütün muhalcetne satahatı vesaire... Çocuklar menfaatine konser 6/2/1935 tarihinde Beyoğlunda Saray sinemasmda deniz kizi Eftalya ve kemanî Sadi tarafmdan Çocuk Esirgeme Kurumu Beyazıd kolu menfaatine fahriyen bir konser verilecektir. Ta tan küçüklerimizin ihtiyaçlarina sarfe dilecek olan konsere hamiyetli halkı • mızin ragbet göstereceği şüphesizdir. Bursa vilâyetinde bu sene 37 köy mektebi yapıldı Mevlid Büyük Erkânıharbiye Nakliye Müfettişi General Hayrinin ruhu için 25 ikincikânun 935 tarihine tesadüf eden cuma günü öğle namazını müteakıb Beyoğlunda Ağacamisinde Mevlidi Nebevî kıraat ettirileceği ilân olunur. Karacabeyde Dağkadı köyünde yapilan köy mektebi Bursa (Hususî) Bu sene vilâyet d&hilindeki köylerde yeniden 37 mekteb yapılmıştır. Bu köylerde vilâyet bütçesinden mekteblerın malzemesi alınabilecek kadar para yardımı yapılmış, alttarafı köyiü tarafından ikmal edilmiş ve mektebler bu iki taraflı yardım neticesinde meydana çıkmıştır. Yapilan mekteblerın hepsi güzel ve plânlıdır. 1 İPEK SiNEMASI Görölmemiş dereeede kuvvetli bir program hazırlıyor önümüzdeki hafta Istanbul musiki san'atkârlan cemiyeti kongresi Esnaf cemiyetlerl başmurakıbliglnden: İstanbul musiki san'atkârlan cemlye ti 23/1/935 cumartesi günü saat on dörtte Beyoğlunda Bırrsa sokağındakl 40 numaralı idare merkezinde yıllık kongre sini yaparak idare heyeti seçiminl taze. liyecek ve dahilî nizamnamenta bazı maddelerinln değiştirilmesini müzaker© edecektlr. 1Malek Bira KRALI baştan nibayete kadar kahkaha tufam, harekelli, büyük komedi. Fransızca sözlü M. G. M. filmi Paramount şirketinin en güzel yıldızları, dansözleri tarafından yapılau büyük filim. Baş rollerde Z Büyük filim birden 2STUDYO Eğlenceleri JAK OAKi GiMGER ROCGERS Halkevinde konferans Halkevlnden: 24/1/1935 perşembe günti saat (17) de Evimizln merkez salonunda Üniversite Felsefe Doçenti Suud Kemaleddin tarafından Alman fllozofu (Lessing) hak kında bir konferans verilecek ve bir e . serinin kontrandüsü yapüacaktır. Bu toplantı herkese açtıktır. "^^ Pek yakında •^^•••••^•^•^••^•'^•^^^^^ t T U R K S İ n e m C l S i n d a rağbetekazanmı§e olan VEFAT Merhum Mahmud Sadıkla Bay Os • man Gencerin kayinbiraderi, merhum miralay Residin oğlu gümrük muhafa • za memurlarindan mütekaid, Bay lbrahim kısa bîr hastalığı müteakıb dün vefat etmiştir. Cenazesi bugün saat 1 1 ^ ta Taksimde Belediye hastanesinden kaldinlarak Feriköy mezarlığina gö • mülecektir. Fransız optreri, eJienceH ve gülünçlü Mr şaheser, hafif, canli ve emsalste bir operet D E D E DARiEUX Şebzadebaşı X I I D A Ikl tiyatrosunda I V İ I M I I (Sabık Millet) tems lleri, büyük cambaz heyeti işti rak l . D NAŞİD ile 16 genc kız, 18 Parisli Shop Beautiea ve Paris operasında • küçük beyaz karyolalar baio sahnesinde MlSTENGET Bu pek neşelı oppret filmini sabırsızlılka bekleviniz ALBERT PREJEAN DANIELLE A M C A BEY vodvil 3 perde. Dans yıldızı Niçenın ve 5 kişilık büyük iskeç numaralan • Düetnlar Soloiar