25 Teşrinisani 1934 = ÖZ TÜRKÇEYE DOĞRU Rusyayı gezen Fransız muharriri hapisanelerde «Mustafa» filminin birçok sahnelerine bizzat şahit olduğıınu söylüyor [Blrinci sahifeden mdbait] olduğu gibi, bir dili konuşan teklerin kurdukları toph'luk ta öteki topluluklardan ayrılır. Bundan ötürü bir topluluğun kendinin olan kurumları (12) yalnız o topluluğa bağlı olan tekler arasında döner, ve o kurumlardan çıkacak olup bitmelerde baska topluluğa bağlı olan teklere, onların yad anımlanna kapalıdır. Böyle olan uluslar yad bir ulustan aldığı dıli kendi dilinden daha üstün görerek bütün kişi varlığını onunla yaşamış, bütün kişi varlığmt o dilden gelmiş olan, o dilin ıssı '13) olan yabancı ulustan alm:ş olduğundan dolayı kendi varliklannı kavbetmişlerdi. İşte böylece onîarda da bu kök ( 1 4) kişılik duygusu olan ulusal anım kaybolmuş. her tek kendi öz varlığını yasıyacak, ve bu dirimle acunda hem kendini, hem de içinden çıktığı ulus dirimini yaşatacak iken kör bir varlık içinde bu kök kisı diriminden cigan (15) kalmış oluvordu. Uyanış Sovyet hapisanelerinin birinde iyi hareket ettikleri için ale^âde çağı gelmcedir ki ulusiar bu dalhayatta olduğu gibi yaşamalarına müsaade edilen kadınlar gınlık uykusundan uyanmışlar, bu Amerikadakî hapisanelerin ale • tadan başlıyarak on beş güne ka yabancı varlıktan sıynlmışlar, uyanış çağının verdiği bir özen ( 16) dar uzamaktadır. Böyle mahpus • lâde birer otelden farkları olma • ile kendi öz varhklarmı edintrek dığı, hatta belki d ta derecede ıni ları iki üç ay için alelâde atölyeîere ve fabrikalara da amele olaırak gbn kendi topluca dirimîerını ya^amasafirhaelerden daha rahat olduğu deriyoruz. Orada çalıştıkları müdhakkında şimdive kadar birçok yaya başlamışlardır. detler de cezala> ından indiriliyor zılar yazıldı. thtimal bu haberler Bizim «uyanışD çağımız ise Bübazı canilerin, mücrimlerin ağız • Muayyen sartlar altında mah • yük Önderin önümüze yaltırıklı lannın suyunu akıtır. Fakat sunu puların aileleri de kendilecini geîip (17) bir yol olarak açtığı bugünitiraf etmelidir ki Amerikada mevgörebiliycrlar. Ilk devrede 12 günkü «buduneli» (18) varlığımızla cut olduğu söylenen bu çeşit hapi • de bir, ikinci devrede 6 günde bir, saneler sırf hafif habahatli müc • üçüncü devrede 3 günde bir ziyar^te başlar. Bundan önceki geçmişini, rimler içindir. Yoksa ağır cezahlar müsaade ediyoruz. Tabiî bu vaziyet kendimizi henüz bilmediğimiz, a&ağı yukarı her memlekette ayni mahpusun iyi hareketlerini muha bulmadığımız, kendimizin ne olmahrumiyete katlanıyoelar. Onlara faza etmesicıe bağlıdır. duğumuzu anlıyamadığımız o yapbaşka türlü muamele ctmek te hiç şüpheSovyet Rusyada cinayet ve ka ma varlık çağma, o yok olan Osaiz insanlar arasında yeni yeni cabahatler artıyor mu, yoksa eksiliyor manhlık dirimine bir göz atarsak niler ve katiller yetiştirmek de mu? bu anımdan cigan olduğumuz bilmektir. Azaldığı muhakkak, çünkü son de (19) bizi nasıl bir yokluk icinFakat surasını kaydetmek lâzım on sene zarfında hükumet birçok hapide bulundurduğunu derin bir acısaneleri kapamak mecburiyetinde kaldnr ki ağır cezahlar için de olsa hadı. Hayat tabiî yoiuna girdikçe her lıkla görürüz. Gerçek eski Osmanpisaneler sade bir cezalandırma yelılık bilinde Türk varhğı ortadan ri değil, ayni zamanda terbiye et • kes uslanıyor. İşile giicile meşgul o!u kalkmış, tekler ulusal anımlarını yor. Ha, şunu da ilâve edeyim ki ıahme, uslandırtna yeri olmahdır. Bizpusların bu çalışmalarına mukabil aykaybetmişler, aylak bir kıhkta yade de diğer bir çok memleketlerde da 25 rubleden 70 rubleye kadar bir de bu hakikat son zamanlacda pek şarlardı. Çünkü topluluk dirimi iyi anlaşılmıştır. Meselâ Sovyet Rus ücret hesaplarına geçiriliyor. Tahsil ve bugünkü şenlikten (20) geri kalya bu hususu pek güzel temin et san'ate ehemmiyet verip uslu oturanlamış, uyanış çağına ermiş değildi. ra günde bir kilo, ötekilere 700 gram miştir. Topluca kurumların tekin anımınekmek veriyoruz. öğle yemeği iki kapGeçenlerde Sovyet Rusyaya bir da yaşaması, tekin topluluk diritır. Çorba ve sebze.. Akşam yemeği seyahat yaparak bilhassa muhtelif mine uyması için kurumların buuslular için iki, ötekiler için bir kap hapisaneleri gezmiş olan bir Fcangünkü şenlik değerini edinmiş olsız muharriri Sokolniki hapisane • tan ibarettir. Gündüz, bir iki nöbst maları gerektir. Yokaa bugünkü «ine vâkî olan ziyaretini söyle an • kendilerine çay da veriyoruz. şenlik dirimine uymıyan, uiusun Uslu oturmıyan mahpuslar. nasıl latıyor: içinde bulunduğu şenlik çağından cezalandırıyorsunuz ? «Kapıdan girdiğimîz zaman Arkadaşlanndan bir mahkfime geri kalmış olan kurumlar tekli lüks bir yerde olmadığımızı anla heyeti teşkil ediyoruz. Onlar kabahatverimi gerekli olan bağlantıyı vedım. Fakat muhakkak ki temiz bir lerine göre aile ziyaretlerinden mah • yerde idik. Orta yaşlı ve enerjili remiyecekleri için tek kendi özünrum etmekten başlıyarak yalnız baş bir yüze malik olan müdür: de budun diriminin sönmeğe, ölanna bir odada kapalı kalmalarına Biz, dedi, burada mahpusla zünde bir boşluk belirmeğe başlakadar muhtelif cezalara hükmediyor • runizın ruhî ve manevî seviyeleri dığını görür. Bugün kendini kadar, maddî seviyelerini de yük • lar. «Türk topluluğu» dirim : ne uyduKoridorda yürürken sağda bir tenis «eltmek istiyoruz. Onları faydalı ramayıp ta eski «Osmanlı toplulusalonu, öbürtarafta bir banyo yeri işlerde çalıştınyor, kendilerine ğu» ndan kurtaramamış o gen angördüm. san'at öğretiyoruz. Müdür tekrar izahat vermeğe bas layışta (21) kalmış olanlarm zaKocaman kilidini açtığı kapının vallı varhkları bunun en göze çarpan tanıkıdır. (22) Sovyet hapisanelerinde yapılan bir tetkik Camhuriyet 1 Ulusal «anım) Konyada gaırîp bir evlenme! Işi Valiye açmaktan başka çare Mılamamış! Oz türkçe fıikâyc Yalnız bir bayrak Hasan on üç yaşında bir köylü redeydi? Onun yakalanmasından çocuğidi. Onu çadıra soktular. korkuyordu. O, tekbaşma, bir böYüzbaşı gergin, gergin dolaşıyorlüğün yüreğini taşıyan küçülmüf Konya (Hu . du. Çocuğu görünce durdu. Gözbir aslandı. susî muhabiri • lerinin içine, düşünce ve korkusumizden) Resnu yerleştirir gibi baktı. Sonra, sert, İki ay sonra; yüzV^şının çadınmini gördüğü sert: na, eskipüskü yatak çarşafına sanüz yağız çeh Siperlerin ilerisinde ufak bir reli delikanlı, rınmış bir kadın girdi. Kadının Yarma nahiye tepe var, oraya yerleşeceksin. Biz dudaklan kımıldadıkça bölük hesinin Ismilli kogeri çekilirsek sen orada kal, bommen yol veriyordu' yünden 328 dobaları yavaş yavaş kullan. Ben Hasanın annesiyim. ğumlu Abdullah Küçüğün gözleri. demirden bir Ben Hasanın annesiyim. oğlu Osmandır. kılıf içinde kıpırdamadan îrakıyor Ulan çekil, görmüyor muArkada bırak» du. O da, sert, serc peki, dedi ve sun, küçük bombacmın annesi!.. tığı senelen bı. Yüzbaşı ayakta onu dinliyordu. hızda önüne geAbdullah oğlu Osman çıktı. Yüzbaşı yatışmıstı En son ya Kadının sözünü bitirtmeden çok tirerek onu okşaya okşaya tekrarsevdiği Hasan için buyruklar verilamak, baba olmak sevdasına düpılacak işleri de tasarlayıp buyruyor: şen Osman evlenmemiş, bunun için ğunu verdikten sorra; kuru yataçareler ararken «ne olursa olsun» ğına .uzandı. Alaydan uzakta, tek Çabuk olun, Hasan. Başçavuj diyip Konya valisi Cemal Beye der başına kalan bölüğile uçsuz, buköyünde yatıyormuş Dort kişi bir dini anlatmağa karar vermiş. caksız yurdu yalnız o 'oekliyormuş sedye alm, oğlanın yarası belki aHükumet konağmın geniş korigibi ürperdi. Cok yorgundu. Gözğırdır. Bölük çavuşuna söyleyin. dorlarını «acaba» lı adımlarla öl leri kapandı. Yüzbaşı uyumuştu. kumanya versin. Hasana, alayın çen Osman vilâyet odacılarından *** gönderdiği taze yoğurttan da eöMuharrem Ağaya: türün.. Haydi 1 Arkadan ben de geTan yeri ağırmadan demir sesVali beyefendi burada mı?.. liyorum. lerı uyandı; mekanizmalar deneDerken ben de tesadüfen yanınKadın ellerini kaldırdı. Kı manniyor, ağırlıklara yer ayrılıyor. atdan geçmiş bulundum. Muharrem, ya getireni durdurdu Yüzbasım odacı saltanatı süren ukalâ ve mcy lar yediriliyordu. ileri karakolların dedi: menetsiz kapıcılardan değildir. Va ateşi başlamıştı. Yanşın büyüyorli muavini veya mektupçuyu an Ben daha sözümü tüketrr.edu; biraz sonra, bütün bölük kızyanlara bile işleri bir an evvel gö • dırılmış külçelere dönmüştü. Sırtdim, senden Hasamm tek bir i«teği rülsün dlye makamın kapısım işa lar; yere yapışan. kalkıp yürüyen, var. ret eder ve: Söyle kadınım, söyle. gezgin ve tümsek siperlere benzi Gir, gir korkma... Içerdeki yordu. Bu ileri, geri koşan tüm Seni istiyo. eski valilerden değildir. seklerden, arasıra, bir ikisi yuvar Başka? Diye rehberlikte bulunur. Os lanıyor, bir kan sızımı, çukuru dol Yüzbaşım, yanına bir baymana da: duruyordu. Yüzbaşı, atile, çelik rak alsın da gelsin.. Yeni geldi. tşin varsa başı kazemberek gibiydi. îlerideki ufak Çok yaşasm Hasan, gene çaIabahklaşmadan haydi... tepede, küçük bir karaltı kımıldıdır mı kuracak.. O biraz otursun, Dedi. Osman göğsünü ilikledi. dinlensin, yarası iy1* olsun. Ondan Şapkasım çıkardı. Bir gayret gös • yor, arkasmdan bir gürültü, sonra toprak yığınları fırlıyordu: Hasan, iş istemiyeceğiz artık.. terdi. Fakat adımlarını geri çekc • bomba atıyordu. Telefon çalıyor, Hasanın anacığı ayakta tükenrek birdenbüre fikeinden vaz geçti. Sonradan tahmin ediyorum: Bu ge bombanın açtığı ölüm çukurunu miş gönlile dayanamadı; ağlıya, rilemenin sebebi benmişim. Benim yüzbaşıya anlatıyordu. ağlıya dedi ki: girdiğimi görünce çıkmaklığımı bek Yüzbaşım Hasan yaşamıyor Boğuşma, akşama kadar sürdü. lemiş. Ben çıktım, o girdi ve meseki çadır kursun. Hasan bayrağı, Bölük seyrekleşmişti. Hiç kimse, le anlaşıldı. kendisini saralım diye istedi. Bilyaralanana, ölene acımıyordu. GeHerhangî bir is sahibile kacsı • miyor musun sen yüzbaşım, Haride yaşıyanların kaygusu, can laştığını sanan vali bey sormuş: san demincek öldü... Ah Hasanım acısı burada bilinmij'en ve konu Efendim. . öldü.. Hasanım öldü şulmıyan yabancı bir dile benziCevap yok.. Tekrarlanan «efenM. Vahit Yusufoğla yordu. dim» ler cevapsız kalınca: Gece yıldızlıydı, çukur yollarda Ne istiyorsunuz oğlum, ayaklar siliniyor, gölgeler boşlukDemiş. Osmanda ter bucam bu • \Birlncl sahifeden mdbait] ta dolaşıyor gibiydı Yıldızlar; parram... Nihayet: muhacîr mahallelerini basmıs ve çok lak birer yazı yazıyorlar, belirsiz hasarlara sebebiyet vermisti. Gün geç» Ben evleneceğim. Sen valisin. bir dudak gibi iğilip j'urtla konuBenî evlendir... şuyorlardı. O kadar yakın, o ka tikçe maddî zararlar ve insan zayiab hnm feci neticeleri anlasılmaktadnr. BuDiyebilrniş. Elinden iş gelen, böy dar sıcak anlatıyorlardı ki... Onlagüne kadar boğulnu» 7 ceset bulunmuş*' le bir müracaata ne cevap vere rın ışıktan sevinçlerlne ve göz kırtur. Daha başka cesetlerin bulunacağı bilir: pışlarına bakarsanız yurt kurtulatahmin olunuyor. Boğulanlar arasın • Kimi alacaksın oğlum... caktı. da iki de memur vardır. Derken tebessümlerini de gizleAtina ve Pire civannın maddî zaraBölük yavaş, yavaş ağırlıklarım memiş. rt da çok fazladır. Attiki vilâyetinin topladı. Yaralıların sargılarını yepek çok köylerinde hayli hasarat var Müracaat tuhaf telâkki edilmese nilediler. Ölenlerin taze toprakladır. bile hayreti değer! Osmanın beğenrını, son bir armağan gibi, suladıdiği, gözüne kestirdiği kızcağız da Dün toplanan Nazırlar Meclisi, su> lar. Uuyuyan gecenin içinde, sesbelli değil... Bütün bütün müşkül lann şehirlere hücum etmemesi çaresinij sizce geri çekildiler. İlerideki tepe vaziyette kalan vali: bulmak ve fennî inşaat yapılmak üzere gittikçe küçülüyordu Yanık ve yı50 milyon tahsisat verilmesine karar E.. Ne yapayım oğlum de • kık köylerin yanmdan geçen pativormistir. Sellerden müteessir o'anlar»^ miş... Birisini bul da istiyelim... kalardan, teker, teker, süzülerek da aynca yardun edilecektir. Hüku ; Osman bulamadığını, bulamıya uzaklaştılar. Tepe, Hasanla birlikmet ve birçok teşkilât yersiz kalanlara İşte bugün bize aydınlık bir yol cağını anlatmış ve tekrarlamış: te karanlık ve tümsek bir yığın yemek ve saire tedarik etmis'erdir. açan dil değişimi (23) Osmanlılı Bir münasifcini de siz bulun olarak gözlerde ufalmcıya kadar Pazar günü bunlar için iane de topla ğın bizi içinde uyuşturduğu ve beyim.. yaşadı. Sonra; yıldızlı gökün alnacakbr. • ** bugün bile uyuşturmak istediği tında bölükten uzak, tekbaşma aBulgaristanda ve Karadenizde* dalgınhk uykusundan uyandırmışyakta ve uyanık kald» Siz vali olsaydınız ne yapardı • Birkaç gündenber esen siddetli fır »j tır. Osmanlılığın y£.bancı varlığınnız?.. Bu kadannı fazla bulurdu tma yüzündcn Avrupa ekspresi dünl dan, hele Osmanlılığın üst bölümü nuz değil mi?.. Cemal Bey öyle olan Arabın o kötü, o geri dilinAlayda Hasanın bombalarlni an sekiz buçuk saat teahhurla Sirkecij yapmamış. Daire müdürü Zarif gehnistir. latıyorlardı : den, Araolığın o koyu karanlığmbecerikli bir çocuktur. Onu çağntYolculardan aldığınuz malumata dan bizi kurtarmış, kendi öz varlımış ve emretmiş: Ne dersin, yüze yakın ölü zaran, fırtına bilhassa Bulgaristanda ğımıza, Türklüğün aydınlık varlığıverdirmiş. Zarif bu delikanlı beni ev kadar iddetli ohnuştur ki tren boyut na kavuşturmuştur. Bu değişim Hasanın attı^ı bombalar mı, lendirin, diyor. Fakat alacağı kız da da ne telgraf direği, ne de ağaç kalmailedir ki biz artık aulusal anım» ıbunu yapan? belli değil... Sen birini bul, bucıu mışbr. Nadir görülen şimal rüz mıza kavuşmuş, kendi yüce varlıbaş göz edelim... gânnm siddeti yüzünden trenler yolla Hasan da yaralanmış ha.. rma devam edememîşlerdir. ğımızı bulmağa götürecek yola Son bombayı da yaralı kolu Artık Konya tencere Zarif kepyönelmiş (24) oluyoruz Ekspresten evvel gelen bir marar çedir. Durmadı, dinlenmedi bir kız ile attıktan sonra kaçmış, nereye diz treni Uzunköprüden Alpulluya ge HALİL NlMETULLAH. buldu. Allah Allah.. Osman görmegittiğini bilen yok. Sovyet ıslahhanelerinde açık havada yemek yiyen çocuklar linceye kadar tam dört ton kömür yal (1) Şuur, mıllı şuur, (2) fert,«(3) dünja, den de evlenmiyor. Nihayet kızı da O günkü boğuşmanın üzerinmış ve ancak bu suretle yoiuna deva gördü. Fakat beğenmedi ve bu araladı: (4) müddet, (5) mana, (6) kudret, (7) arasradan bir mürettiphane gccünden bir ay geçmişti. Arkadan geedebihnek için lâzım gelen harareti da arayarak bulduğu keçeci Meh Herhalde «Hayat yolu Musta • mahrum, (8) hususî, (9) mukaddes, (10) dü. Mahpuslar, burada hapisanenin len yardımla ileri atılan Türkler; min edebtlmiştir. fa» ismindeki Sovyet filmini gördü • ronesans, (11) amil, (12) muessese, (13) met Ağanın kızı Miyase Hanımı isgazetesini bizzat dizip hazırlıyor gene o yanık köylerin önüne varBoranm bilhassa Bulgaristanda mü nüz. Orada sokaklardan toplanmış, sahip, (14) asıl, (15) mahrum, (16) dık. tedi. Artık olan olmuştu. Başlanan lardi. dılar. Topraklar boşalmıştı. Köyhim hasarat yaphğı, fakat Türk hudv serseri çocuklann kuvvetli bir gencin kat, (17) nurlu, (18) cumhuriyet, (19) hayırlı işi bitirmek icap ediyordu. Yukan çıktık. Yatakhaneleri, ler, boynu bükük bir öküz gibi dunda havanm nisbetfn sakin olduğl Ve aetık iş Vali Beyin refikası Nuvakit, <20) medeniyet, (21) zihniyet, (22» atölyeleri, yemek ve teneffüs salon idaresinde nasıl faydalı işlerde çalıştıiçin, için yanıyor. Şurada, burada yolculann ifadTelerinden anlaşılmakta rümalarına muvaffakiyrt hasıl oldu • riye Hanımefendiye geçmişti. şahit, (23) inkılâp, (24) teveccuh etmiş. lannı gezdik. Kapılar kilitli olmakdır. ğuna sahit oldunuz. İşte bütiin hapi la beraber mahpuslar bu salonlarm Kapüarının önünd» duran otomo • dumanlar yükseliyordu. Ormanlar, Dün Zonguldaktan g'elen Karadenir saneîermizde bu usul takip ediliyor. ya da uğradım. yakılmış, tek bir ağaç bırakılmaiçinde tamamile serbesttiler. bilden Vali Beyin hanımının indi vapunı da 120 millik bu mesafeyi tam Evet, Harkoftaki «Kimsesiz çocukMüessesenin idare kısmında genç Peki, dedim, azılı mahpui • mıştı. Uçan kuş, konacak bir dal ğini gören keçeci Mehmet Ağanın 28 saatte ve büyük müşkülâtla katedelar müesses<~6İ» nde o filmin aktörle bir kadın resim yapıyordu. Bu düşları da burada bu sekilde muhaf aza bulamazdı. Arasıra, kendinden ailesi de bütün mahalleli gibi şa bilmiştir. rinden pekçoğu kâlâ okuyor ve çah kün kadın orada iyi hareket etttği edebiliyor musunuz? şırmıştı. Nuriye Hanmıefendi görü geçmiş, yara, bere içinde yaşlı bir sıyorlar. Bunlar o müessesede tama • Karadnizde fırtına için müessesenin ressamı tayin e Ruhî hastalığa tutulmuş ol • köylüyü, duvarlann altından çıkacülüğü ve dünürlüğü iyi yaptı. mile serbest ve rahat bir hayat geçlri İnebolu 24 (A.A.) Dün akdilmiş, biraz sonra çocuklardan mıyanlardan maadası arasında aMiyase Hanım için söz aldı. rıp getiriyorlar, izbe dağ yollarına yorlar. Dün Moskovayı ve Rus step mürekkep mızıka takımının çal şamdanberi yağmur devam et zıli mahpus pek az çıkıyor.. Ruhî saklanmış, yan ölü. aç çocuklar mektedir. Geceyarısı başlıyan f» lerini dehşete salan bu kürükîerin oraAradan geçen hafta hazırlığa dığı güzel havaları dinledim. Or hastalığı olanları tabiî deliler h»sda birer efendi gibi hareket ettiklerlne kestra sefi henüz on altı yasıcıda bir mahsustur. Resmî işler müddeti için buluyorlardı. tınadan Cumhuriyet ve Gülcema tanesine, hiçbiır marazî sebep olmaşahit olmak insana doğrusu büyük bir de bitti ve bu düğünün masrafı da yavrucaktı. Gelecek sene müesse Yüzbaşı o, akşamdanberi Hasavapurları limana uğramadan geçdan azgınlık göterenleri de müebmemnuniyet veriyor. Çalışmalarına Vali Bey tarafmdan temin olundu. seden çıkacak, hava mektebine gibet cezalılara mahsus olan yere nı düşünüyordu. Yara, ya"rah ne tileır. mukabil aldıkları para da o müesse recekroiş.. gönderîyoruz. Şimdi şen bir yuvada mes'ut bir senin masraflarını temin ediyor. Maa Peki, dedim, mademki musikiye Mahpuslar ınızın meşguliyet Osman ve bu tavassuttan çok memmafih, bu çrşit miiesseseler sade Haristidadı fazla.. Nicin onu o güzel san'azamanı günde kaç saattfr? nun bir Miyase var. Osmanı gö>'üp Dısandaki fabrikalarda tat • kofta değil, bugün Rusyanın her tara ti ileriletmeğe sevketmiyorsunuz ? hanımla kendisinin fotoğrafını is fında vardır. Müesseseierin başmda biMüdür cevap verdi: bik olunan çalısma zamanı kadar.. tedim. Dik dik yüzüme bakarak: rer müdürden maada birer de ders Sovyet Rusyanın güzel san'atlerYani günde sekiz saat çalısıyorlar, Kırk gün geçmeden ben karı bakanları mevcut.. Ayrıca çocukladen fazla mühendis gibi bilginlere ve öğleyin bir saat istirahat ediyor • fbtografı çektirenlorden değilim. IsBugüne kadar Ingiltere ve Am*rikadan ithal edilen ( Kuva Keroç ) rın kendi içlecinden seçtikleri bir de amelî islerle uğraşan insanlara ihti lar. Geceleri de ders okuyorlaır. Bütersen benimkini çektîr. yani ( Ezme İane yulafı ) bu kere memleketiminn en olgun yuiaidare meclisi var.. 9 ile 14 yas arayacı var.. tün Sovyetler memleketinde olduğu sıcıdaki çocuklar bir taraftan ilk fından imale muvaffak olan Dedi... Miyase Hanımın fotoğrafı İşte asri Rusyanın ülküsünü en bü gibi bes gün çalısıp, altıncı günü tahsllerini yaparken öbürtaraftan için kırk gün bekliyecek kadar sabyük diplomatlan kadar kavramış bir tatil yapıyocrlar. Tahsil ve san'atle redecek gazetecilerden değild'tn. hapisane müdürii!. öyle olmasaydı, fazla alâkadar olan, iyi ha>~eket e da an'at öğreniyorlı.r. Alâminütün opjektifi karsısında Osböyle idaresi büyük bir feragat ve kudden mhpuslara da tam serbestlik • 'Müdür, Harkof ıslahhanesî hakBa yeni hizmetı de şeref dayatak Biuhterem halka aıze<iec> rete ihtiyaç gösteren müessesenia ba • manı geçirdiak lerini kullanabilecekleri istirahat kır.da merakımı uyandv mıstu &ına getirilir miydi?» M. Aysel günleri yeriyocuz. Bunlar bir haf • Seyahatune nihayet vermeden or*. Yunanistanda seylâp Yeni bir muvaffakiyeti ÇAPA MARKA Çapa Marka Pirinç Unu Fabrikasımn ) j