!İ4 Teşrinisani 1934: YAK1N TARİHTEN SAHIFELER Cumhuriyet Sason hâdisesi kapanmadan İstanbulda da Ermeni vakaları patlak vermîşti l*ükumet ıslahat teminatile taşkınl'ğk yatıştırrıak isterken Patrik İ7mirliyan ortahğı karıştırıyordu Sasonda yapılacak tahkikat ve ıslahat hakkıcıda sefirle<le müza kereler devam ederksn istanbulda kanlı bir Ermeni nümayisi vuku buldu. Ermenilerin gafil, cahil ve ayak takımı denilen güruhundan bir kütle komitacıların tabrikâtile ve ıslahat istemek bahanesile pat • riği de alıp Babıâli öni'nde arbe del! nümayiş yapmak istediler. Patriği kandıramayıcıca Kvmkapıdan önlerine adi bir papaz düşi'rüp Babıâli yolunu tuttular. tki bin kadar tahmin olunan bu nümayişçiler Divanyolur.da ilerle melerine ^mâni olan bir jandarma süvaıri koluna çatarak müfreze kumandanını tabamca kurşunile öl dürdüler. Efi attan on besini yara ladılar. Kendilerinden altmıs ka • dar yaralı veıdikten son<*a dağıl dılar. ; Ayni gün başka b>* Ermeni güruhu da müslümanlara ve bazı polis tnerkezlerine bomba ve tabanca ile taarruzda bulundular. Müslü man ve Ermeni cemaatlerinîn cahil tabakları arasında ve sapa mahal lelerde üç gün kanlı müsademeler vuku buldu. Beş yüzdea ziyade yaralı ve yüzden ziyade maktul oldu. Birçok Ermeniler korkularından dükkânlarını kapadılar. Çoluk ço cuk dahil tahminen iki bin kadarı Kumkapı patrikhanesine, Galata ve Beyoğlu kiliselerine < kapandılar. Bunlardan patrikheneye sığınan beş yüz elli kişinin yüz otuz altısı müsellâh komitacıydı. Hükumet şiddetli tedbirlere te vessül edecek miisademelerin önü • nü almış ve inzibatı temin etmiş • ken kiliselere ve bilhassa patrik haneye kapananlar hükumetle se faretler tarafmdan verilen teminata rağmen çıkmak istemiyorlaı dı. Patrik Izmirliyan patrikhaneye ve kiliselere kapananları temine çalışacağına bilâkis muslümanların bütün Ermenileci öldüreceklerine dair şayialar çıkarıyor, ırkdaşlarının he yecamnı arttıran komitacılarla be" raber elçflere ve bilhassa. Ingiltere sefirine müracaatle imdat istiyordu. Komitacıların gaıazi sefirleri vesveselendiamek ve Avrupa hal • kmı heyecana vecip devletlerin tafaakkümü altında Anadoluda ısla hat ile muhtariyete ve birçok imtiyazata nail olmaktı. Vakıâ sefirler telâşlandılar. Bazı duvarlara Müslümanlarla Ermeni • leci yekdiğeri aleyhine tahrik edecek tnealde yaftalar yapıştırılmış • tı. Derhal sefaretler maiyetindeki vapurlar Topane öniine getirildi. Abdülhamit hariciye müsteşarı Artin Pasa ile Ermeni ricalinden daha bazılarını patriğe yolladı, nasihatler ettirdi. Islahatın tamamile yapılacağma dair teminat verdi. Fakat bu nasihatlerin tesVi olmadı. Ondan sonra beni çağırdı. Dinime, namusuma yemin ettirerek Ermeni meselesini ve hassaten Ermeniler hakkında ne düşündüğümü doğruca söylemekliğimi istedi. Gücenmiyeceğini de temin etti. Ben de kendisine şu cevabı ver miştim: «Hakikat şudur ki idarî ve adlî ıslahatı vakit geçirmiyerek mükemmelen yapmaklığımız yalnız Avrupa devletlerini susturmak için değil, Ermeni olsun Müslüman ol*un umum Anadolu halkunın haycı ve devletinizin selâmeti için kat'iyyen elzemdir. Kanaatime göre ötede beride kesilen kırılan E menilerin pek çoğu kabahatsizler, günahsızlardır. Ama içlerinde asılması, öldürülmesi icap eden komitacılac, caniler, hainler de vardır. Yalnız işte aisbeten az olan bu mel'unlar araştırılıp, tutulup en ağn* cezalara çarptırılmahdırlar. Fakat onlara uyrnıyanlar sıyanet edilmeli, vika • ye edilmeli, hiçbirinin kılına hata gelmemelidir. Müslüman olsun, hıristiyan olsun size tâbi olan mil • letleri efradı arasında mağdurların, mazlumların hakları yerine get» ileceğini ve kendi halinde yaşıyan Ermenilerin her türlü taanruzdan masun olacağını kat'iyyen temın buyurmalısınız» dedim. Abdülhamit sözlerimi iyi telâkki etti Ve «AHah senden razı olsun, ftözlerin hep doğru ve sadıkane. Eksik olma» dedikten sonra patrikhaneye gidip İzmirliyanı tatmine çalışmaklığımı ve Artin Paşa va sıtasile ettiği vaitleri teyiden tek • rarla beraber komitacıların tahri • kâtının önünü almasını kendisine tavsiye etmekliğimi, aksi takdirde vukua gelecek karısıklıkların sonu iyi olmıyacağını, vaitlerini yaminle ve bir kıt'a fermanla patarikhane • ye resmen ve şasaa ile tebliğ ey • liyeceğini ilâveten söylemekliğimi tenbih etti. Pab ikhaneye gittim. İzmirliyan beni hürmetkârane kabul etti. O • Şehitlikleri İmar Cemiyeti ve mesaisi Cemiyet çalışma dairesini genişletti Evvelki gün senelik kongresîni yapan «Şehitlikleri imar cemiyeti» nizamnamesini tadil ederek cemi yetieı teskilât şeklini değiştrmis ve faaliyetinin bundan sonrası için bazı esaslı kararlar vermUtir. Dün bu hususta kendisile görüstüğümüz, cemiyet'n senelerdenberi ycrulmak bilmez bir sekilde calı • san ikinci reisi Nemlizade Mithat Bey şu izahatı vermi«t'r: « Şehitlikleri ima<r cemiyeti nin şimdiye kadar bir hususiyeti vardı. Cemiyet heyeti umumiyesi nin ekseriyetini Ticar et Odasından, Tayyare Cemiyetinden, Evkaftan, gelen murahhaslar, müftü efendi, Belediye mezarlıklar müdürü ve saire gibi tabiî aza teşkil ediyordu. Tabiî heyeti met keziye ile idare heyeti de bu sekilde oluyordu. Simdi nizamnamede yaptığımız tadi lâtla bir l!ra verenler cemiyete aza olacak ve intihap etmek ve edilmek hakkına sahip bulunacaktır. Yani tabiî azalığı kaldırdık. Şimdiye kadar cemiyet diğer şehi> lerimizde şube açmamıstı. Bundan sonra mühim vilâyetlerde suveler açarak cemiyetin genişle mesine çalısacağız. Cemiyetin çalışma sahasının Istambula münhasır kalması ka<deşinin, babasının ve muhakkak bir akrabasının yattığı yerin düzelmesini istiyen milyonlaı ca vatandaşı; bu işe vasıta olabilecek olan cemiyete yardımdan uzak bulunduruyordu. Diğer tacaftan şimdiye kadar bir hayli himtnetle düzeltilen, fa • kat daha birçok noksanlan bulu • nan Edimekapı şehitliği tamamile tanzim edilecek, şehitler için bu mezarlıkta tanzim olunan müsta • tillerden 5060 tane daha yapılacak, şimdiye kadar susuzluktan tam bakılamıyan mezarlık ağaçlandı • rılacaktır. Çanakkalede kahraman ordunun yüksek tnüdafaasını lâyıkile tem • sil edebilecek bir abide yapılma • sı da başlıca emelimizdir. Fakat bu abideyi icap eden mükemmeliyet ve büyüklükte yapmak imkânını buluncıya kadar sabırlı olmağı daha muvafık görüyoruz.» «ir ,' Dünifanın meşhur çocukları Lik maçları Bu hafta da mühim müsabakalar yapılacak İstanbul Futbol heyetınden: 16 11/934 cuma gunu yapılacak maçlar: 1 Taksım stadında Saha komiscri Necmi Bey. Galataaaray Suleymamye genç ta . kımları saat 10 hakem Kadrl Bey Galatasaray . Süleymanıye B takımları saat 11,15 hakem Ismall Rılkı Bey Topkapı Ka^ımpaşa 1 inci takımları saat 13 hakem Suphi Bey Galatasaray . Suleymamye 1 incı takımları saat 14 45 hakem Basri Bey. Yan hakemleri Bahattin ve Ekrem. Beyler 2 Beşiktaş (Şeref) stadında. Saha komiserı Kemal Bey. Beşiktaş Beykoz B takımları saat 11 hakem Ahmet ey Eyup Anadolu 1 ınci takımları saat 12 45 hakem Şazl Bey Beşiktaş . Beykoz 1 incl takımları saat 14 30 hakem Sadi Bey Yan hakemleri Nıhat ve Ibrahim Beyler 3 Fenerbahçe stadında Saha komissrl Nuzhet Bey 1 A Buyük sahada Fenerbahçe Vefa B takımları saat 10 hakem Nuri Bey Altınordu . Hılâl 1 inci takımları saat 11,45 hakem Salm Turgut Bey. Fenerbahçe Vefa 1 incl takımları saat 15 hakem Kemal Halim Bey B Küçük sahada* Fenerbahçe Vefa genç takımları saat 12 hakem Zarif Bey. Biri 16, diğeri 12 yaşmda iki musiki dehası... Tanınmış çocuklar arasında sinema artistlerinden başka Romanya ve Mısır veliahtleri de vardır Ğfüfsit Patrik tzmirliyan dasında sivri sakallı, sivri akıllı bir sürü genç ve guya istiklâlci Erme niler de vardı. Patriğe Padişahın emielerini tebliğ ettikten sonra dedim ki: «Padisahın hakkınızdaki hüsnü niyetin • den istifade ediniz. Ecnebilerin vaitlerine bağlanmayınız. Onlar sizi • kendi işleri yoluna girince • yarı yolda kendi başınıza, kendi hali • nize bırakular, unuturlar, feda ederler [ 1 ] , lmkânsız hulyalar ar kasında beyhude dolaşmayınız. birçok günahsız Ermenilerin kabahatli olan Ermenilere ve gürül • tüye karısıp eziltnelerine, kırılma • larına sebebiyet vermeyiniz. Komitaların asiliği, cebbarlığı bırakmaları ve actık dlnamitle ta • banca ile oynamamları ve ırkdaş • larını tahıikten vaz geçmeleri lâ • zımdır. Komitacılar söz dinlemeyip muhalefette asilikte ısrar ederlerse ve Padisahın yapacağı ıslahatı reddedecek olurlarsa şımarıklıklarını gören devletler aferin demezler. Eı meniler bize yabancı değillerdir. Memleketimizin çalışkaa, hü • neVîi, san^atkâr ve müstahsil de ğerli bîr unsurudurlar. tktısadiyatımızda mühim rotleci vardır. Bi • naenaleyrı emniyet içinde refahla yaşayıp umum »ervetimizin artmasına çalıştnalarmı arzu ederiz.» İzmirliyan sözümü kesmiyerek, hatta arasıra tasdikini ima ile ka fasını sallıyarak dinledi. Bana ce • vap vermek için iki gün müsaade istedi. îki gün sonra tekrar patrikha • neye gittim. Bu defa tzrairliyanın çehresi daha gatnlıydı. Sivri sakallı, sivri akıllılar gene hazırdılar. Patrik meyusane söze basladı: « Türkçe kitabî lâf bilmem. Ince lâf beceremem. Biraz erme nice lâf edeyim. Bu efendi size anIatsın» diyerek oturanlaırdan birini tercüman olarak bana takdim etti ve dedi ki: «Ermeniler birçok senelerdenberi türlü haksızlıklara ve zulütnlere, kürtlerin belâsına uğrayıp ezilmislerdbr. Hükumet tarafmdan hakikî sahabet görememislerdir. Patrikhanenin ve Ermeni ahalinin sikâyetlerine ehemmiyet verilmiyor; vadedilen ıslahat yapıl madı; halimiz gittikçe beter oldu; Ermenilerin Müslümanlar aleyhine davaları olunca bakılmıyor; hak • ları yerine getirilmiycr; Ermenilerin canlacına, mallarına taarruz edea Müslümanlar birçok yerlerde çok defa cezasız bırakılıyor; Ermeniler ise bilâkis ufak bir sebep ve bahane ile cezalandrılıyor. Bizler Sasonda ve bu defa tstanbulda vuku bulan kıtallerin dehşetinden ürküp tekerrüründen korktuğumuzdan ve hükumet memurlarının kabahatsizleri muhafazadan âciz olduklarım gcrdüğümüzden devlet lerin sahabetine sığmarak ıslahatı ve nefislerimizin selâmet ve emniyetini onlardan bekliyc uz. Biliniz ki artık ben birsey yapamam!» Kendisine su cevabı verdim: «Şikâyetlerinizin bir takımı doğru ve haklıdır. Fakat bir takımı miiba • lâğalıdır. Komitacıların tahrikâtı, taarruzları devam ettikçe, memlekette sükunet hasıl olmadıkça ıs • lahatın yapılması mümkün değil • dir. Umidiniz gibi devletler isinizi filen ele almak istesele. bile yapacakları, yaptıracakları seylere, aralannda uzun uzadı müzakereler icca ettikten sonra ancak karar verebilirler. Bu da öyle üç bes günlük is değildir. Vakte muhtaçtır. Bu umidiniz esasen vahidir, bostur. Beyhude vakit geçiırmeyiniz. Memlekette sükunetin teessüsüne yar (1) Cıhan Harbınln sonunda oyle ol madı nu'. Ermenileri en ziyade sahabet eden Loıt Corç bıle «Kılıkyada Ermeni yok gibıymış. Ahalısı Turkmuş» deme dı mı? . Voleybpl maçları Voleybol ve Basketbol heyetinden1 16 11/934 cuma gunu Galatasaray lokalınde yapılacak lik maçları: Saha âmıri Ekrem Bey. Feneryılmaz Topkapı saat 17 hakem Feridun Bey. Istanbulspor . G'alatasaray saat 17,30 hakem Talât Bey. Vaktinden 10 dakika geç kalan takım. lar hukmen mağlup addolunurlar Türkiye güreş birinciliği Bursa 13 (Telefonla) Türkiye güreş biı inciliği kânunuevvelin ilk haftasında burada yapılacaktır. Ingiltere İtalya futbol maçı tngiltere • ttalya millî takımları bugün Londrada karşılaşaklardır. Dügilnde bir facıa Bana (Hususî) Bursanın Fodra köyunde bir düğün yapüırken çıkan kavgada 17 yasında Şükrü isminde biri tabancasile arkadaş'.anna ateş et • meğe başlamış, kursunlardan biri bu sırada düğüne misafir gelen 10 yaşında Bursah Celâlettin isminde bir çocuğa rastlıyarak zavalhvı öldürmüs ve ayni kurşun ayni köyden 40 yaşmda Necibe Hanıma isabct ederek bu hanımı da yaralarruştır. Katil derhal jandarmaca yakalanarak pdliyeye getirilmistir. Ankara Sanayi sergisi [Bınncı sahifeden mabait} ne sarfolunduğu, her tarafta ayrı ayrı görüldü. Günlerdenberi yap tığımız tetkiklere nibayet verirken, bu yılın sergisine son bir defa daha göz gezdirelim: tşte, günün hemen her saatinde ziyaretçilerle dolu olan, orman çiftliği standları. Sergi kapısından girenler, bu • gün de sağdaki kısa merdivenden çıkmayi ihrnal ettnediler. Bu geniş saha, çiftliğin yetiştirme işleri (koyunculuk, inekçilik, tavukçuluk, atçılık) dericilik işleri, ekim alet • leri falbrikasımn işleri, şarapçılık, biracıhk kısımlarına ayrılmıştır. En modern usullerle çıkarılmış, en saf, en temiz, en taze çiftlik mahsullerini, hemen her ziyaretçi tadıp beğendi. Orman çiftliği paviyonunun çeşitli güzel eserlerinin üstünde par • hyan bir hususiyeti, bir Türk köyü bVneği oluşu, bu cVneğin köye varılacak kısa yolları gösterişidir. Müessis ve hissedarlan Sümer Bankla Türkiye İş Bankası olan Keçiborlu kükürtlü Türk anonim şirketi standı önünde bir daha duralım. tş Bankası paviyonunun di • ğer zarif ve ahenkli standlarına »ej olan bu çok güzel köşe, iki de • ğerli millî müessesemizin elbirli ğile başa<*acağı işlerden birini izah etmektedir. Gününde bir havadis vermiş olmak için, standın yazıla rını aynen kaydedelim: «.Keçiborlu kükürtlü madenleri 12 mart 1934 te çalısmağa başla rnıştır. Kurulan fabrika ba aytn sortunda işliyecektir. Senede 10 bin ton kükiirt istihsal edUecektir. Burada Z00 memur ve amele çalışa caktır. Fabrika ilk »enelerde memleket dahiline 250 bin, harice 300 bin liralık satıs yapacaktır. Keçi borlu kükürdü, bağcılık için ince mükemmel, en makbul, en ince cinsinden tamamile saf olacaktır. Kükürt memleketimizde en ziyade bağlarda kullamlmakta ite de, dıs memleketlerde hamtzt kibrit ve »ülfit sanayiinde kullanıldığından derhal ihracat yapılabilecektir.» 1934 Ankara sanayi sergisinin diğer tarafları da yarın öbür gün yerli yerlecine göç edip dağılacaktır. Bu güzel sergi evini, öcıümüzdeki yıllarda daha çeşitli ve daha olgun olarak bezemesi beklenen millî san'at eserleri geniş bir rağbet ve takdirle karsılanmışlardı, gene öyle uğutrlanacaklardır. MEKKt SAİT :aman zaman gazetelerde, mecmualarda dünyanın en meçhur kadın ve erkelkerinin isimlerini okumuş, resimlerini görmüştür. Biz şimdi bir kere de dünyanın en meşhur çocuklarının isimlerini yazıp onları küçük okuyuculanmıza ta nitmak istedik. Bu çocuklardan bazıları kendi kazandıkları muvaffa kiyetlerden dolayı, bazılan da ailelerinin içtimaî ve siyasî mevkilerinden dolayı tanınmışlardır. Hiç künse bu hususta tam bir hüküm vere mezse de şimdiki halde dünyada en meshur ve dikkate değer şu altı çocuğun ismi geçmektedir. Bunlardan birincisi Yahudi Menuhin isminde 16 yaşında bir ke mancidır ki bu çocuk diioyanın he • roen hemen bütü büyük 'şehirlerinde verdiği konserlerle fevkalâde mu • vaffakiyet kazanmıştır. Daha iki yaşında iken gece gündüz bir keman sshibi olmak için ağlamış, nihayet eline verilen kemanı hiç falsosuz derhal çalmağa başlamr, 8 yaşmda iken Bethovenin Konserto ismindeki parçasını o kadar büyük bir meha retle çalmıştır ki musikide bir dâhi olduğunu herkes teslim etmiştri. Şimdi dünyanın her büyük şeh • rinde konserler vermekte ve kon serleri mahşer gibi kalabalık ol • maktadır. Herkesin ümidi hilâfma bu dâhi çocuk başka çocuklar gibi hatta onlardan daha fazla oyuna ve spora dü^küıvdür. Kemamndan ve dersinden ayırabildiği bütün vaktini sporla, bilhassa yüzmekle geçir • mektedir. Ayni zamanda beş lisana vâkıf olan Menuhinia en büyük meşgalesi iki küçük kız kardeşînin piyano derslerine nezaret etmek ve onları da kendi gibi birer rausikisinas yetiştirmektir. Soldan Mağa doğru mtfhur kemanctlar Yahudi Menuhin,. Ruggiero Ricci, Romanya Veliahti Prens Misel, tngiliz tahttmn varislerinden Prenses Elizabet Mardinde zelze'e Mardinden bildirildiğme göre evvelki gün orada saat 9,20 de dört saniye süren siddetli bir hareketi arz olmuş, halk heyecana düşmüştür. Siirtte Siirt 13 (A.A.) Dün saat 9,17 de şarktan garbe doğru bir zelzele olmuştur. Zarar yoktur. Musanna bir haberi tekzip Tahran 13 (A.A.) Salâhiyettar bir memba, Amerika tayyarecisi Rayt Wrigr i!e Polandooun Mohammerede tevkif ve tayyarelerinin musadere edildiğine dair olan haberleri tekzip etmektedir. Makineleri bozulması üzerine karaya inen tayyareciler hudutta tran memurlarının muavenetine mazhar olmurlardır. Locvdra Melburn yarışına istirak eden tayyarelerden hiçbiri lran topraklarında fena bir 'e maruz kaJmami'lardır. dım etmezseniz, vazifenizi yapmazsanız korkarım ki Ermenilerin ve Müslütnanlann bugünkü heyecanı, galeyam arta<", tajar. Hükumetin pek ziyade ihtimamla ittihaz etmekte olduğu tedbirlere rağmen gene kıtaller olur, kanlar dökülü>.» Bu sözlerim üzerine tzmirliyan türkçe olarak: «Olan olur; biz zaten hep şehit olmağa karar vermişizdiır!» dedi. «Meramınız bu ise sizi şahsen şehit olmaktan asla menetmeyiz! Safayı hatırla şehit olunuz, AHah selâmet vesicı. Fakat Anadoluda kendinizle biılikte şehitliğe sev kettiğinîz yüz binlerce Ermeni, îstiyerek, severek şehitliğe razı mıdırlac? Razı değillerse ne hakla bu zavallıları zorla şehit etmek ve ettirmek istiyorsunuz? tyi düsünü • nüz. Nasihatlerimizi dinleyiniz:; diyerek pat> iğe de ve etrafındaki hainlere de kendi kendime lânet ederek patrikhaneden aynldım. Aradan bir sene geçmeden ko • mitacılac Galatada Omanlı Banka»ına hücum ettiler. Bombalar ve rovelverlerle adam öldürdüler. Kül liyetli de telefat verdiler. SALİH MÜNlR Amerikaya döndüğü zaman kendisine seyahat intıbalan sorulmuş, o da seyahatinin en kıymetli hatırastnın meşhur Alman âlhni Aynştayiı ile tanvşması olduğunu söylemiştir. Küçük kemancı meşhur âlime istediği parçalan. çalmış, çok güzel keman çalan prof esör Aynştayin de karşılık olarak Ruggieroya bazı güzel havalar dinletmiştir. tngiltere Kralının ikinci oğlunun kızi Prenses Elizabet henüz yedi yaşındadır. tngiltere tahtına doğ rudan doğruya varis olanlardan biridir ve belki günün brrinde koca Britanyanrn tmparatoriçesi olacaktır. Prenses Elizabet çok zeki ve sevimli bir küçük hanımdır. Prenses Margrit isminde iki ya • smda bir de kız kardesi vardır. Bundan senelerce evvel Şarlo ile beraber bir sürü filimler çeviren Gackie Cooganı her halde hatırlarsınız. Şrni'di koca delikanlı olan Cekil Amerikada bir kollejde tahsilini ikJ mal etmiş ve tekrar smemaya dönmüştür. Fakat bu sefer genç erkek rollerini yapmak üzere. Hatta ge Romanya Veliahti Prens Michael, çenlerde Amerika mecmuları nişanbabası Kral Karolun memleketi terlandığını yazdılar. ki esnasında «Romanya Kralı birinci tngiliz muharrirlerînden A. A. Michael» namile tahta çıkarılmış ve Milne ismindeki zatın oğlu Chris • hükümdar olmus, sonra babası tahta topher de tngiliz ve Amerikan çogeçince gene Veliahtlığa dömmüştür. Prens Michale tam manasile şen, cuklan arasında pek tanınmış bir çocuktur. Zira babası çocuklar için sıhhatli, sade hayattan hoşlanır yazdığı birçok güzel hikâyeleri hep sportmen bir çocuktur. Doğduğu günd'enberi gayet tedbirli bir lngibu oğlunun ilhamile yazmış ve hiliz mürebbiyenin elinde büyümüş, kâyelerde oğlundan pek çok bah • okumak yaşı gelince, Romanyamn setmiştir. âlhnlerinden biri tarafından oku Hatta bazı hikâyelerin kahramaıu tulmuştur. Nihayet dokuz yaşında doğrudan doğruya oğludur. tte oiken Romanya Askerî Akademisme nun için ingilizce konuşan birkaç yazılmıştır. Gayet çalışkan bir ta • yüz milyon çocuk âleminde küçük lebe olan Prens Michael 4 lisanda Christopher sevgili bir arkadaştır. mükemmel okur yazar ve konuşur. Chris topher şimdi 12 yaşındadır. KÜ . Genç Prensin nazannda her nevi çüklüğünde gayet iyi ve malumath spor ve oyun kıymetlidir. Prens mabir mürebbiye tarafmdan terbiy© kineye ve makine işlerine fevkalâde edilmişttr. meraklıdır. Kendi otomobilini kenŞimdi iki senedir leylî ve hususi di kullanır ve makine ile işliyen her bir mektebe gitmekte ve bilhassa j feyi tetkik etmeğe baydır. hesap derstnd'e çok muvaffak ol 12 yaşında viyolocıist Ruggiero maktadır. En sevdiği oyun frikitj Ricci yedi çocuklu bir ttalyanın oğdenilen bir nevi top oyunudur. ludur. Dokuz yaşmda iken NevyorkBu meşhur altı çocuktan maada taki Manhattan senfoni orkestra • şimdiki Amerika Reisicumhuru M. sunda keman çalarak herkesi hay Ruzveltin torunları 6 yaşmdaki Aı rete düsürmüstür. O zamandanberi na ile 2 yaşındaki erkek kardeşii gene Amerikada Holivut ve San Fransiskoda konserlerde keman çal Curtis, gene küçük sinema artistlert Cekinin kardeşi Robert, Mitzi Green maktadır. 1932 de ilk defa olarak ve Jaskie Cooper, Japonya tmparaAvrupaya gitmiş ve ilk konserini torunun üç küçük kızile yeni doğan Berlinde Alman Başvekil muavini Veliahti, Mısır Kralmın iki kızı Fon Papenin huzurunda vermis, ile 13 yaşmdaki Veliahti şimdiki ondan sonra bütün büyük Avrupa halde dünyanm en meşhur çocuk şehirlerini dolaşarak yirmi konser larkhr. daha vermiştir. Yunan İktısat Naarı [Bırıncı sah>*eden mabaıt] hir olunuyor. Otomobille köşke çıkarken manzaranın mütemadiyen değişmesi insanda bir sinema filmi seyrediyormuş hissini doğuruyor. Eskişehir, Hereke ve Bursada na zarı dikkatimi celbeden söylemek istediğim bir nokta var. Tü^kiye devletinin iş adamları pratik iş bakımından ellerine aldıkları meseleyi görmekle beraber artistik cep • heyi de ihmal etmiyoelar. Eskise hirle Bursadaki sanayi tetkikatı, bu şehirlerieı hakikat halle ine ve sempatilerine tamamen uygun bu • lunuyor. Bu sehirlerdeki sanayi, şehirlerin güzelliğini ve hakikî çer çevesini bozmadan ahenkle saklanmış bk vaziyettedir. Türkiye ve Bursada sureti kabulüm hakkmda, belki komşumuzun sbzleri telâkki olunur diye birşey söylemek istemiyorum. Onu bırakınız d a Yunan gazetelerine söyli yeyim.» Yunan tktısat Nazın M. Pesma • zoğlu ile İktısat Vekilkniz dün geceyi Mudanyada geçirmişlerdir. Ertuğrul bu sabah erkenden Mu danyadan hareketle doğruca Ba • kırköy bez afb'ikası önüne gele cek ve orada demirliyecektir. M. Pesmazoğlu ve Celâl Bey fabrikayı gezecekler oradan tek • rar yata binerek tstanbula gele cekler ve Galata rıhtımında hususî merasimle karşılanacaklardır. Yunan İktısat Nazırı burada Beykoz kundura ve Feshane fab • rikalarını gezeceklerdir. M. Pesmazoğlunun cumartesi günü memleketine avdet «tmesi muhtemeldk*.