•Cuıııhutiyct !24Teşriniewell934! Turhaldan dönüşte vaki Kral Aleksandr, suikast olan zehirlenme hâdisesi yapılacağmı biliyormuş Birinct tahifeden mabait bu Tak'anm bakır çalığından ziyade bir tesemmümü gıdaî (ttoxication alimontaire) yani yenen mikroplu ye meklerden ileri gelmis olduğun zannediyorum. Malumdur ki mevaddı gıdaiyemizin içerisinde bir nevi basülere tesadüf olunuyor ki bunlara (BaciIIe Batullique) <ferler. Esasen zararsız Ueler de bazan «fraz ettikleri toksinler gayet semdar ve mühliktirler. (Bacille d'Aertrycke) ismi verilen bu mikrop lar 100 derecei hararete çıkanlma1dan yapılan konservelerde, pastır ma, sucuk, kurumus veya kutu baiıklarmda, havyarlarda, ciğer, dalak, iskembelerde, bayat balık, istakoz ve yumurtalarda arasıra da taze v« beyaz peynirlerde bulunur. Bu toksinlerin mevaddı gıdaiyemizde ne suretle ve ne serait tahtında husule geldigi heniiz malum değilse de bir miligıramınm bir milyon ki şiyi Sldürebileceği nazari dikkate a lmnsa tanıdıgunız en kuvretli ze hirlerin en müthisi olduğu anlafihr Bu mikroplu yemekleri yiyen kim seler sayet muafiyetleri yoksa toptan hastalanır. Bir kısnu siddetli kann ağrıları duyarlar, bulantı çe kerler, kusarlar, derecei bararetleri çok yükselmez. Tedaviye muhtaç olmaksızın kurtulurlar. Bazan toksinler daha temdar olur. Zehirle • nenler birkaç gün içinde ölürler. Bu gibi zehirlenme vukuatma dü • ğünlerd'e, kışla ve mekteplerde, vapur yolculannda yani bir arada yemek yiyenlerde pek çok tesadüf olunur. Yakm vakte kadar bu hadisenin bakv çalmastndan yani ka • layı bozuk bakır kaplarda pifirilmif yemeklerin yenilmesmden ileri geldigi zannolunuyordu. tstanbulda ve Anadoluda bu zehirlenme vak'alarım sık sık isitiyor ve gazetelerde oku • yoruz. Hatta bundan iiç sene evvel Mersinden Izmire gelmekte olan Rüstemiye vapurunda birçok tayfan n yedikleri yemegi miiteakıp zehirlendiklerini hatta kaptan, çarkçıbasi ve »erkamarotun öldüklerini pekilâ hatırlarsmız. O vakit bu biçarelerin bakır ça • hgindan zehirlendiklerini ve bazı hekim arkadasların da bunların Dang hastalığradan vefat ettiklerini iddia eyledikleri halde ben hasta lan görmeksizin bu facianın süphesiz bir tetemmümü gıdaiden ileri geldiğini söylemiş ve Cumhuriyetin 25 nisan 931 tarihli nüshasında uzun uzadiya beyan etmistim. mis ve toptan hastalanmıs birçok saray halkuu tedavi etmiştim. Pey nirlerin Sultan saraymda yapılmış olmasına ve gözden geçirdiğim tencere, kazan ve bakraç gibi bakır maizemenin temiz ve güzelce ka layh buiunmasma rağmen zebJrletmeğe amil hiçbir sebep bulamadığımdan yanımda bulunan diğer hekim arkadaslarla birlikte âdet olduğu veçhile süt ve peynire ait zehirlenme vak'ası oldugundan dolayı ba kır çalıgı teshisini koyduk ve birçok kimyahane muayenelerinden sonra da suikast eseri olmadığına dair ait olduğu makama raporlar vermistüc, Şimdi anhyorum ki, o vakit koydu zumuz teşhiste pek büyük bir hata etmişiz. Vak'a adi bir bakır çahğı olmayıp mikroplu sütlerle imal edilen beyaz peynirin yenilmesinden yani tesemmümü gıdaiden başka bir şey degilmiş. Tesemmümü gıdaiye yüz derecei hararete çıkarılmıyarak yapılan konserveler ve ciğer, dalak, böbrek gigi mevaddı gıdaiyeyi az pişirip te yiyen amele ve fukara kısnunda daha çok tesadüf olunur. Dalak ve ci • ğerlerde bu mikroplarra fazla bu • lunması ve tesemmümü gıdainin bahusu bu mevatla cokça husule gelme*î ve hususile bu gibi ciğer ve dalaklar tavsan ve kobaylara sırınga olunursa o hayvanların dahi tesemmümü gıdaiye mahsus arazla ölmeleri son zamanlarda birçok klinik profesörlerinin nazari dikkatini celbetmekten hâli kalmamıstır. Bir takım doktorlar (Aertrycke) basillermin d'ogrudan doğruya bazı has • talıklı hayvanların ciğer ve dalaklarında mevcut olduğunu ve bir takım hekimler de bilâkis hayvanın kesilip yüzüimesinden sonra ka • saplar elleri ve bıçaklarile hariçten bu müthis mikropları ciğer ve da • Iaklara bulaftvdıklannı söylüyor • lar. Bundan dolayı salhanelerde hayvanların sıhhî bir surette kesilme • lerini ve kasapların ellerinin, alât ve edevatının gayet temiz olmasmı etlere, ciğer, kalp gibi sakadata mümkün olduğu kadar az el sürülmesini temz; camekin ve dolaplarda muhafazayı tavsiye ediyorlar. Birinci tahifeden 5 Doktor Paveliç ne pasapir • tüe hududu geçmistir? İtalyan polisi bu sualleri Pavdliçe sormustur. Fakat Fransız polisine netice hakkında heniiz malumat vermemiştir. Rivayetlere göre Paveliçle KuatertA suallere menfi oevaplar vermisler, suikastle hiçbir alâkaJarı bulunmedığını töylemislerdir. tki mevkufun pasaportlan ne ttalyan, ne de Fransız pasaportudur. Fakat hangi hükumete ait pasaportlar olduğu mektum toralmaktadu. Bulgar polinnin taharriyatt Sofya 23 (Hususî) Dün aktain polis, istasyon civaruıdaki maha'Jeleri abloka alhna almtş ve taharriyat yapmiftır. Butiin evler baştana^agı aranmtştır. Bu evlerde Ktril Dtangof isminde bir adam aranmuhr. Polisin bu taharriyat neticesinde elde et^iği netice heniiz meçhuldür. Kiril Drangofun katfl Vlada Gorgiefle Makedonya dahilî komitası azasmdan daha dört kişiyi Macaristandaki Yanko Pusti sehrine gönderdiği öğrenümiftir. Bu dört kisinm elyevm nerede bukmduklan malum değudJr. Po!i» bunları da aramaktadır. vaffak olamıyacaklardı» dr. denmekte • Strasburg gazeteleri, Ustaşilerin elebaşısı olup elyevm ttalyada mevkuf bulunan ve suikasti tertip ettiği söylenen Ante Paveliçin, Almanyadaki faaHyeti hakkında bazı tafsilât vermek • tedhIer. Bunlara nazaran, Paveliç bir mfiddet evvel Berlinde oturmos ve orada Kroati Press namüe gayrimevkı^ bir risale nesretmiştir. Bu risalenra birinci nüshası 1934 kânunusanisinin yîrmi sinde intişar etmiş ve naşirile basmn* harriri Gerhard Raether olarak göste rilmiştir. 20 subatta nesrolunan ikmci sayuından itibarfn de bu her iki sıfab bizzat Paveliç deruhde etmiştir. Şasılacak dhet, Gerhard Raetherin, nasyonal sosyalist ftrkası harict işler fubesi erkânından olmasıdır. Bu ikinci sayısında Kroati Press, Fransaya ve Fransanm sun'î ve muhalif tabiat bir mahluku diye tavsif edi • len Küçük îtilâfa çablmaktadır. Bundan baska, 22 kânusani 1934 tarihinde Brekoviç crvannda trene karsı icra edilen suikastin Yugoslavya ve Romanya Hariciye nazırlannı b • tihdaf eylediği, bu ayni sayıda i'.iraf olunmaktadır. Hafariardadar ki, iki nazır, mes'ut bir tesadüf eseri olarak bir trrn sonraya kalmıslar ve bu sayede ölümden kurtulmuşlardı. Berlinde yasak edildiği için, sonra • dan Danzigde intisara baslıyan Hroati Press, son nüshalanndan birinde: «Ustasüerin bombalan patladığı gün, kâinat dehset içerisinde kalacakbr!» denilmiftir. Bundan maada, bu risale, Kral Aleksandrla M. Bartunun emellerine ancak kaderin hâkim olacağını yazmısbr. İstanbul Millî Emlâk Müdürlüğünden: Bedeli iki sene ve iki mttsavi taksitte odenmek ve defat^n veril ' mek şartile Beyoglunda Kamerhatun mahallesinin Fıçıçı sokağında üç katta sekiz odayı muştemil eski 21 yeni 27 numaralı ev pazarlıkla satılacaktır. Isteklilerin 19/11/934 pazartesi günü saat 12 buçuğa kadar 355 lira teminat akçelerile ınüracaatleri. «R» (7073) Ante Paveliçin Almanyadaki faalieyti Mütercim ve Muhasebeci Aranıyor tstanbulda bir şirket için, ahnancaya ve türkçe muhabereye ve türkce • almanca fenni tercümeleri yapmağa muktedir ve muhasebeden anlar bir Türk memura flıtiyaç vardtr. Taliplerin tercümei hallerini müs'ir mektuplarmt «Mütercim» rumuzile tstanbul 176 No. lu posta kutusuna göndCTmelerü (3945) Giimriik Muhafaza Umum Kumandanlığ! İstanbul Satınalma Komîsyonundan: 1 Deniz vasıtalanmn üıtiyacı için 26 kalem malzeme 28/10/934 pazar günü saat 14 te pazarlıkla eksiltmesi yapılacaktır. 2 tstekliler hergün Komisyondan şartnamesini alabilirler, nü • muneleri de görebilirler. 3 tsteklilerin malzemenin % 7,5 teminatı olan 66 liralık vezne makbuzu veya banka kefaletnamelerile belli zamand.a Komisyona gelmeleri. ... (7029) I İstanbul Belediyesi ilânları j Usküdar B. Müdürlüğünden: Üsküdarda Nuhkuyusunda başıboş olarak dolaşan san renkte dişi bir keçi yavrusu bulunmuş ve şimdiye kadar sahibi zuhur etmediğinden temizlik işlerinde muhafaza edilmekte bulunmustur. 28/10/934 tarihine musadif pazar günü Usküdar Atpazarında satılacağı ilân olunur. (7046). • • Galatada Topçular caddesinde 2/2 No.lı dükkân kiraya verile cektir. Talip olanlar sartnameyi görmek üzere Levazım Müdürlü ğüne müracaat etmeli, pazarhk için de 199 lira 80 kurusluk teminat makbuz veya mektubile 1/11/934 perşembe günü saat 15 te Daimî Encümene müracaatleri. (7049) Haseki hastanesine lüzurau olan alâtı tıbbiye ve cerralîiye kapalı zarfla münakasaya konulmuştur. Talipler şartname almak üzerj Levazım Müdürlüğüne müracaat etmeli, münakasa için de 393 li rahk teminat makbuz veya mektubile teklif mektuplannı 12/11/934 pazartesi günü saat 15 e kadar Daimî Encümene vermelidirler. * • BeyoŞlunda Sanlutfi mahailesinde Mesrutiyet cad'esin'e eski 73, 73 M. 72 yeni 189, 191, 187, 187/1 No.lı ve elyevm 6 mcı Dairei Belediye binası bulunan mahallin Belediye namına tapuya raptı hu susu için idaremize müracaat edilmiş ise de mahalli mezkurun tapuda kaydi olmadığı cihetle senetsiz tasarrufat ahkâmına tabaan muamelesi icra edileceğinden ibşu mahal hakkında tasarruf iddîasmda bulunanlar varsa yetlerinde bulunan vesaiki tasarrufiyetlerile birlikte tarihi ilândan yrrmi gün zarfında 2027/934 v*ride numarasile Sultanahmette Tapu dairesinde Beyoğlu Tapu BajmemurluÇuna müıacaatleri ilân olunur. ~ , (7048) • * Aygir depora îçin 35 bin lrilo yulaf, 30 bin kPo sap saman ^ lıkla aîmacaktır. Talipler sartnameyi görmek üzere Levazım Mü dürlügüne müraceat etmeli, pazarhk için de 144 lira 38 kurusluk teminat makbuz veya mektubile 1/11/934 perşembe günü saat 15 te Daimî Encümene müracaatleri. (7047)] Tesemmümü gıdaiden tahaf • fuz mümkün müdür, ne yolda tedavi etmeüdlr? c Evvelemirde salhaneleri ga yet sıhhî bir hale getirmeli, salha nedeki kasapları temizliğe ahîttr mah. Ameliyathanedeki operatörler gibi kasaplar salhanede Aseptique Ifte simdi de Turhala giden heyet yani nukropsuz çahşmalı. Etler, baazasının geçirdikleri rahatsızhğın husus ciğerle bilcümle sakadat kabakır çalıgından ziyade bir tesem • sap dükkinlarmda temiz camekân mümü gıdaî olduğunu zannediyo • dolaplarda bulundurulmalu Bun • rmn. lara hariçten hiçbir el sürülmemeli. Kasaplar temizlenmeli. Halbuki biBizde yemekle zehirlenme zim kasap dükkânlarında sakadat vak'alan ekseriya ilkbahar dediğimiz dalak ve ciğerler dükkâda taze beyaz peynirler va•ttasile olur. Çok sükür (Ba • nm zemininde ve yahut pîs duvarlara asılmıs olarak bulunur ve ya cille d'Aetryoke) dediğimiz bu hut ciğerciler sokaklarda nihayet müthis mikroplar beyaz peynirlerderecede pis tel dolaplar içinde sade pek çok bulunmadıklanndan ve tarlar. Bunların biran evvel ulahına ziyadece semdar toksinler ifraz etmediklerinden zehirlenme vak'alan çalısmak elzemdir. Bu isler yapı • hafif geçiyor. Taze beyaz peynir ye lınca bu sakadatı iyice pişirmeden mekle bakır çahgı denilen tesem • yiyemeyiz. Doksan derecei hararete miim vukuafa yalnız memleketi • çıkarılmamıs konserveli yemekleri mizde görülmüyor. Bundan birkaç asla yememelidh*. ay evvel Fransa cemiyet tıbbiyesinKonserve olmus balık ve istakozde Dr. Sutrian beyaz taze peynirle lardan her d'aim sakınmalıdır. Peyzehirlenen birçok vak'alar göstermiş nirle zehirlenenler süt sağanların ve ve herkesin zannettigi gibi bu vak' sütçülerin kurbanlarıdu*. Sütler sa • aların bakır çalıgından ileri gelmeğılıp evimizde pişirilinciye kadar ayip yukarıda bahsi geçen mikrop • zamî dercede temiz ve sıhhî olmalann sebebiyet verdiğini ispat et lıdır. mistir. Bu doktor bakır kaplarda yaTedaviye gelince; hafif surette pılmıyan beyaz taze peyniri yiyen zehirlenen kimselerde kann ağrılaBazı khnselerde dahi zehirlenme rı, bulantı, kusmak çok devam et • vakayiine tesadüf edildiğini söyle mez. Hararet te yükselmez. Pehriz miştir. suretile hastalık bir iki günde geçer. Ağrr vaka'larda kusmak, kann ağTakriben bundan 30 sene evvel nları devam eder. Derecei hararet Istanbulda Sultan saraylarımn bi kırka kadar çıkar, vücutte kırmızı rinde taze beyaz peynirle zehirlen • «Cumhuriyet> in tefrikası: 6 ihtimali canını sıkıyordu. Tam odasından dışarı çıkacağı sırada kapının vurulduğunu duydu. Gelen otel müstahdemininden biri idi. Tim onun söylediklerini hayretle karşıladı. Jelf mi dediniz? Beni mi görmek istiyormuş? Jelf te kim? Gelsin bakalım. Jelf içeri girdi. Kısa boylu, ufak yapıh idi. Oldukça zeki bir adama benziyordu. Tim onu baştan aşağı süzdükten sonra sordu: Benim bir şoför aradıgımı size kim söyledi? Kısa boylu adam şaşaladı. Birdenbire makul bir cevap bulamadı. llk şaşkmlığı geçtikten sonra: Şey, dedi. Ben Mösyö Van Tilin yanında çalışmıştım. Bu münasebetle İngiltereye avdet edeceğinizi öğrendim. Saatte 80 kilometro kateden fevkalâde bir otomobile sahip olduğumdan sizin böyle bir otomobile ihtiyacınız olabileceğini düşündüm. Mister Van Til mi dediniz) Londrada müntesir «Daily Maı'İB in Belgrat muhabiri, gazetesine verdiği tefsüât meyanmda Kral Aleksandrın, kendi hayatma karn bir suikast tertip edildiğinden evvelce haberdar bulundugunu kat'iyetle ifade etmektedir. Kral, bu suikastten, geçn yaz nı'sanhsı Prensos Marina ile birlikte nezdine misafv gelen tngiltere Prensi Jorja bfle bahsetmistir. Prens Jorj tngiltereye avdetinde, fngiliz gizli zabıta teşkflâtma yaverile haber göndererek, Yugoslavya Kralınm, Fransaya seyahati esnasında. ha yatının tehlflcede olacağını bildirrcis tir. tngiliz zabıtası da, bunun üzerine, Fransız zabıtasile temasa geçmis, hatta, Kralın seyahati müddetince, Fransaya, yardım için, en iyi memurlarından birkaçmı gondermek teklifinde bulunmustur. Bu teklifi, Fransız zabıtası reddetmiftir. Muhabirhı diğer taraftan aldığı malumata göre, müteveffa Kral, geçen ay Sofyaya vaki olan seyahati esnasın* da, daima, kurşun işlemez bir göğüslük taşunıstır. Marsilyada ise, göğsü açık bahriye üniforması giydiği cihetle, böyle bir gömlek taşımasına imkân olamamıstır. «Kral Aleksandr, hayatına mal olan yaraları göğsiinden aldığı cihetle ayni yeleği Marsilyada da giymif olsaydı hainler maksatlarına mu lıklar peyda olur. Ayaklard'a felç husule gelir. Hastalar vefat eder. Şimdiye kadar bu vahim tesemmümü gıdaî vak'alan gayrikabili te • davi addolunuyordu. Avrupada son zamanlarda bu zehirlenmeye karsı (Serum antibatulisme) ismile bir serom yaptılar. Bu serom hafif vak'alarda deri altına, ağır vaka'larda damar ve belkemiği içine sırınga edilirse ümitsiz hastalarin bile kur • tulduklan görülüyor. Şehrimizde ve Anadoluda bu zehirlenme va'alanna sık sık tesadüf olunduğundan hiç olmazsa büyük eczanelerimizde behemehal bu seromdan birkaç sise bulundurmağa gayret etmeliyiz.» Suikasti tngiliz polîri de bîliyormuş Kuaternik kimdir? Belgrattan bildirildiğine göre, sd • kastçilerden Egon Kuaterink, Hırvat davasma ait meşhur bir eserin müellifi olup, iiçüncü Napoleonun bile na • zari dikkatini celbetmis olan, n>aruf ihtilâlci Kuatemikin torunudur. Büyük Kuaternik 1871 de yancılıktan filiyata geçerek, Rakoviçada Avusturya hükumethıe karsı bir ihtflâl hareketi uyandırmtşn. Egon Kuatemikin ana cihatindcn büyük babası da, Harptrn evvel, Hırvat istklâl fırkasuun müfrit kumma ismini veren, doktor Frankodur. Kralın taray naztrt azledildi Belgrat 22 Kral Aleksandrdan M gün evvel, inzibat tedbirlerinin alın masına nezaret etmek üzere MarsUyaya gitmis olan Saray nazın jeneral Aleksandr Dhnitriyrviç azledflerek tekaüde sevkolunmustur. Brükselden bildirildiğine göre, LJyej zabıtası, Paveliçin en mühhn hempalanndan birini daha ele geçimnş • tir. Bu adam da doktordur. tsnri Stiyepo Periçtir. 1896 da, Dalmaçyada doğmuştur. Mutat ikametgâm Buda pestedir. Periç, birkaç defa Belçikaya gelip «ustasi» lerin toplantdanna iştirak etmis oldugundan, hüviyeti zabrtaca esasen malum idi. Geçen çarşamba günB, zabıta me • murlan, ansızm bu adamın tşyasını araşbrmışlar ve siyasî Hırvat cemiyetlerinin faaliyetine müteallik birçok evrak bulmuslardu. Periçin Marsilya suikastine istirak etmis olduğuna muhakkak nazarile baküıyor. Liyejde biri daha tevkif edildi | istanbul Evkaf Müdiriueti ilânlarT] Üsküdarda Daghamamında 6000 metro murabbaında tarla. » Bülbülderesinde 3000 metro murabbaında tarla. Yukanda mevkii ve miktan yazıh tarlalann 30/10/937 tarihine kadar icarlan arttırmağa çıkanhnıştır. lhalesi 5/11/934 pazartesi günü saat 15 tedir. Talip olanlann İstanbul Evkaf Müdiriyetinde Varidat Kalemine müracaat eylemelerL (7027)] Paşabahçesinde S. Mustafaçeşmesi yanindaki set mahalli kırkahveciliğinin 31/5/937 gayesine kadar ve Sayımocağmda ocak üstünde ve altında üç parçada 25,000 metro murabbaı tarla 30/10/934 tarihine kadar icarlan temdit suretile müzayedede olup fazlasile ta lip olanlann ihaîe günü olan 24/10/934 çarşamba günü saat 15 te İstanbul Evkaf Müdiriyeti ldare Encümenine müracaat eylemeleri. lnhisarlar Umum Müdürlüğünden Müzayedeye çıkarılan 120,000 adet bir litrelik müceddet boş şise için elde edilen fiat haddi lâyık görülmediğinden pazarlığı 28/10/ 934 tarihine talik olunmuştur. Taliplerin Cibalide Levazım ve Mubayaat Şubesine müracaatleri. (7075) Yüzbaşı Cenubî Afrikada ayni ismi taşıyan belki yirmi kişi tanıyordu. Fakat bunlardan hiç birile münasebeti ve hususiyeti yoktu. Kısa boylu adam Timin fazla düşünmesine imkân vermemek için atıldı: O sizi tanıyor efendim. Afrikadan geleceğinizi ve yollu otomobilleri sevdiğinizi söyledi. Londraya ne zaman geleceğimi nasıl öğrendiniz? Vapur şirketinden sordum. Yüzbaşı gülerek: Ne olursa olsun gösterdiğiniz zekâ mükâfata lâyıktır, dedi. Otomobilinizi göreceğim. Ögleden sonra buraya getiriniz. Siz İskoçyanın yollannı biliyor musunuz 1 Mükemmel surette bilirim efendim. Âlâ... Perşembe günü sabahleyin saat 6 da hareket edeceğim. Eğer otomobiliniz işime gelirse sizi tutarım. Ha aklıma gelmişken sorayım. Bıyıklannızı niçin kestiniz? Bu hiç beklemediği sual kısa boylu adamı büsbütün şaşırttı. Ben mi, bıyıklanmı mi? Şey.. Diye kekelerken Tim ilâve etti: Yakın bir zamana kadar bıyıklı olduğunuz belli... Yeni kestiğiniz derhal anlaşılıyor. Buraya geldiğinizdenberi iki defa bıyıklannızı burmak için elinizi burnunuza götürdünüz. Bir sualim daha var. Siz daima gözlük mü kullanıyordunuz? Evet efendim, gözlerim çok iyi gördüğü halde daima gözlük takardım. Yüzbaşı bir saniye muhatabının gözlerinin içine baktıktan sonra: Anlaşıldı, dedi. Belki bir sabıkalısınız. Fakat bu cihet benim için haizi ehemmiyet değildir. Affedersiniz efendim, ben sabıkah değilim, namuslu bir adamım. Ben de kat'iyyen öyledir demedim, canım. Hemen darılmayın. Söylediğim saatte otomibilinizi getiriniz. Tim, ögleden sonra otomobili gördü, hoşuna gittiği için tuttu. İstanbul Millî Emlâk Müdürlüğünden: Yanmış Çırağan sarayı nhtımı üzerinde durmakta bulunan hurda şamandra, demir ve zincirler pazarlıkla satılacaktır. tsteklilerin 21/ 11/934 çarşamba günü saat 14 e kadar 18 Iiradan ibaret pey akçelerile müracaatleri. «M.» (7074) Gece davetli bulunduğu ziyafetten geç vakit otele döndüğü zaman kapıcı: Sizi bir kadın bekliyor, dedi. Bir kadın mı? Adı Mis Grir mi? Hayır efendim, madam Smit... Yüzbaşı otelin salonuna girince kendisini bekliyen kadını orada buldu. Kadın ayağa kalktı ve ona doğru ilerledi. İri yapıh, oldukça güzel ve iyi giyinmiş bir kadındı. Tim onu 30 yaşında kadar tahmi netti. Beni görmek istiyormuşsunuz madam. Evet efendim. Kadın salonun kapısında Seklemekte olan kapıcıyı gözlerile işaret etti, sonra yalnız yüzbaşının duyabileceği yavaş bir sesle ilâve etti: Odanıza çıkabilir miyim? Tim bir dakika tereddüt etti. Gecenin saat 11 inde tanımadığı bir kadını odasında kabul etmesi biraz garip olacaktı. Kadın bu tereddüdün farkına vararak: Bizi bir arada görmelerini istemem, mesele çok mühimdir, dedi. Hoş, derin, sıcak bir sesi vardı. Yüzbaşı dayanamıyarak: Peki, geliniz! cevabmı verdi. Beraber asansöre bindiler. Tim odasını açtı. Evvelâ kadına yol gösterdikten sonra kendisi de onu takip etti. Kadın yüzbaşının açık bıraktığı kapıyı bizzat kapadı ve sordu: Cenubî Afrika polis teşkilâtına mensup yüzbaşı Timoti Jordan sizsiniz değil mi? Benim ismim Lidya Daneydir. Lev Daneyin zevcesi mi? Evet, Glaskov soygununu yapan adamın karısı... Bu meselenin sizi alâkadar edeceğini düşünerek buraya geldim. var). Yazan: Edgar Vallas Tercüme eden: ömer Fehmi Çok istediği halde yapamadığı yegâne iş amcasımn kâtibesilı» görüşmekti. Onun yemek davetini kabul etmedikten başka amcasımn mektubunu da bizzat getirmcmcsi