?4Teşrinievvel 1934 însan önce Öztiirkce bilmecemiz Maymun muidi? Yirnıi beş kişiye Yazan: Hfiseyin Rahmi 30 Güzidenin babası Izzet Beyin oğlu Hüsnü Bey ölmüş, kızcağiz ana, büyükana, i)üyükbaba ellerinde büyümüştü. Kıymetli çocuklarının bu acayip hastalığı üzerine hepsinin şefkatle yaşaran gözleri dikildi. Hazakatlerine müracaat edılen hekimler: Merak etmeyiniz bu kadınlık çağına girme hastahğıdır, geçer... Diyorlardı.. Güzidenin densizliğe benziyen bu illetini en fena tefsir eden Emeti Hanımdı. O da şöyle diyordu: Hekimler söylemeğe sıkılıyorlar. Kızgınlık hastalığı kızgınlık... Kediler damlarda mırnav mırnav bağırmazlar mı işte bu da o.. Hemen bir koca bulup vermeJi. Bu zamanda koca nerede? Ben kırk yıldır arayorum da bulanı yorum. Bu kocakan genç kızların amansız hasmıdır. Gizli üfürükçü hocalar da remil attıktan, istihareye yattıktan sonra şu cevherleri yumurtluyorlardı: Kızınız ayın son terbiinde bir gece kuyu başından geçerek bir çardak altında oturmuş.. Uyuyakalmış.. Uğramış. Musallat olan genç bir peri.. Onun teshirinden kurtarmadan kızınızı evlendiremezsiniz. Onun teshirinden nasıl kurtulur? Kırk bin lâfzai celâl çekmeli, her binde bir kere kızı tesbihten geçirmeli, davet yapmalı. Masraf nekadar olur? Remil, istihare, davet harçları.. Fukaraya tasadduk... Remilcilerden sonra da mahalle karılarının keşifleri: Hocalar keskinmiş, tastamam üzerine vurmuşlar.. Kızı zapteden genç peri işte filozc/up küçük oğlu İsneyn.. Bunu anlannyacak ne var... Kıymetli torun yalmzbaşına sokağa salıverilmez. Münasebetli münasebetsiz öyle rasgele herkes le görüştürülmez. Hemen eski zamana benzer bir baskı altındadır. Eğer Isneynle görüşüyorsa napıl fırsat bulup ta ne vakit? Nerede birleşip konuşabiliyorlar? Bu dedikodular büyükbaba vr ananın kulaklarına gittikçe baskıyı artınyorlardı. Bir gün nıa*>alleden dedikodu davuluna çomak yuran bir kadın sinsi bir tîvırla İzzet Beyin evine sokularak büyükana Zahide Hanıma: Hanımcığım ver kulağım bana. Torununuza dair sizc b:rsey söyliyeceğim. Güzideyi kendi öz Dünya boks şampiyonu evlâdım gibi severim. Bir zaman düsündüm. Dedikodudan ödüm kopar. Söyliyeyim mi? Söyle.niyeyim mi? Diye?. Zahide Hanım sözün torununa ait olduğunu anlayınca yürefcı tirriyerek: Söyle hanım söyle.. Niçin söylemiyecekmişsin? Dedi. Dedikodudan ödü kopan kadın lâfinı ağdalandırmak için göz cüzüp ağız yayarak: Güzideyi kapalı çarşıda görmüşler... Ne vakit? Bundan sekiz on gün evvel.. Kızı yalnız bir yere sc.lıverdiğimiz yok. Yanlış olmasın? A ilâhi hanımcığım 3anlış olur mu?.. İmamın küçük kızı Mevhibe görmüş . Sizinkinin mektep arkadaşı.. Güzide yalnız mıymış? Hayır... Kiminle berabeı olduğunu biliniz bakayım.. Ne bileyim hanım.. Bakıcı değilim.. Filozofun küçük oğlu Isneynle beraber mahallebici dükkâmnda dondurma yiyorlarmıç.. İnanılacak şey değil.. Fakat büyükananın benzi attı. Nabızları sıklaştı. Haddi zatinde ehemmiyetsiz gibi görünen bu uğursuz haber bir elem güllesi ağırlığile yüreğine çöktü... Yanlış doğru bir kere de kızı 8Öyletmek lâzım geldiğini düsündü. Dedikodudan korktuğunu 8Öyliyerek lâfa kıç attıran kadın gittikten sonra torununu yanma çağırdı. Teessürünü yenmeşre uğraşarak ufak bir halecan tıkanıklığile: Birşey işittim ama inanmak istemedim.. Duyduğum haberin doğru veya iğriliğini senden soracağım... Babanın ruhuna ant veriyorum. Doğru söyler misin? Güzide sualin ch.emmiy<*tini anlıyarak ufak bir titreme gcçirdikten sonra: Doğru söylerim efendim... Sekiz on gün evvel şenı kapalı çarşıda görmüşler? Güzidenin kansız yüzü birden alçuha kesildi. Kız hiçbirşey ikr^r etmese de kanına savlet eden bu ateş hakikati ortaya koyuyordp. Bu kısa saniyede yıldırım kadaı anî bir cevap bulmak için kızm beyninde şimşekler çakıyordu. Babasmın ruhuna ant verilmişti. İnkârın fa) dasızlığını anladı. Ciğerlerinden şu küçük cevao boşandı: Evet... (Mabadi var) Sabık dün\a şampiyonu IKTISAT VEKİUNtN TETKlK SEYAHATt: 2 Büyük demir sanayiimn yeri İktısat Vekilimiz, bu sanayiin iktısadî olarak kurulabilmesi ve yaşayabilnıesi için tesis yerine büyük ehemmiyet vermektedir tktısat VekiHmîz yanuıdaki rmite • hassıslarla birlikte, kömür havzamız civannda, büyük demir sanayü ile kimya sanayü için mimasip bir saha bulmağa matuf tetkiklerde bulunmustu. Fiîyos hath üzen'nde Çaycmnadan Tefene kadar olan kısımla Safranbo • lunun Utasyonu olan Karabük ve Zonguldak civannda Zonguldak ve Koz • lu dereleri ve nihayet Ereğlide Guluç vadisi boyunda yapılan ve bir hafta kadar devam eden bu tetkikat, demir sanayiinin mukadderata noktasından büyük ehemmiyeti haiz bulunmaktaydi. Çünkü demir sanayiinin ve onun vücut vereceği tâli sanayi ile kimya sanayiinin yaşıyabilecekleri tarzda iktısadî olarak kurulması gozönünde tutuluyordu. Demir sanayiinin tesisi imkânlannın ilk olarak tetkikine 1925 te, bu defa Vekil Beyin refakatinde bulunan profesör Granigg memur edflmisti. Pro fesör, Leoben Yüksek Maden mekte • binde mineraloji ve maden iktısadi yatı profesörüdür. Memleketimize daha evvel flri de • fa gelerek bîrincisinde, 1910 da Ka • radeniz sahillerinde manganez, bakir ve demir piriti zuhuratuu tetkik etmiş olan, ikincisinde ( 1 9 1 8 ) de müttefîk kuvvetler isgalinde bulunan Ukray • nada şimendifer naküyatına lâzım olan kömürii temm için Zonguldak bavza • smda askerî idare hesabına ma4en kömürii isletmesine memur edilen profesör, 1925 te üçüncü defa olarak Türkiyeye gelmts bulunuyordu. Profesör, 280 günü maden tetkikatile seyahatte geçen 15 ayhk etraflı bir etütten sonra raporuna vermistir. Profesör bunda demir sanayiinin memkkete olan büyük Kizumuna ifade etmek için kendisînm memlekette demir cevberi ve kok istihsaline ya rıyacak kömür olmasa bile koku ve demir cevherini hariçten getirmek suretile demir sanayiinin kunılmasına taraftar olduğunu söylüyordu. Demir sanayiinin tesisine ah 17 mart 1926 tarihli kanun, profesörün bu raporuna müstenktir. Demir sanayü tetkîkİTİne bu ta rihten sonra da devam edilerek Lükzemburgia Dr. Luciusa tetkikat yap * • tınlmı», 1927 de şhndi Maadin umum müdürü olan B kir Vehbi Bey Belçj • ka ve Fransa demir sanayüni tetkika ve memleketimizde kurulacak demir sanayünin mtkyası ve esaslan hakkında mukayose yapmağa memur edil • miştir. Nihayet Sovyet mütehassıslarının da bu ise dair reyleri alınmıştır. Bütün ba tetkiklerle memlekette bir demir sanayünin tesisi imkânlan ve şu suaUerin cevaplan arasbnhnif oluyordu: 1 Memlekette demir sanayüne elverifli demir cevheri var mı? 2 Maden komürlerimizden yüksek fnın kok kömürii istihsal edilebi • lir mi? 3 Demir sanayü iktısadî bir surette nerede kurulmalıdır? 4 Bu sanayi ne gibi aksamdan mürekkep olmalıdır 5 Dahilî istihlak kurulacak sa • nayii besliyebilir mi? 6 D'onir sanayü ne kadar ser mayeye muhtaçhr? Takribi rantabi lite hesaplan ne olacaktır? Bu sualler etrafmdaki tetkikat neticesi müsait çıkbğmdan geçen sene İktısat Veküimizin bu işi ele aldığmı biliyoruz. Yalnız demir sanayiinin yeri hakkmda kat'î bir karar verümemis ve bunun bir daba tetkika tabi tutulması lüzumlu görülmüştü. Bu defa yapılan tetkikler işte bu noktadadır. Demir sanayünin iktısadî surette nrrede kunılabileceği noktasmda ıs rarla durulmuş olması kolay anlaçılır. Demir sanayiini, mamulâtmm yüksek maliyeH dolayısile millî iküsada ağur bir yük teşkil edebilecek tesis hatalanndan kaçınmakladır ki en faydalı şekilde kurmuş olabOiriz. Bu sanayiin iktısadilijp, almacak netice üıerinde diğer sartlardan ziyade müessir oldu ğuna şüohe yoktur. Bu itibarla demir sanayüne müna • sip bir yer araştınrken, bu sanayiin başltca iptidaî maddelerinden olan kömüre yakm olması şartını gözönünde tutmak icap etmiştir. Sahanm mümkün olduğu kadar bir Kmana veya hiç olmazsa limana baglı bir şi m'ndifer batfana yakmlığı lüzumlu görülüyordu. İktısat Vekilimiz yukanda kaydettigimiz sahalan dolasarak bütün bn sartlan bizzat tetkik etmiş olduğu gibi profesör ve mütehassıslarla uzun uzadıya görüşmüş ve raporlannı da almış bulunmaktadır. Bu vaziyete göre demir sanayiinin mevkiinin bugünlerde hükumetçe tesbitine intizar fdilebilir. Bu son tetkikatla demir sanayiinin tesisi yolunda yeni ve kat'i bir adım dafaa ablmış oluyor. Sanayi edebiyatmda, demir sanayiinin bir memleke • tin inkisafutdaki rolünü izah ederken onu «sanayiin anası» vasfile tavsif edenler çoktur. Hatta bu sanayü medenî üVrlemenin sartlanndan biri olarak göstcrenler de vardır. Bunlar demir sanayüni geç tesis etmiş olan Ja • ponya ve Italyanm seri bir surette «naî tekânüillerine erişmiş olmalarmı demir sanayü ile izah ediyorlar. Hat • ta Portekiz ve tspanya gibi evvelce büyük müstemlekeleri olan memle • ketlerin eski satvet ve kudretlerini kaybetmiş olmalanm da gen« demir sanayü vücude getirmemiş bulunmalanna atfediyorlar. Bütün bu deliller umumî surette bu sanayiin ehemmiyetini gösteriyor. Demir sanayünden bekliyebîleceği • miz ilk müspet ve mühim neticeler şunlardır: 1 Demir sanayü, bizim için, yılda beş milyon liradan yüksek bir döviz meselrsi ve gene bu hacimde bir millî istihsal mevzuudur. 2 Demir sanayü, yılda 200 bin ton kömür Jstiyen yeni bir kömür is tiblâk yeri olacaktır. 3 Demir sanayü, mamul demîr kullanacak diğer birçok tâli sanayün anası olacaktır. 4 Demir sanayü, kok istihsali dolayısile vereceği tâli maddelerle bir kuan kimya sanayiini ayni zamanda tesise yardım edecektir. 5 Demir sanayü 1200 aile için yeni bir iş sahası olacak ve dolayı sile memlekette işçi gündeliğinin art • masmda diğer sanayi ile birlikte mühim nisbett« müessir olacaktır. 6 Demir sanayü, nihayet, memleket müdafaasutda kuvvetli bir mes • net teşkil edecektir. A. S. RADYO aksamki program j İSTANBUL: 18,30 plâk neşriyatı . 19,20 AJana hft berlerl . 19,30 Turk musiki neşriyatı:! (Kemal, Niyazi, Azmi Beyler ve Hayriye, Müzeyyen Hanımlar) 21 Selim Sırn Bej tarafından konferans 21,30 stüdyo or. kestrası ve cazı. mükâfat veriyoruz No. 3 1 :ı VİYANA: 17,15 lklndi konseri . 18.25 tagannl ve plyano konseri 18,55 üç kısa musaha be 20,20 şarküı ve musikill spor . 23 masallar 23,20 musahabe . 23,35 aksam haberleri ve hava raporu . 23,55 akşam konseri 1,05 dans havaları. BERLİN: 17,05 musiki ve mizah . 19,35 dlnleyidw' lerle hasbıhal . 20,05 kcnser: Şubertin eserleri 20.45 günün akisleri . 21,05 ha 4 berler . 21.20 devlet merkezi neşriyatı . 22,50 Alman merkez radyosu neşriyatı 23,05 haberler . 23,25 konser: Muzartm eserleri . 23,50 Kolonyadan nakiL 1 inci hane: Alfabenin bir harfi 2 nci sıra, soldan sağa doğru: şart edatı 3 üncü sıra, soldan sağa doğru: gündelikçi olarak çalışan adam 4 üncü sıra, soldan sağa doğru: Öztürkçe sıhhat manasına gelen kelime 5 inci sıra, soldan sağa doğ'uf Boşta gezen, işi olmıyan 6 ncı sıra, soldan sağa doğru: garez 7 nci hane: Alfabenin bir harfi Bundan maada, ortadaki yedi haneli sırada yukarıdan aşağı okunduğu zaman gene 4 üncü sıradaki öztürkçe sıhhat manasına gelen kelimeyi teşkil edecekth * Öz türkçe bilmecemizi halleden okurlarımızın bu zahme^lerine mukabil kendilerine birer hatıra takdim etmeği düşündük. Bir ay zarfında çıkan seki/. bilmeceyi doğru hallederek «Cumhuriyet öz türkçe bilmece muharriri» adresine gönderenlerden bir kişiye güzel bir mürekkepli kalem, diğer 24 kişiye ipekli mendil, para cüzdanı, dolma kalem gibi münasip birer hediye verilecektir. * Karilerimize bir nümune olsun diye geçen defa ilk bilmecemizin halledilmiş şeklini koymuştuk. Fakat bundan sonra tabiatile ancak karilerimizden mükâfat kazananların isimlerini ilân ederken sekizininkini birden basacağız. BUDAPESTE: 17,05 ev idareslne dair neşrlyat 18,05 zirai neşriyat . 18.40 konser 19,55 lngl. lizce . 20 25 konser 21,05 konferans • 21,40 taganni konseri: Çingene orkes trasının refakatıle Macar şarkılan . 23,15 opera orkestrasınm konseri. HAMBURG: 17,05 Breslavdan nakil . 18,35 sonba harda yapraklar dökulürken . 18,50 genç lik neşriyatı 19,05 radyo revüsü . 19,30 kahramanlar . 20,05 sonbaharda Kiel limanı . 21.05 akşam haberleri . 21,20 Alman merkez radyosu neşriyatı . 23,25 mu. sikl . 24 05 Hanverden naklen eğlen . celi konser. VARŞOVA: 18.05 Çekoftan eğlencell sahneler . 18.55 radyo postası . 19,20 oda musikid . 19,50 kitaplara dair 20,05 tagannl konseri . 20,25 hali hazır vukuatı . 20,35 gramofon21,05 hafif musiki 22 50 konferans . 23,05 reklâm konseri . 23,20 dans havaları . PRAG: 18 25 halk şarkıları 18,45 gramofon . 18,50 ziraî neşriyat . 19 almanca neşriyat 20,20 rusça öğreniyoruz . 20,40 iktısadi neşrlyat . 20.55 viyolonsel konseri 21,10 komedi . 21.20 keman konseri . 22,20 Brur den nakil . 23,05 haberler . 23,20 caz or . kestrası. T Ü R K Sinemasında Bugünden itibaren programa ilâveten t c Yeni eserler Yarasa Marsiiyada suikaste ugrayan Kral Aleksandrın cenaze merasimi fbrahtm Hoyi Bey dünje eöeblyatmdan küçuk niKâyeıer serisınm Dirmcısı ola rak Varasa ile altı küçük hikâyeyi t«r cüme etmiştir. Fiatl 30 kuruş olan bu edebi hikâysleri karilerimize tavsiye ederız. Hoüvııt Filmi yanında pek sönük kalıyor. BİTMEMİŞ SENFONİ Baş rollerde: En giiıvl opcra temsili Holivutun 24 teşrinievvel nüshası çok güzel resımler ve birçok filim mevzuları ile intişar etmiştir. OSMANLI BANKASI Osmanlı Bankasınm Galata, Yenicami ve Beyoğlu dairelerj, Cumhırriyetin ilânının yıldönümü mü nasebetile teşrinievvelin 29 uncu pazartesi günü kapalı bulunacaktır. MÂKS BİR KADINLARINSEVDiGi Fransızca sozlu buyuk hıim seyırcı • •••» ^r^m •• « m • heyecan ve bu dev gibi kuv.eili odamlar karçısmda : Bir güzellik M i R N A L O Y Baştan nihayete kadar HEYECAN • DEHŞET ve MERAKL1 sahnelerle dolu : 100.000 | A | ( D E M P S E Y Haltem : karşısında PRİMO KARNERA Sörülmenu* bir MARTHA EGGERTH ve HANS JARAY Teçrinievvel çarşamba akşomından itibaren Eki {artistik) sinemasında Yarler mahdırt btılunduğundan evelden aldırılması mercudur. Telefon: 42851 Gala suvaresi iç n Hatltr. Belıdiıni T e p e b a s , Şehir tiyit . ehlPllyaîrOSü Cuma gıinündenberı 20,000 kışiden faZİa seyırcinin kahkahalarla sejrcttijfi fılmi mutiaka ıo«unda bu akşam saat 20 de 31 CÜRİ M ve CEZA 20 ublo Yazan F. M. Dostcyevsky Tercümc edenReşat Nuri T U R K Sinemasında görmelisiniz. Yarın matinelerden itibaren İPEK s i n e m a s ı n d a MARIE GLORY JEAN MURAT Armand Bernard Bir görcn bir dalıa görüyor... Siz de mutlaka görünöz. Dakti o Evleniyor lllllllll r.ocaiar 300, 250 Ko'tuk 50. Sandalya 40, (îaleri iO kuruş. Salıdan itibaren son haftasıdir. * * * E LE K sinemasında büyük müsamere olarak, sinema artistlerinin en sevimlisi Bu akşam 1 100. 75, 60 ve 40 kunı* JchlpTıijaîrosu Eski Fransız Tiyatrosunda BU AKŞAM Saat 20 de Operet 3 perde MARSÎLYADA SUİKASTE UĞRIYAN YUGOSLAVYA KRALI ALEKSANDR Hz. ile M. BARTOU'mın VEFATI Marsilvada ve Pariste yapı an bilumum merasim b u a k ş a m YARASA FRANZISKA GAAL M |L| sinemasımn programına ilâve olarak gösterilecektir. Besteleyen : Yohana Ştraus Tercüme eden l' krem Reşit Operetin fıatlennde hüyiik tenzilât vardır. Baştan nihayete kadar zevkli zengin sahneler, şen, şakrak musiki, çok eglenceli kahkahalarla dolu mııazzam fiiim: İLKBAHAR RESMİGEÇİDİ Numaralı koltuklann evvelden temini rica olurur. Tel. 40868 SUMER Mükemmel Fransız filmini takdim ediyor Baş rollerde: Bu akşam Raşît Rıza tîyatrosu 24 teşrinievvel çarşamba akşamı saar 20,30 da Vodvıl 3 oerde Yazan: Bedıa H., VasM Ri7a B. Fıarler: 500 400 .CO 75 • 50 ?0 S A R A Y ( eski Glorya ) Sinemasında Yarın akşan S A R A Y Sinemasında Zenciler Kralı 1 inci B U B U L Binlerce zenci Fîaüran Kemali neşe ile en son muvaffakiyeti olan MiLTON Lübnan Melikesi ( Pîerre Benoit ) ntn şaheseri ( Eski Artfetik ] sinemasında Otılar ermiş ÜskUdar HALE sinemasında Nil Şarkısı Mümessill RAMUN NUVARRO İlâveten : Vahşi hayvanlar esrarı JEAN MURAT SP1NELLY • Chakatuni Bu filmin mükâlemeleri sureti hususiyede müellifi Pierre Benoit tarafından yazılmıştır. Yerlerin evelden aldınlması rica olunur. Telefon: 42851 BİR FRANSIZ MATMAZEİT tarafından fransızcalarmı ilerletmek istiyenlere ders verilir: Beyoğlu 3 4 8 Suriye çarfi «droine tahriren müracaaL