!?4reşrinievvel 3* Cumhariyti TELGRAF MABERLERI Suikast ve Sovyet matbuatı Gaııdînln keçisil nadolu Ajansının, Bombaydan alıp bize verdiği bir telgraf haberine göre, Hindistan sosyalistleri, Gandinin kendi kadar meşhur keçisini çahp, efendisinin elbisesini sırtina, gözlüklerini de burnuna geçııdikten sonra, zavallı hayvanı soicak sokak dolaştırmışlar. Bir milletin kurtuluşunu, bizzat tutacağı oruçla, edeceği dnadan ümit edecek kadar budala bir adamı tezyif için, bu günahsız keçiyi böyle kepaze edenlerin aklına şafarım. Batıl itikat ve kanaatlerin, kokmuç, muzır birer leş gibi her kapıdan kovulduğu, her bucaktan sürüldüğü bu asırda, peygamberlik tashyan Gandinin keçisi, efendisinin, yalnız talih itibarile dunundadır. Ben, bu bedbaht hayvanı yakmdan görmüş değilim. Yalnız, bundan yirmi altı yıl evvel, gene böyle, halkın tapındığı diğer bir şahsiyetin refakatinde bulunan başka bir zavallı hayvan hatırlarım. Bu bir geyikti. Rumelinin Resne dağlannda, Bulgar, Sırp, Yunan komitacılarile Türk takip kuvvetlerinin karşılıklı atıştırdıklan silâh seslerinden çaşkına dönüp, ne tarafa gideceğini bilmiyerek, günün birinde o mühim şahsiyetm karşısma çıkıvermiş, eline esir düşmüştü. Bundan sonra, mazlum hayvanın hayatında, daha çok sıkıcı ve üzücü bir safha başladı. Ah, o cennet gibi Rumeli dağları'. Oralarda doğup, büyüdükten, o kuytıı ormanlann içerisinde, çağıl çağıl, erimiş billur gibi akan sulann dibinde, akşamlan, tatlı mor bir renk bağhyan dağlann durukîarında, Vardann temiz ve canverici rüzgârlannı ciğerlerine doldura doldura yaşadıktan sonra, zavallı geyik, Şdhzadebaşının salaşlarına kadar düştü. Burada, adi bir soytan, bir şebele maymunu gibi. kırk para mukabilinde kendini seyrettirdi. Biçarenin melul melul bakışı, hâlâ gözlerimin önündedir. O bakışta öyle bir ıstıraplı ifade vardı ki, karsısmdakine, sanki: « Sadece bir geyik olarak kaîsaydım, şeref ve haysiyetime, bütün hemcinslerim gibi, ben de sahip olurdum. Bu derekeye düşmekliğim, bir geyik olduğumdan değil, Niyazi Beyin geyiği olduğum içindir!.» Demek istiyordu. Işte, Gandinin keçisi de, alelâde bir keçi olsaydı, Bombayda uğramış olduğu teşhir cezasına elbette uğramıyacaktı. Lâkin bu hayvancıklann ne suçu var? Kabahat, ideali hayvanlaştıran insanlarda değil mi?. Ben, Hint sosyalistlerinin ye* rinde olsaydım, Gandinin keçisini rahat bırakır, sokaklarda asıl kendisini dolaştınrdım, ve o zaman, ibret daha müessir olurdu. ERCÜMENT EKREM Deniz konferansı Ihzaıî müzakereîere, iki taraflı görüşme şeklinde, diin Londrada başlandı Tokyo 2 3 (A.A.) Zannedildiğine göre, hükumet terkedilmiş olan Japon deniz tekliflerini Londra ve Tokyoda ayni zamanda neşretmek niye • tindedir. Londradaki Japon heyeti, prensîp itibarile, hususî cereyan edecek olan iptidaî müzakereler esnasında teklif lrini neşretmemeğe karar vemniştîr. Bununla beraber müstesna bîr vaziyette bn tekliflerin neşri kabildir. İngiliz • Japon deniz müzakereîerine bu sabah M. MacdonaJdın riyase tile Dovning • Streette b'ilanmıstvr. Londra 2 3 (A.A.) Röyter ajann bu sabah yapılan görüsmelerin bil • hassa Japonlann tekliflerile bundan çıkan noktai nazar üzerine olduğunu zannetmekte dir. Röyter ajansı Japon tekliflermin muhtıra veya berhangi yazılı bir vraika şekünde verilmediğini, şifabî bir tebliğ şeklinde yapıldığını haber al nvstır. İki taraflı görüşmeleri Gç taraflı görüşme haline koymak meselesi henüz ortaya atılmamıştır. Resmî tebliğ görüsmelere 20/10 da devam edileceğini bildirmekle iktifa ebnektedir. Bîr Rus gazetesi, Alman faşistlerinin haricî siyaset sahasmdaki faaliyetlerile son suikastler arasında münasebet görüyor Moskova 2 3 fsvestia gazetesi Marsiiya suikasti hakkında yapılmakta olan tabkikatın inkişafından bahsedrn bir makalesinde d'vor ki: «Küçiik Itilpf ile Balkan itilâfııun almış olduklan karar suretinden şu netice istihraç olunabilir ki Çekoslovak ya, Romanya, Yugoslavya, Türkive ve Yunanistan tethişçi faşist teşekküî'eri nin ve bunların merkezlermin caniya ne mesaisine ait ifsaatın sulhun tarsini için haiz olduğu ehemmiyeti nazari itibara alarak bütün devletlerin bilâistisna Marsiiya suikastinin hakikî failleri • nin meydana çıkanlması hususunda teşriki mesaide bulunmaîan lüzumu na kanaat grtirmişlerdir. Küçiik Itilâf ile Balkan itilâfınm hattı hareketleri • nin doğruluğunu kabul ve teslim et mek icap eder. Bu hattı hareketi Sov' yet Rusya da tasvip edecektir. Sovyet Rusya, tethişçi faşist teşekküllerinin tahripkâr mesaisini meydana çıkarmağa matuf bütün tedbirleri ve yeniden kanlı bir harp çıkmasına mani olmak için ittihaz olunacak her türlü tedabiri teveccühle karşılar.» Moskova 2 3 «Le Jonrnal de Moscou» Marsiiya suikastini tahlil eden basmakalesinde söyle diyor: «Siyasî tethiş, herkrs tarafından takbih edildiği, bütün burjua siyasî cereyanlan ve hatta ihtilâlciler tara fından reddolunduğu ve anarşistler bile bu mücadele usulünden vaz geçtikleri halde Alman nasyonal sosyalist leri tethiş usulünü gündelik mücadele vasıtası olarak kullanmağa başladılar. Nasyonal sosyalistler arasında 'ethiş usulünün nazariyecüeri bile ortaya çıktı. Alman faşizmi, faaliyetini ken di memleketine hasrederek ttalyan faşizmi hilâfına olarak adeta bir ihrae metaı oldu. Alman faşizmi dünyamn her tarahnda teşkilât vücude getir • mekle kanaat etmiyor, ecnebi metnle • ketkrde kendine istinatgâhlar vücude getiriyor. Birçok teşkilâtlar Almanyanın faşist teskOâtlanna samimî bir »urette merbutturlar.» Bu gazete M. Duka ve M. Dolfüsün katillerinln Münih faşist teskilâtı ile olan rabıtalanndan bahsettikten ve maktuller listesine bakılınca muayyen bir gayeve tevcih edilmis bir sistemtn tatbik fdildi^inin anlaş;laca ğını kaydeyledikten sonra şöyle di yor: «Bu gaye yenî bir harp hazırlamak gayesı'dir. Bu suikastrn her birintn ikaını müteakıp bütün dunya pek tabiî bir telâş ile bunun yeni bir barbin isareti olup olmadığı sualini soroyor. Zira bütün dünya pek iyi anlamıştır ki bütün bu suikastler, beyneJmilel siyaset sahasından kaybolmalan yeni bir harbin patlak vermesini tacfl edecek olan şahsiyetlere karsı tevcih edflmektedir. Bu sebepten dolayı beynelmilel şümuKi olan bu siyasî cinaytleri tertip ve idare edenlere karşı mücadele etmek mese'esinin beynelmüel meseleler «ıasına girmesinde saşılacak birşey yok tur. Ayni gazete makalesinde Alman faşistlerinin son zamanlarda haricî siya • set sahasında sarfetmekte olduklan faaliyetle Sinaya, Viyana ve Marsüva hâdiseleri arasında bir münasebet görmenln şu nticeye vâsıl olmak için kâfi geleceğini yazmaktadır: «Cihan efkân umumiyesi mostacel ve çok mühim bir mesele karşısında bulunmaktadır. Canilerin ellerini, kollarını kün harekete getiriyor? Onlar vasıtasile yeni bir harp ikaına çabşan kimdir? Bu mesele tamamile tenvir edümek icap eder. Bu maksatla crâayetleri tertip edenleri meydana çıkarmak ve onlara damga vurmak ve bil J hassa yeni bir harp çıkarmağa çahşan I lan projeîerini tahakkuk ettirmek hn | kânınd&n mahrum btraJonak için bütün \ kuvvetleri ve vasıtalan seferber etmek ' lâzımdır.» HEM D n NALINA MIHINA 20 senedir yaşıyan bîr yalan! 1 1 Gazi Hz. M. Kara Yuııan Dahîliye hanı kabul ettiler Yeni sefir diin itimatnamesîni takdim etti Ankara 23 (Tclefonla) Yeni Rus elçisi M. Karahan, bu sabah ts • tanbuldan gehnif, sefaret erkânile dostlan tarafından karşılanmışür. Bu strada Başvekil tsmet, Medis Reisi Kâzun Paşalarla Vkiller, Hariciye Vekfli Tevfik Rüştü Beyi istikbal için istasyonda bulunuyorlardı. Medis Reisi, Başvekil ve Vekillerimiz yeni sefire «hoş geldiniz» demişlerdir. Kara han, öğleden sonra Reisicumhur Hz. arafından kabul edilerek itimatnamcsfni vermişth*. Sefir müteakıben tsmet Paşa Hz. ni de makamlannda ziyaret ederek bir saat kadar görüşmüştür. Nazırı istifa etti Hükumet Elmniyet müdürlerini azletti Atina 23 (Hususî) M. Venizelosa yapılan suikastin elebaşi • lanndan çete reisi Karatanasm en nihayet ele geçmesi efkârı umumiye üzerinde pek iyi bir tesir bırakmıştır. Muhtelif fırkalara mensup olan gazeteler müttehiden memnuniyet izhar etmektedirler. Hükumet diin öğleden sonraki kabine içtimaında merkumun bu kadar zamandanberi Atinada bu • lunduğu halde ele geçirilememe • •inden dolayı emniyet müdürünü, jandarma kumandanmı ve hususî emniyet teskilâtı müdürünü azley • lemistir. Bunlardan sonra da Da • hiliye Nazırı istifa etmiş, hüku • metçe istifası hemen kabul edil • mistir. Azledilenlerin yerlerine yenileci tayin edilmiş Dahiliye Nezaretine de ya muvakkaten münakalât Na zırı M. Rallis ve yahut ta asaleten ahali frrkası ileri gelenlerinden M. Heloros tayin edilecektir. ngiliz gazeteleri, lngilterenin Snavatan filosu, kumandanı Amiral Boyleden bilmünasebe bahsederlerken bu genç amirahn Büyük Harpte içindeki 6000 askerle Gülcemal vapurunu batırdığını ve bu işi yapan geminin mürettebatma 30,000 İngiliz lirası mükâfat verildiğini yazıyorlar. Halbuki Gülcemal ihtiyarlığına rağmen sağ ve salim posta yapıp durmaktadır. Nitekim, daha dün Galata rıhtımında yatıyordu. Bu haberi İngiliz gazetelerinde görünce Gülcemalin Galata rıhtımında dün çekilmiş bir resmini İngilterenin anavatan filosu kumandanı Amiral Boyleye gönderdim ve batırdığını zannettiği geminin denizin dibinde değil; yüzünde olduğunu kendisine ispat etmek istedim. Gülcemalin resmi Amiral Boyleye gidedursun, bu meselenin nasıl olduğunu karilerime anlatmağı faydadan hâli bulmuyorum. Büyük Harpte İngilizierle Fransızlar Çanakkaleye asker çıkardıklan zaman, İstanbuldan Boğaza asker; cephane, erzak ve levazım nakliyatını menetmek için, Marmaraya denizalb gemileri sokmuslardı. Bunların biri de o zaman kıdemli yüzbaşı olan şimdiki Amiral Boylenin kumandasmdaki E. 14 denizaltı gemisi idi. E. 14, 26 nisanda, yani Geliboluya asker çıkarıldığının ertesi günü Boğazdan Marmaraya girmege muvaffak olmuş ve bu suretle Boğazı denizin altmdan ilk geçen tahtelbahir olmak çerefini kazanmıştır. Gemi, kumandanının bir îngiliz muharririne anlattığına göre bir hayli heyecanlı maceralar geçirdikten sonra 10 mayıs 1915 günü, güne^ batarken İmralı adam açığında bir muhribin himayesinde iki büyük nakliye gemisi görsrek bunlara hücum etmistir. İlk torpil boşa gitmiş, ikincisi hedefi bulmuştur. Kıdemli yüzbaşı Boyle vapurdan büyük bir duman sütununun havaya yükseldiğini, çelik ve tahta parçalannın, cesetlerin denize döküldüğünü görmüçtü. Sonra gece karanlığı yarah gemiyi kaplamıştı. Boyle kurbarunın akıbetini ve kim olduğunu bir müddet sonra anlamıştı. Geri döndükten sonra batan bu gemi, Geliboluya bir topçu bataryasile 6000 asker götüren Gülcemal vapuru idi. Gene İngiliz muharririnin yazdığına nazaran Boyle, İngiltere hükumetinden beher Türk askeri için beş lira olmak üzere 6000 asker için 30,000 lira mükâfat istemişti. İngiliz hükumeti yalnız tecavüzî silâhlara malik gemiler batırıldığı takdirde mükâfat verilmesi usulden olduğunu, Gülcemalin ise tedafüî surette müsellâh bulunduğunu ileri sürerek Boylenin bütün ısrarlarına ragmen bu parayı vermemiş, E. 14 ün mürettebatı da esasen hakketmedikleri bu parayı alamamişlardı. Hakikatte, hâdise şu şekilde cereyan etmişti: O gün iki nakliye gemisinden mürekkep bir grup Gayretivataniye muhribinin himayesinde Çanakkaleye gıdiyordu. Bu iki nakliyeden bin 'manlann Patmoa vapuru, diğerı Gülcemaldi. E. 14 önde bulunan Patmosa bir torpil atmışsa da tutturamamıştı. Fakat ikinci torpilini Gülcemalin baş tarafına isabet ettirmişti. Bereket versin ki infilakın tesiri pek az olmuş, geminin yalnız baş bodoslaması parçalanmış, tekne ve bölmeler mukavemet ettiği için vapur batmamış, insan ve malzemece zayiat olmamıştır. Gülcemal yedeğe ahnarak ertesi gün Istanbula getirilip Halice sokulmuştur. İngiliz Bahriye Nazırı Çurçil de hatıratında «bu geminin müthiş heakıbeti Türklerin denizden yaptıkları asker nakliyatını hemen men durdurmuştur» demektedir. Tevfik Rüştü Bey Ankarada Ankara 2 3 (Telefonla) Tevfik Rüştü Bey bu sabah geldi. tstasyonda Meclis Reisi Kâzım, Başvekil tsmet Paşalarla Veküler ve meb'uslar tara fından karşılanmıstir. Yerli mallarımıza gösterilen rağbet her gün artıyor Bursa «Hususî» Yerli mallarımıza karşı kalkın günden günc artan rağbeti ve millî fabrikalanmızın Avrupa mamulâtına hem fiatçe, hem de nefasetçe muvaffakiyetle rekabet edcbil mesi gün geçtîkçe fayizli neticeler vermekte, memlekette yeni yeni fabrikalar kurulmaktadır. Bühassa Bursada ipekçüik sanayii inkişaf etmektedir. Bursanın dördüncü yerli mallar sergisi bu noktadan çok muvaffakiyetli olmuş, Sergide teşhir edilen yerli mamulât çok beğeniîmişti. Bilhassa Muradiyedeki yerli kravat ve ipekli mensucat fabrikasının kravatlannın, güzellik ve sağlamlık Kibarile Avru • pa mallanna faik olduğu görülmüş tür. tnce bir zevk mahsulü olarak ya • pılan bu kravatlar bugün memlekeri • mizin her tarahnda Avrupa mallanna tercih edilmektedir. Evvelce her sene Avrupaya kravat için yüz binlerca lira verdğimîz halde yerli fabrikalann inkişafı sayesinde bu paramız şimdi memlekette kalkamkta ayni zamanda Türk işçisi de bu yüzden bir geçim vasıtası bulmaktadır. Araç, Tosya Taşköprü elektrikle tenvir edilecek Kastamonu «Hususî» Araç, Tosya ve Taşköprü belediyelerinin vuku bulan teşebbüsleri üzerine kazalannm elektrikle tenviri kararlaştmlmif ve Ankaradan bir elektrik mühendisi celbolunmuştur. Mühendis bu kazalarda lâzımgelen tetkikatını bitirmiş ve krokilerini çizmeğe başlamısbr. Krokile rin ikmalini müteakıp diğer hususat için hemcn faaliyete geçilecektir. Ruşen Eşref Bey Atinaya tayin edildi Ankara 23 (Telefonla) Rufn ELfv*f Royin A ' m » •Içiligine tayini ka rarnaroesi Âli tasdika iktiran etmiştir. Ustabaşıiar Rusyadan dönüyorlar 1023 kişi tabiiyetimize geçti Ankara 23 (Telefonla) Bir karaıname ile yecıiden 1023 kişi Türk vatandaşhğma kabul edil tniştir. Amerikafe " Güzeloğlan „ ı öldürdüler Vaşington 2 3 (A.A.) Adlîye Nezareti, Dillinger ö'.dükten conra, 1 nıonaralı halk düşm?ru flân edilen, <Güzeloğlan> lâkabile maruf Flo yidin öldürülmüş olduğunu haber vermektedir. Floyid, zabıta memarlarile bir çarpışma neticesinde EaatLivrrpul d varında maktul düsmüsiür. Moskova 22 (A.A.) Türkstroy da hususî kurslan flonal eden Türk ustabasılan Odesa yolu fle Türkiyey* hareket etmiş'iîrdir. Hareketierinde, Moskovadaki Türk jeneral konsolosu tsmail Beyle, Türkstroy trös • tü müdürü M. Zolotaref, Sümer Bank mümessiH Fahri Bey, Türkstroy ida • recileri, kursun muaUmilen ve diğer zevat haznr bulunmuşlardtr. Veda samrmî ohnostur. Daha 25 işçıbaşı 3e 5 mühendis malumatlanm tevsi için Sovyet Rusyada kalmışhr. Tekzip edilen bir haber Bükreş 23 (A.A.) Kralı hâmfl trenin Araddan geçişi münasebetUe budutta birçok Bulgar ve Macar tethişçilerinin tcvkifine dair çıkan haberler doğru değildir. Dahiliye nezaretine gelen raporlara nazaran Sauer bminde yalnız bir Alman tebaası tev'tif edilmisttr ki hok • kabazlıkla geçinen bu adam kâğıtsız ve serseri bir halde dolaştığı Çekoslovakya, Avusurya ve Macaristandan kovulmuştur. Son d'fa Macar maka • mah Saueri hududa getirmişler bu da geceleyin dört beş serseri ile birlîkte gizlice hududu geçmiştir. Diğer serseriler henüz yakalanmamışhr. Bu tevkif hâdisesinin Kralı hâmil trenin Araddan geçişiyle hiçbir alâkası yoktur. Yeni bir stratosfer tecrübesi Detroit 23 (A.A.) Belçikalı meshur Stratosfercinin kardeçi M jan Plrar saat 6,58 de atratosfere uçnnıştur. Beraberinde zevcesi vardu*. İngiltere Avustralya tayyare yarışı Blrinci sahifeden mabait canlı alkışlarına mukabele ettikten sonra, bozuk olan motöt.ü işletmek için hararetle fialiyete geçtiler. tki saat sonra motör işliyoedu. Jones ile Valler motörlericıin bozukluğundan Batavyadadırlar. Mac Gregor ile Walker 7,12 de Kalkütadar. Ranguna uçmuşlardır. Hevitt ile Kay 5,55 te Karaşiden Allahabada kalkmışlardır. Skodart Bağdattan dün 23,2 de Buşire hareket etmistir. Hansen Buşire 14,19 da gelmistir. Melrose Bağdattan Buşire dün 23,3 te hareket etmistir. Wrighet ile Polnado Bağdada 7,25 te gelmislerdnr. Davies ile Hill tayyare kanatlannda olan bir bozukluktan dolayı henüz Kıbnsta'lırlar. Şav Halepten 8,43 te ayıılmış tır. Brook Rom^dadır. Tekirdağına giden muhacirler Tekirdağ 23 (A.A.) Şehrimize Romanya ve Bulgaristandan muhacir gelmesi devam etmektedir. Dün Ro • manyanın Pazarcık ve Tutrakan havalisinden bin muhacir gelmiştir. Londrada sevinç Recep B. Ankarada Başvekile intihabata dair izahat verdi Ankara 2 3 (Telefonla) Diin aksam Fırka Umumî Kâtibi Recep Bey Başvekil İsmet Pasayı makamlannda ziyaret ederek geç vakte kadar görüf müşlerdir. Bu görüsmelerde Recep Be* yin Belediye intihabatı neticeleri hakkında tsmet Paşaya izahat verdiği tahmin olunmaktadır. Bu mülâkatta Dahiliye Vekili de haznr bulanmuştur. Londra 23 (A.A.) Skot ile Blekin motörlerinde oiddî sakatlık bulunduğuna ve kendilerini takip eden Holandalılarm bu sebepten müsabakayı kazanacaklarına dair çıkan şayialar, logilterede büyük tesir uyandırmıştır. Lâkin, bugün motörün tatnir edildiği ve tayyarenin de uçmağa hazı< landığı haber alınunca, bu mühim yanşı, derin bir alâka ile takip eden memlekette heyecanlı b'r sevinç hasıl olmuştur. Mareşal Peten ve Jeneral Görin&, » Holandalılar ikinci Melburn 23 (A.A.) tkinci olan, Holandah Moll ile Parmantiyenin tayyaresi, Komete nazaran 10 saat gecikmiştir. Holanda Kraliyeti tayyare cemiyeti, Melburndaki mümessiline çrktiği bir telgrafla, Skot ile Bleke Melbıtrna indiklorî sırada, hayramlık ifade eden bir ibare ile defne dallanndan yapılmıs bir çelenk tak dim ermesini emretmiştir. İki facîa Londra 23 (A.A.) LordraMelbnrn yanşına stirak etmcs olin G3I man ve Baenesin tayyaresi dün sabah Potenta eyaleti dahilinde kâın Palazza Angervasioda düşerek pvça'an • mjşhr. Tayyare a.es almıs ve içlnde kiler kömür haline gelmiştiı. Tayya rede iki tayyareciden başka kimse yoktu. * Gillman, Atinaya gifanek üıere Londradan hareket etmişti. Londra 22 Tayyare yanşmda krometreleri kontrola memur t »giîız Etero kvlübünün mümessillen'ni taçıyan üç motörlu büyük tayyare Sing.a« porda düşerek parçalanmıshr. Alh kişi Bbnöştür. Şarloşü 23 (A.A.) Mslburna hareket etmedcn evvel Moll Darvinden itibaren gayet müsait hava şartlanna tesadüf ettiklerini söylenıistir. Hukuka devam mecburiyeti kaf î Birinci sahifeden mabait nazarî dersler mecmuunun üçte ikisidir. Mücbur mazeretlerle de olsa bu kadar derste bulunmamış talebe imtihana kabul olunmaz.» Bu şerait dahilinde birçok talebe Hukuk Fakültesini terketmek meeburiyetinde kalmaktadır. Terke denlerin ekseriyeti fakir ve haya • tmı kazanmak mecburiyetinde bu • lunan erkek talebelerdir. Devam mecburiyeti hareketi yalnız talebe arasıeıda değil, talebe ebeveyni ve hukukçular arasında da münakaşalara sebep olmaktadır. Umumiyetle bu münakaşalarda Hu • kuk Fakültesine devam mecburiyeti konmasınm fakülte s nıflannm diğer edebiyat tarih kısımları gibi fazla rağbetten düşurülmesine sebebiyet vereceği ileri sürülmektedir. Amerikalılar iiçüncü Amerikah Tıarner ile Pangburn üçüncüdürler. Mollisonlar hâlâ AllahabatdadırIar. Oradan hareket edecekleri «üphelidir. Hakikati halde, Gülcemalde kimsenin burnu kanamamış ve nakliyat ta asla durmamıştır. Fakat 1915 mayısmda çıkan bu ya'»n'n 3'irmi senedir hâlâ makta olması çok gariptir vaşa Son vaziyet Londra 23 (A.A.) Hava yarı«ina girenlerin son vaziyeti şudur. Parmentier ile Moll saat 10 da Şarlövilden Melburna hareket et • mişlerdir. Tnrner île Pankborn 8.42 de Daryinden Şarlovine uçnruslardır. Ttlgraflar, Kral Aleksandrın cenaze meraEİmi münasebetile Bel 1 grada gir!en Fransız Harbiye Nazırı Mareşal Peten ve A man Hava Nazırı Jeneral Göring arasında şayani dikkat bir mülâkat vuku bulduğunu haber vermişîerdi. Resmimiz Fransız ve Alman Nazırlarım bir arada gösteriyor.