14Teşrinie?vell934 Marsilya suikastinin tüyler ürpertici intıbaları (Sofda) Kral Alektandr Belediyedairesînde Marsilyadan gelen ilk mektup Marsîlya 11 (Hususî muhabirimiz • den) Dün, gözlerimin öniinde cereyan eden müthis facianın heyecanını hâlâ gideremedim. Tabanca lesleri, halkın bağınp çağırması, su dakikada bi« le kulaklanmda çınlıyor. Diin »abahanberi, Marsilya sehri, nes'e ve «abtnızlık içinde, muhterem bir muafiri karşılamağa hazırlanıyor • du. Bütiin şehir baftanbaşa Fransu ve Yugoslav bayraklarile donanrruş, li mana ve alayın geçeceği caddelere bakan kahvelerin önü meraklılarla dol • mustu. Halk, bur?nın dünyaca meş • hur Kanbiyer caddesinin ilri tarafma dizilmif, Kralın gelmesine daha epeyce vakit olduğu halde, yerini kaybet memek kaygusile, mütevekkSâne, kı • nrüldanmadan bskliyordu. iv* "• Saat 16 da limrna giren Dubrov nik kruvazörii çehri toplarile selâmla • dı. Bir çeyrek sonra, Kral AJeksandn taşıyan ufak motör, gelip nhhına yanaşıyordu. Hükumet namına, ParUten kendi • sini karsılamağa gelen Hariciye Na • zın M. Barhı, birbirini miiteakıp çalınan Yugoslavya marşile Marseyezin orlalığı çınlatan nağmeleri arasında ka raya ayak basan necip misafire, Fransanın ve Fransız milletinin dost sevinç duygularını arzetti. İkisi yanyana, körüğü kapatılmış bir açık otomobile yerleştiler. Karsdarına da, Kraluı, Fransada bulunacağı müddetle, mihmandarlığma tayin edilmis olan Yüksek Askerî Şura azasından Jeneral Jorj (Georges) olurdu. Program mucibince, en ewe!, Ş*rk ordusa kahramanlan namına dikilen abidenin ziyaretine gidilecekti. Alay, bu istikamette hareket etti. önde ve arkada polis arabaları yürüyordu. Her kaldınmın üstünde, kuzu gibi seyre duran halkın ileriye doğru taşmasına mâni olmak için, yeryer ünifonnalı zabı • ta memurlan görülüyordu. ö n »afta giden arabalardan bir i • ki tanesi yerli, yab?jıcı, gazete rouha • birlerini taşımakta idi. Tam borsanın önüne gelmistik. Genç, uzun boylu, hüviyeti meçhul bir şah • sı, durmakta olduğu sağ taraftaki yaya kaldınmının öniinde resim almak la meşgul bir gazete fotoğrafçısı itti ği gibi, yolun ortasma fırladı, ve agn* ağır flerliyen Kralın otomobüinin basamağma atlayıverdi. Sağ elinde koca man bir tabanca tutuyordu. Hiç kimsenin müdahaleye vakti ol madan, meçhnl şahıs, arabanm içîne doğru ates etmeğe basladı. Ortalık birdenbire kansmıytı. Esasen pek gevşek olan inzibat kordonlannı yaran ahali, vak'a yerine atılmıy, müteamzın îizerine, onn yakalamağa ko»mufto. Herif, süratle geriye döndü. Ve bu sefer de, «ol elindeki başka bir ta banca ile halkın iizerine atey açtı. Kralın otomobiline çoför olarak tayin edilen sivfl zabıta memuru, katili o aralık ensesinden yakaladığı gibi, otomobili atla takip eden bir Fransız miralayı da, herifm ba;ına yalın kılıçla vuruyordu. Mütearriz yere yuvarlandı. Yediği kılıç darbelerile yaralanmış, sersemle • mîşri. Tahkikah ifkâl ettiğinden dolayı, teensufe şayan olan cihet, bu adannn ahali tarafından linç edflmiş olmandır. Eühokika, praya Ofusen memarUrm | ğer biri de karaciğerinin ve gene sağ kısmından girip sol akciğerinin albn • dan çıkmıstır. Yardıma koşan memurlar, bir taraftan M. Bartu ile Jeneral Jorju hastanelere götürürlerken, diğer taraftan da Krahn otomobili son *ü • ratle hükumet konağına sevkedilmiş • tir. Lâkin, maalesef, saat 17 yi bes ge • çerek, hükumet konağuıın cephesinde asılı duran bayrağın yarıya indirilmesi, orada birikmi* binlerce insana a a ha • kikati anlattı: Kral ölmüstü. Ve yarım saat sonra, sehire Hdnci bir kara haber daha yayıldı. M. Bartu, bu emektar ve dürüstlüğü ile tanınnus büyük devlet adamı da, yapılan bütun müdavata rağmen, hayata gözJerini.kaparaış bulunuyordu. ./,•'••. Bu cinayetin kurbanlan bondan ibaret kalmamıs, azılı caninin savurduğa kursunlarla on kisi daha yaralanmış ve bunlardan, bir zabıta memuru da, götürüldüğü hastanede ölmüstür. Katilin hüviyeti hakkında yaptığım tahkikat neticesinde, merkumun Pet» rus Kalemen nanunda bir Hırvat ol • duğunu, otuz bes yasuıda bulunduğu • nu ve Zağrepte doğduğunu öğrendim. Üzerinde bulunan bir Çekoslovak pasaportunda, aynen çu kayıtler vardır: Çekoslovak Cumhuriyeti Pasport numarası: 479 . 9275 . 1934. Sahîbi: Kalemen (Petrus). Oturduğu yer: Praha. Mesleğî: Tüccar, Doğduğu yer ve tarih: Zağrep. 20/12/1899 Katilin yalnız olmadığı ve bir Make» donya ihtilâl komitasına mensup bu • lunduğu söyleniyer. Üzerinde yüz ka dar kursun bulunmuştur. Krahn içerisinde vurulduğu araba • yı vak'ayı miiteakıp yakından tetkik edebildim. Karoseri kısmmda, solda, bir kursun deliği göriilüyor. Döseme ksn içindedir. nakledildiği odada hayata göderini yumduktan $onra, (»ağda) M. Bartunun cetedi hestane de, ortada katil yere düştükUn toma 'frrrnır, t'ntttn altntrfon..; Suîkastin telgrafla haber verilmiyen şayanı dikkat tafsilâtı Diin Belgrada vânl olan Kral Piyer Hazretleri tiin gayretlerine rzğmen, haklı bir infial ile, caniyi ayaklar altına alan bir yığın halk, onun • eski bir tâbirle kârmı tatnamlayıvermiftL Herif, götürüldiiğü polis karakolunda ifade vermeden öldü. Kralın otomobüindeki manzara da çok feci idi. Hariciye Nazuı M. Bartu, yaralı olduğu halde yere atlıyabilmis ve telâşh telâşlı bir iki isaret yapıp, birşeyler söyledikten sonra, bayğm, yere yıkılrvermiîti. Gırtlağmdan vurulan Jeneral Jorj kan kusuyordu. Betbaht Krala gelince, oturduğu yerde, iki bükliim olmuş, hayat eseri göstenniyordu. Sonradan haber aldığuna göre, kab'lin attığı büyük kalibrede kurşunlardan biri sağ omu zuoun biraz asağuuıa •aplanmif, di • 'ral Alektandr üe FrahHS Rdriciye ffctzm. M, Barhı aaîkâstten Beş tlakika etroel Jtarp Vekiller Heyetinîn dünkü mühîm içtdmaı Birinct sahifeden mabatt Katile kıltçla vuran kaymakamtn söyledikleri Katili kılıçla vuran Fransız kayma • kam Pioilet cinayetten sonra şunlan söylemiştir: « Rue Reine Elisabeth caddesinin kösesinde, borsanın tam karsuuıdan Krahn otomobili, içerisinde M. Bartu ve jeneral Jorj da olciuğu halde geçiyordu. Kalabalıktan birden bir adam fırladı. Yayakaldınmındaki polisleri apan sız geçerek, atunm önünden sıçnyarak Krahn otomobilinin çamurluğuna fırUdı. Herifi geri atmak için Ktunı «ürdü, Söylendiğine göre dört Balkan Hariciye Nazmnın Türkiyeye yapacaklan seyahat tarihi de bu defa Belgratta kararlaştınlacaktır. Heyet bugün îstanbula geliyor Yugoslavya Kralı Aleksandr Hazretlerinin cenaze merasiminde hazır bulunmak üzere Hariciye Vekili Tevfik Rüştü Beyin riyasetinde Belgrada gideeek heyetimiz bu sabah Ankaradan şehrimize gelecektir. Fakat kâfi derecede süratle hareket edememiştim. Adam kolunu otomobüin penceresinden sokarak Krala ateş ettL Kılıcımı çıkardım ve adamın iizerine indirdim. Adam yere yuvarlandı. Bu arada şoförün de b:i adama ates ettiğini sanıyorum. Katilin yattığ; yerden de ates etmekte olduğu görülüyordu. Halktan ve polisten birkaç kişi yaraladı. Polisler abldılar. Atlı mubafızlar halkı geri atmak için Kralın otomobilini sardüar. Halk galeyanla katili linç etmek îstiyordu. Fakat polisler katili alarak borsa meydanındaki polis mevkiine götürdüler.» Heyetimiz bugün öğleden sonra saat dörtte hususî bir trenle ve Selânik yolile Belgrada hareket edecektir. Heyete Istanbuldan Deniz kumandanı kaymakam Talât Bey de iltihak edecektir. Heyet hareket etti Ankara 13 (Hususî) Hariciye Vekili Tevfik Rüştü Bey bu akşamki trenle hareket etti. Hariciye Vekilimiz, Başvekil Ismet Paerkânı ve "a, Vekiller, sefaretler birçok zevat tarafından teşyi olun» du. Ayni trenle Riysaeticumhur yaveri Celâl, Hariciye Vekâleti Ka^ lemi mahsus müdürü de gitmiştir/ Izzettin Paşa, heyete Eskişehirden iltihak edecektir. Cenaze merasimine iştirak edecek olan muhafız bölüğü, alay kumandanı Ismail Hakkı Beyin kumandasmda saat 20 deki trenle hareket etti. Bölüğümüzün avdette Romaıv yadan geçmesi muhtemeldir. tıldığuıı gördüm. «Yaşasuı Kral» diye bağvıyordu. Onun böyle bağırmasından Kralı sevenlerden biri olduğuna hükmetmiştim. Fakat kolunu kaldırarak, Kraldan on on bes santim bir mesafeden kursun sık< mağa basladı. Yumruğumla herife vurdum. Fakat gecikmiştim. Kral kendini koruyacak bb fırsat elde edemedi.» Marsilya derin bir matem içindedir, Gazete idarebanelerinin önünde taf • silât bekliyen halk, zavallı, betbaht Kra> liçeıin haline acımaktadır. KraJiçenin, zevcile birlikte yola çıkmışken, deniz tutmasına dayanamıyarak geriye dönmüş olması garip bir tesadüf eseri o • larak tefsir edilmektedir. Kralieenm btf gece, kara yolu ile buraya gelmesî b«4» Şoförün Belgrada gideeek Muhafız böîüğünün zabitleri fuunandan UmaÜ Hakkı Beyle beraber söyledikleri Suikasti miiteakıp Fransız hiikumetinin neşrettiği beyannamt Paris sokaklarında Yugoslavya Kralile M. Bartunun bulunduklan otomobili kullanan soför de şunlan anlatmıştır: c Bir adamın birden çamurluğa a