!İ4Te§rîmevvell9?4 Yugoslav îtalyan hududunda nümay işlere karşı tedbir alındı Blrind sahifeden mabatt re Novak, isminin, hakikatte (t*oc tişil Zvonimir) olduğunu ve 1904 te Bukovinada doğduğunu itkaf et • miştir. Merkum, bazı polis memurlarile bir gazete müdürünü katlet • tiğinden dolayı, evvelce Belgratta gıyaben ölüme mahkum edilmistir. O zaman, Avusturyaya kaçan Novak, oradan da Macaristana gidip, bazı mültecilere mülâki ol • rnustur. Kalemen ile Zurihte tanısmış ve ommla ve diğer üç şahısla birlikte Parise gitmisth*. Kalemen, ve Silnî nammdaki şahıs Pacisten Marsilyaya hareket ettikleri halde, diğer üç arkadaş Pa riste kalmışlar ve suikasti mütea kıp hemen savuşmuşlardır. Besinci şahsın, Vilinger olduğu anlasılmıstır. Bu adam, Hırvat fnrkasınm Macaristanda oturan bir murahhasıdır. vam etmesi içm çare aranmaktadır. Camttariyet Hâlâ mı yobazlar? Bir softanın, Hüseyin Rahmi Beye yazdıgı mektup... Alen Jerboya rakip bir Türk genci denizîerde... Mustafa Ihsan Bey tek başma ve küçük bir sandalla Akdenizi dolaşarak Cezayire vardı Yeni Krala Belgratta söylenen tb'zler Belgrat 13 (A.A.) Çocuk Kralm Belgrada muvasalatından payi taht Belediye reisi kendisine ana • nevi tuz ve ekmeği takdim etmiş, Başvekil M. Uzunoviç de fu söz • leri soylemistir: cHükumeti Kraliye ve bütün Yugoslav milleti zatıhaşmetanelerini selâmlar ve ona namütenahi sada • katlerini ve sarsılmaz merbutiyet lerini arzeder. Hükumet ve millet sevgili Krallarınm Yugoslavların ümidi olan zatıhaşmetanelerinin yanibaşmda azimle yer almaya büyük ve ebedî pederiniz birinci Aleksandrm Yugoslav vahdetintn banisi olan kahraman Kralm mirasını mu • hafaza etmeye ve Yugoslavyayı ko> rumaya yemin eder.> tarafından takip edilen siyaseti aynen takibe devam edebileceği ka naati umumidir. M. Bartanan cenaze merarimi Paris 13 (Hususî) M. Bartu • nuu cenaze merasimi bugün yapıldı Cenaze merasimine muazam bir kalabalık iştirak etti. Talutun konulduğu Hariciye Ne zaretinin saatli salona siyah kumasla ve birçok çelenklerle örtulmiiştu. Kral, Kraliçe ve hükâmetlerm muazzam ve sayısız çelenkleri arasukla ez • cümle Yugoslav, Türk, Japon ve sair hükâmetlerin çelenkleri nazan dikkan' celbediyordu. Keza balkm hissiyatmı gosteren mütevazı büketler temyiz edOmekte idi. Tabut kaldınldıktan tonra cenaze alayı teşekkül etti. Reisicumhur M. Al ber Löbrön, devîet reislerinin gönder • diği fevkalâde miimessiller, sefirler heyeti, meb'usan ve âyan meclisleri reisleri, nazırlar, ecnebi hükumetler mu • messiüeri, Milletler Cemiyeti mümessO* leri ve müteaddit heyetler cenaze alayı içiode göze çarpmakta idi. Alay Envalite gelerek tabut çelenkleri hâmil ve siyahlaria örtölü dört muazzam su • tun üzerine haznrlanan mnhalle ko • nuknuştur. M. Dumerg ölen Hariciye Nazı rınm hayatım anlatarak dedi ki: M. Bartunun bütün barekâhna hft kim olan büyük bir vatan aşkı idi. Bunlar, bugünkü nesillere birer misaldir. M. Dumerg, M. Bartunun siyaseHni «düriist bir sekilde tetbik edilip Fransanın büsnu niyet sahibi butun millet • leri davet ettiği bir siyaset» olarak tav stf etmistir. Elebaft: M. Doktor Polis bu sabah Rajtişi de tekrar sorguya çekmiştir. Rajtiş, «uç orta ğı Postişilin dünkü itiraflarraı te • yit etmiştir. Rajtiş Yugoslavyadan 1928 de ayrılmış, Macaristana geçmistir. Rajtiş, Paseliçin tethiş teşkilâtına mensuptur. Rajtis, dört suç ortağını Lozanda bekleyip Parise getiren esrarengiz şahsı Mösyo Doktor ismile tanıdıklarmi soylemiş, elbiselerinin, kısmen Lozanda, kısmen de Pariste bu a dam tarfından alındığraı bildirmiftir. Yugoslavya polis müfettîşlerinden biri, Raytiç ile Novakı itham edecel vesikalan buraya getirmiştir. Korkunç bir adam olan Raytiçin yakalanmasi, suikastin evveliyatı • m aydınlatmağa yanyacak bir muvaffakiyettir. Merkınn, Pariste, Ka lemen ile ayni otelde yatıp kalk • mıştır. Raytiç, Fransız ve Yugoslav po • lisince hüviyeti malum olan ve NaHs adını taşıdığı söylenen şüpheli şahısa benzediği için bu cihet te arastrnlmaktadır. ttalya hududunda tedbir alındt Yugoslavya dahüinde şmyanı kayit bir hâdise olmamıstır. Yalnız Italya • Yugoslavya hududunun ber iki tarahnda, ve Tiryeste fle LJyublana civarında, aradaki miinasebelleri ihlâl fdecek mabiyette nüma yiş ve hîdiselere mtydan vermiyecek ihtiyat t^dbhleri ahnm şbr. Diğer taraftan niyabet meclisi reisi Prens Pol, gazetecilere aşağı daki beyanatta bulunmuştur: « Uhdeme terettüp eden vazîfe çok yamandır. Kralın mahremi esrarı bulunduğum cihetle bu va • zifeye kassaten hazırlanmtş bulu nuyorum. Kralın, Yugoslav vahde • tini temin uğrunda kurduğu eser o derece esaslıdır ki, o oldükten so da, gene payidar olacaktır. Memleketîn vahdetini ikmal Için» daha baska canların feda edilmesi lâzun gelse de bu vahdet ülküsüne devam edilecektir. Yugoslavyamn bu vahim antnda, memleket dahüinde tam bir sükun vardır.» Üstat Hüse yin Rahmi Be yin gazetemizde tefrika edilmekte olan ve bizde ilk ilmî roman olmak itibarile merakla okunan (İn sa» önce maymun muydu?)da taassupla serbest fikir çarpıçıyor. Romandaki filozof Muallâ ile »ofta Enis Buhari bu iki akidenin mümessilidirler. Dikkate lâyık bir roman mevzuu haline getirilen bu fikir mücaJeleai ne hazindir ki söndü sandığımız karakuvvetten hâlâ bakiyeler mevcut olduğunu ispat etmektedir. Hüseyin Rahmi Bey Fatihten Mnttafa thsan Beyin tttanbaldan itibaren dolaftığt poataya verilmiç bir mektup almıç ttahayt gStterir harita ve azılı bir softa kaleminden çıkbCezayirde çıkan (La Depeş d8 lert) geçecektir. ğı anlaşılan bu gayiz ve küfür haligazetesinden: Nîyeti Fransa kıyılannı taJciben Mantasına, sırf gençliği ikaza vesile olDün saat 14 raddelerinde rthhm B • fı geçmek, Gulfstrunle (sıcak su cere • mak üzere bir cevap yazmıstır. Üszerinden geçen yolcular, Türk bayra • yanlarile) mücadele edeede, nihayet, tat bu mektupta diyor ki: Perde arkanndan din hayali oy~ natan hoeaya <Muhterem efendim, Çok intiyar ve hatta bunak üs • lubunuzun altına <sizi seven gençler> imzasmı koymussunuz. Hem sahsmızı sakhyorsunu, hem de gençlere iftira atıyorsunuz. Sizin gibi düsünen, yazan kalmadı. Ne genç, ne ihtiyar. Bu yalancıhk ve müfterilik kabahatmizi saffetinize bağıslıyorum. ğraı tasıyan, siyah boyalı bir sandalm, kurekle limana doğru sokulup bir va • pur kumpanyasmm bbıası Snünde durduğuna merakla gördüler. Yorgun, fakat azimktr shnalı bir delikanh, tek basma bu sandalm içinde bulunuyordu. Dîreğine bir de Fransa bayrağı çeldp, karaya çiktı ve pBrazsuz bir fransızca ile, Hman reisliğinin nerede olduğunu sordu. Sonra, doğruca oraya gîtti ve elin dek! seyir defterine limamn mutat vi • ze muamelelerini yaphrdu Katranlı bezden yapJrraş bu ufaeık sandal merakımm nyandrrmştı. Bu ee*ur denizcmin yanma vardık ve inb • balarmı sorduk. İyi etmisiz: Çünkfi o • nun sadp, fakat güzel ifade edilen macerası hem hayret, hem de bayranb • ğumzı modp oldu. seyahatin son merhalesi olan Hamburga varmaktır. Oradan, FJb, Ren ve Tuna nehirleri üzerinden memlekettne dönmek tasavvurundadır. Prent Polan beyanatı Süâhlartn konduğa bavallar Diğer taraftan Aix en Provenceden verilen malumata nazaran KalemcMn suikastten önceki 48 saati Kramer ve Malni isminde iki $&• hısla beraber geçvrdiği sabit olmuşttır. Merkum Mari Uyudroh atlı, Çekoslovakyah bir kadmla orada bulunmuştur. Pazar aksann buraya inmiş olan bu kadının beraberinde, suikastte kullanüan silâhl&rm ihtiva ettikleri zannolunan dört bavul vardı. Kaçan serir henüz tutulamadı Evvelki gün Fontenblö istasyo nunda jandarmalann elinden kaçan şerir henüz ele geçmemişth*. Bu hususta bugün yapılan taharriyat dahi hiçbir netice vermemistir. Bu adamın 1912 de Münihte doğmuş terzi Vilinger olduğu anlasılmıstır. Küçük Kral Belgratta Belgrat 13 (Hususî) Kfiçük Kf al Piyer, Yugoslavya ve Roman ya Krajjçeleri, M. Yevtiçle beraber bu sabah 9 da gelmislerdir. Yüz bir kişiden fazla bir halk kütlesi tara fından alkıslanmıslardnr. Kanunu esasinin knkıncı maddesi mucibinee Kralın memleketinde kal ması lâzundır. ^ J maddenin çıkardı • ğı müşkülâta ragmen. senc Kralın tngiltereye tekrar dönerek tahsiline de • Belçika heyeti 3 ikinciteşrinde şshrimize geliyor Belçika Kralı üçüncü Leopold Hazretlerinin cüluslarını Reisicumhurutnuz Gazi Hazretlerine resmer. bildfrmek üzere Belçika âyan aza • sındaa M. Bodounin riyaseti altmda buluan 6 kişilik bir heyet ikincitesrinin üçüncü günü İstanbula geIecek ve ayni akşam Ankaraya hareket edecektir. Heyet ikiciteşrinin dördüncü günü Gazi Hazretleri tarafından ka • bul edilecektir Bu merasimden sonra Belçikanın Ankara sefiri M. De Raymon yeni itimatnamesini Gazi Hazretlerine takdim edecektir. Belçika heyeti şe<efine Ankara • da hükumetimizle Belçika sefareti tarafından ziyafetler verilecektir. Heyet aym besinde İstanbula dönecek ve birkaç gün burada kaldıktan sonra Brüksele avdet edecektir. Galatasaray, Fransız bah. riyelilerile karşılaşıyor Irana gidecek heyet Belçika Kıralı üçüncü Leopoldun cülusunu tran Şahı Hazretlerine resmen bildinnek üzere Tahrana gi decek olan Belçika heyeti de bu ayın 25 inde tstanbula gelecek ve ToTo» ekspresiie îrana "gidecektîr. Ba M. Hitlie riyaset etmektedir. Mektubunuzu okurken ulu orta saçmalıyan bir vaizin kürsüsü önünde uyuklar gibi oldum. Fazil mı • sınız? Değil; sözlermiz aksi haliM. Dumerg bu feci hâdisenin Yugosnizi gösteriyor. Alim misiniz? Delavya ile Frama arasmdald birliği dağil; Arabî kelimelerde imlâ yan • ha sıkı bir sekle koyduğunu üave et hflannız var. O halde nesiniz? nuş ve demistir ki: MUstear hnzanıza rağmen ne olduğunuzu sozleriniz pekâlâ anlati • « M. Bartu, Adriyaükte ve Orta Htroatlar ve Niyabet heyeti yor. Sizi gene sizden dmliyelim. Hırvat efkâri umumiyesi, niya Avrupada sulhun tarsini içm teşriki Okuyucularımm aflanna sığına • bet heyetini iyi karşıhyor görttn mesaisi ile faaliyette bulunacagı atii, rak mektuptan aynen bir parça mektedir. Bu ktare şeklinin Sırplarâkfl ve mert Kral Aleksandnn yanında naklediyorum. Ibare gayet çetrefil, la Hırvatlar arasında bir uzlaşma katledilerek öbnüştür. M. Bartu, süp • sepk ve rabıttan aridir. Iste: devri açması temenni ediliyor. hesiz kan ib'barfle bizim en yakinimâ tSizi hakiki bir edip zannediyorElyevm Adriyatikt* H«vav «hf " olan komça memlekete giderek orada dttk. Fakat mnatttef bir tahım kensmda, ihtiyari ikamet eden esbak geçici suitefehhümleri sibnek için çadİMtne filozof tutü veren hiçbir ka • Başvekil ve mefsuh Sloven halkfırlısacak ve müstereken, selâmete gö ntma ilâht veya tabit, fiziyoloji ilimkası reisi M. Koroşetzio, Başvekile lerile alâkan olmıyan, nrf btmlart çektiği taziye telgrafından bu mana türecek gayretler üzerinde göriifecek • bir nam bırakmak için yıkmağa çakanlmaktadır. ti. Fransa, Hariciye Nazmnm cesedi ytltenen kimtelerin eserlerini neş . Franstz kabinenndeki huzurunda Yugoslavyayt sadakati hakretmekle ancak lâik hükumetimizin yeni nazırlar kmda temin eder.» teveeeuhltrird kazanmaktan başka Paris 13 (Hususî muhabirimiz Alayı teskfl eden zevat tabutun et birfey oZomoz.» den, telefonla) Başvekil M. Duraftnda tartzim edilen buyük murabba Gördünüz mü beni seven genç • merg, Marsilya suikastinin kurbanlerin asağısi yukarısını tutmıyan sekMndeki tribünlerde yer alarak M. lanndan Hariciye Nazın M. Bartu patavatsız, beceriksiz, vaizkârî üsDümergm derin heyecanını gizlemeğe ile suikast hâdisesi neticesinde is tifa eden Dahiliye Nazın M. Alber çalısan bir sesle irat ettiği müheyyiç nut luplannı? Bu yazı acemiliğini bir tarafa bırakalım. Ya devrilen çam Saronun yerlerine yeni nazırlar seçku dinlemislerdir. Bundan tonra M. kütüklerine ne diyeceğiz? Mantıka mek Gzere bugün de muhtelif zeDumerg mesai arkadasnun cesedi ö ve sözde intizama alısmamıs bir divatla temaslarına devam etti. nünde hürmetle iğilmistir. mağın gelisigüzel savurduğu saçmaBu temaslar neticesinde Hariciye Bir saatten fazla devam eden lar. Şu halinizi bilseniz de ağzmıNezaretine Müstemleke Nazın M. büyük bir asker geçidinden sonra, taza ve kaleminize hiç yakısmıyan Pol Laval, Dahiliye Nezaretine M. fiziyoloji, felsefe, tabiiyat gibi kebut ayni merasimle Envalitin Senlui Marşando, Müstemleke Nezaretine litnelerle kâğıt üzerinde bas goz yade M. Rolan getirildi. klisesine nakledilrniş ve orada dinî merarak çocukça kaydırak oynama • Adliye Nazın M. Şeron da istifa rasim yapümıstır. sanızl etmistir. Jeneral Jorjun sıhhi vaziyeü Bir nam bırakmak için yıkma • Tadilâta uğnyan kabine bugün Marsilya 13 (Hususî) Suikast ğa yeltenen kimselerin eserlerini M. Dumergin riyasetinde ilk içtimaesnasında yaralanan Jeneral Jorjun nesrediyormusum. Kim bu kimseler? mi aktetmistir. sıhhî vaziyeti düzelmektedir. Nazariyesinden bahsettiğimiz DarEski Başvekil M. Lavalin Hari vin mi? Yoksa romandaki Muallâ cSye Nezaretine gelmesi efkâri umu tngiltere Hariciye Nazın Pariste miye üzerinde müsait bir tesir bı Efendi mi? Darvin sizinki gibi muLondra 13 (A.A.) Sir Con Sirakmıstır. Yeni nazınn M. Bartu taassıp kalemlerin sarsak dahme • mon tayyare ile Parise gitmistir. lerile değil, dünyanın top tüfeğile yikılamıyacak bir dehadır. Filozof Muallâ ise mühayyel bir sahıstır. Binaenaleyh eser onun değil be • nimdir. Kendi kendine dolup bo • sanan bir hava tüfeği gibi boşuna atıp duruyorsunuz. Böyle adamlarm eserlerini nes • retmekle hükumetin teveccühünü Harbi Umumide Ameıika tebaakazanmak ta az tuhaf hezeyanlarsına ait emlâkten vazıyet edilenle dan değildii'. Hükumet insanın may rin tazmini talebinde bulunulmus mundan azman olduğunu ispat e Limanımızda bulunan Fransız torve bu meselenin tetkiki için muh • dene mükâfat vp>eceğme dair bir pitolan mürettebatmm teşkil edecetelit mübadele komisyonu Türk müsabaka açmadı. ği bir futbol takımile Galatasaray bas murahhası Şevki Beyin riyaseti Romanın mevzuile felsefe ve fitakımi arasında bugün saat Uç bu altında Amerika murahhası M. Nel ziyoloji arasmda hiçbir münasebet çukta Taksim stadyomunda bir maç yokmus! Bu lâfi da masa ile tutulsonun istirakile bir komisyon teskil yapılacaktır. Fransız bahriyelilerinin edilmişti. Amerikalılacın tanzim et mııs bir fare gibi bahisten dısanya fırlatıyorum. çıkaracakİAn futbol takımının ne tiği metalip listesi üzerinde tetki • Dinleyiniz, gene hocam yazıyor: derece kuvvetli olduğunu bilmiyo • katta bulunan komisyon Türk hü • <Rica ederint, ba yeni ilmi eser ruz. Galatasaray ise cuma günü tskumeti tarafından muayyen bir taz diyc beaeriyet dâşmant olmakta tatanbulspora karsı çok güzel bir o minat itasına karar vermisth*. Buna nılan bir taktm kimselerin mülev • yun oynamıs, takımın formunu buldair protokol dün parafe edilmiş ve» nazariyelerinin yerine içtimai haduğunu göstermiştir. Bu itibarla bu tir. Bu münasebetle Şevki Bey tarayatımızın hakiki cehaletimiz ve maç güzel ve zevkli olacaktır. halihazmn çirkin sebeplerini tasvir fından Tokatliyan otelinde Atneri • ka murahhaslan serefine bir ziyafet edebilseniz bin kat daha haytrlı o/or.» verilmiçtir. Tazminat miktarı iki Bugün Şeref stadında Türkiye biBu vaizkârî sözler arasmdan inhükumet tarafından tesbit edile rincilikleri için yapılmakta olan san hemen hemen sankla çakşın cektir. görür gibi oluyor. Hocam taassup grup müsabakalanna devam edileâmâsile gözleciniz o kadar karar cektir. kemlerin intlhabı haEköıda görüşmek ü mı» ki önünüzün iki kanş ötesini zere birinci küme iulüplerînin salfthiyetli görmüyorsunuz. Beseriyet düsmanı İstanbul mıntakasaı futbol heyeti re murahhaslarınm 15/10/1934 pazartesl gü diye Darvin ve emsali dehalara denecek, oıülevves nazariyeler de nft saat tam 18 de a»Bta.fca merkeziıü laliğlnden: onlann eserleri olacak değil mi? Lilc maclan birinci d«vr»sine ait joe • ritleri lica Hoş bir yolcaluk Mustafa thsan Bey, tstanbul San'at ler mektebinden raezundta. Kısa boy • lu, fakat gürbüzdür. 28 yaşmdadır, GünBn birinde. shtli tnttugu bazı sebeplerdra dolayı, beş metro boyunda ve 120 k3o «ğtrlık taStTabilecek olatt bu sanrlah bizzat yapmaga koyuimus • rdr. Sarid«l srarvanhTî >«tden sir ıske let ve bumro Sezrine kaplannus kat * ranlı bezden ibarettir. Dışmda, dalgalarn sademelefrini haRfletecek bir hava hazinesi vardır. Arması ve çunalan da tatnamlanan bu sandal 1933 senesi tesrinievvennm birinci günü tst^nbuldan bareketle, kâh yelken ve kah kurekle, rasgele yoluna devam etmistir. Cesnr denızd, bSyfcce ve «rasile E?e adaiarmm btreoğuna, MidflUym, Sakıra, Rodosa, Kıbrna, tzrnire, îs • kenderuna, Hayfaya, Beyruta, L&zlri • yeye, Portsaide ugramis, oradan SSve • yis kanalmı geçerek Port Sudana ka dar gitmistir. Ankara admı tasıyan ufaedc sandal fcilâhare Nl nehrmi takip ederek, ts kenderiyede tekrardan denize açılmtf • hr. Bundan sonra, Trablus ve Tunus kıyıiarmı asan thsan Bey, îste nihayet Bon Ihnanmda selâmette bulunuyor. Fakat burada uzun muddet kalacak de • ğild:r. Yann, yeniden mukadderatmı takip etmek niyetindedîr. Seyyahtn ugradığt muşkulât Tek başma bu tarzda yolcaluk eden bir adanvn hayah sade güzel manza ralar görmek, tath du^gular duymak, temiz hava yutmakVı g«çmez. Birçok ta tehlikelere, mesakkatlere katlanmak l&zımdır. Bunun için de kuvvetli bir ruha malik olmak icap eder. Evvelâ, can sıkmtMi vardır. Bu sekilde seyahat e den bir kimsenin günleri »mir torpülü • yen bir yeknasaklrk içinde geçer. thsan Beyin yegane eğlencesi Idtaplarüe gramofonudur. Gramofonun çalmabilmesi de ancak denizin tamamile sakin olmasma bağlıdır. Sonra, mahrumtyetleri hesaba kat malıytz. thsan Beyin bütün gidasmi peksimetle konservalar teşkil ediyor M bu da, hergiin çeküir birsey olmasa ge> rektfr. Nihayet, tehlikeler var. Sakızia Si sam arasında kocaman dalgalarm bü eumuna uğnyan sandal her taraftan su aumstır. thsan Bey, onu bafifletmek i • çîn bizzat denize atıhmş ve beş saat yöze yiize onu yedeğinde sürüklemiştir. tskenderun açJdannda, müthiş bir nrtma, gene kendisini hemen karaya vurmağa mecbur etmiş ve orada, th > san Bey, beş gSn, beş gece bir mağa • ramn içinde havanm yahsmasını bekle • mifbT. Geçen eyluKfat on, on birmd gece si, Negro burummu geçergeçmez, (Ankara) bir fırhnaya daha tutulmuş, di reği ve arması kınbnış, kendi de dev • rflmiştir. thsan Bey bu sefer de onu yözerek yedekte süriiklemeğe mecbur olmuş, nihayet Ued Zuvarada karaya çıkabilmiştir. Dediğimiz gibi, bu yolculuk sade zevkten ibaret kalmıyor. Onun icindîr ki, Mustafa thsan Beye, daha hayli sfirecek olan seyahatinde hayırlı selâmet* ler ve muvafık havalar dfleriz.» CUMHURtYET Alen Jerbo (Alain Gerbanlt) meshur bir Fransız de • nizdsidir. Küçük bir kotra ile tek başma Ummamlara açümış, Atlas deni • «ini, BGyük Okyanusu dolaşmış ve se nelerce sonra Fransaya avdete muvaffak olmuştur. Alen Jerbonun bu ha rikulâde meraklı macerası dort sene e v vel, tahrir müdürümüz Abidin Daver Bey tarafmdan gazetemize nakledil • miş ve zevkle okunınuştn. katle okuduğunuzu söylüyorsunur Gözlerinizin nuruna yazık değil mi? Niçin bu kadar dikkatle levse iğiliyorsunuz ? Ne maksatla bu meseleyi parmağınıza dolamak hırsıns düstünüz? Bu noktada söylenecekler çok • tur. Saffetinize acıyarak susuyo • rum. Gazetelere, kahvehane peykesi üzerinde kursunkaletnile ka ralanmıs dinî ültimatomlar göndermek sevdasmdan vaz geçinîz. B^ nim de size halisane tavsiyem budur. Romanımdaki mühayyel Kara gümrüklü Enis Buhari Efendi nasıl eismücan bularak Fatihten karşıma çıktı? Hayı etler içindeyim!.. HÜSEYİN RAHMİ. Amerikalı emlâki Hükumetçe tazminat verilmesi kararlaştı Nerelere gidecek? Bu hoş seyahat sonuna ermis değil dir. Mustafa thsan Bey Cezayir ve Fas açddarında dolashktan scnra Atlantik denizine açılmak Ozere Cebelitanktan Halihazunn çirkin sebepleri: Lâiklik, tiyatrolar, sinemalar, balolar, danslar, sporlar, konferanslar, ga zetler, lâik neşriyat, kadra tuvaletlei ilâhare.. Elinize kocaman bir meydan süpürgesi alarak bir cami farasi gibi bu çirkinlikleri ortadan silip süpürebileydiniz siz cennetlik olurdunuz; biz de eehennemlik!. Fikrî seviyenizm bu dttşkünlü ğile müdafaasma kalkıştığınız da • vayı ilâ değil, ifsat ediyorsunuz. Bu eserim cahil kimseleri dalâ • lete sevketmekten baska birsey değilmis, ya siz beni açıktan açığa halihazırm aleyhine teşvik ediyorsunuz ya.. thtilâl kimin ruhundan doğuyor hocam?. Ben dinimi bilmiyormuşum. Ya siz okuduğurauzu anlamıyor, yaz dığınızı anlatamıyorsunuz ya.. Din kuvvetinin sizde idrak ve iz'an şeklinde hiçb». tecellisi görülemiyor. Ben Mızraklı ilmihalden imtihan olmak, vaizlerden din öğrenmek sıralannı çoktan geçirdim. Nazariyelerimin mülevvesliğin • den, yazılanmm iğrençliğinden bahsettikten sonra bu becbat eseri dik Bugünkü maç Gurup mllsabakaları Fransız torpitoları Limanımızda misafir bulunan iki Fransız torpito muhribi yann sa • bah Beyruta hareket edeceklerdir. Dün Türk bahriyelilerile halk tor pitoları gezmislerdir, Kulüp murahhaslarını davet