J . *T*T ! Cttmhariyti TELGRAF NABERLERİ fki yeni fabrika daha kuruldu Çin demîryolları için uzlaşılıyor Kısmet! İkhsat Vekili İspartatlan Japonlar Sovyetlere 170 Eğirdire hareket etti milyon yen verecek tsparta 30 (A.A.) tspartada gülyağı ve Keçiborluda kükürt fabrika • smın teme'ini ahnak üzere tktı*at Ve ' küi Celâl Bey beraberlerinde tzmtr valîsi Kâzun Pş., lzmir mbe'usu Osman zade Hamdi ve Zonguldak meb'usu Ragıp Beyler ve daha bazi zevat olduğu halde bugün saat 10 da hususî tren'.e Kuleönü istasyonuna ve oradan tspartaya gelmişler, istasyonda ka'aba'ık bir heyet tarafından karşılanmışlardır. Şehir başlanbaşa bayraklarla donatılmışhr. Vekil Bey halkın tezahürah ara sında fabrikanın kunılacağı sahaya gelmiştir. Tetnele konmak üzere yazılan hatıra kâğıdma imzalar atıldı, müte akıben nutuk'ar sövl»ndi ve temelat • ı m nvrasimi Vekil Bey tarafmdan yapıldı. tspartalı'ar narmna kürsüye gelen tsparta msb'usu Kemal Turan Bey İspartalı'ann sevincine ve fabrikanm temeÜ ahhsmdan dolayı hissettikleri şevk v» heyecana tercüman olda. Bu mıtuktan sonra tsparta meb'ura tbrahina Bey Cumhuriyetin bfl yük eserlerinden ve yurdumuzu i mar hususundaki iradesinden bah • setmiş, büyüklerimize saygı ve minnetlerini anlatmıstır. Bundan sonra merasîme nihayet verilmiçtir. Vekil Bey kumandanlığı, vilayet makaraım, Cutnhuriyet Halk Fır kasını, tş Bankasını ve daha b a n daire ve müesseseleri gezdi. Celâl Beyin şerefine Belediye salonunda bir ziyafet verildi. tıpartalılar bü • yük gün için sevinç ve sürur içinde bayram yapıyor. Vekil Bey öğledetı sonra hurasî trenle Eğirdire ve aksama da Keçiborluya gidecektir. Moskova 3 0 (Hususî muhabirimîz den tels'zle) Japon sefaretine mensup mehafîlin verdiği mvsuk malumata nasaran Şark Çin demiryollan müza • keratı ikmal edilerek gelecek ayda itilâf imzalanacaktır. Japonya Sovyetle • re yflz yetmiş m'iyon yen verecektir. Bu paranm doksan mflvon yeni sanayi mallarile tediye edilecektir. Gene aynî mehafile göre yakında iki memleket arasında, bir ademi tecavüz akti için müzakerata başlanacaktır. 1000 ÎNCt YILDÖNÜMÜ MÜNASEBET1LE Firdevsi ve şehname.. İsveç Veliahti Prens Hazretleri ref ika ve kerimelerile beraber yann 5 te geliyorlar T alihe, kısmete inanmak belki iptidaî diişünceli insanların harcıdır. Hergün, talihin de, kıs • metin de amili bizzat kendimiz oldu • ğumuza dair en »alâhiyettar mütefek • kirlerin ağzından bin türlii, müdellel teminat ahyoruz. Fakat ne yalan »öy • leyim: Kendi nesfimde yaptığım tecrübeler, bazi kimse'er üzerinde yaphğım mü'ahedeîere de inzimam edince, talihin de, knmetin de varhğına unan edeceğim geliyor. Bu şaheserile farisiyi yeniden yaratan dehâ; rnilletinin büyüklüğünü tasvire çalışırken Türkün şecaatini ve büyüklüğünü de tesbit etmiştir tran budunu bu büyük şairile nekadar öğünse hakkı vardır. Çünkii ev • velâ dünyada onun bir tek eşi vardır. Homer. Sonra bu şair mensup olduğu nülletin tarihî an'anelerini birbirinden parlak, birbirinden revnakh altnuş bin beyitle canlandırmif, yaşattırmiş ve ebediyen yaşattıracakhr; ve daha sonra : ki hizmetlerin n en değerlisidir Fa risı dilini diriltmiş, revnaklandırmış ve dünya dilleri arasında yer tutmasını, ilim ve şür dili olmasını temin eylemiştir. Bu kadar hizmet etmiş bir dehaya karşı bir millet nekadar minnet, şükran, hürmet ve muhabbet gösterirse azdır. Fakat ne gariptir! Firdevsi bu h zroetleri görebilmek için kendisi için mev zu ittihaz ettiği Türk tran mücadelesini gene bir Türk padışahtnın hinrve sıyaneti altında terennüm etmeee muvaffak o'mu«turl 7at»n büvük san'at cereyanlannın bir muhitte doğabilmesi iç'n maddî rtfahla manevi emnivetin mevcudiyet'eri şarttır. Türk devleti bu iki n'meti, trana temin etmi*ti. Firdevsi kendisi Türk padışahmın idaresini şöyle tavsif ediyor: Be tran heme hobi ezdadt ost Cihan çadıman esdili şad ost Binaenaleyh kardeş millet büvük mTî dehayı kutlularken Türkü de ha • yırla yadeyliyeceği şüphesizdir. Firdevsinin bal tercümesini muhtasar» ca yazarken bu hususa ait klâsik an aneyi kendimü için rehber edineceğiz; vakıâ bu an'aneler ban arayısçılar tarafından tenk'de oğramıstir. Fakat bu an'aneler eskj kıymetini kaybetmemif tir. Firdevsinin doğuş tarihi tftrahctle ve kat'iyetle anlaşılmamışhr. Fakat fazla yanhşhğa meydan vermeksizîn ru tarihi hicretin 331 (miâdi 942) lerine doğru götürebiliriz. Firdevsinîn doğuş yeri Horasanda, Tus şehrin:n yakmlarındaki Şadap kasabasıdır. ismi sara hatle malum değildir. Bazılan Ebîsl kasım Mensur, ban'an da EbUlkasım Hasan demişlerdir. Babası mîllî an'aneleri saklamakla mükellef olan Dsbkân (köy beyi) zümresine mensuptu. Tu • •un meşhur medresesinde tahsil etti, Arap lisanına ve edebfyatına derinden vikıftı, şehleviceyi de mükemmel biliyordu. Kendîsinden evvel nrilî an'anelere dair bin kadar beyit yazmış olan şair Dadikikinin perestişkân idL Bu şatrin ölümü ve yazdığı efsanenîn natamam kalmasmı Firdevsi suzisli beyitlerle yadediyor. Firdevsi Dadikikinin teşebbüsünü üzerine almak ve bitirmek sevdasına düşüyor. Fakat malzemeyi nasıl tedarik edecek? Hazreti Muhammedin muasın ve Sasanî sülâlesinin sonundan evvelkisi olan Nevşirvan Hüsrev zamanmda mfllî an'aneler Dshkanlar vasıtasile top • lathrılarak devlet hazinesinde saklanmakta idi. Sülâlenin son hükümdan olan Gezde Kurt zamanmda Dansver namında bir Dehkan bVkaç yardımcı Pe toplanmış olan an'ane vesikalarmı tasnif ediyor ve ona «Hodaname» adını veriyor. * Arap istilâsı zamanmda bu verka • lara dokunulmuyor ve hicretin ikinci asnnda Abdullah ibni Nukeffa onun muhteviyahnı arapçaya naklediyor bilfthare tranda hükümdarlık etmiş olan sülalelerden bazılan, mese!â Ali Seffar ve Ali Saman bu işle alâkadar oluyorîar. Ali Samandan ikinci Nuh vesikalann yukanda ismi gçeen Dadikiki nammdaki saray şairine verilmesîni emrediyor. Fakat kaydettiğimiz gibi Da'Mk'kmin ömrü vefa etn»iyor. Gaznevfler tranı istilâ ed'yorlar ve bunlardan mşehur Mahmudu Gaznevi saravına Ascudi, Ansari, Farzuhu gibi meshur şairleri tophvarak Hodanamenin ikmal olunmasuu emrediyor. : Gazi Hz. ve Danimarka Kralı Hz.nin telyazıları Ankara 30 (A.A.) Danimarka Kralı Hazretlerinin senei devriyeleri münasebetüe Reisicumhur Hazretleri • le Danimarka Kralı Hazretleri araıinda aşağıdaki karşılıklı telyanlan gönderi'nvştir. Danimarka ve Izlanda Kralı Haşmetli onuncu Kristiyan Hz. Kopenhağ Doğum'armın yıldonümü münase • betile zah haşmetanelerine en samimî tebriklerîmî ve jahsî saadetlerile Danimarkanın refah ve ikbali hakkındaki temennOcrimi sunanm. Gazi M. Kemal TüHdye Refsîcum^unı Gari Mustafa Kemal Hazretlerine Ankara Dogusumun yıldÖnümO munasebe • tile yapılan saadet temennüerinden dolayı sam:mî teşekkürle'imin kabulfi • nti zah devletlerhıden rica ederim. Ihtimal ki, bir kısım insanlann, diğerlerininkine kıyasen iflerinin daima rast gitmesini bir tesadüf eseri sayan lar bulunur. Ancak, ma'umdur ki, tesadüf, taaddüt eder olunca tesadüflük • ten çıkar. O halde, vücudü beserde, muvaffakiyeti cezp ve yahut ki red • deden bir nvknatis seyyalesinin mevcudiyetine hükmetmek mi lâzım geli yor? Be'ki del. Şu var ki, kısmeti lnt, yahut ki btisbü ün mefkut bir adam, mütemadiyen maküs hadisahn karsısında bazan zrvanadan çıkacak raddeye geliyor; ve çüdırmayıp ta şuurunu muhafaza edişi gene onun, emin olun ki, talihsizliğin den, kı*metıî«l;tinden ileri gelivor. Bu, bence, iki kere iki dort eder kadar muhakkıtkhr! f dan, Meymentli Hasana her bin beytin tamamlanmasmdan sonra şaire bin albn verilmesini emrediyor. Fakat şair parayı parça parça almak istemiyor. Onun bit emeli vardır: Tus şehrine bir su getirmek! Onun için paranuı birikmesini ve isinin sonunda kendisine toptan verümesin< arzu ediyor. Eser altnuş bin beyti haizdir. Hazineciye bu kadar alhnm verilmesi güç gelivor, padtşahı kandınyor ve altmış bin altın yerine altmış bin gümüş gönderi'mesine rarı ediyor. Firdevsî kızıyor. Aldtğı parayı üç yere taksim ediyor. Bir kismını parayı getiren Eyaza veriyor, bir kısmmı hamamcısuıa ve ücüncü kısmını da berbere veriyor. Ayni zamanda meşhur hicvini yazarak padişaha yirmi gün sonra verilmesini Eyaz* dan rica ediyor. Kend'si ise o gece, kılısrmı de<H<;tiriyor ve bir derviş libasi'e Gazneyi ter kediyor. Artık ondan sonra Firdevsi için ımm bir serseri hayah geçîrmek kalıvor. Evvelâ Curcan hâkimı Kabusa iltîca ed'Vor, fakat bu hâkim Mahmu dun gazabmdan korka*ak onu U7im müddet tutmuyor. Oradan Fi'devsi B^gdada halifenin yanına geliyor ve halifeye kendıYni beğendirm^k için arapça meşhur «Yusuf Zilevha^ nam manzum eserini yazıyor. Nîhayet Irak hiikümdan Nasın Leykin tavassut'le Mahmut onu affediyor ve Firdevsi Tusa avdet ediyor. Efsane diyor ki: «Mahmut buraya Firdevsi namına altmış bin alhn gnn • derdi, fakat alhnlan get'Ven'er Firdev•iyi ölmüş buldnlar. Firdevsinin varisi olftn ki» hediyevi kabul etme<?5, fa kat hemşiresi parayı alarak şairin ar zu ettîfi suyu şehre geh'rtti. Firdevsî 411 senesinde vef?t etti ve Tusta gBmuldü. tste bu büyük adamın an'aneye göre muhtasar hal tercümesi! Büyük kalem erbabmın bu ne garip talihleridir! Bin senelfk devrini bu«lrnlerde tantnna île Inıtluijyan millet onun kabri üzerinde bir kubbe yapmagı asırlarca unuttu v» bu d^hünm mezan tamamen silinip gitmi«ti. Yalnns yirmi, otuz sene bundan akdem bir Rus konsolosu onun mezarmı kesfetti ve üzerine bir kubbe yaptırttı! Bu eb'm unut ganlığı bugün mîllî suunınu idrak etmeğe başiamış olan Iran milleti elbette elem ve kederle hahrlıyacak! Yukanda Firdevsmin tran mil letine yaphğı azim hizmetleri tadat ettik! Bugünkü farisî dili onun yarattığı dildir ve hayret edileoek rrvdir ki ozamandanberi bu dil değişmemisHr! Altıms bin beyit idnde altı tane ecnebi kelimesi yoktur! Helbuki Firdevsi den evve} nuıtat olan Pehlevi dili Aramyan Ve sair Sefnit kelünelerile dcpdolu idi! tste biıe, bizim şairleri • mize yazıcılannrıza nümuneü Firdevsî bu muanam isi yapârken onun kıymet ve ehenuniyetini tama men müdrikti. Eseri hakkında kendisi bu beyti yazmışhr: Besi renc kerdem derin sali si Acem zinde kerdem bedin parisi Yani (otuz sere çok sahm«t ce^c • tîm«e de Acemi bu fariti dili ile di rilttim.) Kristivan Talîhsizliğin bas'ıca hususîyeti, va • puru kaçırmaktır. Talihsiz, daima, doğduğu gündenberi vapur kaçırmıs, ölünciye kadar vapur kaçıracaktır. Ama, bu vapur, burada bir semboldan ibarettir ve muhtelif seyleri temsil eder. Şu, iki dakikacik geç kalıs yok mu? Hayatta, talihsiz insanlann canına okuvan hep budur. Yedikudret, insanlara binbir nimetini da^ıtırken, talihsiz, RKitlaka ve mutlaka iki dakîka sonra yetişîr ve hersey dağılıp bitmîş olduğu için eli boş ka'ır. Dünya denilen Nuhun gemisi kalkarken, o, sanki son dakikada, iskele çekildikten sonra atlamıs ve geminin bordasmdaki çengellerin birine asılnrus kalmıştır. Zavallı, ne yapsa nafiledir. Herkesten sonra gelm'S, sokulamanruş, girişemem'ş, bötün gayretlerine, başkalanndan iki, beş, hatta on misli fazla sarfettîği mesaive re?men, balçığa düsmüs tohum gibi filiz sürememif tir ve süremîyecektir. Talihsizin şemsiye almadıŞı gün behemehal yağmur yağar; yazlığa taşın • dığı sene hava'ar bir türlii ısınmaz; özenerek pîşîrttiği yemek yanar; çor • bası soğuk, kompostosu sıcak olur. Mühim bir randevıisıi olduğu gün saati bozulur; kuru havada yanından geçen bir otomobil, ne yapar yapar, üs • tünü başmı zifosa bular; piyango çekfldiği gün biletini düsürür; bir tencere imambayıldımn içinde boğu'mus tekbir sinek onun tabağina isabet eder; davasmı kazanacaci sırada a^l'ye yanar; daha ne bileyim?. Bövle bin Kir'ii aksilik, tal : hsirn ezelî ve ebedî nasibidir. Şimdi bütün bunlara tesadüf mu dtyecepiz?! Asla! Ama, buyurulacak ki, bu sayıp döktü^üm şeylerin içerismde, tekbir k;sivi değil de, büyücek bir ek seriyeti alAkadar eden musibetler de var. Meselâ, Adliye yangmı. Peki, a efendim, ama, yangının üçüncü mü, dördüncü günii mü ne, tesadü • fen o civardan geçerken, kendine ait bir ilâmı hcmen oradkta, ayağının dıbinde buluveren talihli adama da ne diye!?m?. Allah verince veriyor. Ancak maı han inayeti olan zümreye kahlmak için, nasıl edip te vapura, vaktinde yetis • meli?. Bütün mesele orada! ERCÜMENT EKREM Prens Güstav Adolf Hz. nin at üzmrinde almmıç bir resimleri Yann sehrimize muvasalat ede • cek olan tsveç veliahti Prens Güstav Adolf Hz. ile refikalan Prenses Luiz ve korimeleri Prenses tngriti hükumet namına resmen istikbal edecek olan muhabere müfettişi Hasan Rızo Paşa ile Hariciye beşinci daire şefi Hulusi Fuat ve Protokol müdürlüğü erkâriından Şefkati Bcyler bugün tst^nbula geleceklerdir. Veliaht hazıretlerini getirecek o lan Wasalamd vapuru yann saat 17 de Haydaırpaşa örüne gelecek ve tstanbul Valisi Muhittin Beyin de dahil bulunacağı heyet tarafın dan resmen istikbal olunacaktır. Prens Güstav Adolf Hz. ile refikalan ve kerimeleri yatlanndan doğru Haydapaşaya çıkarak ora dan hususî trenle Ankaraya hare ket edeceklerdir. Atina 30 (Hususî) Selânikten gelen telgraf haberlerine göre ls veç veliahti zevcesi, kizları ve maiyyetile birlikte Selâniğe vâsıl ol muştur. Veliaht büyük tezahüratla karşılanmıştır. Eski evrak ortadan kaldırılacak Ankara 30 (Telefonla) Devlet idare ve muame?elertne ait olup yok edilmeti lazım gelen evrak ve defter ler için Şurayı Devletçe bir nizamna me hazırlanmıs, Heyeti Vekilece tas dik edilmiştîr. Nizamnameye gore her Vekâlet datrede saklanacak ve yok edilecek evrakı ayırmak uzere üç azadan mürekket» bir heyet teskfl edecek, bu hev*t 926 •enesî nihayetine kadar olan bütün evrakı ayıracakhr. Heyet her sene topla • narak aradan yedi aene geren evrakı ve defterlerî tetkik ederek icap eden • Ieri ortndan kaldırac»khr. Dün Ankarada Firdevs* ıcın merasım yaoıldı Ankara 30 (A.A.) Bugün b&yük tran şair! Fîtdevsinin öHimünün bin:nci jıiaönUuın m&nasebetile sail 15,30 da Ankara Halkevinde Maarif Vekİli A bidin Beyin riyasetinde bîr toplanh yapılmış şair Firdevsinin şahsı ve büyük eseri olan Şehnamesi hakkında bir hi • tabe irat edilmiştrr. Toplantıdan sonra bir salon orkestrası güzel parçalar çal • mıs ve hazuruna çay îkram edîlmiştir. Toplantıda blrçok meb'uslar, Maarif Vekâleti erkâm, tranın Ankara sefareti ikinci kâtibi, muallünler ve kalabalık bir münevver kiüe hazv bulunmurtur. Kanserîılere müjde! Sun'î radyum icat edildi Londradan bildiriliyorı News Chronicle gazetesi, heye can verici bir haber nesretmiştir. Sun'i radiyum istîhsali için uzun zamandanberi aranan formül, meşhur tngiliz âlimlerinden Joliot ve zevcesi tarafmdan yapılan tetkikat neticesînde artık şüphesiz bir kat'iyetle elde edilmiştir. önümüzdeki ayın iptidasında bütün dünyamn her tarafmdan gele cek 600 yüksek âlimin huzucunda Lendrada, Cambridgede gösterile cek olan bu keşif kamsere karşı mücadelede mühim bir dönüm nokta sı teşkil etmektedir. Bu sayede binlerce kanser kurbanlan lüzumu m?ktarında radiyumu gayet ucuz olarak tedavi için kullanabilecek lerdir. Joliotmun refikası, müteveffa ve meşhur Madam Cucienin kızı Sofyadaki maçı Leviski kazandı Sofya 30 (Telefonla) Belgradm Yugoslavya nammdaki futbol takunile Sofyanm Leviski kultibi) arasında ya • plan fulibol maçında Le\ ı ki takımı dörde karşı sıfırla kazanmıştr. Ankarada tifo hastalıgi Ankara 30 (Telefonla) Ankarada Tifo vukuatı göriildüğünden muh • telif mahallerde aşı yerleri hazırlana • rak faaliyete geçümiştir. Burada her *ene ba mevsimde tcktük vukuat olmaktadır. Adapazarında vali ve kaymakamlann bir içtimaı Adapazan 30 (A.A.) İzmit valisi Hasan Faik Bey dün sehrimize geldi. Hendek, Geyve, Karasu ve kaza • mız kaymakamlannın iştirakile bir toplanh yapıldı. Vali ve kaymakam beyler top'antıda vilâyet islerini görüşmüsler ve hep birlikte vilâyet yollarını, tas • ocaklannı ve kurutulma ameliyesi ya pılan Güvercingölü bataklıkalnnı tetkike ritmişlerdir. Konten>an harici ithal edilecek eşya Ankara 30 (Telefonla) Üskfi dar Kadıköy tramvaylarmm lş Ban • kastnm yaptırmakta olduğu c*m fabrikasrom, Trakya, tstanbul «eker fstbri kasıtun getirdiği ban malseroenin kon • tenjan harici ithali için bir kararnsane çıkmişbr. Petrol kuyusunda yangın Hanovra 30 (A.A.) Nonbagende bir petrol kuyusunda dün şiddetli bir yangın çıkmışhr. Bes amelenin yandığı zannedib'yor. On bir amele de yaralı • dır. Aksaray köyleri telefonla biribirine bağlanıyor Aksaray 30 (A.A.) Köylernı bir birine telefonla bağlanma çalışmasına devam edilmektedir. Mühim köylerle muhabere başlamıştır. Yeni bir hava rekoru Moskova 30 (A.A.) Binbaşı Gromov ve «R. S.» tayyaresinin mü • rettebab kapalı devirde 12.411 kilo metre uçarak, 1932 denberi Bossoutrot ve Rossinin üzerlerinde bulunan dünya rökorunu kırmışlardır. Aksaraydaki eşya piyangosu dün çekildi Aksaray 30 (A.A.) Yetim Çocuklan koruma kurumu tarafından hazırlanan büyük eşya piyangosu çekihniş çoğu köylü îhtîyacına y a n yan mükâfatlann ekserisi köylü • lere çıkmıştır. Bundan bîriken pa ra île ilk mektepteki öksüz çocuk • lann îhtiyaçlan temin edilecektir. Kral Fuat hasta Yunanistana gidemiyeceği restnen bildiriîdi «Deyli Herald> gazetesînin Ka h >e muhabiri gazetesine çek tiği bir telgrafta K«ral Fuadm ciddî surette has ta olduğunu, m ı ruf bir İtalyan dbktorucıun Kahireden Kralın bulunduğu Montazoh sarayına gönderildiğini bildirmektedir. Antalyada harita işleri Antalya 30 ( A . A . ) Antalya ve mülhakatı harita birliği meclisi bugün ikinci içtimauu yaph. Meclisin bütçesini 934 mesai progranunı tanzim ve btrlik encümenini intihap ederek 935 martmda toplanmak üzere dağıldı. Birlik meclaisinin karanna göre bu sene îç'nde vilâyet dahilindeki şehtr ve kasabalann haritalan yaphn lacaktır. Fon Papen Peştade Peşte 30 (A.A.) Evveflri giin denberi Peştede bulunan M. von Papen, Macarorşag gazetesine, sadece dostlarile gBrüşmek için geldiğini ve Alman» Macar münasebetlerinin istenildigi ka > dar iyi olduğunu söylemistir. Ingilterede bir hava faciası Londra 30 (A.A.) Hestondan gelmekte olna bir tayyare Şorehomda yere diişmüetür. Pilotla beraber üç. yoW cu telef olmuftur. Bir milyon kilometre uçan tayyareci Paris 30 (A.A.) «Air France» hava nakliye sirketi püotianndan Andre dö Burdiyö simdiye kadar 1 tnil • yon kilometre katetmis ve 6800 saat uç.mu*tur. Kral Fuat Kıalın hastahk yüzündecı Meh met Ali Pa^anın Kavaladaki hey kelini küşat için Yunanistana gidemiyeceği 26 eylulde resmen tebliğ olunmustur. Ve hakikatte de Acem siyasî ve iktısadî vvritğını arap istilâsmdanberi kaybetti. Fakat lisan dhIiği temin edPmi* olduğundan mtllî dirlik te masun kaldı! Kendi milletme bu kadar hizmet etmis olan bu deha ayni zamanda Türk milletini de terennüm etmiştir. Eserinin mevzuu Acemle Türk arasında anrlarca süren nrficadele te»kil ediyor. Bu mücadeleyi tasvir ederken büyük deha fcitaraf kalma$ı, karşı tprafm hakkını vermeği unutmuyor. Nümune olmak üzere şu parçayı alıyorum. Malumdur ki mücadelede tranileri Rüstem, Turaniferi de Ffrasyao temsil ediyor. Bir gün genç Rüstem babası Zalin vanına gelerek gencliğin verdiSı hararetle ar tık Efrasyabm çok olduğundan, onun Henüz Tusta bulunan Firdevsinin ya vücudüne n;hayet verilriıai lâzım gelrn*ıe\ dehası rahat edemiyor. Tusun hâ dieinden, Efrasvaba karşı yalnız basma kimi Ebu Mansurun vesatati ile vesi çıkarak onu düelloya davet edeceğinden kalan havi mecmuanm bir nüshasını ve serrinden nihayet tranı kurtaraca • Gazneden getirmeğe muvaffak oluvor. pından bahsediyor. thtiyar ve tecrübeli Firdevsi bunlar üzerinde biraz isledik Zal başmı salhyor ve genç oğluna Eften sonra kendisi Gazneye gidiyor ve rasyabm kim ve ne oldu«runu su can'ı beyitlerle anlahyor. Tabiî tera'imede yazmış olduğu parçaları Mahmudun manzumenin aslındaki parlaklık ve ci meşhur mahbubu Eyaz vasıtasüe hü yadet kayboluvor. kümdara takdim ediyor. Mahmut ya Ona dedi: Ev oçul beni d*nle zılardan o kadar hoş'anıyor ki EbülkaBuoünlük akknı ba^ına tonla sıma «Firdevs:» mahlesini veriyor ve O Türk erler savasındi ejderhadır şehnameyi yazmağa onu memur edivor. Nefesi yakıcı ve kini de belâdır Samyda kendisine hususî bir da're tıh«s BeıvroÇt tiyah, kattant da siyahtır ediliyor ve dairenin duvar'an artistler Bileği demirden. külâht da demirdtvd'r tarafmdan Firdevsin'n tasvir ettiği levDerrJrlerin üzerın' hep altt^a kaplatmtş halarla tezyin olunyor. Siyah topuzunu yan tarafında taşir Eser tamamlanıyor ve iste burada Behicakt çok dllâverdir Şahla şairin arası açdıyor. Şah hazine Bafrada bir kız kenHısînî seven nencı öldllrdii Bafrantn Klermani köyü eski muh • tan Necip Ağanın kızı Mevlude Ha • ı ,ft *? ni sc\«j.ı Nur hm s '*ir genci tabanca ile öldürmüştür. Mevlu <*» Hanm 20 Nuri 18 yaşındadff. Ka Hİ kız tevkif olunmustur. Fakat Efrasiyap savaşta onun on mi$Uâir Kavğa esnasmda bir yerde durmaz Peşengin oğlunun ka'desi budur Deryadan nehengi kuyruğundan çtftonr Boyu altmvs aras az değildir Ondan kendini dikketle koru Ki hem cesur ve hem de taHhlidir Eirasiyabm tsminl işiten dağ Korktıdan erir su olur' Bu büyük eser biz Türkler için tâ kenmez bir araşhrma kaynağıdır. Türklerin eski örf ve adetleri, savaş tarzlaıı, g'yim nevileri, nscive ve karekter'jTİ bu eserin öteberisinde canlı levhalarla cizilmiştir. Fakat ne çare ki bizimle ba kadar alâkadar olan bu eserin fransız« a tercümesi ve tefsiri 1831 senesinde • ba«ı*anılarak 1885 senesinde ikmal edfldiâfi. ingi'îzce tercümesi 1905 te tamam» landıib, almanca tercümesi 1907 de ve ita!"anc?sı 18S6 da baslanılarak 1888 d» Î'TTI»! edi'di5! half*» bizde henüz bir fash bile tercüme edilmemişth"!! AĞAOĞLU AHMET