i l Eylul 1934 Ingiliz gazeteciliği Vesahin mükemmeliyeti sayesinde İngilterenin beste üçü Londra gazetelemıi kahvaltı ederken okur Avrupa gazetelerinden birinde In giliz matbuatı hakkında şayanı dikkat bir yazı gördük. Aynen ahyoruz: Londrada mevcut on iki tane yevmî gazeteden 9 u geceyansından •onra basılarak sabahları intişar eder. Diger 3 gazete öğleden aoora intişar eder. Londrada bakikî ma • nasile akşam gazetesi yoktur. ö ğ • leden »onra intişar eden üç gazete cem'an 1,750,000 nüsha basarlar Te bu nüshaların hemen hepsi Londra şehir mmtakasında satılır. Sabahları intişar eden 9 gazete cem'an on milyon niUha basar ki bu adet dünyanın en büyük şehrinin nüfu* iniktanndan hayli fazıadır. Bıra • dan anlaşıhr ki Londra gazetelerinin büyük bir kumı harice ve ba* • lıca İngilteredeki eyaletlere, nis betea küçük bir kısım Gal tnemle ketine Te bundan daha az bir kısım tskoçyaya gider. Demiryollan muvasalasının mükemmeliyeti Londra ile Glasgow re Edenburg arasra • daki me«afeyi takriben 8 saate in drrmiştir. Buna rağmen Londra gazeteleri çok mükemmel bir şekilde intişar eden ve vilâyet gazeteleri derece Te seviyesinden pek yukan çıkmif olan • tskoçya gazetelerile refcabet edememektedhler. tngil • terede daha takriben bir diizüne kadar vil&yet gazeteleri intişar e der ki bunlar yük»ek fikirler neş retmelctedir Te baski adetleri de fcayK yüksek Te zengindir. Bunlardan biri olan Manchester Gardian g azete«L ragbet Te itibar ve siyast nüfuz bakımından en eski Te en anflhhn Londra gazetelerinden geri kahnaz TC onlafla ayni seviyede tu« tahn*. Maamafih bu gazete, vilâyet gazeteleri arasmda bu vasfı haiz olan yegâne bir gazete olup diğer vfliyet gazeteleri bu derecede deffldir. Bütün fngilterede efkân umvmiyeyi hazirlıyan Te temsil e den Londra matbuatıdır. Bu hususta Londra matbuatınm oynadıği rol, ATnrpann» herhangi yüksek bir derletfndeki matbuahn oynadıği rolden dana yükjek derecededir. Londramn sabah gazeteleri erken baskılan, nakliyat v« sevkiyattaki sflrat sayesinde Britanya adasmm •mnm nüfusunun 3/5 ne okuyuealar daha kahvaltısmı ederken • yetlflirilir. Londramn sabah gaze • telerinden bazılan Londradan başka Manchester Te Glasgowda da aynca oralara mahsus nüshalar nearederler ki bu nüshalann muhteviyab • hassaten mahallî olan kıamHadan maada Londrada intişar •den nüshanra muhteviyah île tamaBMB tetabuk eder. Fakat Londra »atbuatınra bu hudutsuz ve sar • ahnaz hâknniyeti, siyaset bakı nmdan • bir Avrupah müsahidin farz Te kabul edebilecegi kadar • büyük değildir. Sebebi ise tngiliz lerin kendilerine mahsus kıntikçi bir hal aahibi olmalarıdır. Burada gazete okuyucusu kendi siyasî ka naatlerîni temsil ve müdafaa eden bîr gazeteyi kat'iyen tercih etmez Te hele bir intihap gününde kendi siyast kanaatini izhar ve reyini ita etmek icap edince her gün okudugv gazetenin nasihat Te tavsiyesine möftakir Te tabi kaltnaz. Yüz binlerce insanlar vardır ki senelerdenberi muhafazakâr fikir Te kanaatli bir gazete okurlar da gene kendi intihap reylerini Labour partisine AVRUPA MEKTUPLARİ Atletizmi yükseJtmek için nasıl çalışmalı? En iyi atletlerimizden beş altı kisiyi her sene muayyen bir vilâyete göndermeli ve gençlere atletizmi öğretmeliyiz Yirmi otuz »eneye varan spor varkğımızın bütun hareketlerini tamamile Avrupadan alan bizün nesil bu işte muvaffak olaroıyorsa »ebeplerini kendi kusurlanmızda aramalıyız. ö y l e bir memleket tasavvur edin ki 1924 Paris olimpiyatlanna tecriibe ve görgii kabilîyetlermi artırmak için on atlet yolluyor. öyle bir memleket tasavvtn edin ki 1925 te tsveçe beden terbiyesi tahsiline iki genç gönderiyor. öyle bir memleket tasavvur edin ki tsveçten bes sene müddctle iki beden terbiyesi mütehassısı getirtiyor. öyle bir memleket tasavvur edin ki 1928 de Amcterdam olunpiyadına beş atlet yolluyor ve o tarihtenberi de antrenörle çalışıyor. Ve nihayet öyle bir memleket tasavvur edin ki dünyanın en meshur spor mütehassısı Alman Karl Dimin nazan tetkikinden geçiyor. Bütun ba Tarhklardan sonra on yedi milyon nüfuslu bir mtlletin eli ayagı hıtan atlet kadroranun mercudS 20 kişi fizerinde toplamrsa herhangi bir bey nelmflel müsabakada zafer kolay olur mu? On dört kusur senedir Turkiye topraklart dahflinde ve haricinde koşanm da şimdiye kadar atletizm heyetlerine gelenlerin pek az istisn«fle birçoğile sahada takdun edilmek suretüe tanıs tım. Bir zamanlar çalışnmadıklan için izhan aczeden heyet azalan ük fnsatta gene i? basına gelirse elbette o memlekette atletik sporlar ilerlemez ve pek tabiidir ki mağlubiyetlerin arkası kesilmez. Hükumet hesabtna Avrupaya tahsüe gidenler nasıl mecburt bir bizmete tâbi tutuluyorlarsa olimpiyatlara gidenler de oylece avdette, gordüklerinî tatbîk edeceklerdi. Paris ve Amsterdam oumpîyatlanna giden Amerika takumnın fen nıuşaviri de dahildir. Bunlardan birincisi, tngilterenin büyük gazetelerinin en eskisidir ve muhafazakâr fırkanın en uçtaki sağ cenahım temsil eder. Umumiyetle mutedeli muha • fazakâr ve haricî siyasette hemen daima hükumeti tutan Times gazetesine nazaran Morning Post daha kat'î mânada bir parti gazetesidir. Her nekadar muhteviyatının zen • ginliğî ve bilhassa ecnebi istihba rat serv'M itibarile Times gazetesinîn mertebesine tamamen erisemezse <\e Morning Post gazetesi tngi Hzcede nümune olacak Iisan ile çok güzel ve mükemmel yazar, canlı ve heyecanlıdır. Timesin ve Morning Postun siyasî nüfuzlan şüphsiz büyüktür. Daily Telegraphın kendi karilermi ne deıeceye kadar nüfuru altma alabil dîği hakkında bir hüküm verraek güç ise de her halde bu üç ciddî gazefenin nüfuz ve ehemmiyeti, nisbAten mütevazı olan baski adetlerinin delâlet ettiğmden pek çok fazladır. pıştığını duydu. Selbiyi takip eden Goldi Loks, Goldi Loksu yakalıyan da Parkerdi. Parker alaycı bir eda ile sordu: Goldi Loks cenapları biraz benimle gelmek lutfunda bulunurlar mı? 31 Mister Şroder 1925 te Kilyos kampm • da atletik sporlann inktsafı hakkmda verdigi bir konferansta ezcumle diyordu ki: « Her sene muayyen vflayetlere mesafelerinin en kuvvetîi atletlerinden bes altı kisilik bir kafHey! yollamalı. Atletler azamî beş gün kalacaklan ba sehirlerde kendi mesafelerinin idmanlann; yapacak, akşamlan atletik sporlann kıymeti, duş, masaj, gıda ve idman tarz lan hakkındaki en ipridaî idman usullerini anlatacak, bu mesai birkaç sene içinde bütün memlekete yayıhntş olacakhr. Misyoner teşkflânndan farkh olnvyan bu yayma usulS sayesinde bütun Amerikaya atletizmi aşılamak mfimkun obnuştur.> Bu zat, bir de «atletik sporlan daima iş bflenlere bırakmah, çalışmak için Takti olmıyanlara bu sahada iş TOrmemeGdir» der ki bizde btrind Te ikind seküler hemen hemen hiç nazan dik • kate ahnmamıştır. Amerikalı Mister Şroderin seyahat propaçandası hak • kındaki ffldrlerini biz Belıkesir Te Bursa mmtakalan arasmda çok eskiden tatbik imkânlaruu biraz müşkulâtb da olsa bulduğumuz içindir ki bugün mmtakalanmız arasmda Balıkesir ve Bur • sada atletizm hakikaten iyi bir mevkie yükselmiştir. Memleketimiz için Utbikı Te »skfi itibarile tamamile pratik olan bu tarz bizi bu sahada inkişafa götürecek en kestirme bir yoldur. ÖMER BESÎM Pragda Beynelmilel Felsefe kongresi Türkiye murahhası Profesör Halil NimetuHah B©y de kongrede bir etüdünü okuyacakhr Prag (Hususî) Çekoslovakyanın bu güzel hükumet merkezi dündenberi gene bir toplanhya sahne ohryor, beynehnflel felsefe konferansmm bu sene bnrada içtimaı dolayısüe her taraftan azalar geh'yor. Kfiçük ve tstiklâlmi yeni kzanmış olan ba memleketin medeniyetin her sahasmda nekadar ilerledigini gormek için bu memleketi bir kere gormek kifayet eder. Memleketin her tarafı maasn* medeniyetin bütün feyızlerinden nasibinî ahmş, tabiatin ba memlekete bahşettigı her türlü varlıgı, me • deniyet bütün bütün güzeDeştimvs, yükseltmiştir. Prag bugün dünyanın güzeUîk İti • barile tayıh birkac merkezinden birisi halini alro >V. Medcrî b'f sehirde ROrülecek olan temizlik, azamet, ihtişam gibi şeyler Pragda olanca şaşaasfle goze çarpar. Sokaklarm, binalann temtzligi, güzelligi, azameti bir de her tarafın çiçeklerle süslenmesfle tamamlamr. çç Burada resmî, gayriresmî hemen nemen en kuçüğunden en büyâgSne kadar bütün binalann pencereleri, bal • konlan çiçeklerle sfislenir. Adeta, Se> mvamism asma bahçelermi burada gelip gormelidir. Pragda medent hayatm yaratüğı güzel, zinde, olgun vücutlü insanlar sokaklan doldurur. Medeniyetin üirosiz olamıyacagı n her medenî muhitte ihnin yaratMi sey • rinin o muhitin ilira merkezlerinde kendini gostermekte balunduğu malumdur. tlmin en yüksek safhan olan felsefe nin de flmin terakki ettigi bir muhitte o muhitin nazmtı Te rehberi olduğu her Takh gSrülür. Prag Untrersitesi de merkezi bulunduga flmin her safhasında memleketin medeniyet seviyesfle bir • likte yürüyerek flim Te felsefede diger flhn merkezleri gibi ileri Te yüksek bir seviyeye çıkmeşhr. Zaten Prag üniversite binalarmm güzelligi, ihtişamı, sa • dengi, azameti bunlarm ühn merkezler! obnakta hayli lndem sahibi bulundagunn daha flk bakışta msana anlahr. tşte her dort senede bHter» t o p « • lanmakta olan beynelmflel feltefe kongresi ba seneye mahsus olan toplanhsmı Pragda, ba güzel şehirde yapacakhr. Dündenberi dünyanm her tarafırdan fiozoflar, profesorler buraya geltnekte, toplanmaktadır. Ta Çme varmaya kadar bütün memleketlerden ge • len azalann arasmda •neuıleaetunden gelen ohıp ohnadıgmı ögrenmeğe, gormege agraşıyordum. Bunlarm arasmda sabık Darülfünun profesorlerinden Halil Nimetullah Beyi, doçent Ziyaettin Fahri Beyle birlikte gorünce yüreğim ferahladı. Memleketimin de bu bey nehnOel kongreye istirak etmesi ben! cidden sevmdirdi. Londrada intişar eden büyük gazetelerden bazılan verhler. Esasen yevmî gazeteler içinde sarahat Te Tuzuh ile muay yen bir fırkanın siyasetini takip eden, ancak bir kısım vardır. tngil terede ciddî gazetelerle populer gazeteleri kariler bizzat kendileri tefrik ve tasnif ederler. Fakat bu tasnif, mutlaka muayyen bir siyasetra bir gazeteye bariz bir renk verip vermedigine delâlet etmez. Mselâ Labour (amele) partismnt mutlak organı sayılan Daily Herald gazetesi po puler gazeteler arasındadv. Bu tasnifin daha ziyade gazetenin haiz olduğu Te temsil ettiği ve karilerinde de mevcudiyetini farz ve kabul eylediği fikrî seviyeye uygun ola rak yapılması umumiyetle mutattır. Bu bakımdan ciddî gazetelerin İngiltere haricinde hemen hiç benzeri yok gibidir. Yalnız Thnes ga • zetesi eski Te kibar bir an'aneyi muhafaza etmesi itibarile değil, ayni zamanda her gün ifa ettigi kıymetli hizmetler dolayısile de her tngilizde gurur Te iftihar hisleri uyandırmağa lâyık bir gazetedir. Times gazetesine bagh ve sadık bfnlerce kari vardır ki uzun seneler • denberi fikrî gıdalannm en büyük kısımnı bu membadan alırlar. Bu gazetenin itibarı, tngiltere haricinde de hemen hemen hudutsuzdur. Timesin bu hususî ve mümtaz mevkii bir aralık «arsılır gibi oldu. Yani vaktile miiteveffa Lort Northdiffe gazetenin aksyonlarraı ta • mamen satin alarak gazeteyi birçok ahvalde şahsî ve ekseriya da renksiz bir politikanın aleti yapmıştı. Mumaileyhin vefatmdan sonra ga zetenm şimdiki sahîpleri ve bu meyanda Times gazetesine yüz seneyi tntitecaviz bir müddettir sahip olan bir aileye mensup olan John Walter aralannda şu müteahhit mahiyetindeki karan verdiler: (Hissedarlar, sahip olduklan hisselerini başka birisine satmak istediklerinde, bu satış muamelesi, ancak tngilterenin ruhanî ve cismanî en yüksek beş makamının sahiplerinin huzurile teşekkiil edecek bir komite tara fından tasvio edildiği takdirde icra edilebilir.) Bu karar ile Times gazetesi vakıf bir hayır müessesesi mahiyetini almış ve her hangri bir kazanç ve menfaat kastı talî derecede kalmıştır. Ciddî gazeteler sınıfma Morning Post ve Daily Telegraph gazeteleri ProfetSr HatH Nimettdlah B. . Türkiye yüzme yarışları Bu hafta Modada Turkiye yüzme yanşlan yapılacaktır. Dün Ankara, tzmir, KocaeK, Bandırma mmtakalanmn yüzücüleri tstanbula gelmişler ve idmanla • ma başlannşlardır. Ankara Güctt maglup tzmir 10 (A.A.) Ankara GücS ikinci maçını dün tzmir şampiyonu Altayla yaptı. Müsabaka baştan nihayete kadar heyecanh oldu. Neticede Altay 32 galip geldL Istanbu! yüzme şampiyonlarına Istanbul Denizcilik heyetlnden: 1 7 eylul 934 cuma günü icra edllen İstanbul yüzme samplyonasında blrlncl olan yüzücüler 14/9/934 cuma günü İcra edllecek Turkıye yüzme blrinclllklerlne btanbul namına glreceklerinden o gfin saat 10 da Moda banyolarmda bulunmalan tebllğ olunur. 2 7 eylul 034 cuma günü icra edlle mıyen 100f200)100 Turk bayrak yanşını Türkiye blrlnclllklerine yeüşUrmek için 11 eylul 934 salı günü saat 3 te icra edilecektlr. Kulüplerln saat iki buçukta Moda banyosunda heyetimlze müracaatleri. Kongreye Çekoslorak hfikumeti büyük ebemmiyet verdigi gibi, chrar men* leketlertn de ehemmiyetle telikki et tüderi, mesela Avusturyadan Te ttal yadan gelecek azaya mahsos olarak bütün tren hatlarmda tenzüât yapraa larmdan anlaşıhyor. Yann kongre aza* sma Spoleçenski kulübünde bir çay zi • yafefa' verüecek, orada aza birbtrfle tamştmlacaknr. Ondan sonra kongre par» lftmento binasmda mutantan bir sa rette açılacak ve küsat resmini Maarif Nazm yapacaktu. Açıhş resminde Maarif Nazm bir nutuk irat edeceği gibi, esasen bir felsefe profesorfl olan Hariciye Nazm M. Benes te bir nutuk irat edecek ve Prag Belediye reisi azayı şehir namma selâmhyacakhr. Açraş res • mi geç vakte kadar devam edecefî {çfn kongre füen çahşmaga Dazartesi günü başlıyacakhr. Şimdiye kadar kaydoln nan azadan başka yeniden mahteltf memleketlerden aza gelmekte olduJımdan azanm adedi altı yüzü areçeeektir. Kongre içtimalarma Edebiyat fakBltesi >inası tahsis edihniş ve öğleden evvel yapdacaV nmumf ictimalufdaa fcaska, kongrenin evvelden çiziimiş programtnf göre felsefenin muhtelif kısunlanna tahsis edilen mubtelif gruplarda pro fesorler kendi etütlerini irat edecekler, Te isnyenler münakaşaya iştirak ede eeklerdir. ProresSr HalO Nhnetullah Beyin de evvelden haznrlaımş olan orijmal bir etüdünü ba celtelerden birinde oknyacagnn ogrendîra» Gazi TSrkiyesBiİB medeniyetin her sahasmda oldugu gibi ilim sahasmda da maasm medeniyete ba suretle intıbak etmesi her Türkü «evmdirecelc, gofsfiraüzfi kabartacak mes'ot hadiselerden biridir. ••• I lstanbul Belediyesi ilânları \ Futbol kulUplerine T. İ. C. İ. İstanbul mıntakası futbol heyetl reisliglnden: Yeni sene faaliyet programını tanzim ederken kulüplerimizin bu husustakl mütalea ve mülâhazaları da dinlenecegin . den heyetlmizin 13/9/1934 perşembe günu saat 18 de yapacagı içtimaa mütte . fik kulüplerimizin birer murahbas gön dererek du?uncelerini bildirmeleri rica olunur. Goldi Loksun Oskar Trevor meselesinde methaldar oldugunu hiç zannetmem, dedi. Marküs Flite gelince onu gece gündüz bir dakika bile gozden ayırmayınız. Kendisi • ni hapse atmak için en ufak bir bahane bulur bulmaz zerre kadar tereddüt etmeyin. Hapisanede hiç olmazsa emniyet altında bulunur. Selbi, MaLküsün bir suikaste ugrıyacağmdan korkuyordu. Ayni endişeyi hatta biraz daha fazlasile Givenda hakkmda da hissediyordu. Oskar Trevor ölmüştü. Onun mu • azzam servetine şimdı bu genç kız sahip olmuş bulunuyordu. Amcası • nm akıbetinden onu nasıl kurtar • malı, buna nasıl mâni olmalıydı? Selbi bütün gece bu müşkül meseleyi halletmek için uğraştı. Erte • si sabah işinm basına geldiği za • man saat ondu. Oskar Trevorun BIdürüldüfünü Amerikadaki vekili umurlarına kablo ile bildirdi. Bundan aonıra otopsi yapan doktora gitti. Doktor: Oskar Trevorun ölümüne kalbinde açılan yara sebep olmuştur, dedi. Maktulün sokakta vurulmuf Belediye merkezile suabat, müessesatı sihhiye ve ilkmektepler için almacak 2749 ton kok kömürfinün Dolmabahçe, Yedikule ve Kadı köy gazhanelerinden ait olduğu mahallere kadar nakli kapah zarfla münakaşaya konulmuştur. Talip olanlar sartname almak uzere Levaztm Müdürlüğüne, müracaat etmeli, münakaşaya girmek için de 412,5 liralık teminat nıakbuz veya mektubile teklif mektuplannı 1/10/934 pazartesi günü saat on beşe kadar Daimî Encümenine vermelidirler. KANSIZLIK benlzsizlik idn yegâne deva kanl ihya eden P r n n n Eamnntahipetbbitarafındantertipedılıniştir. O İ K U r NörastenL zaflyet ve Chlorose ,PARı1 Cellâtlar Şirketi Yazan: Edgar Vallas Tercume eden: ömer Fehtnl 41 ğiştirdi. Hastalıgrain sebebini size söyledi mi? Hayır... Bu sebepler pek ciddî olsalar gerek... Her halde bromüden fa lan daha müsekkin ilâçlara ihtiyaç vardı. Selbi evme dönerken yolunu kasten uzattı. Düşünmege ihtiyacı vardı. Bu akşamki hâdiseler onu şa • şırtmıştı. O kadar dalgindı ki takip edildiğinin farkmda bile olmadı. Fakat bunu farkedenler vardı. Selbi evîne girince onu takip eden adam omzuna kuvvetli bir elin ya olması gayrimümkündür. O lâkırdı söylerken vurulmuş, darbe aşagı • dan yukan doğru havale edilmiştir. Selbi oğleye doğru Trost Bildin • ge gitti. Marküs Flitin kapısını vurunca kapı derhal açıldı. Hayret... Mari Kul, Duvrda hastanede bırakbgi kadın daktilo makinesinin ba • şrada idi. Rüya mı görüyorum... Ben sizi hastanede sanıyordum, Madam. Yüzü korkunç bir sekilde sarar mış olan Mari Kul tebessüm etmeğe çaİLşarak cevap verdi: Marküs oraya geldi, beni alarak getirdi. Mister Selbi bana yap • tığmız büyük iyilikten dolayı size tesekkür edemedim. Içeri girsenize... Marküs içeride... Marküs Flit, Selbiyi samimî bir şekilde karşıladı: Sizi gördüğümden dolayı çok memmmum Mister Selbu Dün gece baştma gelenleri biliyorsunuz, de • ğil mi? Kendime malik değildim. Deli oluyorum sandun. Doktor şüphesiz size anlatnuştır. Selbi üstün görü cevap verdi: Doktor bana birsey söyleme • Çalınan zehir Doktor belirli belirsiz bir tered dütten sonra anahtarı uzattı. Selbi bunu derhal oebine atarak bahsi de Perker, Goldi Lx>ksu en yakın polis merkezine götürdü ve orada komiserin huzurile isticvap etti. Goldi, ismini söylemek istemediği bir dostun kendisini lâtife olsun diye Marküs Fliti takibe memur ettiğini iddia ediyor: Beh Marküsü Harley Strite kadar takip ettim! diyordu. Parker sordu: Peki, sonra neden Mister Sel • binin peşine düştünüz? Ben hep Macküsü takip edi • yorum, sanıyordum. Ortahk pek karanlıktı. Bir zabıt varakası tanzim edildl ve Goldi adliyeye verildi. *** Selbi, Parkerin anlattıklarını dinledikten sonra t di. Maşallah bu sabah pek sıhhatli görünüyorsunuz. Evet... Yaptığım duşun tesiri mi, yoksa dün akşam aldığım iyi haberler yüzünden mi bilmem adeta yeniden hayata geldim sanıyorum. Bu sabah gazete okudunuz mu Mister Flit? Hayır. Demek Oskar Trevorun akıbeti hakkmda birşey bilmiyorsunuz. Bilmiyorum. Oskar Trevor dün gece Gürzon Stritte katlolundu. Marküs Flit bir den şaşaladu Yüzündeki şaşkınlık ifadesi geçince yerine korku kaim oldu. Oskar Trevor katlolundu, ha! Dün gece öyle mi? Evet dün gece... Camdan bir hançerle... Marküs Flitin bu hal ve tavn ege« yapmacıksa onun en mahir aktörlere taş çıkartacak kadar kabiliyetli oldugunu kabul etmek lâzımdı. O kadar tabiî gözüküyordu. Teessür ve hayret içinde bağırdı: (Mabadi var},