'Camhuriyet 5 Ağustos 1934 Beklediği Aşk 24 Zavallı adam mehcubiyetle iğiliepey sıkıldığı belli idi. İki genç kız yor, kendine uzanan elleri sıkıyor ev sahibi ve iki nişanlılarla vedaladu şarak çıktılar. Kapının önünde iki ıki genç kız hayretle yeni nişanay evvel Necdetin kovulduğu oto • lıyı süzdüler. Her halde altmışhk mobil bekliyordu. vardı. Halbuki süsüne düşkün yirtni Semiramis pek uzak olmıyan bir yaşmda bir genç gibi giyinmişti. Vizamanda oldukça tatlı saatler ge yal hemen Semiramisin kolundan ya çirdiği köseye kurulurken zihni takalayip bir köşeye çekti: tnamile başka şeylerle, yanmda o Nasıl? Nişanlımi beğendin mi? turan arkadasile meşguldü. Otomodiye sordu. Arkasmdan şen bir kah bil gene içinde halecanla çarpan kaha attı. Ne yapayım? Şekerim, iki kalp taşıdığı zamanlardaki gibi dedi. tnsanın benim gibi beş parası hafif sarsmtılarla Maslak yoluna o'mazsa işte böyle izdivaç yapar. doğru ilerlemeğe başladı. Sişli cadHoş memnunum, hiç te fena adam desinin nihayetine geliyorlardı. Sedeğil. Hera kocanın gencinden ih • miramis dalgın dalgm pencereden tivarından bana ne. tş rahat ede • bakarak, Şulenin derdini nasıl anyim, hyacağmı, onu nasıl söyletebilece • Senin şair ne oldu?.. ğini düşünüyordu. Birden Necdetin Hiç ne olacak, atladı. Aman gözlerile karşılaştı. Gözlerini hemen sen de öyle deli çekilir mi? Erkek çevirmesine rağmen eski sevgilisi kitlığına kıran girmedi ya. Bütün nin fena halde şaşalayıp duraladı • ömrümde onun nazını çekeceğim. ğınm farkına varmiştı. Hatta yanınHetn şimdi gör bak, nasıl etrafımda daki iki genç kadının da fazla süslü pervaneler gibi dolaşmağa başhyave oldukça bayağı halli olduklannı caklar. görmüştii. Şulenin ince sesi sordu: Niçin?.. Acaba yanındakiler akrabala Niçin olacak, pek yüzüne ban mıydı? kılmıyacak kadar çirkin değilim, Genç kızm dudakları gayriihti • iistelik evli ve zengin olacağım. tiyarî birşeyden iğrenir gibi bükülDüşün, başlarına kalmak tehmüştü. likesi yok, para yedirmek belâsi Böyleleri dedi akraba değil, mevcut değil, güzelce bir kadın. ancak eğlencelik olabilirler, Âlâ, daha ne isterler? Ama bu seSonra kırıklaşan bir sesle ilâve fer ben müşkülpesent olacağım. etti: Pek iyi edersin. Bunların eğlendirebilmelerine Vival cevap vermeden yerinden bile saşıyorum, ben erkek olsaydım, fırladı. böyle kadınlara karsı arzu değil, Ah canım sen tnisin? Ne gösade iğrenti duyardım. Bunlar her receğim gelmişti diye bağırarak bilibili diyene, her yem gösterene kendilerfne doğru gelen Şulenin koşan tavuklardan daha düsünce • boynuna sanldı, öpüştüler, sonra siz daha manasız mahluklar. Şule, Semiramise yaklaştı, onunla Şule endise ile sordu: da öpüştüler ve oturdular, salonun Semi, yoksa üzüldün mü?.. obür köşesinda bulunan Jale île Ne münasebet, yani kıskan • Resit Bey de onlann tarafına gel dım mı zannettin? İnsan kendinden diler ve hep beraber konuşmağa bu kadar asağı bulduğunu değil, başladılar. biraz daha asağı bulduğunu bfle Semiramis genç kizlann bir er • kıskanamaz. Attığım birşeyi kim keğin yanmda konuşmasını âdet etisterse alabilir, çünkü hırsla fırlatHkleri havaî bahislere kanşırken tıktan sonra pişman olup geri&l • gözleri mütemadiyea Şuleye takılımak istiyecek kadar bayağı ruhlu yordu. değilim, ben geçeni değil, geleceği Zaten ince yapılı olan genç kız, düsünerek üzüldüm. Evet her er • daha da zayıflamış, âdeta değiş • kekte, hatta seveceğimiz, kalbimizi, mişti, halinde tuhaf bir durgunluk herşeyimizi vereceğimiz adamda vardı. Hatta zorla gülüp konuştuğu bile böyle kadınlarm kokusunu, bellidi. Semiramis arkadaslan içinböyle kadınlarm artığını bulmıya de en çok Şuleyi beğenir, hatta secak mıyız?.. verdi. Şule yorgun bir hareketle başını Jale ile de çok samimi idiler. Lâkin Şuleye karşı daha derin bir emsalladı, acı bir gülüşle güldü. niyeti vardı. Düşüncelermi hUIerini Doğru, lâkin artik kadınlar çok saklamasına rağmen, ince ruhda kocalanna pek temiz bir mazi lu, hassas bir kız olduğunu bilirdi. götürmüyorlar kî... Uzun mektep hayatmda daima o Evet ama sebep ne?.. Kim biznun samimiyetinin, sevgisinin sıcakleri yalancı lâkırdılan, kirli dudakbğmı etrafında hissetmişti. larile kimler zehirliyor?. Gene erSon zamanlarda genç kizm hiç kekler değil mi?.. Hangimizin yeni ortaya çıkmamasınm böyle zayıflayetişmeğe başladığımız zamanlar yıp yorgım bir hal almasının elbette temiz, güzel düşünçelerimiz yok • bir sebebi vardı. tu?.. Hangitniz ilk buseyi hakikî bir Dikkat etti, eskiden sade fakat aşk yemininin sonunda vermeyi düçok zarif giyinen arkadaşının giyişünmedik? Ben ilk aşk maceramı nişinde de bir değişiklik vardı. Ütböyle mi tahayyül ederdim?.. Uzun tiindeki elbise oldukça eski ve acageceler uykusuz kalarak düşündü • ip bir biçimde idi. Ayakkabılarmda, ğüm aşk hikâyesinin ne başı, ne soşapkasmda, çantasında herşeyinde nu böyle değildi. Bana ilk halecan ayni eskilik ve zevksizlik göri'Mü veren adamın yanımda sıkıldığını yordu. Semiramis fena halde merak anlatacağı akhmdan bile geçmetnişetti ve muammayı muhakkak hal ti. Hele darıldı diye iki tarafına letmeliydi. Yerinden kalkarak Jalebirer sokak kızı alarak, geçeceğim ye «ben «rtık gidiyorum» dedi. Sonyollarda dolaşacak kadar bayağı ra Şuleye dönerek sordu: bir adamla sevismiş değil, tanışmış, selâmlaşmış bile olmak istemezdim. Bugün nava oldukça güzel bir Haydi beni bir tarafa bırak, ben Atomobll gosmesi yapmak istiyo nun, b«ra?r«r gelir misfn? Dönüşte pek çok kimselerin indinde ahlâk scni «vine bıraknm. siz bir kızım. Ya sızler?.. hemen kabul etti. Zaten (Mabad'ı var) Odesadan getirilen eşya 'Rauf Hayrî Beyin muhakemesine dün başlandı (Birinci sahifeden mabat) oTv'nce tavini cezalan istenerek mah • kemeye verilnv'slerdi. t'k olarak istiçvap edilen Rauf Hayri Bey, isnat olunan şeylerden kat'iyyen rmıarra olduğunu söyledi. Sıhhî vazi • yetmin Odesada kalmaya musaft ol mstnası dolayısile mezunen mem'ekete gel;rken esvasını beraber getirmek is tediğrin', esyanın sandıklara kavasla, kavasın zısvcesi tarafmdan yerlestirildi jrni, burada muayene esnasmda zu bur eden deri ve köselenin kendisine Kocaeli meb'usu Sım Bey tarafmdan hed've edildiğini anlath. Mahkeme kendisinden, paltonun kum?sile astan arasına dikt'len kürkün kimm tarafmdan verlestirild'ğîni scrdn. Rauf Hayri Bev: Kvasın refikası olacak, dedi. Palto ceolerinde 40, 50 paıca kürk te çıkmıstır, ne yapacaktrnu bu kadar kürkii ? Biris'ni hemsireye, birisini yakın akrabalarım'ian brinin kerimes<ne hediye edecektim. Astarm iç'ne yerleş tirilen de bu hediye edilecek olan kvrktiir. Bu kürk münhasıran gece giy'lir. Hivadan müteesstr olduğu icin muha • hafazası için palto içinde saklanmıs o • Ia<aktır. Rauf Bey, yedi sekiz metro sadako tun da kendisine nasıl verîldigini anlattıktan sonra Moskovaya ikinci defa mezun'yet aldıktan sonra grttiğini söyledi. Reis: Siz Türkiyeye gelmek uzere irin aldmız, Moskovaya nidn gr^niz ve o • rada nicin bir havli kaldınız? Gezmek için. Kavas Tevfik Efendi buraya ni • çm sizinle birlikte geliyor?. Benden mütemadiyen izin istiror* du. Memlekets gelmek ve esyasmı aakletmek ar2usunda idi. Bir ay izin ver • dim. Kerdisine bir de vesika vermis • smiz. Evet esyamı nakledeceğim d'yordu, ben de bunıtn üzerine talebi iize • rine bir vesika verd'm. Vesikayı nerede verdmiz? Od«sada verd^m. *"''"* i* Kavas Tevfik Efendiyi tstanbula geldikten sonra gördünüz mü? Bir defa evime geldi, bir defa da Tokatlıda görüştüm. Tokatlıda göriiştüğünüz za • man yanınızda başkaları da var mıydı? Yanımda biraderim ve Koca • eli meb'usu Sırrı Bey vardı. Kavas Tevfik Efendi yanmıza ne münasebetle gelmisti? Kendisi, verdiği ifadelerde hakikati tağyir ettiğinden müteessir olmuş. Zira saatlerce aç ve susuz bırakılaırak ne dediğini bilmez hale getirilmis. Bundan bahisle büyük bir hatada bulunduğunu ve mahke • mede düzelteceğini söylemek isti • yormuş.. Rauf Hayri Beyin isticvabı bir saat kadar devam ettikten sonra mahkeme konsolos kavası Tevfik Efendiye birçok sualler sordu. Tevfik Efendi mevzuu bahis .vesikanın kendisine Odesada değil vapurda verildiğini, Rauf Hayri Beyin, am barda bulunan eşyayı muhacir Mehmede bizzat göstererek kendi eşyası diye çıkarmasım istediğini, kiirklerin ve sairenin kendisi veya zev cesi tacafından yerlestirilmediğini söyledi. Mahkemenin, Rauf Beyle tstan bulda görüşüp görüşmediği hakkındaki sualine de kendisine Rauf Bey tarafından Tokatliyanda beklendiği haberinin verildiği, bunun üzerin« gittiği, orada Rauf Beyin başka türlü ifade vererek kendisini kurtar ması teklifinde bulunduğu cevabını verdi. Rauf Hayri Beyin vekili Sabri Bey, suçluya bazı sualler sordurdu. Bu arada: Mademki eşyayı, kendi eşyası diye gümrükten geçirmeği kabul etmemiş, verilen vesikayı niçin geri vermemiş? dedi. Rauf Hayri Bey de: Vesikanın vapurda verildiği yalar.dır! Dedi. Kavas ise: Basımı kesseler, assalar, hâ • Iktısat Işleri Edebi roman Yazan: PERIHAN ÖMER Ihracatta rakiplerimiz j İkinci Dil Kurultay İki meşhur Rus âlimi şehrimize geldi (Birinci aahifeden mabat) Gelen profesörlerden Samoiloviç yoldaş geçen seneki Knrultaya da gelmisti. Kendisi Leningrat ulum akade misile alfabe merkezi idare heyeti azasmdandır. Türkiyatçıdır. Turkçeyi püriizsüz konuşmaktadn. Bundan başka Sovyet ülkesi dahilinde komrsulan bütün lehçeleri iyi bilir. Kurultayd* «Altmordu edebî lisanı» uzerinde bir tez okuyacakhr. Tezi türkçe olarak yaı mı*tır ve türkçe okuyacakhr. ProfesÖr Mescinof yoldaş ise geçen sene Kurultaya istrrak eden profesor Marm talebesidir. Profesor Mar bu s e ne, hastalandıtrından dolayı geleroe • miş ve verine M. Mesçinofu gonder mîstir. Mescinof yoldaş ta profesor Marm yeni lisanîyat nazariyesi esasahna uygun bir cumumî lisaniyat» hak • kında bir tez okuyacakhr. Profesör türlcevi iyi anlad'ğı halde konusama • m»kt?dır. Terî fransızca yazılmıştır. Tez t3kçeve cevrilecek ve Kurultay günu MesrTiof yoldaş fransızca kısa bir hitebe irat ederek Kuruitayı selâmIıyacak ve tezini de Türk Dili Cemî • yeft'ne mensup diğer bir zat okuya cakhr. K^ndilerni otelde ziyaret eden gazetec>Iere profesör Samoiioviç yoldaş tvrkce olarak aynen şu sözleri söyle miştir: « Büvuk dosrumuz olan Turki yeye bu defa tekrar geidiğimden ve bu fırsatla Türk matbuatı mSmessOle nni selâmlıyabndiğimden çok mem • nunum. Gazi Mustafa Kemalin yük sek rehberliğile yapılan dil mküâbuı da bu Kurultaym tarihî bir rol oynı • yacağma eminiz. Kurultay programına giren bütün ilmî meseleler müzakere • sine biz Sovyet bilginleri iştirak ede ceğiz. Benim okuyacağım tez evvelâ: «Altmordu edebî lisanı» hakkında. Türk ve Sovyet bilginleri çok çalışhlar ve bı sahada şayanı dikkat baa muvaffa • kiyetler eide ettiler. Türkiyeye geldiğimiz şu gürde Töl biTginlermi, Türk muallimlermi ve büyük dil fnkılâbma iştirak eden Mifün arkadaslanmızı en sammu curette selâmlıyoruz.» Profeör: hirkceyi nasıl bu kadar püzel ö^rendiniz? sualine de şu cevabı •ermiştfr: « Törkiveye bu beş'nci ge'îfim dir. Bundan 34 sene evvel ilk geiisimde Leningrat Darülfünunu birinci sı nıfmda idim. tstanbulda iki ay kaldım. O zaman Kandillide bir kız mektebinde Şiikrü Bey narranda genç bir mual limden iki ay türkçe dersi almıştim. Da riilfünunun uçuncü smıfmda iken mü essese tarafından Türkistana Türkmen lisanmm tetkiki için gönderildim, bir tez hazırladım ve bn madalya île tal tif edildim. Bundan sonra Kırgız, Bu • hara, Kazakstan, Kafkasya ve Türkistanm muhtelif taraflannda tetkikatta bulundum. Türkiyatçılığa merak bende evvela doğduğum şehir olan «Gorki» de basIadı. Burada her sene bir panayır ku • rulurdu. Panayıra bütün şarktan Türk kabileleri gelirdi. tşte bu ük merakı devam ettirip çalışarak güzel lisanmızı öğrendim.» Cenubî Afrika ittihadı Türkiyede yetişen bütün mahsulâtın en büyük bir rakibidir Mesahai sathiyesi 472,000 mil mu > nesi zarfındaki tiftik ihracatı 95,451 tngiliz lirasından 330,118 tngiliz lirabbaına yakın ve çok zengin olan rasına yükselmistir. Fiatler beher cenubî Afrtka ittihadı, yetistirdiği mahsulâtı ziraiye noktasından Tür libresi 3,5 peniden 5 peniye çık kiyenin dış pazarlarda en büyük bir mısttr. rakibidir. Kösele ve deri Şimdiye kadar gerek mahallî matSureti umumiyede kösele ve deri buat, go. ekse aiâkadar ticaret avaziyeti düzelmiştİT. Dahildeki tadamları bu memleketin mahsulâtı bakanelerin sarfiyatı artmıştır. hakkında doğru malumat alarak 1933 senesindeki ihracat 932 nin bizim vaziyetimizle "bunları muka 252,701 tngiliz lrrasma mukabü yese etmek ve Türk mahsullerine 444,785 tngiliz lirasına baliğ ol • şiddetle rekabet eden o havalinm muştur. Koyun derileri yün fiatleziraî ve rktısadî vaziyetini toplu bir rinin tereffüile mütenasiben oynahalde gözönünde tutmak lüzumunu mış, geçen senelere nazaran arzın hissetmemislerdir. Halbuki, bu kafazlalasmasma rağmen stoklar tübil tetkikat ve malumatın hem Tück kenmîştir. Koyun ve keçi derileri tüccarları, hem de Türk müstah ihracatı 512,818 tngiliz livasınd'an silleri için bilinmesinde pek büyük 1933 senesinde 1,156,070 tngiliz faydalar olduğuna «üphe yoktur. lirasına bali? olmuter. Biz bu ihtiyacı duşündüğümüz iMeyvalar çindir ki bugünkü yazımızı bu mevYas meyvalar ihracatı 1932 sezua tahsis ederek müstahsil ve tücnesinin 645,306 tngiliz lirasına mucarlarımızın bu kuvvetli rakibimikabil 1933 senesinde 965,983 ster zin vaziyeti üzerinde malumatını line yükselmistir. Yalnız portakal tazelemeğe çalışıyoruz. ve mandarin ihracatı ise 942,000 Cenubî Afrika lttihadının iktı • tngiliz lirasından 1,111,700 tngiliz sadî ve ziraî faaliyetinde pek bü • lirasına yükselmistir. Kuru meyva yük rolü olan The Standart Bank of ihracatı da miktarca mühim dereSouth Africa Limited Bankası hecede artmıştır. Fakat kuru meyvayeti umumiyesi 25 temmuz 1934 talar fiatlerindeki düşüklük dolayı • rihinde Londrada toplanmıstır. lçtrmada bankanın vaziyeti hakkında sile kıymetçe o de>*ecede fazlalık görülememiştîr. Buna rağmen bu uzun uzadıya beyanatta bulunul maddenin ihracat kıymeti 318,000 duktan sonra yün, tiftik, kösele ve deri, meyva, tütün, pamuk istihsa • tngiliz lirasına vaklaşmıstır. lât ve ihcacatı hakkında atideki retTütün mî malumat verüerek mukayeseler Cenubî Afrika tütün istihsalâtı yapümıstnr: mütemadiyen fazlalaşmaktadır. 1932 1933 mevsimi evvelkı se aeler hasılâtından çok îyi neticeler vermiştir. Geçen senelerden müdevver fazla stok ve bereketli mahsul tamamen sarfedilmtştir. Cenubî Afrika tttihadının cihan yün sanayiinde husule gelecek salâhla ne kadar sıkı alâkası olduğunu ham yün ihracatırun seyrinde görmek mümkündür. 1927 senesinde 17 milyon 118,000 tngiliz lirahk yün ihraç eden bu memleket 1931 de ancak 5,700,000 tngiliz lirahk ihracat yapmw, 1933 te ise ihracat yekunu 8,831,000 sterline çrkmıştır. Bununla beraber Ahnanyaym yün ithalâtının menedîlmesi ve Avru pada siyasî vaziyetin karışması dolayısile Cenubî Afrika tttihadında yün piyasalan düşüktür. Fiatler tek. rar sukut etmiş ve elde satılmamış mal stoklan ço^'Om'tır. Ytin Tiftik 1933 senesinde tiftik piyasası gevşek gitmis, yalnız senenin ortasrna doğru haricî taleplerin artraasının tesiri altında fiatler birden • bire yükselmistir. Ankara tiftfk keçilerinm adeden çok azalmasraa rağmen tiftik sanayiinin vaziyeti sağlam addedilmekte ve normal faalivetlerin başlamasile vaziyetin telâfi olunacası memul bulunmak • tadır. Afrika lttihadının 1933 se 1933 1934 rekoltesi cenup ittihadmda 13,100,000 libredir. Bir sene evvelki ayni mıntaka hasılâtı 9,300,000 libreden ibaretti. Cenubî Rhodesia eyaletindeki tütün mahsulü 14,170,000 libre tahmin edilmekte olup geçen mevsi • min aynidir. Nyasaland mıntakası geçen sene 1932 nin 15,100,000 libresine mukabil 10,400,000 libre tütün ihraç etmistir. Bu tetkîkimizin bizim için en şayani dikkat noktası yaş meyva mahsulünün en büyük bir servet mem • baı teşkil etmesîdir. Dünyanm h» . men hicbir tarafında misli bulun mıyan Türkiye yaş meyvalarının ne yapıp yapıp ayni mazhariyete ulaştırılması lâzımdır. Bulgarlar, Yunanhlar mütema • diyen yas ve taze meyva ihracatını arttırarak memleketlerine milyon • lar kazandınyorlar. Cenubî Afrika İttihadı 1933 te ihraç ettiği yaş meyvalar mukabilinde memlekete 2 milyon tngiliz lirasından fazla ser vet ithal etmistir. Türkiyenin nefis yas meyvalarının mükemmel am • balâUa< dahilinde muayyen tip ve sımflarda ucuz ve münasip nakliye vasıtalarile ihracına muvaffakiyet elverdiği gün millî îktısadivatrmıza mühim bir kazanç unsuru ilâve edilmis olacaktır. Kadın Birliği kongresi toplanıyor Bugün saat 15 te Türk Kadın Birliği senelik kongresi toplanacak ve senelik faalivet programı okunarak yeni idare heyeti intihabı yapılacaktır. kim huzurunda yalan söylemem. Bütün söylediklerim doğrudur, dedi. En son olarak istiçvap edilen muhacir Rizeli Mehmet Efendi de, mevzuu bahis eşyayı kendi eşyası arasmda çıkarmayı teklif edenin Rauf Hayri Bey değil kavas Tevfik olduğunu söyledi: Ben Rauf Hayri Beyle görüşmedim, ismini bile burada öğren • dim dedi. Kavasa buna ne diyeceği sorulduğu zaman: 56 yaşmda adamdır, mahkeme huzurunda yalan söylemekten sıkılmıyor, cevabını verdi. Celse bazı tetkikat için on dakika tatil edildi. tkinci celsede mahkeme maznunlardan bazı sualler daha sordu ve müddeiumuminin talebi veçhile, Gümrük başmüdürü Seyfi, muhafaza başmüdürü Hasan, Istatıbul ithalât gümrüğü müdür muavini tbrahim, kâtibi tsmail, gümrük başmüdiriyeti tahkik memuru ile 21 temmuz tarihli zabıt varakasında imzssı bulunan muayene memurunun ve Hacı oğlu Mehmet Efendkıin şahit olarak dinlenmelerine, cnuhakeme ye 7 ağustosta devam edilmesine ka • rar verdi. Fakir çocuklar için sünnet dügünü H'lâl'ahmer Fat't Kıztaşı nahiyesi heyeti tarafmdan Aksarayda Pertevniyal Lisesi bahçesinde 9/8/934 tari hine musadif perşembe günü fıkara çocukîann sirnnetleri icra ettirilecektir. t R Tİ H A L Selânikli merhum Beyazıt Efendi refikası ve tüccardan Şefko Beyin ve Rusumat heyeti teftlşiye reisi merhum Ibra . him Bejr'n haremi Saime Hanımın vali deleri ve birinci ordu müfettişlik erkânı. harbiye reisi Zeki Paşa Hazretlerinin teyzeleri sallhatı nisvandan Şefika Hanım 2 ağustos perşembe günü kısa bir rahat. sızlıktan sonra rahmeti rahmana kavuşarak Feriköy kabrıstanına defnedilmiş tir. Teşekkür Validemiz Beyazıt Efendi halilsei Selânikli Şefika Hanımm vefatı hasebile cenaze meraslmine iştirak sure. tıle bizleri en kederli zamanımızda teselll eden kadirs^as akrabalarımıza ahbaplarımıza ve bilhassa zabit arkadaşlarımıza yegân yegân tesekküre teessürümüz mâni olduğundan muhterem gazetenız vasıta. sile mlnnettarlığımızın ızhar ve iblâğını rica ederlz Merhumenin oğlu kıa Şefik Sa ime MÜESSİF BtR VEFAT Sehrimizin marvf tüccarlanndan Behrvaras, Abuaf ve Şürekâsıfirmasınıteskil eden şürekâdan ELtE S. ABUAV Efendi, uzun bir hastahğı müteakıp 54 yaşlarmda olduklan halde ağustosun 2 nci perşembe günü Pariste vefat eyle • diği kemali teessürle haber alınmıştır. Kederdide silesine beyanı taziyet eder ve aiiesi efradma sabn cemil temenni eyleriz. Leh âlimleride kurultaya gelmek istiyorlar Leihstan âlimlerinden bazı zevat Dil Kurultayma müracaatle ijtirak ar • zusunu izhar etmislerdir. Polonyada oturan bazı Türkler de Kurultayda bulunmak arzusunda bulunmuşlardır. Talasta sellerin tahribatı Maarif Vekili de geliyor Ankara 4 (Telefonla) Dil Kurultayı hazırhklan bitmek üzeredir. Maarif Vekili Abidin Bey Kurul tayda bulunmak üzece yakında ts • tanbula gidecektir. Btlediıjn» ııııııııııııııı 3 u .„» „. 3 perde Yazan: Ekrem Reşit Besteliyen Cemai Re$'t Hava yağmuriu olduğu takdirde temsilleri kişik sahnede verilecektir. lltl Lüktis Hayat ö a a l LL U8 Birkaç gün evvel Kayseri ve civarını büyük bir sel bastığmj, ve birçok tahribat yaptığını telgraf îıaberi olarak yazmıştık. Kayseri muhabiritniz tarafından gönderilen yukarıki resimler Ks> • seriye tâbi Talas nahiyesinde sellerin yaptığı tahribatı göstermekte • dir. Üsküdar HÂLE Sinemasında EJDERİN KIZI siü: ANNA M/'.Y VONG llâveten Dünyı haberleri