Beşiktaş, kalecisinin aczine kurban gitti '24 Temmuz Camhvrivef' = 5 ERMENt MESELESİ Lozan zaferi (Birinei »ahlfeden mabat) J24 temmuz ayni zamanda hukukçulann da günü olduğundan her sene olduğu gibi bu sene de Üniver • site konferans salonunda büyük mc • rasim vardır. Bu merasime saat 16 da Jstiklâl marşile başlanacak, müteakıben Ü niversitenin yeni Rektörii Profeför Cemil Bey tarafından bir açış nut ku irtl edilecektir. Hukuk Fakültesi devletler umumî hukukî profesörü Menemenli Etem Bey de Lozan sulhunun hukuk bakımından kıymetini izah edecektir. Hukuk talebelerinden bazılan tarafmdan da bazı hitabeler söylene cektir. Merasime bütün gendik, seh • rimizde bulunan Büyük Millet Mec • Ksi az?lan ve hukukçular iştirak e deceklerdir. saat 21 de bir merasim yapılacaktır. Merasim konserle başlıyaczk, mü teakıben Mehmet Emin Bey tara fmdan 24 temmuzun manası ve Türk ''nkılâbının enginliği mevzulu kısa bir konferans verîlecektir. Halkevi Beyoğlu şubesinde de saat 2\ de Lozan günü münasebetile ban mfl lî pîyesler temsil edilecektir. tst?n bul Halkevinde yapılacak merasim radyo vasıtasile neşredilecektir. TürklerJe en samimî yaşayabilen bir millet Asırlarca bizimle kardeşçe yaşıyan ve öyle muamele gören Ermeniler sonra niçin isyan ettiler? tpb'da 1890 senesinde Erzurumda, ondan sonra 1896 tarihine kadar ge • çen seneler zarfında Anadolunun muhtelif yerlermde ve tstanbulda, Hınçak ve Troşak komitalarnun iğfalâbna ka pılan Ermeniler isyan yolunu tutup devlete karşı silâh çekmişler, kanlı nüma yişler yapmışlar, mukatelelere sebe biyet vermişlerdi. Berlin muahedesinin 61 inci mad desine göre 1878 senesindenberi Anadoluda ıslahat yapmaklığımızı isb'yen Ingiltere ile ona imtisal eden diğer büyük devletler bu ıslahabn hesabımıza uymıyanlarmı iera etmediğimizi ve tenkilâtta ifrata giderek lıaksız yere çok kan döktüğümüzü iddia ile bizi mes'ul tutup çok Ermeni bulunan o vakitki alh büyük vilâyetimizin bir nevi muhtariyetle idaresi için yapbklan programı ve lâyihayı kabul ettirmek üzere Babıaliyi süaşbrmıslar ve niha yet bizi konbol alttna almağı ve me ramlanm yürütmek için memleketimizin bazı taraflarmı işgal eylemeği ve hatta Yddızı top ateşile tehdit eyle • meği bfle tasavvur eylemişlerdi. tşte devletlerin bu sebeplerle yap • tıkian teklif ve tazyiklere ve bize karsı aldıkan vaziyetlere ve sefirlerin Ab dülhamide, Abdiilhamidin de elçilere sureb' hususiyedeki müracaatlerine ve tebfigatlarma ait habralanmı notla • rnndan nakletmeden evvel Ermenüerin ne zaman ve nasıl Türkiye ve Türk unsurile samimî bir ünsiyet peyda et • mişken bir kaç asır gecince bu ünsiyeb'n nifaka tahavvül ettiğîni muhta • saran anlatacağım. *** MOâttan iki bin sene evvel guya Hayig nammda bir sergerdenin tesis ettiği tevatüren rivayet olunan bir Ermeni devletîni bilâhare tranlılar, Bi • zanslılar ve onlardan da Emeviler ve nihayet Selçukiler ve Mısır sultanlan parça parça zaptebnisierdi. Gerçi Er menüerin birazı Kars havalisine ve sonrr da Adana laraflartna can abp bîrer Irocak devlet teskil ettiler; ama her iki tarafta da müstakHlen yaştyamadılar. • Hemcivarlarma mahkum oldular. Bu mahkumiyetler esnasında Ermeniler keyfî ve zalimane muamelelere düçar olup ancak Bizans imparatorluğuna, Selçukilere. Mı* Völeroenlerine ait "erlerî* O 7»niı TürMerinm hükmü alt;na geçb*kten sonra can ve mallann dan emin olabildiler, refah yüzü gördüler, selâmeti buldular. Ermenileri ipb'da lutuf ve şefkatle koruyan Fatih Sultan Mehmet oldu. tstanbulu aldıktan sonra nice zamanlardanberi dağdan Ermenileri toplattı. Cemaat haline koydu. Bir haylisini tstanbula geb'rtip yerleştirdi. Içlerinde epeyce hüner ve san'at ehli vardı. Bursa pîskoposu Hovakimi Ermeni patriği yapb. Rumlara bahşettiği im • tiyazı ve müsaadeleri Ermenilere de ihsan etti. Samatyada onlara müstakillen bir de kilise verdi. Asırlardanberi mahrum oldukları rahat ve saadete kavuşan Ermeniler fıtreten çalışkan, muti, kanaatkâr ve işgüzar bir kavim olduklarmdan ziraat ve ticaret ve sanayi islerine girerek mal ve servet sahibi olmanın yolunu tuttular. * * ~ Menfaat birliğile beraber n*kan ve aslen Asyalı ve şarklı bulunmalan ve türkçenin yabancısı olmamalan dolayısüe kolayca Türk unsurile anlaşip ve kaynanp hos ve tatlı geçinmeğe baş • ladılar. Türkleruı it<madmı ve muhabbetini kazandüar. Türklerin tarzı maişetlerini, kıyafetlerini ve âdetlerinden birçoğunu kabul ve taklit ettiler. Zaman geçtikçe her, iki unsur arasında mütezayiden imtizaç ve itilâf husule geldi. Bu gidise devam sayesmde Erme niler Türkiyenin en has ve sadık tebaası hükmüne gectiler. Ermenilerin sa • dakatlerine mukabil DadüaMar da Ermeni patriklerhvn rnhapî imtiyaz ve salshivetlerini tevsi ettiler, nüftrz ve itibarlannı artırdıiar. Meselâ on yedmci asrm sonlarmda Fransa katolik misyonerlerînin telkinabna kapılarak kato lik mezhebine giren Ermenileri «cnoü • kellefîyeti mezhebivelerini ifada kusur edip katolikliğe salik oldukları» ndan ithamla mücazaten küreğe koydurmak üzere Ermeni patriğine fermanla salâhiyet verdiler. Patrik Efrhn Fransa elçisi M. dö Feriolun musırrane tesebbüsabna rağmen Fransa tebaasından olan ve Ermeni 23 temmuz bayramı 23 temmuz hürriyet bayramı dün n im'eketimizİB her tarafında ol duğu gibi şehrimizde de büyük bir sevinç icinde tes'it edilmiştir. Bu münasebetle resmî daireler tatil y?p mış; her taraf bayraklarla donaa mts; yeb'm çocuklar menfaatine ro • zetler tevzi olunmuştur. Tatilden istifade eden pek çok khmeler gez • me yerlerîne ve bilhassi plâjlara tehacüm gostermişlerdir. Birçok va pur gezintileri de yapılmıshr. TJefihİaf kcderi önünde heyeeanh bir an (Birinei tahifeden mabat) yediye kadar yükselmiştir. Müsabakanm heyeti omırmîyesi çok aeri, canlı ve heyecanlı olmuş, hatta cuma günkü maça nisbetle daha zevkIi cereyan etmiştir. Fakat Beşiktaş kalecisinin tuttuğu toplan elinden kaçı • rarak mütemadiyen kalenin îçine at ması ve bu suretle gol adedini her an arttuması Beşiktaşm kuvvei manevi yesini kırmış, rakip takıma da kolayca gol yapmak imkânmı l » hjetmiştir. Beşiktaş muhacim hattı, kendisine düşen vazifeyi lâyıkile ifa ettiğinden bu maflubiyetetn kat'iyyen mes'ul hıtulamaz. Beynemîtel şohrete malik oyuncular tarafmdan müdafaa edflen bir kaleye 3 tane gol atmak her takımın becereceği bir hüner değildir ve bizîm ta kımlarm muhachnlerînden bnndan fazlasmı beklemek te bata o!ur. Bundan fazlası hSner değil, fevkalâde bir şanstır. Beş'lctaş muavin hattı da zaman zaman pek güzel oynamış, ileri ve geri yardonlarile oyun üzerinde mCessrr bir rol ifa etmiştîr. Fakat Viyanalılarm yap • tıkian son iki golun mes'uliyeti mudafaa oyunculanna aittir. Maamafih kalecinin aczi karşısinda müdafaa oyunculan da ambele olmuşlar, normal oyun sistemini terkederek topn herne pahasma olursa olsun kaleden uzaklaşhrmak kaygusuna düsmiislerdi. Bu gayritabiî vaziyet ve saşkınîık Viyana muhacimlerine serbestii hareket vermiş, son goller de bn suretle olmuştur. defa ayaktan ayağa gidip geldi, boş kaleye girmedi ve nihayet Eşrefin şütünü kaleci yakaladı. 26 ncı dakikada Viyanahlar ikinci sayılarını yaptılar. lşte bu sayı adeta Beşiktasın yıldızmı söndür • dü. Viyana sağiçkıin Beşiktaş kalesine çektiği şütü, Beşiktaş kalecisi tuttuğu halde elinden kaçvdı, top kaleye girdi. Bu şekilde yapılan gol Beşiktaş takımınm heyeti umumiyesini sarstu Maamafih Beşiktaş muhacimleri bu gole mukabele etmsk için ileri atıldılar. güzel bir gol fırsatîna Viyana kalecisi mâni oldu. 35 inci dakikada Beşiktaş üçüncü golü de yedi. Bu gol de tıpkı ikinci gol gibi olmuş, kaleci topu tuttuğu halde elinden kaçırmış, kaleye atmıştı. Beşiktaş, ikinci bir sarsıntı daha geçirdi ve bu sarsmtı üzerine Beşiktaş kalesine arkaarkaya tam dört defa korner oldu. Bu kornerlerden gol olmadı, fakat 41 inci dakikada Viyana soliçi dördüncü golü de yapmağa muvaffak oldu. Kalecinin iyi yer tutamama • sı Viyanalılara bir gol daha ka • zandırdı. İlk devre 4 1 Viyana lılann lehine bitti. Halkevinde 24 temmuz Lozan gününü kırt • hılamak üzere Halkevi salonutıda Gönen ikinci ilkmektebi Turk devletîne hızmet etmtf Ermeni simalardan Darphane sarrafı Kazazyan cemaati arasmda propaganda yap an katolik papazlarının hudut haricine çıkanlmalanna ve bunlan gizliyenler bulunursa haklannda idam cezasmın icrasına dair bir ferman bile istihsal etti. Patrik Efrimin halefi Avedik Cezvit mekteplerini kapatb. Anadoluya sokulan Cezvit papazlannı toplatıp Acemistana sürdürdü (1702). Patrik Avedikten sonraln Ohanes ise seleflerinden daha şiddetli da\randı. Ern*eni katoliklermi kâffeten toplatıp hapsettirdikten başka Fransa se • faretinin himayesindeki katolik papazlan tarafmdan Galatada tesis edilip patrikhane aleyhinde neşriyatta bu • lunan matbaayı kapattı. Ermeni iken katolikliği kabul ve Ermenilerden bh* haylisini katolik mezhebine sevkeden rahip Komidası (d'ğer ismi Dom Kozmas) Fransanm pek mültezimi ve mak misi iken tuttuniD diğer iki papazla beraber idam ett'rdî. (Teşrînievvel 1707) [ 1 ] Reisülküttap (Hariciye Nazm de mek) ömer Vahit Efendinm katolik misyonerierinin Ermenileri «idlil» etmekte olduklanna dair sadrazama takdim eylediği takrirde «Ermeni milleri efradı âli Osmanın ziri cenahma dahii olalıberi ırz ve edeplerile asude hal içinde yaşamaktadırlar. Bu cemaat halkın m tariki itisale sapanlanmn gayri si sadıkı devlettirler. Hepsi padışa • hrmızm duacısıdırlar» demesinden erkânı devletçe Ermenilere ne nazarla bakıldığı ve hakîanndaki teveccüh ve itimadm ne derecelere vardığı malum oltrr. Neslen Ermeni olup ta çoeukken yen'çeri acemi oğlanları kı^lalanna ve Enderona almarak talim ve terbiye gör dükten sonra tedricen mütkî ve askerî büyük mansıplara ve h*tta sadaret makamına geçen bir hayli sahsiyetler oldufu gibi ticarete, sarraflığa, sanavie, mimarhfa sülukle servet peyda edenlerden başka açıkçözlü ve isgüzar Ermenüerden bh* takımı da Istsnbulda vükelâya ve ricale sarrafhkla intisap ederek âşarm ve bazı rüsomm cibavet ve idaresine ait isleri pörürler ve ica bmda hazineye para da ikraz ederlerdi. Daha sonralan, on dokuzuncu asnn iptidalannda, darpane sarraflığı, ba rutçubaşılık, demircibaşılık, sermimarIık gibi mühim h:zmetlerîe beraber çuha ve mensucat fabrikalan, tabakane tesisi, maden imalâb, vapur şsrketleri. nîn teşkil ve idareleri Ermeni mıiteberanma ve zerginlerine havale olun • muşhı. Darphane sarrafı meşhur Kazaz Artin ki tkinci Sultan Mahmudun eminf ve musahibi hası idi, padışaha ve devlet ve memleketine değerli hizmetler ebru'ş ve ezcümle Edirne musalâhasmdan sonra Rusyaya vermeği taahhüf ettiğimiz tazminatı pek dar ve sıkmhlı zamanımızda vadesinden evvel ver nvsnin çaresini bulup Rumeiinin mü • him parçaları düşmanm işgali al'.ından kurtanlmışh. Devam edecek Resim Gönen ikinci ilkmektep talebeteile mualRmîerinî tatîlden evveî mektep binası önünde muallim ve baçmuallimlerile birlikte gösteriyor. önde oturanların • sağdan itibaren üçü sınıf muallimi, soldaki zat ta mektebin basmuallimi Nuri Fikri Beydir. ikinci devre İlk devrenin neticesine göre BetTcta» icin ikinci devrede de artık hiçbir cmit kalmamıs gibiydi ve herkes te hemen hemen bu kanaatte bulunuyordu. Fakat oyuna batlann baslanmaz, Besiktashlar, sağdan kuvvetli bir hücumla Vîyana kalesine indiler, Şeref, Ha yatiye hir pss attı ve kale önünde iyi bh mevzi tuttu, Hayati güzel bir şan del ile topu tekrar Şerefe gönderdi, Serefm kuvvetli bir sütü topu Viyana kalesine sokhı. Beşiktaşm ikinci golünü halk alkışlamakta devam ederken, Beşiktaş gene sağdan bir akınla Viyana kalesine indi, Hayatinin şütünü tutmak için Viyana kalecisi dı<an çıkü, topu tutamadı, bu sefer de Banbino topu Vıyana kalesine sokarak üçüncü golü yaph. tki dakika içinde yapılan bu iki gol Viyana takımmı anî bir paniğe uğrat • h. Bu profesyonel oyuncular, adeta topa vurmağı bile beceremez hale geldiler, hatta meshur beynelmilel müdas ffleri korkusundan ve şaşkınlığında.. topu dışan atmağa başladı. Beşiktaş, bu şaşkmhktan istifade için mütema • diyen hücum ediyordu. Beşinci daki • kada dördüncü golü de yapmak üzere idi; fakat talih bu defa Viyanalılara yaver oldu. Beşiktaşm dördüncü golü olurken ta13un Viyanalılara yüz göstermesi, profesyonel futbolcular için bulunmaz bir nimet olmuştur. Bu sayede derhal kendilerini topladılar, şaşkmlıklarmi izale ettiler. Talih kendilerine yardımda devam etti, Beşiktaş kalesine uzaktan attıklan bir şütü, kaleci tuttuğu hslde gene elinden kaçırdı, bu da beşinci gol oldu. Bunun üzerine takım k?ç>tam kaIeciyi değiştirdi. Yerine ikinci takımm kalecisini koydu. Fakat artık talih tersine dönmüş, içinden cıkılanuyscak b'r vaziyet hâsı] olmustu. Beşiktaş miiha cimleri gol yapmak için bir taraflan canlarmı dişlerine takar ve muvaffak ta olurlarken, kalecinin hiç ümit edilme • dik anlarda gol yemesi onlarm da kuvvei maneviyesini kırmışfa. Beşiktaş mühacimleri nihayet kendilermi biraz daha sıkarlar, belki bir gol daha yepar lardı. Fakat bu bir gol kendilermi mağlubiyetten kurtaramazdı ki. Çünkü Viyanalılann her akınmın gol olm^sı :h timali çok kuvvetli idi, ikinci takım kalecisi de birinciden farklı görünmüyordu. Beşiktaş talommm heyeti umumiyesine adeta bir yeis çökmüştü. Koca bir takım bir kaleciye kurban gidiyordu. Arbk oyun Viyanalılann sevk ve ida • tesine tâbi ohıyordu. Bu arada takım • da bazı tadilât yapıldı, oyuncular yerlerini değiştirdiler. Maamafih dünkü sıcağın şidde > Çok güzel bir paviyon Adapazarı Bez fabrikasının Yerli Mallar sergisindeki paviyonu büyük bir alaka uyandırdı Müsabafteya nasıl bâştandı? Evvelâ Viyanalılar, sonra Beşiktaş takmu sahaya çıkhlar. Viyanalılar diin başka bir forma giymişlerdi. Maçı Galatasaraylı Suphi Bey idare ediyordu. Beşiktaş takrnıı: Mehmet AIi Adnan, Hüsnü • Feyri, Fahri, Nuri Hayati, Hakkı, Ban> bino, Şeref, Eşreften müteşekkfldi. Viyana taknnı eama günü Fenerbahçeye karşı yüksek bir oyun oynadı ğından, ayni oyunu Beşîktaşa karşı da tatbik edip edemiyeceği merak edüiyordu. Beşiktaş gâneşe karşı da eenhe aldığmdan îDc devrede vaziyet hayli müş küldü. Fakat oyima başlanır baslanmaz Besiktaşhlar soldan Viyana kalesine kadar dayanan bir hüeum vao • tılar, Viyana kalecisi kuvvetli bir sütü müşkülâtla tutabildi. tkinci bir akm bunu taV<n #»tti. Seref B*ihi noya pas atb, Banbmo topn tekrar Şerefe verdi, Serefin kuvvetM bh* şütü Viyana ağlanna takılarak ilk gol oluverdi. Oyunun güzel baslayısı ve ilk dakikada Beşiktaşm enfes bir sol yapman gayet iyi bh tesir husule *e tirdî. J5u solden sonra Viyanahlann yaptıklan hücumlar kolaylıkla kesildi. Bu devrenin dördüncü daki kasımfan sekizinci dakikasma ka . Üar top ekseriyetle ortalarda dolastı, durdu, fakat sekizinci dakika«lan.sonna iki taraf ta yeniden canlandk Dokuzuneu dakikada Viyanahlar, ilk sollerini gayet ustaca bir şekilde yaphlar. Viyanah sağ acığm kaleye havaie ettigi topu, sağ ic güzel bJr kafa darbesile Bejik tas kalesine soktu. Bu, o kadar iyi bir goidü lii hiçbir kaleci buna mâBÎ ojamazdı. Oyunda beraberl'âm teessüs et m « i Vîyanaldan daha. hızlı oyna maga «evîcatti. Profesyonel futbol1 cnlar ;hndi seri paslar * ilerliyor lar, bilnassa s a i acıklan vasıtasile ırütemadiven B^iktas kaîe^înî tehdit ediyorlar. Beşiktaş müdafaasi, her defasinda bu akınlan kesivor. Bu akınlar altı dakika kadar de • vam ettî, sonra Besiktashlar hiicu • ma geçtfler. 15 ind dakikada Hak • krnn kuvvetli bir şütünü kaleci ancak kornere atabîldi ve korner âe netjçesiz kaldı. Müsabaka 24 üncü dakikaya kadar miisavi serait için • de gecti, 24 üncü dakikada Viyana. kalesi önimde golle nihayet bulabilecek bh* hâdise oldu, top birkaç Paviyon dahitin den bir manzara den en zengin ve müreffeh yerlerine kadar her yerde yalnız Adapa • zarı bez fabrikasının mamulâtı kullanılmaktadır. Adapazarı bez fabrikasının altıncı Yerli Mallar sergisindeki paviyonu ve bu güzel paviyonda teşhir edilmekte olan nefis kumaşları sergiyi gezen yüz binlerce halkm büyük alâkasım çekmek • tedir. Paviyon önünde günün her saatinde ekseriyetini kadınların teşkil ettiği bir kalabahk göze çarp • maktadn. Dün sergiyi ziyaret eden Yunan tayyarecilerî de Adapazarı bez fabrikasının !cçamaşi)Iıtk kumaşlarını uzun uzun tetkik ve takdir etmek • ten kendilermi alamamıslardır. Memlekete çok hayırh olan bu fabrikanın çahşkan sahiplerini tebrik ederiz. nasip fırsatlarda kaleye atılan şütler golle neticelendi, bu suretle goller yanm düzüneyi geçti. Oyunun son dakikalarında Viyanalı oyunculardan biri kolunun üstüne düştü ve fena halde sakatlandı, bu oyuncuyu sediye ile sahadan çıkardılar. Müsabaka 73 gibi büyük bir f arkla Beşiktaşm aleyhine olarak neti • celenmesinin ea bariz sebebi, yukarıda da işaret ettiğimiz üzere kalecinin berbat oyunundan ileri gel miştir. Viyanahlar cuma günü de güzel oynamışlar, fakat Fenerbahçe müdafaasınm ve bilhassa kalecinin yüksek oyunu karşısında iki sayıdan kalesinde, fazla yapmağa muvaffak olama • mışlardı. Dün Beşiktaş cuma günkü Fener kalecisi oynasaydı, maçın neticesi bambaşka olurdu. Altıncı Yerli Mallar sergisinde halkın pek hakh olarak en çok nazari dikkatmi celbeden paviyonlardan biri de Adapazarı bez fabrikası paviyonudur. Adapazarı bez fabrikası 1927 senesinde isminden de anlaşıldığı gibi Adapazarında tesis edilmiştir. Bu fabrikamız bugün memleketin en mübrem ihtiyaçlaınnd«n olan beyaz eşya imal etmektedir. Adapazarı bez fabrikasının çıkardığı çamaşırIık kumaşları, Ada krepleri, sofra takımlaın, yatak örtülerî ve her cins beyaz eşya pek yakın zaman lara kadar tamamile Avrupadan gelmekte olan kuma^lara biaman bir rakip olmuş ve bu nevi ithalâtımızi hemen tamamen dcfcrirmiştir. Memnuniyetle öğre\iyoruz ki bu • î cr gün memleketin en H J « köselerintine rağmen Beşiktaş muhacimleri vazifelerini ihmal etmiyorlar, gol çıkarmaki için çahşiyorlardı. Bu arada, Feyzi ayağından sakatlana rak oyundan çıktı; Yerine Nuri geçti, Nurinin mevküne de tekrar Adnan geldi. Takımm en iyi oyunculanndan birisinin yaralanması da ayn bir talihsizlikti. Maamafih Beşiktaş, Vi yanahlann tazyikına girmeden müsavi oyunu idameye mu^affek oluyordu. Hatta 30 uncu dakikalarda Beşiktiş nru • hacimleri gene güzel ve tehlikeli akınlar yapıyorlardı. Bu akmlardan bazılarmı Viyanahlar adeta müş • kiilâtla durdurabildiler. Hakem, iki defa Viyana aleyhine frikik cezası verdi. Profesyonel futbolculann, Beşiktaş takımınm en zayıf noktasım keşfetmeleri kendilerine altıncı ve yedinci golleri de kazandırdı. Mü SAÜH MÜNtR [ 1 ] Fransa elçisi M. do Fcrîolun Papa On birinei Greguvara tahribatı 5 tesrinisani 1 707. Adana pamuklarında kurt tahriba ı az Adana 23 (A.A.) Birkaç gündenberi pamuklarımızda kurt olduğu söylenmektedir. Ceyhanm bazı yerlermde kurdun mevcut olduğu ve tahribat yaptığı ve bu tahriba • tin yüzde 15 kadar tahmin edildiği görülmüştür. Ovanın diğer kısımlarında kurda tesadüf edilmemiştir.