'Camhuriyet 22Temmut 1934 Beklediği Aşk Edebi roman Yazan: 10 PERÎHAN ÖMER Ne gülünç oyun, zavallı Se • dat!... dedi. Birge korkarak, utanarak sordu: Sedada acıyor musun?.. Hayır acımıyorum, kısan her zavallı dediğine acımaz ki... Yavaşça kalkarken ilâve etti: Ben içeri giriyorum; istersen sen otur.. Nerde ise kocan gelir, biraz da bahçede akşam safası ya parsımz. lçeride ne yapacaksın?. Semi, bak bahçe ne güzel biraz daha o rursana.. Yok yavrucuğum, ben senin gibı hassas değilim. güzel akşam lar bana sende yaptıkları tesiri yapmıyorlar, bu aydmlıkla karanlığın arasında bulanan hava içimi sıkı yor; hiçbir şeyin nihayeti hoş o!muyor: o gözlerimizi kamaştıran, canlı günün akşamm kara pençesi altında titreye titreye sönüşü stnirle rimi bozuyor, beni çıldırtıyor. Semiramis birden sustu. Coşarak daha fazla söylemekten coşkun ruhunun bütün sırlarını anlatmaktan korkmuştu. Beyaz elbisesile karanlıkta uçan bir güvercin gibi uzak laşti. Kendisini odasında bulunca penceresine koştu ve sevmediği akşamı aç, doymak bilmiyen gözlerle seyre daldı. Hakikaten akşam onu değistiriyor, damarlarına sızlata, sızlata çılgın ihtiraslar akıtıyordu. Bütün gün hayran nazarların karşısında sakin, ciddi bir tavırla güzelliğini ağır kıymettar bir yük gibi taşıyan genç kız, akşamlan çılgın, coşkun bir kadın oluyordu. Kanatan, ısıran bir aşkla sevmek ve ve sevilmek istiyordu. tşte o zaman kendinde herşeyi yapabilecek, her maniayı devirebilecek bir kuvvet, daha doğrusu bir canavarlık buluyordu. O zaman istiyordu ki narin pençesinin altında geniş omuzlu, siyah simsiyah gözlü mağrur bir erkek kıvransın, inlesin, dik başıru yerlere sürerek ağlasın. Hatta parça parça olan kalbini görsün ve bu kan, kızıl, kıpkızıl kan gözlerini kamaştırsın, beynini uğuştursun, damarlanna aksın. Semiramis birden silkindi. Bah çe kapısı açılmışti ve iri bir erkek hayali köşke doğru yürüyordu. Genç kızın gözleri bir saniye daha vah şileşti, dudaklan kıvrıldı, yavaşça: Budala geldi, şimdi iki yüzlü aşk komedisi başlar, dedi. Sonra yavaş yavaş gözlerinde ki vahşet söndü. Omuzlarını silke rek gece giyeceği elbiseyi seçmek için gardroba doğru ilerlerken gözleri bulutlanmış, yüzü bir mermer kadar hissizleşmişti... * * * Âşıklara bakınız; Semiramis Hanım; mehtap çamlara çıkıyorlar. Daha iyi ya, Necmi Bey, böyle parlak aşklara aydınlığın ne lüzumu var?.. Necmi Sami, genç kızm sesindeki acı istihzayı anlamadan içini çekerek «doğru!» dedi. İki genç salonun bir köşesine çe kilmiş yavaş sesle konuşuyorlardı. olmadığı halde Necmi Sami, öbür köşede bir ahbabile bezik oynuyan Ahmet Şevki Beyi büyük bir merakla seyreden Naciye Haomefendiye bakarak: Ne iyi bir yengeniz var. Belli melek gibi bir kadın, hoş bizim küçük yenge de iyilikte annesinden geri kalmıyor ya, zaten Sedadm şansı vardır, dedi. Semiramisin gözlerinde gene o birkaç saat evvelki vahşet parladı. Fakat hemen gözkapaklan kapan • dı ve açıldığı zaman gözleri iki taze menekşe kadar saftı. Boynunu biraz ileriye uzatarak uzun uzun genç adamın gözlerine baktı. Bu iri menekşelerîn karşısmda siyah gözler şaşaladı, bulutlandı, parladı. Nihayet çılgın bir ihtirasla yalvardı. . Semiramis gülümsedi, başını geriye çekerek yavaşça sordu: tster misiniz, biz de bir karanlık gezintisî yapalım? Cevabı beklemedeın bir yılan gibi kıvrılarak kalktı, biraz sonra karanlık yollarda ağır adımlarla yanyana ilerliyorlardı, Necmi Sa mi, artık konuşamıyor, hatta güçlükle nefes ahyordu. tçinde boğucu bir halecan vardı. Utanmasa, kendini sıkmasa, yürüyemiyecek, ağrıyan kalbini bastırarak yerlere oturacaktı. Tam bu sırada yumuşak scak bir kol koluna girdi, tatlı hafif bir ses: «O kadar karanlık ki, yürüyemiyorum!» dedi. Genç adamın bir saniye gözleri kapandı, sendeledi. Sonra hiçbirşey düşünmiyerek, hatta göğsünün vuran kalbini bile hissetmeden yürümeğe başladı. Yalnız hafif rüzgânn yanındaki kadından ge tirdiği menekşe kokusunu kolun daki gitgide fazlalaşan sıcaklığı duyuyoruu. Semiramis yavaşça başını çevirdi. Meraklı nazarlarla ya nındaki adamın yüzüne baktı. Karanhk zevk ile ıstırabın arasında değişen, hatta her zamankinden biraz daha çirkinleşen yüzü örtüyordu. Bu gizlenen yüz genç kızın büsbütün merakını arttırdı. Yaptığı te siri mutlaka görmek istiyordu. Yoksa böyle karanlıklarda boşuboşuna gezmiş olacaktı. Gayri ihtiyarî biraz daha yanaştı, şimdi; sıcak nefesi Necmi Saminin yüzünü okşuyordu. Sevinçle genç adamın gözlerini kapadığını gör • dü. Yavaşçacık kolunu titriyen kolden çetkti ve gülümsiyerek uzaklaştı. Çamîarın en sıklaştığı bir yere gelmişlerdi. Semiramis bir ağacın kütüğüne oturdu ve karşısmda sendeliyen hayale bakmakta devam etti. Hayatta hiç bu kadar eğlendiğini hatta halecan duyduğunu hatırlamıyordu. Gözlerinde bir yılanın kanatlan titreye titreye önücıe düşürmeğe uğraştığı zavallı kuşa baktıği zamanki zalim mana vardı. Nihayet Necmi Sami dayanamadı. Bir çılgın gibi genç kızın dizlerine ağlamağa başladı. Bu kiiçük bir çocuk gibi ağhyan koca adam Semiramisin gitti. (Mabadi var) tuhafına kapanarak Sovyet Rusyaya gîdecek sporcular Kaf ilemiz perşembe günü şehrimizden hareket ediyor Sovyet Rusyaya gidecek olan sporcularımız perşembe günü şeh • rimizden hareket edecektir. Kafileye Cevdet Kerkn Bey riyase t edecektir. Sporculann başında umumî merkezden Mahmut Ağa bey de bulunacaktır. Kafilemiz futbol, güreş ve su sporlan ekiplerinden mürekkeptir. At let gitmiyecektir. Futbol için idare âmiri Kemal Halim Beydir. Istanbul Mıntakası Futbol Heyeti reisi Necmi ve tzmir mıntakası futbol heyeti reisi Mus • tafa Beyler de futbolcularla bera • ber gidecektir. Necmi Bey idarî kısımla meşgul olacak, Mustafa Bey hakem olarak çalışacaktır. Futbol takımınm şu kadro ile gitmesi takarrür etmiştîr: Kaleci: Avni (G. S.) Mehmet Ali(B. J. K.) Müdafiler: Yaşar (F. B.), Hüs • nü (B. J. K.). Samih (tstanbulspor) Muavinler: Esat (F. B.), Feyzi (B. J. K.), Nuri (B. J. K.), Hasan (Istanbulsopr), Bülent (Süleyma • niye), Bilâl (Ankara). Muhacimler: Reşat (tstanbulspor), Cici Necdet (G. S.), Rıdvan (Bey koz), Fikret (F. B.), Muzaffer (F. B.), Şeref (B. J. K.), Ali (Süley maniye), Sait (lztnir). Bu oyuncular arasına Niyazi • nin ismi yazılmamıştır. Çünkü ayni zamanda Anadolu Ajansı muhabiri olan Fenerin kıymetli açığı, seya hate Ajans namına iştirak edecektir. Güreş ekibimize Seyfi Cenap Bey riyaset edecektir. Federasyondan Sadullah thsan Beyin kendisine refakat etmesi muhtemeldir. GUreş takımımızın kadrosu kıs • :<nen tesbit edilmiştir. Fakat gide • cekler aşağı yukarı bilinen isimlerdir: Çoban Mehmet, Mustafa, Nuri veya Ahmet, Saim, Yaşar veya Abbas sonra birbirlerinden kıymetli altı genç arasmdan alınacak bir de filiz siklet. Yüzme ekibimiz de flk defa olarak temas için memleket haricine çıkıyor. Hafta îçinde gitmeleri kat'î olarak tesbit edilen yüzücüler şunlar dı: tzmirden: Alp, Karamürselden: insan, Istanbuldan: Orhan, Saffa», Adnan, Halil, Naili, Mehdi, Suat, Hanımlardan da Leylâ Asım Tur gut ve Cavidan.. Yüzme ekibimizin idare âmiri Vamık Beydir. Yüzücüler hem yarışlara gire cekler, hem de aralarmdan bir vaterpulo takımı teşkil edeceklerdir. Seyahat üç hafta devam edecektir. Temaslar Moskova, Lenîngrat ve Harkofta yapılacakhr. Avdette O desada bir futbol maçı oynanması muhtemeldir. Kafileyi teşkil eden bütün sporculara bir örnek elbiseler yaptırıl • mıştır. Iktısat işlerı Oğünüiecek bir muvaffakiget Afyon vaziyeti Bu sene mahsul 1500 kiloya kadar inecek görünüyor Memleketimizde yetişen soft v« drogist afyonlard'a tetkikatta bulunan mütehassıslar, afyon ekilen mmtakalarda çalnmaya devam etmektedirler. Bu tetkikatm gayesi tohum ıslahı olduğundan mütehas « sıslar tohum secmakte ve nümuno tarlalanm intihap etmektedirler. Ayni zamanda köylünün ihtiyacı dı tesbit edilmektedir. Uyuşturucu Maddeler tnhisan müdürü Alî Sami Bev bu münase betle dün bir muhareimizie d"emiş tir ki: < Bu tetkikatın netscesinde afyonu toplama usullerinde de te « kemmüller vücude eetirilecektir. Bi itibarla yapılan tetkikat müstahsile de faydalı olmaktadif. Satışlara eel''nce. devam etmekl^ beraber henüz biivük mikvasta sa tıslara ba.«lamadık. Ancak bu hu susta müH;Ti teklifler almıs bulu • nuvoruz. Bevnelmilel afvonlu tibbî müst°h7arat karteli ile de muha berelerimiz d^vam etmektedir. Yakmda bir neticeye varacağı me mi''dür. Bu sene memlekstimizdeki afyon mahsuiü 1500 sandık kadar tahmin edilmelrtedir. Halbukî normal mahsul 3500 sandıktır ki bazı senelerde bu miktarm 8000 sandıza kadar çık tı$ı görülmütür. Havalann muhaIefeti mahsulün azlığına sebep olmuştur. Avrupadaki afyon stoku da azal mış bulunmaktadır. Bu vazîvet fiatlere zarurî clarak tesîr edecek Hr. Bütün Danimarka Türk şaraplarını içiyor! Karşıılklı ticarette inkişaf Brüksel 16 (Husust muhabirimiz • den) Şimalî Avnıpa memleketlerfle Türkiye Cumhuriyeti arasında ikhsadî ve içtimaî münasebat günden güne te • rakki ve inkişaf etmektedir. Memleke timizde mühim teşebbüslere girişmiş olan Skandinavya memleketlerinden maada küçük Danimarka dahi son zamanlarda genç Türk Cumhuriyetile yakından alâkadar olmaya başlamışhr. Dan'markanuı merkezi olan (Kopen hag) şehrmdeki fahrî konsolosumuz M. Hansen tarafından sarfedilen me sai ve faaliyet neticesinde bilhassa son bir sene zarfında Danimarkada Tür kiye Cumhuriyeti hakkında mubtelif konferanslar tertip edilmis ve iki memleket ar3smda ikhsadî münasebatın inldşafı için ciddî tedbirler ahnmıştır. Nitekim geçen seneye kadar Türk şarabınm ne olduğunu bilmiyen Dani markalılar tnhisar Idaremizin geçen seneki tatlı şaraplarını kâmilen mubayaa ettiler. Bu ümftbahş tecrübe üzerine bu sene daha fazla sarfiyat yapmak i • çin vâsi teşkflât vücude getirilmekte olduğunu memnuniyetle haber aldık. Faal fahrî konsolosumuz M. Han • sen Türkiye ile Dan'marka münasebstı hakkında «Cumhuriyeti» karilerine şu izahatı verdi: « Türkiye ile Danimarka arasın • daki münasebat her gün bir hatve daha ilerlemektedir. Konsolosanemiz bu hususta elinden geieni yapmakta olup genç Türk Cumhuriyeti ai Danimarka lılara tanıtmak irin hiçbir fırsatı ka • çırmamakt'dtr. Esasen Danimarka erkânı da Türkiye hakkında büyük bir tfkdir ve sevgi beslemekte olduklarmdan bize her hususta muzaharet etmektedirler. Nitekim Cumhuriyetin onuncu yıldönümü münasebetile konsolosane mizde tertip ettiğimiz toplantıya bizzat Başvekil, Ticaret Nazın, Kopenhag Belediye reisi, matbuat erkânı ve daha birçok resmî zevat davetimize icabet etttkleri gibi Türkiye Cumhuriyetine karşı besledikleri samimî hisîerm! de izhar ettiler. Fırsattan istifade ederek on sene zarfında Türkiye Cumhuriye tinin tahakkuk ettirmeğe muvaffak olduğu büyük inkılâp'ar hakkında bir konferans verdim. Ziyafette nutkuma cevaben Başvekil söz alarak Türkiye ile Danimarka mîlletlerinin teşriki mesaisinden memnuniyetle bahsetti. Bilâ hare Kampmann Kierulff et Satiîd müessesesi erkânmdan M. Per Kamp mann Türkiyede Danimarkalı mühen dislere karşı gösterilen büyük emniyet Kopenhah Fahrî Konsolosamuz M. Hansen lrn sitayişle bahsetti ve Türklerin maııevî meziyellerini anlatarak onlan ır.Sarkın centilmenleri» diye tesmiye ve En sonra Dan:markalı âlim profesör Ostrup Türkiyenin tarihî inkişafını izah etti, Mustafa Kemrl Türkiyesinm on »sne zarfında yaptığı büyük inkılâplan fAlQ ederek Danimarkalılann Türk mlletine ve onun mümtaz reisi Gazi MiBtafa Kemal Hazretlerine karşı bü bir hcyranlık beslediklerini ilâve Bu toplantıdan sonra konsolosane • ITIİZ faaliyetine devam etti ve gerek matt*j.at, gerekse konferanslar vasıtasile î«nç Türkiyeyi Danimarkada tanıtmak »fin calıstı. Bu suretle uyanan umumî tiika netîcesinde iktısadî ve ticarî mehafilimizde Türkiye ile iş yapmak ar OZSM her gün artmaya başladı. Nrtekim larîhte ilk defa olarak Danimarkalılar TTürk şarabı içmeğe başladılar ve bu • gıân bütün Danimarkada Türk şan»p • [tn diğer ecnebı şaraplanna tercih e • »iitmektedir. Bundan maada umumî ihrrvcat ve ithalât noktai n?zanndan da IJOTI seneler zarftnda Türkiye Dani fTitftrka ticareti tamamile aktif bir va D yei almıs bulunmakatdır. Kulâsa Dan;markada Türkîye lehine uan derece müsait bir muhit ihdas edümistir. Burada esaslı ve programlı bir srjrette çalısıld'ğı takdirde iki mem • leket arasmdaki her nevi münasebatın fion derece terakld ve inkişaf edeceği crrahakkaktır.» İsmet Paşa bugün İstanbula geliyor (Birinci sahifeden mabat) Vekili Rana Bey de tstanbula git • miştir. İsmet Paşa Hazretleri saat yediye beş kala istasyona gelmişler, teşyi için bekliyen zevata iltifatta bulunmuşlardır. Başvekilimizi Vekiller, meb'us • lar, Fırka Umumî Kâtibi ve diğer bircofc zevat t^»yi etmislerdir. Tren kalabalık bir halk kütlesinin alkışlan arasında istasyondan ayrılmıstır Hariciye Vekili Başvekilimizi Gazi istasyonuna kadar geçirmiştir. Beş kişi zehirlendi (Birinci »ahifeden mabat) ve garip garip tavular takınarak yerinden sıçramış ve temiz hava almak maksadile dışanya fırlamışhr. Paviyonda bulunan diğer müstah demin Envlyonun bu haline gülmekle mukabele ehnîşlerdir. Fakta çok gcçmeden diğer dört gencte de zehirlen me alâimî başgöstermis ba.«lan ağr.rnağa, dizlerindeki takat kesilmeğe nefes darlığı hissetmeğe başlamıslardır. Fakat hiçbirinin aklma açık havaya çıkmak gelmemiştir. Ehaftan koşuşaniar amonyak gazinden boğulmak üzere bıı Iunan Nilüfer Hanm^a Italyan tebaasm dan Matmazel YoLnda Cenovezi, Mat mazel Milli Artim ve Mehmet Efer.diyi kucakhyarak mektebin revirine götür müşlerdir. Keyfiyetten sergi tertip heyeti haberdar olunca zehirlenenlerin im dadına koşmuş derhal bir doktor ça ğırılarak bayılan hastalara sun'î tenef* füsyaphnlmışhr. Fakat gençler a>nlıp ayıhp tekrar bayıldıklanndan Beyoğîu Zükur hastanesîne nakledilmislerdir. Beyoğlu kaymakanM Sedat Beyle sergi konvtesinden Mücteba ve Evliyazade Nurtttin Beyler hastaneye g"!derek ze • hirlenenlerîn sıhhatlerile alâkadar ol muşlardır. Son dakikada haber aldı • ğımıza göre dört genç te sabaha ka • dar hastanede alıkonulacak ve doktorlarca gözönünde bulundurulacakhr. 4 hanımm sıhhî vaziyetlerinde korkula • cak bir hal olmadığı, yalnız Mehmet Efendinin tehlikede bulunduğu söylen • mektedir. ÇeVoslovak'ar tütiin aiıyorar Memleketimizden mühim miktarda tütün alacak olan Çekoslovaklarm münakasa müddetini 29 eylule kadar te hir ettikleri haberi teeyyüt etmistir. Teklifler ve sair evrak bu tarihe kadar kabul olunacaktır. Lâstik deri tetk'katı Tic?ret Odasmın lâstik ve deri re İ4?beti etr»fmdaki tetkikah bugün de .ievam edecekSr. Oda idare heyetinin bu tetkikah yapmak üzere ayırdığı komisyon bugün de Yedikuledeki deri fabıikalannı gezecektir. Mühim bir kaçakçılık (Birtnci sahifeden mabat) disesi daha olmuştur. Bazı kimselerin, beraberlerinde ^etirdikleri esyal'nn muayenesine teşebbiis edildiği vakit, bu yolcular, eşyalarm kendilerine ait ol madığmı söylemislerdir. Zatî eşyası arasında kaçak mallar zuhur eden zat ise, beraberînde başka esya bulunma dığını ifade etmişti. Yolcular, Odesa • dan gelen zahn: « Siz bunları kendi eşyanızla birlikte çıkarmız!» diyerek bu sandıklan ve paketleri kendi'arine tevzi ettiğ'ni iddia etmişlerdir. Bu esyayı çıkaran lar arasında bazı mühacirler ve bir kavas da bulunm?ktadır. Vak'a ehemmiyetli olduğu için gümrük ve muhafaza basmüdürlen bizzat meşgul olmuşlardır. Gümrük Basmü dürü Seyfi Bey, müessif hâdiseyi haber alır almaz Galata gümrüğüne RÎderek yolcu salonunda bizzat tabk'kat'a meşgul olmuş ve geç vakte kadar Galata gümrüğünde kalmışhr. Başmüdür Seyfi Bey, hâdiseyi haber alarak, Galata gümrüğüne giden ve kendisini gören bir muharririmize de miştir ki: « Henüz tahkikatla meşgul buiunuyoruz. Sandıklar da açılmamıştır. Filhakika Odesadan şehrimize gelen bir zahn beraberinde getirdiği zatî eşyası meyanmda, kendi beyanatı hilâfma o • larak sadakor ve deri gibi şeyler zu hur etmistir. Fakat diğer sandıklar henüz açılmamışhr.» Maarîfte ıslahat (Birinci sahifeden mabat) nfn kadroları önümüzdeki ay ba rmdan itibaren tesbit edilecektir. Zeynelâbidin Bey Millet Mecli • ılne önümüzdeki içtima devresin • de yeni maarif teşkilât ve ıslahatı lıakkında mühim bir lâyiha tevdi 'tdecektir. Rum vaiandasların memleket alâkası Tayyare Ce miyetine azami şekilde yardım ve devamlı iane temini için, Rum vatandaşlarımız da aralarında bir dernek teşkil etmişlerdi. lstilyanon Kömürcü oğlu Beyin riyase • t'nde Haralâm • bos, Kostantin, Fakaçelli, Yani Vafidis, A. Za haryadis, Yuvanidis, Yuvan Ha Fenerbahçe Beşiktaş heyeti tertibariyesinden: Beşiktaş ve Fenerbahçe kulüp leri arasında hâsıl olan itilâf üze • rine W. A. C. Viyana takımile ikinci oyunu Fenerbahçe stadında 23 temmuz bayramı pazartesi günü Istanbul şampiyonu Beşiktaş takımile oynayacaktır. Hâkem: Suphi Beydir. Maça, ahalinin yetişmesi için, tam saat on yedi otuzda başlanacaktır. Köprüden 16, 16,30, 17 ve 17,30 vapurlan vardır. Avdet için 19,30 ile 20,30 arasında bir vapur ilâvesi için Akay nezdinde teşebbüsatta bulunulmaktadır. Viyana takımı ikinci maçı Beşiktaşla yapıyor İlk Tedrisot müdürü umumiliği Ankara 21 (Telefonla) tlk Bedrisat müdiri umumiliğine müfetfislerden Ali Rıza Bey tayin edilmiş re bugün vazifesine başlamıştır. Muessif bir ziya Beşiktaşlı merhum Acenta Hasan EiraA\ mahtumu Tütün tnhisan eczacısı ,5«msettin Hasan Bey vefat etmistir. Cenazesi bugün öğle vakti M?çkada Kâjptane caddesinde Kâmil Bey apartımatnndan kaldınlarak Yahyaefendi kab ırUtanına defnedilecektir. Allah rahmet eyhye. Tepebaşı Belediye bahçesinde Şehir Tiyatrosu san'atkârlan tarafından bu akşam saat 21,30 da Borjaza konacak elektrikîj feneı Tahlisiye umum müdürlüğü tarafından Karadeniz Boğazında Ru melifeneri civarında bir elektrikli fener tesisi takarrür etmistir. İn saat yakında bir müesseseye ihale edilecektir. Muhafız gücli bisikletçileri Ardanuş 21 (A.A.) Muhafızgücü bisikletçileri 110 kilometroluk çetin bri yürüyüşten sonra Arna • nuşa varmışlardır. Bisikletçilerimiz nahiye müdürü ve erkânı ile halk tarafından samimî surette karşılanmışlardır. Dün Ayetullah Bey hakkında yazılan makalede «Jakont» tun yanlışlıkla «Rafael» m olduğunu yazmıştık. Bu meşhur tablo «Leonardo da Venci» nin şahesecid'ir. ayyare Cemiyetinde toplanan Rum vatandaşlar ci tstavridis ve Yorgi Değirmenci oğlu esaslar tesbit edilmiştir. Bu dernek Beylerden mütesekkil olan dernek hede, diğer dernek ler gibi Tayyare yeti dün Tayyare Cemiyeti tstanbul Vicemiyetinin resmî makbuzlarile tahlâyet şubesi merkezinde Inplanmışsilâtta bulunacaktır. Vatan için göstır. Bu içtimada Tayyare Cemiyetine terilen bu alâkayı şükranla karşı • azamî şekilde yardım için bir takım lar ve kendilerine tesekkür ederiz. c Bir tavzih Adalar Revüsü 14 tablo Yazan: Ekrem Reşît, besteli • yen Cemal Resit Beyler. Doktor İbrahlm Zati Bey tarafından «Verem ve Alkolizm> lsmile tıfak, fakat kıymetll bir eser neşredilmiştir. Bu eser. de alkolün verem hastalığı üzerlnde oy. nadıgı rol llml mahiyette teşrü tir Yeni Eserler Verem ve Alkolizm m