ıl leırn uz TELGRAF HABERLERI Karadeniz kıyılarından Avrupaya... Eskiyi hor görmek azılanmızda, zamanla bir ib'yat hâsıl oldu. Bizden evvelkileri hor ve hakir görüyoruz. Edebiyat sahasında daha ziyade göze çar • pan bu itîyatta eğer ahlâkî bir tehlike «ezmemiş olsaydım, bunu sütunumda mevzuu bahsetmiyecektim. Biz, heseriyet tarihinin daima tekâ müle doğru gitmediğini, o tarihi kuran fertlerin daima ayni şerait karşuında bulunmadıklannı, ayni vesaite malik olmadıklarını, ayni muhit içerisinde, ayni kolaylıklardan istifade etmedik lerini hiç hesaba kabnadan, tenkit ve hücumlanmızda uluorta yürümekteyiz. tnsanlar da, tıpkı bazı nebatlar gibi, inkişaf edebilmek için, müsait iklim a rarlar. Aradığı iklimi bulamıyan bir a damdan fazla verim iddia etmek hak • «ızlık olur. Biz, bu zamanın bize bahşetmiı ol • duğu birçok kolaylıklar ve nimetlerin sarhoşluğile, bizden Bncekilerin kat • landıklan mahrumiyetleri ölçmeden. onIan hor görmeğe, onlara hekaret et • meğe, istiskal gö'stermeğe kalkışıyoruz. Geçenlerde, edebiyah cedide devrinîn nesir üstadı, Uşakizade Halit Ziyanın, yukarıdanberi bahsettiğîm zihni • yeti tasıyan ve kendisine üstat hitabını çok gören bir gence, akşam gazetele rinin birinde, nezih, vakur, fakat çok acı bir açık mektubunu okudum. Edebiyah cedide devrine yetişmîş olduğum için, o devirde, fikir ihtiyaç lannm ne güclükle, o da yan buçuk, temin edildiğini yakuıdan bildiğim için, büyük üstadın temas ettiği davayı kolayhkla benimsedim. Abdülhamidtn, kulaktan kulağa m • tikal ettikçe, tabiatile şiddetinden kaybeden, fakat hiçbtr milletin tarihmde misli geçmemiş olan istipdadı albnda, (Edebiyah Cedide) garbe açümif yegâne penceremizdi. Bugün, her tarafa açık, hür yurdumuzda, gözlerimizi serbest serbect etrafta gezdirirken, o edebiyah cedide penceresinin rüyet sahasuıın niçin dar ve mahdut kaldığım soramayız, çünkü insafsızlık ve muhakemesizlik o!ur. Bugün kendilerinden üstat sıfatmı esirgemek istediğimiz bizden öncekilerin yetiştikleri devirde, her birinin irfan hamulesi, kendi biyat toplıyabildiği üim kınntalanndan ibaretti. Memlekette ne Universite, ne kitap, ne garbin fikir cereyanlannı takip kolaylığı var • dı. Üstelik, her yenilik bir cinayet sayılıyordu. Böyle iken, iman ve heyecan itibarile bugünkülerden hiç te aşağı kalmıyan o vaktin gençleri, ellerindeki noksan silâhlarla, seve seve mücadeleye atıldılar. Nelerle ve nasıl uğrastıklarmı ben bilirim. Ve meydana koymu» ol • duklan eserlere baktıkça, onlara hitap için, (üstat) tan daha büyük bîr un • van aranm. Bahusus ki onlann, bizden fazla bir meziyetleri daha vardı: Onlar eslâfa hürmet ederlerdi. Muallim Nacinin e debî irticaını yıkan Recaizade Ekrem, Nacinin, kendi yanmda hatta tenkit olunmasuıa tahammül göstermezdi. Edebiyatta, edipler de, modaya tâ • bidir. Bugün, binlerce kari bulan bir muharrir, yarın okunmaz olur. Moda, zevklere daima hâkimdir. Fakat, meselâ bugünkü zevk;mize uygun düşen mK m»ri tarzı kübikb'r diye, Sinanm şahe • serlerini hakir görmemeliyiz. Yartn da kübizmm modası gaçecektir. Modası geçmiyen yalnız iki şey vardır: Saygı ve insaf! ERCÜMENT EKREM Deniz silahları yarışı İtalya 35,000 tonluk gemiler yaptırırsa Fransanın Vaşington itilâfmı feshedeceği tahmin ediliyor Vaşington 21 (A.A.) Vaşingtan Star gazetesi, bahrî mesail için yazdığı bir roakales'nde dîyor ki: Eğer İtalya, 35 bin ton hacminde iki harp gemisi inşası hakkındaki proje • aini mevkü icraya koyarsa, Fransa Vaşington bahrî itilâfmın mefsuhiyetini flân etmek mecburiyetinde kalacaktır. Çünkü Fransanm emniyeti, Almanya ve ttalyanın bahrî kuvvetlerinin mec tnuuna müsavi bîr bahrî kuvvete ihtiyaç göstermektedir. Dunkerque tipindeki gemiler, Almanlann küçük kruvazor lerine tekabül edebilV. Fakat efer ttalya, Vaşington bahrî itilâfınm kendisine bahşettiği ton haddinîn en nihayetine kadar yeni harp gemileri inşa ederse, Frantamn da bu yoiu takip etmesi lâ • tım gelir ve Frarua ancak Vasington it'lâfının mefsuhiyetini ilân etmekle bu yo'u tutabilir. Filhak'ka îtalya bugün, uzerinde fcpkkı tanman 70 bin tonilatoldc ge miye malik bulunmaktadır. Fransada Dunkeraueleri için 52 bin tonilâtoyu •arfetmiştir. Vakıâ Franıa «France» kruvazörünü saf haricine çıkararak kendisin« verilen müsaadeyi 22 bra toni • lâto fazlalaşhrabilir. Fakat buna rağmen Fransaya daha 30 bin tonilâto Jâzım gelmektedir. tngiltere bahriye nezareti, M. Mu • soliniyi bu projesinden vaz geçirme ğe uğraşmaktadır. Çünkü İtalyanın bu projesi ayni zamanda zırhhlann mün feriden tonilâtolarını 35 binden 25 bine indirmek istiyen tngiltere projesine de muhal;f bulunmaktadır. Diğer taraftan amirallar, yakmda toplanması melhuz b't bahrî konferamı düşünerek, M. Mutolininin bu konferansta Fransa ile seviyebirliği alabilmk için blöf yao makta olduğunu v* ttalyanm o zaman yalmz k&ğıt uzerinde mevcut olan bu gemflerin inşasııVan vaı gecîne&i ta ahhüt edeeeğmi soylemekte ve ttalyantn bu iki gemiyi insa edebilmek icin lâzim olan vetnr» nviyon dolan sarfedecek vaziyette bulunmadığını kay detmektedirler. Karadeniz. Boğazı yararak A k d e n i z e nasıl aktı? 'tmail Habip Beyin inhbalari IHEM NALINA MIH1NA Yaz modasına dair u boğucu yaz günlerinde ka • dınla erkek arasında mevcut ve erkeğin aleyhine olan bir müsa> vatsızlık, bilmem, nazari dikkatinizi celbediyor mu? Biz erkekler, yazın nîhayet yeleklerimizi çıkarabildiğimiz halde, esasen ecza terazisile tartılabileCek ağıriıkta elbiseler giyinen kadın lar, göğüsleri, kollan açık ve rahat gezdikleri yetişmiyormuş gibi, çorap» lanm da çıkardüar, iskarpinlerin yerine cizvit papazlannm giydiği neviden parmakları meydanda sandallar giy meğe başladüar. tnsana mendilin bile ağj", terli^in bî le nkı geldiği bu sıcak günlerde, doğrusu, kadınlan kıskanıyorum. Kadınlar, yavaf yavaş erkeğin her hak ve salâhiyetini ele geçirdikleri ve «cinsi kavis ile tam bir müsavat tesis eth*k • leri halde, biz, bir türlü, erkeğin kadından ayn şekilde giyinmesini icap ettîren eski an'aneyi yıkamadık. Bu yüz • den kısın «alonlarda, balolarda, yazra da sıcaklarda kan ter içinde bunalıp ve boğulup gidiyoruz. Bu giyinme âîeminde bir inkılâp ve ibtilâl yapacak bir moda kahramanı çıkmıyacak mı? Fakat bu açılıp saçılmanın bfar mahzuru var. Çirkinlikleri meydana çıka nyor. Kadınlann bacaklann» şeffaf ve düzgün bir cilt gibi saran ipek çoraplarla rekabet edecek guzel deri, meğer nekadar azmış... Bir dirhem et birçok kusuru orter diye eskiden b!r söz vardı. Simdi de bir ipek çorap bm kusunı örtüyor. Kıllı, kara, kuru, otesi berisl lekeli bacaklann cıplağı, herhalde hif te bediî bir manzara arzetmJyor. Hele ayakabnn çirkinliği daha berbat ve daha mide bulandmcı birşer. Mercan, sedef ve încî renginde cîlâ lanmış olmalarma rağmen, sıkı Iskar pinlerin tazyikile tereddi etmiş ayak parmakları arasmda güzelini bulmak adeta muhaldir. (Ayaklarınm güzel • liğine mağrur ve müftehir hanımefendiler küstahlığum af buyursunlar.) Kadmlar, umumiyetle kusurlartnî ortmeğe ve güzelliklerini göstermeğe itina ettikleri halde, yazın, bilmem neden çorapsız ve sandalla gezmek af • kile çarpık nasırlı parmaklannı san ve *ert topuklarını teşhir ediyorlar? Bu çirkinlikleri gordükçe erkeklerin de ayni modayı takip etmediklerme memnun oluyorum. Çünkü bu takdirde yaz gunleri, gSzlerimizi yere indirmek imkânı kalmazdı. Karadenizzn mâthty Rvzevelt Mahdonalt mülâkatı Londra 21 (A.A.) M. Norman Davism müfarekah Ozerine müzakeresî yan yerde kalmıs olan bahrî mesele • ler hakkında fikir teatisine hâdim olacak bir Ruzvelt Makdonalt mülâ • katının burada memnuniyetle karşılanacafı teeyyüt etmektedir. Bahrî meselelerde tngiltereyi en zivade telâşa düşüren vaziyet, Amerika ve İtalya bahriye nazaretlerince farla tonilâto lo gemiler inşası siyasetine ehemmiyet verilmesidir. [KaradenSz kryılanndan Avrupa • yı dolaşmağa giden Ismail Habip Beyin «Prenses Marya» vapurundan yolladığı yazılan nesre devam ediyoruz:] Ona haritada bakarsan büyük bîr göl dersin, fakat bir de çatlak dalgak fırtmasına tutuldunsa, o zaman anlar sın ki o, Hâmidin dediği gibi, küçülmüş ve kararmış bir okyanustur! Bu küçük okyanus çok eskiden çok daha büyükmüş. Çünkü, zengin milletlerin refah devirlerindeki bütçeleri gibi, varidatı masrafmdan fazladır. tk • liml serin, tebahhuru az, buna karşı • lık gökten inen yağmurla yerden gelen nehir bol. Fakat otedeki Akdeniz, sathı daha geniş, güneşî daha yakıcı, mukabilinde nehirleri daha az. tnsanlar arasında fazla bütçeler noksan bütçelerin imdadı • na koşmaz. Lâkm tabiat daha adaletli. Karadeniz birgün Akdenîze yardım iç> sahlandı: Büyük bir enerji guzel b:r boğaz doğurmuştur. Evliya Çelebi boğazm açılışma aît masalı şevkli şevkli anlatır: tskenderi Zülkameyn bütün dünyaya hâkim olmak emelindedir, yalnız tzmir melikesi Kaydafe buna baş eğmiyor. O zaman kara olan Marmara filân hep onun ülkesi. Bu yerleri almak imkânsız. ts kender birgün tebdil olarak Kaydafenin mülküne girer, ishlâ çarelermi yakından anlıyacak; fakat tar.ılıp hapse ahlu. Ancak melikeye karşı harbetmiyeceğine yemin ederek kurtulur. Hâmidin Efberdeki tskenderi cihang'rlik emel'le Sümnmun aşkı arasında krvranır; aşkını dinlese c'hangirlîk, dinlemese askı gidecek. Evliyanm tskenderi de cihangirlikle yenrn arasuı da sıkıstı. Kavdafeye harbetse yem'n var, etmese cihangirliğe veda. Hızır inv dadına yetisir: Karaden>zi Akdenîze akıt, hem Kaydaferin mülkünü orta • dan kaldırmış, hem de yeminmi boz mamış olursım! Yedi yüz bîn amele üç sene çalışır, Karadeniz Akdenize ak mıstır! Masal yalan de^il, tskender amele • lerinîn kazmasım kaldır, gerisi doğru dur. Boğazm iki tarafındaki kayalar ayni, bayırlar ayni, belli ki yekpare bı'r toprak kütiesi sonradan yanldı; masahn sonile îlmin kesfi burada birlesîyor. Efer masaldaki Kavdafe Akde dalgalart arastnda... nize tinısai olarak alııınıift* bu da doğrudur, apaçık ki erkekhlc Karadenize, kadmlık Akdenize düfüyor, be*li;en o, beslenen öteki! Masahn en yanlış yeri boğazin Syie bir ameliye ile birden açıinrerdiğini söylemesidir, halbuki bu işîn nekadar uzun sürdüğünü Goksuya sorun, şu bizim çocukluğumuzda bile ikbaldeyken şimdi ıssız ve sonük kalan Göksuya; derenin kiyısmdaki kademe kademe setler, bu topraklann devir devhr indiğini gSsteriyor: Boğaz bu hale gelin ciye kadar zavaüı GcSksu kaç defa ihtiyarlayıp kaç defa gençlesti! Hayatta hafif ol anlar belki aşağıda kalır ama sularm kanununda oyle de • ğil: Tuna ağızlanndaki tuzu az sular hafiflic'ermden aşağı inemeyince alt • taki kalın sular ustünden hızla boğaza doğru akryor: Akmhburnunda otur, ayni zamanda Tuna\n seyret! Karadeniz Akdenize »aniyede on bin, bazan da otuz bin metremikabı tu veriyor. Lâkin hangi ivilik kısıhksızdır, o da buna hız gönderir. Marmaradaki Ves^f tczlu su vukanya tazyik yapıyor, biraz kalkıp hafifleyince daha hafif olan Karadenize doğra alnyor, hem de delta yaparak. yelpaze jribi kol kol avnlarak, denizin koynnda prözlere görünmiyen Vr nehir: Bu, boğazm metropolitenîdir! Yalnız alttaki bu tuzlu nehir 8stte kin'n yansı kadar, eh Karadeniz için bu da kâfî; fazla verisi Akdenizin masrafına yardım için, verdiğinîn yansmı aluı da kendisini hızsuz bırakmamak için. tki denizin bu ticaretinden Boğaziçi, alth üstlü, akışlan ters, bünveleri ayn iki nehir kazandı. Yalnız ikisi de butün boğazı dolduramıyarak, ikisi de zikzaklar yapa yapa akar. Ayni boğaztn üstü iniş, dibi yokuş mu? Hayır efendim, hvs yokuş yok, bu dünya toprağındaki bütün sular mihanHcIe akar, boçazm iki nehriyse kimya ile akıyor! Karadeniz gelin y«t»ğının atlas örtüsü gibi pınl pml. Fakat huylu hu • yundan geçer mi? Gecenin karanli^ı içinde dalgalar kamaranm pencerelerm« kadar sıçnyor. Deniz kadm gıbivmiş ve hiç inanmak olmazmış. Hele Karadeniz, hele Karadeniz... Bereket bu cümbüs kısa sürdü. ««nmmınmitiminillIlllIIIIBIinilHllllllllllllinHfflmi""""" Sovyet Rusya ve Cemiyetî Akvam Amerikada kanlı arbedeleı Sovyetlerin namzetliği ey Grev bazı yerlerde bitti, lul içtimamda konacak bazı yerlerde şiddetîendi Cenevre 21 (A.A.) Anadolu Ajansmın hususî muhabiri bildiri yor: Rusyamn Milletler Cemiyetine gîrmesî hususunda büyük devletler arasında cereyan eden müzakeratın hayli ilerledîği ve eylul umumî toplantısmda Rusyamn namzetliği vaSîcdîlcccgl (rarada teeyyöt etmek tnfîltere Hariciye Nazırınm «on rutkunda bu meseleye temas etmesî, Rusvaya y»oılmı» retmî bir davet telâkki edilmektedir. Avrupanın şarkmda ve Milletler Cemiyeti misakı dahilinde vücude getirilmek istenen mmtakavî emniyet te^kilâtma Polonyanin istVak etmemesi bazı müskülât tevlit etmisse de buniarm eylul ayma ka<?ar halledileceği ü«nitleri kuvvetlidir. îsviçre hükumeti Sovyetlerln jrelecek evlul ayında Cemiyete dahil olmasi ihthnalini nazari dikkate aJarak tsvicre heyeti murahhasasının bu baptaki hattı hareketini tetkikle tsvicre heyetinin müstenkif kalma«ına karar verdiîi söylenmektedir. Amerikada grev hareketi, menşei bulunan San Fransiskoda yatifmış olma nna rağmen fevkalâde tevessü etmiş, birçok kanlı musademeler olmuştur Bu hareketi en ziyade komiinistleT takviye ve teşçi etmektedirler. Amelenin iktısadî buhran nsticesi gayrimemnun olması Amerikayı bu memlekette nadir tesadüf olunan bir gaileye sokmustur. Dün bu hususta gelen telgraflar şunlardır: San FransUko 21 (A.A.) Şehir, tabiî hayata avdet etmistir. Içlerinde muhtelif mahsuller olan kamyonlar, dün cokaklardan geçmişlerdir. Fabrikalar da ife baalanmıttır. Sokaklarda nes'eli bir faaliyet vardır. Seattle 21 (A.A.) Sendikalara dahil olmıyan isçilerin vapurları bo şakmalarma mâni olmak istiyen 2,000 grevciyi dağıtmak için polis 200 ag Iatıcı bomba kullanmıştır. Bunu, muntazam bir harp takip etmistir. Dört polis, ağır surette yaralanmış, 12 grevci gazlerle zehirlenmistir. Minneapolis 21 (A.A.) Burada hâdit olan kanşıklık esnasmda 35 kisi telef olmuştur. 3,400 kisilik askerî bir kuvvet buraya gelmistir. örfi idare i • lânı muhtemeldir. Minneapolis 21 (A.A.) Kam • yoncular grevinin ikinci gününde iki polisle 33 kişinin yaralanması yiiziin den 2,500 millî muhafız şehirde top • lanmıstır. Grevciler, kamyonlan dur • durmağa teşebbü» etmekte ve kavga • lara sebebiyet vermektedirler. San Fransisko 21 (A.A.) Seattlede 33 kisi, San Pedrada 11 kişi ve Portlantta 9 kişi tevkif edilm'ştir. Ali Suuri Bey Balıkesir meb'usu hastanede v^fat etti Balıkesir meb usu Ali Şuuri B«y, Bci aydanberi tedavi edilmekte olduğu Sen Jorj ha» tanesinde vefat etmistir. Cenazesl bugün saat 11 de Beyazıt eaml sinden mutat merasimle kal dırılarak Fatib Ali Ştntri Bey camisine nakle merhum dilecek ve orada namazı kılındık • tan sonra Edirnekapı Sehitliğine d'efnolunacakhr. Merasime Beya • zıtta başlanacakhr. Merhum Mektebi Mülkiye me zunuydu. Muhtelif kaymakalıklards bulunmuş, Balye kaymakamı iken Yunanlılar burayi işgal ederek ken> disini esir almışlar, Yunanistanda epey uzun bîr esaret hayah yaşadıktan sonra vatanına dönmüs, meb'us mtihap edilmiş ve Büyük Millet Meclisine ikinci devresinde îltibak etmişti. ölümü nvemleket icin büyük bir kayıptır. Allah rahmet eylesin. Vapurlarımızm rekabeti için iyi bir karar Ankara 21 (Telefonla) DenizyolIan Işlebne tdaresinin tskenderiye hattma isliyen vapurlannın yaktıklan yerli kömür fiatlerinm haricî satısı üzerin den almalan bu hat uzerinde işliyen diğer yabancı gemilerin rekabetinin azalmasma hayli yardırm olacağı an • laşıldığından gerek bu gemflerin ve gerek diğer Türk armatorlsrm hariç memleketlere yük ve insan taşıyan vapurlanmn bu gibi »eferlerde yaktıklan komürün yabancı memleketlere •ahlanlann nisbî resim reddiyatına tâ Jbi tutulmalan hakkında Vekiller He • yeti tarafından karar verlmiştir. tSMAİL HABİP Sergiye rağbet Lehistanda bir facia Şark misakı Romada mühim temaslar yapılıyor Roma 21 (A.A.) M. Musolini, Londra sefiri M. Grandiyi, Alman yanm Roma aefiri M. Von Hatseli kahu] etmistir. Bundan sonra M. Musolini. tngiliz sefiri Sir Eriç Drummondla da uzun miHdet pöriismüstür. Bu mülkâlemelerde şark misakı 4 etrafı' '» frö ü»ülmüştiir. Berîin 21 (A.A.) Hariciye Nazırı Von Neurath, Maresal Hind'enbursra, Almanyanm haricî siyaseti hakkında bir rapcn takdim etmîştir. Hariciye Nazın MarienburTa ka dar tayyare ile ve oradan Marp^alın ikamet?âhına kadar da otomobille seyahat etmi'tir. Sivasî mehafü, cok vakmdfl, ihtlmal bu pazar günü M. Von Neurathin radyo ile neşredilmek üzere haricî siyaset vaziyeti hakkında bir nutuk irat eylemesini beklemektedir. Bu nutukta, tngiliz sefn~i terafından teklif edilmiş olan mtsaklar meseîesinde Almanyanm noktai nazarını izah eyliyecektir. Millî mallara seyyahlar Vistül nehrinin setleri yıhayran oluyorlar kıldı, 200 kişi boğuldu Yerli Mallar Sergisini dün akşama kadar gezenlerin adedi 97 bini geç • mistir. Bu seneki sergiye halk daha fazla alâka göıtermektedir ve kendi öz malını seve seve almaktadır. Sergiye istirak etmiş olan firmalar gelecek sene daha geniş mikyasta iştirak edeceklerini söylemektedirler. Bu seneki sergide en ziyade halkın alâkasım çeken paviyonlar tnhisarlar idaresi, Adapazar bez fabrikası, Süreyya Paşa mensucat fabrikası, Tümensa yünlü mensucat fabrikası, Evliyazade Itriyat, tbrahim Ziya mensucat fabrikası, Bep kravat fabrikası paviyonlandır. Bütün pavi yon sahipleri bu seneki satışlardan memnun olduklarını söylemektedirlar. Bir kaç gündenberi tstanbula gelip gîden ecnebi seyyahlan sergiden birçok mu bayaatta bulunmuslardır. Seyyah'ann en ziyade memleketimize ait husus;yetleri tasıyan esyalara rağbet göster mektedir. Bu meyanda ipekli, kehribar ağızlık, pipo ve di^er mamulâtta si gara bulunmaktadır. Bilhas*a dün sergiyi ziyaret eden bir tngiliz grupu bü tün masnuatla yakmdan alâkadar ol • muşlardır. Bu seneki sergiyi mühim miktarda seyyah ziyaret etmektedir. Bugün de Varşova 21 (A.A.) Cracovie mıntakasmda Vistül nehri setlerini yıkmış ve yüzlerce kilometre araziyi su kaplamıstır. Nehir, hayvan cesetleri ve enkaz sürüklemektedir. Su kaplamif olan arazi uzerinde tayyareler uçmakta ve evlerin damlanna, büyük ağaçlann uçlarma ve tepelerden tesekkül etmiş olan adacıklara ihica etmiş olan ahaliye erzak atmaktadırlar. Kur tarma ameliyesine istirak eden 50 bin asker şimdı've kadar binlerce ahaliyi baska taraflara nakletrruVtir. tnsanca zayiatm adedi daha malum değildir. Maamafih simdiye kadar 220 yi geç • h'ği muhakkakhr. Hamdullah Suphi Bey geliyor 1 Zekâi Bey ve İzzettin Paşa Çeşmede Çesme 21 (A.A.) Millî Müdafaa Vekilimiz Zekâi Beyle ordu müfettiş lerimizden İzzettin Paşa dün akşam Çesme ılıcalarma gelmişlerdir. Ankara 21 (Telefonla) Bük reş Sefiri Hamdullah Suphi Bey bu akşamki trenle tstanbula hare lcet etmistir. Hamdullah Suphi Bey Istanbulda bîr hafta kadar kaia eak, sonra Bükreş* gi<fecektir. Hamidullab Suphi Bey iki ay sonra memlek°timize tekrar gelecektir. Gazi Hazretlerinin İnebolu Halkev ne cevapları tnebolu<21 (A.A.) Halkevi mensuplan tarafından şehklikleri ziyaret maksadile Çanakkaleye yapılan seya • hatten sonra Reisicumhur Gazi Haz • retlerine kafile reisi tarafradan gönde • rilen arzı tazimatı havi tel yazısma müşarünileyh Hazretleri « asil nihunu • nm yüksek heyecnmı gösteren telgrafmıza memnun oldum. Hepînize tecekkür ederim.» cevabile iltifatta bulun • muşlardır. Reisicumhur Hazretlerinin bu iltifah Halkevi salonunda merasîmle okundu ve sürekli alkışlarla karşılandı. tneboluda çok iyi tesirler bırakan bu seyahatin münasip fırsatlara ınönü, Sa karya ve Dumlunmara kadar uzatıl • masma karar verildi. Kazanç vergisi a'ınacak matbualar Ankara 21 (Telefonla) Kazanç kanunu matbualan vergiye tâbi tut • maktadır. Bazı vflâyetlerde bunun yanbş tefsir edflerek el ve ayakla isliyen pedal makinelerinin bashklan kartvizit, davetiye, zarf bajügı gibi ufak tabı \şlerine de te?mil edildikleri görülmüs, bunlarm yalnız iygal ettikleri mahallin gayrisaR nadı Ozermden maktn ver giye tâbi tutulmalan için Maliye Ve • kâleti alâkadar Vekaletler* bir lamina (öndermektedri. Almanvanın cevabı Ofravların tecrübesi muvaff ak:ye!(e ne'icelendi Ankara 21 (Telefonla) Nafıa Vekili Ali Bey ve Devlet Demiryol ları Umumî Müdürü, DemİTyolları erkânı ve gazeteciler bugün saat yedide yeni alınan otoraylarla bir tenezzüh yapmışlardır. Bu tecrübe lerden îyi neticeler almmıştw. Italyada büyük tayyare manevraları Roma 21 (A.A.) Şimli İtalya • nın sınai mıntakalarında mühim tay • yare müdafaa manevar'an yapılmıs • tır. Ve bu T3"°vralard* düsman hücumuna kar»ı çabuk müdahale tecrübeleri yapılmıştır. beş yüz Alman seyyahı toDİu bir halde sergiyi ziyaret edeceklerdi' Yarın ts tanbula gelecek olan 250 Rumen seyyahı da sergiyi gezecektir. AFYONKARAHİSAR MADENSUVU V'ic'e, Barsak ve Karaciğer j rahatsız!ıkl rına \