12Temmuz 1934 cuk [Geçen defa çıkan kısmm hulâsası: Biı ailenin küçük minımıni bir çocuğu dünyaya geliyor, boyu hiç büyümedi ği için achnı «Fındık Bey» koyuyor lar. Fındık Bey ufacık fakat çok zeki bİT yavru oluyor Bır gün bahçede oy narken kendisini bir kuş kapıyor, ku • şun ağzından denize ddşüyor, onu bir bahk yutuyor, balığı bir bahkçı tutup vaktin hükıimdarımn aşçıbaşısına sa tıyor. AsçıbaŞı balığın karnını yannca içinden Fındık Bey çıkıyor ] Fmdık Bey hemen masanın üzerin • de dikflip selâm vererek: Ben neredeyim? Diye sordu. Asçıbası hâlâ saşkınlığı devam ederek cevap verdi: Zamanın hükümdanmn motfa ğında.. O halde beni hükürndara takdim ediniz! Asçıbası derhal bu garip vak'adan efendisini haberdar etti. Hergünkü gibi sahn almıs olduğu lâalettayin bir balığın kamından kücücük bir çocuğını çıktığını anlattı. Hükümdarls kansı bn hikâyeye evvelâ inanmak istemediler. Fakat Fmdık Bey içeri girip kendilerini hürmetle selâmlaymca faem hayret et • tiler, hem de memnun oldular.. Ona maiyetlerine aldılar. Fındık Bey bu i • şe çok sevinrnişti. Çünkii ailesinin hal ve vakti hiç te yerinde değildi. Kazrndığı bu mevkiden istifcde ederek ev ve!â onlara yardım eylemek istiyordu. Hükümdar Fınd'k Beyin bu güzel düşünces'ne vâtcf olduğu zaman: Pekâlâ, dedi, buradan ne is tersen al, sırtında tasıyabfleceğin bir torbaya koy.. Onlara götür.. Fındık Bey, annesini, babasnu bir anda zengin edebilmek icfn küçük bir torbaya inci, e'mas ve mücevher dol dordu. Dcğru evin yoîunu tuttu. A » nesi, babası hem çoktanberi kaybet miş olduklan çocnklannı tekr«"4nrf duklarradan, hem de böyle bir servete nail o'duklanndan do!ayı çok sevin d'ler. Fmdık Bey, aüesinin yanında bir müddet oturduktan sonra gene hü kümdann yanma döndü. Orada en roü» him vazifelerde kullanılmaya b^şlandı. Hükümdarla beraber harbe, ava gidiyor. Meciis'erinde bulunuyordu. Cünkü bu küçük çocuçun zekâ ve iktida nna hükümdarla beraber maiyeti de hayran k'lmıslardı. Fınd'k Bey, ayni zamanda memJeket h?lkı arasında da fevkalâde bir söb ret kazamnıştı. Hargi caddeden, so Masaliarı uzvu olmaktan menedemiyordu. Gü lüyor, koşuyor, oynuyor, bos hikâye ler anlatıyor, kendi eğlendiği gibi herkesi de eğlendiriyordu. Bilhassa, hükümdann kansı, çocu • ğu olmadığı için, Fındık Beyi çok se • viyor, onun b;r dakrka yanından aynlmasına tahammül edemiyordu. Fmdık Bey arasıra izin alarak aflesinin yanı na gidiyor, orada bir müddet kalıyor du. Annesi, babası, çocuklarmm saye • S'nde büyük bir servete erifmiş nlmakla beraber gene basit şekilde yasamaya devam ediyorTardı. Kücük kulübele rini bile terketmemislerdi. Fmdık Bey, küçüklüğünün geçtiği bu evde otur maktan çok memnun oluyor, vaktile kocup oynadığı bahçeye çıkıyor, ora • da eski arkadaş'an ağaçlarla, kurtlar • /•' Kara askeri K Fıkralar Bende nerede o talih! Deniz askeri Her sabah, erken kalkıp, mektebe gidiyorum, Ben annemi, hocamı çok memnun ediyorum, «Şimdi benim vazifem çaltfmaktır» diyorum, «Daha köciiktür çağunî. * Ordaya gireceğim ben büyudüğüm zaman, Ymdttn düşmanlarına vermiyeceğim aman: Evet; birkaç ytl sonra; çok cessur, çok kahraman Bir asker olacağtm!.. * Nöbet bekliyeceğim hudadatta: Elde tüfek, Tasıdığım albayrak bana gölge serecek!.. Ulkemi yükseltecek benim verdiğim emek: Sönmiyecek ocağım!.. Yün kralı Morton Avustral yanın en zengin adamıdır, fakat ayni zamanda da gayet mukte sittir. Geçenlerde daima otur duğu çiftliğinden «Melburn» şehrine gelmiç ve indiği otelde, otel müdürü kendisine: Tabiî, demiş, mükellef ve lüks bir daire istiyorsunuz! Ne münasebet alelâde bir oda neyime yetmez! Peki ama, efendira oğlu nuz her gelişinde daima mükellef ve lüks dairede kalır! E, tabiî demiş, onun babası Avustralyanm en zengin adamı sayılıyor... Ben de o talih nerede? Hazır cevaplık ! Anneciğim, denize girmeğe gidebilir miyim? Hah, bir bu eksik.. Demin karnım ağnyor diye minder üs • tünde kivır kivır kıvran mıyor muydun? Karınustü yüzmem anne ciğim, sırtüstü yüzerim. Ben deniz mektebinde bilgiler kapacağtm; Çalışmak en tatlı yük!.. ülkeyi kurtarmaya gemiler yopacağtm «Yavuz» dan daha büyük!'. * Yardun dortte Sç yant yalnız sadur... hele bak Bir kere haritaya!.. öyle i$e: Kahraman bir denizd olarak Çıkmalıyım ortaya!.. « Bir tes diyor ki: «Çalış, btt ülkünde ilerle!..» Bekliyorum yanm!.. Hergün gözeteceğim çelikten gemilerle Yurdan ktydartm!.. N. R. j FAYDAÜ BtLGİLER | la, boceklerle adeta konusuyor, eski hatıralan yeniliyordu. Fındık Beyin annesi babası yaşayıs tarzlannı pek değiştirmemekle beraber çocuklanna gayet süslü ve kıymettar bir yatak hazırlamıslardı. Bu, adeta bir san'at eseri idi. Onlar istiyorlardı ki yavrulan kendi evlerinde kaldığı müddetçe tıpkı hükümdann evinde oldu • ğu gibi rahat etsin. Fındık Beyin va syetindea koltukUn kaJbaran anocsi babasnra: Nasıl, diyordn, ben sana vrkttle söylememismiydim. Fındık, büyük a • dam olacak diye! Fmdık Bey, burada da vaktini bos geçirmiyordu. Bahçede tuttuğu iri kelebekleri terbiye etmiş, icabmda onla • rın üzerine binip istediği yere gitmek için hazırlamısh. Nitek>'m, hükümdann yanma iri bir kelebek süvarisi olarak maiyetinde de birkac yüz tane daha kelebek bulunduğu halde dÖnmü'tü. Hükümdarla kansı Fındık Beyin tek rar avdeti dolayısile duvduklan sevin ci, onun şerefine bir eğ'ence tertip e • derek göVermek arzu etmişlerdi. Hazirhk çok mükemmel oldu. Bütün davetlPere Fındık Beyin bu eflence esnasmda kelebeklere binip fevk'lâde meharetler göstereceği evvelden ha ber verildi. Hükümdar, Fmdık Bey için hususi bir elb'se yaphrttı. Herkesin onu vakından görüp temasa edebilmesi için de masada hususî yer ayırttı. Nihayet senb'k günü gelmişti. Hü kümdann bütün miyeti Fmdık Beyi takip ederek salona girdiler. Halk bu kücük harikayı siddetle a'kısladı Çünkü boyu, vücudü m'n'mini olan bu mahlukun kalbi en büyük adamîar kadar iyi, cesareti en kîhraman insanlar ka dar fazla idi. Fmdık Bey hazıruna h'taben kısa bir nutuk irat ederek kend'sine karsı gös terllen iltifat ve tezahür'ere tesekfeür eyledi. Sonra kelebek'erin üzerine binerek bütün orada buîunanlara p'rmaklannı ısırtacak derecede sasılacak numaralar yaptı. Bütün davetliler: Yasasın Fındık Bey! Diye haykınyorbrdı. Bu is bitt'kten sonra yemeğe oturuldu. Fmdık Bsye hükümdann samoanya kadehinm di • binde kücücük bir taht hazırlanmısh. Fakat tam yerine yerlesmek üzere idi ki tavanda arsız b>r öriimceğin duvavcnn kösesine ağmı gennek için faa liyete geçtiğini gördü. Şimdi bunun sırasımıydı, a, nezakets<z hayvan.. Fmdık Bey, hizmetçilerden silâhla nnı istedi. En mahir kelebeğine bindi. Kelebek bir iki kanat çırpışında Fındık Beyi örümceğin ağınm yanma gö*ür müştü. Küçük kahraman öriimceğin üzerine hücum ederken ağ ke'ebeein tanadma takılmıs, hayvanla süvarisi an • sızın asağı düsmüşlerdi. Davetliler hemen imdadına koşrrus!ar, başından yaralanan Fınd'k Beyi kal< dmp odasma götürmüslerdi. Zavalh [merakh şeylerj Paçavra ticareti «Eskiler alayım!» diye ma hallelerden geçenlere belki de a« cırız, fakat dünya yüzünde es ki ve paçavra ticareti çok ka zançh bir iştir. Avrupamn muhtelif memleketlerinde böyle küçük esnafın topladığı eski ve paçavraların Almanyamn «Ham burg» limanında bir borsası vardır. Toptancılar paçavra v e e e kileri oraya sevkederler. Harp Memur maymunlar Asyada Siyam hükumetinin merkezi Bankok şehrinde çıkan gazetelerin yazdığma göre oradaki bankaların biri altın paraların sahtelerile hakikilerini a • yırmak için idareye dört me • mur almıştır. Fakat bu memurlar insan değil, Şempanze cin • sinden birer maymundurlar. Bunlardan herbiri çahşma sa • atlerinde dört veznedardan birerinin yanma oturmaktadırlar. Veznedarlar altın, gümüş ve nikel para kabul ettikleri zaman onları takımile mütehassısın ö nüne yığmakta, maymunlar bunlan birer birer ısırarak tecrübe etmektedirler. Eğer altın para hakikî ise bunların üzerinde hiç bir iz görünmemekte, sahte ise ler diş yerleri kalmaktadır. Bundan anlasılıyor ki Siyam da sahte para sürmek âdeti pek mebzul. . Yeni mütehasssslar dan bu hususta cok istifade edilmiş, bir defa bile altınm sahte süe hakikisini yekdiğerine ka rıştırdık'arı göri'lmemirtir. Si yamdaki diger bütün bankalar da kadrolarma bu tarzda birer memuriyet ilâve etmek niyetin dedirler. Birçok acık gözler de bu şekilde maymun mütehassıslar yetistirnek irin me''terj aç mıslardır. Altın para mü*ehs sısı her maymunun kıymeti 600 îngi'iz lirasma kadar yükselnistir. Iste ver yüzündeki issizleri artiıracak bir sebep daha, ma kinelerden sonra maymun'ar! Fındık Bey tam yirm' gün steşler için de yanarak yatrı. YVrni birinci günü ancak kendîne geldi. İki hafta sonra da yarası tamamHe ivîlesm'ş, minimini kahraman ryağa kslkmıstı. Ya'pkt» yattığı zaman hükümdarla kansı başından aynlmamışlar, biri gece, biri gündüz nöbet beklemişlerdi. Aha'i mümessilleri de hemen hergün kendisini yokluyorlardı. Fmdık Bey, bu kazayt atlattıktan sonra annesini babasmı da hükümdann ypnına geb'rtti. Hepsi uzım uzun mes'ut ve bahtiyar yasadılar. SON ten evvel her sene Hamburgda 15 milyon kiloluk paçavra ve eski alış verişi olurdu. Bunun 10 milyon kilosu Rusyadan geri kakalan 5 milyonu da diğer meraleketlerden gelirdi Bu ticaret harpten sonra büsbütün inkisaf etti. Sade Rusya 25 milyon kilo Şa yaramaza bakın nerelere çıkmışT eski ve paçavra sevketmeğe baş' ladı. Bunların içinde ip parça Ianndan tutun da her çeşit basma, bez ve kumaş parçaları, es ki ceket, pantolon ve çamasır lar vardır. Bunlar yıkanıp terrizlendikten sonra bilhassa kâŞıt ve tekrar bez imalinde kullam lır. Umumî Harp bütün dünya iktısadiyatını altüst etmV ol makla beraber görünüyor ki yalnız eski ahşverişini arJhrmıs! Bilmeceyi halledenler Temmuz Bulmacası 1 kaktan geçerse geçsin ahali kendisini alkışhyordu. Fakat bu nüfuz ve kudretini hiç te fena yolda kullanmak iste miyor, bazan koKuklan kabanp gu rurlandığı vakit nefsini teskin etmeğe çaJışıyordu. Hükümdarla, memleket halkma yapbğı iyilikler sayısızdı. Hususile fareleri «hlilestirerek onlardan bir süvari kolu teskil etmisti. Arasıra en hulı koşan • larmdan birinin üzerine biner, düçmnn memleketlerine giderek onlann kendi bulunduğu memleket hakkında besle dikleri fena niyetleri öğrenir, aleyhin de kurduklan projeleri elde eder ge • lirdi. Lâkin bn dddî mesguliyetler, onu hükümdann oturdugu evin en çen bir lîilmeceyl halledenlerden fotoğraf gonderenle rin resimlerini bası yoruz. Bun'arjı ıçın. de mukâfat kazananlar da clabillr Fakat hediyeyl alab lmek için her ayın başında çıkan büyük listede lsmini bulduktan sonra boyle bir muracaatte bulunabilir Soldan ltibaren sua ile: 1 Kadaköy 35 lnd llkmektep dor düncü smıf talebssinden 162 Sabriye 2 Istanbul 42 nci mektsp 139 Emine. 3 Eskişehlr Sakarya caddesi eczacı Ömer Beyin kızı Nimet. 4 Aydın Cumhurlyet mektebl talebesinden 117 Dundar. ö y l e b;r kuş ismi bulunuz ki: Ikinci, üçüncü, dördüncü harfleri bize pek yakm biri olsun. Üçüncü, dördüncü, besinci harfleri bir yemiş olarak yensin. Dördüncü, üçüncü, birinci, ikinci, meydanuıda 5 nu bes'nci, yedinci harfleri sıraya kondumarada Mehmet. ğu zaman bir şehrimîz meydana çık • 6 İstanbul kız sm. lisesi talebesinden Yedinci, altmcı, beşinci, dördüncü, 1192, Naciye 7 SultanseLmde üçüncü hsrfüeri sıraya dizildiği vakit kahvehane yardımcısı Mustafa. onu seve seve irelim. 8 Kumbaracıyokuşu Camcı çıkmazı Birinci, ikinci, üçüncü harfleri sıra 16 Peskıri. ya konduğu vakit vücudümüzde bir 9 IsUnbul 11 lncl ilkmektep 29 sey olsun. Perüıaıı. Doğru halled'enlerden birincfye 10 Gazi Osman Paşa ortamektebi 5 Iira, ikinciye bir mürekkepli ka lem, üçüncüye Foto Etemde resim 528 Remzi çıkarmak hakkı takdim olunacaktmj 11 Gumüşane avukat Hikmet Bey i Dördiincüden yüzüncüye kadar oğlu Şlnası Tunçer. ' muhtelif hediyeler. Bilmeceyî doğru' 12 Mardin Gazi Paşa ilkmektebi 475 | halledip te bize fotoğraf gönderenKemal Aslaru lerin resîmleri de gazeteye basıhr. 5 F.1STİ7! Oüun