Sinemanm en güç işi: Dublâj Almanca sözlü bir filim Istanbulda Türkçeye nasıl çevrilir, bilirmisiniz? Sinemanm Ksanımfra soktugu birçok lyeni kelimeler arasmda «doublage» ve («double» tabnierint de içimlzde hemen betnen bilmiyen, işitmiyen kalmamtşto. Hususüe 9d Mnedir tSrkçe dooble* fflimlerde yapıbna$a başlanalı btmnn ne demek oldugu daha iyi anlaşdmışbr, zannediyonnn. Doublgeı tarif için aSylenecek en kna cümle şudor: Her • hangi bir lisanda yapılmış olan sözlS bfr fîlmi diger bir dfle çevirmek.» Itiraf etmelidir ki tarifl bu kadar kolay olan ba işin önfimüze h&zıriamp gelmdye kadar geçirdigi «afhalar e • peyce uzundur ve mfiylriiU*!^ doludur. Herkea bflir ki sozlu bîr filim biri resim, cHgeri a8s hayallermi havi flri kordelan*x ayni lamanda bey«z perde ozerine aksettirüıneule elde olunmaktadır. Resfan bayaflermin kenarma eklemnif olan aSı bayallerini ibtiva eden knmı oradan sökâp atacak ohmak fflim • • «• •tz olarak kalor. Bunun yerina yeni bir •Sı hayallermi mahtevi kordela koyaeak olmrsak füim ba aefer o y«m ku • mtn tçindtt mevcot mukalemelerle konufma^a başlar, b i u oradaki mu*3dyi ve gürultüleri verar. Yamu burada dnckat edOmesi kap eden en mtibim m t e l e yeni konan kuımda anl fümin yapıldığı düdeki muhaverelerîn rohu lnybedflmemekle beraber o mfik&Ie • melerde teUffuz edüecek keiimderin •ktorlerin agu hareketlerme aydaral» rnandır» Bmaenaleyh pek ijrl anlafdıyor U doablageda evvelft ehemmiyetle na • «an dikkate almacak fey kelime ve eamlelerm teşkiU ve mtihabıdır. Ale • Ude bir rHim 1 saat 20 dakika «ârdSİ6n« nazaran o kadar moddet zarfmda kaç kelime, kaç cümle konuşolabOe • eekse o her kelimenin, her cümletun rHmin orijinalmdeki aktSrlerin a{xm • dan çıkan hecelere nygun ve motabık obnan, şiddet ve yavaflık itibarile de o «Szlere benzemesi, duraklarda du • rolmcM, tereddütlü yerlerde ayni ha • reketm tekrar edilmesi lâzım gelir. Me«elâ fransızca cPapa» diyen bir aktorim yerine türkçe, dooblageda pekilâ «Baba» dedirtebiliriz. Fakat «Ma* man» diye bir aktörim yerine «Anne» dedirtemeyiz. Oraya vaziyete göre ayni heceye nyan başka bir kelime koymak zaruri olur. Akri takdirde »eyirciler dodak hareketlerile ifittiji kelimeler arasmda bir mânasebet göremeyince tabii «mirlenir, kızar, hiddetlenir. O halde, almanca bir fîlmi double etmek Szere hazırlandığımuı farzederek doublage işinin geçirdigi ameliye • leri izah edelim. Evvelâ »Inmm^^ mft. kâlemeleri törkçeye çevirecek olan maharrir, yukandaki tafsilâta göre almanca cumlelerin başlıca hecelerinin dudaklara verdigi telâffuz fekline, o dnnlelerin ketiüfine, devam ediaine, aktSrlerin çehrelerinin ifade ettigi ma* nalara, o cumlelerin fiddetliligine veya yavaşlıgma göre cümleler bulmak ve ba cumlelerin de fümin orijinalmdeki fn aşağı yukan ayni olmasnu temin etmek mecburiyetindedir. Bunun için de moharririn o fifani bir, üri degü, beş on defa görmea, ber ctimlenm almanca esas vaziyetlerini kavradıktan sonra türkçe metinleri ha•rltmaa lâxondır. Bir filim opera • torfle birlikte stfidyonun bir salonuna kapanıp bu işi yapacak mubarririn yegâne yarduncm ütedigi noktada fll • min geçmenni durdurtan, kavranıfana* m güç comlder için fîlmi geri dönd&> terek o cümlenin birkaç kere tekrar e» dflmeaini temin edebüen hususî rnald » nedir. Muharrirra işi bittncten aonra ba cfimlelerin Alman aktörlerinm yerine kaim olacak Türk aktÖrleri tarafmdan ögrenflerek ses odan önSnde tekrar edflmesine ara gelir. Türk aktoVBnfin söze Ahnan aktörfle birlikte *^y'""Ti" ve onunla beraber bttirmesi, o m a ae • fea aldıgı yerlerde nefes aJmas, onun içtni çektigi yerlerde içmi çekmeat, a • henk itibarile de ayni tedri husule getirmea ieap eder. Bunun için doublage yapacak aktörlerin, hero rHmin mev • zuunun icap ettirdiği haleti mbiye üe dolu olmalan, hem de kordelânm ori* jinalindeki aktörlerin fahsiyetlerine temeuül etmeleri lazun gelir Id çok güç ve müfkülâtlı bir iş oldugu fupheab • dir. Bazüan iktuat maksadüe doublageı aktör ouzuyanlara yapbrmak gayenni takip ederler. Fakat, bu bal beş on pa« ra masraftan kaçmdırken butün fümia berbat olmanna $ebebiyet verebiür. Diger taraftan Mtleri ve setlerinin ahengi ötedenberi halkm malumu olan aktörleri de «k ok kullanmak tebl3c« • lklir. Niteldm geçen sene türkçeye e*vrilen birkaç füimde tanmmif Alman •an'atkârlannm hayalmi »eyrederkeıı Şehir tiyatrotunan muayyen aktörlerinin seaini duymak hiç te hof gelmtyor, filmin sevldni kaçmyordu. Bu faaliyet te hitamm erince orijmal negatiften, yeni yapılan aea negatifUe birlikte yeni bir kopya çıkanlman işi başlar. Fakat bundan « w e l «eJerle, resimlerin tamamfle birbirlerine uyup uymadddan tetldk ve moayaoe edilir. Eger bata varaa tm v» redm loaanlan ayn ayn Derletflerek, geriletflerek yekdigerine tamamüe intfbaklan tamin olu'. Ba «rada bacan »e», baıan dm reı •fiunin ruhuna hale! gel memek şartü^ fcdakârbk yapüarak bir *»ktrw losa parçaknn kesüip abl • ması da ieap eder. Ondan aonra doublage işi bitmiş deroektir. Birçok şirketler, ba müşkfflAu bfldik. leri için doublag* yapmaktanaa anl filim cerriKrkeo diger bfr UMnda (var •ion) yapmayı, yani diger eenebi ak torler getirterek o fflmm başhea parçalanm bir defa d* onlara oynatmayı ter« cflı edıyorkr. Ekaeri Ahnan ve Arae rikan rîlimleriam fransızca kopyalan ba •ureüe basale geliyor. Franaz ak* torleri samaB mmnn Berim ve rlon • vutia Paria arumda meidk dokuyor • Ur. Amerocan fflimlerinm degflse de, baa Franea ve Ahnan kordeUlarmıa rfirkçe vernonlanm acaba ne n n n aeyredebne«e«İs? A. H. rranm artistt IAU Damtta Mr AvurOean fttmhUn franK K S vertlyonunda Dört kocadan niçin ve nasıl bosandım? Yazan: Glorya Swanson Bir vakitler bir Amerika gazetı gflzel bir karikatür yapmıstı. Kari • katflrün altında şu cümle yazılı idit Glorya Swansonun eski kocalan bir kuIOp teskfl edıyorlar. Yani kadra o kadar çok erkege vanp aynlmif ki bunlann miktarı bir kulüp azası nın adedini bulur. O zaman belki de bir faniezi ,addolunan bu. aükte pek yakmda muhakkak ki bir hakikat o* lacak. ÇGnkfi Gloıya dSrdüneü ko eası Michael Farmerden de aynldi. Glorya, bu hale bakıp ta Amerika ve dfinya halkmm kendirini huysuz, gecimsiz, yahut ta Don Juan bir kadın addetmemeleri için izdivaclanna ve talftklanna ait tatlı Bir makale yazmıştır. Bunu iktibaa ediyoruz: «DSrt aynlış, dört tecrBbe, dort inku&n hayal! Belki de bu, benim kusurlamn, kabahatlerim neticesi, yahut ta ainımtn kara yazısıî.. Yalnız şu muhakkak ki, hayatta tam bir saadete erişmedim. Şfiphesiz, bu da öyle laalettayhı kuçuk yeylerle memnun olabiiecek bir kadm olmadıgandan.. Ne yapayım, tabmı • nra, fazla izxeti nefis ve gurur sahibi • yîm.. Talüum raa olamıyor, kendhni icftdere feda edemiyorum.. Boşanıyo rara.. Şimdi «ize başnndan geçen dort nflcahm hul&sa olarak bir tarihçesmi yapayım: 1 Altta: 4 kocaian Tx>?antp b«tincisini aramakta olan Glorya Swaruon Maurice Chevalier istîrahatte Parisli şarlaa halkm rağbetini kaybetmekten korktuğu için sık sık filim çevirmiyecek Sesli ffmm flk kahramanlarmdan biri hiç şüphesiz ki Maurice Chevalierdir. Fakat ba kahramanlık sade onun te • aebb&sfle vucude gehniş degüdir. Bi • raz da talih ve tesadSf eseridir. Maurice Holhnıta sessiz füim çevirmeğe gitmişken tam o sırada sesli füim icat edümiş ve Maurice tabiatfle sesli füimde sessize nazaran daha çok me • baret göstermiştL Çünkü kendisi mü • zfldıol arb'sti idi ve yüzü, hareketüe birlikte sesi ve nükteleri de manalı ve halkm alâkasuu celbecedek şeküde idi. Nitekim bu ySzden sade Amerikada ve Fransada degfl dânyanm hemen her tarafmdan Mauricein füîmleri tnttu. Maurice gitgide Amerikada daha fazla şöhret kazandı. Zira ingüizceyi de ögren • Altta: Halkm rağoettni kayoetmekten korktuğu için «t* wft füim çevlrmemeğe karar veren Maurice Chevalier Uttrahat kötesinde nriş v» bOlboI gibi konuşop o Esanda da mükemmel şarkılar t&ylemege başlanvftı. Üd senede Bstnste y«H sekk fîlim çevirdi. Fakat üçüncü sene dogrusuna söylemek l â s m gelirse Mauricem füimleri eski ragbeti görmemege yüz tut • to> Çunkfi füîmleri ayni samanda hep birbirine benser şeküde idL Bu kadar sevümişken yavaş yavaş teveccühö kaybetmege başladıgım gören Maurice filinJerinin tarzmı degifÜrdL «MösyS Bebe> ba dfişânce ne tieesi vucude geldi Son defa Jeannette üe çevirdigi «Şen Dul» ise bosbfitün başka. Mauricem şimdiye kadar oynamadıgı bir tarzda oldugundan ona yeni bir ruh verdigi şfiphesudir. Lâldn Maurice bana ragmen fazla aşmma mak için şimdi uzun bir istmbat dev • resi geçirmek, ondan sonra yeni bir füme başlamak niyetindedir. Holtvutun yeni vtldtcları dan Ruth Channingin guzel bir pozu kabete girisildücten sonra Paristeyira. Madame Sans Genese başlıyacağu. Marki Henri de la Falaisese rasgeliyo • rum. Evleniyoruz. Tatlı, nazik, zarif bir adam. Somborndan olan çocuğumu seviyor.. Fakat nezaket ve zarafeti o ka dar fazla ki herkes onu seviyor.. O da sımanyor.. Nitekim Constance Bennet te fazla yılışıyor. 1930 da aynlıyoruz. 8 temmuz 1931 Iki tane sesli fi • lim çevirdim.. Muvaffak ta oMum. Param var. Eğlenceli bir hayat sSrüyo • rum. Fakat buna mukabü çok fena zamanlar geçirdiğim de oluyor. Derken Mlchael Farmeri tanıdım. Genç, gfizel bir adam. 16 ağustos 1931 de gizlice evleniyoruz. Sonra bunu teşrinisanide Amerikaya gittiğimiz zaman alenî ola • rak flân ediyoruz. tki buçuk sene sinema hayatmdan çekiliyorum. Kendim! evime ve çocuklanma hasrediyorum. Buna rağmen Michael de tıpki Wal • lace gibi kiskanç.. Bakıyorum ki hiç bir fedakârlığm faydası yok. Tekrar fi* lim hayatma atılıyorum. O da kızıyor, Avrupaya gidiyor, fakat oradan da bana kıskançlık sahneleri yapmak için bir defada 800 dolar telefon parası vermekten çekinmiyor. Çare yok ayn • Iıyoruz. ** Buyük kizîm tsviçrede tahsilde.. Ba sene on dördüne basfa. Temenni ede rim ki mes'ut olsun.. Benim gibi ar • kasma dönüp baktığı vakit fırtmalı bir mazi görmesm.. Artist, san'atkâr ol • mak ta, göruyorsunuz ya, büyük bir • şey degfl.. Herkes gibi yaşamaktan kur tulamıyonız. Bizim de z&flanmız, ku surlanmu var.. Yalnız herkesinki na • zan dikkati celbetmiyor, bizhnkilef derhal bfitün dünya matbuatma ve hal< kına sermaye oluyor.. Ne yapalm ba da bîr baska tecelli! 2 0 şubat 1916 tlk izdivacım.. Hen&z on yedi yaşmdayun. Brodwayda oldukça tanmmu bir artistim. Nev • yorkta Wallace Beery île ahbap oluyorum. Dev gibi bir adam ama hassas.. Bana safiyane mektnplar yazıyor. Beş on, on beş, yirmi.. Cevap vermiyorum. Nîbayet beni kandırmağa mnvaffak olnyor. Ne zengin, ne de guzel olma • •T"w ragmen kendisüe evleniyorum.. Derken kıskançlık başlıyor.. Neymiş, bea çok hoppa imîşim.. Küığmı kıya fetini değiştirerek beni stüdyolarda, sokaklarda takip ediyor. Irtiyor ki, raesleğimi bırakayım, çolnk çocuk sahibf ohıp evde otarayım. MSnakaşa, kavga, gorfiltu.. Bir senelik nrtmalı bir bayattan sonra 1 haziran 1917 de ayn nyOTUz. 2 3 kimnnıevTel 1919 Bir Noel gecesi.. Çok meşhur bir san'atk&nm. RepsSr Cecîle. B. de Mille fle fflhn çevuiyorum. H. K. Sombonn ısmmde Pasedenanm Musevi milyonerlermden UrSe evleniyonım. Çok zeki, çok nSkt tedan, çok malumath bir adam. Ta • mdığı pek fazla.. Ahbaplanm gittik • çe ziyadelesiyor.. Yalnız ne var ki, »ade isfle meşgul, bana hasredecek zamam hemen hemen yok gibi. Bir de bu • nun BstBne benim her hareketime ka • nsryor.. Ben serbest ahşmısım, yapa • man. 1922 senesi agustosunda ayrdıyoruz. 2 8 kftmmusani 1925 Merbum Rudolff Valantino ve kemancı Jascha Heifetzle epey arkadaşlık ettikten, gerek ba yfizden, gerekse filim çevirme nasusunda Pola Negri Üe müthiş bir re ' Glorya Stoanson