SENARVO Gözler açııırken Numara: 21 Mütareke senesi... Ireürm bağrımızdan kooardıeı ilk frünl».. Millî izzeti nefis hergün ve her yerde lurpalaruyor... Turklük ayaklar altmda... Birleşik devletler crdvsuna mensup bir asfeeri kıt'a İstanbulda Harbiye mek*eblne Türk bayrağmı alırafa gıdiyor .. •Oer Türk kalbi ve yuvası gibl burası da ıkan ağlıyor. Talebe, muhtelif gruplar ha•inde, geçen ve yaşadıkiarı ağır istıraplı «amanı konuşmaktan ziyade duşünüyorfar. Mektebin miidürü ağlıyarak son sınıf İBfendilerine Harbiye Nezaretmden al tiığı tahrıri emri okuyor. Gölgesinde bınterce aslan yeüştiren ve barındıran bayfrak... Türk bayrağı... Asırlarca, serhatlarda teslim olmamış Türk ülküsu.. B'.azdan gelecek olan kimlerse merasımle teslim edilecek... Bu feci vaziyete hiçbir genç girmek istemıyor, Müdürün ıstemı (yerek ettiği ısrara talebe heyecanla ret •bevabı verıyorlar.. Kahbece inınde ya fealanan bu aslanların hiçbiri kalbini kendi ellle teslim etmek istemiyor. Bır aralık bir hal çaresi bulunur gibi oluyor. Son sınıf aralarında kur'ayı düşünüyorlar... IHıçkırıklar arasmda tatbik ediliyor ve bu I »35*11111 tesaduf sınıf çavuşu İzmirll Kemali buluyor. Kemal zaten yarah bağnna vurulan bu son bıçakla fevkalâde jMi duyuyor.. Kendisini oldürmegi dü •Jünüyor. Asker cıddiyetine ve terbiye Bİne. bu işi aykın bulduğu için bundan da irazgeçiyor. Arkadaşları ona hem mer hamet gözile, hem suçlu imlş gibi ba kıyorlar.. Kemal, çok mühim kararlar veren insanlar gibi pek çabuk düşundüğü lllr plânı tatbika başlıyor.. Şımank bir bando gürültüsü ecnebi kıtaatının yak lastığını anlatıyor.. Kalabalığın şaşkın taazarları altında mektebin bayrağını direğinden indiriyor ve arka kapıdan kaçıyor. Akaretlerden yüdırım gibi iniyor. Besiktaştakl evine uğruyor. Odasmda esvap değiştirlyor. Bayrağı bütün vücudüne sarıyor. Kimseye birşey söylemeden »nasını öpüyor ve evinden çıkıyor. AnaBinın akrabasından Ismail kaptanı bulBi&k için Yemişe gidiyor.. Bir kahve köçesinde bütün vak'ayı ve Anadoluya geç j nıek istediğim bu deniz kurduna anlatı yor. Kıyafetini değiştirerek bir kömürcü takasile geceyi Ismail kaptanm Beykozdaki evinde geçiriyorlar. Ertesı gün guneş doğmadan hareket ediyorlar. Içle "rinde Kemal, İneboluya doğru yol alan bir avuç Türk yavrusu Boğazı geçerken şüphe uyandırıyorlar. İki muhafız motörü arasından yapılan ihtarlan dinle miyerek kaçmak lstiyorlar. Karşüıklı ateş açüıyor. Ecnebi motöründekl makineli tüfek kurşunlan İsmall kaptan ve ar kadaşlarından bazılarmı şehit ediyor. Kemal denize atlıyor ve güç halle karaya çıkıp bir balıkçı kayığile Köprüye gellyor. Ada iskelesinde perişan ve dalgın ne yapacağını düşünürken çocukluk arkadaşı bahriye mülâzimi Ekremi görüyor. Ek rem çck sevdiği Kemalin perişan haline mana veremezken işi anlıyor. Hemen Ada vapuruna atlıyorlar. Alt kamarada tenha bir köşede Kemal Ekreme başından geçenleri anlatıyor... Aleyhlmizde ya püan çirkin tezahürat arasında vapur Heybeliadaya yanaşıyor. Nazari dikkati celbetmesin diye ayn ayrı çıkıyorlar. Kemal, Ekremi Çamlimanında geceya nsına kadar bekliyor. Mehtap Adalar arasında demirli düsman gemilerindeki bol ışık, çamlardaki çiftlerin terbiyesiz şarkı ve çığlıkları Kemalin zaten yorgun sinirlerinl büsbütün bozuyor; ağlıyor.. Omu zuna değen bir el tesirile uzandığı yer den fırlıyor... Sahilde Ekrem bir deniz tayyaresile Kemali bekliyor. Biraz yol alıp yükseliyorlar.. Kemal Anadoluya geçmiş bulunuyor. *** Aradan haftalar, aylar geçtiği halde Kemalden hiçbir haber alamıyan anası üzüntü ve merak içindedir. Mektepteki hâdise hükumet emrile gizli tutulduğu için oradan da birşey öğrenemiyor. Bu ıstıraba iştirak eden ikinci bir şahls var: Melek...Komşulan m'ralay Şükrü Beyin kızı .. Çapadaıki Muallim mektebi son sınıf talebesinden .. Kemalin babasile meslek arkadaşı ve hemşeri olan Meleğin babası bu ikı genci iki sene evvel nişan lamış... Her ıkisi de mektepten bırlikte çıkıp evlenecekler.. Birbirlerini fevkalâde seven iki gencin ailesi de mes'ut hazırhklarla meşgul... Fakat Kemalin ne nişanlısına, ne de anasına birsey söylemeden ortadan yok olması genç kızın kalbini çok sarsıyor Mahallede hafiften dedikodular da eksik değil.. Kemal, Meleği sevmiyormuş.. Bır metresi varmıs, bera ber kaçmışlar... Bu gibi ihtimallere inanmak istemiyen zavalh kızı, harap eden Kemalin ne olursa olsun kendisini bıra'cması idi. Bir akşam, mahalle kom şuları Hamide mektep dönüşü rasgeldi. Hamidin babası saraya mensuptu ve daha küçükken Meleği Hamide istemiş, fakat kız kat'iyyen razı olmamıştı. Ha mit evvelâ aldırıs etmemiş, fakat son raları Melek büyüyüp serpildikçe gözü nü kızdan ayırmamıştır. Hele Kemalle evlenmelerine tahammül edememis, kızı bir iki kere tehdit bile etırüşti. Binaen aleyh şimdi tam intikam almacak ve üm'de düsürecek fırsat zuhur etmi.şti. Meleğe yaklastı, çok mültefit, fakat sinirli bir yılışıklıkla sözde teessüre iştlrak eder göründtt.. Soa arasın.da da anasma verümek üzere Kemalden kendi vasıtasile bir miktar para geldiğıni, Yunan'standa olduftunu, beraber kaçtık IHT\ Rum dilber le yakmda duğunleri olacağıı havadis kabil:ncI"i kıza anlattL Her kadm saffeti gibi, bu gibi tezvirata koiay inanan Melek, Hamide teşekkür edip avrıldı. Odasına kapanıp, sevgilisi ve herşeyi i^in grunlerce ağladı. Aleyhinde duyduğu iftiralara inanarak Kemal için ne türlü ümit ve sevgi ile çarpan kalbini derin bir kin bağladı. *** Meleğin babası mıralay Şukrü Bey İzmir isgalinde şehit düşmüş, fakat bunu Melekten saklamışlardı. Kızm ıstırabını. artırmak ve Kemalin gavbubetinden sonra büsbütün Ivmayesiz kaldığını kendi sıne hissettirip onunla evlenmesinl kc laylaştırmak Mn bu haberi de Meleğe Hamit verdi. Melek diploma aldığı gü nun aksamı anasına bir mektep arkadası vasıtasile hem bu müjdeyi, hem de bır mektup yolluyordu Hamit, vatan kurtarıcılarma sarayın teşvlkile silâh atanlar safına pirmişti. Ona Şile yolunda karakolluk gibi nazik bir vazife vermislerdi. Zira birçok kah raman, Türkün kalbine bu damardan akıyordu. Sıctk bir ağustos aksamı yol dan geçen bir muhacir arabasını nefer ler çevirdiler. Biraz araştırınca, saman lar arasında genç bir adam buldular.. Karakol kumandanı yüzbaşı Hamit Bey yakalanan avmı tanımakta güçlük çek medi. Bu erkek kıyafetine girmiş Ana dolu yolcusu; Melekti. Hamit evvelâ şiddet göstermedi. Sevdiği komşusuna tat lıîıkla muamele etti. Vaziyetini istihza ile karşüıyor, kızm belindeki silâhlara ehemıriyet büe vernryordu. Birden hücum ed*p sar'lmak istedi. Caketi yırtılan kı zm pöfsünden blr b'çak ve bir resim düstü. İkisi birden iftildller. Melek bı çağı, Hamit resmi aldılar... Kız ellnde bıçak tehditkâr bir vaziyet almıştı. Hamit reame baktı ve bol btr kahkaha savurarak: « Ben de Kemal için zannetmiştim.. Babanmış...» dedi. Sonra mühim basn işlerini görmek İçin Meleği aşağıda bir odaya kilitledl ve odasına çıktı. Kapana düsen avdan edecegi lstifadenin verdiği iğrenç zevkle aksamı dar eden Hamit aşağıya indiği zaman camı kırümış ve atlardan birini de eksik gör4ü. , .. »*«.Sakarya «4eklerinde bir yifit nam vermişti. Suvari bölüğü kumandanı Kemal.. İzmir eteklerinde de ba?ka bir yiğit nam almıştı. Avcı hattında çeteleri idare eden (Kız Efe) adındaki delikanlı.. Bir gece baskmında amsundan yara lanan bu delikanlı ilk tedavi esnasında kim olduğu anlaşılıyordu: Melek... Pevkalftde takdir edilen kahramanhklarma rağmen cılgın gibi yalvardığı halde bir daha cephe gerisinde hizmet görmesine karar verilip askeri hastaneye başhem şire oluyor Bu sırada Sakarya zaferl gününde pathyan blr şarapnel Kemali ağır yaralıyor. Son gelen yaralılan yok larken Melek, fazla mustarip ve çok ağır yaralı bir zabite yaklasıyor. Bu Kemaldir. Melek tanıyor, fakat hastaya heyecan vermesin diye kendisini belli etmiyor. Zira Kemalin gözleri sargılarla örtülüdür. Her Ihtimam caresiz kalıyor ve Kemal göz lerini kaybediyor. O burdan fazla mü teessir değildir. Asıl azabı Melek duyuyor. Kemal tanımadığı bu kadmdan gördüğü şefkate minnettar ve müteşekkir, ona başından geçenleri ve aşkmı anlatıyor. Melek heyecanlarını ve hıcfcırıklannı zap tedemeyince Kemal, Meleği tanıyor. Heyecan teessüre, teessür memnuniyete kalbolurken iki çift tekrar sevisiyor ve bağlanıyorlar. Ordu muzaffer olmuş İzmir geri almmış. İstanbul kurtulmus. Anadolu müftehir bir ebeveyn halile her derde yeni blr deva, her sızıya yenl bir merhem buluyor. Benlik inkılâpları, insanlık inkılâpları, me deniyet inkılâpları yapılmıç, Türk dhilmis yaşıyor.. Anadolunun güzel ve yeşil bir köyünde Kemal Melek ailesi blr çiftlik hayatı yaşıyorlar. Melek muallimdir. Kemalüı •iki büyük sevtei, bir büyük şerefi var... Karısı, çocuğu... Madalyası. Madalyasmı ve çocugunu görmediği için nekadîr müteessirse, ikisini de bağrma bastığı icin 0 kadar memnun.. Seneler ilerlemekte... Her tarafta Türk için iftihara değer bir hayat eseri var. Bu asil ve kahraman yuvanın bir'cik umitleri çocuklan Mustafadır. O büyüyecek. babası gibi asker, anası gibi mert olarak. Mustafa büyümüstür. On dört ya smdadır. Ankara llsesinde okuyor. Cumhuriyetin onuncn yıl bayramında geçit resminde izcl olarak o da geçecekmiş... Bu müjdeyi babasma yazdıfı b'r mek tupta bildiriyor. Kemal ve karısı hemen yola çıkıyorlar. O günler Ankaraya giden trenlerde müthiş bir kalabalık gözü alıyor. Çocuk... En büyük bayramı tatacak çocuklar.. Gençler.. Dinç ve neş'eli vatan ve izzeti nefis bekçileri gençler .. İhtiyar.... Orada doğan en sıcak gü n°şte ısınmak için giden ihtiyarlar . Koylü... g u bjym,ak ifiin birden eliıı "Cumhurîye* Cellât gölü Kurutma ameliyesine buKÜnlerde başlanıyor Iktısat İşleri Buîgaristan ne halde? Memleketîmiz mahsullerinm bir çoklarımn benz«rlerini yetiştiren Bulgaristanın haricî ticaretinin son s«nelerde nasıl gitmekte olduğunu, baslıca istihsalâtımn miktar v« kıymet üzerindeki oynayıslaruu kı • saca gözden geçirerek okuyuculanmıza bildirmekte büyük fayda gjrördügümüzden bu sütunlarda kom. şu memleketin iktısadî ahvali etrafindaki tetkiklerimize devam e • diyoruz. Bulgar As ticaretinde her memlekette olduğu gibi mübim azalışlar görülmektedir. tthalât 1930 senesinde 505,000 ton ve 8,3 milyar leva tutmusken, 1931 de 313,000 tona, kıymetçe de 4,6 milyar levaya ve en nihayet 1933 te 2,2 milyar levaya inerek 1931 senesine nisbetle yan yanya sukut etmiştir. tthalât taki bu sukut hemen bütün esya • lara şamildir. Mevaddı iptidaiye ithalâtı nisbeten daha az tahdide maruz kalmıstır. tthalâttaki bu sukutla muvazi olarak îhracat dahi azalmıstır. 1932 senesinde 3,4 milyar leva tutan ih racatı umumiye 1933 te 2 milyar 846 milyon levaya ineek % İ 6 derecesind'e düsmüstür. 1932 ye nis betle 1933 senesinde ithalâtta görülen sukut %36 derecesindedir. Dıs ticaret bilânçosu 1932 sene • smde 88 milyon leva açıkla kapanmısken 1933 senesinde Hhalâh tah ' dit eden sıkı tedbirler, siddetli kambiyo takyidati ihracatı çoğaltmak İçin sarfolunan gayretler sayesinde 644 milyon leva Bulgaristanın lehine bir netice ile kapanmıştır. j RADVO v r gıksamki program j İktısadî vaziyeti tetkik bir hayli fazladır. Geçen sene pi • rinç istihsalâtı 8,800 tondan ibaret kalmış, bir sene evvelkine nisbetle biraz daha azalmıstır. Sureti umumiyede 1928 1932 tstihsalâhnm vasatilerine kıyasen geçen seneki zahire istihsalâtı %15 derecelerinde çoğalmıştır. Smai nebatat istihsalâtı Bizi yakmdan alâkadar eden sınaî nebatatın basmda tütün gel mektedir. Bulsaristanda rfftün zeriyat sahası 1933 senesinde 2740 h^ktar daha büyütülmüştür. Istih salât dahi 1932 de 17 milyon 353 bin kilo iken 1933 senesinde 17 TTÎİIyon 514 bin kilova çıkmıstır. Maamafih, bu rakamlar gerek ekim sahası, gerekse istihsalât noktasın dan 1928 1932 vasatilerine nisbetle hayli düsüktür. Meselâ: 1928 • 1932 senelerinde vasatî olarak senevî 24,8 milyon kilo tütün istîhsal edilmiş ve o tarüılerde gene vasatî olarak 29,401 hek • tar araziye tütün ekilmişken son iki sene zarfında istihsalât yukarıki miktarlara düşmüs, zeriyat sahası da 1932 de 20,286 ve 1933 te 23,025 hektara indirilmistir. Diğer nebatatı sınaiye istihsalâtı umumiyetle çoğalmıştır. Bilhassa ay çiçeği zeriyat sahası 71,877 hektardan 81,253 hektara çıkanlmis ve istihsalât 61,0#0 tondan 93,000 tona baliğ olmustur. Sisam istihsalâtı da 3,634.000 kilodan 4,229,000 kiloya yükselmistir. 1932 senesinde 3 mil. yon 226,000 kilodan ibaret olan pamuk çekirdeği istihsalâtı 1933 se nesinde hemen hemen 3 misli artarak 8,961,000 kiloya çıkmıstır. Bulgaristanda sınaî nebatat ve yağlı tohumlar ekilen saha 1932 senesinde 116,000 hektar tutmusken 1933 senesinde 143,000 hektara, bu maddeler istihsalât yekunu da 91,000 tondan 134,000 tona baliğ olmus, yani ekim sahası na göre %' 22, randıman noktasmdan da % 3 2 fazlalasoustir. Zahire istihsalâtında müsahed'e olunan bu randıman tezayüdü Bulgarlann mütemadiyen daha rasyonel usuller altında ça • lısmak suretile topraklarının verim kabiliyetini günden güne yükselt • mekte olduklarına delâlet eder. *** İSTANBUL: 18,15 plâk neşrlyatı 18,45 fransızca ders 19,15 Anadolu Ajansı, muhtelif nesriyat 19,30 Türk musiki neşrlyatı, (tanbur Refik Bey, kemençe Fahire Ha nım, ut Nevres Bey, Fikret Bey) 20,15 Safiye Hanım saz grupu tamamen iştirai edecektir 21 goz doktoru Hakkı Hayrt Bey tarafından konferans, Anadolu A jansı 21.30 Necip Yakup Bey orkestrası. ( VİYANA: 18.30 hafif musiki konseri 19,20 blr aylık dünya vukuatının hulâsası 20,05 konser: Koro heyeti tarafından 21,05 konser: Avusturyalı bestekârlar tara Tmdan parçalar 23,05 son haberler 23,20 cazbant. BUDAPESTE: 18 musahabe 18.30 gramofon 19.10 konferans 19,30 Çingene orkestrası 20,35 harp hatıraları 20,50 piyes: radyo temsil heyeti tarafından 23,30 konser: Opera orkestrası tarafındanVARŞOVA: 17,35 konser ve musahabe 19,10 gramofon 19,50 şundan bundan 21,05 konser: İ' ıi'sikîslnden muhtelif parçalar 22 konser: Şopenin eserlerinden parçalar 22.30 radyo tekniği 23 ingilizce ders 23.15 hafif musiki kon aeri ve dans havalan. BÜKREŞ: 18 orkestra konseri 19 haberler 19 15 orkestra konserlnin mabadl 20 ders 20,20 gramofon 20,45 konferans 21 radyo orkestrası ve keman konseri 22 musahabe 22 20 radyo orkestrası 22,45 muhtelif dillerde haberler. ROMA: 18.10 konser: Orkestra tarafından 18,55 haberler: muhtelif dillerde, sonra gramofonla konser 21 tiyatrolarm blr'nden bir opera, operet veya piyes nakil, sonra son haberler. HAMBURG: 20 büyük konser: Mottrtın muhtelif e^ serlerinden parçalar 21 Almanyada ilkbahar 21,10 Ren geeesi: Milll dans ha '. valan 23 Almanyada ilkbahar bahsin'n' mabadl 23,20 dans havalan: Kolonya J radyosundan naklen, BELGRAT: 18,30 dans havalan 19 55 müsahabe20 keman konseri 21 piyes 23 musa habe, sonra Çingene orkestrasının konseri. TULUZ: 20,30 haberler, fllim havalan 21 senfonik orkestra, Melodiler, Viyana orkestrası 22 konser 22,30 askeri bando, operet parçalan 23 av borulaflle ha valar 23,30 opera komik parçalan, Arjantin orkestrası 24 konser • 1 haber. operet orkestrası. LONDRA (Reffional). 19,30 orkestra konseri 20,80 tagannl ve çalgı konseri 21 orkestra konseri 22,15 Midlanddan nakil 23 musiki ile seyahat 23,15 Henry Hall idaresinde dans orkestrası. PRAG: 19,10 almanca nesriyat 20,05 graıriöîon ve haberler 20,20 King Kong Pragda: Musikilı ve eğlencell bir musahabe 21.05 konferans 21,20 konser 22 Brünnden nakil 23 son haberler ve gramofon 23,30 Ostravdan nakil. Cellât gölü ameliyesinde çalışacak toprak mahinelerinden birin Torbaiı «Hususî» Menderes havxa»ı ve Cellât gölünön kurtulması için möteahhitler tarafindan ısmarlanan dört toprak makinesi gelmîştir. Bugünler de knrulacak ve faaüvete başhyacak l&rdtr. İlk iş olarak Menderes nebrinm mansabından kanal açılacak, küçük dere ve çaylar da btrleftirikrek kanala dö kulecektir. Kazatmz dahîlindeki küçiik batak • lıklar için de anvelei mükellefe usu'ü tatbik edilme^e bra^annruşhr. Küçiik batakbk ve sulann, akmh vermek su • retile ıslahına ve kurutulmasına çalı • şıknaktadır. HaHc memleketin Mİtba • tüe alâkadar olan ba işleri memnuni • vetle kanılamakta ve sevmerek çalı? • maktadıriar. Elâzizde :kadm yllzünden iki c nayet oldu El&nz «Husuaî» Burada kadm yüzünden iki cinayet olmuftur. Kasun is minde Az«rbaycanlı bir şahu, stmen difer fen memunı tsfendiyar Beyi bir kız meselesmden dolayı öldürmüştür. Ortamektep talebesinden on beş yaştnda Zeki ısminde bir çocuk ta g«ne bir kadm meselesinden otuz beş ya fOHİa Abdullah isminde birini öldiir roüftür. Katillerin ikisi de yakalannuc • hr. Zirai vaziyet / Fransız tiyatrosunda konser Cumhuriyet Halk Fırkası Şisli nahiyeıi gençler birliği orkestra sefi pro fesör Möhendisyan Efendinin idaresinde yüz elli kişilik koro ve orkestra heyeti tarafından 29 nisan pazar aksanu saat 8,30 da bir konser verilecektir. deki sapana... Şehirli... Taşı, toprağı, kumu gümüş, altm yapana... Kadın... Ün bulur böyle ere yarın o lursa ana... Erkek.. Koşuyor kurtarana, vatan bagışlıyana... Onlar da vagonlardan birinde Türk Kâbesine giden yol için bir tarafa sı gmdılar.... Havanın serinliğ'nden ziyade heyecandan titriyorlardı. 29 teşrin sa bahı ciğerleri dolduran ılık ve temiz bir havayı koklıya koklıya istasyona vardı lar. Yüz binlerce insan bir yanardağı sıcağı ve kaynaşmasae şehri sarsıyordu. Tribünde yer aldılar. Karşıda memnun, sağda mes'ut, solda müftehir bir kala balık ayakta duruyordu. Kemalin boğazına birşeyler tıkanır gibi oldu. Bağırmak alkıslamak, birşeyler söylemek istiyordu. Birden müthis bir alkış tufam arasında Kemal, sıcaklığın bir aydınlığın kendi sine doğru geldiğini farkeder gibi oldu... İstiklâl marşmm verdiği heyecanla ayağa fırladı, karısma haykırdı: Melek!, Görüyonım... Kadm sevinçten şaşırmıştı. Neyi gö rüyorsun? dedi. Onu.. Onu.. Mustafa Kemali... Kemalin vatan için kaybettiği gözleri, Mustafa Kemal için açılmıştı. Onu içer gibi doya doya seyretti. Ordu, cmun ordusu.. Asker, onun askeri.. Bayrak, onun bayrağı geçiyordu.. Yaşlı gözleri birbir seçmeğe mâni oluyordu. Kemal, yalnız bir dalga halinde çelik, azim ve kahraman göruyordu. Zıncirlerini koparmış, hür Türkiye, alnı yukarda önünden yürüyordu. Açılan gözlerini Buyük Mustafa Ke malden ayrılmıyan Kemale Melek küçük Mustafa Kemali de gösterdi. Zahire ekilen sahalar vüs'at itibarile 1933 te değismediği halde zahire istîhsalâh umumiyesi 4 milyon kental yani 400,000 ton daha ziyade olmustur. Mysırdan gayri bütün hububat istihsalâtı 1933 se nesinde bir sene evvelkinden daha fazladır. 1932 senesinde zahire istihsalâh takriben 3,242,000 tondan ibaretken geçen sene 3,585,000 to • na baliğ olmustur. Arpa istihsalâtı 1932 de 307,000 tondan 1933 te 360,000 tona, buğday 1,375,000 tondan 1,602,000 tona yükselmistir. çavdar, yulaf bir sene evvelkinden I Çelenklerden gümrük resmi almacak Kemalettin Sami Pasa merhum için Almanyadan birçok çelenkler getirilmesi gümrük basmüdürlü ğünün nazan dikkatini celbetmiş ve bunları gümrük resmine tâbi tut mak istemistir. Gümrük tarifesind'e, çelenk hakkında ayrıca bir madde olmadığın dan 256 ncı maddeye istinaden gümrük resmi almması zarurî görülmüs ise de tnesele tereddüdü mucip olduğundan Ankara dan soırulmustur. Gümrük ve înhisarlar Vekâleti, Kemalettin Sami Pasa için gelen çelenklerden resim almmamasıtıı, fakat bundan sonra memleketimize gönderilecek hususî çelenklerden italya ticaret itilâfı tatbik ediliyor İtalya ile klering esası dahilinde aktedilen ticaret itilâfnamesi 20 nisandan itibaren meriyet mevkiine girdiği halde bazı noktalanmn gümrük idaresince tereddüdü mucip olması yüzünden tatbik edilememekte idi. Vâki olan teşebbüsler neti cesinde dün bu hususta tktısat Vekâleti tarafından bir talimatname gönderilerek müşkülât izale edilmis ve itilâf namenin tatbıkına başlan" mıştır. tarife kanununun 256 ncı maddesi f Yeni Eserler Türkspor mucibince günvrük resmi ahnmasını gümrük idaresine dün tebliğ etmiştir. h!,. kulübünde çocuklar için verilen balo Türksporun 238 inci nüshası 24 sahife olarak pek cazip yazı ve reslmlerle çıkmıştır. Bu nüshada M. Sami Bey tarafından yazılan Kara Ahmedin cihan şampiyonluğunu kazamşma ait çok meraklı spor tefrikası başlamıştır. Bundan başka İzmirdeki müessif spor hâdlaesi nin bütün tafsilât ve resimleri vardır. Tav'ye ederiz. Azerbaycan yurt bilgisi Azerbaycanlılar tarafından neşredilen bu mecmuanm 28 inci sayısı siyasl, tarıhî, edebî yazılarla intişar etmiştir. Nişan merasimi Emtroğlu Ziya Beyin kerhnesi Nu • riye Bimenent Hanımla Kâzım Kigilcim Pasa oğlu sefaret kâtiplerinden Tevfik Kâzım Beyin nisan merasiminin 26 ni san 934 tarihinde kra edildiğhu ha • ber aldık. T?,rafeyne saadetler temen ni ederiz. Müessif bir irtihal Oağcıftk kulübünde yapılan çocuk sehrimizin baloBuna iştirak eden yavruJar Çocuk haftası münasebetile tezahürat ve müsamerelere her tarafında devam edilmektedir. Dün de, laksimdeki Dağcılık ve Yürüyücülük kulübünde Himayeietfal Cemyeti tarafından bir çocuk balo su verilmistir. Çocuk balosuna gündüz saat üçte başlanır.ıstır. Yüze yakın yavru, itina ıie hazırlanmış elbiselerini giy rniş oldukları halde aüelerile birlikte baloda hazır bulunmuşlardır. Mi • niminiler için baloda pasta, şekerleme, çay ve sütten mürekkep biır büfe hazırlanmıştu Balonun minimini dükler ve balonlar davetlilerine edilmistir. kâğıttan külâhlar, yelpazeler, dü tevzi Yavrular, evvelâ dansettiler. Tertip heyetl tarafından büfede izaz olundular. Sonra aralarında tirak edenler muhtelif eğlenceler, bu meyanda baloya işarasında bir gürbüz akşam geç vakte çocuk müsabakası yapıldı Çocuk balosu kadar neş'e içinde devam etti. Akşam refikimizin yazı işleri müdürü Enis Tahsin Beyin babası Hasan Tahsm Bey, kısa bir hastalıktan sonra dün sabah vefat etmiştir. Merhum u zun müddet ticaret âleminde ve resmî daireler müteahhitliklerinde bulunmus çok faziletli, çok dürüst bir zattı. Cenazesi bugün saat on bir buçuk • ta Şislide Halâskar Gazi caddesinde Etfal hastanesi tramvay durak yerindeki Miku apartımanmdan kaldınlarak Feriköy kabristanına defnediltecektir. Bu elim zıyadan dolayı arkadaşunıza ve Şark şimendiferleri başmühendis mu avini Muzaffer ve damadı Milliyet re • fikimizin muharrirlerinden Ramiz Beylere ve diğer ailesi erkânına en hara • retli taziyetlerimizi beyan ederiz. CUriHURTY Senarvo Müsabakası Rey pusulasıt 21 Reyimi «Gözler Açıltrken» başlıklı yazıya veriyorum. Adret: