27 Nisan 1934 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 7

27 Nisan 1934 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Amerika yalnız kıymetli bir san'atkârını değil, en ince ve güzel bir kadınını da kaybetmiş oluyor Holivudun «a sık giyinen ve son günlere kadar sinema merkezinin «zarafet kraliçesi» unvanını tasıyan genç ve sarifin kadın, Lilyan Tasman gü • z*l gözlerini hayata ebediyen yum • du. önce bu kara haberin ekseriya yapılan reklâm ve propaganda sayiala • nndan biri olduğunu zannederek inanmamıstık. Fakat Lilyanın Nevyorkta geçirdiği bir ameliyat neticesi her faninin mukadder akıbetine uğradığı artık bir hakikattir. Lilyan Tasman sessiz ve sesli fil • min en mühim sahsiyetlerinden biri idi. Bununla beraber ön safta mevki almamış veya almak istememijti. Fazla parlıyanın çabuk yanıp tutusacağuu takdir ettiği için ikinci plânda rol alır, bu • nunla beraber birinci plândaküer ka • dar muvaffak olurdu. Bilhassa kontralto sesi çok tatlıydı. Amerikan ingilizcesini beyaz perde iizerinde en ahenk • tar konusanlardan biriydi. On sene evvel o da akseri arkadaslan gibi sahnede gösterdiği kabUiyet neticesi sinema âlemîne intîsap etmiytL Sessiz birçok filimlerile beraber sesli ve sözlü olarak memleketimizde de geçen «Kaptan Bulldog», «Nevyork Geceleri», «Manhattan Coktail», «Mary Dugan Davası», «No, No, Nanette» de yarattığı sahsiyetlerle orijinal iktidar ve meharetini bütün cihana ispat etmişÜ. Lilyan Tasman Nevyorkta Brook • lynde doğrmıştur. Çocuklugunda ga yesi muallim olmakb. Fakat deniz mavisi gözleri, altm sansı saçları, pürüzsüz vücudile nazan dikkati celbetmekten geri kalmadığı için Brodevaydald Ziegfeki revüsüne girmeğe davet olundu. Her genç kızı teshir edebilecek böyle bir daveti tabiî Lilyan da red • dedemezdL tste artistlik kariyeri ba suretle başladu Lilyan Tasman çok iyi kalpli bir kadındı. Fakir bir aileden yetiftiği için kazandle evvelâ onlann ihnyacatını temine t'^'T"*^! sonra kendi arzularuu tatmine şitap etmiştir. Lilyan maruf sinema artistlerinden Edmund Love ile evlenmisti. Kurdukhuı yuvada son zamana kadar kavga, güriiitü sesi iaitilmemişti. Kan koca çok sakin ve rahat yasarlardı. Lüyamn benüz otuz bef vaşmda i • ken ölmesi sade sinema ftlemi için de • giL güzeUik ve zarafet âlemi için de büyük bir kayıpbr. Çünkü Amerika yalnız laymetli bir san'atkftrdan degiL e«i nadir bulunur bir güzel ve zevki soa derece ince bir kadından da mahrum oldu. ZavaUı Lilyan I Tatü ffünlertni geçirmek uzen Kuba adasma giden Jean Harlcnc Joan Kraıcfordla nisanlanmak fi« zere olan Franchot Tons Yeni bir erkek yıldız parladı }San Cravford, Franchot Tone üe sevişiypr mu? Honvutta son yapdan birkaç yeni filim ortaya yeni bir erkek yıldız attu Ağızdan agıza dolasan dedikodular da bu yeni ytldızın filimlerinin balk tarafından tehalükle seyredilmesine sebebiyet verdi. Bu dedikodular, Doug» lasın oğlu Ue Joan Crawfordım aynl m ı n esasına iptina ediyordu. Guya Joan Crawford birlikte çevkdigi «Dan> sing Kızlan» filminden sonra bu genci sevmeğe baslamıs, Douglann oğhı d» vaziyete tahammül edemiyerek mahkemeye müracaat etmisa*. Bu rivayet, (amamile hakikattir, denemezse de, ates olmıyan yerden duman çdamyac*ğına göre pek te esastan âri addolunamaz. Nitekim Joan Crawfordım aon zamanlarda smema merkezindeki ba zı kazino ve lokantalarda onunla bir • likte görünmesi, hatta Douglann oğ • lundan aynlmasına karar verilir verflmez kendisile nisanlanacağım öteJdne berikine itiraf ebnesi de bu rivayet ve şayialan tekit etmektedir. Bu genç Franchot Tonedir. Niyagara şelâleleri civanndaki kasabalardan birinde 1906 senesinde doğduğuna göre bogiin 2 8 yasındadır. Detikanlı artist maruf Amerikan jeneralı Wolf Tonun «ilâlesmdendir. İlk ve orta tahsilini Amerikada yapbktan sonra Fransız ve Ingilift üniversitelerinde oku • mustur. Bu öniversitelerm verdikleri müsamereierde yapılan temsillerde gerek aktörlük ve gerekse rejisörlük va • zifelerinde muvaffakiyet kazandıgmı göriince ailesme artist olacağmı bildirmif, onlardan da mukavemet yerine tesvik görmüşlür. Bımun üzerine Nev * yorkta Brodevaya gelerek sahneye intisap etmiştir. «Masumiyet Devresi» namile oynanan piyeste ki bugünlerde bu piyes Iren Dunne ve Jhon Boles taraflanndan filim olarak çevrilmektedir. Kazandığı muvaffakiyet onu Ameri • kanm birinci derecede jönprömiyeleri derecesine çtkarmıstır. Bundan sonra Holivuda giderek ilk filim olarak Joan Crawfordla «Bugünün Hayah» isimli filmi, sonra Miryam Hopkinsle «Ya bancmm Avdeti», LoretU Yungla «Geceyansı Izdivacı» nı, tekrar Jean Crawfordla «Dansing Kızlan» nı, Karen Marley ile birlikte de «Beyaı Sa • raym Ustündeld Cebrail» i çevirmistir. Ifte Joan Crawfordla seviftSderi şayiası bu filim bittikten sonra meydana çıkmışhr. Buna ragmen bugünlerde iki artist üçüncö bir filim daha çevir • mektedirler. Franchot Ton «Bugünün Hayah» nda Joan Crawfordun kardefi roliinü oynuyordu. tkinci filim olaa «Dansing Kızlan» nda ise Joam *ey Haftanın yeni filimleri Zabit namzetleri ve 33 numarah casıu Zabit namzetleri <Melek> t Bu filim Almayadaki genç zabk namzetlerinin hayatile bunlarm ara stndan btrinin basmdan geçen feci bir macerayı tasvir içi yapıkmstır: Prusya ordusuna zabit yetistiren Berlin civannda Potstamdaki mektepte tahsilde bulunan Rudolf zabitKkten xiyade muükisinas olmak hevesindedir, fakat babası jeneral ecdadı gibi omm da asker ounasında musadnr. Rudolf iyi bir evlâttnr, babasım dinler. Uvey annesi Rudolfu takdir eder ve kendi arzusuna göre hareket etmesi için kocasuu 3maa çabsffsa da jeneral fikrmde musardv: Rudolf asker ola calc. Bir balo gecesi Rudolf üvey annesile mülâzim Maltzahn arasmda geçen bir muhavereyi içitir ve şüphelenir. Acaba Maltzahn üvey annesinin âsıkı mtdur?.. Rudolf bu mesele hakkmda roölâ zim Maltzahndan i«»h»» almak ister. Monakasa büyür ve birbirlerine fazla ağır sözler söylediklerini orada bulu • nanlar da isitir. Ertesi sabah mülâzim Maltzahn odasmda bir kurşunla vurulmus ve öl müf bulunur. Bütün şüpheler Rudol fun üzerindedir, geceyansı mülâzimi onun odasma girerken görmüflerdir. Rudolf gerek istintakta v> gerekse hâkimlerin önünde kat'î bir şükut muhafaza eder. .' Fakat mahkeme esnasmda hâdis olan bir vak'a meseleyi meydana çıkarır. Rudolf beraet eder. FiMmde bilhassa Almanyanm en büyük facia artisti Bossermanın yarattığı sahsiyet çok kuvvetlidir. Holivudun yeni yü&vAarmdm Florin Mak Kiney Almanca sözlü <Zdbit namsetleri* filminden bir »ahne Küçük haberler Almanyanm en meshar erkek yıl • dızlarmdan Hans Albers Sç dört senedenberi hiç durmamacasma çalısan artistlerden biri idi. Fransız gazetelerinin vazdıgma bakJırsa artık Hansin son gonleri yaklaşnnşfar. ÇunkS Hitlerdlerm koydugu esasa mühalif olarak Alman ırknıa menstqı olmıyan bir kadın almış, butân sinema modurleri kenduine boykot yapmaga baslamışlardır. * Maruf rejisör Aleksandr Korda «tsanm hayah» namile bir filim vücu de getirmeğe karar vermistir. * tngîliz yıldızlanndan Margot Graham geçen gun tngfltereden «Nev « york» a gelmiş ve orada yalnız on üri saat kalıp derhal tngiltereye avdet et • mesine ragmen hem filim şirketlerinden birile bir mukavele imzalamış, hem de evlenmistir. *Alfons Dodenm maruf eseri «Tra»> konlu Tartaren» i filme çekmek üzere bir kısnn Fransız artisüeri Cezayire gitmişlerdtr. * Jhony WeissmSHer SOK çevirdiği fHimde bir gergedamn Szerine binip yanm saatten fazla dolaşmak mecburi yetinde kalmtfttr. mekle ve onunla Kâbaya kadar bir seyahat yapmakla beraber sonunda yerini Klark GaUe'e terketmek mecbu • riyetmde kabyordu. Halboki son filmi Sadie Mckcede, Franchot, Joanm ye> gane aşüadır. Acaba fÜimdeki bu va* dyet hayatta da oyle midir? Bakalım, buna zaman gösterecek^ Nevyorkta Wr amellyat neticea ölen Lüyan Tasman Küçük haberler * Biikres sansörü kralhk ve imparatorluk hükumetlerine karşı bazı gayrimünasip sahneleri ihtfva etmesi dola ytsüe «Büyük Katerina» filminin gösterümesini menetmistir. * Avusturyanm maruf muharrirle • rinden Stefan Zweig kendi eserinden vücnde getirilmif olan Marie • Antoi • nette fîlmmin ük temsUlerinde konfe • ranslar vermek üzere Amerikaya git • mistir. * Romanya hükumeti, bütiin sine ma salonlanm, her seansta asgarî 8 0 0 metrelSc terbiyevî, ilmî filimler gös • termeğe mecbur tutmağa baslamtstnr. * Gary Cooper ve Claudette Col • bert «Havada Yirmi Saat» ismmde bir filim çevinnege baslamışlardır. * Vaktile Lon Şaney tarafından sesaiz olarak oynantp büyük muvaffa idyet kazanmış olan Viktor Hügonun Notre • Dame de Paris ismindeki eseri sesli olarak çevrilmege baslanmıştir. Bu sefer basrol olan Kazimodoyu Ir • ving Pichel temsil edecektir. * Almanyada maruf Alman musi kisjnan «Bach» ın hayatma dair bir filim hazırlanmaktadır. * Arka arkaya birçok filim çevirmi* obnası yüzünden yorulup istirahate çekOmif olan Renate Müller tekrar haşlarmstır. * Joan Krawford «Mukaddes ve bir gayrimukaddes aşk» isminde yeni filim çevirmege baslamıstır. * «Hayabm sana feda!» filminin kah ramanı trene Dunne sesini 20 bin do • lara sigorta ettirmistir. ise 33 numaralt easas «İpefc» te «33 mımaralı casus» piyes halinden filim şekline sokulmuş bir eserdir. Pi yesi epey muvaffakiyet kazannvşhr. F!lmini de Fransanuı halk tabakası beğenmiştL Vakıâ başkadın rolünü oynıyan Edwig Feuillere tiyatroda bu vazifeyi temsil eden Vera Koren kadar mües sir ve esrarh oynamıyorsa da Andre Luguet biraz mübalâgaya kaçmakla bera ber çok sempatik bir sahsiyet yaratmıstnr. Ahnan casusları rolünü denıhde etmif olan arkadaslan da hareketli ve canlı bir temsil vücude getirmişlerdir. Bu hafta «Türk» ve «Snroer» sine • malan salı günkü nushamızda tctkik ettiğimiz «Ankara, Türkiyenin kalbidir» filmini göstermektedirler.

Bu sayıdan diğer sayfalar: