Sinemacılığın Birçok kimseler diyorlar ki: Bilfiil sinemacüıkla uğraşmıyan • lar, yalnız merakh ve seyirci olarak geçinenler de bugün bizzat o işin içinde bulunanlar kadar sHidyolann esranna vâkıfbrlar. Çünkü sırası geldikçe gazeteler ve mecmualar bu sırlardan bah • setmekte, onları en mce teferruatına kadar ifsa etmektedirler. Bunun için denebilir ki sinema için vazılan her yazı aşağı yukan eskilere bir kısım yeni seyler ilâve ederek malum olan mevzulan lafsilden ibarettir. Evet bu mütalea çok doğru olabi'irdi. Eğer san'atin, ilmin, fennin her sahası gibi orada da miitem'diyen bir takım yenilikler icat edilmemis olsaydı!. Meselâ, biz bugün makiyaj meselesini ele alıyonız. Ona daîr simdiye kadar birçok seyler söylenmişti. Artistlerin kamaranm önüne cıkmazdan evvel göz kapaklarma yeşil, dudaklanna kahve • rengi, yanaklarma koyu kırmızı boya • lar sürdükleri uzun uzun yazılmışb. Fakat ştmdi makiyajın bu şeküleri artık bir ehemmiyeti, bir harikulâdeliği haiz olmaktan çok uzaktır. GördüğümSz bazı filimlerde şahit olduğumuz veçhiIe insam hiç ashna benzemiyeçek kadar değişb'ren makiyajlar vardır ki bunla nn vücude gebrilmesini ancak 1934 senesi temin edebilmistir. Bugün en kuvvetli makiyaj âmili (h?lık mesanesi) dir. Binaenaleyh her stüdyomın birçok bahklann muhafazasına yarayan birer (Akuaryum) u vardır. Bir arb'ste makiyaj yapılacağı zaman birkaç balıktan bu mesaneler çıkartılır. Taze taze getirtilerek aktör veya aktrisin yüzüne konarak üzerinde uzun muddet uğraşılır. Istenilen şekil mey • dana getirflir. Balık mesanesi tıpkı alelâde bir koyun kursağmm parçssı gibi şeffaftır. Mütehassu bunu istediği kadar gerdi • rir, hazırlar. Fakat bu iş bazan sek'z, dokuz saat kadar sürer. Artist için bu vaziyet hiç şüphesiz müthiş bir işkencedir. Tabiî bu esnada muhtelif renkte kalemlerle de faaliyete geçilerek bal'k mesaneleri artistin yüzünün ötesine beristne yapıştınlır. Çok defa işin orta • ve mecmualar bize her şeyi öğretiyor,, diyoruz ; acaba her şeyi bîliyor muyuz ? smda mola verüerek yemek yenir. Sonra tekrar gelinerek çalıştlmağa başlamr. , Çehreyi değiştirmek için balık mesanesi kullanıldığı gibi, ihb'yaıiık cizgüerini vücude getirmek için de babk bar saklan istimal olunur. Onlar birer bi • rer ve yavaş yavaş alna ve yüzün diğer taraflanna yapışbnlır. Artist tıraşı uzamıs, çehresi çarpümış ve sair şekilde gö« rünecekse o da temin edilir. tşte bu suretle genç, dinç, yakışıklı bir delikanlı yüzüne bakılmaktan titsinilecek bir umacı haline gelir. Bu tarz makyajm ihtiyar edilmesl, kalem ve boya ile yapüanlann ne ka dar mahrrane olsa gene bol ışık karsısmda görünmesi ve sinema seyircilermi tenkide sevkebnesi yüzündendir. Bunun böyle sekiz on saatte vücude getirilmek güçlüğüne mukabil, temin ettiği diğer bir kolaylık vardır. O da icabmda parça parça çıkarılarak ertesi gün, daha ertesi gün, o sahneler devam ettiği müddetçe yanm saatlik bir ameliye fle tekrar yüze yapışbnlabilmesidir. tşte, sinemacılığın ve sinema artistliğinin binbtr güçlüğüne uaveten bir de makiyaj belâsı vardır. Bununla o buyük Iâmbalann karsumda 4 0 • 60 derecei hararette rol yapmayı, saatlerce çırpmmayı bir düşünün! Ne azaplı ve iskenceli birşey! an Silvia Sidney nasıl muvaffak oldu? SOvîa Sidneyi temsil tan'atine de • ğilse de filim çevirmeğe sevkeden her zaman, herkeam önüne çtkmryan bir fırsatbr. Bo fırcaı, bel'ü bir kısmmızın hafarmızdadır. Ermeni rejisör Rupen Mamulyan Holivutta ilk sfilmini çevir* mege hazırlanıyordu. Mevzu seçilmtf, ektörler intihap edilmişti. Baş kadm rolünü Klara Bow oymyacaktL Fakat o urada yamndan çıkardığı hususî kâ« tihoiMiin intikam kastile bazı afk mektuplarmı nesretmesi Klarayı son derece asabileştirmiş, biçare artist bu rezalet yüzünden aklını oynatacak dereceye gelmişti. Tabiî bu halile filim çevire • mezdi. Doktorlar, en aşağı alu ay, bir aene utirahat etmesini tavsîye eyle mislerdi. Bu vaziyet uzerine kumpanya türai yapmaktan vazgeçecek değildi ya. Klaranm yerine kaim olacak kadmı aramağa basladılar. Birçok tecrübeler muvaffakiyeüi netice vermedi. Nihayet Silvia Sidneyî buldular. İste memle keb'mizde cTehlike Yolları» ismi al • tmda geçen City Streets fUmi bu genç artistin birdenbire parlamasmı, bütün dünyaca meshur obnasını tenmı etti. Vakıâ Silvia ba filimle temaşa san•tine ilk olarak intisap etmiyordu. Babasmm ve annesinin de azçok tiyat roculukla alâkası olması onu on b«s yasmdan ib'baren sahneye sevketmistî. O zamana kadar hususî bir mualliml« birükte meşhur facialan ezbertiyen Siîvia bir taraftan Nevyorktald tiyatro mektebme devam ederken diger taraftan da Nevyorkun meşhur b'yabola nndan birinde oynanan ProneDa piyesinde rol alnush. Yavaf yavaş yfik • •eldi. Fredrik March, Kay Fransis, Kay Jhonson, Çester Moris, Robert Montgomervnin yanlarmda mübim roller ahnağa baflamtstt. Beyaz perde üzerinde gösterdiği muvaffakiyete ise butün âlemle beraber siz de sahit olduıuz. Bilhassa «Kadmiar Hapisanesi», «Amerikada Bir Fada», «Madam Butterflay» onun yarat • bgı en mühim saheserlerdir. Bu esmer, küçük yapıh, minimini kum gerek sahned*, gerek sinetnada de • vamlı muvaffakiyetini temin eden sv nedir? Sade seyirdler değil, rejisör ler, fiüm amilleri de bunu birbirlerin* ve bazan da kendi kendilerine tor maktadnlar. Vakıâ her biiyük artist için kuanm zîhnine bu sual geHr ve ^p^nıj ola rak ona föyle bir cevap verebüirt EvveU rolünde ve tabiatindeld san'at isb'dadı, sonra o istidadı artbr mak için geceli gündUzlü «arrettigi gay retl Fakat bo eevap bimi tatmÖM kâfi gehnez, Her aan'atkârm muvaffakiyet svrnım bo tariftn haricinde kalan bir hususiyeti, bir cachetsi vardır. Meselâ Gretanra simal tipi, Doleresin Ispan • yol Meks&ah tipi, Anna St'enin Rot tipi oluşu Marlene Dietrichin yüz ve bakıslannm orijinalliği, Joan Kraw • fordun gözlerinin güzelügi, agzmm acayipliği bu hosusiyeti teskfl ediyor. Silvianın bu hususiyeti d« kendisi esmer, saçlan siyah olduğu halde yesil mavi gözlere sahip buluntnası ve kendisinin Rus Rumen tabir mazur görülsün knrnası olmasıdjr. Çünkfi ba genç kmn babası Romanyau, anaeat Rustur. Bu 3d san'atkâr mületin kanınm birlesmesi ve yukarıda tarif ettiği» miz orijinal tipe malik olması Silvianrt mnvaffakiyetini teminde istidadı ve çafaşkanlığı kadar amüdir. Haftanın Filimleri Yaşamak i$ttyorux <Türk> t* ts«rz serseriler, hfanayesiz ye thnlerin toplandıgi bir MİaUhane.. Aralarmdan mütesebbis bir genç, bir reis çdayor. Hakikati hald* bu çok ryi karpli bir delîkanlıdır. Fakat kalbinde insaolann bir Imımnt karsi mütftlş blr ldn uya&mifbr. Bmaen» aleyh ıslahhanede bh* ihtilâl çdcanyor. Bir kasiabakıa H* bir mBfetti* te ona ba havusta yardSm ediyor. tşte «Yasamak istiyoruz!> fllml • nin merzuu Myle bir maeerayı ku> cagında saklamaktadsr. Çocuklann çektikleri aataiap ve Ifkence bbaz mobalâgah rarette tasrrir edilmis olmakla beraber «ok möheyyiç Te te»irli sahneler mev • cuttur. En feci tablolarda bile sade a a nettcesi degil, şefkat ve muhabbet neticesi seyircilerin gozleri yaşarmaktadtr. Franlde Darrovr rolünü lyi kavramtstn*. Madge Evans, James ny de vazifel«rinin icap ettirdiği rona yaratanslardır. Ben bir melek değilim! t Melek* r RESİMLERİMtZ: Yukanda: Balık mesanesile yapılmış kudretli makiyajdan bir nümune. Walter Hustonun hakikî çehresi ve bir filim için makiyaj yapbktan sonraki hali. Ortada: Yeni Amerikan yıldızı Mae West «Ben bir melek değilim!» filminde. Solda: Silvia Sidney. Aşağıda sağda: Kate Von Nagy «Hulya peşinde» filminde. Kflçfik Haberler Glorya Svanson yakında Wallace Beery ile birlikt* «Uç hafta> Uminde bir filim çevirecektir. Bu iki artis tin stüdyoda karşılasması gayet tuhaf olacaktır. Çünkü Wallace Beery besinci defa evlenmek üzere olan Gloryanm ilk kocasıd'ır. * Maurice Chevalier <Şen Dul> isanindeki filmi Jannette Mac Do nald ile birlikte çevirmek istememistir. Şimdi Janmettein yerine iwska bir artis aranmaktadır. * Birçok artistlerin bir hafta i çmde evlenip boşanmalanna mu kabfl Harold Loyit on birinci izdivaç senesini tes'it etmiştir. * Ahnan rejisörlerinden Erich Pommer Holivuta vâsıl olmuştur. Lilian Har•eye fransizca ve msiüzce ounak Szere cHavada Musüd» fllmini çevirtecektir. * Greta Garbonun Isveç Kraliçesi cKristin» in hayafana aît olarak çevir • digi fÜımde tarihi hakikatter degişti rihniş ofdugu bahanesile tsveçte gös • terilmesme musaade oluninıyacağı hakkmda bir sayia deveran ebnektedir. * Amerikan Foks filim şirketi 1932 senesinde 7,595,000 dolar ziyan et mesine mukabil 1933 te 1,410,793 dolarlık bir kâr temin etmiştir. * Amerikada çıkan bir almanak baB filim yddızlarmm yaslarnu ifsa e diyor. tste onlardan bir kısmı: Marie Dressler 65, Loinel Barrymo r« 56, Jhon Barrymore 52, Douglas Fairbanks 51, WaUace Berry 48, A dolphe Menjoo 44, Clive Brook 43, Ednond Lowe 42, Ruth Chatterton 41, Harold Loyd 41, Mary Pickford 41. J Mac Westt ba yeni çıkan AmerU kan yıldizım çok beğenenler olduğu gibi ondan hoşlanmıyanlar da mevcuttur. tkisfaün ortasnnd'a kalmak ka bil değil dir. Yani ona bigâne durulamaz. Ben itrraf edeytm ki mem leketimizde irk defa beyaz perde üzerinde gorünen ba yaşlı ve etli kadım hayat dolu bukhon. Bu filhndeki rolü nuan kalpleri avcılığı ile arslan mürebbiliğidir. Üç adanu birblrine kattnctan sonra saadete kavusuyor. Arada belâbsmm oldürdüğü milyoner âsıkınm katili olarak anl •evgilisi Jakı yakalıyorlar. Fakat arslan müreb bislnin şehadeti onu bu tohmetten ! kurtanyor. Mac Westin beyaz perde üze rinde gösterdiği meharet bilhassa hareketleri ve tebessümlerile halkr teshir edişindedir. Sonra giydiği coK zengin ve mükellef elbiselerle kadm temaşagerlere mükemmel bir zarafet ziyafeti çekiyor. Bu filmin senaryosunu da birçok* larında olduğu gibi bizzat kendisi yazmıştn*. Yalnız rejisör We*ley Ruggles kordelâyı biraz hareketi a s olarak idare etmiştir. Jak rolünü oynryan Cary Grant bu âdi kadnun âşıkhğı vazifesini col» iyi kavranriftbr. Edurard Arnold, Gertrode Midhael, trwing Pichel de iyidirler. Hulya peşinde... «Hulya peşinde..» ekseri asrî operetlerdeki yaalışlık mevzuu etra fında cereyan ediyor. Her gün te masta bulunduğu zengin şah«iyetler, tarzında birkaç gün geçirmek hulyasına düşen otomobil ticarethanesl kâtFbesi Kitti, üstü bafi pek te asilı bir adam olduğuna delâlet etmiyea Henrinin kendkini kont olarak ta nıtması neticesi kontes olduğunu söy> lüyor. Birçok tuhaf vak'alardan son* ra hakikat meydana çüayor ve sevgililer evleniyorlar. Başrol Kittiyi oymyan Kate Von Nagy her zamanki gibi şrrindir. * • • «Sümer» sirtameaı ba haftadan U tibaren ikinci Vtzyon göstermeğa başladi. Progranunda, bir macera filmile birlikte «Dünyayı dolaşan •arkı» vardar.