20 Nfsan 1934 Çocuk Valctüe küçük fair ioz vardı. Saçlan Çok «an okhıgu içm adnn cSanşm Kukla» koymaslardı. Sanşm Kdda cok narik, çok sirin bir fcndu Fakat fevkalade terobd. son d«rece îhmalci Idi. Aonen ber zaman ona: Sen, derdî, eger böyBdügun zaman da ba hafinde devam edeeek o • kman evini kir pas göturiir. Orada e • loralacak temtz bir yer bvdmunaz. Ah, şa hnyunu bir kere degiştirsenî O vakit sanşın kukla da amnesine ra •evabı •erirdi: Anneciğim, seni çok ama pek çok •eviyorum. Lakm n« var ld bir türla memuun «öeıııijoruuı. Mademki evi • tnnd dBzeltmek, silmek, »Opurroek içm hizmetçOerimn var. Niçht ontmla sen w bea meşgul ohJnn da BzSleGm? Aıtnesi de ona tekrar su naafbatler • de bulunuyordu: Sanştn kuklacıgnn, msan kendl evinin hem hamım, hem d« httmetci • «dir. Sen eoıin misîn ki bir gön hk rnetçisiz kalmıyacaksm, kendi feinl kendm gormege mecbnr ohnryacak • ım însan islerini bizzat yaparsa evi • ni daha çok sever. Fakat hiç teerBbe tetmedıgin için uunu DuıuıyorMin talMi. Etrafma bir bak. Hizmetçisi oinuyan aileler bizden daha ım az mes'ottnr lar, zannetmiyoruıu. Aman annecigim, boyl« şeyler soyleme. Hizmetçîsl* bir ev tahayyül •demrjrorum. Onun pis, berbat bir y«r oracagma etnînım. Evet, Sanşm Kakla gibi tembel, thmalci bir hanımı okma Mç şBphesh. Sanşm Kukla verecek cevap bula madıgı için bahçeye kaçar, annesile munakaşayı barada keserdi. Bir gim gene ayni bal tekerrBr etti. Sarıstn Kukla bahçeye çıkfa. Dalgınlıkla yiirödü, yurüdfi. Kücuk kapıyı gec • ti. Birden kendishu kırlann, tarlalarm içinde balda. Boş arazmin yan taraftnda şimdiye Iradar Mç gozüne çarpma • mif olan bir kücük ev gSrdü: Oo.., dedi, ne gSzel kösk. Bura da iasan ne meı'ut yasıyabilir! îçmi raerak ettigi fçm kapuma yak • laştı. Anahtar deEgmden içeriye bak • tı. Evde khnseler yoktn. Acaba gireem ni ? Diye Hr datdka tereddutten kapıyı itti ve eştgi atladı. sonra Masalları lemek için oturmak istedi. Masanm etrafmdakj iakemlelerden bm çok bü yüktü. Ona yüksek geldi. Ortanca is • kemlede rahatsız oldu. Küçüğünde mükemmel rahat etti. Elini şakağma ko ynp düsünmeğe baçladı: Bn evde muhakkak ki cok nazik FAYDAH BıLG.LER | Avrupanın en eski şehri Bulgar gazetelerinin yazdık larına bakılırsa «Tırnava» çehri civarında yontma taş devrinden kalma bir şehir bulunmuştur ki verilen malumata göre bunun Avrupa kıt'asının en eski şehri olması icap etmektedir. Bu şe hirin binalarını yekdiğerinin yanına ve üzerlerine konmuş bü • yük taş parçaları teşkil eylemektedir. Bu binaların içinde türlü tiirlii aletler ve ev Ievazımatı ve saire bulunmuştur: Bıçak, silâh, çekiç, çanak, çömlek, Şehrin harabesi 150 metro u zunluğunda ve bunun yarısı kadar genişliğindedir. Sakinleri nin ancak birkaç yüz kadar ol duğu anlaşıhyor. Lâkin onların kemiklerinden tek parça bile bulunamamıştır. Araştırma devam etmektedir. Bunun eski bir Türk şehri olması cok muhtemeldir. MCMLEKETLERN ÇOCUKLAR. |merakhı^eyler| Çanta içinde taşınan çocuk arabası Çocuk arabası olmakla bera ber bir çanta içine sığacak şe kilde boyle pratik birsey vü cude getirilmesi doğnuu takdi re şayandır. Bu arabanın vücu de getirilmesi Amerikada «Şi kago» şehrindeki bir fabrikatör tarafından düşünülmüştür. J Bu araba muntazam boyan mış, cilâlanmış olduğu halde 8 dolara yani bizim paramızla 10 liraya satılmaktadır. Hertarafı bükülecek tarzda yapıldığı için kolaylıkla istenilen yere kadar taşınmakta orada çıkanhp ço cuk gezdirilebilmektedir. Dört tekerleği de dahil olduğu halde ağırhğı yalnız 750 gramdır. Dö şemesi kauçuk kumaştandır. Alh ve arkası bu kumaşla kaphdır. Bunlar nefesle şişebilecek şekil • de yastık şeklinde yapılmışlar • dir. Bu kolaylıkla nakledilebilen •e sevimli bir baba vardı. Biiyuk is kemle ona mahsostu. Büyük kâseden çorba içiyordu. thtimal sakalı ve göz lliğü de vardı. Ortanca iskemlede çok şefkatK olan anne oturuyor, ortanca kâseden çorba içiyordu. Anne güzel bir kadmdu Teni beyaz, gözleri ma vi idi. Parmaklannda hiç sâphesu sı ra sıra yüzükler vardı. Kiiçfik iskemlede minimtni seytan kız oturuyor, kuçuk kâseden çorba içiyordu. O da sanştn ve tatlı bakısh idi. Bu aile efradı, kimbiKr birbirlerile nekadar gflzel geçiniyorlardı. Hizmet çfler de muhakkak çok akılh seylerdL Kendi işlermden başka birşeye kans • mıyorlar, evin kra bahçede, sokakta ne yapryorsa bemeıı getip anneye ba baya soylemiyorlardı. Sanşm Kukla bu sözleri kendi ken • dine yuksek sesle tekrar edip duru • yordu. Bununla avunuyor, yalnız ba • sma korkmamağa çalışıyordn. Sansm Kuklanm blraz sonra canı sılolmaga başladı. tskemlenm fistOnde saüanmaga, ayaklannı on çubuklara vurmağa koyuldu. Evde de her zaman boyle yapardı. Bu eglence bîr müddet devam etti. Sonra birden tskemle ça tırdıyarak kınldı ve Sanşm Kukla so ro&u yerde aldı. Küçük laz: A., a.., dedi, iskemleyi kırdık! ts o kadarla kaldı. Sanşm Kukla kınk iskemleyi nmıtarak evin diğer oda lannı da frormek istedi. Yan taraftald odaya girdî. Aman, aman, ne güzel oda. lnsanm gözüne grîlöyor. Aydmlık mı aydmlık. Bir büyük, bir ortanca, bîr de köçük üç yatak var. Yataklan görünce Sanşm Kuklanın cykusu gelmişti. Bahçeden buraya geInciye kadar yorulmuş, çorba karnınî ftsirmişti. Şöyle bir uyumak istedi. Büyflk yatağa*yatfa. Olmadı. Ortancaya yattı. Rahat edemedi. Köçüğe yatb. Oh, alâ, mükemmel geldi. Gözlerini kapadı. Kendinden geçti. Biraz sonra bir takrnı gürültülerle uyandu Kapuım onfinde kalm bir tt* duydus Ha... dedi, hizmetçfler geldi gaEba. Dur bakahm, dinliyeyim, ne konusuyorlar. Arkası gelecek hafta Amerthatt küçük rinema artistlerimn grup halinde çektirdikleri en »on rerimleri Tabiati tetkik İnsanın en yakın akrabası tnsanın maymundan tekâmül ederek vücude geldiğini iddia edenlerin mütaleası şüphesizki akla en yakın olan nazariyeler • den biridir. Fakat bu maymun Çünkü o devirlerde o havalide hangi cinstendir. Nazariyeyi Türklerin yaşadığına dair malukurmuş olanlar onu da haber vemat vardır. riyorlar. Maymun cinsinin en bfiyüğü: Goril... lşte Afrikada KaÇiçekler ve musiki meron ve Kongo havalisinde vakViyana gazetelerinden birinin tile pek çok bulunan bu may yazdığına göre Avusturyalı â munun nesli yakında tükenmek limlerden biri çiçekler üzerinde ihtimalini gösterecek kadar a • yaptığı tetkikler neticesi onların zalmışhr. musikiye karşı hassas olmakla Gorilin boyu, uzun boylu in beraber bu güzel san'atten pek »anlannki gibi 1,80 dir. Fakat te hoşlanmadıklarını meydana eni insanınkinin iki mislidir. Yüçıkarmıştır. zü, elleri siyah ve tüysüzdür. Bilhassa karanfil musikiye hiç Vücudünün başka taraflan tüytahammül edemiyormuş. Bir orlüdür. Sık ormanların ortalarında oturur. Oraya yerli kabilele re mensup olanlar bile ratip hararetin fazlalığından dolayı »okulamazlar. Çünkü yapraklar o • kadar sıktır ki güneş bir «aniye bile buralara nüfuz edemez. Goriller bu mmtakayı çok severler. Genç fidanlar ve vabani yemiş Ierle karınlarını doyururlar. Gorillerde de diğer maymunlar gibi kolaylıkla ağaçlara tır • manmak hassası mevcuttur. Vücudünün ağırhğı aşağı yukan kestranın çalındığı bir salonda eğer karanfil varsa bunlarm ya 200 kilo gelmesine rağmen çok vaş yavaş boyunlannı iğerek ta hızlı koşabilirler. Uyurken mut mamile sesin geldiği tarafm ak lâka bir ağaca arkalarım verirsi cihete döndükleri görülüyor ler. Bu, arkadan hücum eden muş. Keza bir bahçede mızıkacıla • nn oturduklan ve çalgı çaldık • ları yüksek yerin etrafındaki çiçekler de ayrı ayrı istikamet lerde, fakat mutlaka orkestradan aksi tarafa temayül ederlermiş. Haber sahih veya yalan.. Her halde çiçeklerin de kendilerine Bir Gorilin başıntn itkeleti göre birer zevk sahibi oldukla nnı kabul etmemiz lâzımdır. sırtlanlardan korktuklarmdan Sade çiçekler değil, insanlardan da musikiden nefret edenler mev dolayidır. Bağrışı çok müthiştir. İn • cuttur. NiteVîm meşhur Fransız adeta bir devin sesi şairi Victor Hugo bunlardan bi • san riydi. zanneder. Fakat kendisi, sesi kadar korkunç ve tehlikeli değil • dir. lnsanm üzerine ilk olarak atılmaz ve kendine hücum edil mezse ilişmez. Çünkü zekidir. Küçükken tutulmuş olan goriller efendisine bir kopekten daha sadık olurlar. Meselâ Londrada miralay Penny tarafündan tutul muş üç yaşında gorilin göster arabanın üzerinde de çocuklar tıpkı diğer arabalardaki kadar rahat oturuyorlar ve memnun görünüyorlarmış! Bayramınız kutlu olsunl Yavrular, bayrammızı btıgünden tebr3c ederis. GüJün, egienin, oyna • ym. Türk vatanına kafası dolgun, vücudu sağlam, birer uzuv olarak yetişin! ( Nîsan bulmacası KoşkBn Içerisİ tertemizdi. Bemb* • yaz, kar gibi perdeler pencerelerde a • oh dumyor, mobflyalar yenî cilâlan • mış gibi panl panl parlıyordu. Ortadaki masanın Bzerinde fiç kft • •e vardı. ücünSn tçmde de yeni pif • mif bir çorbamn dnmanlan rütSyordu. Ah, karnmı da nekadar aç, şa çoHbadan birini içsem. Birinci ktse buyüktfi. tkmcfsi bfraz küriîk, BçuncBsa çok kucüktu. Birind kâseden içmek istedi. Fa « kat çorba çok ncak geldi. tkfaıci ka aeden içmek btedi. Çorba buz gibiy • di. üçündi k&seden bir yudum aldı. Ob, çok mumemmeldi. Sanpn Kukla köçök kâsedeki çorbayı içip bitirdi. Çok gfizel çorba, Smrumde b5y Bir Gorilin yakından alınmif resmi diği istidat zikredilmeğe şa yandır. Bu goril altı hafta zarfında efendisinin yaptıklarının aynini yapacak derecede terbiye ol muştur. Temizleğe, yıkanmaya, hatta icap ettiği zaman tuvale • te gitmeğe gayet çabuk alışmıştır. Masada yemek yiyor, sura hisi boşalmca gidip musluktan dolduruyor ve musluğu tekrar kapamayı da unutmuyordu. He le çocuklan çok seviyor onlar la tatlı tatlı oynuyor ye onları tehlikelere karşı muhafaza edi • yordu. Meselâ hiçbir cocuğun pencereden sarkmasma kat'iy yen müsaade etmiyordu. Zavallı, sahibi seyahate çık • tığı vakit kendisini başka biri«' ne emanet etmis o da ke^^rin • den ölüp gidecek derecede mi ralaya sadakat göstermistir. Garip değilmidirki, haricen çok sağlam görülen goriller kursunlu silâhların açtıklan vara • lara insandan daha az mukave met edebilirler. Soldan sağa okundugu zaman: 1 ind sıra: Bir aileye mensup olanlar. 2 » » : Çinde meşhur bir şehir. 3 üncü » : Su membaı. 4 » » : Vapur şirketlermin şubesi. 5 inci » : Hızlı giden hava. 6 ncı » : Asrî obnıyan eşya. Manasma gelmek uzere boş hanelere harfler doldunmuz. O zaman göreceksiniz ki soldan ve sağdan birinci haneler her ikisi de yukardan aşagı okun meşhur çıkara duğu zaman memlekefcimizin bir şehrinin ismini meydana caktır. Doğnı halledenlerden b'mdye 5 lira, ikinciye bir mürekkepli kalem, ü • çüncüye Foto Etemde resim çıkarmak hakkı takdim olunacaktır. Dördüncüden muhtelif bediyeler. vüzüncüy* Bilmeceyi kadar doğru jÇocuk portreleri le lenetU çorba içmedim. Şu evin sa hiplerimn dönmesini bekliyeyim de kendilerini tebrik edeyim. Su çorbayı nasıl pişirtmişler öğreneyim. Bizim ahçıya da tarif edeyim. Annem, nuan her îşini kendiri görmelîdir, diyedurstm, boyle bir çorbayı kinı piştrebilir? Mu hakkak usta bir ahçı. Çihtkü ocak bafinda, ateftn karşınnda uzun nzun dormaga bafka kimse tahamnnîl edetnez. Herhalde bu evde oturanlarm ahçılan kadar hizmetçüeri de mükemmel.. Şa tenrizliğe, şa intizama bak. Onlar gez< meğe gittikleri zaman hizmetçiler de ortalığı düzelHp çıkmışlar. Mutlaba kendflerini grörmem lâzım. Kaç hizmetçi leri var, sormalıyım. Anneme de gi dip anlatmalıyun. Kakla evin sahiplerini bek • halledip te bize fotoğraf gönderen • eökl lerin resimleri de gazeteye basılır. Cevaplar gazetedeki cetvel üzerine yazılıp nisanm sommcu gününe kadar «Cumhuriyet Çocuk Sahifesi» adresine gönderilmelidir. Bu şarta riayet et miyenler ve geç kalanlar mükâfat a • lamazlar. Küçük karilerimize! Bandırma orta mektebinde 90 Kemal Bey Bayramınızda gazetemiz de bir eğ lence tertip etti. 27 nisan cuma günü Gülhane Parkına hepinizi davet ediyoruz.