ıCumhttrîyet CUMHURIYET in HIKAYESI Adliye tayinlerî Hâkimler, Müddeiumumiler ve azalar arasında değişiklik tstanbul beşinci istintak hâkimi Necip Nadir ve Gaziantep Ağırceza reisi Mustafa Nuri Beyler îstanbul asliye mahkemesi reisliklerine, ls tanbul asliye mahkemesi azasından Kemal Beyin tstanbul icra reisliğine, Üsküdar Müddeiuncumisi Bürhanettin Bey tstanbul asliye mahkemesi azalığına, İstanbul asliye mahkemesi azasından Mehmet Ali Bey Uskü dar ceza hâkimliğine, Üsküdar ceza hâkimi Kemal Bey İstanbul asliye mahkemesi azalığına, Eskişehir Müddeiumumî muavinlerinden Ni yazi Bey tstanbul sulh hâkimliğine, tstanbul icra memurlarından Salâ. hattin Bey Balye Müddeiumumî muavinliğine, İstanbul icra memurla rından Münir Naci Bey Mudanya Müddeiumumî muavinliğine, Saray müstantiki Hulusi Bey Çatalca müstantikliğine, sabık Bursa asliye mahkemesi reisi Arif Sırrı Bey Bursa asliye mahkemesi reisliğine, sabık Erzincan Müddeiumumisi Hamdi B. Bandırma asliye mahkemesi azalı ğma, Hukuk Fakültesi mezunlarından Sami Bev Akçadağ Müddeiu mumiliğine, Beyoğlu birinci sulh hukuk mahkemesi zabıt kâtiplerinden Vehbi Bey İsparta sulh hâkimliğine, Hukuk Fakültesi mezunlarından Naki Ziya Bey Fatsa Müddeiumumî muavinliğine, Hukuk Fakültesi mezunlarından Hulusi Bey Safranbolu Müddeiumumî muavmli • ğine, Hukuk Fakültesi mezunlann dan tzzettin Bey Bandırma asliye mahkemesi aza mülâzimliğine, Hukuk Fakültesi mezunlarından Se dat Bey Söğüt Müddeiumumî muavinliğine, Hukuk Fakültesi mezunlarından Necmettin Bey Saideli Müddeiumumî muavinliğine, tzmir thtisas mahkemesi müstantiki Suut Bey tstanbul istintak hâkimliğine, tstanbul ikinci ceza mahkemesi a zasından Haydar Naki Bey Uskü • dar Müddeiumumiliğine, İstanbul sulh hâkimlerinden Şakir Bey ts • tanbul asliye mahkemesi azahğma, Kırşehir hukuk hâkimi Kadri Bey Balıkesir Ağtrceza mahkemesi azalığına. Bahkesir İhtısas hâkimi Mu* rat Bey tstanbul asliye mahkemesi azalığına, Hukuk Fakültesi mezunlarından Abdüssamet Bey Yalvaç Müddeiumumiliğine tayin edilmis • lerdir. Kadın ihmal edilirse Genç kadtn yerinden kalkb, ürkek •dtmlarla ilerledi, elektriği yaktı; sa etierdenberi karanlıkta, sobanın kar ştsmda yerde serili olan ayı postumm üstünde oturuyor, kıvrak, oynak alev lere bakarak düşünüyordu; fakat artık gözleri bu kavurucu renklerden yorulmuş, kamaşmıştı. Gene ayni ürkek a dunlarla döndii, yavasça pencereye yanastı, birden titredi. Korkusu arttı; bu gece gök sanki çıldırrruş, gazabınm coşkunluğunu, nekadar haşmetli ola bileceğini göstermeğe abdetmişti. YağmurtHi şiddetli tufanlan, bol şakırtüarla etrafa serpiliyor, karanlık sokak boğuk iniltilerle inliyordu. Ortada insan değil, kedi, köpek hayali bile gözükmüyordu. Kadının korkusu gittikçe artıyordu. Saat herhalde geceyarısını çoklan geçmisti. Kocasuıın sesi gelecekti. O zaman pencerenin demir parmaklıklarına kalın bir ip bağlanacak, damarlanndaki kandan ve kalbindeki aşktan aldığı cesaretle genç sevgili bir hamlede kendinı kulenin tepesinde bulacaktı. Kendine .loğru uzanan eli parmakiV.ıiin ucund.it> öpecek, katbinı alan kadmm verdiği kırmızı gülii titriyerek göğsüne saklryacak ve karanlıkta Gtnç kadının dudaklanndaki tatlı tebessüm birden dondu, koridorda ya; vaş yürümeğe gayret eden b rınin ayak pıtırdıları gittikçe kapıya doğru yaklaşryordu. Korkusundan kıpırdıyamıya cak bir hale geldi, büyiiyen gözleri yava; yavaş açılan kapıya baktı; bağır • mak istedi, sesi çıkmıyordu. Kendine Uökan çelik gibi iki göz ve siyah bir roveıver namlısı gikdü, gözlsrini ka c 1 Nİsan 1934 Iktısat Moskova senliklerî 1 mayıs bayramına bir heyetimiz de iştirak edecek mi? 1 mayısta Moskovada yapılacak şenliklere bir tayyare filomuzun iştirak edeceğini yazmıstık. Şenliklerde bîr heyetimizin de bulunup bulunmıyaca gı maJum olmadığı gibi Hariciye Vekili Tevfik Rüstu Beyle Romanya Hari • ciye Nann M. Tituleskomm Moskova seyah?tleri hakkındada kat'î bn karar verilmiş değildir. Yumurta ve zahire fiatlerinin düşmesi vesaiti nakliye ücretlerinin fazlahğından ileri gelmektedir Samsun (Hususî) Zahire ihracatı durğunluğunu muhafaza etmektedir. Konsinasyon olarak gönderilen ceviz lerden ancak kabuklu kısmı satılmştır. Yirmi ilâ 30 b'n liraJık iç ceviz Tri yestede ve Marsilya limanlarında beklemektedir. Trakya ve Mersin liman lanndan Avrupa ve bilhassa Sur'yeye zahire ihracatı yapıld:ğı halde Samsundan ancık Karaden'z sevahiline ve İstanbu'a ufaktefek sevkiyat yapılabilmistir. Diğer taraftan Romanya ve Bulgaristan Avrupaya ve bilhassa Marsilyaya büyük miktarda zah're ve fasulye ihracatı yapmaktadırlar. Halbuki Çarşamba ovasmm yetiştirdiği fasulyeler her sene Yunanistan ve Marsilyaya sevkolunurken bu ihracat yapılrmadığından bu sene ancak İstanbul ve Anadoluda istihlâk o!unm»k mecburiye tindedirler. Bulgaristanın Marsüyaya 30 : franga mal ettiği b r ton arpayı biz hurada Samsun limanında vapurda teslim 35 franga mal edebiüyoruz. Bunun en birinci sebebi nakliye ücretlerinin yüksek olmasıdır. Filhakika son zemanda şimendifer idaresi zahire üzerine tatbik ettiği tonzBâtlı tarifeyi değ^stirmîs ve bu yüzden nakliye ücretleri birdenbire % 25 nisbetinde artmıstır. Her mem leket ihraç olunan maüsra aynca bir resim verirken b'zim nakliye ücretle rini coğaltmamız doğru olmasa gerektir. İhracat islerle ve tüccarîarile d»ha yakmdan alâkadar olmak mecburiye tindeyiz. tstanbu'daki İhrcat Ofism'n mesaisinden Samsun gibi ihracat limanlannın daha fazla istifade edebilmele • rrni temm etmek lâzımdır. Bu seneki rnısn mahsulünün 500 bm çuval olduğu tahmin olunmaktadır. Bugüne ka dar beş rltı yüz ton ttalyaya satış ya • pılabilmiştir. Fiatler liman teslimi yüz para ile 3 kuruş arasmda tehalüf etmektedir. Franıanın mısıra ihtiyacı olduğu halde kontcnjan dolayısile bu mem!ekete ihracat yapamamaktayız. H'valarıp beş on gündenberi iyi gitmesi hasebile piyasamıza yumurta da gelmeğe başlamıstır. Zaten bu ayın ikinci on besinden sonra her sene vu murta ihrrcatı başlamaktadır. Acaba bu sene vazsyet n* o'acak? Filhak'ka yu murta kongresiaden tüccarlanmızın çok büyük istifade gördükieri şüphes'zdir. Nitekim bütün piyasa ihr~catm yarım sandıklar (72C yumurta) derunünde yapıîması içîn mütab'k kalmıştır. D"ğer mukarrerat ve düek'er'n dahi s'hai tatbika konmaına sarfı gayret edil • mektedir. Ancak İtalja ve İspanya ile elân ticaret muahedtlerinin aktedilmiş olmaması buradaki tüccarları endişeye dü : sürmektedir. D'ğer tarıftan bir m lyon franga baliğ dan ve İspanyada bloka olarak kalan paralar ne olacaktır? Yumurta tüccarlannm sermayeîerini teş kil eden bu pjralar gelmeyince ve piyasamız yumuia üzerine nasıl çalışacaktır? İşittiğimize »azaran Doyçe Levant kumpanyası bi ayın ortasından itiba • ren doğrudan doğruya Londraya bir hat isletmeğe saslıyacaktır. Piyasamızdan ilk sevkiyat olarak iki üç yüz sandık gönderile<eği söylenmektedir. Vapurların on b«ş günde Londrayı tuta caklan temin olunmaktadır. Yumurtalanmızın mezcur piyasada revacım temin edebilmec ve standardize olmus usullerle çalışm Holanda, Danimarka ve tngiliz dcminyonlan yumurtalanna rekabet edeblmek oldukca güç bir istir. HükumeÜmizm yapacağı yardım larla böyle büyük bir piyasa elde edilirse istikbalde yumurtacılıgımızuı çok inkişaf edeceği şüphesizdir. TörkYunan mahkeme heyeti geri döndü Muhtelit Türk Yunan hakem mahkemesindeki davalardan bazı larına ait şahitleri mahallinde din lemek üzere Midilli, tzmir, Atina ve Selâniğe gitmiş olan mahkeme heyeti mesaisini bitirmiş ve çehri • mize avdet etmiştir. Teiefon sirket ndeı geri aiınacak raralar Telefon şirketinden geri alinması lâzım gelen paralar için abonelere tevzi edilmek ve imzaları alınmak üzeı e birer teberruname hazırlan mış ve bunlar bütün kazalarla na hiyelere gönderilmişti. Abone sahip leri teberrunameleri imzalamakta : ve bir taraftan da Telefon ş ı keti geri verilecek paramn miktarına ait hesaplan hazırlamaktadır. ToğunT Galatasaray beden terbiye mütehassısı Vildan Asır Beyin bir kızı dünyaya gelmistir. Tebrik ederiz. Kapıdan içeri elinde tabancanle giren hırnz, kudan ycart bayğın bir kadın gördii. gene gefaniyeceğinden etnindi, kimbilir nererelerde idi? Ama bu düsünceler onu üzmüyordu, çönkü alısnruştı. Yal» nız, kocam dediği, bu daima a^z içki kokan, yasadıgı fcfrli hayatuı altında hergün biraz datıa çöken, bira/ daha sersemliyen adamdan iğrenmeğe baslaırusü* Zaten onı * Içbir zaman sevmenH»H, daha pek gençken ailesi ona: îste bu adamla evleneeeksin!... demişler, o da boynunu bükerek razı olmustu. Evlendiğinin dokuzuncu gecesi yaln u kalmıs, ertesi aksam da rakı kokusundan yanma yaklaşamadığı, nüdesi • nin bulantısından, başınm ağrımasın dan sikâyet eden yorgun, bitkm bir adamla karşılaşmıştı; ve bu hal, böyle senelerce devam etmişti, artık genç kadın, kooasnun gelmedigi değil, gel diği geceler iizülüyordu. Eger gide cek bir yeri, bir istinatgâhı olsa bir gün durmıyacak, bu kocaman, îçinde bin lerce liralık eşyayı sakhyan evi bıra • karak çıkacak, hatta verdiği bütün kıymettar hediyeleri, bütün mücevberleri bile nefret ettiği kocasnnn basma atarak kaçacaktı. Halbuki şimdi ayni adamı saatlerdenberi içi titriyerek bekliyordu, çiinkii yalnızdı, korkuyordu, korkunç gecede koca evde yapyalnızdı. tki hafta evvel ahçı kadtn memleketine gitmiş, hizmetçisinin bîri has+ala narak hastaneye kaldmlrmş, öteki de yalnız kalmca büsbütün sımarmış, ni hayet o gün gene bir sürü aksilik et miş, kendisi biraz söylenmeğe kalkmca da çıkıp gitmişti. Genç kadm içini çekti, yatağmın ucuna oturdu, kendi kendine, yatmalı, dedi. Lâkm canı bir türlü yatmak, uyumak istemiyordu. İçmdeki korkuda, tuhaf titrek bir zevk saklı idi. Kalbi ilk defa böyle halecanla çarpıyordu. Kendmi esrarh maceralara atılmağa hazırlanan bir roman kahramanı gibi görmeğe başladı. Gözü postun üstünde atıh duran romana ilişti. Bu kitap şövalyelik zamanmdan bahsediyordu. Ne güzelmiş o zamanlar, diye düşün dü Bir kadm için sel gibi kan dökülürmüş, gözlerini hafifça kıstı. Munta zatn bacaklarınm yanmda belinden aşağı sarkan, uzun kılıcı parlıyarak, basmdaki şapkasının tüyü sallanarak yürüyen genç bir şövalye görur gibi oldu. Böyle korkmak, yılmak bilmiyen her kızdığı zaman elinin kabzasına sanldığı kılıcının sivri ucundan daima taze kan damlalan akan bir erkek n» hoştu. Dışarda gittikçe fazlalaşan uğultulan sevinçle dinledi. Kendini karanIık, yüksek bir uçurumun kenarında yükselmis, esrarengiz bir şatoda farzediyordu. Hatta bu şatonun up*ızun bir de kulesi vardı; bu kulenin nihayetin de, pencereJeri demir parmaklıklı bir de oda.. Kmdm, işte o odada idi. Kalbinî «dlerile bastırarak bekliyordu. Simdi sevgilisi mubakkak uçuru • mu tmnanıyordu. Biraz sonra yatağtn içinde kor • TEŞEKKÜR Topkapı Türk Fıkaraperver Hayir müessesesinden: Müessesemizin 25 inci yıldönü . mü hasebile pek kıymetli bir alâka gösteren matbuatımıza, şehir ve memleket dahil ve haricinde bu • lunan yurttaşlarımıza, gerek telyazısı ve gerek mektup göndermek suretile alâka ve tebriklerini esirgemiyen tesekkül ve müessesclere öz yürkten şükran duygulanmızı iblpğ ve bu alâkanın mesaimiz üzerinde pek derîn tesirler husule getirdiğini ı arzederiz efendim. du Adeta kendini kaybetmitti. Hırsız hayretle etrafına bakındı. Bu odada korkudan yarı baygın bir ka • dmla değil, kendine mukavemet et mek istiyecek bu erkekle kartılaşaca ğtnı zannetmişti. Fakat paramn ve mü cevherlfcrfn dainu yatak odasında saklı olduğunu bildiği için buraya gir • mekten çekİMnemistj, zaten hayatında korku ile hiç ahbaplık etmemis bir insandı. tsteksiz bir tavnla elindeki, aşağıdaki odalardan toplarras olduğu, antikalardan yaptığı çıknu masanın üstiine bnaktı, kadma acıyarak bak mağa başladı. Bu kadın hem çok genç, hem çok güzeldi. Zavallı koca evde tekbasuıa kimbilir nekadar sıkılıyordu? Hele şimdi ne azap içinde idi, rovehreri cebi ne koyuyordu. Ka<%ıun gözleri ya vaşça açıldı. Rovelver cebrne girmedi, patırdı ile yere düştü. Kadm müthis bir çığlfk attı ve yerinden fırladı, genç hırsız gülümsedi, tatlı bir sesle: Korkmaym, boftur, patUunaz, dedi. Kadm, saşkm şaşkın sorduS Nasıl boş?... Yani içinde kursun yok. Çina yet işlemek, ldmsenin canma dokun mak âdetim değildir. Ama bu kâfir, içi dolu olursa rabat durmaz, günün birinde nasıl olsa yaramazlık eder. Hal buki böyle, sakın sakin oturuyor, sa • dece karşısmdakileri yola getirmekle iktifa ediyor. Genç kadmm korkusu azalrmştı. Bu acayip hırsızı merakla süzdü. Ortanm uzunu, geniş omuzlu, kemiklice yü'lü, kumral saçlı, yaktşıklı bir gençti. Bilhassa kursun rengini andoran, pml pırıl parlıvan keskin bakıslı gözleri çok güzeldi. Adeta, biraz evvel ta hayyül ettiği uzun kılıçli şövaliyeden daha bile hoştu. Gayriihtiyarî gülümsedi. Lâkin hırsız bu tebes • sthnden mana çıkamağa uğraşmadan: Affedersiniz, sizi rahatsiz ettim. İnsallah gecenin geriye kalan kısmında rahat rahat uyursunuz, dedi ve kapıya doğru ilerledi. Kadın oturduğu yerde doğruldu, anlamıyan gözlerle bir gkîen adama, bir de masanın üstünde kalan çıkına baktı: Sotvra seslendi: Paketinizi unuttunuz. Genç adam mağrur bir hareketle geri döndü. Kendine uzatılan çıkını hiddetle itti. Eğer kocanız evde olsaydı, hoşuma giden herşeyi alırdım. Fa kat yapyalnız bir kadının aczinden istifade etmek âdetim değildir, dadi ve hırsla tokmağı çevirdi. Lâkin dışarı çıkamadı. Sokak kapısı şiddetle çalınmaya, hatta yumruklanmaya başlamıştı. Kadın telâşla koştu, pencereyi açtı, iğildi, aşağı baktı, hemen içeri çe kildi, pencereyi kapadı. Halecanın kalınlaştırdığı bir sesle: Polisler, bekçi! dedi. Senin için gelmişler. Umitsiz nazarlarla etrafına ba SARAY snenmı KONSERVAIUVAR K O N S E R HEYETi (Yaylı sazlar orkest ası) Bırınci konsen 5 nisan perşembe saac 18,30 Arap harlli posta pulları kabul ed Imeyecek Bugünden itibaren posta idares! arap harflerile basılmış pulları kabul etmiyecektir. Kartlar, eskisi gibi kul hmüacaktır. ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ kındı. Birden gözleri parladı. Gardrobu açtı, genç adamı omuzlarından yakalayıp dolabın içine itti ve kilitledi. Biraz sonra polisler ve bekçi bütün evi aramış, fakat girdiğini gör. dükleri hırsızı bir türlü bulamamışlardı. Sokak kapısından çıkarlarken polislerin biri: Bu herifin insan değil, şeytan olduğuna inanacağım gelfyor, galiba bir türlü yakalayamıyacağız, diyordu. Genç kadın bu sözlere gülerek kapryı sürmeledi ve sevinçle merdivenleri çıktı, yatak odasma bir rüzgâr gibi girdi. Biraz evvel kocasma ait olduğunu, anahtarının da ken • dinde bulunmadığını söylediği dolabı bir hamlede açtı, içinden genç adamla beraber tath bir lâvanta kokusu çıktı. Yakışıklı hırsız gülüm . sedi, sert nazarlan yumusamıştı. Kadının gözlerine bakarak: Sabaha kadar bu gardropta kalabilirdim, dedi, ne güzel kokuyor elbiseleriniz... Sıcak yatak odasma son bir defa daha baktı. Teşekkür etti ve yürüdü. Gene elini tokmağa uzattı ama gene dışarı çıkamadı. Güzel kadm, o güzel kokuyu taşıyarak yanıba şına gelmişti. İradesi gevsemeğe başladı, ba şını çevirdi. Birkaç saniye iki çift göz birbirinde diinyayı unuttular, eli uzandı. Kadmm kolunu yakaladı, lâkin birden parmakları açıldı; geri çekildi. Acı acı düşündü. Parasını bırakıp, namusunu mu çalacağım?.. Hayır! Dışardaki fırtmadan daha coşkun bir süratle kaçtı, yalnız kalan kadın o kadar şaşırmıştı ki sesini çıkaramadı. Sonra bağırmak, onu geri çağırmak istedi; fakat ortada kimseler yoktu. Hırsız bir hayal gibi kaybolmuştu. Şimdi şaşkınlığın yerini, köpüren bir hiddet almıştı; küçük ayağını bütün kuvvetile yere vurarak bağırdı: Hani hiç cinayet işlemezdin, ah cani yaşayacağım ilk geceyi öl. dürdün!.. Kendini karyolanın üstüne attı, bıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı... PERİHAN ÖMER Hugun Pangaltı Sınemasında Senenın en yüksek hlmi ve kudretli bir aşk roenkıbesL olan Metro Go!dv\vn Maverin Fransızcd söz'ii TAN Şet Dorkestr. Cemal Reşit bsy Solıst. Ferdi Bey von Sıatzer Şimdıden biletler satıimaktadır. BEVAZ RAH 6E Uynıvanlar ; HELEN HAYES CLAR v G i t L E Hâveten : FOX JURN^L Münir Nurettin B. VE sinemasında mevsimm son İPEK ARKADAŞLARININ Fiatler: 150 • 100 50 K0NSER1 İ P E K smemasında Bugun matine'erden ifibaren: Sarışın yıldız En eğlenceli, en fazia şarkılı ve en fazla danslı filimlerinden 4 nisan çarşamba akşamı verilecektir. Programda : Klfisik parça lar, yeni şarkılar ve yeni halk türküler, dügfihkfir, al ı yemeni vesaira g bi gUzel esırler vardır. Bugiin TÜRK snemasnda Fransızca söz ü ve tamamen renkli ır.uazzam bir san'at har.kası FAY W RAY LİÜNEL ATVVİLL Programa üâveten: ı BEYTULLAHAM' dan KUDÜSK ) Fılistin manzaralan SARIŞIN Kukla L Başlıyor. Sizin mahbup artistiniti gidiniz alkışlayınız. Yıldızların filmi... Kadın'an çıldırtacak bir film.. Mumya ar Müzesi Bir gönülde iki sevda Büyük rejisör "ERNSTLUStTCH,, n eseri o.up FRcOERıCK MARCH GARY COOPER ile MiRiAM HOPKiNS tarafmdan temsil edılen bu şaheser 4 büyük filim müsabakasınm ikincsini teşkil edecektir. Herkesin hoşuna g i d e n film A N N Y O N D R A n ı n yeni Gördiigü rağbeti fevkalâde üzerine A GA Büyik lürk Opereti LEBLEBİC HORHOR ELHAMRA sinemasında Perşembe gününe kadar gösterrlecektir. Şen ve neşeli komedisi E V L E N D i R E L i M Fransızca M i ? SARAY (Eski Glorya) sfnemasmda Muazzam fılminin mabait ve hitatnı kemali muvaffakıyetle devam ediyor. sözlü ve şarkılı tilmidir. Sahne arkadaşı LÜC1EN BARUüX, bu hafta : keTDali muvaffakıyetle gösterilmekte olan SUMER ' S i N E M A D A görünuz^ Kski Artistık ) de siz de pidi SEFiLLER ÜSKÜDAR MELEK tarafmdan temsil Bugün hoş iki saat geçirmek isterseniz ? 6USTAV FROEHLICri ve CAM LLA HORH SİNEMASINDA MACAR MARŞI lılmini gidip görünüz Her verde pariak muvatrakivet kazatımiştır. edıicn ve 4 bıivuk musabaka iilmınin biıincıs ni teşkil eden I Hamiş: Bu fılim bu sene başka hiç bir sinemada gösterilmivecektir. Fâie sinemasında Türkçe sesli sözltt KiNG KONG İlâveten dünya haberlçri