Cumhuriyet 6 Mart CUMHURİYET m HIKAYESI Çeklerle anlaşma Ankarada bira ve buz fabrikası yapılacak Ankaradan en son gelen haberler, bir müddettenberi, hükumetimizle Çekoslovakya murahhasları arasmda yeni bir ticaret muahedesi akti için devam eden miizakerelerin itilâfla neticelendi • ğini ve yeni muahedenm imzalandığını bildirmektedir. Bu ayın ücünden itibaren mer'iyete giren yeni muahede mütekabiliyet esaslan dahiünde ve geniş bir klerinğ' imkânıru ihtiva eden bir şekilde hazırlanmıştır. tki hükumet arasmda husule gelen miitabakata göre, Çekoslovakya reji • si bu sene memleketimizden iki milyon kiloya yakın tütün alacaktır. Münakasa ile alınacak olan bu tütünlerin bedeli mukabüinde maruf bir Çek fabrikası tarafmdan Ankarada inşası mukarrer bira ve buz fabrikasmm tesisatma muk tazi levazım verilecektir. iktısat lişleri RA D VO Ç Bu akşamKi program ANKARA: 12,30 Ankarapalastan nakil (13,30 a kada) 18 radyo orkestrası 18,40 ala. turka konser 20 Ajans haberleri. ÎSTANBUL: 18 gramofon konseri 19 çocuklara masal (yazan ve anlatan: Mes'ut Cemll Bey)19,30 alaturka konser: OSftalya Hanım ve arkadaşlan) 21 muhtelif program 22,30 oda musikisi konseri: Cemal Reşit (piyano); Necip Yakup (keman) ve Mes'uf Cemil (viyolonsel) Beyler. VtYANA: 18,25 konser saati (piyano refakatile şarküar) 19,15 konferanslar, havadlsler 20 35 Soprano, Bariton ve Senfonik orkestra ile Wagner'in, Gounod'nun, Verdi'nin, Smetana'nın eserleri 23,05 havadisler 23,30 akşam konseri. BUDAPEŞTE: 18,05 salon orkestrası 18,50 fransızca ders 19,20 viyolonsel konseri 20,35 opera binasından nakil: (Kar«mina Amba) Jevö Hubay'm operası mütea kiben: Tsigan havalan. VARŞOVA: 18 Leh musikısinden konser 18,30 üç sesle şarkılar 19,05 konferanslar 19,40 hafif musiki plâklan 20,10 muhtelil program 21,05 «Manon Lescaut> Pucdn.'nin operası müteakiben: Bir hikâye23,35 kafe konser. BUKREŞ: 18,05 hafif musiki konseri 20,05 konferanslar ve plâk neşriyatı 21,05 şar küar 21,25 Senfonik orkestrası müteakiben, saat 22 de, konferans. PRAG: 18 gençlik saati 18,20 kitaplar, plâk neş riyatı 18,55 şarkı konseri 19,30 al manca ders 20,10 plâklar, havadlsler 21,05 Trio konseri 21,25 konferans 22,05 Bulgar musikisi (piyano ve orkestra ile konser) 23,05 havadisler, lngüizce bir konferans 23,35 Bruno'dan: (Es peranto saati). ROMA: 18,15 orkestra konseri sonra Bariden naklen: Kentet 19 havadisler ve muhtelif program 20,55 plâk neşriyatı 21,50 bir opera nakil musahabe, şarküar havadisler. LAYPZİG: 17,05 orkestra konseri 18,35 konfe rans müteakiben: Schuman'ın şarkı lanndan konser 19,35 plâk neşriyatı 20,05 Breslav'dan nakil: (D. 40 isimli bir Skeç) 21,05 konferans 21,15 Çekov'un bir hikâyesi 22,05 Köüngsberg'den (Kon ser) '«4,05 Stuttgart'tan,. ju^fuhtellf). Hadım Haremağası Reyban ihtiyarladı. Vüçudii çoktan inhitata başlamıştı. Sul tanlar buradan giderken Reyhan Ağa kendi kendine: «Talihim olsaydı bu günii görmez, ölürdüm.» dedi, fakat ölmedi, bir sirkette serhademe olarak çalıstı, yıllarca çalıştı, hâlâ da çalışı • yor. Fakat ihtiyarladı. Sabahlan bir torba kemik halind«ki knru gövdesi dö şekten güç aynlıyor, bir üfürüşte dağdacak gibi oluyordu. Oynak yerlerine serseri bir ağn yapıstı: Kâh sol orozu, kâh sağ dizkapağı tutuluyordu; bazan da beline giren bir kulunç yüzün den, Reyban Ağa, vücudünü yukarı alamıyor, sokakta, iki kat, ve ayağını sörüyerek yürüyordu. ömründe ilk defa, hadım olmamn az&bsm duydu. «öleceğim, ve bu dünyada benim kammdan hiç kimse kal mıyacak!» diye düşünüyordu. O n • man, kendisini ebediyetteki hissesin den loahrum bırakanlara, esaret sisteçocuk büyükannesintn kucağında, vıyaklıyordu. Reyhan Ağa bir köşeye ilişti. Hiç birşey görmiiyor, hiçbirşey duymuyor, uzaktan çocuğa bakıyordu. Onu kucağına almayı o kadar istiyordu ki... Ve yeni başlıyan bir hayatm, yeni uyanan bir askm, devam eden bir ırkın ve daima yürüyen insalığın bir esrar külçesi balinde duran bebek karsıstnda adeta dili tutulmuştu. MisafirJer gülüyorlar, »öylüyorlar, çocuğu kncaktan kucağa veriyorlardı. Reyban Ağa kollarmı uzattı ve yalvardı: Bebeği biraz da bana verör misiniz? Ve çocuğu kucağına aldı. O zaman, etrafında hersey kaybolmuştu, herşey silmmişti; gözleri bu pembe, şişkin ve kiiçiik yiize takılıp kaldı; ;bu ufacık vücudiin harareti, kundak bezleri arasından, yavas yavaş sızıyor ve gayet ha fif. gayet masum, gayet latlı bir ok«a İstifade edemediğimiz bir hazine: Portakalcıiık Istihsalâtı ve ambalâj usullerini ıslah edersek portakal ihracatımızı 5 10 misli çoğaltabiliriz Dün ak^am bazı dostlarla mem leketimizin tabiî servetleri hakkında konusurken söz Alâiyenin emsalsiz zenginlikleri ve bilbassa porta kal ve limon yetistirme hususunda malik olduğu kudret ve kabiliyet üzerine intikal etti. tsittigimiz seylere biz şaştık, okuyucularımızm da hayret edeceklerine eminiz. Alâiye taraflarında bir portakal ağacımn sened'e 5000 ilâ 6000 adet mahsul verdiğini, bir limon ağacından azamî istihsalâtın 20,000 i bulduğunu en kat'î delillerle Ispata hazır olan muhatabımızın bu söz • leri karşısmda inanmakta adeta tereddüt ettik. Fakat bunun elle tululur derecede müspet bir hakrkat olduğunu bize temin ettiler. Biz bu kadar büyük servet membalanna sahip olduğumuz halde maatteessüf itiraf etmeliyiz ki bu hazinelerden hiç te istrfad'e edemi yoruz. Portakal diyip geçmemeli! Medenî dünyanın en mühim bir gıda maddesi sırasına geçen bu mahsulün Avrupada sarfiyatı senede milyonlarca sandığa baliğ olmaktadır. Londra, Liverpol gibi tngiliz limanlarile, Hamburg, Roterdam, Ams • terdam, Anvers limanlarına yalnız tspanyadan ihraç ed'ilen portakal miktarı senede 1 0 1 2 milyon sandığı buluyor. Bu sene Filistinm yeni Hayfa limanından portakal ihracatının 10 milyon sandığa baliğ ola cağını salâhiyettar mehafilin resmî raporlarmdan öğreniyoruz. l»pan yanm senelik portakal istihsalâtı bizim paramızla 100 milyon liradan fazla bir kıymet tutuyor. En büyük portakal müstahsili olan Amerika, İspanya, ttalya, Brezilya, Filistin, Cezayer gibi memleketlerden iklim itibarile asla geri olmıyan; belki de istihsal kudreti bunların fevkinde bulunan memle ketimiz bir tar*itan portakal tstihsalâtını ıslah eder, bir taraftan da amb«)âj Ttsullerkıi mahroçleria is teklerine göre uydurursa; bugün senede 150 bin lirayı geçmeyen ve yalnız Rusyaya münhasır kalan portakal ihracatımızı beş on misli ço ğaltabiliriz. Ancak, bu ıslahatı sümullü bir sekilde yapmak lâzımdır. Mahsul lerimizin hariçte rekabet kudretle rini kırnutmak için gerek deniz nakliye vasıtalarımız, gerekse simendi ferlerimiz ihracı muhtacı inkişaf olan bu kabil maddelerimizi tenzî litlı tarifelerle taşırlarsa. hem memleketimizin millî serveti artar, hem de nakliyatın geniş mikyasta inkisafile nakil vasıtalarımizm kazançlan fazlala»mıs olur. Portakallarımızın ecnebi mah • sullerile rekabet edebilmeleri için eşkâl ve evsafm da bir dereceye kadar ıslah edilmesi lâzrandır. Bu hususta Kaliforniya ve Filistinden getirilecek fidanlardan istifade mümkündür. Portakal ağaçlarımızı hasara uğratan böcekleri imha için esash surette mücadele etmeliyiz. Dünyanın ta öbür ucu denecek kadar uzak olan Kaliforniyadan Ingiltere ve Almanyaya portakal geldikten sonra bizim bilhassa Balkan memleketlerine ve Şimalî Avrupa limanlarına Ingiltere ve trlandaya külliyetli miktarda portakal sevk ve ihraç etmemiz güç değildtr. Portakalcılığın büyük bir servet membaı olduğunu münasip yerlerde konferanslar vererek halka anlat • mak ve portakalcıiık yapmak fikrU ni memlekette tamim etmek te istikbal için iyi neticeler verecek hususattandır. Ambalâj islerine çok dikkat ve ehemmiyet vermeliyiz. Portakal sandıkları mahreç piyasalarm arzularına göre küçük boylarda ve muntazam sekillerde olmalıdır. Mahsulümürün kıymetini düsürmemek için asağı cins portakal ların harice sevkedilmiyerek dahilde istihlâki usulünün bh kotrtrol aîtmda tatbikı bu millî s«rvetimizin inkişafı üze rinde pek hayırlı tesirler bıraka caktır. Dolandıncı Staviski müthis bir casusmuş! (Bh:~~i '?':f~d"n t~ırbat) kinin Almanyaya istemiş olduğu gizH haberleri verebilecek vaziyette olduğu ve bunun için Almanyanın kendisine tahminen 100,000 In giliz lirası kadar bir para verdiği bugün meydana çtkmıştir. Staviskinin is için sık sık Berline gitmiş ve Alman hariciye ve harbiye neza retlerinde görülmüs olmasının sebebi de budur. Staviskinin geniş teskilâtının maksadınm fevkalâde mii him gizli malumat elde etmeğe matuf olduğunu zannettirecek se bepler mevcuttur.î Maznunlar arttyor Paris 5 (A.A.) Matin gaze tesi yazıyor: Staviski çekleri tetkik edildikçe, maznunların sayısı art maktadır. Zannedildiğme göre Meclisten birçok meb'usların masuniyeti te^riiyelerinin kaldırılması istene cektir. «Ve çocuğu kucağına aldı: O zaman, etrafında, herşey kaybolmuştu, herşey güinmişti...» minin bütün zalimlerine, bütün ve linimetlerine ve mltanlara karsı teskin olunmaz bir kin duymağa başladı. Anlıyordu ki iman kendi kendisinden, |kendi ferdiyetmden ibaret değüdir; çocuklarile, torunlarile, kendinden çı kan ati nesillerile parçalanmaz bir kiil teşkil eder; insantn insanlığı bu manzumede mündemiçtfr; neslini idame kabiliyetiden mahrum bir adam, be şerî zmcirm son ve kınk bir halkastdtr. Bunu hissettiği günden itibaren, Reyhan Ağada, velmimetlerine karşı duyduğu hudutsuz kine gene hudutsuz bir çocuk sevgiri kanştı: Sokakta, bir kü me çocuğun oynadığnu gördüğü vakit bir kösede duruyor, onlann seyrine dalıyordu; yeni doğmuş çocuk araba larmı annelerine veya sütnmelerine sezdirmeden takip ediyordu; yolda kimsesiz ve fakir bir çocuğa rasgelecek olursa hemen onu elrnden tutuyor, bir bakkala götürüyor, kendisine şeker, yahut çikolata ahyordu. Birgün, tanıdığı saraylüardan biri nin doğurduğunu öğrendi ve ziyaretine gitti. Aradan biraz vakit geçmiş olduğu içm löğusa yataktan kalkmıştı ve misafirleri arasmda oturuyordu. Od«t çok kalabahk: tki tarafm akrahalan, kaynanalar, dünürler, baldızlar... Ve yış gibi dizlerini ıntıyordu. Şakacı misafnrlerden biri: Ağa efend% bebeği pek^sevdi » niz galiba, dedi, meme versenizeL. Ve bir kahkaha tufanı odayı sarstı. j Fakat annesi kalkmışb; çocuğunu aldı ve bitisik odaya götürdü. Birkaç dakika sonra geldi ve çocuğun beşiğmde güzel güzel uyuduğunu haber verdi. Biraz sonra kaJıveler geldi, fakat herkes haremağasmm odada olma dığına dikkat etmişti. Annesi, çocuğımun uyuyup uyumadığmı anlamak içm yerinden kalkb. Akşam olmuş, hava kararmıştı. Bitişik odaya girdi, eşyaya çarpmamak için elyordamile ilerledi. Fakat odanm i • çinde garip bir ses onu dnrdurınuştu. Orada yabancı biri olduguna hükme • derek, korkusundan geriye, mUafirlerin bulunduğu odaya döndü. Yüzii sapsan, titriyerek: lçerde tuhaf bir ses var, geliniz! dedi. Kadın, erkek hep birden kalktılar ve bitisik odaya koşarak elektrikleri yaktıl' ' Haremağası, besiğin yanına diz çökmüş, başmı çocuğun yashğına siirte • fek, ağlıyor, hıçkınyordu. Millet Meclisinin mühim **" biriçtimaı ^ u CBirinci iahifeden mabat) Bprut ve mevaddı ifiiakıye inhisannm \«receğı ruhsat ve nakliye tezke releri, bayilere verilecek bey'iye kâğıtIarı için ahnmakta olan harçların 50 bm ve daha fazU nüfuslu vilâyet merkeılerinde üçer, diğerlerinde birer lira o • larak almmasına, bey'iye tezkeresi olmadan inhisar mevaddı satanlardan bunların üç mislinin ceza olarak kesilmeii^e ve ellerinde bmiunan inhisar maddeleri sabs bedellerinin yüzde yirmi noksanüe istirdat edilmesjne ve bozuk oUnlann bedelsiz olarak imha o İunmaJina dairdir. Ruhsatsız inhisar eşyası nakiedenlerin naklettikleri eşya muiadcre edilecektir. Bir kişinin ken di kullanacağı bir kilo av bamtu ve o kadar av saçması ve yüzer adet rovelver fişekleri bu hükümden müstesna dır. Vekâlet BaiiHçıliK ha^kında malumat istedi İktısat Vekâleti balıkçüığm inkişafı ve terakkisi içm yeni esaslar tesbit etmek üzere bazı alâkadarlann fikirle rine müracaat etmiştir. Deniz ticaret müdürlüğünden de balıkçıldc hakkında malumat istenmiştir. Deniz ticaret müdürlüğü de Balıkçılar cemiyetine fikirlerini sormuştur. Cemiyetin idare heyeti toplanacak ve balıkçılık hakkmdaki düsüncelermi tesbit ederek Deniz ti • caret müdiriyeti vasıtasile tktısat Ve • kâletme bildirecektir. Buigaristamn memleketimize ithal edebilecegi mallar Bulgaristandan verilen haberlere göre, murahhaslanmız Numan ve Rrfkı Beyler tarafından imza edilnus, fakat heniiz tasdik edilmemiş olan Türk Bulgar ticaret mukavelesi mucibince, Buigaristamn memleketimize su mal lan ithale hakkı olacaktnr: : 10 m lyon kilo odun kömürü, 2 buçuk milyon kilo seker, 80 bin kilo kaskaval pevniri ve 2 bin bas domuz. Buna mukabil memleketimizden Bulgaristana; 500 bin kilo her nevi bahk, 25 bin kilo havyar, 125 bin kilo balmumu, 150 bm kilo yapak, 195 bbı kilo zeytin, 50 bin kilo zeyUnyağı, 500 bin kilo palamut, 375 bin kilo valeks, 25 bin kilo kuruüzüm, 25 kilo kunıincir, 10 bm kilo kabuklu ceviz, 10 bin kilo fındık, 50 bm kilo portakal ihraç olunacakfar. şiline (yani 940 kuruş) kadar çık mıştı. Arpa ve mısır fiatlerinde gerek Amerika, gerekse İngiliz borsalaruıda bir hafta evvelkine nisbetle mahsüs duşüklükler kaydedilmiştir. Almao öençlik teşMâtı re si vekili ge!di Almanya gençlik teşkilâti reis ve kili M. Karl Nabeaberç dün sabahki trenle Berlinden şehrimize gelraiş ve akşam trenüe de Ankaraya ha • reket etmiştir. M. Karl Nabesberg hareketinden evvel kendisile görüşen bir muharrtrnnize demiştir ki: « Alman gençliğile Türk gençliği arasmda iyi münasebetler te sisi için memleketinize geldim. Ankarada hükumet ricalinizle ve Türl gençlik teşkilâtı idarecilerile te maslarda bulunacağrm. Almanya bugün dünyanın en büyük gençlik teskilâtına tnaliktir. Bu teşkilâta beş milyon genç ka • yitlidir. Te»kilâtımız gençlere spor, kültür ve Hitlercilik aşılar. Bugün bütün Alman gençliği Hitlerizmi besıimsemiştir ve bu yolda yürür. Türkiyedeki Alman gençliği nez» dinde Hitlerciliğî kökleştirmek için burada bazı temaslarda bulunacağım. tstanbul genç Alman koloni srne r rlinden bir Hitler bayraği getirdim. Bunu burada kendilerine hediye edeceğim.» M. Karl Nabesberg Ankarada on beş gün kaldıktan sonra şehrknize dönecek ve bir hafta kadar da burada kalacaktır. Beynelmüel buğday vaziyeti Arjantinin mühim miktarlara çıkan satış tazyikleri altında buğday fiatleri ş.ubatm son haftasmda tek rar düsmüstür. Ithalâtçı memleketlerde talep miktan haizi ehemmi • yet derecede değildir. Fiatler Amerikada bir buşeli (28 kilo) 90,5 sentten 88 3/8 sente düsmüstür. Londra fiatleri geçen hafta 1 numaralı Manitoba mahsulü beher 496 libresi (225 kilo) 28 şilin (910 kuruş) üzerinden tesbit edilmiştir. Bir hafta evvelki fiatler 28 1/4 • 29 Yunan gazeteleri ve misakın mönakaşası Atina 5 (A.A.) Atina Ajansı bildiriyor: Bugünkü gazeteler, Balkan itilâfı misakının bu hafta zarfmda berayi tasdik meb'usan ve âyan meclisle rine tevdi edileceğini yazıyorlar. Hfikumet bu müzakereler esnasında mi sakm sekli ve ruhu dairesmde bir beyanat yaparak Yunanistanm Balkan harici bir hükum?te karşı bir harbe süriiklenemiyeceğini bildirecektir. Kathünerini gazetesi diyor ki: «Misak asd simdi ve imza edilmiş olduğu şekflde bütün efkân urnumiyenin takdirine ve muhabbetine mazhar olrouştur.» en ğuzel rr cera filmi • " B u oerşembe akşamı S A R A Y (Esk: 62orya) daı LÜrtS AŞK ENTRiKA SEFALET ve NiHAYET HAPiS... Bü ün seyircileri alâkadar edecek .Vetro Goldwyn MayeTİn Fransızc:t söziii filmi başbynr. Oytvyanlar : AŞK KELEPÇELERı sinemasında POLÎSTE Sobadan çıHan yangınlar Evvelki akşam Beyoğlunda İbrahim Bey apartımanının üst katın • daki odalardan bürinde soba ateş alnuşsa da ateşin büyümesine mey dan verilmemiştir. Beylerbeyi ve Sirkecide iki evin sobalarmdan da yangın çıkmış, bunlar da derhal bastırılmıstır. Seh ar ve dilber JEAN HARLOVV ve sevimli ]ömprömyeCLI RK 6A6LE Falih Rıfkı Beyin " Eski Saat „ i hakkında b'r Irak gazetesi ne diyor? ^ Bağdatta çtkan Yeni Irak gaze tesi, son gelen sayısında, Falih Rıfkı Beyin «Eski saat» esetri hakkında şayani dikkat olan şu fıkrayı neş retmektedir: «Hakimiyeti Milliye gazetesi başmuharriri Falih Rıfkı Beyin bu eserini her Iraklı vatandaşa tavsiye ederiz. Türkiyenin 16 senelik siyasî, içtimaî tavırlarındaki yükseliş merhalelerini seyyal kalemile anlatan bu yüksek edibin «Eski saat» i Türkiye mkılâbının «Histolojik» bir ifadesi olarak gösterilebilir. Fazilet yolunda yapılmış yorucu bir yazı mücadelesinden, alnı ak ve muvaffak çıkmanın bütün sırlarmı ancak «Eski saat» sahifelerinde görebilirsiniz. Falih Rıfkı Beyin bu eseri Türk înkılâp tarihinin şiirleşmiş bir for mülüdür, ve bu eser Türk inkılâbı ile beraber yaşayacaktır. Naşiri: Akba Kitap evidir.> DAVETLER Yarın akşam M E L E K Tıp Talebe Cemiyeti konferandart Tıp Talebe cemiyeti tarafından tertip edilen konferans serisinden olmak üzere 7 mart 934 çarşamba günü saat (18) de Balkevi konferans sal&nunda Üniversite rektöru Ordinar yüs Pr. Dr Neşet Ömer Beyefendi tarafından (Gençlik ve kültür) mevzulu bir konferans verilecektir. Halkevi temmlleri Halkevinden: 9 mart 934 cuma günu saat 20,30 ta Gulhane parkı methalinde Alaykbşkün deki Evimiz temsil şubesinde Faruk Nafiz Beyin (Akın) piyesi temsil edilecektir. Arzu edenler her gün 17 den sonra Alayköşku idare memurluğundan davetiye alabilirler. Çocuk kabul edilmez. '' Neşe, musiki ve güzel dekorlar filmi olan GENÇLİK AŞKI 6E0R6ES muhteştm lilm başlnor. Oynıyanlar : ( H are\iç'ın sevımlı mutnesiıi) MACARHARSI GİİSTAV FRÖHLİCH CAMİLIAHORN ( ROKOKEY 1VARGHP. ) R1GAUD ve FRANCOISE ROZAY Do r a ' yaşında bir kadın yanarak ö dü Küçükpazarda bir evde oturan Çanakkale müddeiumumî muavinlerin • den Ali Rıza Beyin büyük validesi doksan yaşlarında Zeyneti Hanım bundan birkaç gün evvel yatağma kaza en sıçnyan bir kıvılcım tesirile vücu dünün muhtelif yerlerinden yanmıştı. Tedavi edilmek üzere hastaneye kal dmlan Zeyneti Hanım kurtanlamanuş; ölmüştür. ile birçok vıldizlar. Pjramount JOURN AL'de : Yeni Belçika kralı Parlâmentoda \emın rnerasimi. New York şampivonası vesaire en son havadısler AŞK FIRTINALARI Oynıyanlar: 6ARY KOOPER • H E L E N E H A Y E S iPEKFiLM Stüdyosunda lisammıza çevrilmiştir lamamen 1ÜRKÇE SÖZLÜ muazzam bir tilim B U Saat 19,30 da ŞehırTıyaîrosu g istanbul Efendis Opereti Yazan: Müsahıpzade Celâl Bey. Yalnız cuma günnelerine rnahsus matıne 1 4 de İRTİHAL Şark şimendiferlerî Pavliköy istat • yon sefi Recai Beyin kerimesi Mihriye Cavrt Hanım tutulduğu menejit tüber • kilo* hastalığmdan kurtulamıyarak genç yasuMİa vefat etmis ve dün Feriköy kabristanına defnedibnistir. Allah rahmet eylesin. Oir o omobile tramvay çarptı Dün sabah saat 8,5 ta Samatyada, Merhaba caddesinde 1937 numaralı otomobile Yedflculeden gelen 103 numaralı tramvay arabası çarpnuf ve çamurluğunu parçalamıştır. i P E K snemasında U M U