=•" 1 iKanunuev vel ı "Cumhrtrivet' SON TELGRAFLAD f Banakahrsa] Bir ağacın karşısında Tasarruf Hafta$ının ikinci günü B erlinde ne görüşüldü ? Fransîz Alman müzakerelerine dair Pariste resmî bir tebliğ neşrolundu, birçok şayialar dolaşıyor Paris 13 (A.A.) Havas Aiansı biJdiriyor: M. Pones tarafından Fransa fle Almanya arasmda möıakerat açıl • ması için M. HHlere dermeyan ohman mütekaddim kuyudu ihtiraziye föyle bulâsa edilebilir: Fransa ile Almanya aşağıdaki me • seleleri yalnız kendi aralannda halle • demezler: 1 Eşkâli Versaflies mnahedesince tesbtt edilmiş olan Sarre meselesi, 2 Versaüles muahedesi mucibince teskü olunan bir beynelmilel konferansın mesgul olduğu suahsızlanma me* eelesi. Bütün gazeteler M. HWer 3e M. Poace arastnda diin vuka bulan mü • lâkatı uzun uzadıya mevzuu bahset • mekte ve her biri bu mblâkatm mahi • yetini keşfe çabşmaktadır. Petit Parisien gazetesi, bu mülâka • bn müphetn mahiyette kalmış olaca • gını, çunkü herşeyden evvel M. Hit * lerin ilk tekliflerine dair tasrihatta bulunması l^ Tirr ) geldiğini ve halbnki mn* maileyhin bn tasrihatta bultmmak hu • susunda hiç te istical göttereceğe ben» zemediğini yazmaktadır. Mezknr ga • «ete, dün Alman sefîrinin M. Po) Bon» kura yaptığı ziyarette M. Potue üe M. Bonkurun lisanlarmm tamamen bir • bürine mutabık balunduğunan teeyyüt etmif olduğunu ilâve ediyor ve diyor ki. cNe Pariste, ne de BerKnde M. Benesin Paris* veya M Pol Bonkurun, Lebistan ve merkezî Avrupaya yapacagı seyahatlerin kat'iyyen mevzuu bahsedîlmemis olduğunu üâvey^c lüzum yoktur.» «Amvre» gazetesi Almanyada Pa ris askeri teşekkiillerinin rolfinS tesbit ctmek TS zayif bir ihtlmal fle de bu tesekkülleri fleride murakabe eylemek Brere beynelmilel bir komisyonun te • tisine M. Hitlerin âmade bulunduğunu yarıyor. «Matin» gvzetesi de fcaıi koyoda ih arp, hepimiz içm, bol yemişli bir ağaçhr ve hepimiz, garp lılaşmak denince bu ağacm dallarma çıkarak yemrferini kopar mak sanıyoruz: Garp, elekhiği keşif ve cihazlarmı icat etmis; biz hiç zahmet çekroeden bunlan a'ıyoruı. Garp ilim tiraziye ile M. Şotan, M. Pol Bonkur, ve felsefe yapıyor, biz h : c zahmet çekMakdonalt ve M. Simon arasında bir meden hudufciarımızdan içeri nakle mülâkat ihtimalinden bahsetmekte diyoruz. Başkasınm yetiştirdiği bir kıdir. n benimsiyen ve önimü konanı yiyen Pariste bir tebliğ neşredildi bir içgüveysi gibi rahatsız; Avrupa Paris 13 (A.A.) Havas ajansınkültüni ağacmm dib:ne yatarak: «Ardan: Naznlar meclisînin dünkü top • mut piş, ağznna düş!» demeği mua lantısı bittikten sonra çıkanlan resmî sn*lasma sanıyoruz. bir tebliğde, medisin henüz hiçbir kaMükenvnei şoföJerhniz var. fa rar almadığı açıkça bildirilîyor ve dekat bir otomobil vidası icat edeni niyor ki : miz yok; on dört yasmda çocuklan • «Alman hükumetinm noktai naza ımz elektrik tesisatı yapabüiyorlar, rma göre Parisle Berlin arasmda doğ rodao doğruya konusulması Iâzım gelen fakat bir fkik nazarivesi kurabilecek altmış yasmda bh âKnrmiz yok; on meseleler hakkmda Fransanm alacağı yıîda iki bin fabrika açbk, rakat Od vaziyet, ancak naztrlaa meclisinde yamiVanik âlimi çıkaramadık; yılda yüz pılacak yeni bîr müzakerede tejbit edibmlerce çiçek ve tifo astst yapıyoruz, lecektir. Hakikatte hâlâ tetkflcat devresmde bulumıluyor. Fransa üe Alman fakat bir yeni aşı bulamadık. Garp ekiyor, Şark biçiyor. Yalnız bunu garpllya arasmda asıl müzakere, Berlinde laşma sanmak, gene sarka mahsus bir ve dost hükumetler nezdinde elde edihayaidir. leccik malumatın bu gibi konusmalar için Iuzumlu olan havavı vücude getiGarplı olmak, garp medeniyetmi rebîlecek mahiyette olması halinde yalnız «almak» d»§il, «ryanmak» degercekten başlıyabiur.» mektir. Yemiş koparmak çocuklar idn de kolaydn, nitekim çocukJar da Bu hususta doğru malumat alan elektrik tesisatmı kuraMiyorlar; fakat mahfiller M. Ponsenin evvelki gün nebatat ilmmin kanunlannı bulmak, Başvekü M. Hitkr ile yaphğı ikind ağac ye'istirmek çocuklann harcı de görüsmeye daha az ehemmiyet verir ğildir. Biz, habre garp ağacmdan ko gibi görünüyorlar. pardığımız yenrsleri savTyor ve övü Filhakika flk konosma esnasmda M. nüvoruz; hir agae diktiğîmb yok. Hitler görüs ve düşünüşlerini Fran Yeni Unhrersiteden bek'ediğinuı sız elçisine bildirmis, Sm mmtakası ve dallardan tohuma doğru nüfuzdur. Almanyanm veniden silâhlanması hakTereumeden telife doğru tekâmülün kmdald düeklermi anlatmıştı. Evvelki gün yapılan konusmada ise sadeee tet san oradadır. PEYAMİ SAFA kikat ve malumat teab'si ile kalmmif br. M. Fransova Ponsenin geçen g&nku temasta bilhassa ilk konuşma esnasmda ortaya dökülen fikirler hakkmda M. Ankara 13 (Telefonla) R o Hitlerden ban tzahat istediği söylen manya ile aktedilen ademi tecavüz mektedir. misakı Heyeti Vekilece tasvip ve Gene ba son konusmada M. Ponse Fransîz hükumetinm ban meseleler ve berayı tasdîk Meclise arzedilmiştir. Vitrin müsabaka sına bir çok mağazalar girdi Ririnci »nhifeden rahat zalar da hazırlıklarım bitirmediklerinden müsabaka içm hazırladıkları vitrinleri bugün ve yann gös terebileceklerdir. Mağazalara, bu hususta istical etmeleri için, jüri he yetinin bugünlerde müsabakaya giren mağazalan ansızm gezmesi ve vitrinleri tetTcik etmesi muhtemel olduğu bildirilmiştir. Gerek yeniden kumbara almak, gerek mevcut kumbaralarda birikenleri boşaltmak için, dün bankalara bir hayli müracaat yapılmıştır. Mü • racaat edenler, Tasarruf ve tktısat Cemyeti tarafından açılan müsabakava dahil olmaktadırlar. Dün gece. Meliha Avni Hanım tarafından radvoda tasarruf ve flctısat mevzulu bir konferans verilmiş, bir çok mekteplerde de müsamereler yapılmıştir. Bugün Universite konferans sa lonunda bir içtima yapılacaktır. Bu içtimada hafta hakkmda nutuklar söylenecek, millî tasarruf ve iktısat hareketleri münasebetile tezahurat yapılacaktır. Geçit resmi yarm saat 15 te yapılacaktır. önde sehir mınkası, arkada da otomobiller bulunaeak ve otomobillerdeki mektepli talebeler tasarruf ve iktısat şıarlam yazilmıs olan büyük levhalar tasıyacaklardır. Bu esnada rer.«?ârenk mendillerden yamlmıs olan binlerce oarasüt îs*anbul üzerine inecektir. Bunlann 250 sinin icine konacak olan numara lan getirene yerli malından muhtelif hediyeler verilecektir. NAL1NA MIH1NA Yemiş reçetesine dair.. illî tktısat ve Tasarruf Ce • miyeti tstanbul şubesi reisi Daniş Beyden tatlı bir mektup aldım. 30 sene evvel, Galatasaray lUesindeki atlet ağabeylerimizden bi ri olan Daniş Bey, benim, «ötekileri nöçin yemiyelim?» serlevhası altında yazdığım yazıya cevap veriyor, «Acele ertin azizim, diyor, haftanm her günii bir yemişe tahsis edilmiştir. Bi rinci günü üzüm, fındık; ikinci günâ incir, fmdık; üçüncü günü fındık, kayuı; dördücü günü Malatya kayısıs^ Antep fıs'ığı; beşinci günü Antep fıstığı, üzüm; altıncı günü portakal; yedinci günü elma. Bugünlerde bu ye • mişlerin istihlâki için mekteplerden, esnaflardan ricada bulunulmuştur. Gazetenizde muhterem yurttaşlanmız dan hergün içm bu ricalanmızı ayn ay rı yapacağız. Gazozunu afiyetie İÇkompostonu da afiyetie ye. Dükkân larda satım bekliyen bu kuvvetli ye mislerimizin de gazoz kad^r, şeker kadar süriimünü istiyoruz. Selâmlar.» Ankarada Tasarruf Haftası Ankara 13 (Telefonla) Tasarruf Haftası dolayısile yerli malı müsabakasına he men, hemen hütiin Ankara ticarethaneleri iştirak etmişler dir. Maarif Vekili Hikmet Bey bu akşam radyoda bir konfe rans verecektir. Romanya ile aMettigimiz muahede Mecliste Ekseri verli müesseseler yerli malları haftasına lakayt Yerlî mallann sürütnü ve tanınması yolunda elinden eelen gayretî esdr g«miyen Millî Tasamrf ve tktısal Cemiyetinde fabrikatorlanmızım, bilhas«a bu hafta zarfmdaki lâkaydi > sinden teessürle bahsedilmektedir. Cemiyet, bir takım müsabakalar tertip etmis ve kazananlara yerli mal lanndan hediyeler vermeği düsün müş, ikramiyeler arasmda kendi yaptıklan bazı mallardan bulunması • mn çok faydalı olduğunu fabrikalara bildirmistir. Yerli müesseselerin bir çoklan; netice Wl>arile gene kendî mü«»seselerİT>Jn mamulâtım reklâra edecek olan bu tesebbüste de, Millî tkhsat ve Tasarruf Cemiyetmi adeta yalnız bırakmışlardır. noktalar hakkmda simdiden ileri sürmeyi lüzumlu gördügü ihtirazî kaykfari daha o gün M. Hitlere bildtrmiştir. D vanı muhasebat reisligi M. Benes Parise |Cenubî Amerikada nîçin gidiyor? kanlı muharebeler Fransîz gazetelerinin şa Praguvay ordusu büyük yani dikkat neşriyab bir zafer kazandı Prag 13 (A.A.) M. Beaeslo r«fikası bugun 11,5 te ParİM hare> ket edeceklerdir. Paris 13 (A.A.) Havas ajan • tindan: lntransigeant gazetesi M. Benesin Parise yapacagı seyahat hakkmda yazdıgı bir makalede di yor ki: | «M. Benes Pariso geldiği vaJci* yalmz kendi memleketinin değil, fakat büyük bir Hilâf seklinl alacak îderecede genîşlemek üzere olan Küe çük iülâfın sesmi de duyuracaktjr. Avrupadaki başlıca milletler he> toüz bir yol aramakla meşgnl olduklan ve o yolu da hâlâ bulamadık lan halde Balkaa milletleri beyen dikleri »iyaseti seçmis bulunnyorlar ve bu tiyasette baskalanna örnek olması gerek bir sebatla devam ediyorlar. Balkan milletleri ancak bh* araya gelmek suretile biribirlerini ko • ruyup knrtaracaklanni anlamıslarÜ.r. *M. Titulesko yalnıı Sofyada v« Belgratta degil, fakat Ankarada ve Atînada da büyük bir mcelik ve ferasetle müzakerede bulunmuştur, Bu müzakerelerden bütün dünyuda çok büyük bîr rol oynıyacak bîr konfederasyon doŞabiür. Kral Boris ile Kral Aleksandr, mevcut nizamın kuvvetlendirümeaî ye memleketleri arasuıdald iyi münasebetlerin sağlamlaştnılması su retile snlhu ozledîklerim daha dün eöylediler.» İ 49 Ankara 13 (Telefonla) Bütçe v« Maliye encümenleri bugün top lanarak münhal Divani Muhase • bat birinci reisliğine 4 üncü daire reisd Seyfi Bey ile birinci dair© reisi Faik Beyi namzet seçmistir. tntihap yarın Mecliste yapılacaktır. eOmrOklerde biriken eşya Ankara 13 (Telefonla) Biriken eşya hakkmdaki kontenjan kararnamesi alâkadar vekâletlerce tetkik edil mektedir. Yakuıda Heyeti Veküece müzakere olunacakhr. Gümrüklerdeki phinçlerin vaziyeti de aynca tetkik edilmektedir. Buenos Ahres 13 (A.A.) Asompsivondan gelen haberlerde biMI • rildiğine göre Paraguay kuvvetlerî nin Alihuetada kazandıklan nruzafferiyet esnasmda Bolivyalılardan aldıklan jranhnet hakkmda simdiden doğru bir h«sap yürütmeğe rmkân yoktur. Bolivyalılardan saptedileri mftral • yozlann 500 kadar olduğu tahmin ediliyor. Bn çarpışma neticesindeBolivyalılarm ngradıklan zayîat, 1,000 81ü, Paragoayhlarm 140 olü ve yaralıdan ibarettfr. Asompiyanda halk, umumiyetle senlîk yapmalctadir. Asompsiyon 13 (A.A.) Neşredüen bir tebliğde bildirildiğine göre dördüncü ve dokuzrmcu Bolfvya fırkalanna yardrm içm miralay Penerandanm kumandası altmda gönde • rilen askerî kuvvetler Paraguay askerleri tarafmdan ihata edilmiştir. Bolivya kuvvetlerinden 19 zabit ve 600 nefer esir almmtş, ayni za manda külliyetlî miktarda harp levazitm ele geçîrilmiştir. Miralay Penaranda, kaçmağa mnvaffak olmustur. Buenos Ayres 13 (A.A.) «Assompcion» gazetelermin verdikleri haberlere göre, Paraguay ordulan Samaklay kalesmi zaptetmişlerdir. Maarif Vekili Hikmet Beyin nutku Ankara 13 (Telefonîa) Millî tktısat ve Tasarruf Haftası münasebe tüe Maarif Vekili Hikmet Bey bu ak şam radyoda bir nutuk söylemiştir. Hikmet Bey bu nutkunda ezcümle demistir ki: Millî tkhsat ve Tasarruf Cemi c yeti, millî ikhsadiyabmızı konıruak, ve memleketi yükseltmek için îktısadiyata candan sardmak duygusunu halk arasmda yaymak hosusunda çok muvaffakiyetli mesai sarfetmektedir. Bun dan dolayı cümlemizin ona bir tesekkür borcumuz vardır, evvelâ o borcu ödemek isterim. MiDî bir ikhsada sahip olmak, yani istediği ve maddeten istihsal etmeğe ve yapmağa kadir olduğu herşeyi istihsal etmek ve yapmak, her mflleet verilmiş bir hak değüdir. Milletimiz ise bu hakka ancak on senedir, yani Cumhuriyettenberi maliktir. Ondan evvel Türk milleti, asnr ve yan asnr, birçok milletler gibi, istediği isi ulkesi idnde yapbramazdı, zira o işi başlangıçta olsun, gümrükle hknaye edemez ve ecnebi rakipler, bixdeki her iktısadî teşeb büsü henüz yeni doğmusken maddî fedakârlıklar ihtiyarfle boğar ve batırır lardı, bunun için bizde açılan yeni bir fabrikanm yapacagı eşyayı o fabrika iflâs edinciye kadar memleketimiz i çinde çok ucuza satmak kâfi idi, Türk fabrikası iflâs edip kaoanmca ayni ma Pulatlı Borsası lâğvedildi Ankara 13 (Telefonla) Polatlı Zahire borsasının lâğvi tktısat Vekilinin teklifi üzerine âli tasdik» iktiran etmistir. Banger dilenci Toronto 13 (A.A.) Pek sefi lâne yasayan ve dün ölen bir dilencinin ocTasmda miktan henü» msçhul bir tasarruf cüzdanı ile 30 bin liret bulunmuştur. Karadenizde şfddetli fırtınalar gene başladı Sinop 13 (A.A.) Karadenizde karayei rüzgârile başhyan fırtına şiddetini artnrmafctadn*. Vapurlar yollarına müşkülâtla devam edi • yorlar. iktısat Vekilinin seyahati Ankara 1 3 Drtısat Vekili Celâl Bey Samsundan avdetinde tznnre gidecek, 1015 gün tzmirde kalarak ihracat islerüe mesgul olacakbr. Izmir den avdetinde, ihracatm tesküat'an • dınknacı ve kooperatiflerm himaye sile, ihraoat kooperatiflerinm tesküi k ar arlas tırıla caktnr. takatsizlik beni korkırbnuyordtı: l ı a oldükten sonra ben ölümü bekliyor dum; sırann savmıştım. Fak&t bir krizden korkuyordum, trenin kom partımanımla da yalnızdim. Benı garda bekliyeceklerdi (telgraf çekmiştim), tabiî Hüber gelir. Hayır, o değildi. Alfredin uyku* suzLuktan harap olmus tombul yüzü karsıma çıkınca içim ne rahat • landı! Beni görünce dehsete düşmüş gibi oldu. Koluna yaslanmak mecburiyetini duydum ve otomobila yalmz binemedim. Yağmurlu bir sabahta, hazin Bordoda, mektepler ve mezbehalar bulunan sokaklar « dan geçiyorduk. Konuşmaya ihti • yacım yoktu: Alfret en küçük teferrüatına kadar herşeyî anlatıyor, tzanın fenalık geçirdiği umumî bahçeyi tasvir ediyordu: Lunonluklara varmadan evvel, palmiyelerin önü, sonra karımı götürdükleri eczane, sonra bu ağır vücudü birinci kat • lm fiati, derhal yeniden yükseltilirdi. O vakh, ikhsadî sahada Türk milletine ancak en az kâr getiren en bash işleri görmek nasip oluyorda. tlim, meleke ve sermaye istiyen ve dolayısile ayni sây mukabilinde daha pek çok kâr tlâhi, Daniş ağabey, bumm için Mr bırakan işler, ecnebOere münhasırdı ve m!de doktoru gibi, yemiş reçetesi t?r ecnebi memleketlerde görUIürdS. tip etmeğe ne lüzum var! Semn fındık Ulkesinde, Türk köyiSsünün ektiği ye dediğin gün benim canım ınadına buğdayla, pancarla, pamukla yapılmış, portakal ister. O güzel yemişleri, mi " ekmee'e, sekere, elbiseye kavusabilmek de ve keselerimizin nisbetinde xaten için, Türk milleti, cihan harbini kaza yiyoruz. nıp bütün dünyaya hâkim olmuş olan Zorla güzellik olmadığı gibi zorla devietlerle yeni baştan savaşmağa mecda yemek ve yemiş yedirilmez. Mesebur oidn. Bu savaşta ergeç ve siyasî islâ incirle fmdık yerine badem yemek tiklâlmden daha güçKik't kopardığı daha lezzetli olur, diyenlere ne cevap hak, iktısadî istiklâli oldu. veririz? Bu iubarla tasaaTuf ve yerH Biz Sakarya çocuklan, bu savaştap da mallar haftasmda bir yemiş reçetesi anhmız ak olarak çıktığımızdan emi tertibi faydasızdır. HaDa, umumiyetl» niz. Günün meselesi muvaffak oluo oyemiş yemeğe teşvik ehneK ve muh lamıyacağımızı anlamak ve münakasa telif yemişlerin gıda ve sıhhat itibarua etmek değildir. O halledilmis bir mesemeziyetlerini ayn ayn anlatmalı ki ledir. Günün meselesi ba işi, nasıl zaherkes sıhhatine uygun olan yemisi yeman ve emekten azamî kazanarak basin. Sonra, reçetende bol bol fındık şaracağnnızı tesbittir. Bunun için ne yemeği tevsiye ettiğin halde kıs yemiş» lâzımdır. Azimle, şoorla yorulmak bilİerinden bademi, cevizi, armudu, kesmeden çalışmak lâzmadır. Neye çalıştaneyi, mandalinayı unuimuşsun... mak lâzımdır? Toprak ve iklimimizm Nasihan'ni dinleyip te bu kadar çok istihsal ve imaline mnsaade ettiği, dafındık yersek korkanm ki hem fmdık hil ve hariçte alıcısı olan herşeyi, as > rî ilmin çizdiği yollardan yürüyerek yap fiati yükselir, hem de kasmtıya nğra • nz. mağa, mükün derecede çok ve iyi yapYemişlerimizi sattırmak hususundakl mağa çalışmak, fakat alıcısı olmtyan himmeun meşkur olsun Daniş ağa şeylert üzerinde günümüzü heder etmebey. mek lâzundnr. Bu hususta gözetflecek seyler a n • smda şunlar vardır: Herkes daima Türk köyhısünü, Türk işçishu, Türk müesseselerini koruma • sadî füar ve terbiyede aile ocaklannda yı, onlara kazandırmayı, onlan kuvvetve ayni zamanda mekteplerde almır. lendirmeği, gözönünde tutmahdır, Türk Bu hususta muallimlerin vazifesi ana malı almak için sarfedilen paranm erve babalarmld kadar belki de daha bü« geç gene binbir yoldan sarfedene av • yüktür. Şimdiye kadar olduğu gibi ba det edecegi tabüdir. Her yurttaş Türk malı ile ecnebi mak arasmda bugün için vazifeyi hakkile ifa edeceklerinde, haDc Türk malı aleyhinde bir fark olsa da ge ve gençlik arasmda millî iktısat duygu • ne onu tercih etmeği, gene onu kuHanma lannı gittikçe kuvvetleştireceklerind» şüpbe yoktur. Millî hayata her sene yeğı, millî ve insanî bir borç addetme niden fltihak edecek genç unsurlann lidir. yani talebenin iktısat hayarunızda en Türk vatandası için mömkün mer duygulu ve en suurlu bir unsor olmalatebe tasarrufla çalışmak ve tasarruf etrmı bihakkm bekleriz. tiği parayı kooperatifler, bankalar ve Bu suretle muallim ve talebe diğer ciddî olmak sartile muhtelif iktısadî faaliyetlerinden sarh nazar, sadeee etşirket ve teşebbüsler vasıtasüe işlet raflarma Türk ikhsadmı kurmak, TürV mek hem menfaati ikizasmdandur, hem parasile Türk malı ahnak, Türk tasarde vatanî bir borçtur. raftma arhnp onu Türk ikhsadî teşebBu sırada devletin üktısadî teşebbüsbüslerini kavvetlendirmeğe hasretmek Ieri arasmda en mühimi dünyanın en zengin bakır cevherini muhtevi olan va hislerim yayarlarsa, bu yurda en bö • yük hizmeti etmis olurlar. tan parçasnu vatanm diğer kısunîanna ve dünya piyasasma ulaşbracak tesebHikmet Bey, bundan sonra Gasi Ha» büstür, yani Ergani demiryoludur. Ba retlerinhı 1923 te tzmirde toplanan Ht iş bitince Türkiye her sene cihan piyaTürkiye iktısat kongresinde söyledik • sasına 1 5 2 0 bin ton bako çıkarabileri nutuklarraı hatırlattıkan sonra so*lecek, bu yüzden en aşağı 10 bin yurtlerine sa suretle nihayet vermişlerdir: taş geçinecek ve memlekete 4 5 milGazimizin bu sözleri Cumhuriyet hS yon lira girecektir. Hükumette made ni isletme kânnra yüzde 6 2/5 ini ala kumetinin esas umdelerini gosterir. Ba caktır. Bu işe paralarmı yahran vatanyol özerinde yürümek bize her saha • daslar bihnelidirler ki alacaklan faiz, da çok feyizli neticeler vermif ve v e r c ve kazanecaklan piyangodan maada, cektir. aynca da Türk vatandası olmak itîbariBundan en çok fayda görecek olan* le memleketin edecegi istifadeden tabialar tabiî bugünkü mektep gençleridir» tile bir hisse alacaklardır. Fakat dahası vardnr, bakır, komur, demir, petrol giHem bu yüzden, hem de milletin ea bi dünyanın başbca aradığı maddele • münevver ve en ülkülü kısmı olduklan rîn en mühimierindendir ve ona sahip için millî iktuadi koruma ve yükselt « olmak, cihan piyasasma ondan hahn same savasmda onlann en ileride ffit * yıln bir miktan dökebilrnek, bir memlekete beynelmilel münasebetlerde baş melerini bekleriz. Ve onlann bu yok da millete yol gostereceklerinden emi< ka bir ehemmiyet kazandınr. niz.» Bütün fikir v e terbiveler gibi iktı fakat sesim çıknuyordu. Yüzü be nim yüzüme yaklaştı, büyüdü, ansızın kendimden gectim. Sonradan öğrendim ki baygmhğnn üç daki kadan fazla sürmemis. Küçük bir odada kendime geldSm Gönevyevin sesini tamdım: «Ayılıyor...» diyordu. Gözlerim açıldı: Hepsi üstüme iğilmislerdi. Yüzleri bana bambaska, değişmi», kırmızı, yahut yesilimtırak görünüyordu. Annesmden daha kuvvetli olan Janin, onunla bir yaşta imtf grbiydi. Göz yaşları bilhassa Hüberin yüzünü harap etmişti. Çocukken tza onu dizlerinin üstüne oturtifl> ta: «Fakat yavrucağımm hakîkî bir kederi var...» d'ediği zamanlardaki gibi yüzünde çirkin ve tesirli bir ifade vardı. Yalnız Fili, Berlin ve Paris barlarında sürüklediği elbisesile ba> na kayitsd* ve sıkmtıli yüzünü çe viriyordu, bir senliğe gidiyormuş, yahut oradan geliyormuş ta, boyun bağmı henüz çözmemiş oldoftn içh» perişan ve sarhoş bir halde imâş gî« bi. Arkasında duran ve Olemple kızlan olması Iâzım gelen kadınlar\ gözüm iyi seçmiyordu. Günevyev ağzıma bir kadeh uzattı, birkaç damla içtim. Kendıimi iyi hissettiğhni söyledim. Tath v« iyi b » sesle, bana, hemen yatmak isteyip istemediğimi sordu. Akluna gelen i S cümleyi söyledim: Onunla en sonuna kadar be v raber gitmek isterdim, çünkü kendî» sine veda edemedim. 1 Sesinm hakiki perdesini anyan bk aktör gibi tekrarhyordum: <ÇünkB kendisine veda edemedim.» Zavahîri kurtarmaktan başka bir hedefi ol mryan bu alelâde sözler, ani bir kuvM vetle, bende ifade ettikleri duyguyu uyandırdılar; haberim olmıyan bif şeyden haberdar olmuş gibiydim* Engerek Yazan: Françoi* Mctariae Benhn evvel gitmekliğim ne benim içm,' ne de başka biri için mesele değüdi. Projeler, hileler, suikastler ancak pek yakm olan ölüraümden sonraki iş lerdi. Bu hususta hiç şiiphem yoktu. Hep öldüğüm takdirde kanmı göz 8nüne getirirdim: Bendem dul kala caktı v« kasalan açarken yüzündeki matem tüîü onu rahatsız edecekti. Yıldızlann biribirine kanşması bende bu ölümden fazla hayret v e ı ı kmtı uyandıramazdı. Bütün gayre • time rağmen, bende gizlenen u ada> tn\ şahsiyetim, vaziyeti tetkik ediyor ve düşmanlarıma karsı bundan is • tihsal edecegi faydayı hesaplıyordu. Tren kalkıncıya kadar kİMettiğia feyler bunlardk Düğümü Tercume eden: Peyami Safa Ondan sonra muhayyelem ise ka nştı. İlk defa olarak îzayı bîr gün evvel ve daha evvelki gün yatağında iken gözütnün önüne getirdîm. Ka lezdeki odasınm dekorunu tahayyül ertim. (Bordoda öldüğünden habe rim yoktu.) Mınldandım: «Tabuta kondu...» ve aîçakça bir teselli duydum. Yoksa nasıl hareket edecek tim? Çocukların düşmanca bakiş lan karşısında ne yapacaktım? Halbuki çimdi mesele halledilmis bulunuyordu. Geri tarafı için oraya gi • derken sçinde bulunacağım yatak, her raüşkülü izale edecekti. Çünkü benim cenaze merasimine istirakim düsOnülemezdit O anda ben göç be> lâ yerimden kıtnıldıyabiliyordum. Bu taki odasma kadar çıkarmak güçlüğü, kan alınması... Beyne kan hücum etmesine rağmen, bütün gece şüurunu muhafaza etmiş. Isaretlerle ve ısrarla hep beni istetmiş, ve sonra, papaz içeri girerken uyku ya dalmış. «Fakat düasmı daha evvel yapmıştı...» Alfret beni siyah örtülü evin o nünde bırakmak ve merasim için giyinmeğe ancak vakti olduğunu vesile ederek yoluna devam etmek istiyordu. Fakat beni otomobil<Ien indirmeğe razı oldu. tlk basamaklan çıkmama yardım etti. Sofayı göre medim. Karanhk duvarlar arasında ve çiçeklerin etrafmda şamdanlar yanıyordu. Gözlerimi kırptım, Duyduğum gurbet hissi rüyaya benzi yordu. Hüber merdivenden iniyordu Siyah elbiselerile gayet dürüst giyinmişti. Elini bana uzattı ve konuş tu; fakat sesi nekadar uzaktan geliyordu! Ben d« cevap veriyordum, (Mabadi var)