11 Kânunuevvell 33; Küçük hikâye ]şte ona karışmam! Bütün mahkemeler faaliyete geçtiler Birinei sahifeden mahat zarfmda yerleştTrraektefn çok mem nun olan Zekâi Bey bir muharriri mize asağıdaki beyanatta bulunmuştur: Bizim îçin her şeyden evvel lâzım olan, Adlîye mekanizmasının tam btr strrette isleme*idir. Bu, temîn edilmistir. BUtün Adlîye daireleri bugün tamamen yerleştîrilmîs vaziyettedir. Son olarak îcra ve iflâs daîreleri'nia de Toohanedeki Merkez ktrmandanlısn binasma yerîestîrflmesi için ka • rar alıntnıştır. Yalmz bu verleşme bildi*inir gibi biraz dağımk olmtretnr. Mabkemeler esaslı ve nnwterek bir yer buluncıya kadar bujriînkü sekîlde çalısabîlecek vazivettedirler. Burada bulundu&rrm müddet zarfmda yaotıŞrm tetkikat esnasında Adliyevî toplu brr hal« petîreblltnelc icm fki binanm en zîyade elverisli olduğunu gördihn. Bunlardan birisi Postahane, d»*eri d* Liman nanıdır. Lfman hanTnm odalannm hemen bepsi kücük kücvktür. Bir malıkeme salonu yapabilmek içm bîr kaç bölmevi yıkmalc îcap edecektir. Halbuki Postahane binasmm odaları ise gayet büvuktür. Marıkeme salonu olmaŞa cok musaîttrr. Bu binanm ücüncü ve dordüncü kalan posta ve teleraf teskîlâtına hiç zarar îras ettneden Adliveye terkedilebîlir. Posta îdaresi birincî ve ikmci katlara «eabilh*. Esasen postahane bînasmda Ankaradafci nmum mudürlüee aît ban daireler ve teşkilât vardır. Bunlar şimdîve kadar Ankarada yer bnlunatnadıSi » ™ buÇ rada kaimıstrr. Bu darrel^rm Ankaraya naklt pek mihnVîrndOr. tstan bul posta başmSdürlü&ünun de Beyo&lu posta darr«*sme nakli kabîl olabîlir. Her îıalde tstanbnl Postabane binası Adliye îcm pek mükem meldîr. Ben bu husurtakî f3tirlerî«ni bir ranor halmde hükumete takdim Vekil Bev, yamgra mesuHerî îçm de demîstir kî: « Bu meseTeyi rahkikat bktîkten sonra mabkeme balledecektir. Benim bu bususta sTmdiden bir şey söylemeın doŞnı olmaz.» Vekil Bey, Ankarada bf!Kas«a Adliye dairelerfni tODİu bir halde hulunduracak daimî bîna meseiesile meşgul olacak ve Heveti Vekileye Adliye yansrımndan mütevellit vazi* yet etrafmda îz^lıat verecektTr. Yangın dolayısile mahvolan evrakla alâkadar halkm haklarmın zıyaa uğramaması için icap eden fevkalâde tedbirler Heyeti Vekilece te*bit edilecektir. Nihayet bir aya kadar daimî bina meselesi de halttedilecektir. Vekil Beyin bu meselenin hallinden sonra tekrar sehrimize «elme&i muhtemeldir. maUcemelerinin bos kalmaması te tnin edilmistir. Ağırceza mahjcemesinin yangmdan kurtanlan 750 dosyasmın 70 i mev kufludur. Bu meyanda Beyoğlu sabık başkom»sffci Mücin Bey ^lîkkInda, Kumkapıda şoför Nuri Efendiyi kaKl meselesmden açılan dava dosyası da bulunmaktadır. tahkikatına bugün de devam edilecektir. Yangmdan ihmal ve idaresizlîk • leri dolayısile mes'ul tutulacağı söylenen memurlar hakkında da gerek Müddeiumumilik ve gerek Adliye müfettişleri tarafından tahkikat yapilmaktadır. Evvelce istiçvap edilen Adliye le vazım memuru Tevfik Beyi müteakıp icramn muhasibi mes'ulü tsrnet Beyin de malomatına müracaat edilmistir. Bazı memurlar hakkında gayrimevkuf olarak tahkikat yapılmakta olduğu sö.vlenmektedir. Şiddetli yağmurlar ve Hfaiyenin mütemadî mesaisme rağmen Adliyenin emanet ve icra dairlerine ait kısımlar daki enkaz hâlâ sönmemis, buradan dün de sık sık kesif düman küt'eleri ve alevler çıkmışfar. Binanm diğer yerlerm • deki enkaz söndürülmüsse de birkaç amele fle icra olunan hafriyat teşebbüsü, henüz enkazm soğumamasmdan netj cesiz kalmıştır. Bu vazivet yüzünden bafriyata ya nn baslanılması da süoheK görüimek te ve daha iki üç gün geçmesine lüzum gösetrilmektedir. Hafriyat neticesinde bulonan evrak ve kasalar muhteviyatı hakkmda bir tebliğ neşredilerek alâkadarlarm ten vir edilmesi muhtemeldir. tspanyada çıkan ısyan Birtnci snhifeaen mabat dilmiştir. Bu sehirde tüfek ateş! de vam etmektedir. Şimdiye kadar sekU kişi ölmüs, 200 kişi de yaıralanmutır. Madritte bir manashrda yeniden üç bomba patlamışhr. Bu vak'a üzerme 40 kisi yakalanmışhr. Valâns eyaletmde Sillâs köyünde birkaç adamm bir yere götürmekte oldukları bombalar bkdenbire patlamış, 15 ki'inin ö'ümüne sebep olmustur. Valâm 10 (A.A.) Müfritle demir^olu h^ttmı bozduklanndan Bar selona Sevillâ ekspresi yoîdan çık • mıştır. Müfrtler bundan baska bir köorüvü daha atmısJardır. 5 SK ve 11 i aeır olmak üzere 36 yaralı vardır. Valansiya 10 (A.A.) Dün akşam «Elkasr» da, müteaddit bom balar patlamıstır. Bunlar, müfritlerin gizlice aktettikSeri bir içtima esnasında infilâk ederek, 7 kişiyi param parça etmiştir. Müfriler tarafmdan Valansiya el vanndaki derin bir uçurumun üs tünde kurulu demir köprünün altına konulan bomba, köprüyü uçur • muş ve o sırada oradan geçen ara balar, uçuruma yuvarlanmıştrr. Madrit 10 (A.A.) Manaatırîaı da birçok bombalar patlamıstır. Giı natada müfrhler bir manaa*rr ve 4 kiliseye ateş vermişler ve kiliselerden biri ve Adliye sarayı tamamen yanmıştır. Şehirde tüfek musade meleri olmuş ve elektrik hatlan tah rip ed'ildiğinden şehrin bir kısmı karanlıkta' kalmıştır. Vali müfrit hareketinin akim kaldığını hükume merkezine bildirmiştir. La Carogn« de umumî grev ilân olunmoş ve şe hir tamamile karanlıkta kalmıştır. VHtoria, Sarragosse, Valancia ve diğer birçok şehrrlerde tüfek musa demeleri olmakta, bombalar patla» maktadır. Birçok ölü ve yaralı vardır. Kabine sabah saat 2 ye kadar devamli surette toplantı halind'e bu lunmuştur. Dahiliye Nazın ibtilâl hareketinin tenkil olunduğunu ve bugün her tarafta sükunun iade edileceğini haber vermiştir. Nalbantoğlu at cambazı Hayri usta, j kansı Sünbül Hanımı pek hor kullanı yordu. Ona, o genç ve güzel kadma I. ~Jir gün iyi muamele etmemişti. ^»ndisinin günü ve gecesi atlar, eşekler, katırlar içinde geçtiğinden mi, nedur» tabiati çok sertti. Sesinde daima bir kamçı ahengi vardı, okşayışlarmdan bi8 e le bir tekme atış veya ısınş çeşnisi " »lird'\ Fakat o, yedirip içirme, giydirip kuşandırma isinde çok cömertti. Evine et alırsa mutlaka bir koyunun dörtte bitini alınh. Pirinci çuvalla, şekeri san dıkla getirirdi. Bu, güzel kansıra a dam yerine koyduğundan değildi. Fatihteki ahırlarda yaşıyan atlannı, eseklerini, kahrlarnu bol arpa ve bol samanla beslemekten gelme bir ahşkanlıktı. Atpazarma çıkanlan hayvanlann herşeyden evvel semizliklerile müsteri bulduklannı uzun tecrübelerle öğren mişti. Bir dirhem et, birkaç lcusuru örtüyordn. thtiyar bayvanlar, şişkin bir deri içinde genclesiyorlardı. Bu »ebeple Hayri asta, üç liraya ahp otuz üç liraya cetmağa alışbğı hayvanlarm kannlaruu tnükemmel doyururdu. Giyim meselesi de böyle idi. Giael bir başlık, süsKi bir çul, parlak bir kuskun, en çelimsiz bir beygire enikonu tenasüp getiriyordu, göz kapıyordu. Bu noktayı da pek iyi kavnyan Hayri usta, elinden geçen bayvancıklan yama!ı belleme, çuvaldan haşa, ip yularla pazara çıkarmazdı, mutlaka süslerdi. Bo îtîyat sebebfle de kansı Sünbül Hanıma en ivi ktnnastan entarilikler, hırkalıklar hhrdı! Şu tarifimizden anlaşıhyor ya: Hayri Efendi midde adamıdır, m»nadan anlamaz. Goze görünen şeyiere kıymet Verir, elle tuhılmıyan şeylerle meşgul oimaz. Sattığı hayvanlarm semiz ve termz olmastna bakar. Onlarm eşkin, rahvan veya yürük olmalarmı bile tâli krymetlerden sayar. Cünkü bir atm evvelâ boyuboso, semizliği veya zavifEgi göze çarpar. îyi koşur» kosmadığı, huvlu veya huysuz ohmı birdenbire anbşılmaz. tste bu sebeole de kansmın maddî varlığüe alâkalamyordu. Ontm manevî Ehtiyaçlanm düşünmüyorda. Halbuki kadm • bütün canh mahluklar içinde yegâne olmak üzere maddeden zivade manaya bağhdır. Güzel bir gozden fazla güzel bir soz kadmı esir eder. Havvanm kızlan, hilkatin bir muamması blarak, yaşarlar. Mtdelerinden zivade yürekieriie gıdalamrlar. Onlarm üsü tne ve ısmma kabflivetleri, deril«'rinde de£fl, ruW»rmda*îır. Bazan kürk içinde Gsürier, dekohe iken terlerler. Muhtaç ol 'duklan harareti veya serinli&i kostümden alm"1ar. ainrazif". Bu ihtiyaclanttı mutlaka rnhlarma aktblacak növazîşlerle temfn ederler. Birkaç yıl böyle geçti, kankoca a • rasmda ruhî bir buse teati edilmeden araya ece{ girdi, şiddetli bir soğnkal gmlığile yatağa diişen at cambazı Hayri usta, üç bes gün içinde ölüp gitti. Koca san'atkir ölüm döseğinde bile yalnız hayvanlann] sayıklamıs, onla • nn yularlarile, bellemelerile, arpa ve samanlarile meşgul olmuştu. Kansı run admı, bütân hastalık giinlerinde bir kere anmiftı. Bu da onun nstüne eski • ce bir hırka geçirmesinden n»ötevellit teessürle idL Hasta canabaz, dügme leri düsük, dikişleri biraz sokfik olan bu hırkayı gorünce hummalı gözlermi aça aça bagırmıstı: Bu çul seni kötü gosterfyor. Surnbül. Şunun bir iyisini giyin! Genç kadm bu tavsiyeye riayet et ti, fakat kocasınm hoşnutluğunu sezemedi. Çünkü adamcağrz, dayanılmaz a • teşler içinde dalgınlaşmısh ve nihayet ölmüştü. Sümbü! Hanım, umulmıyan bir gunde eve giren ölüm önunde îlkin şasa • ladı, sonra vaziyetini muhakeme etti ve konukomşu fle beraber a&larken ııhninde hep o muhakeme isliyordu. ts • te kocası ölmüştü, kendi de dul kalmıstı. Acaba bu hâdiseden kendîne nasıl bir değisiklik geliyordu?.. Sünbül Hanım düşündü, düfündü. Yüreğinde derin bir yara açümadığuu gördü. ölen kocası, yıllardanberi aç kalan yüreğine öyle yalna bir matem bulafbrmıyordu, bu gidifte candan sevilen bir dostun gözden uaaklaşması kadar bile acılık yoktu. Bumınla beraber Sünbü] Hanım usule, âdeta uymaktan geri kaknadı, u • run uzun ağladu Hele kocasmm cesedi yıkanırken feryadı ayuka çıkardı. O, merdivenbasma çömelerek asağıdaki ölü yıkayıcılara iffttire isittire haykm • yordu: Aslan yapıh kocam, kaplan yapılı kocam, beni bu genç yaşunda kimlere bıraktm da gittm, ölü yıkıyanlara nezaret eden imam efendi, aglar gibi görünen bu sesteki samimiyetsizliği seımekte gecikmedi ve menfur bir düşünce fle hemen ma • temli kadına doğnı yüıünü çevirdi, e • lini gögsüne koyarak işaret etti: BaoaL. Ensesinden sıhhat, yüzünden iftiha, gozlerinden bmbir heves fışkıran genç imamm bu isaretini gören Sünbül Han:m, teranesine devam ediyordu: Bu koca evde kim oturacak, beni kim koruyacak, elimi kim tutacak? Isaret ayni menfur cüretle, tazelen • di: Benî... Saçımı kim çozüp örecek, hırkamı kim giydirip çıkaracak, bana kim yâr olacak? Ayni ifaret, imamm kabanp inen goğsünde oynadi: Şu hale gore Sünböl Hanım biraz aç Ben!... ve biraz çıpiak demekti. Kocasmm bol bol getirdiği etler, yağlar, pirinçler, şeSünbül Hanon, yeni bir evlenme kerler onun yüreğinî doyurmuyordu. mü}deliyen bu isaretlerin ne dereceye Sırhna gecirilen entariler, hırkalar rukadar dddî olduğunu tecrübe etmek binmdaki üşümeyi gidermiyordu. Kan tedi, teranesine şöyle bir fekil verdi: koca, bir nevi yabancılık icînde yaşı Bari ölecektin, iflâs ettneden öl^ordu. leydin. Şimdi bıraktığm borçlan kim verecek, bu ağir yükün altından beni Hayri tuta, madde ile pek fazla alâka kim kaldmcak? landığı için karısındaki boşluklan, aç İmam, bu suafi ifib'nce ySzunu ek • lıklan, çıplakhklan goremiyordu. Alıp şitti, Sünbül Hanıma duyura duyura sattığı hayvancıklar ffibi onu da sade frîyman tutmakla, süslü bulımdurmak homurdandı: tşte buna kansmam. tsin yoksa la iktifa ediyorda. Bu pek tabiî gaflet, derdini öKiye anlat!... Siimbül Hanım için bir azap, ebedî bir M. T. azap oluyordu. raflarca müsavaten terviye edflecek • br. rasına Htifak sartile ayru sureüe bıre • ket edebilecektir. Yüksek âkitlerden her birisi uzlaşma komisyonu tarafmdan verilen ka • rann veya teklif edflecek olan «ureti hallerin tatbikma halel getirecek mahiyette olan herhangi bir tedbir ittihazmdan ve ihtüâfı tesdtt veya tevsi edecek mahryette bir hareketten umumi • yetle tevakki etmeği taahhüt ederler. Madde 22 thtilâfta sair devlet • Ierin bir alâkasi olduğu ahvalde bile işbu muahede yüksek âkit taraflar ara smda lâzimüttatbik olacaktır. Madde 23 Işbu muahedenin tefsiri hakkmda yüksek âkit taraflar ara DGnkO kararlar Btesnıci müstantiklikce yangmdan evvel tevkife karar verilen rüfvet al maktan maznun polis Süleyman E • fendi dün bîrinci ceza rnahkemesine istida fle müracaat ederek tahliyesini istemistir. Evrak yandıgı ve Süleyman Efen dinin tevkifmeroüteallıTshiçbir deVl bulunmadıgı içm kendisinîn serbest bırakiimasına karar vernmistr. Htrsızlıktan mevkuf sabıkalı Yor gi, açikgözlülükle yakayi kurtarmak içm dün ücüncü cezaya müracaat ede; rek tahliyesmi istemis ise de kendi« ne ait evrakm yanmadıgı anlaşılarak bu talebm reddine karar verilmiştir. îkmd müstantik Mahir Bey, dün mevcu den zabttadan gelen iki yankesicinin tevkifme karar vermistâ*. Hafriyat yapılamıyor icra ve illâs daireleri tcra ve iflâs dairelerile icra hâ kimliklerinin Topanede mülga Topane müsürlüğü binasmda çalısabilmeleri için lâzım gelen tamirata dün başlaıunıstır. Tamira* bugün bitirilecek ve yarmdan kibaren Adliyenin bu kısmi da faaliyete geçerek müracaatleri kabul ed'ecektir. Bu suretle Adliye teşkilâtmdaki en mühim eksiklik tamamlanacaktır. Tevkifanede muvakkaten yerle secek bes sulh mahkemesi için Hapisane binasının bir kısmı ayrıl • mıştır. Mahpuslara ait dairelerden methali tefrik edilmis olan bu kısma sulh mahkemeleri bugün tasmacaklar, bunlann Tevkifanedeki yer Ierini henüz yersizlikten ise bas • lamıs olan beş istintak dairesî ifgal edecektir. £imdilik Adliye ua.^.^.I pek dağınık vaziyebte olduğundan ara • larında irtibatın telefonia temin edilmesi kararlaştirılmiştır. Adliye müfettişlerine Liman hanmda iki oda tahsis edilmis ve müfettişlik bürosu dün açılmı^tır. îstanbul Adliyesindeki mtıayene işlerile meşgul olan tabibi adliler, esaslı bina bulununcıya kadar Tıbbı Adlî umum müdürlüğü dairesinde vazifelermi ifa edeceklerdir. Adliyenin muvakkat yerleşme masraflan için dün Vekâlet müte • ferrika tertibinden avans olarak Müddeiumumiliğe 2000 lira gön • derilmistir. Müddeiumumî ile diğer Adliye dairelerinin mühürleri yangmda ziymM. ugramıstı. Dün yeni mühürler Darphanede yaptınlarak tesellüm edilmis ve alâkadar dairelere tevzi edilerek bunlarla muamele icrasına başlanmışiır. 53,500 Lrahk tahs sat verilecek Ankara 10 (Telefonla) tstan • bul Adliye binasmm yanmasmdan dolavı mahkemelerin ve icra dairelerinin : m llî emlâk bina'arına ve bunlar kâfî gelmediği takdirde hususî binalara yerlestirflmeleri, evrakı matbua, mefru şat, tenvir, ve teshin gibi masrafarla edd Adliye sarayı enkazında hafriyat icrası icin Adliye Vekâleti bütçesmin muhtelif fasıllanndan tasarruf edilen 53,500 liranın münakale suretfle ye niden açılacak bir fasla tahsisat kon • ması hakkmdpki lâviha MecKse gel miş, bütçe encümenine havale edilmis Vilâyetin yaptırdıgı tahkikat tatanbul Vilâyetinin Adliye yangına hakkında aynca tahkikat yaptırmakta olduğu yazılmıstı. Vilâ • yet bu tahkikat evrakmd'a yangi • nın nasıl çıktığını, söndürülmesinde tesadüf edilen müşkülâtm esbabını ve bundan mes'ul olması lâzım gelenleri izah edecek, bunlan resen Dahiliye Vekâletine gönderecektir. îstanbul C. MüddeiumumHiğinden: Muhakim ve devairi Adliyenin yer leri tesbit edilmis ve faaliyete başladığı da evveîce ilân edilmişti. Bu muhakim ve devaire ait bil cümle hükkâm, memurin ve müstahdemini Adliyenin kemakân mezkur binalardaki vazifelerine devamlan tebliğ olunur. Devlet Şurasımn karar • ları ve Meclis Birinei chifeden mahat bebi nedir, diye sormustur. Celâl No ri Bey lnıiHİan sonra deraiştir ki: « Millet MecHsi, başka meclislere o kadar benzemez, Şurayı Devlet ka • rarlannı tetkik etmek salâhiyed haricinde değildir. Şurayı Devlet mahkemelerdeki teminat fle iş görmüyor, karar tashihi yoktur. Müdevvenata birkaç madde flâvesi lâzımdır.» Refet Bey, Sarayı Devletm idarî davalan görmesini tecviz etmekle kal mamıs, hatta müstakfl idarî mahkeme lere Hizmn ve ihtiyaç olduğunu söyle • mis, bununla beraber Meclisîn idarî karan murakabe suretile tetkik edebileeeğini, fakat bunun murakabe vazifesinden başka birşey olarmyacağnu « ı • latmışbr. Cemal Bev «Afyon», Şurayî Devlet kararlannm Meclisten geçmesi lüzamunu teyit eden hâdiseleri zikretmiştir. Hasan Fehmi Bey «Gümuşane», hal. km şikâyet hakkınin mutlak olduğunu söyliyerek demiştir ki: « Teşkilâb esasiyede «teşri vazifesi Meclisin, icra salâhiyeti hükumetm, kaza hakkı mahkemelerindir» yolunda yazıh hükümler icrava karşı konulmuş hüküm?erdir, yoksa Meclise karşı de ğildir. Meclis, murakabe kanalile mü • dahale eder, icra, arzuhal encümeninin karannı kabul ederse zaten mesele yokhir ve vapılan da budur.Meclis, bu karat lan tekîk edemez şeklinde verilecek karar daha zararîı o'acakhr. Bu Mecliçte temyiz flâmı bile şflcâyet üzerine iki defa ruznameye girmiştir.» Şükru Bey, Sarayı Devletin kazaî kararlannm tetkik edflemfyecegi mü taleasım müdafaa etmis, Resk Bey de aksîni iltizam eylemiştir. Söz alanlar çok olduğundan çarşambaya talik edilmistir. ceke Müddeiumumiliğin bir tebliği Ağırceza ve ceza mahkemeleri Sultanahmette taş mektep binasmda yerlesen Açırceza mahkemesâle ceza mahkemeleri, dün fnüddeiumuınilSkten gönderilen mevkuflu işleri kay^ detmekle meşgul olmuslardtr. DünkS m«"ai böro mtiimelgleıBMİen îb«ret kalmıştır. Bu mahkemelerde durusmalara bugün başlanacaktır. Yangutdan kurtanlan ücüncü ceza mahkemesine ait 1500 dosyanm bir kısnrı, evrakı yammş olan diğer ceza mahkemelerrne verîlmiş, yanan do*yalar karakollarda yeniden meydana getirilinciye kadar bütün ceza smda tahaddüs edecek herhangi bir ihtflâf muahedenin ikinci maddesinde musarrah usule tevfikan beynelmflel daimî adalet dhranma arzolunacaktır. Madde 24 tşbo muahede tasdik ohınacaktır. Tasdiknameler »ureti nümune ile Ankarada teati edilecektir. Madde 25 fşbu muahede, tasd?k • namelerin teatisi ile beraber mevldi mer'iyete girecek ve mer'iyete dühulünden ib'baren «beş» senelik bir müddet için muteber olacaktır. Bu müddetin in« kizasından «altı» ay evvel mefsuhiyeti ilân edilmezse işbu muahede zimnen «beş» senelik yeni bir müddet için tecdit edilmis addolunacak ve bu tecdit Ne yapacaksmız şimdi? Mareva, oturduğu koltuktan kalktı. Yüzü pencereye müteveccih olarak bir müddet ayakta durdu. Düşünüyordu. Tuvalet masasının üstündeki altin tabakasmdan bir sigara daha ahp yaktı. Derin bir nefes çekti. Hırçın parmakları arasmda sigarayı ezdikten sorjra pencereden d'ışarıya fırlatıp attı. Birdenbire Paprikaya döndü: Faciaya mâni olmak için bir tek çare görüyorum. Bu çareye pazartesi günü baş vuracağım. Mu vaffak olmak icin herşeye katla naeağım. Muvaffakiyet hâsıl oluncıya kadar Kanda ikamet ettiğimi İbrahime kat'iyyen söylememenizi, bakınız, tekrar rica ediyorum. Esasen yarın Kanda bulunmıyacağım. Siz müstesna, herkes için, başka bir diyara gitmis olacağım. Somberg buraya ne vakit gelecek demiştiniz? Ayın dördünde! Alâ!. Gelir gelmez doğruca sî Harp borçlan işi gene tazeîeniyor! Vasington 10 ^A.A.) Hariciye Nazın vekili M. Filips, Fransa, Belçika, Lehistan, Macar, Romanya ve Litvanya hükumetlerinin sivasî mümessillerine birer muhtıra tevdi etmiştir. Bu muh hralarda haro borçlan hesabma 15 birincikânunda ödenmesî lâzım gelen taksit zamanmın geldiği alâkadar hükîîmetlere hatırlatılnnştır. 15 birinc'kânundan evvelki son taksitleri de ödememis olan hük'ımet'erin bu vaziyetl?rinde herhangi bir deği • şil'''k olacağı umulmuyor. Borçlu devletlerin haziran ve kânunuevvel teksitlerini ödememeleri, tn giltere ve Italya hükumetlerinin de bu taksitlerin ancak yansmı vermeleri yüzünden Amerikamn 300 000,000 do • lardan fazla bir zarara uğnyacağı tahmjn nlunuyor. rahkikat Adliye yangınmın sebep ve mes'ulleri hakkındaki idarî, adli tah • kikata dün de devam edilmistir. Bu iyte mevkuf suçlulardan Adliye kapıcısı Ahmet dün müstan tikliğe cebedilmiş ve sorgusu akşama kad*ar sürmüstür. Müstantiklik şekli bu tarzda devam edecektir. tşbu muahedenin inkizasmda ona tebean girişilmiş bir dava, daimî uzlas • ma komisyonu, daimî beynelmilel di vanı adalet veya hakem mahkemesi huzurunda derdesti rüvet ise ona müteallik usul nihayetine kadar ikmal olunacakbr. Balâdacki mevaddı teviden murah • haslar işbu muahedeyi imza etmişlerdir. ' * Belgratta 27 tesrinisani 1933 tari h<rc?e iki nüsha olarak tanzim edil • mijitr. Bogoljoub Yevtiç Tevfik Rüştü zi ziyaret edeceği muhakkak. Kendisinden nerede oturduğunu öğreniniz ve derhal bana malum&t veri • niz, anladmız mı? Evet. Gerisi bana ait. Ah, madam!.. Bir muvaffak olsanız!.. Bilseniz nekadar minnettar olacağım size.. Durunuz matmazel. bitmedi daha söyliyeceğim... Buyurunuz. Zannediyor musunuz ki bu mucizeyi sırf güzel gözlerinizin hatırı için yapmağa çahşacağıml Paprikanm sevinci çok kısa sürmüştü. Yeni bir endişe ile kalbi sızladı: Sizi mert bir rakip olarak teIâkki ettiğimi söylemiştim demin den. Biliyorum, teşekkür ederim! Teşekküre hacet yok. Sözlerime dikkat ed'niz. Bu mucizeyi yapmak için her türlü fed'akârhğı yap Madde 21 thtflâhn hakemi veya kazaî bir surette halli için muhakemenin cereyanma basladığı bütün ahvalde bahusus taraflarm arasmda müte • baddis mtilâf vokua gob'rilir veya ge • ihümek üzere bukman eTalden ise statüsünon 41 inci maddesi mudbince hareket eden daimî drvanı adalet yahut hale göre hakem mabkemesî, fttihazı icap eden muvakkat tedabrri mömkön olduğu kadar kısa bir müddet zarfm da bildireceklerdir. Daimî uzlatnuı komkyonu dahî icao eders» ve taraflar a Akkâmı umumiye Bir unutkanlık facası ZurLh 10 (A.A.) Evindeki havagazi borusunun musluğunu dün gece dikkatsizlikle açık bırakarak yatan bir kadm, bu sabah üç küçük çocuğu fle birlikte ölü olarak bulun • muatur. mağı göze aldım. Belki muvaffak olacağım! Fakat, muvaffak oldu ğum takdirde mükâfatımı isterim! Ben sizi nasıl mükâfatlandırabilirim? tstediğim mükâfatı bizzat alraağa muktedirim, matmazel.. Bakınız, tekrar ediyorum... Sizi mert bir rakip telâkki ettiğim için mu vafakatinizi istiyorum. Söyleyiniz. İbrahim ile bir tek gece kal mak. Sözden dönmek yok, Mat mazel Paprika! Şartlarım açık ve kat'idir. Pazarlık tanımam. Ya, kurtulan İbrahim bütün kalbini size hahsru tahsis edecek, o vakit o aşk gecesi hulyalarımm mate mini ebedileştirecek, yahut eski metresini tercih edecek, o takdirde insandaki ihtkaslarm temevvüç Ierini düşünmek sırası size intikal e*miş olacak ve yahut, mesaimde muvaffak olamıyarak tbrahimi feci akibetten kurtaramıyacağım; bu Tehika: 97 Moris Dökobradan naklen Aşkın Kudreti Çünkü mektuplarında bana sizden hiç bahsetmemi&ti. Bu vaziyet karşjsmda ona hkaben hergün bir mektup yazıyor, fakat poMa kuhısuna «tacağıma ateşe aiıyordum. Hatta dün otomobille köşkün beş yüz metre kadar yakımna sokuldum. Ce*aretim kınldı. Kana avdet ettim. lsfeemiyordum ki bir senelik aynhktan sonra onunla ilk görüşmem, sizinle aramda geçebüecek hâdiseden aci BÖzIerden, hırçmlıklardan sonra oleun. Daha asude, daha sükunet içinde buluşmak istiyordum. Bu şe • kflde bir randevu imkâmnı «Rifü • nürken karşıma çıkhnız. tste mat mazel Paprİka, şimdi bfrbirimizi iyi fcamdık; sizi mert bir rakip olarak fcoröyor ve Syi* telâkld ediyonun. Şu vaziyete gore benden ne gibi bir muavenet talep etmek niyetinde bulunduğunuzu açıkça söyleymiz! Yardımımzdan kat'iyyen malumatı olmamak sartile onu kur tarmak için bir çare bulmanızı i % tiyorum madam. Halen Kanda buIunduğunuzu bilmiyor. Geçen gün köşke gelen ziyaretçi kadmı tanı • mad'ığimı söyledim ve inandırdım. Kanda bulunduğumu bilmiyor tnu?. Hayır. Köşke geldiğimi? Hayır. Onu da bilmtyor. O halde, benim mevcudiye • timden kendisine kat'iyyen bahsetmiyeceksiniz. Böyle olması muvaflakiye* için daha iyi. ştkta ise, onun gibi mert, yüksek vicdanlı ve iyi kalpli bir erkeğin arkasından ağlamak için yekdiğeri • mize daha sıkı bağlarla bağlanacağız! Marevanm cevabı, gayrikabfli temyiz bir mahkeme karan kadar kat'î idi. Bu ağır ve acı karar Paprikarun üzerinde bir kırbaç tesirî yaptı. Kalbi kopacak kadar çarpi • yordu. Elleri kilitlenmiş, başı ateş içinde, ayaklan buz gibi... lntikan ateşile parlıyan gözleri, elmd'en âşıkmı gasbetmeğe kalkışan raki bine dikilmişti. Maahaza, ümit ışığı, heyecanmın feveranma mâni oluyordu. Gürcü kadınm ona uzattığı zehirli kapta bal da vardı. Vukuu muhakkak faciayı, yalnız ve yalnız Marevanm o da belki bertaraf edebileceğini biliyordu. Mabadi var t J*