»ıvanunuevvei aCamhariyet' S ON TELGRAFLAÖ Bana kalırsa Başıboş cihaz ün, Türk telsiz telefon istas yonlaruun yeknesak programlanna ilişmiştim; bugün de, bilbassa tstanbu] Radyosunda kendilerme pek güzel saatlerimizin şiikranını borçlu olduğumuz birkaç san'atkân istisna «ttikten sonra, ayni mevzua geleceğim. Ankara ve İstanbul Radyolan, malî imkânlarm hududunu aşmıyacak en basit varyetelerden bile mahrumdur; programlarına bakmağa hiç lüzum görmeden, bu istasyonlardan gelecek sesin ne olableceğini tayme muktedirsiniz: Gimlerden cumartesi mî? Saatiniz kaç? Sekiri çeyrek geçiyor. tstanbul Rad yosunu açmız, Bedayü Musikiye heyetmi dinliyeceksmiz. Biraz gecikirseniz gramofon plâkl/srma düseniniz. Hergun saat alti ile yedi arasmda Ankara utasyonundan kulağmıza gelecek te • rane ya Schtrmann ın senfonilerinden biridir. yahut bir dans havası. O kadar ki bazan program nesretmeğe bile lüzum görmezler. Şhnendiferlerm mev simlik tarifeleri bile bu kadar ırraay • yen ve yeknesak değildir. Halbuki evvelâ mevcut san'atkâr • larla bazı değisiklikler yapılabilir: Sololar çoğaltılabilir; bir orkestranm yeknesak uzanısma mâni olmak için araya triolar konabilir; Türk musi • kisi programlarmda bir raslm esare • tinden çıkılarak, yahut hiç ounazsa akvak bir sarkıdan hemen bir yürük havaya geçiierek ve tstanbul Radvo • sunun pek nadtr yaptıgı Türk çigan konserlermi sdclastırarak, hatta har . frim koyarak değisiklikler bulımabilir. Spikerier arada bîr hikâyeler, întisar etmis Türk edeM eserlfrinden güzel parcalar okuyabiiirler. Buna musaade etmiyecek bir möellifim« yoktor, hatta artoloiik mahiveti hnir. oldugu icm kendilerine dannıbnası bile yalniz bîr muaseret mecburiyetinden başka birsey değildir. Avrupa radyolanndaki edebiyad, gençlflc saatleri, konferanslar, îki kisi arasında yaoılan munakasalar, musi • kfli «ohbetler birde de radvo rrruhase becilerini ürkütmeden ve tüvlerini ür » pertmeden pekâlâ tekrar edilebilir. üniversite hocalanrmz ayda bir kere olsun mikrofon basma çağnlsalar, hiç • birsey beklemeden memnunivetle ge • lirier. Muharrirler arasında da böyle f^«îakârlan vardır. Yüksek tahsil fençliffi, radvo proın"^w»'a«T™1 «lave edile bîlecek bîr gen»lîk saatinde soz s8y lemeSî, siir ve hitafıe okumayı mernnunivet'e ustlerine alırlar. Bazı amntör temsîl heyet'eri arada bir istidMİan hakl"Tida dinleyicnerf» fîkir verebilir ler. Bunların yanılabilmi« içm para dan ziyade, her M ist^svonumurun basmda yalniz teknik vukufu deeil. okuyncu 1a nnm ten»avun<?rmî seznteğe muktedir bir jrazeteci anlavısım ve zekâsmı haîz msanlar Vi"'!ftrnnalıdrr. Nasıl dü şirnmîîvoruz ki Türkiyede sesinî en genîs halk tab^kalanna ve çok uzaklara duvuran en bu'^ük neşrivat cöıazı radyo^fn; halkla devlet, halkla matbuat, halkla m"n«vverler ve san'aticârlar arasmda bUâvasıta tem»< eden miltrofon gibi yegane »letm başı bu kadar bos bırakılmamalıdtr. PEYAMt SAFA (X) ve (W) meselesi Şayanı dikkat bir mütalea «Avrupa ve Amerika ile muhaberesi olan bir okuyucunuz» imzasile aldığı • mız bir mektupta deniyor ki: «Muhterem Beyefendi, (X) ve (W) harfleri hakkmda yazdığmız hkrada «Washington» ve «Alexandre» gibi (W) ve (X) harflerile yazüan kelimelerin türkçede okun ması miimkün olamıyacağını söylüyorsunuz. Bu mütaleanızm herhangi bir ecnebi h'sanı bilmiyen her Türk için, yani yurttaslarumzın kahir bir ekseriyeti için, pek doğru olduğu bedihidir. Şu halde «bu esas mevcuttur. Ec nebi ismihaslar okund' f îarı gibi yazılacaklardır» diyenlerin nazariyesini kabul etmek icap edeceği zannoluna • bilir. Esasen tktısat Vekâleti bu mütaleayı kabul etmis olmalı ki memle • ketimizde yerleşmis ecnebi müessese lere gonderdiği bir tamimde ticari unvanlannm Türk harflerile ve Türk imlâsile yazılması lüzumunu tebliğ et • miş, isterlerse Türk imlâsile muharrer isimlerinin alrma bunlarm kendi millî îmlâlarile yazilmıs şeklini de ilâve edebileceklerini bildirmişttr. Fakat yeknazarda nek tabiî görü nen bu karar dii encümenince nesre • dibniş olan imlâ lugatinm mukadde • mesinde vazedilen bir kaideye muhalif bulunmaktadv. Mıdcaddemenin XIV ve XV ind sahifelerinde münderiç olan o kaide diyor ki: «Aile Uimleri birer farika teşkil ettiğinden, Lâtin harflerini kulla • ntuı milletlerden birinin hatun yazısile yazılmif olanları, diğer biru nin yazıstna gore telâffaz tehavvülüne uğradıklan takdirde bile, atla değişmemektedirler. Marsilya, Tuna gibi Türk milti telâffazlartna malik olan isimler müttetna olmak üzere, coğrafya isimlerinin yaztst da, ayni şartlar dahilinde, değişmemektedir.» Acaba dfl encümeni bu kaideyi mçtn vazetmiştir? Tabii eneümen de Türk alfabesmde (X) ve (W) harf • lerinin bulunmadığmı, meselâ «Wa • shington» kelimesindeki (W) Türk çocugu için meçhul oldugu gibi, (sh) harflermin türkçede (s) okunamıya cagını biliyordu. Bunu bildiği halde oyle btr kaide vazetmesinin sebebi türkçe yazılmıs bir adresm lâtin harflerini kullanan her memlekette okunabilme»ini temin etmek maksadıdır. «Wa shington» u bir zarfm üzerme türkçe hnlâ ile «Vasmgton» şeklinde yazar sak o zarfa kovacağımız mektubun Amerika Birlesik Hükumetleri tdare merkezine varabilecegi pek meşkuktür. Meğer ki Türk posta idaresi türkçe imlâ ile muharrer «Vaşington» un altma bu şehn'n ismini lutfen bütün â • lemce malum olan şeklinde «Washmgton» imlâsile tekrar yazmış ola. Keza Avrupa yahut Amerikada kâin bir ecnebi ticarethaneye ismini Türk bnlâtüe yazarak göndereceğimiz bir mektubun yerine varacagı hiç ümk e • dilemez. O firma meselâ «Schenker et Co» gibi dünyanın her tarafmda maruf bir müessese olsa dahi Avrupah postacı «Şenker ve Şiirekâsı» adresmi havi mektubun maruf «Schenker et Co» ya ait olduğunu bittabi anlıyamaz. Görülüyor ki dil encümeni yukanda zikrettiğimiz kaideyi vazederken mantdcsızlığa düşmemis, bilâkis gayet müdebbirane hareket etmistir. «Çince isimleri niçin Çin harflerile yazmıyoruz?» Sualine gelince, yalniz çince isimleri despl hatta Slav harfle rile yazılan isimleri bile lâtin harfine tahvil ederken bunlarm imlâsrm lâtin harflerini kullanan her milletfn kendi şivesine göre tadil etmesi zaruridir. Çünkü başka türlü hareket edilmesi ma^deten mümkün deŞıldir. Fakat (W) ve (X) harflerinm Türk alfabevnde mflvcut olmamasnv dan mütevellk müslriilSt tamamen baki diyeceksiniz. Evet övledir. Acaba bu mÜKİülâti izale için Türk çocukia ruuı alfabe ö§retilirken (X) ve (W) harflerinm de ecnebi lisanlannda kullanılan iki muavm harf olarak aynca ösretilmesi mümkün olamaz mı? Bu meselenin Cumhuriyet sütımla rmda münaka«ası faydalı olaeagım zannettiğimden, bu arizamı takdim edî yonnn, efendim.» CUMHURİYET Kariimirin mü taleasını dognı bulmuyoruz. Ecnebi memleketlerle muhabereyi kolaylaş tırmak gibi bir faydanın Tüık alfabe • sine iki yeni harf ilâvesini icap ettirecek kadar büyük olduğunu kabul edemeyiz. Miüetler millî tarihlerini yazarlaT ken oldugu gibi millî dillerini tesbit ederlerken de ecnebi memleketlerle münasebet kaydinden evvel birçok diğer kayitleri gözönünde tutarlar. Avrupa ve Amerikaya göndereceğimiz mekruplann adreslerini oralardaki posta müvezzilerinin okuyabilmeleri gibi ricarî bir mülâhaza Türk alfabesinin mümkün mertebe sade olmasi mülâhazasile ayni kıymette olamaz. Bir an, kariimizin arzusunun kabul olunduğunu, Türk alfabesine ecnebi lisanlannda kullanılan iki muavin harf olarak (X) ve (W) nin de ithal e dildiklerini faTzedeiim. Bu takdiTde (sh) harflerinin bazı ecnebi lisanlannda (ş) okundu§unu öjretmek için de başka bir kavit il&vesi lâzım sçelmiye cek midir? Bu misalleri (Q) harfini de ele alarak taaddüt ettirmek kabildir. Nihayet «on yedi milyon insan ( Q ) , (X) ve (W) harflerini ögTeneceği yerde bu harfleri Avrupa ile muhaberesi olan birkaç yüz vatandaş bellese daha muvafık olur> denemez mi? Kariimizin bu mesele etrafında bir münakaşa açılması lâzım geldiği mütaleasma istirak ediyoruz. Yarmdan itibaren dil işlerile alâkadar maruf ilim adamlanmızın müta lealarını nesredece&iz. Japon diplomasisinin gizli plânları Bir Amerikan gazetesi, Japonyanın Sovyet Rusya ile Amerika ve Ingüterenin aralarını açmak istediğini söylüyor Nevyork 2 (A.A.) Japon me nabiinden gelen ve Bahrimuhitikebirde sulhun hakimiyetini arzu eden Japon • yanın 193S senesi zarfında bîr deniz konferansi hazirlamak üzere Ame • rika ve tnsriltere ile iptidaî muzakerata girâmeğe hazır odupıma daîr bıtlunan haberleri tefsîr eden Nevyork îvnîng Post gazetesi diyor ki: «Japonyanm, hersevden evvel arzu ettîği sey, Bahrimuhitikebirde gene bir Japon sulhudur.» Ayni gazete, başmakalesinde şöyle diyor: «Japonya evvelâ fütuhafau nraha faza içîn Sovyetlerle salh istiyor ve kendisi mah olmıyan arazi hudutlanndan askerroi çekmeraek fikrmde olduğu halde Sovyet hududundan askerin çekilmesini talep ediyor. Saniyen, deniz müsavatına müteallik emellermi feda etmek mecburiye • tinde bulunmanMiğı temin içindir ki, bir deniz konferansı aktme arzukeş bulunuyor.» Bu gazete, Japonyanm Sovyetler, Amerika ve tngiltere menafüni kar şılaştırmak istediğini ve Çmin yeni bir kısmmı istilâ ile çok meşgul bulun dugu bu sırada azamî istifade etmek üzere Avrupadaki gergin vazijietten menfaat beklediğini tahmîn ediyor. Ivning Post, bu meseleye dair olan makalesmi saydığımız memleketler dipIomaÜarmtn, Japonya diplomasisintn plânlannı altüst edecek kadar kabili • yet gösterecekleri temennisile bitiriyor. H F M NAL1NA J İ L İ 1 MIHINA Bol keseden ihsan! ugünkü Cumhuriyetin bA*inei sahifesmde Deyli Meyl gazetesinin sahibi ve başmuharriri Lord Rotermerin makalesini elbette okumuşsunuzdur. tngiliz Lordu, ağlebi ihtknaL mükemmel bir yemekten sonra purosunu yakmış ve eğer varsa muhtesem göbe ğini çıkararak yumuşak bir koltuğa gömulmüş, makalesini dilber bir stenoğrafa notettirmiş ve Sovyet toprakknnı bol keseden Almanyaya ihsan etmek suretile Avrupa buhrannn halledivermiş!... Bu, ne emperyalist ve mütehakkim ruhtur, kj bir devletin arazisini başka bir devlete peşkeş çekiyor. Fakat makalenm en hoşuma giden tarafı, sonu oldu. Sovyet arazisi Al manyaya verilînce, harp (ehukesi de ortadan kalkacakmıs! Asaletmeap Lord cenaplarmın maaı hğma hayran olmamak kabil değil! Bizim Ingiliz meslektaş, galiba Sovyet arazisini kutup arazisi gibi bomboş ve sahipsiz zannediyor. Sovyet memleketinin mühint bir kısmı, başka bir devlete verümek iste ralecek te Sovyetler, memnun olacaklar, Hay Allah sizden razı olsun, safa geldmiz, buyurun güle güle otunnu Diyecekler, öyle mi? Toprağı bol olsun, müteveffa Vilson mezanndan başım kaldırsa da sulh prensipleri olarak ortaya attığı meş hur on dört maddesinin gazeteci tn giliz lordu tarafından nasıl kuşa dön dürüldüğünü görse... Vilson her milletin kendi millî topraklarma sahip olacağuu söylemis, ba fikre tebaan Avrupa ve Asya barita lannda haklı haksiz bir hayli makas oynamıstı. Şimdi Lord Rotermer du rup dururken Sovyet arazisini Almanyaya vermek istiyor ve bunu da harp çtkrrmtma mâni olacak bir tedbir ad dedivor. tngiliz gazetecisi, Almanyayı bu kadar seviyorsa, evvelâ gasp ve taksim ettikleri Alman müstemlekele rinin iade&ini istese ya... Deyli Meyl gibi 2,000,000 nüsha satan bir gazete sahip ve başmuhar • ririnîn, kâğtt üzerinde yaptığı bu arazi taksim]erinin tatbikma kalkısıldığı anda Avrupayı ve dünyayı yeni bir harbe sürüklemesi ihtimali muhakkak olmakla beraber lordun bunu harbe mâni bir tedbh diye dünyaya yutturnuğa ça lışması cidden gülünçtür. Dünvada, bu kadar emperyalist kafalı, millet lerin haklarma ba kadar ehemmivet vermez msanlar varken ve bu msanlar, bir milletin topraklarmı, dağbasmda adam soyan haydutlarm pervasrzhjile taksim ebneği düşünür, bu fikirlerini de açıktan açığa yazacak kadar küstahlık ederlerken sen, gel de, sulha inan! Lord Rotermerin makalesi, polkika âleminin ve emperyalizmin hakikî çehresini ortaya çıkardıgı içm ibretle o kımmağa değer. Gaflete dalanlanmız varsa uyandıracağı îçin Lord cenap larma teşekkür etmeliyiz. Tahdidi teslihat müzakereleri Roma müzakerelerin merkezi oldu Roma 2 (A.A.) M. Musolinînm Inçiliz elcisi Sir Drumond ile yaptıgı gSrüşmeyi bütün Avnıpa gazteieri bflha«sa kaydetmektednler. Ba gazeteler, srmdiki halde Roma • nın, sUâhlan azaltma hakkmdaki konuşmalan icin bir merkez halini aldı • gım yazmaktadrr. Cenevre 2 (A.A.) M. Hender • son, Paris ve Londraya gHmek üzere jrelecek pazartesî eünü Cenevreden hareket edeeektir. M. Hendenon, müstpkbei silâhlan bırakma mukavelesinin teyit kuvvetleri ile suretî mahsusada mesgul olduğundan calı günü M. Pol Bokurla bu meseleye dair görüsecek • tir. Roma 2 (A.A.) Berlinde Irisa bir ik»"itten sonra dün sabah avdet eden M. Von Hassel, silâhlan bırakma fc »Manda Alman teklifatmı hâmil de • Jildir. Roma Alman mehafüi, Almanya • mn noktai nazannın degişmediğini soyKiyorlar. İngilterede yakalanan yangıncı çetesi Itfaiye kumandanı da beraber çalışıyormuş! Londra 2 (A.A.) Londra ıtfaiye kumandanmm yangmcılar davasına dahil edilmesi nıevelesi dikkate sayan bir vaziyet almıstır. Filhalnka, haber almdıgına göre Hfaiye kumandanı yüzbaşı Milles sigorta şirketlermin sikayeti Bzerine ahiren tevkif edilen yangnci çetenin moa • melâhna iştirakle kalmamu ayni za manda başhca muttehim Harrisin 3 senedenberi aylıklt adarm olduğu te • beyyun etmistir. Yüzbaşı Milles, Har m m dünku ifadesme nazaran daha çok para koparmak için şantaj bil* yapmıstir. Bursadaki muhakeme Bursa 2 (Telefonla) Komünist13c maznunlanmn muhakemesine ba • gün de gizli oWak devam edilmiş tir. Mubakemenra bJdayetindenberi ceisderde hazır bulunmıyan 16 maznumm vekili trfan Emin Bey bugünkii mu • hakemeye girmiştir. Agırceza mahkemesi yalniz komünistlik maznınlarmm muhakemesile meşguldür. Bu sabah başlıyan muhakeme gece obnasma rağmen hâlâ devam etmektedir. inVarada dOn 8 dDkkftn yandı Ankara 2 (Telefonla) Bugün saat yedide Atpazarmda tahtadan yapılmıs olan dükkânlardan birinden yangm çıkmış, sekiz tane kırmasçi dükkânı yandıktan sonra söndürül • izmı Vali muavinliği Ankara 2 (Telefonla) Beyoğlu kaymakamı Sedat Beyin tzmir Vali muavinliğine tayini muhtemeldh*. Çankırıda 27 Millet mektebi açıldı Çankm 2 (A.A.) Vilâyet dahîlinde bir kısrm seyyar olmak üzere 27 köyde millet mektebi dersaneleri açurmstır. Seyyar dersaneler en nzak köylerde kuruldu, Diğerleri merkezî va ziyette bulunan köylerde açıldı. Der sanelerin flk açilısında 446 n kadm olmak Szere 1547 kisi dersanelere kay dedilmtstir. Bu dersaneler ihtiyata kâfi gelmediğinden deranelerin sayısı bir rf'li artınlmtstır. ispanya intihabatımn neticeleri Madrit 2 (A.A.) Dahiliye Nezareti intihabatın neticelerini bil dirmiştir. Bu tebliğe göre bu seferki mtihapta 378 meb'us seçilmiş ve diğer 95 meb'usun seçilmesi de bir kaç gün sonraya kalmıştır. Netice ler sunlardır: 78 radikal, 14 muhafazakâr eumhuriyetçi, S cumhuriyetçi, 1 radikal sosyalist, 2 müstakil radikal sos • ya)'«t, 1 Katalonya sosyalist birliği, 1 federalci, 23 Katalonya sol cenahı, 27 Katalonya ittihatçıları, 6 Galice cumhuriyetçileri, 9 demokrat li« beraller, 1 terakkiperverler, 12 müstakil cumhuriyetçller, 27 sosyalist ler, 67 halkçılar, 80 ziraatçiler, 11 bask miIliyetpervercileT, 11 krali yetçiler, 2 müstakiller. Karadenizd eki fırtına Birinci aahifeden mabat kudurmus bir vaziyettedir. Dalgalann cesameti gemilarm tabiî irtifaUrmın fevkindedir. Karadenizde seferde bu Iunan gemilerin büyük bîr kısmı en yakm limanlara kaçmışlardtr. Frrtmaya tutuian gemiler de karaya oturmak tehlikesile açıklarda dolaşıp durmak • tadırlar. Fırtına Ttrebohj limanını altüst et mistir Sahilde bulunan liman dairesini resmi evraktan bir kısmı da dahil ol • duğu halde dalgalar alıp denize indirmclştir. Binada bulunanlar etraftan yetişenler tarafmdan kurtanlmıstır. Gerze açıklarında b<r motörün kaptanını deniz almış, mürettebat motörü güç halle karaya atarak kendilerini kurtarmıslardır. Limanunızda Karadenize çıkması lâzım gelen gemilerin hepsi Büvükdere önünde hrtmanm dinmesini bekle • mektedir. Bun'ardan bazılan evvelki gün se'erlere devam etmek istenv'slerse de Boğaz açıklanndan tekrar dön • müslerdir. Mudanyadan limanunıza gelmekte olan Tayyar vaouru sulann tesirile samandırada bağlı bulunan O«küdar vapuTunun ü^Hirte ''ij'müstür. Bu çarpışma neticesinde Üsküdar vapurunun su ke«im»nden yarı metre vukan ve su kesîminden 20 santim kadar aşaçı olan kıstmlarında büyük bir delik acilmıs tir. Bu delikten gemive sular doim'ğa baslamış ve sreminin batma tehtikesi bajpösterrnistir. Bunvn iizerine dün ögleden sonra dal?ıç tsmail ve Mehmt Efendiler denize inerek açılan delieri kaoatmıs • lardır. Yaralı vanur sahi^e eekimv'stîr. tayfasîle beraber kayıptjr. Başka vilâyetlerin gemilerin den on kadan sa • hilin muhtelif cihetlerine ve bilhassa Çarsamba dhetine düsmüstür. Par • çalanan gemilerin enkazı sehre taşm • maktadır. Zaviatm hakfkî miktan henüz tesoit edilememistir. Motörcü'erin tahminlerine nazaran ticarî esva hariç olmak üzere 100 bin liradvn fazla zarar vardır. Şehrin şarkmda kücük evlerden yıkılar'arm adedi 32. hasara uğnvan laTiki 90 kadar olduğu resmen tespit edilmistir. Kazaya upnypnlara belediye tara • fVn^an yemek, e'V>ise, çamasır ve Hilâlinhmer tarafmdan çay voriliyor. Dalgralar tarafmdan sahPlere ahian geı»''I'>T'n zayiatı tes^it <"'i|"ie''''edir. Muhtelit Mübadele Komisyonunun lâğvi hakkmdaki mukavele hazırlandı Mücip Bey dün tahliye edildi Bir katil meselesinden bugün muhakeme edilecek Almanyada veni bir sosvalist ve komünist teşkilâfı Dresden 2 (A.A.) Volf Ajansı bildiriyor: Siyasî zabıta sosyalîrt ve komünist fırkalannm bütün Saksonyada suheleri bulunan yeni bir takım teşkilâtmı ortaya çıkarmıştır. Ba teşkilâtın muhtaç olduğu para, sosyaliıt ve komünist fırkalannm Çekoslovakyada bulunan liderleri tarafından verilmekte îdi. Ayni za> manda bu liderler, b'rçok ustalıklı usullere baş vurarak Saksonyaya kaçak suretile binlerce gazete ve ka • nun aykırı surette basılmıs yazılar sokmakta idiler. Bu meselede methali olan ve çoğu courrierlik eden 300 den fazla sosyalist yakalan • mıştır. Bunlardan başka yalniz Dresden şehrinde 12 komünist tevkif edil mistir. Sırbıstan brliğnn on beşinci senesi Belgrat 2 (A.A.) Yugoslavya bîrliğinin 15 incî yıldonümü münasebetile Yugoslavyanın bir çok se hirlerinde şenlikler yapılmıstır. Belgratta büyük kilisede yapılan dinî merasimde Kral ile bütün hükumet erkânı, sefirler heyeti ve parlâmento azan hazır bulunmuslardır, Muhtelit Mübadele komîsyonunun lâgvı için Türk murahhas heyeti reisi Şevki re Yunan delegesi M. Fokas tarafından hazırlanmakta olan mukavele ikmal edi'mstir. Yunan hi&umeti Viyana 2 (A.A.) Başvekâlet Ankara sefiri M. Sakelaropulosa bu umumî kâtibi Alman sefirini ziyamukaveleyi imza salâhiyetini vermiş ret ederek, bir Alman askerinîn ötir. Bu münasebetle bu çarsamba veya lümüne sebep olan son hudut hâ oersembe günü konusyonun lâçvı hakdisesi hakkmda kat'î tarziyede bukmdrtci mukavele Ankarada Türkiye lunmuştur. Avusturya mümessili : namma Hariciye Vekili Tevfik Rüştü mezkur hâdiseye iştirak etm s olan ve Yunanistan namma sefir M. Sa hudut muhafızlarının derhal mahkelaropulos tarafından imzalanacak • kemeye tevdi edileceklerini beyan tir. îmza merasimmde Sevki Bey ve eylemiştir. M. Fokas ta bıı!"nacaklardır. Bu münasebetle Sevki Bev saiı srönü Anka rava h?ipket edeeektir. Bu mukavelenîn iki hülr"Tnet na'l»mer.toîan tara Berlin 2 (A.A.) Sivil zabıta fından t»s^ikir"'an seHz av sonar ko bugünden itibaren M. Goeringin em> nvsvon lâpvri'imiş oUcsktnr. M'"*<a rine verilmiştir. velenin tas'fünndan H'baren bir ay M. Goering zabıtaya hitaben nes7s>rfır*a mü'acaat etmiyen f^abı mes» rettiği bir tamimde diyor ki: lihin bu tarihten sonra vaki olacak «Devlet d'üsmanlarmın göze bamürsca»tleri artık *r«bııl oltmtnıvacaktan teşkilâtı yere vurulmuş olmakla tir. MiTkav^'enin 25 inci maddes'rtde beraber Rayştag için yapılan in • yazılı ve Tiirk hükumeti tarafmdan tihabatın netieesi bunların caniyane faaliyetlerinin henüz nihayet bul vaziyet edilen firarî eml^kine ah ta • mamif olduğunu unutturmamalıdır.» bi'Vet meseleleiî bu miiddet zarfrnda hallolunmazsa bîtaraf murahhaslardan biri hakem intH>ap edilerek meselenin te*l<!kini drKde edeeektir. Hake • mm vereceği karar kat'î olacaktır. Budapeşte 2 (A.A.) Politek nik mektebinde Yahudi talebe, tahKom'syon lâçv«diHikten sonra ka* kir edilmîş ve hTrpalanmıştır. Reklacak olan uf?ktefek meseleler mahallî tör, pazartesiye kadar tedrisatı tamahkemeler tarafından hallolunacaktır til etmiftir, Avusturya af d ledi Sivii poiis M. Boerngin emrine verJdı Macaristanda yahudi aleyhtarlığı Samtanda zarar ve ziyem Simsun 2 (A.A.> Fntma dün sükunet bulmuştur. Şimdiye kadar bes mavna ve %i motör batmış, altı mavna 14 motör tanvr edilebilir halde hasara uğramıştır. Bir motör kaptan ve Bazı randevuculardan rüşvet aldığı iddiasile tevkif edilen Beyoğlu merkezi sabık Başkomiseri Mücip Bey hakkmda beşinci müstantiklikçe verilen kefaletle tahliye karan ikinci ceza mahkemesi riyaseti taFtrtınanın yaptığı tahribat rafından tasdik edilmemiştî. Trabzon 2 (A.A.) Fırtına dün Bunun üzerine mevkuf kalan Mü< akşamdanberi durmus, vapurlar ha • cip Beyin vekilleri dün sabah Ağirmulelerînî alarak yollanmıslardır. Evvelki gün 150 ser tonluk 3 büyük moceza mahkemesi riyasetine müra tör Mendirekte parçalanarak karava caat ederek kendisinin serbest bıradüsmüstür. İki motörün 15,000 ve bir kılmasım istemişlerdir. motörün 7,000 teneke gaz ve benzini Mahkeme heyeti toplanarak bv 1 kâmilen hastra uŞramıstn . Üc motörün itirazı tetkik etmis ve Müeîp Beyin kıymeti 40,000 liradan fazladn*. Gaz kefalet kaydi olmaksızin tahliyesînf ve benzrn mağaza tesl'mi olduğundan ve tahkikatın gayrimevkuf olarak sahipleri zarar görmüstür. devamına karar vermiştir. Şehir sahillermde bazı odun ve kömür mağazalanna su basmıs ve bazı Agırceza mahkemesinin karan barakalar parçalanmıstır. Müthiş dalkat'î mahiyette olduğund*an Mücip galarla çappısan motörlerin mürette • Bey dün akşama doğru serbest bırabatını kurtarmak için yanm saatlik mekılmışbr. safeden kızaklar üstüne berçaoar yürüBu rüşvet işlerinde cürmü meştülerek 20 kadar mürettebat ile müt .hutla vaziyeti tespit edilen sabık tahis dalpalar arasmdan denize atılrmş ve motÜHerin mürettebahnı kâmilen harri tnemuru Remzi Efendiden başkurtarmıslardır. Pulathanede sahilde ka mevkuf kalmamıştır. ki bazı mağaza ve daireleri su basmış, Şoför Nuri Efendiyi katletmekle bütün damlannı yıkmıs, Trabzon Pomaznun olan sabık Başkomiser MUı lathane sosesini birçok yerlerinden tahc'p Beyin bu meseleden muhakeme» rip etmistir. tnsanca zayiat yoktur. Cisine yarın Agırceza mahkemesinde var kazalardan hasarata dair henüz bakılacaktır. malumat aluunamıstır.