'Cumhttriyet Tewnisanil933 HARPTE Yazan: G. KOPP Ç Şehir ve memleket haberlerî~^ Siyasî icmal 91 Çevıren: A. DAVER Teisîz merkezinde daima şüpheli sesler işittiğimizi, düsman tarafından takio edildiğimizi zannederdik Fakat, talih daima bize yardıın efti. Bütün bu nakliye seferlerîni, bir belâya uğramadad atlattık. Ekseriya, gideceğimiz limana geceleri varacak surerte tertibat alı • nz. Eğer mehtap varsa, tam ayın çıkmasmı bekl«riz. Mehtap yoksa safak sökerken lîmana gireriz. Çünkü güpegündüz yakaianırsak Ruslar, çabucak bizî haklarlar. Limana varır varmaz, sahilden gönderilen mavan'ar gemiye yanasır. Askeri ve mühimmatı süratle bunlara bosal tırız. Bütün islerm gayet seri olması lâzımdır. Tahliye isi devam ederken geminm ber tarafına yerlestirilen müteaddit gözcüler, kuvvetli dür bünlerle denizi tetkik ederler. Bü tiîn sinirler, azamî derecede gergindir. Ruslann bîrdenbire cıkagelmesî ve bize berbat bir sürpriz yapma lan gayet kolay bir isth\ Fakat Moskoflar, ağl«bi ihtimal, tstanbuldan bu kadar uzak bîr limanda bizim isle mesgul olduirumuzu hatrrlarma bîle getirmezler. Bir defa daba hersey yolunda cerevan eder. Fevka • Iâde bir gayretle iki saat içmde, bütün levazımile beraber bîn kişiyi karaya cıkannz. Türkler, ayakları karaya basınca derm brr nefes alırlar. Avdet ermeden evvel limanda mahallî mahsulâttan, yemis, yutnurta, koyun ve keçi derisi, hulâsa ne varsa alelâcele yükleriz. Bazan tütün, o nefis Samsun tününü ytikleriz. Bir metro mikâbi cesametinde tü • tün balyalarını güveytenîın aitına yerleştiririz. Bü'ün basaltı, tütünle dolar. Orada bava aSrrlaşır, nnanın gen zini yakar. Ba.«altı otunılmaz, yatıltnaz bir yer olur. Çünkü tütün kokusu msanı sersem ve hasta eder. Fakat bu koku, insan kokusımdan her halde dahe hoştur. Asker tası dığımz zamanlar, sarmısak, kirli yapaği ve eski elbise kokusu bütün petniyi kaplardı. mızın mürettebatma hediye ettik. Ayı yavrusu tomito filotinâsının depo gemisi olan Olga gemisîne (o zamanki ismi Urla olan simdiki Cumhurivet vapuru) konuidu ve filotillâ efradınm en büvük epleneesi oldu. Bu ayıoik, Bremmrn güvertesinde dolasır, merdivenleri tırmanarak îner cıkardı. Yavru, yavas yavas büvüdü. tn sanlara o kadar aiısnmtı ki kimse • ye zaran dekımmuvordu. Halbuki barbin son sen«sİTide iki buçuk metro bovnnda mürtıis brr ayı olrmntn. Mürettebat arasmdaki dostlan, de niz kıvafetrnd*» onunla güres tnü • sabakalan vaparlardı. Avı, bunlardan bic brrrni yaralamadı bile. Türkler, bize hediye oiarak gü • vercinler de verîvorlardı. Biz, bu ETÜzel hayvanlan, Yavuza sureti mahsusada imal ettiğimîz bir *üverctnlikte muhafaza edîvorduk. Onlan sevretmeVten büvîîk bir z«*^k alırdık. Her seferden dönüste B«»aza gîrerken biribirimize çu suali sorar dik. Sag ve salim limana girebile cek miviz? Biz teisiz merkezmde, daima SÜDheli se«ler isrltiŞitniri zanned<*Td»k. Ruslar, bizi takio edivorlar mı? Yolumuz üzerindeler mi? Fndise umumî olurdu ama «onra sükut ve sü kunet avdet ederdi. Anlasılan düşman. tekrar uzaklasırdı. Midîlli, askerleri cıkardıktan sonra, bütün ısıklannı sondürTnüs ol^u gu halde, d'^anya en kücük ziya bile tızmadan Samstm lÎTnaTcmdan «ıvısırdı ve bir hav»1et gibi, bir ?olere gibi karanlıklar irinde kavıp triderdi. Ay, bir sis ve bubar seroîntisi arasmda kavbolur. Bu'uttan bir çarsaf, yıl dızlı jyökyi'rünü kanlar. Sonsuz <îeniz, derin b'r s^ssizlik içinde sükune^le nefes alırdı. öçleden sonra, BoŞazdan içeri sîreriz. Bu sefer de, böylece brter. Kaç eünlük yoTrunluk ve zah»rıete tni'Vabîl mürett*>bata İTin verilir. Sa^ile ctkanz, *ehre pideriz, uyunız, e§ lenîriz, istedigimiz gibi vakit geçi rmz. Fırtına ve soğuk ! Taksi şof örlerinin şikâyetleri Limanda ufak tefek kazalar oldu Hava birdenbire gene değişmis, Iodos rüzgân evvelki akşama doğ ru yıld"ız karayele dönmüş ve hava yavas yavaş soğumuştur. Evvelâ ha fif olarak başlıyan yıldız karayel rüzgân dün sabahtan itlbaren yıl dız poyraza çevirmiş ve siddetli bir fırtına başlamıştır. Rüzgâr devam ettikçe fasılah yağmur yağmıştır. Zonguldak liman reisliğinden gelen telgraflara göre fırtına Karadenizde bütün siddet;le devam etmektedlr. Dalgalar Zonguldak raendereğini aşmakta ve limanı altüa* etmektedir. Fırtmadan Karadenizde mün&kalât tamamen durmus gibidir. Evvelki aksam Karadenize çıka cak olan Uç vapur Boğazdan çıkamamıslar, Büyükdere önünde de mirlemişlerdir. Kavak liman1 idaresi işaret direğine fırbna alâmetlerini çekmlştir. Fırtına yüzünd'en limanamızda ba23 ufak tefek deniz kazalan olmustur. Bunlan sırasile yazıyoruz: tnÖnü vapuru diın sabah saat dokuzda Sirkeci önünde manevra yaparken Mlllet vapuru bordasına yanasmıs bulunan Ali reisin idareslndeki 322 numaralı motörlü varkaya bindirmis ve varkayt parçalamıstır. Liman firketinin 295 numaralı salapuryası da Halicıoğlu sandal • calanndan 3419 numaralı tbrahimin sandalmı parçalamıstır. Yunan bandıralı Klaros vapuru Sirkecide Barhn vapurunun üzeri ne düserek iskelesini kırmıstır. Ankara ismindeki yük motörü Eminönü iskelesine yanaşırken Halicıoğlu iskelesine mensup Ahmedin sandalını parçalamıstır. Bu kazalarda nüfusça hiçbir zayiat olmamıştır. • * • Maaşlar veriliyor Cumartesiden sonra cüzdanlar değişecek tstanbul Maliye muhasebeeiliğinde tstanbul Malmüdürleri toplanmıs • lar ve kânunuevvel iptidalarında verilecek üç aylıklann tevzi günlerini tesnitt etmislerdir. Uç ayhklar, birincikânunun altısmdan itibaren on bes gün zarfında tevzi edilecektîr. Eytam ve eram'lin ellerindeki maas cüzdanlan cumartesi gününd*en itibaren değiştirilecektir. Malmüdürlükleri evelâ Emlâk ve Eytam Bankasmdan istikraz mua • melesi yapmıs olanlann cüzdanlannı değişt'recektir. Sonra da diğer maas ashabının cüzdanlan değistiri • lecektir. Eytam ve eramilin yoklama muamelelerüıin kaldınlması mevzuu bahsolmustu. Yoklama muamele sinin muayyen zamanlarda icrası kanun iktizasmdandır. Bmaenaleyh kanun tadil edilinciye kadar yoklamanın kaldınlması mümkün olmı • yacagı biidirilmektedir. İngillerenin Avrupa politikai ilâhlan bırakma konferansı reisi Mister Hendersonun zoru ve istifa tehdidi üzerine tngiltere, Fransa, ttalya ve A merika devletlerinin mes'ul mümes» silleri Cenevrede toplanmışlardı. B« içtimalarda verilen kararlar, kon feransm on yedi devletin mümessilinden mürekkep divanı tarafından müttefikan kabul edildikten sonra tngiltere Hariciye Nazın Sir Con Simon îngiliz parlâmen<tosun>da uzun ve mühim bir nutuk söylemisti. Bu nutuk tngiltere devletinin silâhlan bırakma işlerinin siyasî veç hesine dair düsündüklerlni daha doğrusu berrî Avrupaya aît polili kasını izah ettiğinden Fransada, Almanyada, ttalyada ve bütün dünyada büyük bir alâka ile karsılanmıştır. tngilterenin, Almanyanın silâh • lan bırakma konferansından çık masından ve Cem'yeti Akvamdan çekileceğini haber vermesinden mukaddem gene Sir Con Simon tara fından izah olunan politikasile şimdiki pol tikası arasmda büyük fark varcFır. Evvelce Jngiltere hükumeti Fransayı memnun etmek için konferansın fennî esaslannı teskil eden mukavele projesini Almanyanın zaranna değiştirmiş, Almanyayı emri vaki karsısında bırakmak istemis • tL tngiltere hükumeti simdi ttalya ile istisare ederek sîlâhlan bırakma işleri hakkmda büsbütün yeni bir usul kararlastırmıstır. Bu iki büyük devlet, Almanyayı emri ^aki karsısında bırakılmağa lâ yık ve dun bir devlet addetmemek, «ilâhlan bırakma işlerini ancak bu devletin fiktr ve rızası istihsal edilmek sart;le karara rapteylemekte mutabık kalnuslardır. Fransa hükumeti, Jngiltere ile 1talyanm birleştikleri esaslara karşı taannüt ve muhalefet göstermedl ğinden gerek Cenevre toplantısında gerek divanm içtimamda ittifakı âra hâsıl olmutur. Şubata doğru kon feransm umumî komisyonunun yapacağı içtimaa kadar alâkadar büyük devletler arasmda sefirleri vaSTtasiIe müzakereler cereyan ede • cektir. Daha doğrusu asıl iht'lâf Fransa ile Almanya arasında ol duğundan mühim müzakerelerin bu iki devlet arasında vuku bulmas icap ediyor. tngiltere ile ttalya, Almanyahın teslihat »e cmnfyot ku susunda müsavat hakkmı haiz ol masına zaten muhalif bulunmadıklarndan bu iki devletin rolü Frarsa ile Almanyanın arasını bulmağa yar dım etmek ten ibaret olacak tır. Ahiren M. Hitlerin, Fransa ga zetelerine verdiği mülâkatta Fransa y a karşı yaptığı tekliflenn tngiltere hükumeti tarafından cereyan edecek müzakerelere esas olmağa lâyık görüldüğü Sir Con Simonun nutkundan anlaşılıyor. M. Hitler bu beyanatmda, Sar havzası müstes na, Almanya ile Fransa arasında hudut meselesi olmad'ığmı, Alsas Lorenin mukadderatmın Almanyanın nazarında kat'î surette taayyün ettiğini söylemis, Almanya ile Fran sa arasında emniyet meselesi hak kında husule gelecek itilâfa teminat obnak üzere Fransa ile tngiltere arasında tedafüî bir tttifakın akte dilmesine bile itiraz etmiyeceğini bildirmistir. M. Hitler diyor ki: <Fransa em niyet ve selâmet'ni Almanyanın mü' dafaa vasıtasmdan mahrum kal masında ve aczinde anyor ise, bu arzusuna hiçbir zaman muvaffak olamıyacaktır. Almanya müsavat hakkının bîrd'en değil, tedricî şekilde verilmesine dahi muhalif değildir.> Almanya Başvekilinîn bu sözleri tngiltere Hariciye Nazın tarafın dan Almanyanın sulh arzusuna teminat olarak telâkki edilmiştir. Nazır, diplomatlar vasıtas'le müza • kere usulünün Almanyanın diğer bü yük devlet ler le müsavi derece ve hakkı haiz bulunduğunu anlatmak için kabul edilmediğini sözlerine ilâvı etmişt'r. Silâhları bırakma gayesini istihsal için tngiltere ile Almanya tarafından ve diğer d'evletlerce de tasvip olunan usulün muvaffaki yetle neticelenmesi, M. H ıtlerin «özlerine Fransanm itimat gösterip göstermemesine bağlı bulınaıtyor. Vaziyetin en nazik noktası budur. MUHARREM FEYZl Belediye bütün alacaklarını tahsil etmek istiyor fstanbuldaki taksi otomobilleri plâkalarmın değiştirilmesi kararlasmıs tır. Bu münasebetle şimdiye kadar otomobillerden almamıyan ve toplanan Belediye resimlerinin birden almması kararlastırılmıstı. Bu yüzden birçok otomobillerin işsiz kalacağını yazıms ve Belediyenin ba işlerle alâkadar olan memurlarmın bu yoldaki mütaleala • rmı da aynca kaydetmîstik. Dün, şoförler arasmda da tetkikat yapbk. Şoförler bu kararlar hakkmda su müta • leayı serdediyorlar: « Herşeyden evvel vergmin ahnma sekli bizim için çok fenadır. Beygir kuvveti fazla olan bir otomobil ayda 12,5 ve bevgir kuvveti daha az olan bir otomobil 7,5 lira plâka vergisi vermeğe mecbur tutulm?ktadır. Halbuki beygir kuvveti çok olan otomobiüer en e*ki sistemi gecmis hurda arabalardır. Bu arabalar yeni ve lüks arpba Iara nazaran çok az iş ysoar. Brnaenaleyh çok az kazanınz. Buna mukabP cok vergi vermeğe mecbur edüîyor. Aiver taraftan bütim donyada otomoHilcilik sanayS de mkisaf etmektedir. Her sene yenî vapılan otomobiller, evvelki st^ıenmkilerden daha şık, bona mukabil bevpir kuvveti ve sarfiyafa daha azdır. Bmaenaleyh az masraf yapar, halbuki yeni ve sdc oldugu içrâ çok müsteri totar. Buna mukabil az vergive tâbî tutoluyor. Eski otomo bfllerin az kazanrp çok vergi verme • lermden ve fazla sarfiyat yanmala nndan baska bir de zarurî ve »'aimî olan tamîr nw<raflan vardır. Böyle bîr otomobil sahibi bütün ba m««raflar çikhktan sonra oek az kazamr. Bu kazancmm 12 5 lirasmı vergî olarak Be1^'veve ve^mes»ne imkân voktur. Beledryenîn alâkadar menrarlan cok Dar? k"T^n^ıçimız zpmanlarda da avda 12 5 lira vpr^i^etı kactıcırmzı sövlü yorlprdı. Halbuki fî^m çok para kazant'ıŞnnızı zannettikleri z?matJarda biz bu paravı vermivor değîl, veremiyordufe. "^ledVe de bnmı tnbsilde o zaman bile rmhlcü'ât cekivordu. Simdi ise vaziyet bti«Vîtün bn«kadır. O a • man veremediğimiz Belediveye aît borçlan simdi vermemize imkân yok tur. E§r bizden bu borclan ahnağa kalkirlarsa bütün otomobülerrmiz haczedilerek satılacak ve pivasada ancak uç yüz kadar taksi kalacakhr. Halbuki tstanbuTun en az 700 taksiye ihb'yacı vardır. Çünkü seyriî sefere kaykli 1050 otomobil vardır ve stmdi bunun < > 3 ıMemektedir.» M0 Cüzdanlar değiştiriliyor Yoklama Memnrlartn maaşt Menur'Iann birinciânun maaslan • nm tevziine cumartesi giinünden iti • baren baslanacaktır. Saracojjlu ŞökrO Bey Bir müddettenberi tstanbulda bulunan Saracoğlu Sükrü Bey bu ak samki ekspresle berayı tedavi Vi • yanaya gidecektir. Ayakkabıcılar cemiyetinde Umum ayakkabıcı san'atkârlan ce • miyeti heyeti idare iotihabatı dün ce • miyetin Çarsıkapıdaki merkezinde Ticaret müdiriyeti murakıplan buzurun da yapümıstır. Tasnif öğleden sonra yapdmıstır. Hakkı, Hüseyin Hüsnü, Hüseyîn, Abdullah, Ziya Rüstem, Muhittm, Mehmet Nuri, Karpurvan, Ke mal, Naşit ve Halit Efendiler aslî azahğa; San Ahmet, Mustafa, Yasar, Mus tafa, Faik, Ahmet, Abdullah, Küçük Ali, Sadettin, Salib. Kâmîl ve çarsılı Husrtü Efendiler A ihciya* azsihga «eçilmişlerdir. L;man!arda halkın hediyeleri Hemen daim a girriğimiz limanm ahalisi bize hediyeler gönderirlerdi. Türkler bunlan küçük kayıklara doldarup bize getiririerdi. Midilli Oe Yavuz, bangi bir limanda, nevakit gorünürlerse halkra sevinci sonsuz olurdu. Filvaki, harpten evvel mevcut beynelmilel muahedeler yüzünden, 30 senedenberi Karadenizde hiçbir Türk barp gemis! görünme mistL Bu memnuiyet artık kalkmiştı. (Yanlış, böyle bir memnuiyet vazeden muahede yoktu. A.D.) Bu hediyeler, canlı kuzular, tütün ve saireden mürekkep olurdu. Bir defasmda bir aylık bir ayı yavrusu bile hediye ettiler. Bu şirin ve minimini hayvan, çok memnuniyetle karşhandı. Biz de bırau torpkobotlan BötOn kazanlar fayrap! Yavuz, hâTâ, teknesînde iki ko • caman yara, lsiinyede hareketsiz yaöyor. Cerihaîan, henüz tamamen ryiIefmemistfr. Fakat en uzun ve geçRiez zamanm bîle bîr sotm vardir. Hele brr kere 9u sandıklar hazrr olsun ondan «onrası kolay ve çabuk gecer ve bizim mtizanmızm da sonu gelir. Böyle hareketsiz yatıp dururken günün brrînde çok sasılacak bir sürprize uğradik. Bir aksam su emrr geldi: «Bütün kazanlar fayrap!> fMabadi v<ır) Daima sulh için, asla harp içîn değil Basmakaleden mabat € Salhtm bütün dostlan mesa imizden memnun olmalıdırlar. Muhaddes sulh eserine, nekadar a% da olsa, yardım ediyoruT.* Cümlelerile tercüman olmustur. Muhterem Yugoslavya Başveki • linin Cumhuriyet için muhabirimize memleketimiz ve seflerimiz hak • kında samhnî takdirkârlıklarla dolu beyanati ki dünkü nüshamıza dercolunmuştu daha kat'î sarahafi haizdir. Dost memleket Başvekili Belgrat muahedesile tarsm olunan dostluğun siyasî manasını tebarüz ettirmek üzere ezcümle dem'ştir ki: « Milletlerimizin yekdiğeri hakhmda besledikleri emniyet ve dostluk hissi yakm tarihlerinde ayni müsküHere tahammül ederek istiklâl haklarım muhafaza içîn ihtiyarmdan çekinmedikleri hadat • suz fedakârlıkların tabîî bir netice • sidir. Btmun içindir ki salhtt kıs • hanç bir eda ile elde tatuyorlar. Ba hislerden mülhem olan bagunkü mi' sak yalntz iki devlet arasmdaki dostluğu ve emniyeti katfi bir şekiU de kuvvetlendirmekle kalmıyor, ayni zamanda sulhun devamtru ve bütün Balkan miüetleri arasmdaki yaktnlasmayı temin eden hâkim bir kuvveti temsil ediyor.y Kâfi derecede açık değîl mi ki Belgrat misakı bütün Balkanhlar arasmda tahakkuku arzu edilen yakınlaşmaya dbğru hem bir adım, hem bir destektir? Balkanlı milletler arasmda harp olmasın, bilâkis anlaşma, yakmlaşma husule gelsin deniliyor. Fena mi? Bundan mem • nun olmamak için Yanmadada sulhun sükunu yerine harbin şurişleri kaim olmasmı istemek Lâzım g*lir. Ne bu fikirdeyiz, ne de o türlü arzulan muvafık ve makul gorüyo ruz. Bir taraftan Briyan Kellog misakı gibi tantanah sulhperverlikIeri kabul ve ilân ederek, diğer taraftan gizli gizli harp fikirleri beslemeği ve buna zenv'n ve zaman hazrrbyacak kombinezonlar düşün meği sadece bir dalâlet saymakta tereddüdtimüz yoktur. Ama efendim mevcut nizamda bizi memnun etmiyen cihetler var denilecek. Olabilir. thtilâf ve müsküllerin hallinde sulhun ve dostlu ğun daha müessir âmiller olduguna ve buna mukabil harbin mutlaka yeni felâketler doğuracak bir musibet bulunduğuna kaniiz. Bizce Balkanlarda hallolunacak belli başlı raesele ekalliyetler me • selesinden ibarettir, ve bu mesele de dostane müzakerelerin gerek akılla beraber kalbe d*e hitap eden ılık havası içinde elbette bin kere daha iyi hallolunur. Nihayet ekalIiyetlere insanca muamele edilmesi mevzuu bahistir. Bunun haricinde kuvvete müracaat mecburiyetini derpis eden kara ve karanlık hislerin verebilecegi meyva bugün için ve yann için zehirden başka birsey olacak değildir. Milletlerm selâmet ve saadet leri sulhtadır, ve biz hususile Bal • kanlarda bu gayenin tahakkukunu istiyoruz. Onun tahakkukuna çalısirken aksine muarız bulunduğu • murn, yani harp istemediğimizi, daha açık ifade ile yalnız bizim değil, başkalarııun dahi harp yapmalarını istemediğimizi aynca açık soyle meğe ihtiyaç var mı bilmiyoruz. yUNUS NADl Kandilli Rasatanesi müdürü Fatin Bey, dün kendisile görüşen bir muharririmize sunlan söylemiştir: « Her sene tesrinievvel sonlarmda ve tesrinisani tptidalannda görünen mırtat mevsim lodoslan ba sene biraz gecikmistir. Bu lodosu, poyraz rüzgârlannm takip etmesi üzerine husule gelen yağmurlar yann (bugün) kesilecektîr. Artık kıs baslamıştır, d'enilebilir. Soğuklann devamlı olması ve tedricen artmasi iht'mali vardır. Fakat bu sene kışm çok siddetli olup olmıyacağı simdiden kestirilemez. Son iki gün zarfmda yağan yağmurun irtifaı 24 milimetreyi bul • mustur. Bunda da bh fevkalâdelik yoktur. tstanbulda kışm yağmurlu hava ile başlaması tabiî bir vaziyettir.> Evvelki gün 17 dereceyî bulan hararet yavas yavas azalmıs, dün sabah 4 dereceye kadar düşmüş ve her tarakfta kışlık tedarikâtı hararetlenmiştir. Bugün havanın kısmen açık ve poyraz olması ve yağmursuz geç mesi muhtemeldir. Son hafta zarfmda limanımıza Bulgaristandan mühim miktarda mangal kömürü gelmiştir. Kömürler, Varna civanndan ve yelkenlilerle getirilmektedir. Yerli kömürleri miz, üç, üç buçuk kuruşa sabldığı halde, Bulgar kömürleri 5 kurus 10 paradan verîlmekte ve daha yel • kenlide iken müşteri bulmaktadır. Maamafih son hafta zarfmda gelen kömürler, tesptt edilen miktann son partileri olduğundan, badema memlekete Bulgaristandan mangal kömürü ithal edilmiyecektir. tnebolu 29 (A.A.) Birkaç gündenberi düzelen havalar, dün ak • şam gene bozuldu. Karada ve denizde fırtına ve sürekli yağmurlar başladı. Denizdeki fırtmad'an mende reğin parçalanıp dağılmasından korkulmaktadır. Deniz nakliyatı dur mustur. Tasarruf haftası ve mektepler Tasarruf ve yerli mallar haftası munasebetile kânunuevvelm on tkmci günunden itibaren ilk ve orta mekteolerde talebeye verilecek konferan^larm programmı hazırlamak üzere dün öğleden sonra iBc tedrisat müfettişleri müdürü Haydar Beyin riyasetinde toplanmıslardn. tçtima geç vakte kadar surmüs, mekteplerde verilecek kon feranslann mevzuu ve programı hazırIanmı«tır. Hayvan serg'si bugün açılacah Ba sesneki ehlî hayvanlar sergisi de bugün saat on dört buçukta Dolmabahçede eski has ahırlarda açılacaktır. Açılma merasimme Vali Muhittin Bey riyaset edecektir. Bu sene sergiye geçen senekin den daha fazla hayvan iştirak et mistrr. Sergi 15 gün açık kalacak ve kapanmadan evvel her cins hayvanlar arasmda bir bakım ve güzel yetiştirme müsabakası yapılarak birmcilere mükâfatlar verilecektir. Denfzyoüarı ve Akay Denizyollan tsletme idaresi mü • dürü Sadeltm Beyle Akay mü • dürü Cemil Bey davet üzerine dün Ankaraya gitmislerdir. Sadettin ve Cemil Beyler her iki idareye aît 934 senesi bütçesini beraber götürmüslerdir. Mangal kömSrleri Hukuk Talebesi kongresi Oniversite hukuk talebe cemiyeti kongresi yann Halkevinde topla nacaktır. îçtihat Evinde dünkü toplantı ineto'uda fırtına'ar Samsundda 3 mavna 9 motör batiı Samsun 29 (A.A.) Bu gece âni olarak pathyan fırtına limanımızda mühim zararlara sebebiyet vermistrr. ü ç mavna, dokuz motör batmış ve parçalanmıştır. Dünkü toplantıda bulananlar Dün Abdullah Cevdet Beyin ölümünün yıldönümü münasebetile lçtihat Evinde bir tcplantı yapılmıştır. Îçtihat sahibinin hayatta iken her çarsamba günü evinde toplanan münevver dostlar;, gene bir çarsambaya isabet eden bu yıldönümünde zi yaret an'anes'ni devam ettirmiçler dir. tlkönce Mazhar Osman Bey tarafından merhumun cehalete, kara kuvvete karşı yaptığı mücadelelerin tarihçesinden, beynelmilel klâsik e • serleri tercüme ederek başlıbaşına vücude getirdiğ' kütüpaneden, mecmuasından ve memlekette yaptığı ileri hamlelerin tesirlerinden bahse den samimî hitabesi, arkasından da Peyami Safa Beyin bugün «Bana kalırsa» sütununda bulacağmız sözleri ve Nazım Beyin manzum bir tees sürnamesi dinlendikten sonra, hazır bulunamıyanlann mektuplan okırnmuş ve refikasmın matemi paylaşılarak toplantıya nihayet verilmistir. Bazı Ecnebi tatrikaları memie ket m'ze taşınmak istiyorlar Son günlerde, Çekoslovakya ve Po lonyadan bazı fabrikatörler memleke • timizdeki alâkadarlara müracaatle, fab< rikalannı tstanbula nakletmek istediklerini bildirmişlerdir. Bu arada, Polonyada bir çorap fabrikatoru da, Ticaret Odasına müracaatle fabrikasmı birinci kalitede mal çıkaracak surette tstanbulda tesis etmek arzusunda olduğunu bildirmişti. Müracaat edenlerin hemen bepsi, Türkiyede kendilerine şerik olmak istiyen sermayedarlar aramakta • dır. Hayvan Borsası Hayvan Borsası idare heyeti dün içtima etmiş ve borsanm yeni bütçe sini hazırlamıstır. Bu içtimada, borsanin malî vazîyeti tetkHt edîimiş ve memnuniyeti mu dp bir »ekilde olduğu görühnüştür. Hayvan borsasında bu sene tahmin ediIenden S bin lira fazla varidat elde edilmiştir.